KGB AJANI HAFİTSE!

BABUG Ergun Yıldız
01.07.2006

Bildiğiniz gibi son günlerde Hafıtse Muhammed için yazılıp çiziliyor. Bir süredir izliyorum, ortalıkta zehir hafiye edasıyla dolaşıp memleketi ayağa kaldıranlar ne tür belgeler (!) ortaya koyacaklar diye.

Çıka çıka her zaman yaptıkları gibi boş yaygara ve bol dedikodu çıktı arkasından.

Bunlar Bremen Mızıkacıları gibi, insanlar “şerrine lanet” diyerek sustukça bunlara cesaret geliyor.

Aynı adamlar, aynı makamdan aynı türküyü söylüyorlar ısrarla.

Birisi ortaya savuruyor yalanı, sonra o yalanı delil göstererek bir diğeri esip gürlüyor.

Neymiş?

Hafıtse KGB ajanıymış.

İyi.

Eski dönemde her dört Sovyet yurttaşının birisi KGB’ye çalışmış, ben bu kısmına değil, hain (!) Hafitse’nin halkı için ne yaptığına bakarım.

Alın sizler de bakın.

İşte Hafitse’nin biyografisi:

http://groups.msn.com/KAF/yourwebpage51.msnw

Şimdi yukarıdaki işlerin sahibi hain (!) Hafıtse’nin yaptıklarının onda birini yapmış olan tek bir adam gösterin aranızdan, hep birlikte önünde secde edelim.

Yok diyorsanız susun.

Susun yoksa insanlar özellikle şahıs seçerek yaptığınız saldırıların basın silahıyla suikast  olduğunu; özellikle seçerek bazı cumhuriyetlere düzenlediğiniz saldırıların da kaosu derinleştirme operasyonu olduğunu farkedecekler.

O zaman insanlar size dönüp soracaklar: Sizler kimin uşağısınız beyefendi?

Kaldı ki, 21 Mayıs açıklamasında da söylenen şudur:

”Halklar hatalı değildir, çünkü savaşlar başlatılırken hiç kimse onlara sorma gereği duymuyor.

Üzülerek söylemeliyim ki, dünya tarihinin de şahit olduğu üzere ülkeler zalimlikle topraklarını genişletiyorlar.

Barışçı yollardan sınırlarını genişletmiş bir devlet bulmak zordur yeryüzünde, Rusya’da bundan kaçınamamıştır.

Fakat yeni nesiller akıllı davranarak devletlerin işledikleri hataları telafi etmeye çalışıyorlar.

Rus-Kafkas savaşları biteli 142 yıl geçti, insanların acıları nispeten hafiflediyse de tamamen unutulmuş değil.

Dışarıdaki Adigeler hiç bir zaman Kafkasya’yı unutmadılar, bundan sonra da unutmayacaklar.

1917 Ekim devrimi sonrasında Rus halkının Adige halkı için yaptıklarını, Adige halkını bilime yöneltmek, yeniden gelişip güçlenmesini sağlamak için yaptıklarını hem anayurttakiler hem diasporadakiler takdirle karşılamaktadırlar.

Rus-Kafkas savaşlarının sonuçlarını anlamak için, doğurduğu sonuçları telafi etmek için yapılacaklar konusunda, 1994 yılında RF başkanı Boris Yeltsin’in söyledikleri oldukça önemlidir.

Rusya devletinin en büyük makamındaki kişi, Rus-Kafkas savaşlarının pek çok yönü ile ele alınması gerektiğini bizzat ifade etmiştir. Yapılması gereken pek çok işin en önemlisi olarak da  diasporadakileri anayurtlarına geri getirmek için çalışmanın geldiğini ifade etmiştir.

Federal birliğinde 1763-1864 yılları arasındaki Kafkas savaşlarının Adigeleri soykırıma uğrattığını ve yokolma noktasına getirdiğini göz önünde bulundurarak bu yönde bir karar almasını umut ediyoruz.

Bu öyle rahatça yapılabilir bir iş değildir belki, fakat olmaması için de bir neden yoktur.

Bir dönem politik baskılara uğrayan halklar için,Kazaklar için federal yasalar çıkartılmadı mı?

Bu durum bütün dünyada demokrasi yolunda gelişen Rusya’nın akıllıca düşünülmüş adaleti sağlayan bir kararı olarak görüldü.

