Kültürel değerleri yeni
nesle aktarmanın en
etkili yollarından biri sizce televizyon mu?
Yani
televizyon, kültürün yaşatılmasına önemli katkı sağlar mı?
Sanırım
çoğunluk “Evet, TV, kültürün yaşatılmasında etkili bir araç olarak
kullanılabilir!” diyecektir.
Bir kesim de
“TV bitti bitiyor, siz sosyal medyaya iyi kullanmaya
bakın!” diyecektir.
Kim ne derse
desin “Çerkeslerin niçin bir televizyonu yok?” sorusu
güncelliğini koruyor, bu gidişle daha uzun süre koruyacak gibi.
Öyle ya,
Türkiye’de uydu yayını yapan yüzlerce televizyon varken
niçin bir Çerkes kültür TV’si yok?
AH BİR İNANSAK!
İnanmadık,
inanmıyoruz!
TV çok şey
katabilir bu kültürlere.
TV iyi bir iletişim
aracıdır.
Ama bizim bir
TV’miz yok!
Peki niçin?
Çünkü inanmıyoruz!
Zaman zaman
esip gürlüyoruz.
Çoğuz zaman mangalda kül
bırakmıyoruz.
Ama bir TV’miz bile
yok!
Oysa genç kuşaklarla
kültür iletişimi için TV iyi bir araç.
Günümüzde medyasız
kültürü yaşatabilmek, sanıldığından çok daha zor olsa gerek!
TELEVİZYON, GENÇLİK ve
KÜLTÜR
Malum, sağlıklı bir
toplum, kimliği ve kültürüyle barışık bireylerden oluşur.
Toplumun geleceğini genç
nesiller belirler.
Gençlerin kimlik
gelişimi ve sosyalleşme sürecinde en etkili araç, kitle
iletişim araçlarının en yaygını olan televizyondur.
Toplumsal ve kültürel
değişimi en kolay şekilde benimseyen gençler.
Bu değişimi, hayatlarına
hızla aktarabilen gençler.
Hayatlarını buna göre
şekillendiren gençler.
Gençler, giydikleri
kıyafetlerden,
Kullandıkları cep
telefonlarından,
Fiziki imajlarından,
Benimsedikleri kız-erkek
ilişkilerine varıncaya kadar,
Hayatlarının her alanında
kültürel değişim sürecinin etkisinde kalan gençler.
Bu değişim sürecinde sosyal
medyadan, radyodan, TV’den fazlasıyla etkilenen gençler…
Kimlik geliştirirken TV
karakterlerini model alan,
Davranışlarını bu
doğrultuda şekillendiren gençler…
KÜLTÜRÜ ÇALINMIŞ ÇARESİZ
BİR GENÇLİK
Sevgili Çerkes gençleri,
Ne yazık ki çoğunuzun kültürel
donanıma sahip ailesi yok.
Okulunuz yok!
Kütüphaneniz yok!
Sanat eviniz yok!
Radyonuz yok!
TV’niz yok!
Gazete ve derginiz yok!
Sokağınız, caddeniz yok!
Derneğiniz var mı bilmem!
Peki, söyleyin, siz nasıl
Çerkes olarak yetişeceksiniz?
Ey yetişkinler ve
yetkililer!
Bu şartlarda siz nasıl
kültürüyle barışık bir gençlik yetiştirecek, nasıl bir gelecek
inşa edeceksiniz?
SORUMLULUK VE SAMİMİYET
İşte bu noktadan bakılırsa
daha iyi anlaşılır ailenin ve okulun önemi!
Derneklerimizin ve
üst kurumlarımızın sorumluluğu!
Daha iyi anlaşılır medyanın özellikle
de televizyonun gücü.
Haydi, siz söyleyin, bu
değerlerin kaçına sahibiz?
Ne dersiniz, bu kadar
yokta kültür var olur mu?
Bu yokluk kervanında dil
yaşatılabilir mi?
Kültür yaşayabilir
mi?
ÇÖZÜM
Su halde en önemli
medyatik güç, kuşkusuz televizyondur!
Televizyon, sosyal ve
kültürel kimliğin şekillenmesinde büyük rol oynar.
Televizyon, bir sihirli
güçtür ve milyonları etkiler.
Çerkes toplumu, kendi
değerlerini ve güzelliklerini koruyan, geliştiren bir toplum olmak
için çağın gereklerini yerine getirmek zorundadır.
Kitle iletişim araçlarının
en önemlisinin TV olduğu da unutulmamalıdır.
Kültürü yaşatmak için TV
gereklidir.
Elzemdir.
Şarttır!
Çerkes toplumunun, dilini konuşabilmesi,
Kimliğini koruyabilmesi,
Kendi kültür, sanat,
tarih ve edebiyatına sahip çıkabilmesi kitle iletişim
araçlarıyla, sosyal medyayla mümkündür.
Ey Çerkes toplumu, bir
TV’in bile yoksa…
SÖZÜN ÖZÜ
Kısaca, sancımız derin,
derdimiz büyük!
O halde daha fazla vakit
geçirmeden çözüm üretmeliyiz.
TV, en önemli çözümlerden
biri, belki de birincisi.
Bu bağlamda benliğini ve
kültürünü korumak isteyen her Çerkes, devlet destekli bir
televizyon için mutlaka seferber olmalı.
Kültürel duyarlılık, sözden
öte eylem gerektirir.
Bu eylem, sosyal medyada “Çerkes
TV istiyorum!” kolaycılığıyla olmuyor.
İmza toplamakla iş
bitmiyor!
Bu, oldukça gecikmiş
girişim, daha önceki cılız girişimler gibi olmamalı.
Her türlü imkân,
özellikle devlet desteği, en akıllıca metotlarla
kullanılmalı, zorlanmalı.
Hem de en samimi şekilde!
Yedi milyon mensubu
olan bir kültürün, nasıl olur da bir TV’si olmaz?
Bu sorunun cevabını kim verebilir?
|