Toplumumuzun sıcak gündemi,
“Saray” da
gerçekleşmesi beklenen
“ÇERKES BULUŞMASI” programı.
Çerkes bir gazetecinin; kıran, döken, aşağılayan, ayrıştıran,
hedef gösteren, talihsiz
yazısı ve KAFFED’in
buna sert cevabı, ortamı ateşledi ve konu yine gündemin birinci
sırasına oturdu.
Anlayacağınız Çerkesler yine
büyük sınavda.
Toplumumuz, tek yürek olunması gereken bir günde yine
öfke, yine haset, yine
sen, ben davasında.
Yani vizyonda, süper benlik aromalı bir
Çerkes klasiği var.
Seyrediyoruz!
İŞİN ASLI
Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse bu programın mimarı,
katılımcı federasyonların
ve diğer katılımcı
STK’ların dışında birileri.
Bu zat, projeyi hazırlamış, uygulamaya koymuş hatta iyice de
kotarmış.
Ama son dakika gelişmeleriyle program uygulanamamış.
Şimdi bu zat “Bu proje
benim!” diyor.
“Projemi elimden aldılar, bana haksızlık yaptılar!”
diyor.
Kısmen de doğru söylüyor!
Evet, bu projenin mimarı, şimdiki program uygulayıcılar ya da
program katılımcılar değil.
Peki, “Neden proje el
değiştirdi?” derseniz, ben de “O hamur çok su götürür!” derim.
http://www.circassiancenter.com/cc-turkiye/yorum/nt/382-Cerkesler.htm
PROGRAMIN KAZANIMLARI KONUŞULMALI
Biz hepimiz, kişileri konuşmayı bırakıp
olayın özünü konuşmak
durumundayız.
Biz, bu buluşmanın kazanımlarını konuşmak, bu konuda kafa yormak
zorundayız.
Hiç şüphesiz, başta KAFFED
olmak üzere tüm katılımcı federasyon ve diğer STK’lar,
siyasetin dolgu maddesi
olmak için saraya gitmeyecek kadar bilinçlidir.
Programın vitrininde olması gereken KAFFED Genel Başkanı
Sayın Yaşar Aslankaya
da danışmanları da yönetim
kurulu üyeleri de bu birikim ve bilince sahiptir.
Toplumsal mutabakat olduğu sürece bu noktada
endişeye gerek olmadığı
kanaatindeyim.
Eminim, programın ayrıntısı enine boyuna konuşulmuş, tartışılmış
ve karara bağlanmıştır.
Şüphesiz bu görüşmeyle hedeflenen toplumun çıkarıdır,
bu kültürün bu buluşmadan
kârlı çıkmasıdır.
YOKSA “KOYUN CAN DERDİNDE KASAP
ET DERDİNDE”
Mİ?
Buraya kadar tamam da bilmem ki
ülkenin içinde bulunduğu
durum, sorun çözmeye müsait mi?
Halkı, karpuz gibi orta yerinden bölünmüş bir ülke düşünün.
Tercihi, duruşu ve görüşü farklı olan bireylerin aynı ortamı
paylaşamadığı bir toplum...
Öfke ve nefret girdabında genetiğiyle
oynanmış,
Hukuku, intikam aracına dönüşmüş bir devlet…
Ayrışmış, bölünmüş bir halk.
Peki, sosyal ve siyasal durumu bu olan bir ülkede, köklü
kültürel sorunların çözümü noktasında iyimser olmak ne kadar
mantıklı?
Hani derler ya “Koyun can derdinde kasap et derdinde.”
Yine de biz enseyi karartmayalım!
BAKALIM SARAY NE KADAR SAMİMİ
Bakalım Saray, kültürel sorunlarla boğuşan bir toplumun
acısını, sancısını ne
kadar hissedecek?
Bakalım Saray, Çerkes toplumunun sorunlarını çözme konusunda
ne kadar samimi?
Daha da önemlisi, bakalım Saray, ÇERKES BULUŞMASINDA irade
kullanacak mı?
SARAY HANGİ SORUNUMUZU ÇÖZECEK?
Saray toplantısı ne zaman gerçekleşir onu bilmem.
ÇERKES BULUŞMASINA kimler katılır onu da bilmem, merak da
etmem.
Ama Saray’da kimin ne konuştuğu ne konuşacağı çok önemli.
Saray’da bu toplumun acıları, bu halkın sorunları en
etkili şekilde dile gelmeli.
Çerkes toplumunun ruhu bütün renkleriyle Saray’da vücut bulmalı.
Saray’ın duvarlarına yansımalı sürgün görüntüleri, Türkiye için
canını veren Anadolu şehitleri.
Saray, çok iyi anlamalı bu ihmali, bu tarihi trajediyi.
Saray, şaşırıp kalmalı bu yaman çelişkilerle.
Saray, “Bu soylu toplum bu ülke için savaşırken Türkçe
bilmiyordu, şimdi ne yazık ki ana dilini bilmiyor!” hakikatini
iyi anlamalı.
Sonrasında insan temel hak ve özgürlüklerine saygılı bir
ülkenin yapması gerekeni yapmalı!
Bu konuda hemen irade kullanmalı.
“Farklılıklarımız zenginliğimizdir!” sözünün gereğini yapmalı.
YETER Kİ FIRSAT İYİ DEĞERLENDİRİLSİN
Toplumumuzu temsilen davete icabet edecek temsilcilerimizin bu fırsatı
çok iyi değerlendireceğini umuyorum.
Temsilcilerimizin, duyguları ve algıları iyi yöneterek Çerkes
toplumunun yüzünü güldürecek sonuçlar alması temennisiyle
katılımcılara başarılar diliyorum.
|