ÇEÇENYA ve İSLAMİYET

Kuban Paul Seauhmann
17.02.2003

25 Kasım 2003 tarihli Vatan gazetesinde insanımızın pek de dikkatini çekmediğini düşündüğümüz bir haber yayınlandı. Habere konu olan hemşehrimiz Loali, 1996 yılında savaşmak için Kafkasya’ya gitmiş ve orda kalmış. Bu haberde İstanbul’u bombalayan teröristlerin Çeçenya’yla ilgisi konusu nedeniyle kendisiyle röportaj yapılmış. Loali’de Çeçenya’nın bir başka profilini çıkarmış. Şunu da belirtmekte yarar var; Rusya içinde masum insanları öldüren canlı bombacıların Çeçen halkıyla hiçbir ilgisi yok. Kim oldukları malumunuzdur.

Bugüne dek, üzerinde her zaman taraflı yayın ve yorumların yapıldığı Çeçenya’daki savaşın gerçek yönünü görmemiz açısından önemli bir haber.

“Çeçenler siyasal İslamcıları sevmez” başlıklı haberde Loali önemli açıklamalarda bulunuyor.

Gerek Türkiye’den gerek diğer İslam ülkelerinden, Çeçenya’ya nasıl sızmaya çalıştıkları ve savaşın politik yönünü nasıl değiştirdikleri zaten biliniyordu. Ancak özellikle dillendirilmiyordu.

Haberin genelinde ve Loali’nin söylediklerinde mihenk taşı: “Radikal İslamcılar Çeçenya’da sevilmezlerdi. Kendi çıkarları için geldikleri bilinirdi” sözüdür.

Kuzey Kafkasya’nın genelinde bu antipati zaten var. Türkiye’de yapılan islami propagandanın etkisi sadece kendi içinde. Yani güneşi balçıkla sıvama çabası. Hiçbir Kuzey Kafkas Cumhuriyeti bu canilere sempatiyle bakamaz zaten. Nedenini yine Loali’nin sözüyle aktaralım.

“Çeçenya’da siyasal İslam sevilmez. Çünkü Çeçenlerin gelenekleri siyasal İslam’a aykırıdır. Onlar da bu durumu görünce bozulup giderler”

Buradaki tanıma dikkatinizi çekmek isterim. “Siyasal İslam”.

Her zaman dediğimiz gibi hiçbir Çerkes kimsenin yaşadığı dine karışmaz, hoşgörülüdür. Ancak kim inancını dayatmaya dönüştürürse, gerekli yanıtı böyle alır. Yani siyasallaşan din, ne gelenek tanır ne anane. Doğal olarak da bunun karşılığını görür.

Loali sözlerine şöyle devam ediyor.  “Siyasi düşüncelerini aktarmak isteyenler Çeçenistan’a geldi. Turancısı da aşırı İslamcısı da. Ama bu amaçla gelenlerin hiçbiri uzun süre kalamadı. Çünkü oradaki herkes bu insanların Çeçenlerin amacına değil, kendi amaçlarına hizmet ettiklerini biliyordu. Bu yüzden hiçbir zaman sahiplenilmediler.”

Yani, tarih bu kadar tekerrür eder. Sanki bire bir aynı. “Saldırın yiğitler arkanızdayız” deyip, arkamıza döndüğümüzde toz olmuş Osmanlıların, Çerkeslere yaptıkları ihanetlerin altında hep aynı neden yatmıyor muydu? Bizim kara kaşımıza mı İslam’ı getirmeye çalıştılar topraklarımıza? Daha sonra ne oldu? Osmanlı topraklarına sürgün edilen Çerkesler insanlık dışı bir zeminde bulmadılar mı kendilerini? On binlerce insanımız açlıktan susuzluktan, hastalıklardan ölmedi mi? O zamanın Trabzon’daki yetkilinin padişaha “acil adam yollayın burada ölen Çerkesleri gömecek kadar adamımız yok” diye mesajlar yollamadı mı?

