ELBRUZ’DAN İSTANBUL’A (1864- 1915- 1945)

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Turgut Özal döneminde Türkiye’de yaşanan, daha sonra sosyal medyada çok ilgi gören bir konuyu, konuyla ilgili yazılan bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
Bence ders almayı bilenlere ders vermeye hazır biz yazı.
“Hiroşima’dan Çanakkale’ye”
Eğitim alanında uzman Japon heyeti araştırma için Türkiye’ye gelir.
Araştırmalarını tamamlayan heyet, zamanın başbakanı Turgut Özal’ın huzuruna çıkar ve gençlerimiz üzerindeki eğitimin yetersizliğini şu soğuk cümle ile ifade eder:
“Bu eğitimle gençlerinize millî şuur vermeniz mümkün değildir!”
Şok etkisi yapan bu tespitten sonra sorular arka arkaya gelir; “Siz Japonlar gençlerinize millî şuuru nasıl veriyorsunuz, nasıl bir eğitim programı uyguluyorsunuz ki; bizimkini yetersiz buluyorsunuz?

“BİZ EĞİTİME ŞOK TESTLER UYGULAYARAK BAŞLARIZ”
Japon heyetinin sözcüsü şu bilgiyi verir: “Biz eğitime şok testler uygulayarak başlarız. Önce çocukları uçak kadar hızlı giden trenlere bindirir ve çok katlı yollardan geçiririz. En üstün teknolojiyi gösterir, robotlarla çalışan dev fabrikalarımızı gezdiririz. Bu baş döndürücü teknoloji karşısında sarsılan ve şoke olan çocuklarımıza deriz ki: İşte gördüğünüz bu hızlı trenleri ve üstün teknolojiyi sizin atalarınız yaptı. Eğer siz daha çok çalışırsanız daha hızlı giden ulaşım araçları yapar, daha üstün teknoloji meydana getirir, daha modern fabrikalar kurarsınız.”

“HİROŞİMA VE NAGAZAKİ…”
“Sonra çocuklarımızı Hiroşima ve Nagazaki’ye götürüp düşmanın harap ettiği bölgelerimizi gezdirir ve bu defa da onlara deriz ki: Bakın, eğer siz birlik beraberlik içinde çalışmazsanız, işte düşmanlar sizin ülkenizi böyle yakar yıkar, bu hale getirirler. Ama birlik beraberlik içinde çalışırsanız, güçlü olursunuz, düşmanlarınız size saldırmaya cesaret edemezler.”
“Dünyadaki devletler size saygı duymaya mecbur kalırlar. Artık birlik beraberlik içinde çalışmak ve çalışmamak konusunda kararınızı siz verin!”
“Bu örneklerle çocuklarımız kendilerine gelerek iyi ve çalışan birer Japon genci olma yolunda millî bir şuur ve heyecanla okumaya yönelirler.”

”ÇANAKKALE ZAFERİNİ UNUTTURMAYIN”
Japonların bu tespitlerini sundukları sırada geriden bir ses duyulur: “İyi de bizim sizin gibi Hiroşima ve Nagazaki’miz yoktur ki…”  Heyecanlanan Japon eğitimci hemen cevap verir: “Sizin Hiroşima ve Nagazaki gibi yerleriniz, bizimkilerden çok daha etkilidir.” der ve şu örnekleri sayar:”
“Bir metrekareye bin merminin düştüğü Çanakkale Zaferi’nin kazanıldığı tarihî savaş alanları sizde. Çocuklarınızın ve gençlerinizin şok olması için yeter de artar bile Çanakkale.”
“Dünyanın en gelişmiş ve güçlü ordularına karşı Türkler olmazları olduruyor ve bütün dünyayı hayretler içerisinde bırakan bir zafer kazanıyorlar. İmanın, azmin, birlik beraberliğin neleri yendiğini ispatlıyorlar burada.”
“İşte sadece bu olay, bu bölge ve bu zafer dahi gençlerinizin millî şuur kazanmalarına yetecek örneklerle doludur. Bu sebeple gençlerinizi gruplar halinde Çanakkale’ye götürüp gezdirmelisiniz.”

“HER GENÇ ATALARIYLA GURUR DUYMALI “
“Her Türk genci Çanakkale savaşlarının yapıldığı bölgeyi bilerek gezmeli, atalarının ne olmazları başardığını gururla görmeli, iftiharla öğrenmelidirler. Daha sonra onlara demelisiniz ki: Sizler de birlik beraberlik içinde çalışmazsanız düşmanlarınız yine gelirler, Çanakkale’yi işgal etmeye kalkışırlar, yurdunuzda özgür yaşamayı size layık görmezler, tutsakları durumuna düşürmek isterler… Ama çalışır, teknolojiyi yakalarsanız ülkenizi kalkındırır, ilerleyen ülke haline getirirsiniz. Başınız dimdik durursunuz yabancıların karşısında.” 

JAPONYA KÜLLERİNDEN DOĞDU
1945 yılının sonuna kadar Hiroşima’da atom bombası saldırısından dolayı yaklaşık 140.000 kişi hayatını kaybetti. 140 bin vatandaşının ABD’nin gelişmiş bu savaş teknolojisinden ders alan Japonya, adeta küllerinden doğdu ve şu anda dünyada teknolojik yeniliklerde öncü bir ülke. 

“ÇANAKKALE…”
1915 yılındaki Çanakkale Savaşı’nda 250 bin civarında kaybımız var. Yani Japonya’nın 1945’teki atom bombası nedeniyle yaşadığı kaybın neredeyse iki katı. Elbette tarihten ders almak gerekiyor.
Bu ders, okullarımızda sadece yazılı, sözlü sınavlarda Çanakkale Savaşı’nın tarihi kronolojisini öğretmekten ibaret kalmamalı!

1864- 1915- 1945
Ne dersiniz, her toplumun bir Hiroşima’sı, bir Nagazaki’si, bir Çanakkale’si, bir 1864’ü var mı acaba?