OLMAYAN SOYKIRIM ve MARDİN’İN OLMAYAN KURTULUŞ GÜNÜ

ŞIH Şamil
16 Kasım 2010

142 yıl sonra fikir değiştirip ‘’yok yav biz göç etmedik, soykırıma uğradık’’ diyen bir milletin çocukları olduğumuz için Mardin’in Kurtuluş Günü de bizi direkt ilgilendiriyor.


Genç öğretim görevlisi Aysel Fedai ile Yılmaz röportaj sonrası sohbet ederlerken.

Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’le olan itişmelerimizi az çok biliyorsunuz. Sık sık bana makalelerini yollar yayınlamam için bin takla atar. Ben de -kendisine gıcık olmama karşın- kırmam, yayınlarım. CC’de makalen yayınlanıyorsa her kula nasip olmayan bir şeye sahipsin demektir. Tabikine bunun da bir bedeli olması lazım.

Lafı uzatmayayım. Bir haber yakaladım amma şimdi CC towerdaki sıcak odamı bırakıp taaa Mardin’e gidemem. Haber de önemli. Mutlaka bilginizin olması gerek. Bende aradım Yılmaz’ı git şu haber ile ilgili bir röportaj yap diye telefon ettim. Önce hık, mık etti. Sen bilirsin deyip çatadanak telefonu kapadım suratına. İki dakika sonra aradı. Abi kusuruma bakma, genel yayın yönetmeni yanımdaydı o nedenle hık, mık ettim. Emrin olur hemen yola çıkıyorum dedi. Aradan 2 gün geçmedi röportajı gönderdi. Sizlere sunuyorum. Tam bize uyan bir olay. Okuyun da görün…

OLMAYAN SOYKIRIM ve OLAMAYAN MARDİN’İN KURTULUŞ GÜNÜ
CC and CNN Report, 16 Kasım 2010

Yılmaz Özdil:
Öncelikle iki konuya değineyim. Birincisi bu röportajı Şıh Şamil’in emri üzerine yapıyorum. İkincisi beni kırmadığınız için teşekkür ediyorum. İlk soruma geçiyorum. Nedir bu Mardin’in Kurtuluş Günü olayı?

Aysel Fedai: Öncelikle kısaca kendimi tanıtayım. Şanlıurfa’da doğmuşum. Gaziantep Üniversitesi’nden mezun oldum. Uzmanlığım Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi, şu anda Mardin Artuklu Üniversitesi’nde görev yapıyorum.

Yılmaz Özdil: Bağışlayın. Şıh yine, bu gasteciliği bir türlü öğrenemedin diyecek. İlk önce kendinizi tanıtın demeliydim.

Aysel Fedai: Sorun değil. Sorunuza geçeyim. Geçen yıl Mardin’in Kurtuluş Günü törenlerine katıldım.

Atatürk anıtına çelenk, saygı duruşu, İstiklal Marşı, Mardin Valisi’nin Garnizon Komutanı’nı kabulü, Belediye Başkanı’nın Garnizon Komutanı’na şükran ziyareti, bilahare, Hükümet Konağı önünde resmi geçit, günün anlam ve önemini belirten konuşmalar, şehrimizin aziz şehitlerini rahmetle anıyoruz filan, çocuklara şiir okuttular, kurtuluş günü şerefine yapılan üç bin metre koşusunda dereceye girenlere kupa takdim edildi, bando, folklor gösterileri…

Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan, kurtuluş günü vesilesiyle Mardin Valisi’ne kutlama telgrafı çekmiş o okundu…

Akşam resepsiyon verildi, fotoğrafı geçti elime, Mardin Valisi, Garnizon Komutanı, Belediye Başkanı yan yana durmuşlar, göğsünde madalyaları olan gazilerin elini sıkıyorlar.

Yılmaz Özdil: Eeee? Ne var bunda?

Aysel Fedai: Şu var. Ordinaryüs tarihçi olmanıza gerek yok… Mardin’in Kurtuluş Günü denilen tarih 1919… Kaba hesap, madalyalı gazilerin 110 yaşında olması lazım… Fotograflardaki ve geçitteki ‘’gazilerin’’ yaşları en fazla 60.

Yılmaz Özdil: Vııyyy!

Aysel Fedai: Evet… Bu durum beni araştırmaya itti. Doktora tezimi Mardin’in Kurtuluş Günü olarak seçtim. Ankara’ya gittim. Türkiye Cumhuriyeti Arşivi’ne girdim, Genelkurmay Arşivi’ne başvurdum. İşgal mişgal yok. Olmadığını bilimsel olarak belgeleriyle kanıtladım.

Yılmaz Özdil: Aboovvv! Şimdiye kadar millet boşuna mı kurtuluş töreni yapmış yani.

Aysel Fedai: Evet aynen öyle. Her sene 21 Kasım’da görkemli törenlerle kutlanan, Mardin’in Düşman İşgalinden Kurtuluş Günü, palavra çıktı. Mardin işgale uğramamış.

Yılmaz Özdil: Sayın Fedai, peki bu durumu yetkililere bildirdiniz mi?

Aysel Fedai: Kendini Mardinsever olarak tanımlayan ama doğma büyüme İstanbul’da yaşayan bazı Mardinliler itiraz etti tabi. Bırakın işgali soykırıma bile uğradık dediler.  Mardin’de yaşayanların %90’ı Mardinli değildir. Çünkü soykırıma uğradık. Bu nedenle de her 21 Kasım’da Mardinlilerin Soykırıma Uğraması törenleri yapıp, Marmara denizine çelenk bırakıyoruz, dediler.

Yılmaz Özdil: Şıh’ı şimdi anlıyorum.

Aysel Fedai: Anlamadım!

Yılmaz Özdil: Yok yok size demedim, siz devam edin lütfen.

Aysel Fedai: Tamam! Ben de İstanbullu Mardinlileri bırakıp Mardin’e geldim. Belediye başkanı ve Mardin ileri gelenleri dinlediler, incelediler belgeleri, doğru… Destansı direniş var ama işgal yok… ‘’Kurtuluş Günü’’nü, ‘’Onur Günü’’ne çevirdiler… Ve, bana göre, başta belediye başkanı Beşir Ayanoğlu, tarihe ve bilime saygı göstererek, gerçekten onurlandırdılar Mardin’i.

Yılmaz Özdil: Vay canına! Koca koca cumhurbaşkanları, başbakanlar, valiler, komutanlar filan, hiçbiri bu konuyu araştırtmamış, olmayan günü kutlamışlar. Şimdi gelelim, zurnanın zırt dediği yere… Sayın Fedai, kim başlatmış bu Kurtuluş Günü komedisini?

Aysel Fedai: Valla her türlü bilgiye ulaştım bir ona ulaşamadım. Ancak ne yapıp edip bulacağım!

Yılmaz Özdil: Takipteyim… Söz konusu kişi bulunduğu gün, altına “Mardin Kahramanı” yazıp, Nasreddin Hoca türbesine büstünün dikilmesini teklif edeceğim!

Sayın Fedai, bu önemli araştırmanız için bir gasteci olarak size teşekkür ediyorum.

Aysel Fedai: Ben teşekkür ederim efendim.

(Yılmaz Özdil Notu: Şıh, röportajı yolluyorum. Taaaaa oralardan nasıl yakalıyorsun bu haberleri anlayamadım. Bu arada ne zaman senin CC towerdaki bürona davet etcen? Ne zaman Penguen derisi koltukta isli viskinden yudumlayacam? Ben taa Mardinlere gelip senin için röportaj yaptım. Sende yap bir kıyak, papucumun gastecisi.)