KAR

ÇETAO Nadir Yağan
Maykop.21.12.2007

Апере осыр дахе

Осыр къесы,
Iасэу мэтIысы.
Джэнэ фыжьыр
ЧIым къыщелъэ,
Псыхъо ныджыр
Гъунджэм еплъэ.
М.Исхакъ

Geçen hafta havada tuhaf bir şey olduğu duygusuyla yataktan kalktı Maykop’umuz. Panjurların arasından sızan ışık, günün, gecenin bütün saatlerindeki ışıktan başkaydı.

Perdeleri sonuna kadar açtık. Kent yok olmuş, yerini beyaz bir dekor almış zaten sessiz olan şehrimizde mutlak bir sessizlik sağlanmıştı biz uyurken. Çevredeki tek katlı evlerin pencereleri, damları ve sokak lambaları, park etmiş araçlar olağan görünüşlerinin dışında bir hal almış, gece üzerlerine yağan karın altında kaybolmuşlardı.

Dikkatlice bakınca beyazın ortasında neredeyse silinmiş kimi çizgileri seçebilirdiniz.

Pamukşekeri gibi oldu Maykop’ta ağaçlar.

Sonra evlerinden çıktı insanlar ve o bembeyaz, kusursuz örtünün üzerine ilk adımlarını attılar. Her bir adımda o eşsiz kusursuzluğun üzerinde sığ ya da derin izler bıraktılar.

Çocuklar çıktı sonra sokağa. Tabii ki yetinmediler karın yerde durduğu kadarıyla. Bir araya getirdiler o beyaz örtüyü. Katladılar, büktüler kardan adamlar yaptılar kendilerine. Arkadaş oldu kar onlarla. O beyaz örtünün üzerine güneş hiç vurmayacakmış gibi kömür gözlerinden, kibirli bakışlar fırlattı çocuklara kardan adam. Bir haftadır alışmaya başladı çocukların arasında vakit geçirmeye, çocuklar da gideceğini bile bile alıştılar ona. Alttan aldılar biraz belki de. Önünde savaştılar kartoplarıyla, güldüler havuç burnuna kardan adamın.

Biz yetişkinler de ilk tanesi düştüğü anda elimize, eldivensiz ve üşüyen ellerimizi palto kollarının içine çekip ısınmayı öğrendiğimiz zamanlara döndük aniden. Ne gam ne keder ne iş ne güç kaldı avucumuzda. Sadece beyaz eşsiz bir kar tanesi… Yüzümüze pamuk pamuk indiğinde, her yanı kapladığında soğukluğuna rağmen içimizdeki çocuğu uyandırdı, sıcacık duygular yaşattı. Hep yağsın istedik o sihirli beyaz…

Kar altındaki yokuşsuz, geniş ve düz sokaklarda yürüdükçe yürüyesimiz geldi. Birkaç adım kadar ilerlerlerken o bembeyaz satıhta kimi zaman dönüp ardımıza baktık ve ayak izlerimizi göremedik.

Ne kadar soğuk görünse de keyifli tarafları vardır karın.

İnsan her zaman yerde her koşulda keyif alacağı bir şeyler bulabilir.

Kar bizim Maykop’umuzda insan hayatını kısıtlamaz. Sokaklar soğuktan çatırdarken bir yerlerde bir evin mutfağında sıcak bir ışık yanar. Rahat ve bol Rus doğal gazının ısıttığı sıcak bir odada çay, kahve fokurtuları eşliğinde yüreği ve ruhu ısıtan tatlı sohbetler sürer gider. Bir başka evde Tanrı’nın bu ülkeyi cömertçe ödüllendirdiği şairlerden, yazarlardan ışıklı sayfalar okunmaktadır.

Maykop insanın tabiatla el ele yürüdüğü, mevsimleri takip ettiği bir yerdir. Doğayla içli dışlıdır burada kişi.

Parktaki halka açık yüzme havuzunun zemini buza dönüşmüşse çocuklar üstünde kayarlar. Kar şehir parkında kontrast renklerle kış kombinasyonu yaratır. Bir başladı mı insanların bıyıklarını, kürk yakalarını, hayvan tüylerini pudralayarak yağar da yağar.

Yumuşak, pamuk helva gibi yenilesidir.

Genç kızlar yerler karla kaplıyken ince topuklu ayakkabıları çıkarıp ince topuklu çizme giyerler, ince çorap giymeye de devam ederler. Büyük çocuklar kartopu oynayıp kızaklarla kayarken anneler küçük çocuklarını çocuk arabaları yerine kızaklara bağlayarak mutlaka ama mutlaka sokağa çıkarırlar.

Kışın en güzel yanıdır kar. İnsanların planlarını etkilemez, ulaşımı felç, okulları tatil ettirmez. Dışarı çıkılıp eğlenilen, sıcak eve girilip camdan izlenen pelerininden savrulan beyazlığı usul usul yayan eşsiz güzellikteki beyaz bir kraliçedir sanki…

Bu sene çok bekletmedi çok özletmedi. Öyle bir ihtişamla geldi ki, her yere dökülüp her şeyin üstünü örterek Maykop’u kapattı, Adige ülkesini çok güzel ve çok sonsuz kıldı.