Eğer Çerkesler, Osmanlıların arkalarına bile bakmadan kaçtıkları cephede; Ruslara karşı zafer kazansaydı acaba ne olurdu? Bir düşünün bakalım.

Çeçenya, Türkiye’den bakıldığı gibi değil. Bunu zaman zaman dile getirmeye çalışıyoruz. Loali’nin yaşadıkları belki insanımız da bazı ufuklar açar.

Bakın başka ne diyor Çeçen hemşehrimiz: “Çeçenistan’a aşırı İslamcı diyenler de vardır ama İslamiyet’i tam bilmiyorlar. Örneğin Dağıstanlı bir arkadaşım vardı. Namaz kılar, ardından birahaneye giderdi. Veya camiye sarhoş gelen çok olurdu. Eğer o zaman biz ‘Siz yanlışsınız’ diyerek baskı kursaydık bizi kabul etmezlerdi.”

Çeçenya’yı iyi tahlil etmek gerek. Yoksa, 1864’de olduğu gibi; şimdi de onlar arkalarına bakmadan cepheden kaçarlar. Sonra yeni sürgünler, yeni acıları biz çekeriz.

Hiç endişeniz olmasın, Çeçenya’ya şeriat getirmeye çalışan Vahabi’si, Türk’ü, Arap’ı kapılarını açarlar.

Ancak tarih yine tekerrür eder bundan emin olun. İnanmıyorsanız gidip Ümraniye’deki Çeçen kampını bir görün…

NOT: Bir okuyucumuzdan mail geldi. E-mail adresini yazmadığı için buradan yanıt vermek zorunda kaldık. Adını vermediği için e-mailini aynen yayınlıyoruz.

25 Aralık 2003 tarihli Vatan gazetesinde insanımızın pek de dikkatini çekmediğini düşündüğümüz bir haber yayınlandı. Habere konu olan hemşehrimiz Loali, 1996 yılında savaşmak için Kafkasya’ya gitmiş ve orda kalmış. Bu haberde İstanbul’u bombalayan teroristlerin Çeçenya’yla ilgisi konusu nedeniyle kendisiyle röportaj yapılmış. Loali’de Çeçenya’nın bir başka profilini çıkarmış. Şunu da belirtmekte yarar var; Rusya içinde masum insanları öldüren canlı bombacıların Çeçen halkıyla hiçbir ilgisi yok. Kim oldukları malumunuzdur.”

Sayin circassiancanada yöneticileri; yukarida Haftanin Yorumu bölümümden alinma kisa bir paragraf, ve bu paragrafta Cecen aslili Loali ile yapilan bir röportajdan bahsediliyor. Simdi size soruyorum kimdir bu Loali ve adi gecen gazete bu kisi ile bu röportaji ne zaman yapmis ve hangi tarihte yayinlamis?  Pes dogrusu olurda bu kadar olur…..

Adı: yok
e-mail adresi: yok

Okuyucularımızdan yaptığımız tarih hatası için özür dileriz. Bize mail atan okuyucumuz eleştirisinde yanlış yöne gitmiş. Biz Gazetenin adını ve tarihini yazdık. Hatta kendisinin bize gönderdiği mailde bile gazete adı ve tarihi var. Burada yalnız bir tarih hatası var.  Haber VATAN GAZETESİ’nde 25 KASIM 2003 tarihinde yayınlanmıştır. Gazete haberin linkini vermiyor ama http://www.vatanim.com.tr/  adresine girer 25 Kasım 2003 tarihli nüshasına bakarsanız GÜNDEM başlığı altında 4.haber olarak görebilirsiniz. Haber başlığı: ÇEÇENLER SİYASAL İSLAMCILARI SEVMEZ

e-mail gönderen okuyucumuz eğer arzu ederde mail adresini yollarsa, “Pes doğrusu olurda bu kadar olur”un yanıtını da verebiliriz.

SonSöz
Çerkes, yerde gördüğü çöpü alıp çöpkutusuna atandır. (Kuban)