CILIZ GAYRETLER ÜMİDİMİZİ BÜYÜTEMİYOR

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Çözüm bekleyen dağ gibi sorunlar…
Ezberler…
Cılız gayretler…
Minik adımlar…
Hamaset dolu söylemler…
Zorlu didişmeler…
Büyük kavgalar…
Sorgulanmayan kişilikler…
Halının altına süpürülen gerçekler…
Dahası; hırpalanan toplum, yok olan köklü bir kültür! 

HAYDİ, SEN DE SORGULA!
Haydi sorgula!
Umursamazlığı, vurdumduymazlığı sen de sorgula.
Kültürel yok oluşu sorgula!
Ahbap- çavuş ilişkilerini,
Çaresizliği, çözümsüzlüğü,
Moralsizliği, ümitsizliği,
Samimiyetsizliği… 

DEĞİŞİM ŞART
Biz, ne zaman ezber bozacak, ne zaman kendimizi, varsayımlarımızı sorgulayacağız?
Malum, kültürel bilinçlenme konusunda işler hiç de iyi gitmiyor.
Bölünmüşlük, savrulmuşluk gün geçtikçe artıyor.
Cılız gayretler ümidimizi büyütmeye yetmiyor.
Toplumumuzu, kültürümüzü temsil edemeyen,
Sesimizi duyuramayan,
Derdimizi anlatamayan,
Çerkes camiasını görünür kılamayan,
Ezberini bozamayan yöneticilerimiz var.

Bizi görmeyen,
Bizi duymayan,
Bizi ciddiye almayan,
Acımız,
Sancımız,
Yok oluşumuz karşısında kılını kıpırdatmayan iktidarlar var.

Duyarsız,
Bencil,
Bilgisiz,
İlgisiz,
Umursamaz,
Vurdumduymaz sen, ben, o var!

Ezber bozamıyoruz!
Gelişmeleri yorumlayamıyoruz!
Açık zihin ve dolu kafalarla kendimizi ve kültürel varsayımlarımızı sorgulayamıyoruz!

Haydi siz söyleyin, bu alabildiğine sığ ortamda,
Bu bölünmüşlük,
Bu savrulmuşluk, bu samimiyetsizlik ortamında kültürümüzü nasıl yaşatacağız?

Kültürü geliştirici eserler,
Yok oluşu önleyici tedbirler,
Ümit aşılayan,
Hayat veren güzellikler nasıl üreteceğiz?
Bunları da sorgulayamıyoruz!

SORULMASI GEREKEN ASIL SORU!
Aslında sorulması gereken asıl soru şu:
Bu soylu kültürün eriyişine, yok oluşuna üzülenlerimiz kaç kişi?
Kaç kişi, “Bu kültür mutlaka yaşamalı!” diyenler?
Kaç kişi “Sorgusuz sualsiz ben varım! Ben, her türlü fedakârlığa, bedel ödemeye hazırım!” diyor?
Ya, yok oluş girdabında uykularını kaçıranların sayısı ne kadar?
Ya, magazinleşmiş kültürüyle gönül eğlendiren on binler, yüz binler!

Sonuç: Biz; kıskançlık, dedikodu, kırılma, küsme refleksleriyle bir yere varamadık, varamayacağız.
Sorgulamak, ezber bozmak şart!
Biz, ne yapıp ne edip sosyal ve kültürel sorunlarımızın çözümü için doğru zamanda doğru işler yapmak zorundayız.

Doğru olduğunu sandığımız çok şeyi unutarak yeniden başlamak durumundayız.
Ezberi bozmak, yeniden öğrenmeye ve denemeye hazır olmak, değişimin de en önemli koşuludur.

Çözüm, kendimizi ve kültürel varsayımlarımızı sorgulamaktan geçiyor.
Hem de radikal değişiklikler yapmaya hazır ve açık bir halde.
Buraya kadar tamam!
En zor soru sonda.
Acaba biz, sorgulamaya, ezber bozmaya hazır mıyız?
Ne dersiniz?