ADİGE TXİBZE (Adige Alfabesi)

TSEY Ömer Hilmi
Çeviri: Atchumıjj Turgut Açeri Atchumıjj Hilmi Özen
Halep Yeni Asır Matbaası’nda basılmıştır
, 1926

MUKADDİME

İlm-i lisanın kavanini umumiyesi Adigece’nin Kavaidi mahsusası ve Elsine-i saire ile münasebeti nazarı itibare alınarak tertib edilmiş olan bu elifba tedrisi değil tahlili ve ilmidir. Bizim gibi henüz lisanını zapt ve tesbit ile uğraşan bir millet için hepsinden evvel lazım olan şey ancak budur. Şimdiye kadar Rus, Arabi, Latin hurufatı ile bir çok Adigece elifbalar tertib ve tab edilmiş ise de kanaatımca bunların hiçbirisi ilm-i lisan noktai nazarından matlub evsaf ve şeraite haiz değildir.

Bundan başka bazı esaslı hataları da vardır.

1) Adige lisanında mevcut sadaların enva-i ve mahiyeti iyice tayin edilmemiş ve bu sebeple bazıları,  hakikat halde mürekkep olanları, basit eşkal ile zapta kalkışarak, adeti hurufunu hiç bir elifbada misli görülmemiş derecede çoğaltmış, muvafık ve mütecanis eşkal bulunamamıştır.
2) Bazılarıda Adigece’de mevcut  mürekkep harfleri (ts,dz) gibi mahdut bir iki daneden ibaret  zannetmiş, halbuki Adigece’de, kaide-i umumiyesine tevfikan birleşen harflerin, tabiatına göre hafifce bir surette, veya şiddetle ittihad ve imtizaç eden samiteler pek çoktur.
3) Diğer bazıları ise mürekkep hiç bir harf olmadığına kail olmuş ve bunun neticesi olarak derecati hecayi tehecci kaide-i umumiyesine mugayir yanlış tayin etmiştir.
4) Esvatın, şiveden şiveye geçerken vukua gelen tahavvül ve tekemülü layıkı vechile nazarı dikkate alınmamış ve mesala en mütekamil bir şive olan Kaberdey lehçesinin atmış olduğu bazı iptidai ve kaba esvatı zapt için beyhude uğraşılmıştır.
5) Bazı saitelerin ve samitelerin üzerine veya altına arabinin noktalarına muşabi-i ve birbirinin aynı eşkali seda nokta-i nazarından tefrik etmek üzere bir çok mahsurlu işaretler kabul edilmiştir.
6) Adigece’nin umumi kaidelerine nüfuz edilememiş ve binaenaleyh tertib edilen elifbalar sathi ve esassız olmuştur.[1] Müphem bir surette fark olunan sadalara birer şekil uydurmak maksadı temin eder zannedilmiş halbuki bu kanaatin doğru olmadığını onların Adigeceyi zapt hususunda gösterdikleri acz bedahet derecesinde ispat etmiştir.

İlmi lisan hakkındaki vukuf ve malumatıma ve on senelik tetebbu ve tecrübeme istinaden diyebilirim ki, tarafımdan tertib edilen bu elifba diğerlerinin ihtiva ettiği nevakısı ve muhazileri kamilen bertaraf etmiş olmakla beraber yeryüzündeki elifbalarında en ilmisidir. Filhakika öteden beri  Müteamil olmakla beraber ilmi lisanın nazariyat ahiresine gayrı muvafık (ebced) tertibi yıkılmış onun yerine harflerin mahrec yakınlığı ve imtizac kaidei umumiyesi nazarı itibare alınarak büsbütün yeni ve ilmi bir tarzda tedvin edilmiştir. Bazı müsteşriklerin Adigece’yi hiçbir elifbanın zapt edemeyeceği hakkındaki kanaati sakimesi hilafına olarak Fransızca’nın ve daha doğrusu Latince’nin yirmibeş harfi kafi gelmiştir. Hariçten başka eşkal ilavesine lüzum görülmemiş vakti ile tıpkı latinlerin yaptığı gibi bazı harfleri kalp süretiyle ve basit şekiller ile Adigece’ye mahsus sadalar ifade olunmuş esvat arasındaki münasebet ve imtizaclardan bil istifade mütekamil Adige Şivelerine mahsus muzaaf veya mürekkep sadaların zaptı ciheti temin edilmiştir. Hulasa Latin hurufatının sadeliğine ve tenasübüne hiçbir halel getirilmeksizin Adigece’nin zaptına muvaffakiyet hasıl olmuştur. Fazla bir meziyyet varsa o da bu elifba ile Adigece’nin nasıl okunuyorsa öylece harikulade bir suhuletle yazılabilmesidir.

۞

Bu eşkal bize pek yabancı değildir. Bunların bir kısmı vakti ile cihan şumul bir medeniyyet tesis etmiş olan ecdadımız Hattilerin (Hittite) hiyoroglif yazılarında mevcuttur. Bundan başka müsteşrik şehir Sayce’in tetebbuatına nazaran finikeliler vasıtası ile Hattilerden alınarak Avrupa’ya tamim edilmiş olan bu şekillerden bir çokları el’an Adige ailelerinin arması bulunuyor.[2] Arma olarak kullanılmasında beis görülmeyen bu eşkali nuru maarifin bir vasıtai neşri olan lisanın zaptı hususunda istimal etmekte dinen neden bir mahsur görülsün!

