...................
...................
UZUNYAYLA’DA MİSAFİR

10.02.2009

WORDIM Müzeyyen
...................
...................
Misafir ağırlamak ev sahibi için çok büyük önem arz ederdi. Gelen misafirin ev sahibine yakınlığı, bay-bayan-genç-yaşlı vs gibi durumu ve ne kadar kalacağı ev sahibi kadar wuneğoş ve komşular içinde önemliydi.

Misafir geliş amacı ve kalacağı süreye göre yerine göre wuneğoş ve komşular tarafından da yemekli davetlere alınırdı. Köye gelen misafir sadece kaldığı eve ait bir misafir olarak algılanmaz tüm köyün misafiri kabul edilirdi.

Örneğin eve gelen yaşlı bir erkek misafir ise,

Misafir xabze gereği yalnız bırakılmazdı. Ev sahibi erkeğin dışarıda yapması gereken bir işi var ise wuneğoşundan yaşıt olan bir kişiyi misafirin yanına bırakarak dışarı çıkardı.

Yemek saatlerinde ev sahibi misafir ile birlikte yemeleri için wuneğoşh ya da komşulardan emsal olanları davet ederdi. Misafir uzun süreli kalacak gibi olur ise yemeğe katılan wuneğoşh ve komşularda misafiri kendi evlerinde yemeğe davet ederlerdi.

O zamanlarda her evde bu günkü gibi su yoktu. Lavabo olmadığı için onun yerine “taş ubğan” (ibrik ve leğen)bulunurdu. Büyükler el- yüz yıkayacağı veya abdest alacağı zaman evin kızı, gelini veya genç erkeği ibrikten su dökerdi. Taş ubğan evin giriş yerinde köşede her zaman hazır dururdu.

Misafire ibrikten su döktürerek elini yıkatan kişi havlusunu da tutardı, misafir havluyu askıdan kendi almazdı. Hizmet eden kişi, ta ki misafir odasına çekilene kadar bir ihtiyacı olur ise diye yalnız bırakmazdı.

Bu iş evin dedesi için her gün tekrarlanırdı. Evin en yaşlı erkeği ( dedesi) abdest alırken her zaman evin kızı suyunu dökerdi.

UZUNYAYLA’ DA HIGEBZ HAŞE (MİSAFİR KIZ)

Köye gelen misafir kızlar el üstünde tutulurdu. Oldukça değer verilirdi. Ev halkına işlerinde yardımcı olur, onlar için bir neşe kaynağı olurdu.

Misafir kıza kendi yaş grubuna göre gençler “hoş geldin” için gelirdi. “Worşerağe” (sohbet) için gelen gençler hep birlikte oyunlar oynar, misafir kızı onurlandıracak gibi iltifatlar da bulunurlardı.

Misafir kızın mızıka çalmak gibi bir hüneri var ise bu daha da bir coşku yaratırdı. Akşam toplanan gençler mızıkalar çalıp, eğlenceli sohbetleri ile tüm köyün ilgi odağı olurlardı.

Bazen çevre köydeki gençlerde misafir kızın olduğu haberini alınca sohbete gelirlerdi. Ev deki yaşlılar bu konukların varlığından haberdar olur ancak gençleri rahatsız etmemek adına ortalarda görünmezdi. Ev sahibi için misafir kızlarını görmeye gelen gençler her zaman büyük mutluluk kaynağı olurdu.

Uzun süreli kalacak olan bir misafir ise evin akrabaları (wuneğoş) kızı, köyün diğer kızlı-erkekli gençleri ile birlikte yemeklere davet ederdi. Kız sadece kaldığı ev için değil bütün köy halkı için mutluluk kaynağı olurdu. Gittiği her evde onun şerefine verilen yemekten sonra gençler arası eğlenceler düzenlenirdi.

Ev sahibi misafir kızı yemeğe alan diğer komşu ve akrabalarını hep birlikte misafir kız gitmeden bir gün önce yemeğe alırdı. Bu son veda gecesinde unutulmaz bir eğlence yapılırdı.

YENİ DOĞAN BEBEK İÇİN “GUŞE YEPYE”

Yeni doğan bebeğe “guşeyepye” denen bir tören yapılırdı. Bebek doğduktan iki ya da üç hafta sonra yapılan bu tören, bebeğin babaannesi ya da halası önderliğinde olurdu. Bütün köydeki bayanlara yemek ziyafeti verilirdi. Özellikle evin ilk torunu ise yapılan bu tören çok daha özel olurdu.

Xabze gereği komşular da özenle hazırlanmış tepsilere yemekler, halgoneler koyup bebeği olan eve gönderirdi.

Verilen yemekte toplanan köylü bebeğin sağlıklı ve uzun ömürlü olması için dileklerde bulunurdu. Gençler için salıncaklar kurulur, eğlenceli ortamlar hazırlanırdı. Gelen konuklar bebek için getirdikleri hediyeleri teslim ettikten sonra tören bitirilirdi.