ÖNCE İNSAN

YEMUZ Nevzat Tarakçı

– Alo, evlâdım seni çok özledim, çok göresim geldi, nerelerdesin?
– Baba, şimdi çok işim var.
***
– Evladım seni arıyorum, ama ulaşamıyorum bir türlü.
– Baba toplantılarım var.
***
– Evladım seni bugün annenle birlikte yemeğe bekliyoruz.
– Baba arkadaşlarla önceden yaptığımız bir program var.
***
– Evladım, çoktan aramadım, bir sesini duyayım, dedim.
– Babacığım şimdi kapatmak zorundayım, ben seni ararım.
***
– Evladım seni bir daha ne zaman göreceğiz?
– Baba şu sıralar çok işim var, bir ara ben uğrarım.
***
– Evladım dün gece rüyama girdin. Nasılsın, iyi misin?
– İyiyim baba… Şimdi araba kullanıyorum, seni daha sonra ararım…
***
– Evladım ne zaman arasam işin var, seni çok özledim.
Of baba ya!
***
Bir zaman sonra evlât babasına telefon eder… Telefonu açan babasının komşusudur:
Babamla görüşeceğim, gelemeyeceğimi söyleyecektim…
– Babanız dün gece vefat etti, son sözleri de “Evladım şimdi iş toplantısındadır, onu rahatsız etmeyin, beni toprağa siz verin!” oldu.

KURT ve YAVRUSU
Hikâye malum.
Kurt, hayata yeni başlayan yavrusuna dünyayı tanıtmaktadır.
Çıktıkları dağın zirvesinden ovada yayılan koyun sürüsünü gören yavru, babasına sorar:
– Bunlar nedir?
Babası anlatır.
– O gördüğün etrafa dağılmış yaratıklar, koyundur. Etleri çok lezzetlidir. Fırsatını bulursan hemen birini yakala. Onlar senin nasibindir.
Yavru bu defa çobanı göstererek sorar:
– Sırtında keçe, elinde değnek olan ve ayakta duran kimdir?
Baba bu defa çobanı anlatır.
Sürünün koruyucusudur. Sakın ona yaklaşma. Gördüğün zaman kaç ve saklan.
Yavru, sürünün etrafında dolaşan çoban köpeğini merak eder.
– Orada bize benzeyen biri var. O kimdir?
Baba iç çekerek cevap verir:
– Ah yavrum, bizi asıl perişan eden işte o bize benzeyen ama bizden olmayandır.
Ondan uzak dur!

AŞK AROMALI ÜSLUP
Adam, eşiyle beraber kahvaltı yaptıktan sonra çalışma odasına, anahtarını almaya gitti.
Ancak masasının üstünde ve televizyon camının üstünde toz tabakası gördü.
Anahtarını almadan evin kapısının önüne gitti.
Eşini çağırarak masanın üstünde duran anahtarı getirmesini rica etti.
Kadın içeri girdi, anahtarı aldı ve eşinin, toz tabakasının üstüne parmaklarıyla “Seni seviyorum!” yazmış olduğunu gördü.
Tam odadan çıkacakken televizyon camında eşinin “Sen benim sevgili karımsın!” yazısını fark etti.
Kadın, anahtarı eşine verdi, gülümsedi ve dedi ki:
“Konu anlaşılmıştır. Bundan sonra ev işlerinde daha dikkatli olacağım. Bana mesajını aşkla, harika bir üslupla ilettiğin için sana teşekkür ederim.”
***
Hep duyduğumuz hep okuduğumuz ama çoğu zaman sırrına vakıf olamadığımız nice hikayeler, kıssalar, anekdotlar var ki aslında her biri bir pusuladır, bir kutup yıldızıdır.
Anlayana!