Kültürel bilince sahip
herkesin uykusunu kaçıracak bir
sorun var karşımızda.
Yılların birikmiş ihmaliyle
beslenen bir sorun bu.
Dağ gibi adeta.
Çözüm için herkesin
uykusu kaçmalı!
Bu konuda herkes üzerine
düşen görevi yapmalı.
BU SORUNU ÇÖZEMEZSEK…
Nedir bu büyük sorun?
Ne yazık ki
derneklerimizin pek çoğunda yıllardır sessiz ve derinden bir
nesil çatışması yaşanır.
Taraflar belli.
Yaşlılar ve gençler.
Neden çatışır bu iki
kanat?
Nasıl çözülür bu sorun?
YAŞLILARIN GENÇLERE GÜVENMEME SORUNU
Toplumumuzu derinden
sarsan bir sorun bu.
Umursamazlığın,
vurdumduymazlığın tetiklediği sorun!
Yaşlı ve gençler arasında
sessiz ve derinden yaşanan
adı konulamamış sorun!
Çoğu kişinin hissetmediği,
hissedenlerin çok da önemsemediği
sinsi sorun!
Buna,
nesil çatışması da
diyebiliriz.
“Yaşlıların, gençlere
güvenmeme” sorunu da diyebiliriz.
“Gençlerin yaşlılarla
diyalog kuramama” sorunu da…
FATURASI GENÇLERE KESİLEN SORUN
Yıllardır gücümüzü
zayıflatan,
Enerjimizi tüketen,
Bizi bölen,
Gençleri ötekileştiren,
Yeni nesli
kültürden soğutan,
toplumdan uzaklaştıran bir sorun bu!
Sonunda faturası gençlere
kesilen bir sorun.
GÜVENSİZLİK SORUNU
“Ben bilirim!” sorunu.
40-45 yaşındaki kocaman
adamları çocuk sayma sorunu.
“Bu işler çoluk çocuk işi
değil!” sorunu.
Kültürel gücü,
sosyal sinerjiyi
zayıflatan hatta tüketen sorun.
Deneyimli yetişkinlerin,
dinamik gençlerle birlikte hizmet üretmesini engelleyen sorun.
BU SORUN NEDEN ÇÖZÜLEMİYOR
Acaba bu sorunun farkında
mı değiliz?
Yoksa çözme iradesini mi
gösteremiyoruz.
Thamade merkezli toplum
oluşumuz mu çözüme engel?
Yetkililer mi iradesiz?
Bilmem ama olan topluma,
kültüre oluyor.
Hizmet, kısırlaşıyor.
Toplum bölünüyor.
Gençler kültürden
uzaklaşıyor.
ÇÖZÜMÜN DEĞİL SORUNUN PARÇASI OLANLAR
İşin en acı tarafı nedir
biliyor musunuz?
Ne yazık ki çoğu zaman
sorun’u çözmesi gereken zevatın
sorun’un parçası
olması.
“BEN BİLMEM THAMDE BİLİR!”
Yaşım ve tahsilim ne
olursa olsun, ben büyüklerin yanında
susarım, konuşmam.
Ben bu yaşıma kadar bunu
öğrendim.
“Ben bilmem,
thamade bilir!”
Ben Çerkes’im, bana böyle
anlattılar, böyle öğrettiler!
Ben böyle bilir, böyle
yaşarım!
Yaşım daha 45, ben
büyüklerle nasıl
konuşayım, onlara nasıl görüş bildireyim?
Ben Çerkes’im,
ben haddimi bilirim,
bana böyle öğrettiler!
Genç beyin mi dedin?
Enerji mi dedin?
“Geç onları!”
Ben,
iyi Çerkes olma
çabasındayım, bü yüzden ben hep
masa sandalye
taşırım!
Ben görevimi yaparım.
Ben susarım!
GÜNAYDIN BEYLER!
Çok tuhaf şeyler değil mi
şu yukarıda anlatılanlar.
Ama daha da tuhaf olanı,
yıllardır yazılıp çizilen,
anlatılan bu büyük
sorunun, bazı
yetkililerce yeni yeni algılanıyor olması.
Günaydın beyler!
Gün doğmadı mı?
Biraz erken olmadı mı?
|