DOSTUM MEDVEDEV’LE ANAVATAN ÜZERİNE KONUŞTUM

ŞIH Şamil
22 Haziran 2010

İki gündür Kremlin’de güzel bir odada istirahat ederim diye geldim. Fakat Medvedev rahat bırakmadı. İlle ”senin görüşlerin çok önemli” diye sabaha kadar bana Votka içirdi. Başım çatlıyor ama meslek terbiyemden dolayı haberi size ulaştırmam lazım.

MEDVEDEV’LE ÖZEL GÖRÜŞME
CC and CNN Report, 25 Haziran 2010

Okuyucuya Not: Son zamanlarda bazıları benim Gasteci olmadığım, komedyen olduğum konusunda dedikodu çıkarmış. Bir kere Adige olana dedikodu yakışmaz. İkincisi insan insan benzer ama bu benzettiğiniz aktör kadar komik suratlı mıyım? Ayıp oluyor.

Şimdi özel sohbetimize döneyim.

Medvedev’le öğle yemeğinde buluştuk. İlk sorum biraz damdan düşme gibi oldu ama iyi oldu.

ŞIH Şamil: Medi, (ben ona Medi diye seslenirim) geçenlerde bir arkadaşım şikayette bulundu. Bizimki Adigey’e ziyarete gitmiş otel önünden bavulunu çalmışlar.

MEDVEDEV: Yapma yahu. Vay canına. Hemen gerekli önlemleri alacağız Şami. (O da bana Şami diye hitap eder.) Hay Allah bak yahu. Çok üzüldüm. Olmayacak bir olay bu.

ŞIH Şamil: Olmayacak diyorsun ama senin ihmalkarlığın yüzünden adam anavatana dönüş yapmadı. Ne işim var bavulum çalınan ülkede, dedi.

MEDVEDEV: Biz ona iki bavul versek, kaybı neyse karşılarız. Hatta bu önemli olay arkadaşınızı depresyona sokmuştur. İstersen gelsin Kremlin’de ağırlayalım. Senin arkadaşın benim arkadaşım sayılır.

ŞIH Şamil: Bu iyi fikir. Şimdi gelelim şu vatandaşlık işine. Niye vatandaşlık yasasını çıkarmıyorsun?

MEDVEDEV: Vallaha da billaha da biz çıkardık Şami… Hatta öyle maddeler koyduk ki, bir Ugandalı zenci bile gelse ben Adige’yim dese yasal olarak vatandaşımız olacaktı.

ŞIH Şamil: Atma…

MEDVEDEV: İki gözüm önüme aksın ki doğru söylüyorum. İstersen bakabilirsin… CC’de kanun maddeleri hala duruyor.

ŞIH Şamil: Eeee? Niye anavatana gelen olmadı o zaman peki?

MEDVEDEV: Ne biliyim? Kimi 1000 dönüm arazi istemiş, kimi genel müdürlük falan istemiş. Biz önce sevinçten şaka yapıyorlar sandık. Biri 5000 Dolar maaş bağlansın bana demiş… O zaman ciddi olduklarını anladık. Yahu benim maaşım bile 700 Dolar, ben nasıl ona 5000 Dolar maaş vereyim. Bu kişiyi araştırdık. Türkiye’deki bir Adige derneğinde çay ocağı işletiyormuş. Aylık geliri 300-400 Dolar civarındaymış. Hala niye 5000 Dolar maaş istediğini araştırıyoruz.

ŞIH Şamil: Peki Medi anladım durumu. Bu arkadaş sizi biraz işletmiş galiba. Bizim oralarda bir laf vardır. Nazlanan gelin ”yerim dar” dermiş.

MEDVEDEV: Neeeeeyyyyy????

ŞIH Şamil: Boş ver. Uzun zamandır Rusça konuşmadığım için çok kelimeyi unuttum. Şimdi anlatmam uzun sürer. Gelelim kafama takılan başka bir soruya… Niye Adigelere 10 dakka TV yayını veriyorsun? Yakışıyor mu sana?

