|
|
................... |
|
................... |
HAYATIMIZDA BİR DEFA |
08.07.2006 |
|
Semra Ademey
Gürel |
................... |
................... |
Geçen hafta Batıray bey köşe
yazısında; Avrupalı olmak konusuna değinmişti. Yazıyı birkaç
arkadaş bir arada okuduk. Verilen her örnekte ister istemez
karşılaştırmalar yaptık. Yaşadığımız toplumu ve biz Çerkesleri
düşündük. Acaba bu Avrupalılar ile ortak noktalarımız neler diye
sorduk, ama çokta ortak nokta bulamadık.
Yazıda; emeğe, mesleğe, bireysel haklara, kişisel tercihlere,
toplum bilincine, dürüstlüğe varana kadar birçok konuda örnekler
var. Bunlar içerisinde; ''işte bu özelliklerde bizim toplumumuza
has'' diyebileceğimiz hiçbir şey bugünün şartlarında kalmamış.
İstisnalar tabi ki var ama genel durum maalesef pekte iç açıcı
değil.
Diğer taraftan kendimizi başka taraflar ile kıyasladık. Bu defa
farklı olan noktaları bulmakta zorluk çektik. Yalan değil yazı
ortada, insanlığa sığmayan ve ortak diyebileceğimiz hangi noktalar
var?
Yazıda yer alan, Avrupalıların değer yargıları, prensipleri, insan
olmak için gerekli olan özellikler değil midir? Yazıyı okuduktan
sonra arkadaşlarımızdan birisi ''insanlık Avrupa'da gerisi hikâye,
biz Çerkesler diasporada çoktan harmanlanmışız. Genel yapımıza bir
bakalım. Peşinde koştuğumuz, hatta birbirimize hakaret edecek
kadar savunduğumuz değerlere bir bakalım. Acaba bunlardan hangisi
bize ait? Başka milletlerin dilinden ve özelliklerinden yola
çıkarak acımasızca kendimizi yerden yere vuruyoruz. Sonrada çıkıp
Çerkeslikten bahsediyoruz. Çerkes nedir? Çerkesliğin tanımı var
mı? Dikkat edin ve etrafınızdaki Çerkes'im diyen kişiler ile
yorumlayın. Bu sorunun cevabı sizi nerelere götürecek. Çerkeslik
var ama diasporada altı boş kardeşim boş'' deyip, dönüş için gün
saydığını söylemişti.
Maalesef haklı olduğu noktalarda yok değil. Yıllarca sadece
oyunlarımız ile farkımızı görebildik. Ondan öte bize ait olan
nelerimiz vardı hiç düşündük mü? Bizi farklı kılan bize ait olan
nelerdi? Gelin Avrupalı tanımlaması gibi ''Çerkes'' tanımlamasını
da hep beraber yapalım. Atalarımızdan bize ne kalmış bir bakalım.
Bizim dilimiz, edebiyatımız, yazarımız, sanatımız, sanatçımız,
sporcumuz, ekonomistimiz, devlet adamımız, bilim adamımız,
profesörümüz vs var, akla gelebilecek hepsi var. Ama anavatanda
var. Diasporada bizim hiçbir şeyimiz yok, bize ait olan hiçbir
şeyimiz yok. En mükemmeli olsa da, dünyada ödül üstüne ödül alsa
da, Çerkes asıllı olsa da bize ait değil. Biz sadece sohbet
aralarında ''bak işte o da Çerkesmiş'' demekten öteye ne
söyleyebiliriz ki? Tüm dünyada Ürdünlü, Suriyeli, Amerikalı,
Türkiyeli diye bilinmeyecek mi? Hangisinde Çerkes asıllı Ürdünlü,
ya da Çerkes asıllı Amerikalı denecek? Bazen Çerkes asıllı
başarılı ya da gündemde olan kişileri sorgularız. Neden Çerkes
olduklarını söylemezler diye. Söyleseler ne olacak? Çerkes kim ki,
kim biliyor? Biz dahi doğru dürüst kendimizi bilmiyoruz.
Bizim elimizde kalan Çerkes adımız ondan öte bize ait hiçbir şey
günlük hayatımızın içinde yok. Dilimizle birlikte hepsini hızla
tüketiyoruz. Sözün kıssası böyle giderse diasporada Çerkes
kalamayız, er veya geç sonu erimek, yok olmak. Genele baktığımızda
bu durum bizim çokta umurumuzda değil. Umursayanlar emek verenler
var ama onları anlayıp destekleyen ne kadar insan var, asıl
sorunda orada.
Dilimi biliyorum iyi güzel, benden sonrakine de öğretirim oda
güzel, ya ondan sonraki öğretecek mi? Tabi ki öğretmeyecek,
öğretmeyeceğini hepimiz adımız gibi biliyoruz. Bizim
kıyafetlerimiz Türkiye'de Kafkas (Azeri) kıyafeti, Amerika'da
Kazak kıyafeti. Bize ait ne varsa ya Gürcü, ya Kazak, ya da Azeri
olarak dünyaya sunulmuş. Dünyada Çerkes diye bir şey var mı?
Sözün kıssası şu, işimize gelse de gelmese de, zorumuza gitse de
gitmese de, üzülsek de sevinsek de, acilen toparlanmaz bir takım
şeylerin önlemini almaz isek sonumuz pek hayırlı değil. Bunları
söylediğimizde kızanlar, üzülenler, had bildirmeye kalkanlar
olacaktır. Buyursunlar o kişiler nelere sahip olduğumuzu,
geleceğimizi ortaya koysunlar. Koysunlar da bizde milyon kere
özürler dileyip, ağzımızı bir daha açmayalım. Artık duygusal
tepkileri bırakıp etrafımıza iyice bakmalıyız, fazla zamanımız
yok.
Bizde Çerkesmişiz, biz Kafkas Türküyüz vs diyenler azımsanmayacak
kadar çok. Bizler diasporada yaşayacak ve kimliğimizi koruyacak
isek bunun tek yolu anavatan ile güçlü ilişkilerden geçer.
Anavatan sağlıklı olduğu, bizlere ulaşabildiği sürece kimliğimizi
ve beraberinde değerlerimizi unutmayız. Ah keşke diyoruz, hani şu
evimizde yaşatamadığımız dilimizi, xhabzemizi, kültürel tüm
özelliklerimizi bizlere hiç değilse bir televizyon kanalı sunmuş
olsa. Hiç değil mi baktığımızda işte bu bizim diyebilsek, bize ait
olanları bilebilsek.
Bu günün şartlarında acilen bir toplumsal birliktelik yakalayamaz
isek, başta dilimiz olmak üzere bizim olanlara sahip çıkamaz isek
sonumuz hüsran.
Hayatımızda bir defa olsun birbirimize destek olalım. Neden,
niçin, nasıl diye soralım. Varlığımızı sürdürmemiz için pratikte
de bir şeyler yapalım. Sadece görmek, idrak etmekle olmuyor.
Komşumuz, akrabamız, eşimiz, dostumuz hep bir arada bir defa olsun
ortak adım atalım. Birilerini men edeceksek, yok sayacaksak,
toplumdan dışlayacaksak yine yapalım. Ama kendi egomuz için asıl
konuyu, asıl çalışmayı görmezlikten gelmeyelim.
Ya var olmak için birlikte çalışacağız ya da sesimizi kendimiz
dahi duyamadan çırpınışlarımız ile yok olacağız. Tercih bizim. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|