KALEM -4 (Тхыпкъэ)

Ali Çurey
13.11.2017

Sevgili dostlarım, bu gün yine başınızı ağrıtacak, daha doğrusu “yeter artık!” dedirtecek bilinen bir kısım sözcüklerden bahsedeceğim. Önce, “mülk” sözcüğünün karşılığı olarak bilinen “былым”den başlamak istiyorum. Etimolojisine girmeden, kullanış biçimini sunayım: “Ари дуней былым.” Nedir bu ve ne için söylenir? Çoğunuz bu tümceyi mutlaka duydunuz. Onun için bu sözcük, bazen maddi ve bazen de manevi değerlerimiz için kullanılır. “Nasılsınız?” sorusuna “iyiyim” veya “çok iyiyim!” karşılığını veririz. Yani “Ари дуней былым” kavramı. Bunun dışında, maddi, varlıklarınız için de (былым) mülk karşılığında kullanılır. Bu sözcüğü hem anavatanda ve hem de gurbetteki Adigeler mülk olarak kullanmaktadırlar.

Sevgili dostlarım, bu defa da bir başka kavram Pse (Псэ) = Enerji – Ruh – Can sözcüğünü hatırlatmak istiyorum. Sosyologlarımızın, etimologlarımızın ve dahi filologlarımızın ciddi ciddi ilgilenmesi gereken çok ama çok önemli bir kavram sözcüktür. Ve hatta tıp doktorlarımızın bile ilgisinden kaçmamalıdır. Ben, niçinine, nedenine ve bu sözcüğün evrensel kimlik kazanmış, türevlerine girmek istemiyorum. Çünkü haddimi aşmış olurum. Zira, bunu izah edebilecek, bilgi derinliğine sahip değilim. Özgün ve özel eğitim almış olmak gerekiyor. Zira, ilgili terim ve terminolojiyi bilmemiz gerekiyor.

Sevgili dostlarım, Pse (Псэ) = Enerji – Ruh – Can için, bilgilerinizi ve buna ait kavramları gözünüzün önüne getirin. İlave olarak “Къуэ – ait” ve “Пкьы – beden” ile birleştirin. Sonra, neden bu sözcüğün dilimizde önemli, olduğunu anlayacaksınız. Ve hatta bir deyimimiz vardır. “Псым псэ хэль – Suda, “Ruh-Can” vardır” diye. Ayrıca “Лаж – лэжэн – лажьэ” sözcükleri (Çalışmak) anlamında kullanılıyor ise de, Adigece’de “Лажэр – Лажьэр – зытэхуэн” tümcesinde, bedenin, çalışma hükmü ile cezalandırılması vardır.

Sevgili dostlarım, hatırlayacaksınız; rahmetli Tevfik Esenç’i, burnumuzun dibinde bulunan köyünde Ubıxça’yı bilen tek kişi olarak, dünyadan göçtü. Ne acıdır ki, biz bunun farkında olmadığımızdan, yani kayıp olmaya yüz tutmuş, bir dille ilgilenmediğimiz için taaaaaa Fransa’dan bir fani zat geliyor, Ubıxça sözcükleri yazıya geçiriyor. Ve biz de bunun ile övünüyoruz. Benzer akıbetlerin, bizi beklediğini, sonradan ah-vah etmenin, bir yararı olmadığını, yaşamak istemiyorsak; lütfen, yok olmaya, küllenmeye ve başka bir dilin sözcüklerince işgal edilmiş, dağarcığınızda, anne ve babalarınızdan, dedelerinizden, duyduğunuz, sözcükleri tespit ediniz.

Sevgili dostlarım, sözcükler anadilimizin çekirdekleridirler. (Her ne kadar tümceler içinde anlam kazansalar da, tümcelerin onlarla kurulduğunu da unutmayalım.) Şimdi bir tepsi alınız; üstüne bir adet buğday, bir adet arpa, bir adet mısır tanesi koyunuz. Sonra tepsinin bir başka köşesine; bir incir çekirdeği, bir elma çekirdeği, bir de armut çekirdeği ve isterseniz başka çekirdeklerde koyunuz. Ve bu çekirdeklerin sonsuz bitki ve ağaçlar sakladığını hatırlayınız. İşte, bir dilin sözcükleri de, aynen bu örneklerde olduğu gibi, yüzlerce ses ve nefesi içinde saklarlar.

Sevgili dostlarım, pse ile ilgili birkaç sözcük sıralamak istiyorum.
ПсэхэлIэ = Mundar
Псапэ = Sevap
ПсэкIуэд = Günah
Псэущхьэ = Canlı – canlılar
Псэуныгъэ = Yaşamak – Yaşayan
Псэу-псо = Yaşıyor

NOT: Her yok olan dil, denizleri, okyanusları, büyük akarsuları besleyen derelerin kurutulması gibidir. İnsanlığın diller okyanusunda var olabilmesi, antik ve kadim dillerin varlığı ile zenginleşir.