KHUSHHAMAFE’NİN HİKAYESİ

Nartlar Dergisi
Cilt-7 teks-620 Mıyekhuape
Çeviri: GHUNEKHO K. Özbay

Tufan olunca Nuh peygamberin gemisi uçsuz bucaksız suların üstünde kalır. O zamanlar Asya kıtasındaki Khushhamafe (Kafkas) dağı her taraftan görülmekteydi. Nuh’un gemisi Kafkas Dağları’nın yüksekliklerine dayanır. Nuh peygamber Khushhamafe’yi geçmek için yalvarır.

– Bana geçit vermezsen ben Tanrı’ya yalvarırım.

Khushhamafe kararlıdır.
– Tanrı sana geçit verse de ben vermem.

Nuh peygamber Tanrı’ya yalvarır ve geçiş iznini alır. Nuh’un gemisi Khushhamefe’den geçerken tepeye çarpar. Çarpmadan dolayı dağdan büyük parçalar kopar ve Khushhamefe’nin zirvesi ikiye bölünür. Gemi oluşan yarıktan geçerek uçsuz bucaksız sulara açılır.

Khushhamafe’den bakınca yer ve gök bir olmuş gibi görünüyordu ve gemi suların üstünde sallanıp duruyordu. Khushhamafe’nin içinde (mağaralarda) oturan ve suların boğmadığı, Nuh’u saymayan insanlar, dağın yarıldığını görünce lanetler yağdırırlar.

Geminin yardığı Khushhamafe’nin tepesinin yeniden semer şekline gelinceye kadar taş ve toprak doldururlar. Onların bu çalışmalarını beğenen Tanrı, bu insanlara acır ve yaşamalarını sağlar.

Khuşhamafe’nin tepesinin onarılmasından sonra, dağın içine çekilmiş olan insanlar açlıktan ölmeye başlarlar. Bunun üzerine içlerinden yaşlı, kör biri dağın tepesine çıkar. Dağın tepesinde otururken eli yumuşak bir nesneye değer. Eline değen nesneyi alıp koklayınca sümüklerini akıtır. Gözlerine değdirince de iki gözü görmeye başlar. Yaşlı adam sevinçle dağın içine döner ve başından geçenleri anlatır. Dağdakilerde liderleri ve yaşlı adamla birlikte dağın zirvesine çıkarlar. Dağa çıkan diğer körlerde aynı şeyleri yapar ve onlarda görmeye başlarlar. Kendileri şifa bulduklarından Nuh’un gemisinin olduğu yeri temizlerler. Görmeyenlerde dağa çıkmaya başlarlar. Nuh’un gemisinin çarptığı yer günümüzde de mevcuttur.

Muhammet peygamber bir defasında buradan geçecek olur. Kendisi Nuh’un yakarışını ve Khushhamafe’nin izin vermeyişini hatırlar. Bu nedenle Muhammet dağı lanetler. Muhammet peygamberin lanetlediği dağın tepesinde sürekli fırtınalar olup sert rüzgarlar eser. Her tarafı karlarla kaplı ve donmuş durumdadır. Dağ eskiden çok daha güzelmiş, insan bakınca kendini Tanrı’nın evinde sanırmış. Şimdi bu güzellikler görünmüyor.