Bilakis şer’an kabulüne lüzum ve zaruret vardır. Zira hangi harfler ile yazı yazmak lazım geldiğine dair hiç bir ayet veya bir hadis olmadığı ve olmayacağı gibi insanların saadetine hadim bir şeriatin kabul edeceği vasıta; tabii en makul ve kolay olandır.

Din ve lisan büsbütün ayrı şeyler olmakla beraber din hiçbir vakit  usri ‘zorluğu’ değil ancak yusri ‘kolaylığı’ emreder. Bahusus ki, mücadele-i hayatta muvaffak olmak için o vasıtanın düşmandan bile alınmasını tecviz eden bir din… Esasen Arapça ve Türkçe ile hiçbir münasebeti olmayan ve esvatı nispete çok olan lisanımızı ancak eşkali dar ve mahdut olmayan Latin hurufatı ile zapt etmek mümkündür.

Binaenaleyh lisanımızı arabi ve bazı mutaassıpların yanlış tabirince İslam hurufatı ile zapt edemiyoruz diye ilelebet kör ve cahil kalmağa ne vicdan ve nede ‘İlim tahsili kadın ve erkek her müslümana farzdır’ diyen bir din razı olur! Arabi hurufatının lisanımızı zapt hususundaki kabiliyetsizliği bir çok tecrübeler ile tebeyyün etmiştir. Filhakika bu hurufatın ilmi lisan nokta-i nazarından şu mahsurları vardır:

  1. a) Eşkali pek mahdut. Bu sebeple ancak 28 sadaya haiz bulunan Arabi-i mükemmel surette zapt edemiyor. Bu sadalar ifade edilebilmek için birbirinin aynı şekillerin üzerine veya altına bir ve nihayet üçe kadar işaretler (noktalar)  koymak lazım geliyor.
    b) Eşkalin darlığı ve ademi kifayeti sebebi ile hem hareke-i harfiye ve hemde hareke-i resmiye kabul edilmiş fakat hareke-i resmiyelerin her vakit gösterilmesi mümkün olmadığından avamil ve irab gibi vasıtalar ile karineye tabi tutulmuştur.
    c) Bu eşkal değişmeksizin birleşmek istidadını haiz değildir. Binaenaleyh başta, ortada, nihayette mücerred bulunduğuna göre muhtelif suretler iktisab ediyor. Bazıları mahzurlu olarak birleşiyor bazıları ise hiç birleşemiyor.
    d) Bu eşkalde tenasüp intizam ve insicam yoktur. Binaenaleyh munfasıl tertip edilemez. Daktilografia ve stenografiyaya iyi gelmez.

    Görülüyorki Arabi gibi esasen telaffuz itibari ile epey güç bir lisan bu hurufatın kabiliyetsizliği yüzünden daha müşkül bir vaziyette kalıyor ve adeta kıraat ve imlası bir hiyeroglif yazısının halli derecesinde müşkülat tevlid ediyor. ‘Say-i ekal’ kanununun hakim olduğu bir asırda bu kadar fena ve mahsurlu bir vasıtayı kabul ederek suubet içinde çırpınıp durmağa ve kendi terakki ve tekamülümüze bir kayd, bir engel koymağa hiçbir sebep yoktur.[3] Bu işe aklı ermeyenlerin gösterdikleri cahilane taassup dincede merduttur. Binaenaleyh ittibaa şayan değildir.

۞

Latin hurufatının fevaidi ve muhsinatı arabi hurufatına rüçhanı bütün lisaiyyunca kabul edilmiş bir hakikatttir. İlmi lisan nokta-i nazarından en muvafık elifba mümkün mertebe işaretlerden mücerret ve ittisal kabiliyetini haiz sade منحنى   şekillerden mürekkep olandır. Hali hazırda mevcut elifbalar arasında en ziyade bu evsafı haiz bulunanı latin elifbasıdır. Bu sebeple Yunan, Gotik, Ermeni harfleri günden güne Latin eşkaline yaklaştırılmakta veya büsbütün kalb edilmektedir.

Birde bizim gibi maarif ve medeniyette pek geri kalmış olan bir kavmin garbın zayiinden ulum ve funundan istiğna hasıl edemeyeceği tabiidir. Bu ise ancak avrupa lisanlarına vukuf ile mümkündür. İşte o vasıtaları elde etmek için bu eşkalinde bir yardımı olacaktır.

Tsey Ağomıko Tenbolet 
4 Kanunisani 1921 İstanbul

İLAVE: Bu hurufatı kabul etmekle Kuran’ı okumak için bir müşkülat karşısında kalınması varid hatır değildir: Zira hepimiz biliyoruz ki, çocukluğumuzda yalnız yirmisekiz harfi harekat ve sekenata ait bazı kavaidi öğrenerek- hiç anlamadan okuduk.Yine Kuran’ı o suretle okuruz. Fakat hakayıkınada Adigece tercümesi ve tefsiri sayesinde daha iyi vakıf oluruz. Ulumu diniyyeyi arabi gibi güç ve yabancı bir lisanı senelerce çalışıp elde ettikten sonra değil, fakat kendi öz anadilimizle doğrudan doğruya öğreniriz.

ADIGE ELIFBASI
Adige Txibze

a   e  i  u  o
v
p  b  f  m  n  l  l  r t
d  s  z  y  ç  j  c  q g
g  x  h  ч k
۸
w ss jj
tç dj ts dz  t۸  ts۸ …

Şehri halin on ikinci Cuma günü  Beşiktaş’ta Adige Numune Mektebi’nde bilictima Tsey Ağumıko Tenbolet beyin yeniden ilmi bir tarzda tertip ettiği ‘Adıge Elifbası’nın  sureti balada muharrer eşkali tetkik olunmuştur. Evvelce tab ve neşr olunan elifbaya nisbetle pek mühm ve esaslı bir farkı tekamül meşhud olunduğundan bilumum alakadaran tarafından muttefikan kabulüne karar verilmiştir.

