’93 RUHU…

Sezai Babakuş
13.10.2011

1 Ekim’de Akbalık’ta tarihi bir gün yaşadık. Abhazya’nın özgürlük bayramını kutladık, şehitlerimizi andık, gazilerimizi selamladık. 30 Eylül 1993’de zafer kazandıran birlik ruhunu yeniden dalgalandırdık.

1 Ekim (2011) Cumartesi sabahı, Akbalık sosyal ve spor tesislerinde, o gün saat 14:00’de başlayacak Abhazya’nın zafer ve özgürlük kutlaması (Ayaayra Amş) için son hazırlıkları yapılıyorduk. At yarışlarının olacağı pist ile diğer etkinliklerin gerçekleşeceği mahal, altyapı bakımından günler önce hazırlanmıştı. Bir gün önce ise, şiddetli yağmura rağmen, geçe geç saatlere dek süren çalışmalarla tesislerin tamamı bayraklarımızla ve flamalarımızla donatılmış, yiğecek-içecek çadırları kurulmuş, standlar ve masa-sandalya düzeni vs. kabaca hazır hale getirilmişti. 1 Ekim sabahına ‘ince işler’ kalmıştı…

Gecenin yorgunluğuna rağmen, yağmurun kesilip güneşin göz kırpması hepimizin yüzünü güldürmüştü. Her tarafta hummalı bir çalışma vardı; jokeyler atlarını piste alıştırmak için gezdiriyor, hakemler son ölçümleri yapıp yarış hazırlıklarını gözden geçiriyor, yiğecek-içecek standları servise hazırlanıyor, sponsor pankartları asılıyor, sahne-ses-ışık düzeni kuruluyor, ekipler prova yapıyor vs. Tüm bu hazırlıklar içinde hepimizin gözü-dikkati-merakı, tesislerin girişteki ana duvarını boydan boya kaplayacak olan “Fotoğraflarla Abhazya savaşı ve zaferi” panosunun hazırlanışındaydı…

Metrelerce büyüklükteki bu pano, 6-7 kişilik bir ekip tarafından özenle düzenleniyordu. Tam ortaya, Abhazya’yı zafere ve özgürlüğe taşıyan büyük lider Vladislav Ardzınba’nın fotoğrafı asılmıştı. Hemen altında Türkiye’den şehitlerimiz Efkan, Bahadır, Hanefi, Vedat ve Zafer’in fotoğrafları. Sağına ve soluna ise savaşın önemli komutanları; V.Arışba’dan S. Sosnaliev’e, M. Hvartskia’dan Ş. Basaev’a, M. Kişmaria’dan M. Yağan’a, V. Eşba’dan A. Dzagaev’e, M. Kilba’dan A. Shardanov’a, A. Kobahia’dan G. Nikitchenko’ya daha pekçok isim… Abhazya’dan, Adige’den, Kabardey-Balkar’dan, Karaçay-Çerkes’den, Çeçenistan’dan, Osetya’dan, Dağıstan’dan, Rusya’nın çeşitli bölgelerinden önemli komutanlar. Ve, dünyanın dört bir tarafından gelip Abhazya’nın bu büyük direnişinde Abhazlarla omuz omuza savaşan cesur gönüllüler. Savaştan enstantaneler, anlatılar…

Son rötuşları yapılıp karanfillerle süslenen bu dev pano, en üstüne büyük puntolarla atılan şu başlıkla tamamlandı: ’93 Ruhu…

‘93 Ruhu, Abhazya’yı zafere ve özgürlüğe taşıyan birlik ve dayanışma ruhudur. Başta Adigeler olmak üzere tüm Kuzey Kafkas halklarını Abhazya’yı korumak için seferber eden, diyasporayı ayağa kaldıran, Abhazya halkıyla birlikte mücadele ettiren, şavaştıran şey, işte bu birlik ruhudur. 30 Eylül (1993) zaferi birlikteliğin, birlik olmanın zaferidir. Hepimizin zaferi…

Ve saat 12’den itibaren kadını-erkeği, genci-yaşlısı kalabalıklar Akbalık’a akmaya başladığında, en büyük izdiham, metrelerce uzayan bu hatırlama panosunun önünde oluştu. Herkes, ’93 Ruhu’nu yeniden hissetti, yaşadı. Devam eden saatlerde, kutlama programının genel konsepti ve içeriğiyle, katılımcı sayısı ve coşkusuyla, kardeş Kafkas halklarının biraradalığıyla ’93 Ruhu Akbalık’ta yeniden vücuda geldi.

Ve hep birlikte sesimizi yükselttik; Yaşasın birlik, zafer ve özgürlük…

Evet, 1 Ekim’de Akbalık’ta tarihi bir gün yaşandı. Şehitler anıldı, gaziler selamlandı, zafer kutlandı ve birlik ruhu yeniden dalgalandı…

Bu tarihi gün pekçok kişinin fedakar çabaları, emekleri ve katkılarıyla gerçekleşti. Birlikte başarıldı. Düşünen, hazırlayan ve katılan herkes kutlanmayı hak ediyor.

