ÇERKESLER YOLUN ORTASINDAN MI YÜRÜR?

Kuban Paul Seauhmann
03.11.2005

Geçenlerde Tayyip Erdoğan bir haberde aynen şunu dedi: Otomobilden in, toplu taşım araçlarına bin.

Sayın Erdoğan bunu çağdaşlığın bir göstergesi olarak mı söyledi, yoksa İstanbul trafiğine tek çözümün olduğuna inandığı için mi bilmiyoruz.

Çağdaşlık toplumsal birikim ister. Hadi çağdaş olalım diye çağdaş olamazsınız. Toplu yaşıyorsanız, bunun getirdiği sorunları çözmenin yolu yerleşik toplum olmaktan geçiyor. Düşünün; adam, çadır kültürüyle binlerce yıl geçirmiş. Ona tuvalet gereksinimini evin içinde yaptıramazsınız. Tedirgin olur. Evin içinde tuvalet mi olur, der çıkar işin içinden.

Yine dikkatinizi çekmiştir. Çağdaş olmayan toplumlarda caddelerde yürüyen insanlar görürsünüz. Kaldırım üç adım sağında ya da solundadır ama o caddeden yürümeyi tercih eder. Çünkü kentleşememiştir. Yaşamının büyük bölümünü trafiği az ya da hiç olmayan yerleşim alanlarında geçirdiği için cadde onun için yürüme yoludur.

Aynı tarihleri konu alan iki sinema film karesini göz önüne alın. Biri klasik köy filmi olsun, diğeri klasik kovboy filmi. Köy filminde cadde yoktur. Sokaklar vardır. Köy meydanı orta noktadır. Daire biçiminde evler etrafında döner. Kovboy filminde cadde vardır ve evler cadde boyunca sıralıdır. Bir daha izleme olanağı olursa bir bakın. Kovboy filmindeki köyde cadde de yürüyen insan göremezsiniz. Hepsi tahtadan yapılmış kaldırımlarda yürürler. Caddeyi yalnız karşıdan karşıya geçerken kullanırlar. Yani boyuna değil, enine. Köyde ise kaldırım olmadığı için insanlar sokağın orasında yürürler.

Pekiyi…

Sokağın ortasından yürümeyi alışkanlık haline getirmiş bir toplumu, otomobillere bindirdiğinizde; ondan indirip toplu taşım araçlarına bindirebilir misiniz?

Hayır.

Öldürseniz binmez. Çünkü sokağı ya da caddeyi boylamasına giden kültürde yetişmiş biri, toplu taşım araçlarının zorlamalarını kaldıramaz. Durağa gideceksin, bilet alacaksın, bineceksin, eğer doluysa ayakta gideceksin, hepsinden önemlisi sabah dişlerini fırçalamadın ya da duş almadığın için kokunla insanları rahatsız etmeyeceksin. Zor iş.

Pekiyi…

Çerkesler acaba nasıl yürüyorlardı?

Bizim köyümüz iki ana cadde ve sokaklardan oluşan büyük bir kent maketi gibiydi. Çok net anımsarım. Ana caddelerin yanlarında yaklaşık 3’er metrelik yürüme yolları olurdu. Bu iki ana caddeden asla sürüler geçirilmezdi. En önemlisi köyde bir tek araç olmasına karşın insanlar caddenin ortasından yürümezdi. Yanlardaki yürüme yolunu kullanırlardı.

Şimdi…

Her şeyde olduğu gibi orada da artık insanlar yolun ortasında yürüyor.

Peki toplu taşım araçları?

Onlara da pek rağbet yok. Herkes kasabaya, kendi arabasıyla gidip geliyor.

Aslında çağdaşlıktan ne denli koptuğumuzun bir farkına varsak. O zaman önceliklerimiz hızla değişecek. Hızla eriyip tükendiğimiz tek konu dilimiz değil.

Yaşamımız da artık yolun ortasından yürüyor. Toplu taşım araçları yerine kendi otosunu kullanıyor.