12 Mayıs 1922   İstanbul

Puh Adige Mektebi Adigece Muallimi
Tıme Seza Jankat Lami   Huseyn Şem’i
Hit Maan Tevfik Tel’at
Ömer Mithat

I

HARFLERİN ADETİ VE TASNİFİ

Adıge Elifbası esasen otuz basit harf ile dört işaretten mürekkeptir. Harflerden her biri başlı başına bir mahrece tekabül eder. Bu basit harflerin tekerrüründen mahrecleri muadil muhtelif şekillerin imtizacından diğer bir takım muzaaf veya mürekkep harfler husule gelir. Şu halde Adıge Elifbası’nı teşkil eden harfleri Üçe ayırabiliriz: Basit, muzaaf mürekkep

Mürekkep harfler de beş suretle terrekküp eder:

İki basit harfin imtizacı.                                          Ts,dz,ps

Bir basit harfin bir muzaaf ile imtizacı:                     bjj,ssh

Bir basit harf ile bir mürekkebin imtizacı:                  pts

İki basit harfin bir muzaaf ile imtizacı:                       tss۸

İki basit harfin bir mürekkep ile imtizacı:                   pts۸

Adıge harflerini diğer Hindu-Avrupa-i lisanlarında olduğu gibi vazifeleri itibariyla da ikiye ayırmak mümkündür: Saite, samite. Saitelerin muzaafı olmadığı halde samitelerin her üç nev’i de vardır.

II

SAİTELER (HAREKE-İ HARFİYELER)

Adigece’de iki türlü saite vardır: Basit, mürekkep

Basit saiteler şunlardır:                               a,e,i,u,o
Mürekkep saitelerde şunlardır:                     ui, ue, ua

Basit saitelerin birincisi olan (a) harfi  Fransızca kelimelerin ortasına gelen (a)  harfine muadildir.Yalnız başına veya Kelimelerin iptidasında olduğu zaman bir samite hükmündedir. Müstakil olarak heceleri teşkil eder. Ortada samitelerin hafifçe yukarıya çekilmesine kelimelerinde lafzan veya resmen vasıl suretiyle irtibatına yarar.Nihayette nadiren tesadüf olunur: El manasına gelen (â) kelimesine ve istifham edatına mahsus ve münhasır gibidir.

İkinci, üçüncü saiteler arabinin (fetha, kesre) tesmiye edilen hareke-i resmiyelerine temamen muadildir. Dördüncü saite Adigeceye mahsus (u) zammesi olup hareke ile sukun arasında mütereddit ve maksur bir ses verir: guinegu komşu kelimesinde olduğu gibi. Bu üç türlü saitede kelimelerin ortasına ve nihayetine gelerek heceleri vücuda getirir.

K’ahe (câxe) şivesince (yi) zamirinin muhaffefi olan (i) harfi müstesna olmak üzere diğer ikisinin başta ve münferit birer hece teşkil ettiğigörülmemiştir.

(o) Harfine gelince: Fransızca’da kelimelerin ortasına ve nihayetine gelen (o) zamme-i mepsutasına muadildir. Ortada hecelerin teşkili, nihayette aynı vazife ile beraber kelimeleri ve cümlenin kısımlarını birbirine rapt ederek suhuleti ve ahengi temin hususunda büyük bir hizmeti vardır.

Mürekkep saitelerden (ue): Zamme ile fethanın hafifçe imtizacından mütevellit bir ses verir: gue-sarı kelimesinde olduğu gibi.

(ua) mürekkebi ise zamme ile fetha-i memdude veya sakilenin hafifçe imtizacından mütevellid, Fransızca (oi) mürekkep saitesinin sadasına yakın bir ses verir.(guaze- rehber, keşşaf) kelimesinde olduğu gibi.

(ui): zamme ile kesrenin hafifçe imtizacından mütevellid bir ses verir. (Guise- arkadaş) kelimesinde olduğu gibi.

Mürekkep saitelerin hepside yalnız ortaya ve nihayete gelir, heceleri teşkil eder.İstifham hali müstesna olmak üzere ua mürekkep saitesi nihayette gelmez.

Tenbih

1) Adigece’de (y) harfi saiteden madut değildir.
2) Saitelerin hepsi de kısa ve hafiftir.
3) Binaenaleyh Adigece’de uzun heceli kelimeler yoktur.

1.Şeklen ve lafzen basit harflere mahsus cetvel

Harflerin Açıklama ve Bazı Örnekler
Matbaa Yazısı El Yazısı Değerleri
İsimleri Manaları Küçük Büyük Küçük Büyük
a A a A elif fethen sekile Fethe-i vusl veya  memdude     psape
e E e E fethe pse
i I i I kesre psi
u U u U maksur zamme psevegu
o O o O mebsud zamme Domesar
ve feza v V v V و
pe burun p P p P پ
be çok b B b B ب
fe damar f F f F ۉ
mi elma m M m M م
ni ana n N n N ن
|i kan | ד l Л . Adigeceye mahsusdur
li et l L l L ل
ri . r R r R ر
ti baba t T t T ت
de ceviz d D d D د
se çakı s S s S س
zi bir z Z z Z ز
yi sekiz y Y y Y ى
çi üç ç Ç ç Ç ش
ji hava j J j J ڎ
cui araba c C c C arabi ك
qui kalp q Q q Q farsi ك
xi deniz x X x X Yunanca x veya almanca ch
he köpek h H h H ح
чi şapka ч Ч خ
  i . g barut gini
ge sene g G g غ
ke mezar k K k K ق
â el â Ă â Ă ء nihayete gelen sakin hemze

