Okullar son zilini çaldı
ve tatil başladı.
Bu süreçte bir işte
çalışmak zorunda kalan/ bırakılan
çocuklar ve gençlere
Allah yardım etsin.
O
küçük omuzlardaki büyük
yük, hepimizin içini parçalıyor.
Geçim sıkıntısından
çocukluğunu yaşayamayan o
zarif çocuklar…
O baskıya, şiddete maruz
kalan yavrular…
Gülmeyi unutan, gün be gün
sevgiden uzaklaşan,
hayattan kopan o kocaman yürekli minikler…
Ya diğerleri?
Tatili uyku ve oyun sanan,
Hiçbir şeyden mutlu
olmayan,
Mutsuzluk, umutsuzluk,
uyuşukluk ve boşluk içinde
kıvranan,
Sosyal medya girdabında
boğulan,
Gün boyu uyuyan, uyuklayan,
Spordan,
Sanattan,
Okumaktan, düşünmekten,
konuşmaktan uzak duran,
Kendi içinde boğulan
çocuklarımız.
NEDEN BU HALDE BUNLAR?
Farkında mıyız bilmem?
Tatil boyunca hiçbir şey
yapmayan,
Hiçbir şey öğrenmeyen,
hiçbir şey üretmeyen,
Hiçbir işe yaramayan,
Hiçbir şeyden
mutlu olmayan pek çok
çocuk ve genç var sağımızda solumuzda.
Elindeki
telefonda boğulan,
dizindeki bilgisayara kayıtsız şartsız teslim olan.
Ailesinden,
arkadaşlarından kopan.
Kedisinden uzaklaşan…
Kaybolan, yok olan
çocuklarımız.
“NE HALİNİZ VARSA GÖRÜN!” diyemeyiz.
Bu noktada şüphesiz anne
ve babalara büyük görev düşüyor.
Duygu, düşünce ve hayal dünyası karışmış,
Pusulası şaşmış bir
nesilden bahsediyoruz.
Karmakarışık duygularda
bocalayan bir nesil.
Hiç acıkmamış, hiç
üşümemiş, hiç terlememiş,
hiç üzülmemiş bir nesil.
Yediği önünde yemediği
arkasında bir nesil.
Hep sanal başarılar
peşinde koşturulmuş bir nesil.
Okumayan,
Okumayı sevmeyen,
Okumaya gerek duymayan bir
nesil.
Bu çocuklar, bu gençler,
üç aylık yaz tatili
boyunca yatacak mı?
Bilmem ki gözümüzün önünde
gözümüzün nuru bir nesil kimseyle konuşmadan, kimseyle
dertleşmeden, kimseyle hoş vakit geçirmeden telefon ve
bilgisayarla sarmaş dolaş mı yaşayacak?
Bu çocuklara, bu gençlere
kim pusula olacak?
Kim hazırlayacak hayata
onları?
OKUMADAN OLMAZ
Biz anne babalar ve
öğretmenler,
Sevgili küçük yavruları,
kitabın sıcacık kollarına,
yumuşacık kucağına teslim edemediysek,
Onlar, bizim
katkılarımızla kitapların gizemli dünyasının kapısını
aralayamadıysa biraz da
suçlu biz değil miyiz?
Genç neslin dünyasına
girmek varken, onlara model olmak dururken biz
hep paradan, maldan
mülkten bahsettiysek diyecek bir şeyimiz de kalmadı demektir.
Yeni nesil, hayatı tanımak
için okumalı.
İyiyi güzeli bulmak için okumalı.
Kültür değerleriyle
tanışmak için okumalı.
Mutlaka okumalı.
Okumalı ki toplumunun,
kültürünün temel değer hükümlerini öğrenmeli, benimsemeli.
Okumalı ki iyiye ve güzele yönelmeli.
Yaşama sevinciyle
güçlenmeli.
“İnsanın veya milletin
dünyaya bakış tarzını değiştirmek mi istiyorsunuz? Ona okumasını
öğretin ve okunacak kitaplar verin.” Sözü ne kadar doğru.
PEKİ NEDEN?
Peki neden kahvaltı, öğle
ve akşam yemekleri; maç,
TV dizisi… Saatlerimiz olmasına rağmen neden kitap okuma
saatimiz yok?
Misafirlerimizle
spor, siyaset, para…
Konularını konuştuğumuz halde onlarla neden okuduğumuz bir kitabın
güzelliklerini paylaşmıyoruz?
Sevdiklerimize
çiçek, çikolata hediye
ederken neden kitap hediye etmiyoruz?
Unutulmamalı, “yetişen
zekâları kitaplarla beslemeyen milletler yıkılmaya mahkûmdur.”
YA KÜLTÜREL EĞİTİM?
Yaz tatili döneminde ihmal
edilmemesi gereken bir konu da çocukların ve gençlerin kültürel
eğitimdir.
Bu dönemde
düğünler özellikle köy
düğünleri, şenlikler, festivaller asla kaçırılmamalı.
Yeni nesil, kültürünü
alanlarda, ortamlarda
yaşayarak öğrenmeli, kültürünün renkli dünyasını derinden
hissetmeli.
Eğitim vermeye uygun
derneklerimiz de “sezon
finali” gibi aralardan kaçınmalı, yaz kamplarıyla
kültürel eğitim için ortam
oluşturmalı.
Sözün özü:
Yaz tatilleri
sosyal, kültürel, sanatsal
ve spor etkinlikler için bir fırsat bilinmeli.
Çocuklar sanal dünyaya terk edilmemeli.
|