AYRI TELDEN ÇALMAK

Kuban Paul Seauhmann
14.05.2005

Müzik, ulusların yaşam biçimlerini gösteren en güzel normlardan biridir. Bir ülkenin sosyo-politik durumunu etnik müziklerinden hemen anlayabilirisiniz.

Çoğunuz duymuştur. Tabuları hiçe sayıp düşünce açıklayanlara hemen ”ayrı telden çalıyor” deyimi kullanılır. Ayrı telden çaldığı saptamasını yapanlar ne çaldığını dikkate almazlar.

Doğu kültüründe müzik tek seslidir. 20 enstrüman bir araya gelir, ancak tek melodi çalar. Aynı şekilde 30-40 kişilik koro bir araya gelir, onlarda aynı melodiyi seslendirir.

Batı’da ise 20 enstrüman varsa 20 enstrümanda aynı ana temayı bozmadan farklı melodilerle tek müzik yaparlar. Aynı şey koro için de geçerli.

Bu nedenle Doğu kültüründe ana düşünceniz bir olmasına karşın farklı seslerle anlatmaya kalkarsanız başınız derde girer. Çünkü diğer enstrümanistlerin kafası karışır, aynı melodiyi seslendirmeye koşullanmıştır.

Çoğunuz ilk okul ya da orta öğretimde karşılaşmışsınızdır. Müzik öğretmenleri aynı melodiyi iki ya da üç farklı tonda söylemeyi öğretmeye çalışırlardı. Kafanız ve kulağınız sağlam değilse, sürekli yanınızdakinin tonuna kaçardınız. Bu tümüyle sizin iradenizin dışında olurdu. Çünkü radyoda şarkı dinlerken tek sesli, televizyonda şarkı dinlerken tek sesli, düğünde halay çekerken tek sesli müzik dinlerdiniz. Dolayısıyla beyniniz aynı melodinin farklı tonda olabileceğini ret ederdi.

Çocukken, zegeslerde deju yapan büyüklerimizi dinlerken hep şaşırırdık. Her zaman dinlediğimiz müziklerden farklı olduğunu hissederdik ama ayrımına varamazdık. Sonradan öğrendik ki, aynı melodiyi farklı tonlarda seslendiriyorlar. Müzik öğretmenlerinin bize öğretmeye çırpındıkları çok sesli müziği büyüklerimizi doğal bir rahatlıkla yapıyorlardı.

Biz Çerkeslerin tek sesli müziğe alıştığımız söylenemez. Her şeye karşın her türlü sorunlarımızda çok seslilik baskın. Arada bir; tek sesli olma yönünde adım atılmıyor değil. Ancak pek tutmadığı görülüyor. Bu da doğaldır. Çünkü anavatan dışında yaşadığımız ülkelerin çoğunda tek ses kültürü egemen.

İşin özüne bakarsanız, artık yavaş yavaş tek sesli müzik ortadan kalkıyor. Aynı biçimde tek sesli kültürlerde ortadan kalkıyor. Daha doğrusu kalkmak zorunda kalıyor. Çünkü insanın doğasında birlikte olmak ama özel yaşamak isteği var. Bunun tersi zorlamalar zaman içinde gücünü yitiriyor.

Hala dejular çok sesli yapılıyor. Gençlerimiz artık 3 akordeonla aynı müziği yapmak istemiyorlar. Akordeonun yanına keman, flüt, gitar, bas gitar koymayı arzuluyorlar. Üstelik aynı temayı farklı tonlarda seslendirerek.

Bu geleceğimiz için umut verici bir gelişmedir.

SonSöz
Çerkes; Doğu’ya bakıp, Kuzey’i değerlendirmeyendir. (Kuban)