|
|
................... |
|
................... |
UZUNYAYLA’DA
KIZ İSTEME VE NİKÂH TÖRENLERİ |
08.04.2009 |
|
WORDIM Müzeyyen |
................... |
................... |
Ağabeylerimiz ya da ablalarımız
evlenmeye karar verdikleri zaman gelin veya damat adayları ile
sanki büyüklerin haberi yokmuş gibi görüştürülürdü.
Köye gelen damat adayı kızın yakın bir akrabası ile gecenin çok
geç olmayan saatlerinde kızın evine buyururdu. Birkaç kişinin de
olduğu bir sohbette kız ile erkek birbirini tanıma fırsatı
bulurdu. Biz çocuklar damat adayını çok merak ederdik fakat onu
görmemize izin verilmezdi. Gelin adayı ve arkadaşları ertesi gün
konuyu konuşurken bizlerde belki duyma şansı bulup, tüm merakımızı
gidermiş olurduk.
Bahsettiğim yıllarda kız istemeye özellikle hatırı sayılı kişiler
gitsin istenirdi. Kızın eğer babasından büyük amcası var ise kız
amcadan da istenebilirdi. Genelliklede babadan değil de amcadan
istenirdi. Kız istendikten sonra olup olmayacağı aile içerisinde
istişare edilip ona göre davranılırdı. Kızın ailesi “bizim
kızımızı isteyenler var” şeklinde ortalarda sözler söylemezdi. Bu
sayede olumsuz bir durumda damat adayının rencide edilmesine izin
verilmemiş olunurdu. Damat kabul gördü ise nikâh için aileler bir
tarih belirlerdi. Bundan sonrasında aileye yakın bir genç
tarafından akraba, eş-dost ve köylü bilgilendirilip nikâha buyur
edilirdi.
Nikâh davetine (köydeki yakın akraba dışında olan ailelerden) aile
içinden sadece bir kişinin gitmesi uygun olurdu. Genelliklede
nikâh davetine evin reisi olan erkek katılırdı.
Nikâhı kıyılacak kız söz verildikten sonra amcası, babası gibi
yakınlarına pek gözükmezdi. Nikâhın olacağı gün ise evinde kalmaz
arkadaşları ile birlikte yakın bir arkadaşına veya komşusuna
giderdi.
Nikâh kıyılacağı günün akşamında kız evine yemek yenecek şekilde
gidilirdi. Kız evinde köyün thamadeleri erkenden toplanır
misafirleri karşılamak için beklerdi. Misafirler geldikten sonra
tanışmalar, sohbetler edilir kahveler içilirdi. Thamade odasına
yapılacak olan hizmetlerde damadın erkek kardeşi yardımcı olup,
oturmaksızın ayakta beklerdi.
Gelen grup içerisindeki bayanlar nikâhı kıyılacak olan kızın
yanına gidip onu görürlerdi. (Daha eski zamanlarda nikâha damat
evinden kızlar gitmezdi. Fakat zamanla bazı yerlerde kızlarda
gitmeye başladı.)
Gelin adayı büyüklerin karşısına çıkmadığından nikâhın kıyılması
için bir erkeğe vekâlet vermesi gerekirdi. Bu kişinin kızın iyi
tanıdığı biri olmasına özen gösterilirdi. Kızın hemen kabul etmesi
çok hoş karşılanmazdı, o yüzden biraz naz yaparak vekâlet vermesi
beklenirdi
Nikâh kıyıldıktan sonra şerbetler içilip, damat evinden gelen
lokum-bisküvi ve sigaralar konuklara dağıtılırdı. Daha sonra “nış”
(nikah yemeği) yenilirdi. Nikâh için gelen konuklar çok geç saate
kalmadan köyden ayrılırdı.
Nikâh töreninden sonra her iki tarafa da gözaydınları verilirdi.
Nikâh için tebrikte bulunmayanlara kırgınlıklar hissettirilirdi.
Kızın onuruna yakın akrabaları, komşuları ve arkadaşları yemek
davetleri verirdi.
Gelin olacak kız kendisine ait eşyalardan ( elbise, ayakkabı,
terlik vs gibi) bazılarını yeni evine götürmez arkadaşlarına
hediye ederdi.
Nikâh ile düğün arası çok uzun tutulmazdı. Damadın ailesine yakın
birisi kızın ailesi ile düğün tarihini konuşur ve kesin tarihi
alıp dönerdi. Evlenecek olan gençlere düğün tarihi sorulmazdı.
Düğün tarihi, onlar içinde bir sürpriz olurdu.
Not: Bahsettiğim dönemlerde yani 1960-80 arası yıllarda başlık
parası alınırdı. Özellikle 80’li yıllardan sonra alınmamaya
başlandı. Benimde hiç onaylamadığım bu konu hakkında çokta detay
yazmak istemedim. Sadece bir iki satırla eskiden var olup
şimdilerde tamamen kaldırıldığını söylemek isterim. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|