2.Lafzen basit şeklen mzaaf harfler

Harflerin Açıklama ve Bazı Örnekler
Matbaa Yazısı El Yazısı Değerleri
İsimleri Manaları Küçük Büyük Küçük Büyük
wi Öküz w W w W fera v
ssi At ss Ss ss Ss . Adigeceye mahsus bir sestir
jji Eski jj Jj jj Jj . Adigeceye mahsus bir sestir
Harflerin Açıklama ve Bazı Örnekler
Matbaa Yazısı El Yazısı Değerleri
İsimleri Manaları Küçük Büyük Küçük Büyük
tçe Dalak چ
dje Çağır dj Dj dj Dj ج

III

İŞARETLER

’  ^  ‘  “

(’) İşareti Fransızca’nın apostrofuna tamamen muadil olup bir araya geldiğinde hazf olunan harekeyi gösterir mücerret kalan samiteyi kendisinden sonraki kelimeye vasl eder.

T’ari, m’ari, q’ari, t’Adig, y’ane

S’ape siyt….

(^) Arabi’nin hemze (ء) sine ermenicenin ( ) harfine muadil olup bütün saitelerin üzerine konulur.vazife:iş: ssêni,  hisse: âh, munis: sakin: âs, git:cûe, İyi (k. Fi) ssûi, Adam, erkek :1î, Sabır,  çiâg

Tenbih 1: bu işarete haiz saitelerin kaaffesi ss,c,ts,t,p,f,1,tç,ç: harfleri ile birleşerek aynı cinsten fakat daha ağır ve hemzeden mürekkep bir savt husule gelir:

Kuyruk (k.cê) tçê, Dalak (k.ce) tçe, yeni çê, سود, kurşun çe, vazife ssêni, ahlak: sseni, burun: pe, iyi fi, darı fî, erkek 1î,kan 1i, diş: tse, koç (ab. tîpse) tî, baba: ti yatak: pê,İnsan: tsîfi

Tenbih 2: Bu işareti haiz bulunan saiteler kelime nihayetlerinde bazen hazf olunarak hemze yalnız başta kalır. O zaman: quiçi۸, çi۸ kelimelerinde olduğu üzere. Hemze ‘harfe’ munkalib olur.

(‘) Hemzenin ağır bir nevidir . K’ahe şivesine mahsustur. Kaberdey şivesinde yoktur. Fakat vuzuh  ve selaseti temin ettiği için hemzenin bu nevinide kabul etmek lazımdır: yYapmak: ssên, keramet ssèni ,İş ssèni,

Mühlet: pà1e, bilgi ssènig, bilmek: ssèn, oğulluk:pùir.

(“) Bu hemzenin daha hafif ,مطن ve memdud bir nev’idir. Bu da k’ahe abzah şivesine mahsustur. Ve bir tekamül neticesidir.[4] Fransızca (noёl), (haïr) kelimelerinde olduğu gibi okunur. Ve mutlaka mahzuf ç harfinin yerine kaim olur.

1 (Aslı: çâle  k. ssâle)    çocuk              äle

2 (Aslı: çâs   k. ssâs)     heves, arzu      äs

3 (Aslı: âçêt  k. âssêt)    معيت                 âёt

4 (Aslı: çîb    k. ssîb )     arka                ïb

5 (Aslı: çêçagu)              ثوهوس              ёçagu

6 (Aslı: çiçag)                 İhtiyaç            çiäg

Mulahaza: Hemzenin Adige lisanında büyük bir ehemmiyeti vardır. Manaları büsbütün ayrı olan bazı kelimeler arasında fark yalnız bir hemzedir.

Kuyruk cê, dalak ce, yatak pê, burun pe, İsim tsê, diş tse, yeni çê, سود-Kurşun çê, bilmek ssèn, yapmak ssên, koşmak ssen.

Esasen bu Adigece’nin bir hususiyetidir. Diğer bir çok kelimelerde variddirki manaları başka başka olduğu halde lafız itibariyle fark yalnız bir harf veya harekedir:

Ön taraf quip, takım cuip, kalb qui, araba cui, su psi, ruh pse…

Tenbih 1: Usuli tenkit (noktalama usulü) diğer hindu-avrupai lisanlarında olduğu gibi Kabul edilmiştir.

Tenbih 2: Rakamlar da diğer hindu-avrupai lisanlarında olduğu gibi Kabul edilmiştir.

 

IV

HECELER

Adigece’de en basit heceyi yalnız (a,i) saiteleri vücuda getirir.İkinci derecedeki heceler bir samite ile bir saiteden teşekkül eder.

Hecelerin başlıca beş derecesi vardır:

1) a,         i
2) pe, be, fe, mi, ne, ti, tse, dze.
3) ar, aç, apc.
4) ari, ade, ape.
5) san, çan, tin, din, чuin,

Bu esaslı beş derecenin tekerrürü ve tedahülü ile onüç derece daha husule gelir

6-1)     sape, pase, vase, xase, vafe, vaye, vefi, psape, quape.
7-2)     1eчan, leguip, çigin, mejaq,
8-3)     çevhe, sessuxue, 1чance
9-4)     ansips.
10-5)   Adige.
11-6)   adesses, ademit, axedjaqu.
12-7)   afemiguet.
13-8)   haçpek, bzivtsif, thavtsix.
14-9)   vinafe, sevage, ssevgui, vetegui.
15-10) cenasiv.
16-11) tijnassê.
17-12) kuindisiv.
18-13) kuelebaste

V

KELİMELER

1) Kelimelerin adeti hecesi – Adigece’de tek heceli kelimeler pek çoktur. Bununla beraber müteaddit heceli kelimelerde az değildir. Bir veya iki heceli جذرى kelimeler birleşerek müteaddit heceli kelimeleri meydana getirirler.

