Tatildeyim.
Bilirsiniz tatil sıcak,
sevimli bir kavram.
Tatil;
eş, dost, sohbet,
muhabbet demek.
Huzur ve içe doğru
derinleşmek demek.
İşte böylesi bir tatildeyim.
Ortam gayet güzel,
çay faslı, fonda
www.adigaradio.ru
çalıyor.
Kafkasya merkezli
harika bir radyo.
Müzikler, sohbetler…
tatilde insana bir başka
tat veriyor.
Radyo, müziklere ara vermiş
bir NART hikayesi
anlatıyor.
Daha önce duymadığım ilginç
bir hikâye.
Birden
kulak kesildim.
Nefes almadan dinledim.
Harika, ibretlik bir hikâye,
paylaşmaya değer.
O halde ben de radyo
yetkililerine, çalışanlarına, bu hikâyeyi derleyene, seslendirene
içtenlikle teşekkür ederek
hikâyenin çevirisini yapıp bu ibretlik hikâyeyi sizlerle
paylaşıyorum.
Öyle ya, kıssadan alırız
belki hisse!
MELEKIPH ve ŞUJEY
(Melekıph’ın Altın Kesesi)
Nart Şujey, Melekıph’e
âşık olur ve eşini
boşar.
Hiç zaman kaybetmeden
Melekıph’ın babasına elçi gönderir ve onu babasından ister.
Bu teklif kızın babasını
şaşırtır.
Baba,
Nart Şujey’in o
dünyalar güzeli eşini boşayıp kendi
küçücük kızını
istemesine bir anlam veremez.
“Benim kız son derece akıllı,
uyanık bir kız. Durumu kendisine bildireyim, o nasıl isterse öyle
yapalım.” Der ve bu
evlilik teklifini kızına götürür.
Melekıph, duydukları
karşısında kahkahayla
güler.
“Madem Şujey o güzelim, o
masum eşini benim için boşadı, neden olmasın onunla evlenirim,
yeter ki şu küçük deri
keseyi altınla doldursun!” der ve eni boyu bir gelincik derisi
kadar olan küçük altın kesesini babasına uzatır.
Baba, kızının bu isteği
karşısında bir kez daha şaşırır çünkü kızının istediği meblağı çok
azdır.
Sonuçta bir avuç altınla
dolacak küçük bir kesedir bu ama baba, her şeye rağmen kızının
evlenmesini istediği için ses çıkarmaz.
Nihayet
Melekıph’ın küçük deri
kesesini Şujey’in elçisine verirler.
Elçiye “Şujey, bu küçük deri
keseyi altınla doldurursa
bu iş olacak!” derler.
Elçi gider ve durumu Şujey’e
anlatır.
Şujey, duyduklarına çok
sevinir, ziyadesiyle mutlu olur.
Bir küçük deri keseyi altınla
doldurmak oldukça basittir. Kesenin alacağı
en fazla bir avuç
altındır.
Sevinçle
“Yarın hemen Melekıph’le
evleniyorum!” der.
Hemen keseyi alır ve içi
altınla dolu kocaman küpten bir avuç altın alarak keseye bırakır,
kese dolmaz. Bir avuç
daha, bir avuç daha… kese dolmaz.
Kese esnemekte, yandan
açılmaktadır. Nihayet
tahta kürekle
bütün altınlarını boşaltır fakat kese yine dolmaz.
Şujey, şaşkındır,
arkadaşlarının tüm altınlarını
borç alır ama kese
yine dolmaz. Küçücük kese,
kocaman bir hayvan derisi kadar olmuştur, daha da açılmakta,
daha da esnemektedir.
Şujey, çaresizdir. Düşünür,
taşınır fakat bu işten vazgeçmekten başka çözüm de bulamaz.
Keseyi boşaltır.
Arkadaşlarından borç
aldığı altınları iade eder, kendi altınlarını da tekrar
mücevher sandığına boşaltır.
Altın kese küçülür ve eski
halini alır.
Şujey, bu işin aslını
öğrenmeden keseyi
Melekıph’a göndermeyi de gururuna yediremez.
Şujey, Nartlara haber salar
ve Nartlar imdada yetişir. Şujey durumu onlara anlatır.
Nartlar dikkatle altın keseyi
inceler fakat onlar da bu kesenin ne derisi olduğunu bir türlü
anlayamaz, yani kesenin
sırrı çözülemez.
Nartlar da çaresizdir.
Çareyi
“Wuerserıj” denilen güngörmüş,
tecrübeli yaşlı kadına gitmekte, ona akıl danışmakta bulurlar.