Dünya ülkeleri ve halkları birleşerek 2. Dünya Savaşı’nda Yahudilerin, 1915 yılında Ermenilerin soykırıma uğradığını kabul ettiler.

İnsanlık ve adalet duygusunun gereği olan böylesi bir kararı çıkartmadıkça, dünya halkları Rusya’nın yeni demokrasisinin gerçeklerden ve adaletten yana olduğuna inanmayacaklardır, baskı olmadığına, bu tür şeylerin bundan sonra yaşanmayacağına inanmayacaklardır.

Buraya toplanmış saygıdeğer insanlar!

Adigelerin yas günü olan bu günde bir kez daha tekrar ederek; halkına dinine bakmaksızın her bir insana değer verip saygı duyduğumuzu söylemek istiyoruz.

Eğer bu insan Rusya’nın ve onun yurttaşlarının kötülüğü için çalışmıyorsa.

Bu yaşadığımız dönem; hataları düzelttiğimiz, ülkemizin değerini yeniden ayağa kaldırdığımız zor bir dönemdir. Biz Rusya halklarının arasındaki barışı koruyabilirsek her şeyi başarabiliriz.”

Hafıtse bunu söylüyor konuşmasında, fakat birileri onu çarpıtıp istediği gibi geçiyor haberinde.

İkinin biri orasından burasından sözlerini didikleyerek haber yapıp 1996  yılında çekilmiş  fotograf eşliğinde verdiğiniz Şenibe Yura şöyle söylüyor:

Kabardey’de “Adige Dernekleri”nin yöneticileri devlet yumruğu ile eyerden indirilerek dernekle hiç ilgisi olmayanlar eyerin üstüne oturtulmuş, onları dünyadaki tüm Kafkas derneklerinden tecrit etmeye çalışmaları bizim için hem haksızlık hem çok acı olmuştur. “İstediğin olmazsa, nasıl oluyorsa öyle yap!” dedikleri gibi, ben olanlar için sebep arıyorum ve buluyorum da.

Kurulan yeni derneklerin tümüne devlet destek vermektedir. Böyle olduğuna göre onların daha çok iş yapmaları gerekmez mi? Eski dernek taraftarlarını çağırttım: Eğer birine güvenilecekse Hafıtse Muhamed’le çalışmak lazım, atının nasıl koştuğuna bir bakalım, hem bunu kendisinin de görmesi gerekir. Aramızda bunu doğru bulanlar olduğu gibi bulmayanlar da oldu. Bundan başka, Dünya Çerkes Birliği’nin devlete bağlı olmasının bize daha çok yararı dokunacağı kanaatini taşıyorum. Bizim parlamentonun başkanı Dünya Çerkes Birliği’nin başkanı olduktan sonra hepimizin gönülden arzu ettiği bir işe el attı: Nehuşş Zaurbi, Kabardey’e dönüş yapan kardeşlerimizi toplayıp dertlerini dinledi ve kendilerine zarar verenlerin davranışlarını anlattırdı. Bu tür sorunlarla boğuşmada Zaurbi, Akbaş Boris’ten çok daha başarılıdır. Böyle olduğuna göre bu ikinci kararı alıp onu seçenlerin güvensizliği bırakmaları gerekir…

Şimdi yukarıda bahsedilen “devlet eliyle derneklere el koymanın” sebebi bir tarihte burada açıkladığımız Adige Xase’nin aldığı dini içerikli kararlar olmasın sakın.

Hani şu Arapça’nın mecburi ders olması, imamların iyi Adige (!) olmayanların namazını kılmaması vs. gibi bir sürü saçmalığın 15 maddelik karar haline getirildiği Adige Xase dönemi.

Bazı vakıf ve derneklerin misyonerleri olarak dolaylı yoldan bu “el koyma ve Adige dernekleri ile irtibatı koparmaya” birilerinin katkısı olmuş olmasın.

Hafızalarınızı bir yoklayın bakalım.

Sanırım diğer zırvalarla ilgili adı geçenler zamanı geldikçe gereken cevabı vereceklerdir, fakat günlerdir kopartılan fırtınanın ve yapılan yaygaranın artık tiksinti yarattığını söylemek ihtiyacı hissettim.

Hafitse ile ilgili, birçok insan bu tür bir çok söz söylüyor.

Biz ortadaki hakikate bakalım.