MEDVEDEV: Valla biz 10 dakika kendi televizyonumuzun içinden yayın veriyoruz. Yani kendileri isterlerse kendi TV’lerini kursunlar. İstedikleri kadar yayın yapsınlar.

ŞIH Şamil: Bu mu yani?

MEDVEDEV: Ayıp ettin Şami… Tabi ki bu… Yahu hep sen sordun durdun biraz da ben sorayım sana…

ŞIH Şamil: Önce şu portakallı ördeği yiyelim mi? Midem kazınmaya başladı. Yanına şöyle birinci sınıf bir beyaz şarap açtır bakayım.

MEDVEDEV: Derhal…

(Yemek arasında biraz özel konular konuştuk. Bizim meslek dilinde of dı rikord deniliyor. Sonra sohbete devam ettik.)

MEDVEDEV: Soracağım soru şu: Diasporadaki hemşehrilerinizin yazdıklarını çizdiklerini Rusça’ya çevirtip okuyorum. İnanılmaz zeki ve atak insanlar. O kadar gelin dememize rağmen neden uzaktan akıl vermeyi tercih ediyorlar.

ŞIH Şamil: Uzansana şu şaraba. Kadehim boşaldı… Bizim millet uzak görüşlü bir millettir. Yani global bakar dünyaya. Şimdi şu masanın üstüne bak. Her şeyi görüyorsun değil mi? Bir de kafanı sok bakalım tencerenin içine ne göreceksin. Sadece çorba değil mi? Çorba deyince brokoli çorbasından kalmış mıydı?

MEDVEDEV: Bak bunu hiç düşünmemiştim. Valla doğru. Adige Cumhuriyetlerine gelirlerse o zaman tencerenin içine girmiş gibi olacaklar ve sağlıklı değerlendirme yapamayacaklar. Bunu hemen değerlendirmeliyiz. Vay canına bu nasıl bizim aklımıza gelmedi… Tabağını uzat kalmış brokoli… Peki bir sorum daha var. Sanatçılar ürettikleri eserlerin gelirleriyle geçimlerini sağlarlar. Diaspora nasıl oluyor da bu eserleri telif ödenmeden çoğaltıp dağıtıyor? Bu kendi insanının emeğini çalmak olmuyor mu?

ŞIH Şamil: Çorba çok güzeldi… Medi aramız açılacak senle ha… Yahu kadehim yine boşalmış…

MEDVEDEV: Pardon… Garson oğlum. Sayın Şamil’in kadehine dikkat edin lütfen… Evet telif hakları diyordum…

ŞIH Şamil: Bak Medi… Sen Rus olduğun için anlamazsın bizim kültürümüzü. Bizde biri bir şey yapar, sahibi herkes olur. Hatta bizde atasözü bile olmuştur. ”Çocuk toplumundur” diye. Hesap et. Çocuk bile toplumunken kitapmış, CD’ymiş lafı mı olur…

MEDVEDEV: Kötü bir şey yapıldığında da sizin toplum sahiplenir mi?

ŞIH Şamil: Şnitzel gelecekti. Ne oldu?

MEDVEDEV: O da ney yahu?

ŞIH Şamil: Bu dediğini duymammış olayım. Koskoca Rusya Federasyonu Başkanı’sın ama Şnitzel nedir bilmiyorsun. Ayıp… Şnitzel bir tavuk yemeği.

MEDVEDEV: Pardon ya… Valla bilmiyordum. Sizin gazete yazarlarınızdan Sezai Babakuş 500 Cesur Yürek diye bir şeyler yazmıştı. Ne oldu? Herhalde sayı 10.000’leri bulduğu için projeyi genişletmek zorunda kalacak.

ŞIH Şamil: Şarabım bitti… Şnitzel hala niye gelmedi? Valla şimdi canım sıkıldı işte. Taaa Amerikalardan senin için geliyorum. Senin şu misafirperverliğine bak. Hadi sıkıldım artık bana şöyle bir Moskova turu attır.

MEDVEDEV: Tabi ki, hadi kalkalım…

ŞIH Şamil: Bak işte… Sen adam olmazsın Medi. Misafir kalkmadan kalktın ayağa…

MEDVEDEV: Pardon… Pardon… Oturdum geri…