DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Ali Çurey
13.03.2017

Sevgili Dostlarım,.

Yine başınızı ağrıtmaya devam edeceğim. Zira benimde       ağrıyor. Çünkü bilgi eksikliği ve bilgi kirliliği canıma yetti. Cehalet, bilmediği “şeyi” bilmeyen ve “yanlışı” doğru iddiasında bulunan kimsenin rengidir. Bazı yanlışları doğru bilmek, hepimiz için olabilir. Kötü olan, yanlışta ısrar etmektir. Keşke “bilmiyorum” diyebilsek.

Şimdi Çerkeslerin ana dillerinde mevcut olan ama yanlış yer ve manada kullanılan birkaç önemli kavram sözcükten söz etmek istiyorum.

1) Уасэ : Bu sözcüğünün anlam ve içeriğini, az çok Çerkesce bilen, kime sorsanız, alacağınız yanıt “başlık” ya da “fiyat-ederi” olacaktır. Gerçekten bu yanıt doğru mudur? Benim cevabım, “yanlıştır”. En azından eksiktir. Peki, o halde doğrusu nedir? Gelin buna birlikte yanıt arayalım. Önce “Уасэ” sözcüğünün ameliyatını, yani etimolojik açılımını yaparsak, iki sözcüklü birleşik bir kavram olduğunu görürüz

Уэ(а): Ubıx       dilinde (Rahmetli Tevfik Esenç)       “Tanrı” demekmiş.

“Сэ” : Adige dilinde “ben”, ve “Уэ” aynı zamanda, “gök” anlamındadır. “Уафэ” ise “gökyüzüdür”. Kısaca “Уэ”’nın Wubıh dilindeki anlamı ile Adige dilindeki “Уэ”’nın anlamı “gök-yüce, sema” dır. Yani “Тхьэ”dır.

Sevgili dostlarım; peki, “fiyat-ederi”nin Adigece’si nedir? Yanıt şudur; “ПщIэ”. Bu Kaberdey Adigecesi’dir. Diğer boylarında, az vurgu farkı ile aynıdır. Мыбы ИпщIэр Сыт? (Bunun fiyatı nedir?) Doğru olanı budur. “Уасэ” Türkçe alışkanlığı ile evlenmelerde, erkek tarafının kız tarafına ödediği değerler bütünüdür. Ve adı “başlıktır” (”Başlar”ı yiyen başlık). Mete Akyol 1967 Milliyet Gazetesi

Sevgili dostlarım, insanı diğer canlılardan ayıran, “insan aklı ve insan dili” ile, elbette ki diğer insani davranışlardır. Bunun için cinsellik, herhangi bir maddi değerle fiyatlandırılamaz. Sadece iki insanın “kız-erkek” doğaları gereği birlikte olabilmek için verdikleri kararlarında “уэ-рэ, сэ-рэ”nin sembolik tanımıdır, Уасэ! Yoksa, kızın fiyatı değildir. Bu, insana hakarettir. Ne göksel, ne görsel, ne de pozitif hukukta yeri yoktur. Onun için “Уасэ” evlilikte bir fiyat birimi değildir. Sadece iki insanın “kız-erkek” yuva kurmak için verdikleri kararda, teati edilen sembolik “maddi” bir objedir. Bu anlamda, Уасэ konusunda, pozitif hukuk ile manevi değerlerin bir çatışması yoktur. Aksine paralellik ve aynılık söz konusudur.

Sevgili dostlarım, bu kavram sözcük yani “Уасэ” için sözü bu kadar uzatmamın nedeni şudur;       okuyucu dost ve kardeşlerimin, konuyu bir başka yöne çekmeden ve hatta “amaaa, ancak ve lakin!” ne yer bırakmamaktır. Sıkıntım, anlatım tarzımın doğru, yani neyi anlatmak istediğimin       yalın olarak anlaşılmasıdır.

2) ТIасхъэi (Kozmik): Bu kavram, sözcükte “Щэху” (kapalı) ile karıştırılır. Щэху’ın karşıtı Нахуе‘dir. Yani, açık. Kişi, aile, işyeri ve toplumların kendine özgü “mahremiyet” arz eden ”tIасхъэ”ları vardır. Bunların içinde toplumu ilgilendiren mahremiyet en ön sırayı işgal eder. İşte bunu afişe etme hakkımız yoktur. Kişi, aile veya işyeri mahremiyetleri dar anlamda sizi fiskeler. Amaa, toplumun güçlü ve zayıf taraflarının ayan edilmesinin telafisi yoktur. O nedenle, bazı konuların (toplumsal hafızada) saklı kalması o toplumları dışa karşı korur ve kollar. Zırh vazifesi görür. Onun için bazı, söz, yazı, söylem ve eylemler, toplumların “halde” ve ”gelecekte” yararına olmalıdır. Yani, “gerçekleri söylemeyecek miyiz?” önyargısı “aklın” denkleminde yanıt bulmalıdır. Yaşadığımız “sibernetik” çağ, aklın daha dengeli ve duyarlı çalışmasını zorlar haldedir.

NOTLAR:
1) Benim bilmediklerimi veya bilemediklerimi bilen ve bilebilecek olan Çerkes insanı dost ve kardeşlerimden bilgilerini esirgememelerini istirham ediyorum. Çünkü benim aklım ve bilgim benimle sınırlıdır. Oysa çok daha güzel ve çok daha doğrusunu bilen ve bilebilecek olanlar vardır. Susmayın! Zira “bilgi, evrenin sonsuzluğu gibi sonsuzdur” onunla buluşmak için çalışmak, “aklın” tekâmülünü sağlar.
2) Özellikle bir hususun altını çizmek istiyorum.       Benim uğraşım ve sahası beşeri olan ve onun varoluş sınırları içindedir.
3) 21 Mayıs sürgün ve soykırım anmalarında; kin, nefret, şiddet ve intikamı çağrıştıran söylem ve eylemlerden ısrarla uzak durmalıyız. Sadece Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşamıyoruz. Anavatanda yaşayan kardeşlerimizin ve hatta dönüş yapan insanlarımızın da varlığını unutmayalım. Tarihi olayları, kendi zaman dilimleri içinde mütalaa etmek daha gerçekçi olur diye düşünüyorum. Bu anlamda Ankara ile Moskova’nın dostluğu bizim için hayati önem arz etmektedir.