ÇERKESLİK VE ZENGİNLİK

TLETSERUK Nahit Serbes
05.02.2010

İyilikler ve güzellikler insanların içinde gizlidir. Bazılarında çok derinlerde olup erişilmesi güç, bazılarında ise daha yüzeyde olup kolayca erişilebilir. Xabze öğretileri insanların içlerinde doğuştan var olan bu iyilik ve güzellikleri arayıp bulmalarını, böylelikle Çerkeslik yolundaki ilk adımın atılmasını ister. İyi bir Çerkes olmak için ilk çalışma da böylece başlamış olur.

Ahlak, temel insani değerlerin yanında gelenek ve göreneklerle de beslenen bir kavramdır. Bu nedenledir ki çeşitli kültürlere göre kısmen değişebilir. Ancak iyi bir Çerkes olabilmek için xabze bu kültür değerleri gereklidir. Fakat bu değerlere ulaşan bir Çerkes, bu değerlerin de yeterli olmadığını bilir.

Burada verilmek istenen mesaj; insanın iyiye, güzele ve doğruya tek başına ulaşamayacağı, tek başına kalan insanın gücünün yetersiz, bilgisinin sınırlı, ömrünün kısa olacağıdır. Halbuki iyinin, güzelin ve doğrunun yolunda yapılacak sayısız işlerin başarılabilmesi için; birbirini seven insanlar, bilgi ve deneyimlerini birleştirerek kuşaktan kuşağa aktarabilirler. Böylece geçmişi ve geleceği ile kardeşlik zincirinin sağlam halkalarından biri olabilirler.

Bazı insanların gözleri sadece zenginlik ve güçtedir. Oysa gerçek zenginlik, onurlu, haysiyetli ve iyi insan olabilmektir.

Zengin olma hayali hırsa dönüşünce dostlukları siler süpürür. İnsanı, onur ve haysiyet gibi değerlerden uzaklaştırır. Bir insan için en tehlikeli şey kendi öfkesini, kuvvetini ve hırsını kontrol edememesidir. Bunları kontrol altında tutmayı başarabilen kişi, iyi bir Çerkes olabilir. Fakat bunlar yoksa karanlık insanı içine çeker ve bir noktadan sonra doğru yolu bulmak güçleşir.

Bunun en büyük zararını da insanın önce kendisi, daha sonra da ailesi ve sevdikleri görür. Hırsın başlıca sebebi, başkalarına imrenme, onların sahip olduğu imkanlara kısa yoldan sahip olma isteği ve telaşıdır. İranlı şair, Ömer Hayyam bir şiirinde bunu: “Niceleri geldi, neler istediler, sonunda dünyayı bırakıp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler!” şeklinde dile getirmiştir.

Herkes statü kazanmak, mevki makam sahibi olmak ister ve zengin olmayı arzular, bu normal bir içgüdüdür. Ancak, böyle bir idealin, uygar ve insani bir düşünce ile meşru yollardan olması gerektiği açıktır.

Gayrı-meşru kazanç yolları, aslında toplumun içine yayılmış kötü bir hastalığın belirtisidir.

Param var, insanlıktan bana ne, diyemeyiz. İnsanlık ve sevgi yolundan ayrılan bir kimse, sıkıntılardan kurtulamaz. İnsanlığa sahip çıkan bir kimse maddi birikimi olmasa dahi, en büyük zenginliğe sahiptir. Üstat KAZANUKO Jebağı bu konuda şöyle demiştir: Hiç kimse, başka birine gereksinim duymayacak kadar zengin değildir.

Xabze; daima itibarlı kalarak doğruluktan ayrılmamamız gerektiğini, bulunulan mevki ne olursa olsun, peşin hükümlerden uzak, samimi, dürüst ve adil olmamızı öğütler.

Günümüzün makam ve mevki hırsı için dalkavukluk yapan, el etek öpen öpenedir. Mevki ve makam hırsı insanı ikiyüzlü yapar. Şayet mutluluk isteniyorsa, başarı, mevki ve para gücü hazmedilmelidir. Gerçek başarının kısa yolu yoktur. Merdivenlerin teker teker ve basamak basamak çıkılması gerekir.