ÖĞRETMEN, ANNE, GELİN: STAŞU NURİYET

SEAUH Goşnağu
Adige Mak, Aralık 2013
Çeviri: AÇUMIJ Hilmi

Adigekale 2 numaralı ortaokul fizik öğretmeni STAŞU Nuriyet’i ilk defa  öğretmenler gününde yapılan etkinlikte gördüm.

‘Eğitim’ isimli ulusal proje kapsamındaki müsabakada derece aldığı için sahneye çağrılmıştı. Adige Cumhuriyeti (AC) Hükümeti Başbakan Yardımcısı Natalya Şirokava onu tebrik ederek müsabaka ödülü olan 200 bin Ruble’yi güzel bir çiçek buketi ile kendisine sunmuştu.

Önümde oturan bayanlar Nuriyet’i herkesten farklı bir şekilde tebrik etmişlerdi. Daha sonra öğrendiğime göre bunlar Cumhuriyet ‘yılın öğretmeni’ kulübü üyesi olanlardı. Nuriyet’le tanıştıktan sonra kendisininde Adigekale’de bulunan aynı kulubün başkanı olduğunu öğrendim. Daha öncede böylesi pek çok müsabakaya katılmış ve derece almıştı. 2008 yılında da 100 bin Ruble ödülü olan bir yarışmada derece almıştı. Nuriyet Adigekale’de bulunan en iyi öğretmenlerden birisi. Rusya Federasyonu ödüllü öğretmeni, Adige Cumhuriyeti Milli Öğretmeni sıfatlarına sahip.

Böylesi yarışmalara uzun yıllardan beri katılıyor. Öğretmenler yıllar içerisindeki çalışmalarının değerlendirmesini ilgili komisyona sunuyor, bu komisyonda aralarından en iyisini seçiyor. Öğretmenin öğrencileri olimpiyatlarda dereceler almışsa, çeşitli müsabakalarda derecelere sahiplerse vb pek çok konuda diğerlerinden ön plana çıkıyorlarsa bunlar değerlendiriliyor.

Nuriyet uzun yıllardır öğretmen hareketi içerisinde yer alıyor. Başkentimizde bu öğretmen hareketinin merkezi ‘Yılın Öğretmeni’ kulübü,  yukarıda andığımız gibi Adigekale’de kurulu kulübün başkanı Nuriyet. Bu organizasyon çeşitli yıllarda yılın en iyi öğretmeni seçilmiş öğretmenlerin katıldığı bir sivil toplum kuruluşu.

Nuriyet; ‘Kulübü 2006 yılında kurduk. Kulüp üyesi öğretmenlerin büyük tecrübeleri var. Kulüp onların başarısına diğer öğretmenlerinde ulaşmasını sağlamaya çalışıyor. Bu konuda metodik seminerler düzenliyor, öğretmenlerin masterklaslar organize etmesini sağlıyor, örnek dersler veriyoruz. Ayrıca kentimize başka rayonlardaki iyi öğretmenleri davet ediyoruz. Bu konuda biz yalnız da değiliz, cumhuriyetimizde 8 kulüp bulunuyor, karşılıklı ilişki içerisindeyiz. Cumhuriyet kulübünün ‘ Dağ Efsanesi’ isimli dinlence tesisinde organize ettiği festival uzun yıllar öğretmenlerin hafızasında kalacak. Üç gün boyunca cumhuriyyetteki en iyi öğretmenler yeteneklerini burada gösterdiler. Bizim kubümüzün ön ayak olduğu ‘Sıcaklık hediye et’ isimli etkinlik Hakurenehable’deki yetimhanede gerçekleştiriliyor.

Bayanlar arasında matematik ve ilgili dersler daha az rağbet görüyor olmasına rağmen Nuriyet matematiği seviyordu. Bu yüzdende okulu bitirince Adige Devlet Üniversitesi Fizik-Matematik Fakültesi’ne kaydolmuştu. Bu konuda onun önünde güzel örnekleri vardı. Annesi AFEŞ’EĞO Pak 40 yıl Fedz ortaokulunda öğretmenlik yaptı.  Ağabeyi Ruslan matematik, Aslan tarih öğretmeniydi. Nuriyet’in gelinleri de öğretmen.

Eşi STAŞU Aslan’la aynı üniversitede eğitim görmüşlerdi. Üniversite eğitimini bitirdiklerinde Adigekale’ye geri döndüler. Nuriyet ilk önce matematik öğretmenliği yaptı, ardından fizik derslerine de girmeye başladı. Fizik dersleri daha hoşuna gitmeye başlamıştı ayrıca öğrencileride bu derslere daha fazla ilgi gösteriyorlardı. Bunun üzerine fizik öğretmenliğine başladı.

Fizik, seviye tespit sınavında zorunlu verilen dersler arasında değil, bu dersi sadece ihtiyaç duyanlar alıyorlar. Bu noktadan yola çıkarak Nuriyet’e günümüzde öğrencilerin fizik dersini ayrıntılı öğrenip öğrenmediklerini sordum.