En büyük alkış, düşünceyi projelendiren KAFFED Abhazya Çalışma Grubu ile Sakarya Kafkas Derneği’nin Abhaz-Adige ağırlıklı yönetimine ve çalışma ekibinedir. En büyük yükü, Sakarya derneğimizin önceki başkanı Kadir Erkaya ile şimdiki başkanı Muharrem Saran ve başta İrfan Okuyucu, Önal Kobaş, Mesut Akman, Hakan Tekin, Ali Can, Erkan Güneş, Özkan Çoklar olmak üzere pekçok fedakar insan omuzlamıştır. Yanısıra Recep Yılmaz’ı, Ekrem Akbaş’ı, Handan Demiröz’ü, Hüsamettin Kopal’ı, Bahri Açıker’i, Nihat Aykus’u, Hilal Atan’ı, Emrullah Kap’ı, Sami Korkut’u, Gunda Ankuab’ı, Ulvi Özcan’ı ve Kocaeli, Hendek ve Düzce Kafkas derneklerimizle Abhazya’nın Dostları’ndan adlarını saymakla bitiremeyeceğimiz daha pekçok insanın emek ve katkılarını alkışlamalıyız. Eh, benim de bir tutam tuzum olduysa, ne mutlu bana…

1 Ekim günü Akbalık’ta beş bin yürektik. Çok istemesine rağmen aramızda olamayan, iş-güç veya özel nedenlerle gelme imkanı bulamayan pekçok insan da, akıllarıyla ve heyecanlarıyla bizimleydi. Hepsine selam olsun…

O gün orada bulunmak istemeyenler de oldu. ’93 Ruhu’nu hiç anlayamamış olanlar, aklı ve yüreği bunu anlamaya yetmeyenler… Onlar daha önce Düzce’deki bağımsızlık coşkumuzda da yoktular. Onlar daha önce Kefken’deki, Beşiktaş’taki 21 Mayıs yasımızda da yoktular. Sevincimizde de olmazlar, kederimizde de. Hiçbir etkinliğe, birlikteliğe katılmazlar. Katılsalar da marazdan başka birşey katmazlar. Onlarsız eksik mi kaldık? Akbalık’ta beş bindik, gelselerdi beşbin küsur olurduk. Velhasılı küsursuzduk. Ve kusursuz…

Akbalık’taki bu muhteşem kutlama birlik olmanın başarısıdır. Bir de, kendi iç kaynaklarımız yanında çevre kaynakları iyi değerlendirebilmenin marifeti. Bu etkinlik pekçok kamu kurum ve kuruluşundan sağlanan maddi ve fiziki destekle gerçekleştirildi. Tarım Bakanlığı’ndan Türkiye Jokey Kulübü’ne, bölgedeki belediyelerden birliklere ve özel kuruluşlara kadar geniş bir çevreden maddi katkı, altyapı, teknik donanım vs. sağlandı. Sonuçta, doğrudan ve dolaylı katkılarla minimum 100 bin lira bütçeli bir iş kotarıldı. Hem eksiksiz bir etkinlik yapıldı, hem de Sakarya derneğimizde sonraki projelerde kullanılmak üzere hatırı sayılır bir kaynak oluşturuldu. Tüm derneklerimizin örnek alacağı ve deneyimlerinden yararlanacağı bir çalışma oldu.

Geçtiğimiz 21 Mayıs’ta Beşiktaş’ta yaptığımız anma etkinliği de olmak üzere son yıllarda pekçok başarılı organizasyon yapıldı, yapılıyor. Bunlar, derneklerimizi biraraya getirerek ortak güç oluşturan KAFFED’in yarattığı olumlu sinerjinin ve bilgi-deneyim aktarımının sonuçlarıdır.

Federasyonumuz sayesinde, kısa süre içinde, katılımcısı binlerle bütçesi onbinlerle sınırlı toplumsal etkinlik kabiliyetimizi beşe-ona katladık. Daha alacak çok yolumuz, yapacak çok işimiz var. 5-6 milyonluk bir diyasporada yüzbinleri içine katan ve milyon liralarla ölçülen projeler-etkinlikler yapabilmeliyiz. Anavatandaki yüzbinlerimiz Kafkasya’yı elinde tutabiliyorsa, oradaki cumhuriyetlerimizi korumayı ve yaşatmayı başarabiliyorsa, diyasporadaki milyonlarımız da bugüne kadarkilerin çok daha fazlasını, çok daha iyisini yapabilmelidir. Yapacağız da…

‘93 Ruhu’na sıkı sıkıya sarılarak ve safları sıklaştırarak yapacağız.

Hepbirlikte yapacağız…