İşte
yeni bir yıl başladı. Önümüzde, harca harca bitmez 360 küsur
gün... Bu coğrafyada ortalama yaşam süresinin 70 yıl olduğunu
düşünürsek ve hiç değilse bunu tutturacağımızı varsayarsak,
hayatımızın 70’de 1’ini 2011’de yaşayacağız demektir. Ben bu
1/70’lik yaşam dilimini önemseyip, kendime yapacaklar listesi
çıkardım. Belki siz de feyz alır, kendi listenizi yaparsınız.
Elbette 3’er aylık dilimlerde revize etme hakkımız saklıdır.
İşte 2011’deki öncelikli hedeflerim;
Epeyce
eskimiş olan şapkalar yenilenecek. Sakalın iyice beyazladığı
dikkate alınarak, uyumlu kontrast adına bir-iki siyah şapka
edinilenecek (big brothere duyrululur), eskiler daha da eski
olanlar gibi stepne müzesine kaldırılacak.
Toplumsal mücadeleye daha çok katkı verilecek,
daha çok düşünce-emek-maddi kaynak vakfedilecek. Kimlik
bilincinin ve toplumsal aidiyet algısının yükseltilmesi ve
daha geniş kitlelere ulaşması için daha çok iş üretilecek.
Bilimselliğe, teori ile pratiği bütünleyen projelere öncelik
verilecek, bunun için alanında yetkin olan toplum ve siyaset
bilimcilerle daha yakın çalışılacak.
Tüketim kısılacak, özel harcamalar azaltılacak. Kaliteyi
koruyup kantiteyi azaltmak üzerine bir geçim strateji
benimsenecek. Giyim kuşamda, Marlboro Classics’in terkedişi
yüzünden mecburen eski sevgili Gant’a dönülecek, ağır bedel
ödetmemesi için diz çöküp af dilenecek. Timberland yedekte
tutulmaya devam edilecek. Ayakkabı-çorap için Clarks ve
Burlington lüksü ne pahasına olursa olsun korunacak.
Yazmaya devam edilecek. Tema çeşitliliği artırılacak. Güncel
durum tespitleri ve gelecek öngörüleri yanısıra, evvel zaman
içindelerin derlenmesine devam edilecek. Üslup gözden
geçirilecek, dil ıslah edilecek, kelime dağarcığı
genişletilerek anlatıya derinlik kazandırılmaya çalışılacak.
Sataşmanın dayanılmaz cazibesinden az-buçuk kurtulanacak...
Sağlığa biraz daha özen gösterilecek. Sigaranın etkisi
hafifletilecek, az zifir-az nikotin yönelişi desteklenecek.
Rakı yerine şaraba öncelik verilecek. Kırmızı et azaltılacak,
kızartma yerine haşlama-buğulama tercih edilecek, lezzet
eksilmesine karşı açıka ve sızbal (erik sosu) stokları daim
kılınacak, bunun için Abhazya’dan daha çok yardım istenecek.
En iyisi ‘evde yemek’ sloganı benimsenecek.
İzimizdeki akrep zaptedilecek, öfke ve saldırganlık
dizginlenecek, hoşgörü şarkıları dillendirilecek.
Kızmaca-küsmece durumları istisnai haller sınırında tutulacak,
iftiralara ve faüllü sataşmalara karşı derin nefes alındıktan
sonra, ez-göz-arpacık üzerinden nokta atış yapılacak.
Hafta içi öğlen-akşam yürümeleri aksatılmayacak, aheste-ehlikeyf
sahil turu havasında çıkılacak tempolu bir yürüyüş
tutturulacak. Haftasonları Hidiv Kasrı kulvarında tur sayısı
ikiye-üçe çıkarılacak, hız artırılacak, diğer yürüyüşçülerin
endamına kapılıp avallanmayacak.
Başkasına iğne batırmaya kalkmadan önce kendimize çuvaldız
batırmayı deneyeceğiz. Kibir, ego, bireycilik vs.
zaafiyetlerin en aza indirilmesi yolunda diş sıkılacak, ter
dökülecek. Yetmezse profesyonel tıbbi, felsefi ve insani
yardım aranacak. Snob hallerden çıkılacak, kendi kendiyle daha
çok dalga geçebilen bir kompleksizliğe erilecek. Vallahi en
zoru bu galiba...
Bahçedeki Apsua üzümü daha güneşli bir köşeye alınacak,
incirlerin istilacı azgınlığı rehabilite edilecek, daha renkli
bitkiler daha canlı çiçekler tercih edilecek. Arkadaki
çitlenbik ağacının yanındaki boş alan minyatür ‘organik sebze
bahçesi’ olarak düzenlenecek, ahushua, adzıbra, petruşka,
bhut jolokia
vs. ekilecek.