1 ve, pe, be, fe, mi, ni, ti, psi,
2 vase, pase, xase, daxe, xabze, 1îge, xime, piyi, guine, guequi, psape, quape.
3 vinague, vinage, jeguegui, themate, pçerihe
4 vinчuie, themetague.
Kelimelerin adeti hecesi kadime dahile ve lahikaları ile nihayet ikiye kadar çıkabilir.
5 zedeâpiâg
6 zedeâpiâgex
7 zedeâpiâgexiy
8 zedeâpiâgfgexiy
9 zedeâpiâgagexeyba!
10 zedeâpiâgagequiçeyba!
11 zedeâpiâgagequiçexeyba!
12 zedemiâpiâgagequiçeyxeyme!

2) kelimelerin envaı-Adigece’de kelimeler menşeleri itibariyle iki nev’idir: Semai, kıyasi.

Semai: hiç bir kaideye tabii olmayarak teşekkül eden, doğrudan doğruya kulak ile işitilip öğrenilen kelimelerdir.

Ni, ti, li, 1i, 1î cui, qui, bze…

Kıyasi: Kaide ile teşekkül eden kelimelerdir. Bunlarda başlıca üç suretle meydana gelir.

A)
Bazı mastarların edatı mastarını hazf etmek sureti ile
Ölümden 1ên den 1ê, dans kafe den kefen, oyun qequ den qequin.

  1. B) Bazı mastarların nihayetini harekelendirmek suretiyle: Yapmak ssên, vazife ssêni, akmak-koşmak ssen,tabiat-huy sseni.
  2. C) Kadime, dahile,lahika denilen edatlardan birinin veya bir kaçının ilavesi ile:

Pe, laje: pelaj- perit (aslı peyit) –  sshe, pe: sshape – cuên : kecuên, kecuêjin – psevin: psevacûe, lejen, lejacûe – viblen: çipevible.

Kelimeler şekilleri itibariyle iki türlüdür: Basit, mürekkep. Semai olan , kıyasi olan doğrudan doğruya bir mefhuma delalet eden cezri kelimelere basit denilir

Ve, pe, be, mi, ti, xi, psi, pse, tse, dze, sseni, psape, quape.

Basit kelimeler birleşerek mürekkep kelimeleri vücuda getirir.Bunlarda iki surette teşekkül eder.

1) İki ve daha ziyade basit kelimenin resmen ittihadı (kelimeler cinsen aynı, muhtelif veya muhtelit olabilir.)

Quipse, quibzig, tчuep1i, ûfssê, vezague, pkifel, fague, kuess, ssherчuen, therûe.

2) Basit veya mürekkep iki kelimenin yan yana gelerek muayyen bir mefhuma delalet etmek üzere terkibi.

Tige-gaze, hede-qade, dene-hamliv, ssigue-qan, kuess-1êss, teyчuen- ё1in, 1ege-pa1

Kelimeler mefhumları yani delalet ettikleri man itibari ile yedi kısımdır: İsim, zamir,sıfat,fiil,edat,zarf,nida. Biz burada ‘İlmi sarf’ ın mevzu-ı asliyesini teşkil eden bu kısımlar hakkında izahata girişecek değiliz. Ancak bütün kelimelere şamil olan umumi kaideleri tesbit ile iktifa edeceğiz.

 

VI

UMUMİ KAİDELER

 

1
Adigece nasıl yazılırsa öyle okunur, nasıl okunuyorsa öyle yazılır.

2
Adigece’de harfler daima sadalarını muhafaza ederler.

3
Ayni harfin tekerrüründen muzaaf harfler husule gelir.

4
Muzaaf harfler esas harflerinden daha ağır okunur.

5
Mahrecleri muadil harfler birleşerek mürekkep harfler husule gelir.

6
Mürekkep harfler kendisini terkip eden esaslar bir sadalı imiş gibi -harflerin tabiatına göre- hafifçe veya şiddetle mezc olunarak okunur.

7
Mürekkep harflerde son harfin sadası vurgu kaidesi mucibince daha kuvvetli ve mahsus okunur.

8
Adigece’de ağır ve kaba mahreçli samiteler harekenin envaını kabul ederlersede hafif samiteler zamme-i maksureyi yani(u) saitesi ile  مركياتنى almazlar.

Netice demekki samiteler kabiliyeti harekiyyeleri nokta-i nazarından ‘tam’ ve nakıs olmak üzere ikiye taksim olunabilir.

9
Mutabakatı esvat kaidesi

Samiteler kendilerini takip eden saiteler ile mutabakat eder.Yani hafif saiteler önündeki samiteler hafif, ve bilakis ağır saitelerin önündeki samiteler ise ağır okunur

Qa, qe, qi, qui… gibi

10
Tehecci kaidesi

Her kelimenin adeti hecesi ihtiva ettiği basit veya mürekkep saitelerin  adetine müsavidir. Yani bir kelimede kaç tane basit veya mürekkep hareke-i harfiyye varsa o kadarda hece var demektir.

Xi, xase, xabze, themate, thematague.

