...................
...................
EY SORUMLULUK, SEN NE ASİL BİR DUYGUSUN!
.13.05.2017
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
 
...................

Vurdumduymazlıktan uzak, sorumluluğun ağır sancısını duymak…

Dil, kültür, kimlik… konusunda fikir üretirken duyarlı olmak…

Sizce de çok asil bir duygu değil mi sorumluluk duygusu?

 

İnsanın yapacağı her işte, söyleyeceği her sözde dikkatli olması ne güzel bir duygu.

Aslında sorumluluk, bireyin, kendi istek ve iradesiyle yaptığı her eylemin mutlaka hesabını verme duyarlılığıdır.

 

Evet çok kolay değil, düşünerek, inanarak “Birilerini kırar mıyım acaba? Ya birilerini yanlış yönlendirirsem?” hassasiyetiyle yaşamak, bu duyarlılıkla yazmak, bu hassasiyetle konuşmak!

 

Daha da önemlisi inandığı şeyleri yazmak, yazdığı şeylere inanmak.

Her şeye rağmen kırılan, dökülen olursa özür dilemeyi bilmek.

 

Ne büyük erdem, sorumluluk bilinciyle kalp kırmadan, idealleri hançerlemeden, yüreklere ve bileklere basmadan yaşamak!

 

ÖLÇÜSÜZ ve PERVASIZCA YAZMANIN ADI CESARET DEĞİL!

Aklıselim insan için hangi eylem sorumluluk gerektirmez ki?

Duygu ve düşünceleri internet sayfalarında paylaşmak, sorumluluk istemez mi?

Ya kültürel konularda fikir beyan etmek?

Ya 21 Mayısları, sürgünleri konuşmak, bu kavramlar üzerine yazmak!

“Cesaret ve birikim” uluorta sorumsuzca konuşmanın, ölçüsüzce, pervasızca yazmanın adı olmasa gerek!

 

AKIL VE MANTIK SÜZGECİ

Hiç mümkün mü,

Duygu ve düşünceleri akıl, mantık süzgecinden geçirmeden yazacaksın, konuşacaksın.

Kültürel konularda kimlikleri kılıç olarak kullanacaksın.

Sonra da birlik, bütünlük, kardeşlik ve insanlık paydasından bahsedeceksin.

 

SEN, KÜLTÜRÜNLE BEZEN AMA…

Sen, elbette kimliğinle, kültürünle bezenmelisin!

Ama aynı zamanda renk, dil, din ayrımı yapmadan insanlık ortak paydasında herkesi kucaklamalısın.

 

Büyük birikimle, geniş ufukla, kitlelere yazacaksın.

Başka kültürlere asla düşmanlık yapmadan yazacaksın.

İşte o zaman kendini aşmış olacaksın.

Yoksa her bir küçük mesele ayağına dolanacak, bu sığ düşünce ne yazık ki her seferinde seni “künde” ye getirecektir.

 

NEDİR SORUMLULUK?

Evet, sorumluluk, bazen susmaktır.

Yüreğin kan ağlarken konuşmamaktır.

“Yanlış anlaşılırım!” dan korkmaktır.

Sorumluluk, tarih bilinciyle konuşmaktır, yüreğinden gelenleri yazmaktır.

Sorumluluk sahibi olmak, insanların saygısını, güvenini ve sevgisini kazanmanın en güzel yoludur.

 

Acaba ne kadar özverili ne kadar hoşgörülü ve ne kadar bağışlayıcıyız?

Hiçbir menfaat beklemeden sevmeyi, birbirimize güvenmeyi öğrenemediysek, hayat adına sorumluluğumuzu yerine getiremiyoruz demektir.

 

Evet, bizim her teşebbüsümüz sorumluluk endeksli olmalıdır.

 

Rüya ve hülyaları gerçekleştirmenin en birinci yolu, sorumluluk bilincine sahip olmaktan geçer.

 

“ADIM HIDIR, ELİMDEN GELEN BUDUR.” SORUMSUZLUĞU

Hep hayretler içinde seyrettim sorumluluğunu bilmeyen sorumsuzları.

Yetkili ama sorumsuz.

Görevli ama umursamaz, vurdumduymaz…

Bakıyorsun yetkili.

Bakıyorsun sorumluluk makamında.

Peki ne yapıyor, sorumluluğun dayanılmaz sancısını mı çekiyor?

Yoksa “Adım Hıdır, elimden gelen budur!” kolaycılığında mı?

Ey sorumluluk, sen ne asil bir duygusun!