Küçük deri keseyi alıp
“Wuerserıj” a giderler.
Wuerserıj, “Biz Nartlar, tüm
altınlarımızı bu küçücük keseye boşaltmamıza rağmen bu keseyi
altınla dolduramadık, bu
işin sırrı nedir?” diye sorarlar.
Wuerserıj,
altın kesesini alır
dikkatle inceler:
“Ey sevgili evlatlarım,
ey yiğit Nartlar,
yeryüzündeki bütün Nartlar tüm altınlarını bu küçük keseye
boşaltsanız dahi bu keseyi
altınla dolduramazsınız.”
“Bu kesenin malla mülkle
dolduğunu/doyduğunu bugüne kadar gören duyan hiç olmadı.”
“Bu keseyi malla mülkle
doldurmanın tek yolu var. Kesenin dip kısmına
bir parça toprak koyun
sonra altınları keseye dökün!” der. “Zira bu kese,
insan kalbinin derisinden
yapılmıştır.”
Nartlar, yaşlı kadının
dediğini yapar. Kesenin içine bir parça toprak koyar. O da ne;
kese, bir avuç altın bile almadan
ağzına kadar dolar.
Şujey amacına ulaşmıştır,
oldukça mutludur.
Altınla dolu keseyi elçiye
verip Melekıph’a gönderir.
“İşte bak, Şujey senin
gönderdiğin keseyi altınla doldurdu, artık
onunla evlenmek
durumundasın!” der elçi.
Melekıph, “O kesemi dolduran
şeyin altın olduğundan emin misiniz?” der.
Elçi, “Olur mu, bakın işte
kese altınla dolu, hem de
saf altınla!” der.
Melecıph, “Hayır, Nartların,
benim size verdiğim keseyi dolduracak kadar altını yok, keseyi
dolduran altın değil
topraktır!” der.
Elçi, kesenin ağzını açar,
“Nasıl olur, işte bak kese
saf altınla dolu!” der.
Melekıph, peki bana
inanmıyorsan keseyi boşalt bakalım, der.
Elçi keseyi boşaltır, kesenin
altında bir miktar toprak çıkar.
Melekıph, “O toprağı dökün ve
altınları tekrar keseye bırakın!” der.
Elçi, söyleneni yapar. O da
ne, kese yine
genişlemiştir ve altınlar kesenin içinde kaybolmuştur!
Elçi itiraz eder “Siz bu
kesenin altınla doldurulmasını istemiştiniz, biraz önce kese
altınla doluydu, siz
sözünüzde durmalı ve Şujey’le evlenmelisiniz!” der.
Melekıph, “Nart Şujey’e
söyleyin, benim eş olarak kabul edeceğim insanın
yüreği sevgi dolu olmalı,
benim bağrımı toprakla doldurup beni toprağa gömecek insan bana eş
olamaz!” der.
“Onun, benim içimi
doldurabilecek sevgisi yok. Eğer beni gerçekten sevseydi
o kese, altınsız bile
dolardı. Ne yazık ki Nart Şujey’in içinde sevgi olmadığı için
o keseyi sevgiyle değil toprakla doldurdu, ben asla
böyle bir eş istemem!”
der ve elçiyi gönderir.
Elçi, gidip durumu
Şujey’e anlatır.
Şujey, elçiyi dinler ve
Melekıph’e yeni bir elçi gönderir.
“Ey güzel Melekıph, size
karşı duyduğum büyük sevgi
ve aşk olmasaydı ben eşimi boşar mıydım? Sizi deliler gibi
seviyorum, güzelliğiniz,
aklımı başımdan aldı, ne olur beni anla!” der.
Melekıph, “Söyleyin ona; o,
güzel, soylu ve masum eşinin kıymetini bilmeden onu boşadı. Nart
Şujey, akıllı olsaydı küçük bir bahaneyle eşini boşamazdı, O,
yarın benim için de bir bahane bulur!”
“Bilirsiniz, suçsuz köpek
öldürülmez, masum kadını
boşamak olmaz!” derler. “Şujey bana güvenmesin, vakit
kaybetmeden eski eşiyle tekrar evlensin,
Şujey, ondan iyisini
bulamaz!”
Melekıph’ın sözlerini duyan
Nart Şujey, yaptıklarından büyük mahcubiyet duyar, bin pişman olur
ve eski eşiyle tekrar
evlenir.
“Kıssadan hisse” derler ya
işte size kıssa, bakarsın alırız hisse!
|