11
Vurgu kaidesi

Adigece’de kaç heceli olursa olsun kelimelerin son hecesi vurguludur.Yani son hece diğerlerinden daha kuvvetli ve keskin okunur.

Tenbih 1: Kaberdey şivesi bu kaideye biraz bir istisna teşkil eder.İki ve daha ziyade heceli kelimelerde vurgu  sondan ikinci heceye geçer.ve bu sebeple diğer bir kelimeye lahik olduğu vakit hali üzere kalır.Halbuki K’ahe (câxe) şivesinde nihayetteki hareke-i harfiyye ile beraber bir hece düşerek sakin okunur

Adige, bze: Adigebz, k. Adigebze

Tenbih 2: Bilakis K’ahe (câxe) şivesinde iki heceli ve nihayeti harekeli kelimeler kaberdey şivesinde bir heceli ve sakindir.

Çeçi, k. jeç, çemi k.jem: vessûi k. vef۸

Tenbih 3: Nihayeti Sakin ve bir heceli  kelimelerde vurguyu her iki şivedede son harf alır. siy۸, kiyn …

Tenbih 4: Aslen sakin ve bir heceli kelimelerde vurgu her iki şiveye görede nihayete gelir. Tçev, k. cev.

Tenbih 5: filasıl  zamme-i sakineli kelimelerde her iki şiveye nazaran da vurguyu son hece alır.

Djegu k. Qequ: guinegu k. Guinegu.

2- Harflerin sureti mübadelesini gösterir cedvel
1- SAİTELER 2- SAMİTELER
Değişen
harfler
Misaller Değişen
harfler
Misaller
  a,e   dane, hamliv: dene hamliv   v,p,b   ptiçtep (aslı vitiçtept)
bgecûedige
  t,f   çe,bze: çabz.Nefen: nafe   p,b   peto, beto
  i,e   vesi,psi: veseps.   t, d   tin, k.din
  1î,blane: 1êblan   s, t   tçefin (aslı s’çefin)
  e,i   ziteyter, ziteytir   s, z   segecûedi, zgecûedige
  i,a   ssin, ssapчe   s, ss   k. Se, c. Ssejjiy
  e
}O
i
  be, bo daxe.mi, mo kacûe   ss,f   ssuiz, k. Fiz
  y, ç   ay, aç
  ue
}O
  gue: mo çemigo p1eguire se siy   ç, ss   çi k. Ssi
  cui: co s1eguiger degui   y, j   ay dey, aç dej
  ue
}O
ui
  nikue,  feniku.  Ёçagu, fёçagu.   j, jj   ji k.jji, jje k.je
  djequ, djequequ. Qui, feziqu.   z, jj   bzivtsif, ab bjjivtsif
  ssevegui, siy ssevegu.   j, dj, q   kuaj, kuadj, kuaq
  xecu, xecuijj.   tç,c   tçe k.ce, tçê k.cê
  ui, ue, ua   guequi, guequegu, guequaku   ç, tç, ss   çâs, tças, ssâs
  u, ue, ua   sshefiytigu, sshefiytigue,
sshefiytguadj
  jj,w   jjuague k.wague
  ui, i   ssuiz, k. fiz   tç, tss, w   tçui, tssui, wi
  ue, e   ssue k. fe
  uf, f   ssuate k. fade

12
Mubadele kaidesi

Kelimelerin iştikak (türemek) terkibi ve tasrifi esnasında mahrecleri yakın ve muadil saiteler birbiriyle değişir mesala i,e,a, saiteleri kolaylıkla birbirinin yerine geçer ve yine  O zamme-i mebsutası u zammei sakinesi ve  mürekkebatı ile tebeddül eder.

(saitelerin sureti tahavvül ve terkibini gösterir şekil)

A,e,i saiteleri ile mütenazırları olan u mürekkebatı yani ui,ue,ua, mürekkeb saiteleri aynı şive dahilinde birbirinin yerine geçemez muhtelif esaslı iki şivede(K’ahe ve kaberdey şivelerinde) bunlar arasındada bir mubadele vukua gelir fakat mahrec itibariyle uzak ve gayri muadil olduğu için a saitesi hiç bir vakit o veya u saiteleri ile değişmez.

Tenbih 1: Samiteler de bu kaideye tabiidir.Yani terkib ve tasrif esnasında veya kelimeler şiveden şiveye geçerken mahreçleri birbirine yakın ve muadil olan samiteler bir biri ile değişir.

13
Hazf kaidesi

Kelimelerin terkibi ve tasrifi esnasında surat ve suhuleti temin bazen kelimelerin nihayetindeki saiteler hazf olunur. Adigece’de hazf bir kaç yerde vaki olur.

1) Nihayetleri müteharrik birer heceli kelimeler, nihayetleri müteharrik bir veya iki heceli kelimeler ile terekküb ettiği zaman vurgu kaidesi mucibince ikinci kelimenin hareke-i harfiyyesi düşerek birinci kelime ile ittihat eder.

Dze, pçi: depç. Dze, 1î : dze1î. Zeycûe, the: zeycûeith gibi.

2)  Nihayete müteharrik iki heceli bir kelime nihayeti harekeli bir heceli diğer bir kelimeye lahak olduğu zaman ikinci kelimenin harekesi düşer,  ittihat etmez fakat hafifçe  mevsul okunur:

Dze, paçe: dze paç. Dze quaçe: dze quaç. Si âsse: ssi âss.

