ARŞİVLERDEN SEÇMELER -6LERDEN SEÇMELER -6

GHUNEKHO Savsır Özbay

BEYAZ ATLILAR

Adana, pamuğun ve emeğin sömürüldüğü yer. Pamuk mevsimi gelince çevrede bölgelerden insanlar gelir ve emeklerinin karşılığını alıp sezon sonunda da evlerine dönerler. Bu mevsimliklerin emeklerinin karşılığını aldıkları pekte söylenemez.

İşte, çalışıp emeğini alamayan emekçilerden biri emeğini alma sevdasına kapılır. Adam hakkını arar. Beyin adamları da emekçiyi yakalayıp bir güzel döverler ve öldü diye uçurumdan atarlar.

Emekçi, atıldığı bölgeden tesadüfen geçenler tarafından bulunur. Bulanlar atlarına alıp köylerine götürürler. Emekçi kendine geldiğinde bilmediği bir evde tertemiz yatakta yatarken bulur kendini. Evdekiler güler yüzlü ve pervane gibi etrafında dönmektedir. Gördüğü manzara karşısında şaşırmıştır. Çünkü, hayatı boyunca ailesinden veya bir başkasından böyle ilgi görmemiştir.

Emekçi iyileşinceye değin evde kalır. Ev sahiplerince aileden biriymiş gibi güzel ağırlanır. Onların ilişkileri, birliktelikleri hoşuna gider emekçinin. Bunlar birbirlerine ve kendisine olduğunca saygılıdırlar.

Adam iyileşip köyüne döner, başından geçenleri ailesine anlatır. Anlatırda, kendisini iyileştiren aileyi, köylüleri, köyü, başıboş dolaşan atları hiçbir zaman unutamaz, hep gözünde tüter.

Aradan yıllar geçer. Adam iyice yaşlanır. Ölmeden, kendisine sahip çıkan, onere eden bu güzel insanları bir daha görmek ister.

Sonunda karar verir ve kendisini iyileştirenlerin köyüne gider. Gider ama beyaza boyanmış uzun evleri, özgürce dolaşan beyaz atları ve güler yüzlü insanları bulamaz. Derin düşüncelere dalmış dolaşırken yaşlı bir adama rastlar. Adam, nerede bu atlar, nerede bu güzel insanlar diye sorunca, yaşlı adam, düşünür ve iç çekerek;

– İşte senin zamanında gördüğün o güzel insanlar, özgür beyaz atlarına binip buralardan gittiler, der.

Evet, bu köy bir Çerkes köyüdür.

MID

Günümüzde bir çok tarihçinin çokça kullandığı sözcüklerden biride mıd sözcüğüdür. Bu sözcük; med, medya, mid ve midas sözcüklerinin de köküdür. Çerkesya’dan Anadolu’nun Uzunyayla bölgesine ailelerden biride mıd ailesidir. Bu ailenin fertleri kendi aile anılarını anlatırlarken mıd sözcüğünü bilinçsizce tarihe tekrar sunarlar. Çünkü aile ferleri yukarıdaki sözcüklerle ilgilenmez.

Ailenin anlattıklarına göre, büyük dedeleri Çerkesya’dan göç etmişti. Aile göç ettikleri bu yerlerde yaşamak, hayata tutunmak zorundaydı. Yaşamak içinde bildikleri tarıma uygun yer bulmaları da gerekmekteydi. Dede, istediği yeri bulur ve oraya da yerleşirler. Aile tarımla uğraşıp dururken zamanla dede yaşlanır. Dede bir akşam çiftten sadece öküzleriyle geri gelir ve ertesi günü çocuklarının çift sürmeye gitmelerini ister.

Oğullar tarlaya giderler ve sabanın kuyunun üstündeki çarka bağlı olduğunu görürler. Çocuklar sabanı çözmek isterler ama çözemezler. Çocuklar eve gelip, babalarına neden bunu yaptıklarını sorarlar.

Dede;
– Burası verimli bir yerdir, yaşamak için toprağa ve suya bağımlısınız. Onun içinde yaşamınız bu düğüm gibi olsun diye düğümü yaptım, der.

Aile fertlerinin anlattığı bu hikayenin diğer olaylarla ilgisi var mı ve ne anlama gelmekte bilemiyoruz. ”Mı” Adigece; verim, ”Dı” dikmek anlamındadır. Yani verimi işlemek, sağlamlaştırmak anlamına gelir. İsmi mitsel öğelere bağlamakta sanırım yanlış olmayacaktır. Çünkü, Met, Lidya, Midas’ın Kafkaslarla ilgileri tarihçiler tarafından saptanmıştır. Belki de Çerkes midlerince yapılmış olan bu kör düğüm Büyük İskender tarafından bir kılıç darbesiyle kesilmiş ve bu olayda tarihe mal olmuştur. Günümüz Mıd Çerkesleriyle o eski Mitsel toplum ve şahıs isimlerinin hepsi Çerkeslerle ilişkilidir.