Forumlarımızda
değerli bir katılımcımız, adı sanı belli kurumlarla sanal dünyanın
kıyaslanmaması gerektiğini belirtmiş.
Teknolojiyi algılamanın farklı bir boyutundan bakmış.
Önce sanal kavramı hakkında konuşalım. Sanal nedir? Neye göre
kurumlar sanal olur?
Bana sorarsanız yaptığı işle.
Eğer bir kurum somut işlerle uğraşıyorsa, adının sanının
hiçbir önemi yoktur. Ben sonuca bakarım.
Onlarca derneği elinde bulunduran, belki on binlerce üyesi olan
bir kurumun somut işleri, eğer bir sitenin yaptığı kadar bile
değilse; o zaman bu kurum da sanaldır. Adresinin olması neyi
değiştirir?
Bu sitede adı sanı belli olan yüzlerce insan yazı yazıyor. Yine
yüzlerce insan proje üretiyor. Daha da önemlisi bu projeleri
hayata geçiriyor. Peki bu adı sanı belli insanlara ne demeli? Bu
insanlar CC sitesini nasıl bulmuşlar?
Necdet Hatam bey, Batıray Özbek bey, Erol Yıldır bey gibi değerli
büyüklerimiz CC sitesini nasıl bulmuşlar acaba? İstanbul’a,
Danimarka’ya, Almanya’ya yoksa Kanada’ya gidip muhtarlıklara mı
sormuşlar?
Bir de fikirlere değil de yazanın kim olduğuna bakmak son derece
yanlış. Bu insanları ön yargılı ve sağlıksız yargılamalarına neden
oluyor.
Şimdi takma isime
takılan değerli katılımcımıza bir soru sorayım. Kendi içinde
samimiyetle cevabını kendine versin. Mehmet Nusret Nesin
kimdir? Zorlamayayım yanıtını yazayım. Türk edebiyatının en ünlü
mizah yazarı Aziz Nesin. Yüz kişiden 99'unun Aziz Nesin
diye bildikleri ve yapıtlarını okudukları insan Mehmet Nusret
Nesin. Kimse Aziz Nesin'e ''kardeşim sen takma ad
kullanıyorsun, onun için yazma'' diyebilir miydi ya da kimsenin
umurunda mıydı kim olduğu. Kitapları kapış kapış satılıyordu.
Komik durumlarda olmuyor değil. Mesela Smerch takma adıyla foruma
katılan değerli bir katılımcı, bir başka takma adla yazan
katılımcıyı takma ad kullanmaktan dolayı eleştiriyor.
Komik bir durumda bilgisayarın fişini çekince her şeyin
bitmesi sözü. Dernekler sanki 24 saat hizmet veriyor.
Örneğin gece saat 04’de Ankara derneğinde nöbetçi adı sanı belli
yöneticiler oturuyor; belki biri gelir, diye bekliyor.
Gördüğünüz gibi eğer sağlıksız yönden ele alırsanız adınızın
sanınızın belli olması sonucu pek değiştirmiyor.
İnsanları susturmaya çalışmak kadar yanlış bir şey var mı? Adını
yazmış, yazmamış bunun ne önemi var?
Yine örnek vereyim. Konya’da adı sanı belli bazı şirketler
Almanya’ya gidip insanların dini inançlarını suiistimal ederek
milyonlarca Mark topladılar. Her şey yasaldı. Adresler belliydi.
Kimlikler belliydi. Sonra ne oldu? Binlerce gurbetçinin parasını
yok ettiler. Yani adı sanı belli reel kurumlarda masum
insanların paraları sanal
oldu.
Son olarak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Çoğu zaman, hele
günümüzde birçok gerçek insandan sanal insanlar bizim toplumumuza
daha faydalı oldular. İşe yaramayan gerçek insanı ben ne
yapayım? İşe yarasında sanal olsun.
Not: Yorumumdan derneklerimizi eleştirdiğim anlaşılmasın. Ben
eleştirilerin sağlıksız sonuçlarını dile getirmeye çalıştım.
|