BABAM BENİM OĞLUM, DEDEM İSE TORUNUM…

ELBEG Murat Duman
18.03.2006

Garip gelmesin size bu başlık. Doğru değil mi sizce de bu.

Hani derler ya, yaşlandıkça çocuklaşır insan. Babanız oğlunuz, dedeniz torununuz olur.

Yıllarca bin bir emekle, bin bir güçlükle sizi hayata hazırlamışlardır, sizi hayatta karşılıksız seven tek varlıktır onlar.

Dedem, babam, annem, amcam, halam, teyzem, vs. Var mıdır beni sizden daha fazla seven.

Hayat, herkesin zorunlu gittiği bir okuldur. Ömür boyu zorunlu eğitim… Öğretmenleri ise yaşlılarımız. Ne çok şey öğretmişlerdir onlar bize.  Daha da öğreteceklerdir hiç şüphesiz.

Nerede duymuştum anımsamıyorum ama bir devlet büyüğü söylemiş bu sözü; “bir ülkeye devlet başkanı olacağıma Çerkes yaşlısı olmayı yeğlerdim” diye.

Benim yaşlım gün gelir bir iş yapamasa da varlığı yeter onun. Gerçekten doğru değil midir bu. Ailenin en büyüğü öldüğünde dağılıverir birden aile. Sonradan kendini toparlar elbet. Ama dağıldığı kar kalır yanına…

Çok şey bilir benim yaşlım. Çok şey öğretir bu yüzden. Öğrenmesini, almasını bilene…

İnsan sahip olduklarının değerini kaybettikten sonra anlıyor nedense. Şu ölümü hiç konduramıyor yakınındakilere.

Babam ölebilir mi benim, ya da annem, dedeme yakışmaz ki ölüm…

Bedenime, bedenlerime çok yakın ama ruhuma düşünceme çok uzak ölüm…

Bir gün hepsi ölecek, belki benden önce belki benden sonra. Bunu küçüklükten beri öğrettiler bize.

Bugünü anlamak için düne bakmak gerek. Dünün anahtarı benim yaşlım değil midir. Ne çok ihtiyacımız var ona, bilgisine, meyvesine…

Kimi dallarından sarkıtır meyvesini, uzanıp alıverirsin çok fazla zahmet çekmeden, kimi ise toprağın altına saklar, almak için eşelemen, emek harcaman gerekir.

Eskisi olmayanın, yenisi olmaz derler. Ne mutlu yaşlısı olana. Yaşlı, saygı demek, güç demek.

18-24 Mart, Yaşlılar Haftası. Yorgun bedenlerinin içinde taşıdıkları güçlü yürekleriyle bizleri bekliyorlar.

Gençler hayalleri ile, yaşlılar anıları ile yaşarmış. Hayallerimizi oların anılarıyla gerçeğe dönüştürmek için var mısınız anılarla güçlenmeye…