Bu son yıllarda öğrenciler fizik dersine daha fazla ilgi gösteriyorlar. Ülkede hukukçu ve ekonomist fazlası var. Günümüzde ihtiyaç duyulan şey teknik eğitim almış kişiler. İnşaat sektörünün daha ön plana çıktığı günümüzde bununla alakalı dersler daha fazla ilgi çekiyor.

Nuriyet’e öğretmenlik mesleğini severek yapıp yapmadığını sordum.

Bu bir cümlede anlatılabilecek bir şey değil. Çalışmaya başladığım ilk günden itibaren sınıftan sorumlu olmadığım, sınıflara derse girmediğim  bir yıl geçti. O yıl zorluk çektim. Okula adeta yabancı birisi gibi geliyordum, nereye gideceğimi bilmez bir haldeydim. Sınıfına gelip girdiğinde adeta evine gelmiş gibi oluyorsun. Çocuklar mutluluklarını da, üzüntülerinide hep sana ulaştırıyorlar. Onlarla birlikte var oluyorsun, hatta onlar için yaşıyormuşsun gibi hissediyorsun.

Sınıfla pek çok etkinliğe katılıyor, pek çokta etkinlik düzenliyoruz. Öğrencilerle ne kadar çok bir arada olursan o kadar çok onlarla candan oluyorsun. Fizik dalında eğitim gören öğrencinin Adige Pşaşe müsabakasında ne işi var diyebilirsiniz. Fakat o etkinliğe de katıldık. Okulda fizik haftasının ardından KVN çalışmaları yaptığımızda tüm okul etkinliğimizi izliyor.

Öğrenciler senden korkuyorlar mı?

– (Gülüyor)  bazen benden korkmalarını istediğimde çıkıyor, ama bu gerçekleşmiyor. Benden korkmadıklarına eminim. Öğretmen sınıfa girdiğinde herkesin suspus olup sıralarına oturması adettendir. Fakat ben sınıfıma girdiğimde herkes bana bir şey anlatmak isteyip başıma toplanıyor. Birlikte çalıştığım diğer öğretmenler bazen ‘sınıfta aralarında kaybolmuş bir şekilde öğrenciler seninle konuşuyorlar, hepsinin dediğini nasıl anlıyorsun’ dedikleri de çıkıyor. Fakat ben hepsini işitiyorum, anlıyorum. Bana saygı göstermiyorlarda diyemem. Çünkü uzun yıllar önce öğrencin olan  kişiler seni karşı kaldırımdan görmüşlerken yollarını değiştirip yanına gelip selam veriyorlarsa, bunun bir anlamı var.

Nuriyet öğrencilerin arasında ahlağı ile bilgisi ile diğerlerinden öne çıkan farklı olan sana ilginç gelenleri çıkmadı mı?

– Böyle diğer öğrencilerden farklı olanlarda çıkıyor. Örneğin TL’EPSIKO Bayzet birlikte okuduğu öğrencilerden farklıydı. O kendi kanılarına göre, kendisine doğru gelen şekil üzerine okumayı tercih ediyordu. Örneğin matematikte her problemin, sorunun belirli çözüm yolları vardır. Fakat Bayzet bu problemlerin çözüm yollarında farklı yöntemler izler farklı açılardan yaklaşır ve doğru sonuca da ulaşırdı. Onu sekizinci sınıfa kadar okuttum. Ders bitince ondan ayrılamazdınız, okumaktan hesap yapmaktan bıkmazdı. 10. sınıftan sonra onun bizim bilgilerimizin ötesine geçtiğini farketmiştim.  O tarihlerde Moskova Devlet Üniversitesi’nden onu davet eden bir mektup geldi. Bunu kendisine verdik, O da annesi ile birlikte hemen Moskova’ya gitti. O yetiştiğinde matematik sınavları yapılmıştı. Fizik sınavına katıldı, sınav komisyon heyeti onun bilgileri karşısında çok şaşırdılar, bunun üzerine yalnız başına ayrıca onun için matematik sınavı yaptılar. Bunda da başarılı oldu. Günümüzde Bayzet Moskova Devlet Üniversitesi ikinci sınıfında okuyor.

Aile düzeni hakkında bilgim olmadan ‘ailenizin resi kim’ diye sordum. ‘Tabii ki babamız, kayınpederim’ diyerek yanıt verdi. Bende kayınpederin var demek ki dediğimde, Evet elbette var.  98 yaşında, yaşamı, insanları seven iyi bir insan, çok zorluk çekti, 1937 yılında askere alındı, 1947 yılına kadar askerlik yaptı. İkinci Dünya Savaşı’nda Prag’a kadar ulaştı, oradan Japon savaşına gönderildi. Yaşına rağmen aklı başında, keyifli birisi, aynı zamanda merhametli de.

Nuriyet ve eşi Aslan güzel bir aile kurdular. Ruslan ve Kaplan isminde iki oğulları oldu onları yetiştirdiler. Eğitimlerini tamamladılar, ailelerini kurdular, çalışıyorlar.

– Çocuklarının arasında hangisi sana benziyor?

Her ikisi de optimist, şakacılar. Afeş’ağolar gibi yaşama inanıyorlar, yaşamdan zevk alıyorlar.

Nuriyete sağlık esenlik içerisinde olması, daha pek çok müsabakada başarılar elde etmesi temnnisinde bulundum.