KÜLTÜR DERNEKÇİLİĞİ ÖMRÜNÜ TAMAMLARKEN

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Derneklerimiz:
Ailemiz, okulumuz, umudumuz, sığınağımız…

Derneklerimiz:
Evimiz, eğitim merkezimiz, oyun ve muhabbet yerimiz…

Derneklerimiz:
Kültür merkezimiz, karar merciimiz, dilimiz, kültürümüz…

Derneklerimiz:
Yaşlımız, gencimiz, kadınımız, çocuğumuz,
Düğünlerimiz, cenazelerimiz…

Derneklerimiz:
Geçmişimiz, geleceğimiz, kültür dünyamız,
Olmazsa olmazımız…

Derneklerimiz:
“Kafe” miz, “yunafe” miz, siz, biz, hepimiz…
Dün, görevini ifa eden, bugün sorun çözmede yetersiz kalan mevcut kültür dernekçiliği ile günümüz sosyo-kültürel sorunları çözmek imkansızlaşıyor.
Kültür derneklerimiz, artık olmazsa da olur, demiyorum ama bir gerçeğin de göz ardı edilmemesi gerektiğine vurgu yapmak istiyorum.
Dernek yapımız değişmeli, yenilenmeli…

DERNEKLERİMİZİN DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINI
Türkiye’ye gelen Çerkeslerin dernek çalışmaları, Osmanlı döneminde başlar.
Kurulan ilk dernek, “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti” dir. (1908)
1018 ve sonrasında “Şimali Kafkas Cemiyeti” ve “Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti” kurulur.
Fakat Lozan Antlaşmasından sonra dernek faaliyetleri durdurulur.
Sonraki dönemde birçok kez dernek kurma faaliyetleri denenmesine rağmen, 1946 yılına kadar başarılı olunamaz.
1946 sonrası, Çerkes derneklerinin aktif faaliyetlerde bulundukları dönemdir.
1950’lerde “Kafkas Derneği” adını alacak olan “Dost Eli Yardımlaşma Derneği” kurulur.
1980 yılında dernekler yine kapatıldı.
1993’te “Kaf-Der” ve “Birleşik Kafkasya Konseyi”, 1995 yılında da “Kafkas Vakfı” faaliyete geçer.
Bu zorlu süreçte, her şeye rağmen dernek ve vakıflarımızdaki coşku ve çaba alkışa değer.
Peki derneklerimizin bugünkü durumu nasıl?
Derneklere ilgi ne durumda?
Özellikle gençlerin derneklere ilgisi?

DERNEKLER, YÖNETİCİLER VE GENÇLER
Dün, iletişim imkanlarının oldukça sınırlı olduğu dönemde, kültürel duyarlılığa sahip gençler, dilleri ve kültürlerine ait bilgi ve belgelere derneklerimiz sayesinde ulaşabiliyordu.
Bu bağlamda derneklerimiz gerek kitap ve diğer dokümanlar gerekse yaşayan kaynaklar noktasında önemli bir bilgi merkeziydi.
Günümüzde internet ve sosyal medyanın yaygınlaşması ile derneklerimiz özellikle gençler noktasında önemli oranda işlevini yitirdi.
Hayatın çok farklı yönlere akması, ekonomik şartlar, işsizlik, yeni dünya düzeni… elbette bir o kadar etkili olumsuz faktörler.
Yani mevcut kültürel dernek yapısıyla devasa sosyo-kültürel sorunlar çözülemiyor.
O halde çok net bir durumla karşı karşıyayız. Örgütsel yapımız değişmeli, dernek anlayışımız yenilenmeli!
Derneklerimizdeki sohbet odaları, okey masaları kadar işlek, canlı, proje masaları, beyin fırtınası odaları, gençlik buluşma ortamları olmalı.
Gençlerin değişiyle, derneklerimizin hantal ve çağa uymayan görüntüsü değişmeli.
Bu anlamda gençlerin, istatistiklere yansıyan sonuçlara göre, “temel misyonu, kültürü korumak olan derneklerimizin, hakları savunmak”, eğitim ve ekonomik sorunların çözümüne destek olmak gibi sorumluluklar üstlenmesi de gerekmektedir.
Yani gençler, hayatta doğum, düğün ve ölümün arasındaki çok önemli ve bir o kadar ağır seyreden süreçlerde de derneklerimizden çözüm bekliyor.

DERNEKLER DEVLET DEĞİL
Evet, dernekler devlet değil, imkanları oldukça sınırlı.
İşte sorun da tam burada.
Dernek yapsın, dernek çözsün yaklaşımı.
Elbette ekonomik gücü olan, aydınlık ufuklara sahip yöneticilerle şartları zorlayan derneklerimiz vardır. Ancak çoğunluk ayakta kalma mücadelesi veren, aidat geliriyle boğuşan derneklerimiz.
İşte tam da burada çakılıyoruz!
Parasız, pulsuz dernekçilik ya-pıl-maz, ya-pı-la-maz!
Ekonomik kaynak şart!
Siyasetin dışında kalarak, devletten uzak durarak, aidatlarla boğuşarak bu kültürü yaşatamayız!
Köprünün altından çok sular aktı.
Büyük düşünmek, şartları zorlamak, yeni kaynaklar bulmak, çözüm ortakları aramak ve büyük işler başarmak zorundayız.
Yoksa iş işten geçecek, son pişmanlık da fayda etmeyecektir.

ZORDUR DERNEKÇİLİK
Zordur dernekçilik:
Bilgi ister, birikim ister.
Ufuk ister, sabır ister, uyum ister.
En önemlisi de ekip ister, samimiyet ister!

YA DERNEK YÖNETİCİLERİMİZ
Yöneticiler tanırsınız:
Sıcak, samimi, hoşgörülü, sabırlı, anlayışlı, birikimli, babacan…
Yöneticiler tanırsınız:
Hırçın, kabadayı, külhanbeyi, ilgisiz, bilgisiz, sevgisiz, tahammülsüz, samimiyetsiz!
Yöneticiler tanırsınız
Afra ve tafrasıyla toplumla didişen,
Bu yüzden duyarlı kişilerle hatta pırıl pırıl gençlerle bile buluşamayan.

KILI KIRK YARMAK GEREK
Ezber kültür dernekçiliği için çok da vasıflı yöneticiye ihtiyaç olmayabilir ama sosyo- kültürel sorunlara çözüm arayan yeni model dernekçilik yapacak yönetici bulmak için kılı kırk yarmak gerek!

GELENEKSELİ VE MODERNİ BİRLEŞTİRMEK
Anlaşılan gelenekseli ve moderni birleştirmek galiba kolay olmayacak.
Yeni model dernekçilikte bir amaç da geleneksel temaları ve yerelliği vurgulayarak günümüz kentlileşmiş Çerkeslerin sorunlarına çözümler bulunmaya çalışmak olmalıdır.
Gelenekten kopmadan modernleşme…
Ne dersiniz, yeni dünya şartlarına göre thamade ile gençleri birleştirebilecek miyiz, yoksa ezbere devam mı edeceğiz?
“Siyaset bize göre değil, biz siyasette yokuz, zaten devletten hayır gelmez…” söylemleriyle biraz daha içe kapanıp tarihin izini sürelim derken düne takılıp yarınlarda savrulacak mıyız?