Çerkeslerin arzusu, kendilerini
daha yakından tanımanızdır. Komşularınız arasında ya da iş
çevrenizde onlara rastlamış, konuşmuş, görmüş ya da başka
bir yerde onlarla karşılaşmış olabilirsiniz. Çerkesler
birçok yönden diğer insanlar gibidirler. Herkes gibi onların
da ekonomik, fizikî ve duygusal sorunları vardır. Ne
kusursuzdurlar ne de yanılmazdırlar; bu nedenle onlar da
hata yaparlar. Ama yaşadıkları deneyimlerden ders almaya
çalışırlar ve kendilerinde gerekli düzeltmeleri yapabilmek
için; daha işin başında, ana babaya saygı ve yardım,
kardeşlerine şefkat, eşine tam bir eşitlik ve çocuklarına
karşı da sevgi hislerini daima ön planda tutarlar. Xabze’ye
(1)
güçlü bir şekilde itaat
ederler. Yaptıkları her işte Xabze kurallarının kendilerine
yol göstermesini isterler.
İnançlarının hurafeler yerine, Xabze’ye dayanması onlar için
çok önemlidir. Diğer halklar ve kültürler de onların öyle
olduklarını iyi bilirler: İnsanlara hakikatmiş gibi sunulan
yalanları süsleyip, anlatanların vaazlarını dinleyip
söylenenleri tamamen doğru zannedenlerden değildirler.
Çerkesler “Tanrı sözünü ilgiyle
karşılarlar, fakat öğretilenlerin doğru olup olmadığını
araştırırlar.” Başkaları tarafından savunulan bütün dinsel
öğretilerin Xabze ye uygun olup olmadığının araştırılması
gerektiğine inanırlar. Kendileriyle yaptığınız sohbetlerde
sizi de bunu yapmaya davet, hatta teşvik ederler. Buna bir
örnek vermek gerekir ise; ilk olarak akraba evliliğinin
ahlak dışı olduğunu söyleyeceklerdir, size. Onlar İlk
Thamade’lerinin (2) Tanrı’nın elçisi (Peygamber) olduğuna
inanırlar.
(Nahl -
Kuran’ın 16. suresi. And
olsun ki, her millete -Allah'a kulluk etsinler ve putlara
ibadetten kaçsınlar diye, bir peygamber gönderdik.)
Çerkeslerin Mukaddes Kitabı'nın olmamasının sebebi, Xabze
inancının yazılı tarih öncesi, Tevrat, Zebur ve İncil’den
çok daha eski dönemlere ait oluşundandır. Yazılı olmayan
Xabze kurallarının Tanrı tarafından ilham edilmiş ve
tarihsel bakımdan doğru olduğuna inanırlar.
Xabze, onların inançları hakkında nerede bulunduklarını
gösteren tanımlayıcı bir isimdir.
“Tha”,
evrenin yaratıcısı, mutlak güce sahip Tanrı’nın Çerkesce
adıdır. Xabze inancına göre, düşündüğünüzde aklınıza
öncelikle, sevgi, adalet, hikmet, metanet ve sabır gelir,
kardeşlerinize saygılı, bir şekilde davranarak, örnek insan
olmak istediğinizi gösterirsiniz. Örneğin fakir, öksüz ya da
dul olsun, yetişme tarzına ve geçmişine bakmaksızın her
kardeşinize konukseverlik gösterirsiniz. Büyük bir aile olan
Çerkesliğin en önemli özelliklerinden biri, kara gün dostu
olmasıdır. Önemli olan, bir kardeş veya o kardeşin ailesi
kötü günler yaşarken, kardeşlerinin onun, ciddi ve yapıcı
ilgisidir. Bu ilgi yoksa Çerkeslik de yoktur. Bu ilgi
olmadan sevgi, saygı hakkındaki konuşmalar teoriden öteye
gitmez. Aile üyeleri arasındaki ve tüm insani ilişkiler,
sevgi ve saygı bağına dayanır. Köyümüzün thamadesinin
söylediği şu sözler hala aklımdadır: “Çerkeslerin en büyük
düşmanları, cehalet, kin, gurur ve ihtirastır, Cehalet ise,
bunların en eskisi ve en kötüsüdür” demişti büyüğümüz. O
alçak gönüllü ve çalışkan birisiydi. Çok güçlü bir adalet
duygusu vardı, bu nedenle sürekli doğrunun peşinden giderdi.
Öğrendiklerini bize de öğretmek için elinden geleni yapardı.
Çerkesler, çalışmalarını, ailevi görevlerini hiçbir durumda
aksatmayacak şekilde planlarlar. Bu çalışmaların,
kendilerine, ailelerine ve işlerine zararlı veya engelleyici
olmamasına özen gösterirler. Çerkesler de toplumun temel
taşı olan aile, ilahi bir kurumdur. İşte bu yüzden bir
Çerkes'in, ben iyi bir insanım diyebilmesi için, önce eşinin
saygısını ve sevgisini kazanması, kendisini eleştirip,
düzeltmesi şarttır. İnsanı insan yapan, para pul mal mülk
değildir. İnsan olmanın yolu hayatın şaşalı güzelliklerinden
değil, pahalı bir elbise, lüks bir arabadan değil, derme
çatma bir kulübede de olsa, paylaşılan bir tas çorbadan
geçer.
1) Xabze:
Çerkeslerin anayasasıdır, kural/kanun demektir. Çerkeslerin
toplumsal yaşamda riayet ettikleri, kuralların tümüne birden
Xabze denmiştir.
2)
Çerkesce de "Thamade"nin tanımı: Tanrı'nın makbul saydığı,
huzuruna kabul ettiği kişi anlamına gelmektedir.
|