11.
Yüzyıldan kalan en eski Kiril yazıtlarında 'İgor'un
Kampanyasının Efsanesi' adlı yazıda Rus Prens Mstislav ve
Kafkas Şövalyesi Ridada arasındaki savaş konu edilmektedir.
Rus tarafında, Mstislav Ridada'yı adil ve eşit şartlar
altındaki düelloda yenen bir kahraman gibi anlatılmaktadır.
Kafkasların versiyonunda öğreniyoruz ki anlaşmaya göre bu
düello hiç bir silah olmadan savaşçılardan biri düşene kadar
yapılan bir düellodur. Mstislav ne zaman düşer ve ölümünün
kaçınılmaz olduğunu hisseder, botunda sakladığı bıçağını
çıkararak Ridada'nın boğazını keser ve öldürür. Bu tarihi
olayın anlatımındaki iki farklı versiyon Rus ve Çerkes
ilişkilerinin bu güne kadar olan özeti ile aynıdır.
Türkiye,
Ürdün, Amerika, Kanada ve İsrail'i kapsayan diaspora
Çerkeslerinin hayatları ile düşünce yapılarını öğrenmek için
Çerkes topluluklarının üyeleri ile buluşma fırsatımın olduğu
geziler düzenledim. Aile içi ve topluluk olarak
yaşantılarını kayıt altına aldım, olabildiğince fazla Çerkes
ile buluşmaya gayret ettim. Çoğunluğu gençlerden oluşan ve
toplum liderlerinin de olduğu çok sayıda Çerkes ile konuşma
fırsatı buldum. Ailelilerini, Çerkes toplantılarını, sosyal
buluşmalarını, kutlamalarını ve işletmekte oldukları
ticarethanelerini gördüm.
|
Thamade Prof. John Colarusso
sol başta
Prof. Orfan Shouakar (Stash) ve Kanada Adigeleri |
Anladığım
kadarıyla diaspora Çerkeslerinin bazı karakteristik
özelliklerini sizlere sunmak isterim:
1)
Yaşadığınız yerde mi? Yoksa Atalarınızın yaşadığı tarihsel
topraklarda mı yaşamak istersiniz diye sorduğumda,
yarısından çoğu Xeku yani Kafkasya cevabı verdi.
2) Tüm
muhataplarım Kafkasya'yı ziyaret etmek istediklerini hatta
geri dönüşü düşündüklerini belirttiler. Neden Kafkasya'ya
hemen geri dönmediklerini sorduğumda ise iki neden
belirttiler. Birincisi: Rusya Federasyonunun geri
dönüşçülere yönelik nerdeyse süreci imkânsızlaştıran birçok
kısıtlamaları. İkincisi ise: bu göçü kaldıracak finansal
güce sahip olmamaları.
3) İsrail
ve Anavatan da yaşayanlar hariç, diaspora Çerkesleri
kültürel açıdan kendilerini bulundukları ülkelerde güvende
ve mutlu hissetmiyorlar.
4)
Çerkesler diasporada bulundukları toplulukların yetkili
mercilerine saygı duyuyorlar. Adige Xaseler toplumdaki en
üst kültürel merkezleri. Adige Xabze olarak bilinen
kültürlerini de kısmen buralarda öğrenip muhafaza
edebiliyorlar. Aradan dört göbek geçmesine rağmen bu
toplumun tamamen asimile olmayışının en büyük sebebi budur.
5) Xase
yöneticileri genellikle bulundukları ülkelerin yönetimleri
ile uyum içinde olan saygın insanlardan oluşuyor.
6) Xase’lerin genelinin hedefi
kültürü muhafaza etmek ve Anavatan ile kısıtlı da olsa
ilişkilerini canlı tutmak. Öğrenci gönderimleri ve kültür
elçiliği gibi konular ile yakından ilgilenirler. Xase’ler
kısmen Rus Konsoloslukları ve bulundukları toplumlar
arasında bir arabulucu görevini de yürütüyorlar.
Xase'ler: Genel anlamda
eylemcilik yani aktivizm, din’i ve politik motivasyonlar
içeren çıkışlardan kaçınırlar.
7) Çerkeslerin bulunduğu hemen -
hemen her bölgede muhalefet işlemi gören bazı ufak tefek
gruplaşmalar bulunur. Bunların oluşumuna neden olan başlıca
sebepler; Genellikle kişisel çatışmalar. Liderlik arzusu ve
bazı ayrışmaların kaynağında ise Çerkeslerin haklarının daha
iyi savunulmasıdır.
Çerkes
Toplum Liderlerinin Düşüncelerine Göre Bazı Büyük
Eksiklikler İse Şunlardır:
a. Çerkes Soykırımı dünyada pek fazla tanınmıyor olması. Çerkeslerin halen yeterince araştırılmamış ve gizli kalmış
bir topluluk konumunda olması. Birleşmiş Milletler ve onun
alt birimleri olan ve İnsan Hakları organizasyonları gibi
uluslararası büyük organizasyonların bu topluluğu ve
haklarını tanıması gerektiği. Başka etnik grupların aksine
Çerkeslerin tek bir etnik grup olarak nitelendirilmesi
gerektiği.
b.
Gerçek tarihin ortaya çıkması için batı üniversiteleri
Çerkes soykırımının detaylıca incelenmesi adına birimler
açmalı. Bugün bu konu üzerinde sadece bir avuç akademisyen
çalışma yapmakta.
c.
Uluslar arası kurumlar ve hükümetler Ruslar ile Çerkesler
arasında arabulucu görevi görmeli.
d.
Uluslar arası olimpiyat kurumu Soykırım sonrası kaybolma
tehlikesi ile karşı karşıya olan Çerkeslerin hakları ve
istekleri hakkında duyarlılık göstermeli.
Genel
olarak Çerkesler soykırım topraklarında Olimpiyat
oyunlarının yapılması konusunda üç gruba ayrılıyorlar.
Birinci grup: Hiçbir şart
altında oyunların düzenlenmesini istemeyenler. İkinci ve
üçüncü gruplar ise oyunların oynatılması karşılığında
Kremlin ile bazı isteklerin pazarlık konusu edilmesi.
Bunların beklentileri ise; Olimpiyat süresince yapılacak
olan kültürel programlarda Çerkeslerin tanıtılması karşılığı
oyunları destekleyenler. Diğerleri ise iki konuyu gündeme
getirmek istiyorlar. Kremlin önce Çerkeslerin geri dönüşüne
tam destek vermeli ve ikincisi Çerkes Cumhuriyetlerinin
birleşmesini sağlamalı ve tek bir yönetim altında kültürel
entegrasyonun yeniden sağlanmasına fırsat sunmalıdır. Bunun
yanı sıra Rusya bu ve benzeri hiçbir talebi
cevaplandırmamaktadır.
Kafkas diasporası için Soçi ve
Suriye bir uyanış gibidir. Çerkes derneklerinin en üst
kuruluşu olan KAFFED belli siyasi ve sosyal gayelere
veya soykırım olayı üzerine dikkati çekmek ve Uluslar arası
ses getirecek gösteri mitingleri düzenlemesi durumunda 50
000 kişiyi rahatlıkla bir araya toplama potansiyeline
sahiptir.
Oysa gerek
Soçi olimpiyatları gerekse de Suriye olayları Ruslar için
bulunmaz bir fırsattır. Rusların bütün yapması gereken, bu
fırsatı değerlendirip, onurları kırılmış ve soykırıma
uğramış Çerkes Halkına 150 yıl sonra sevgi ile elini
uzatarak, bazı kabul edilebilir adımlar atmaktan ibarettir.
|