3) Nihayeti müteharrik iki heceli bir kelime nihayeti müteharrik iki heceli bir diğer kelimenin nihayetindeki hareke harfi düşürsede ittihat etmez:

Ssigue, qane: ssigue qan. Disse, paûe: disse paû.

4) بعضاده iki ve ikiden ziyade heceli kelimelerin nihayetlerindeki saineler düşer ve sakin okunur.

Çeçi, qane: çeç qan. Çeçi, mezaxe: çeç mezax. Ssivi, paçe: ssiv paç. Haçê, mafe: haç۸  maf.

5) i, ye kaddimesi ile ibtida eden fiillerin tasrifi esnasında veya i hareke harfiyeleri düşer ve y harfi zamir ile ittihad eder.

Seyve, seyhe, sayne yahut seyne gibi.

6) Nihayeti müteharrik bir heceli kelimeler ibtidası müteharrik kelimeler ile birleşdiğinde hareke düşer: Yalnız kalan samite Fransızcada olduğu üzere bir apostrof (’) ile diğer kelimeden tefrik olunur.

Q’api, e’ane, s’ape vimicû. Gibi.

7) Tasrif esnasında fiil ile birleşmek için imtizaç kaidesi neticesi mahrecleri yakın ve muaddil harfler birbirleriye değiştiğinde zamir fiillerin harekeleri düşer:

Te dgecûedige, ve ptiçtep, se zdeçtep.

Tenbih: Kelime veya terkib nihayetindeki mahzuflar fiilin mütematından bir kelime veya bir adet ilhak olduğu zaman avdet eder.

14
İkame kaidesi

Sukun ile nihayet bulan bir kelime diğer bir kelimeye dahil olarak telaffuzca muşkülata tasdif edildiği zaman (i) saitesinin ikamesiyle müşkülata zail olur.

Bilim, pse: bilimips k. Bilimipse. Ssuiz (k. fiz), çe: ssuiziç k. fiziçe. Fiyt, gue: fiytigue.

Müstesna:    Adetleri birbiri ve mfdutları ile bir (y) harfi fazlasıyla birleşir.

Sse, bli:       ssiybl.

yi1es, sse:   yi1esiess.

Txi1, xi:        Txi1iyx.

15
Vusl kaidesi

Nihayeti samiteli bir kelimeden sonra saite ile başlayan bir kelime gelecek olursa ahenk  ve selaseti temin için iki kelime bir imiş gibi vusl olunarak okunur.[5]

Mir~ ari, girtsijj ~ al gibi.

Tenbih: Bu kaidenin akside doğrudur yani nihayeti saiteli bir kelimeden sonra samite ile başlayan bir kelime gelirse aşağıda gösterilen şeraat dahilinde lafzen veya resmen vusl olunur.

a) Nihayetleri müteharrik bir heceli kelimeler nihayetleri müteharrik iki heceli kelimeler ile  nerkib ettiği zaman resmen mutassıl yazılır, lafzen mevsul okunur:

dze, hçi: dzepç. zeycûe, 1î: zeycûe, 1^. zeycûe, the,:zeycûith.

  1. e) Kaç heceli olursa olsun birinci kelimenin nihayetinde mübadele gibi bir tehvil vukuunda resmen mutassıl yazılır, lafzen mevsul okunur.

Adige, bze: adigabz.

Vesi, psi. Veseps.

  1. i) İki kelimenin saiteleri arasında takdim ve tehir gibi bir tehvil vukuunda resmen  mutassıl ve lafzen mevsul okunur.

    Sayne (aslı siy ane)

  2. u) Hiç bir tehvil vaki olmaz ise yalnız lafzen hafifçe vusl olunur. Se secûe, vesi psi.

    o) Fethe memdudeli bir kelime diğer bir kelimeye dahil olacak olursa fethe memdude fethe hafifeye tebdil eder münfasıl yazılır, hafifçe mevsul okunur:

dene- hamliv, hede-qade, psesse- quaçe, themete-maf gibi.

  1. v) İkame vukuunda daima resmen mutassıl yazılır ve lafzen mevsul okunur:bilimips gibi.

Tenbih 1: Birinci kelimede hazf vaki olursa resmen ve lafzen vusl olunmaz.(Çünkü sakine vusla manidir) mamafi yine suraatle okunur: haç۸  maf,e gibi

Tenbih 2: Fiili zamirelerde tekrar eden zamirelerden birincilerini daima münfasıl ikincilerini ise mutassıl yazmak lazımdır.

Se sessê, ve veûe gibi

VII

NETİCELER

Buraya kadar sard edilen mebuselerden şu neticeler çıkar:

1) Adigece Ari veya hindu-avrupai lisanlarının bütün esvatına camidir.Fazla olarak kendisine mahsus bazı saddeleride vardır. Şark lisanlarında bulunan (ﻉ ,  ﻫ) saddelerinden birincisi yalnız Abazeh lehçesinde mevcut olup ikincisi hiç yoktur.

Hulasa: Adigece kabliyeti savtiye nokta-i nazarından dünyanın en zengin bir lisanıdır. Bundanda Adigelerin vaktiyle pek mütemeddin, ve müterakki bir kavmi necip olduğu anlaşılır.

2) Urğu (vurgu), mubadele, hazf, ikame, vusl  gibi umumi kaidelere bakılacak olursa Adigece pek sarii, suhulet ve selset ile akıp giden bir lisandır. Binaenaleyh şimdiye kadar zaht edilmiş olan Adigece, hars itibariyle fakir isede tabiyyeten pek mütekamildir.