‘Birlikten kuvvet doğar’ ilkesine ve
anavatanda-diyasporada ‘halleri bir olanlar’ın geleceklerinin
de bir olduğu gerçeğine bağlı kalarak, birliğin korunması ve
güçlendirilmesi için sürdürülen çabalara hız verilecek; bizi
bölerek kendi hesaplarına basamak yapmak isteyen harici
komploların ve bunlara hizmet edenlerin teşhiri için daha çok
çaba gösterilecek.
Ev-ofis bitişik nizamının yarattığı rehavet
bertaraf edilecek, yeniden iş ciddiyeti ve disiplini
edinilecek, iş arkadaşlarına daha fazla destek olunacak.
Çalışma masası yeniden düzenlenecek, bel ve boyun ağrılarını
azaltıcı bir oturma konforu edinilecek.
Milliyetçiliği birbirimize karşı kullanacağımız
bir silaha ya da sonunda hepimizi birden yakacak bir ateşe
dönüştürmek isteyen anlayışlarla, başta Kabartay-Balkar olmak
üzere anavatandaki cumhuriyetlerimizi tehdit eden radikal
dinciliğe karşı mücadele yükseltilecek. Bugüne kadar olduğu
üzere, tüm Kuzey Kafkasya’da demokrasiyi, barışı ve refahı öne
koyan politikaları ve çözüm önerileri desteklenecek
Gözlük yenilenecek, televizyon- bilgisayar-internet
bağımlılığı azaltılacak, kitap okumaya daha çok zaman
ayrılacak; toplumbilim, siyaset ve uluslararası ilişkiler
ağırlıklı bir okuma disiplini sağlanacak. Evvelden edinilmiş
bilgileri satma hastalığından kurtulanacak, yeni bilgilere
ulaşıp vizyon genişletme çabasına yönelinecek.
Diyasporanın, tarih boyunca en büyük kazanım
olan Abhazya’nın bağımsızlığının korunup yaşatılmasında daha
etkin destek vermesi için anavatan duygusunun ve aidiyetinin
yükseltilmesine yönelik çabalara hız verilecek. Bu amaçla, 30
Eylül Zafer Günü’nün, diyasporada da geniş kitlelerin
katılacağı coşkulu bir şenlikle kutlanmasına çalışılacak.
Bunun, ödüllü at yarışı (zafer koşusu), ödüllü atış
müsabakası, ödüllü dans yarışması vs. ile zenginleşmiş büyük
bir etkinlik olması için mesai harcanacak.
Dostluklar ve yol arkadaşlıkları gözden
geçirilecek. Samimiyete ve tevazuya öncelik verilecek. Fikri
sabitlik kadar fikri oynaklığa da yüz verilmeyecek. Herşeyi
bildiğini sananlara mesafe konulacak, bilmediğini bilecek
denli bilge olanlara daha yakın durulacak ve örnek alınacak.
‘Eksik olsun, bizden olsun’ iyiniyetimizi suistimal edip
tepemize çıkmaya heveslenen, sıfır akademik kariyerle ‘büyük
akademisyen’ tafralı ‘ham’lara nanik yapılacak.
Geleceği inşaa etmenin güçlü bir irade ve güçlü bir örgütlenme
ile mümkün olabileceği gerçeği daha çok dikkate alınacak ve bu
uğurda çalışmalara hız verilecek.
Diyasporada, yaşadığımız ülkenin bize benzer
yaşayanlarıyla (yani diğer baskılanmış etnik-dini-kültürel
kimliklerle) birlikte mücadele zemini yaratmak ve genişletmek
için daha aktif çalışılacak. Ülkenin demokratikleşmesi yolunda
verilen büyük mücadeleye daha etkin katılınacak ve
toplumumuzun katılımını çoğaltmak için daha çok çaba
gösterilecek.
İç barışı güçlendirmek üzere daha çok müzik
dinlenecek, new age uğruna ihmal edilen klasiklere yeniden
temenna edilecek; Bach’la gökyüzünde, Mozart ve Beethoven’la
uygarlığın kentlerinde, Ravel’le sokaklarda, Stravinsky ve
Korsakov’la karlı steplerde, Falla ve Albinoni ile çöllerde
daha çok gezilecek.
Geleceğe daha güçlü tutunmanın geçmişi daha iyi bilmek ve
bugünü daha iyi anlamaktan geçtiği gerçeğine binaen, tarihi
öğrenmeye ve sahiplenmeye daha özen gösterilecek, bu amaçla
ilk etapta Syanislav Lakoba’nın “Abhazya Tarihi” kitabının
çevirisinin tamamlanarak yayınlanmasına öncelik verilecek.
Diyaspora-anavatan işbirliği imkanlarını çoğaltmak için
Abhazya’da daha çok mesai harcanacak.
Eh, siz de ufak tefek birşeyler yapsanız bu iş oldu
demektir...
Sağlıcakla kalın... |