...................
...................
BİZ
09.09.2017
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
 
...................

Konuşamadığı, yazamadığı “dil” in erdemini anlatan BEN!

“Dili ve kültürü” hakkında hiçbir bilgisi olmadan ahkâm kesen SEN!

Okumayan, dinlemeyen, araştırmayan ama her şeyi herkesten iyi bilen O!

Bilmediğini de bilmeyen BİZ, SİZ, ONLAR!

Ve yaralı kültürümüzün yok oluşunu seyreden HEPİMİZ!                                                            

Biz böyleyiz işte!

Biz, ağlanacak halimize güleriz!

Biz, boş durmayı sevmeyiz, başarıya giden kardeşimizin ayağından tutar çekeriz!

Biz böyleyiz!

 

“NE OLUR YARDIM EDİN BANA!”

Gencim, anne ve babam Çerkes.

“Çerkes” liğiyle övünen biriyim.

Ama bu günlerde çok zor durumdayım.

Bana yardım eder misiniz?

Beni bu girdaptan kurtarabilir misiniz?

 

“BEN RUHUMU KAYBETTİM!”

Bilmedim, Xabze, Çerkes’in hayat tarzıymış.

Bilemedim, Çerkes olarak yaşamak isteyen herkes, “xabze” denilen bu Çerkes mantalitesini yaşamak, yaşatmak ve korumak zorundaymış!

Daha da önemlisi, sosyal yaşam nasıl durağan değilse, “xabze” de asla durağan değilmiş!

“Xabze”yi durağan ve değişmez kabul etmek “xabze”ye yapılabilecek en büyük ihanetmiş!

Geç anladım, öz benliğimizi, bu has kültürü yitiriyor olmak en büyük acıymış.

Ne olur yardım edin bana!

“Xabze”yi kaybettim!

Kendimi,

Özümü,

Benliğimi,

Ruhumu…

Ne olur yardım edin!

 

SERMAYESİ SAMİMİYET OLANLAR

Sevgiye, aşka inananlar,

Vefa nedir iyi bilenler,

Sermayesi samimiyet olanlar, selâm size!

 

Hep anlatılır, mutlaka duymuşsunuzdur:

Derviş, bir kucak elmayla yanından geçen genç kıza:

-Nereye gidiyorsun?

Kız, ilerideki tarlayı göstererek:

-Sevdiğim şu tarlada çalışıyor, ona gidiyorum.

Derviş:

-O kucağına ne doldurdun?

Genç Kız:

-Sevdiğime elma götürüyorum!

Derviş:

-Kaç tane elma var elinde?

Kız gayet sakin:

-İnsan, sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?

Bu cevap karşısında neye uğradığını şaşıran derviş, elindeki tespihi yavaşça kopartmış.

İşte bir kıssa, belki içinden çıkar bir hisse…

Sevgi, aşk, samimiyet, vefa…

 

SAMİMİYETİ KUŞANANLAR

Toplum olarak önce, en önce, her şeyden önce “tahakküm ve tekebbürü” bırakıp samimiyeti kuşanmalıyız.

Sonrasında işimiz kolay.

Birlikte oluşturulan yol haritasıyla ortak hedeflere yürümek…

Bu davranış çok da yakışır bize!

Ne dersiniz?