Neler süpürmedik ki
halının altına neler? Neleri
hasıraltı etmedik ki
neleri?
İşimize gelmeyen her
şeyi.
Önemsemedik.
Gülüp geçtik.
Gizledik.
Örtbas ettik…
Çözülmesi gereken sorunları
hemencecik halının altına
boca ettik.
Kim
yaptı, kimler yapıyor
bunu?
Kim
olacak, ben, sen, o…
Yani biz!
Ama özellikle
yetkililer.
Evet, yetişkinler ve
yetkililer.
Çözüm bekleyen sorunları
hasıraltı ettiler,
Ya
da halının altına süpürülmesine
müsaade ettiler.
Değilse göz yumdular.
Bu
olumsuzlukları normal
gördüler.
Sakıncasız buldular.
Hatta olumsuzluklara
haklılık payı verdiler.
Ey yönetici ve ey yetkili,
Yanlışları gördün, umursamadın!
Hataları
görmemezlikten geldin!
İnanmadıklarını söyledin.
Vitrine oynadın!
Samimiyetsizlikte yarıştın!
Dilin yok olduğunu,
Kültürün eridiğini,
Gençliğin tükendiğini biliyordun, hissediyordun…
Ama sustun!
Şu ya da bu gerekçeyle görevini yapmadın.
Acıyı, sancıyı kendi haline bıraktın.
Görmezden geldin.
Olumsuzlukları,
yanlışları… halının altına süpürdün.
“Xabze”
yi arı duru biçimde hayata hâkim kılmak varken
bu kültürel değerleri de
hasıraltı ettin.
Yetkiliydin, yetkini
kullanmadın!
Etkiliydin, etki
edemedin!
Cılız başarılarla teselli
buldun!
Doğru söyleyenleri,
yüreğinden konuşanları düşman ilan ettin.
Beni, kimsecikler
eleştirmesin, dedin.
Sen, bu halin ve bu tavrınla sadece geçmişini değil, geleceğini
de halının
altına süpürdün.
Hassasiyeti, duyarlılığı…
hasıraltı ettin!
Ama hasıraltı etmediğimiz, halının altına süpüremediğimiz şeyler
de var.
Şişkin egolarımız,
Afra ve tafralarımız.
Onlarla sarmaş dolaş yaşıyoruz.
Çoğu kez:
Görmedim,
Duymadım,
Bilmiyorum, dedin,
İşin içinden sıyrıldın.
Demek ki çözüm bekleyen sorunları halının altına süpürmekle,
hasıraltı etmekle olmuyormuş.
Bak halı kabardı.
Hasır şişti.
İhmalliğin faturası tek tek meydana çıkıyor.
Toplumuyla kucaklaşamayan kurumlar.
Devletle muhatap olamayan yöneticiler…
İşimiz çok zor!
Biz ya büyük düşünür büyük problemlerimizi çözeriz ya da:
Çöküşe,
Bitişe,
Batışa,
Yıkılışa,
Tükenişe kapı aralarız!
Ama siz yine de hal ve
gidişata o kadar üzülmeyin.
Gelin siz, kafaya takmayın böylesi
sosyal ve kültürel
sorunları.
Kalbe zarar bu tür
düşünceler.
Böyle gelmiş böyle
gider bu işler.
Siz, yapıyor gibi
görünün.
Küçük başarılardan
büyük övgüler çıkarın.
Daha iyi olsun diye fikir
beyan edenleri eleştirin, suçlayın.
Haa, unutmayın!
Siz görmediniz,
Duymadınız,
Bilmiyorsunuz!
Yaşasın Çerkes kültürü!
Yaşasın Çerkes toplumu!
|