Yapboza dönen eğitim sistemimiz ne yazık ki ağır yaralı.
Son TEOG değişikliği
acı gerçeği bir kez daha görünür kıldı.
Çocuklarımız “denek”
olurken “eğitim sistemi(!)”
deneme tahtası oldu.
Yapılan her değişikliği
“devrim” olarak nitelendiren siyasiler, 3-4 sene önce
yaptıklarını bozarken yine “devrim” demeyi ihmâl etmiyor!
“BEN YAPTIM OLDU!”
Yıllardır yönetim kademesi dahil
eğitimin mutfağındayım.
Bu süreçte yüreğimi dağlayan çok acı
eğitim darbeleri
yaşadım.
Çok “Ben yaptım oldu!” gariplikleri gördüm.
Çok “sil baştan”
sahneleri seyrettim.
Çok “yap- boz” enkazlarıyla uğraştım.
Bugün de nur topu gibi
bir eğitim darbesiyle karşı karşıyayız.
Okulların açılmasına iki
gün kala bir açıklama:
“Ben bu sınav sistemini istemiyorum!”
“O yüzden ben bu TEOG’u
kaldırıyorum!”
Garip, tuhaf, anlaşılmaz!
DERE GEÇERKEN AT DEĞİŞTİRMEK
Bu üslup, bu değişiklik yöntemi sizce de çok garip değil mi?
Maç oynanırken kural değişir mi?
Değişirmiş!
Peki, dere geçilirken
at değiştirilir mi?
Değiştirilirmiş!
Yaşa ki neler göresin!
PLÂNLAMA ŞART
Danışma, uzlaşma, plânlama şart!
Sizin bu bodoslama
usulüyle ancak eğitimi de sistemi de yok edersiniz.
Yakar, yıkarsınız.
Boşuna dememişler:
Türk eğitim sisteminde iki şey eksik.
Biri eğitim, diğeri sistem!
EĞİTİMDE İFLAS
15 yılda 6. kez sistem değişiyor.
Aynı iktidar beş kere sistem, 6 kere de
bakan değiştiriyor.
AL, LGS, OKS, SBS, TEOG, X
TEK ADAM
Bir ülkenin politikalar bir kişinin
insafına bırakılırsa
sonuç böyle olur.
Yani çocuklarımız kobay olur.
Yani çocuklarımızın geleceği karartılır.
ZAMANLAMA MANİDAR
TEOG tartışmasının imam
hatiplerin başarısızlığının ayyuka çıktığı bir döneme
rastlaması sizce tesadüf mü?
MESELE SINAV DEĞİL
Bir ülke düşünün, “bir
eğitim politikası” olmayan.
Yap- boza dönmüş bir sitem(!) düşünün.
Bırakın bir yılı, bir ay
sonrasını planlayamayan, birkaç adım ilerisini göremeyen bir
eğitim camiası düşünün.
Evet, hayal gücünüz yüksekse bunları düşünebilir, böylesi bir
ülkeyi hayal edebilirsiniz.
Peki, zorlayın kendinizi,
acaba şunu hayal edebilir misiniz?
Okulların açılmasına iki
gün kala bir açıklama “Her türlü hazırlığı yapılmış,
planlanmış, günü belirlenmiş de olsa ben bu sınavı kaldırıyorum!”
Hayal gücünüzü zorluyor değil mi?
Ya sabrınız?
BİR ANEKDOT
Beyefendi uzun yıllar devlet memuru olarak çalışmış ve sonunda
emekli olmuş
Güzel bir bahar günü kapısının önündeki yolun kenarında bankta
oturmuş etrafı seyrediyormuş.
Gördükleri onu şaşırtmış.
Gözlerine inanmamış.
Adamın birisi bir çukur açıyor, diğeri o çukuru kapatıyor.
Sonra yine bir çukur, yine bir çukur…
Ve çukurlar sırayla kapatılıyor.
Adam sabırla seyretmiş bu saatler süren hummalı çalışmayı.
Olan bitene bir anlam verememiş tabii.
Sonunda sabırsızlıkla yerinden kalkmış ve adamların yanına gitmiş:
“Yahu arkadaş, siz ne yapıyorsunuz söyler misiniz Allah aşkına?”
demiş.
Çukuru açan adam doğrulmuş, terini silerek:
Arkadaş bunda şaşılacak ne var!
Biz üç kişilik bir ekibiz.
İşimiz fidan dikmek.
Birimiz çukuru açar, diğeri fidanı çukura yerleştirir, bir
diğerimiz de o çukuru kapatır.
Bugün fidancı arkadaşımız gelmedi ama biz işimize devam
ediyoruz.
Ben çukuru açıyorum o da kapatıyor!
Bunda şaşılacak ne var!
BU KAFAYLA GİDERSEK İŞİMİZ ÇOK ZOR
“Ben, aklıma eseni istediğim zaman istediğim şekilde yaparım, kime
ne?”
Ama zararı çocuklarımız görüyor, cezasını toplum çekiyor.
Ama çocuklarımızın ufku karartılıyor.
Ama bir nesil daha yok oluyor!
Bu hiç mi önemli değil?
Demek ki değil, ne diyelim!
Bye bye eğitim, elveda sistem!
|