ARKASINA BAKMADAN KAÇMAK

Kuban Paul Seauhmann
17.06.2006

Bir arkadaşım anlattı.

1980 öncesi grup halinde okula giderlerken karşı görüşlü bir grupla karşı karşıya gelmişler. Bizimki en önde elbette. Karşılıklı hakaretler başlayınca arkadaşım en önde atılmış.

‘’Birine vuruyorum o dağılıyor ama öbürü geliyor. Bir süre sonra nefesim tıkandı ve temiz bir dayak yedim. Meğer ben en önde bunlara dalarken benim arkadaşlar toz olmuşlar. Yıllarca konuşmadım hiçbiriyle. Sonradan düşündüm. Benim amacım arkadaşlarımla okula gitmekti. Bu uğurda da dayak yedim. Onları suçlamamalıyım. Herkes benim gibi cesaretli olmayabilir. Farkına vardım ki ben aslında kaçan arkadaşlarıma değil, okula giremeyişime üzülmeliydim. Sonradan bu konuda çok tartışmalarımız oldu. Hepsi kaçmasını bir nedene bağlıyordu. Sonunda konunun özü konuşulamaz hale geldi.’’

Sizde zaman zaman toplumsal hareketlerde yalnız kaldığınızı hissedebilirsiniz. Hem de yaşamın her alanında. Bu sizi asla üzmesin. Dayak yeseniz de siz en azından doğrusunu yaptınız. Sonrasını kaçanlar düşünsün.

Pekiyi…

Dayak atanlar ne olacak?

Onların durumu içler acısı.

Hiçbir zaman unutmayınız. Korkan insan her şeyi yapar.

Ne mi yapar?

İftira… Yalan haber… Arkadan saldırma, yani pusu… Tehdit… Şantaj… İspiyon… Hedef gösterme… Kısacası, sağlıklı ve cesur bir insanda göremeyeceğiniz her türlü özelliği görebilirsiniz.

Bunların en zavallısı, hedef gösterenlerdir. Çok değil, 1-2 ay önce dinci bir gazete, hukuk adamlarını hedef gösterdi. Ardından da Danıştay baskını gerçekleşti. Bu dincilerin ne ilk hedef göstermeleriydi ne de sonu olacak. Beni gösterecekler, sizi gösterecekler, kendileri gibi düşünmeyen herkesi sırayla gösterecekler. Tetikçileri de -becerebilirse- yok edecek.

Peki neden?

Çünkü korkuyorlar…

Öyle ya; sen politikandan eminsen, namusundan eminsen, dürüstlüğünden eminsen, en önemlisi inancından eminsen neden karşındakine saldırırsın ki?

Korkmuyorsan saldırmazsın…

Şimdi hemen aklınıza geliyordur. Nasıl bu kadar emin yazabiliyorsunuz, diye.

Çok basit.

Açın forumlara bakın. Politikasından ve inancından emin bir tek insan görüyor musunuz saldıran? Göremezsiniz.

Yiğitliği ile övünerek vurup, kıran, yaralayan ama adını yazamayanların durumu ise trajikomik.

Artık 1800’lerde yaşamıyoruz. Halkına ihanet edenler o dönemlerde de vardı. Ancak onlar avantajlıydı. Çünkü bunlar lokal gruplar içinde kimsenin ruhu duymadan hainliklerini yapıyorlardı. Kendi halkını Rus ve Osmanlılara satarak paşa olan az insan mı vardı sanıyorsunuz? Daha da ilerisi hem Ruslardan hem Osmanlı’dan para alarak halkını ölüme terk edenler de vardı. Arapsaçı gibi karmakarışık tarihimiz bu hainleri kahraman diye hala önümüze sunuyor. Bilmeyen de saf saf inanıyor.

Günümüzdekiler onlar kadar şanslı değil. Bu yazılan çizilenler kitaplaştırılacak. Torunlarımız bu insanları belki yalnız nikleriyle görecekler, ancak bilecekler ki, 2006’da korkusundan saldıran insanlar vardı.

Dinci katillere kendi halkından insanları hedef gösteren hainleri okuyacaklar ve kendilerini kandırmayacaklar.

Evet, diyecekler; biz Çerkeslerin içinde de kendi halkını satan hainler varmış.

Bu kez kendilerini kahraman olarak sunamayacaklar. Çünkü yazdıkları çizdikleri kitap olarak kütüphanelerdeki yerini alacak.

O nedenle nikle yazı yazmalarını doğru buluyorum. Hiç bir torun, ilerde dedesinden utanmak istemez.