3) Umumiyet itibariyle imla ve kıraat kaideleri pek kolaydır. Zira mahdut ve basittir. Fransızca ve diğer bazı lisanlarda olduğu gibi Kemiyyet ve kifayet takdii nazarından mutabakat yoktur.

4) kavaidi gayet sade ve muin, şivesi son derece selis  ve vazıh olmakla bereber telaffuzu  epi güçtür. Bu da:

g,1 gibi diğer lisanlarda pek tesadüf edilmeyen bağzı ريحى ve taklidi basit.

e- jj, ss gibi bağzı kaba ve taklidi muzaaf.

i- Bir çok mürekkeb hususiyle hemzeden mürekkeb harflerin bulunması gibi bir takım tabii sebebelerden neş’et etmiştir.

5) Terkib ve tasrif, Eştekak esnasında kelimelerde pek çok tahvileler vukua gelir. Bundanda anlaşılırki Adigece bazılarının zanettiği gibi ellisani التصاقيه  den değil ellisani انعكاسيه  veya  tasrifiyedendir.  Türkçe ve diğer ellisanişarkiyye ile hiçbir münasebeti yoktur. Adigece doğrudan doğruya Ari veya hindu-avrupai ailesinden پهﻻژ yahud غرۃقوlatin  şubesindendir. Adigece’nin Vurgu, mübadele, hazf vusl gibi kavaide-i umumisinin tamamıyle latin elsenesi kavaidine mutabık olması bu iddiayı teeyid eden bir delil-i maddi  mahiyetindendir.

Sa 10 Kanunievvel Sani 1921, İstanbul

SON

ZİL

HEMZE HAKKINDA BAZI MÜLAHAZALAR

Adigece’nin zaptı hususunda en ziyade müşkülat tevliden hemzedir.چرنكه bu sada ariyen lisanlarda pek nadir ve ancak başa ve ortaya gelen bazı saitelerde mahsus olduğu halde  Adigece’de başlı başına müstakil bir samitedir. Ve pek çok mustaamildir. Bunun için latin harflerine uygun harf bulmak müşküldür.Arabiyede olduğu gibi işaret halinde de mahzur vardır.Çünkü daima saite ile beraber bulunmuyor, Bazen kelime nihayetlerinde saiteler düşerek hemze yalnız başına sakin kalıyor.O zaman işaret halinde ibkas vatbuaca o kadar bir mahzuru sail olmas isede yazıca biraz müşkülat tevellüd ediyor. (٨) İşaretinin hemze olarak kabulünde bir isabet vardır. Çünkü bu işaret Fransızca bütün saitelerin üzerine geliyor. Yalnız sakin olarak nihayete geldiğinde ٨  suretinde sabitei müşebehet takdi-i nazarından muvaffık isede diğer harfler ile uygun değil ve biçimsizdir. Binaenaleyh matbuada ٨ va yazıda ‘  işaretlerinin hemze olarak kabulü daha münasibdir. Çünkü aynı sadayı hem işaret hemde harf ile sabit etmek pek mecburiyet olmadığı takdirde, muvaffık değildir.

Herhalde şu muhakkakki bunların ikiside şimali kafkas cemiyetinin tasdik ve neşr ettiği elifbada E şeklinde daha basit ve daha  muvaffıktır.hulasa bu meselenin tamamiyle tekrar etmesi zaman ve bir akademinin himmetine metvukfdur.

HATA SEVAP CETVELİ
(orjinal metinde iki sahife halinde tercümesine gerek görmedik.Kitaptaki baskı hatalarının düzeltilmesinden ibaret.)

Kitabın tab’ı rahatsızlığıma tesadüf etmesi sebebiyle yapılan itinaya rağmen bazı hatalar ve سهولر bilahere naarı dikkati celp etmiştir. Maazeretime binaen kusurumun affına karilerden rica ederim.

A.Tenbolet

  5- Samitelerin kabiliyeti harekesine gösterir hece cetveli
v p b f m n l r t d s z y ç
a va pa ba fa ma na │a la ra ta da sa za ya ça
e ve pe be fe me ne │e le re te de se ze ye çe
i vi pi bi fi mi ni │i li ri ti di si zi yi çi
u
o po bo fo mo no │o lo ro to do so zo yo ço
ue
ua
ui
j c q x h ч k g g ^ w ss jj
a ja ca qa xa ha чa ka ga ga â wa ssa jja
e je ce qe xe he чe ke ge ge ê we sse jje
i ji ci qi xi hi чi ki gi gi î wi ssi jji
u cu qu xu чu ku gu û wu ssu jju
o jo co qo xo ho чo ko go go ô wo sso jjo
ue cue que xue чue kue gue ûe wue ssue (c.) jjue
ua cua qua xua чua kua gua ûa wua ssua (c.) jjua
ui cui qui xui чui kui gui ûi wui ssui jjui

[1] Mesala Blenaw Batıkonın Şimali Kafkas maarif encümenince  musaddak Adige elifbasında Fransızca’dan aynen iktibas edilerek samitelerin hepside harekenin envai ile harekelenmiştir. Halbuki Adigece’de Bazı Samiteler harekenin tamamını kabul etmezler.
[2] Adigeler bu armalara Thıpha Txipчe diyorlarki yazı altı yani harf demektir.
[3] Son zamanlarda Türk münevverleri, hatta mebusları arasında arabi hurufatının tebdili hakkında husule gelen cereyan göz önüne getirilsin!
[4] Bu tarz tekamül Fransızca’da bir çok kelimelerde (s) harfi düşerek saitenin üzerine (^)  işaretinin gelmesine benzer.
[5]  Bu kaide Fransızca vusl liaison kaidesinin aynıdır.