Başkalarının kişisel ve özel
konuları hakkında yapılan yorumlar, gerçek olsa dahi, yanlış
anlamalara, kırgınlıklara ve kutuplaşmalara sebep
olabilmektedir. Öteden beri, bazı internet ve gazete
sayfalarında, insan onuruna yaraşmayacak veya başkalarını
küçük düşürecek yazılar yazılmakta ve onların yanlışları,
günahları konu edilebilmektedir.
Ancak bizim için sevindirici olan, saygılı olmak ve haddini
bilmek, bizim insanımızın genelinde anlaşılmış bir konudur.
Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek
satın alır. Neden sonra, yaptığından pişman olur ve hiç
olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaşi
Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar
dergâhlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı
Bektaşi Veli'ye anlatır ve Hacı Bektaşi Veli helal değildir '
diye bu kurbanı geri çevirir.
Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve aynı durumu
Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise; bu hediyeyi kabul eder. Adam
aynı şeyi Hacı Bektaşi Veli'ye de anlattığını ama onun bunu
kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini
sorar. Mevlana söyle der: Biz bir karga isek Hacı Bektaşi Veli
bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu
hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaşi dergâh’ına gider ve Hacı
Bektaşi Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip
bunun sebebini bir de Hacı Bektaşi Veli'ye sorar. Hacı Bektaşi
de söyle der: Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise,
Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla
bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu
sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.
Böylesi incelik ve tevazu ile birbirlerini yermek yerine
yüceltebilmeyi becerebilenlerden olmamız dileğiyle... |