RUSYA FEDERASYONU PAZARINA TOPLU BİR BAKIŞ

Rusya.org

Kuruluş yıllarından itibaren geleneksel olarak çok küçük rakamlarla ifade edilen iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin dönüm noktasını; 1967 tarihli anlaşma uyarınca SSCB tarafından bazı sınai tesislerin inşası amacıyla ülkemize yaklaşık 200 milyon Dolar tutarında kredi açılması ve anılan kredinin  ve faizlerinin  geri ödemelerinin ülkemiz menşeli mallarla yapılması oluşturmuştur. Söz konusu anlaşma Türk ihraç mallarının SSCB piyasasına girmesinde ve iki ülke arasındaki ticaret hacminin geliştirilmesinde büyük bir rol oynamıştır. Görüldüğü gibi Türk müteşebbislerin ilk olarak Rusya pazarına girişleri, ABD ve AB’li meslektaşlarından farklı olarak devletimizin yönlendirmesi ve Türkiye ile Rusya Federasyonu arasındaki bazı hükümetlerarası anlaşmalarla gerçekleşmiştir.

Türk müteşebbisleri için  önemli bir pazar olan Rusya Federasyonu’da ticaret ve yatırım hayatı büyük ölçüde geçiş süreci sıkıntılarına bağlı olarak istikrarsızlıklar gösterebilmektedir. Nitekim, Türk yatırımcı ve iş adamlarını da olumlu etkileyecek olan ticaret rejimini Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) normlarına uyumlaştırılması  için önemli adımlar atılmaktadır. 1994 yılında DTÖ’ne üyelik için başvurmuş olan Rusya Federasyonu’nu ile halen müzakereler yürütülmekte olup, RF’nun muhtemelen 2007 yılında üyeliğe alınması beklenmekle beraber 2007-2010 yılları arasında bir tarihe sarkması ihtimali de bulunmaktadır.

Rusya Federasyonu’nun son zamanlarda karşılaştığı ekonomik sorunlar yapısal karakterlidir: sanayi sektöründe yetersiz yeniden yapılanma; hantal devlet yapısı; sınırlı vergi tabanı; kamusal alanda aşırı düzenleme; rüşvetin ekonomik hayata önemli ölçüde girmiş olması; reforma ihtiyaç duyan gıda, hafif sanayi ve tarım sektörleri. Bu olumsuz faktörlerin etkisiyle ekonomik faaliyetlerin yaklaşık olarak yarısı kayıt dışı kalmaktadır.

Ekonomideki istikrar ve büyüme büyük ölçüde vergi reformu, deregülasyon, özelleştirme, bütçe kısıtlamaları, dış ticarete daha fazla açıklık gibi konularda yapısal değişikliklerin gerçekleştirilmesine bağlıdır. Ekonomik durumdaki küçük bir iyileşme, bireylerin satın alma güçlerindeki artış tüketime yansıdığından canlanma sağlamaktadır.

143,5 milyonluk nüfusu ile Rusya Federasyonu, gelecekte Avrupa’nın en önemli pazarı haline gelebilecek potansiyele sahiptir. Ayrıca, 10 Ekim 2000 tarihinde Kazakistan’ın başkenti Astana’da kuruluş belgesi imzalanan Avrasya Ekonomik Topluluğu da göz ardı edilmemesi gereken bir oluşumdur.  Temel amacı, üye ülkelerin birbirlerine karşı olan sorumluluklarını artırmak olarak özetlenebilecek belgeye göre, Avrasya Ekonomik Topluluğunu oluşturan Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan, Avrupa Birliği (AB)’nin altyapısına benzer bir yapı oluşturmaya yönelik olarak, ekonomik işbirliği konusunda daha sorumlu olarak karar almak zorunluluğu getirmektedir. Yukarıda sayılan  5 ülkenin yeni bir entegrasyon girişimi  olarak da yorumlanabilecek Avrasya Ekonomik Topluluğu, Rusya Federasyonu Eski Başbakanlarından Mihail Kasyanov’un ifadesine göre, üye ülkelerin gümrük politikalarının uyumlaştırılmasını  öngörmesinin dışında, tüm alanlarda işbirliğini ve  üye ülkelerin ekonomik, sosyal, sanayi ve döviz politikalarının koordinasyonunu  da öngörmektedir.

1998 yılı Ağustos ayında başlayan ekonomik krizden ve Vladimir Putin’in Devlet Başkanı seçilmesinden sonra, özellikle dış ticaret ile ilgili konularda alınan bir dizi önlemin, ülkede faaliyette bulunan firmaların yasalara uygun faaliyet göstermelerine yönelik adımlar olduğu söylenebileceği gibi, bir anlamda Rus firmalarını doğrudan ithalat yapmaktan uzaklaştıran ve bunun yerine ithal ürünlerini millileştirilmiş olarak teslim almaya yönelten adımlar olarak da değerlendirilebilir. Ayrıca yerli firmaları üretime yönelme amacına yönelik olduğundan da söz edilebilir. 1998 Ağustos ayında yaşanan ekonomik krizden günümüze kadar alınan bir dizi karar ve düzenlemeleri hazırlayan ve destekleyen ekonomi ve dış ticaret konularında görev yapan bakanların Mart 2004’te Mihail Fradkov başkanlığında kurulan yeni Rus hükümetinde de yer almaları, yukarıda sözü edilen düzenlemelerin devam edeceğini göstermektedir. Bu cümleden olmak üzere, özellikle geleneksel ihraç ürünlerimiz açısından Rusya pazarının son derece önemli ve kritik bir aşamada olduğunu söyleyebiliriz. Başta tekstil, konfeksiyon ve deri sektörlerinde faaliyette bulunan firmalarımızın, Rus pazarı ile ilgili stratejilerini ciddi olarak gözden geçirmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde daha önce başka pazarlarda yapılan hatalar tekrarlanmış olacaktır.

Ürün ve Hizmetlerin Pazarlanması:

Rusya pazarında başarılı olmanın en önemli koşulu, Rusya Federasyonu’nun kendine özgü yapısını, ticaret pratiğini kısacası Rusya gerçeğini anlamak ve bu doğrultuda strateji geliştirmekten geçmektedir.
1992-1993 yıllarında Rusya’nın dünyaya açılmasıyla birlikte, ilk kez bu ülkeye gelen firmalar. Özellikle o dönemde yaşanan ekonomik ve siyasi istikrarsızlık, ticari mevzuatların belirsizliği ve yetersizliği, mafya, suç işleme oranının çok yüksek olması, suç örgütleri ile yaşanan sorunlar, resmi makamlardaki bürokratik engeller ve rüşvet gibi unsurlar dolayısıyla oldukça zorlamışlardır. Yatırım ve ticari ortam bakımından büyük kar marjı ve sunduğu imkanlara rağmen, büyük şirketler başlangıç yıllarında Rusya’ya açılma konusunda atıl davranmışlardır. Bu dönemde görülen yabancı iş adamı tipi genelde maceracı olup, firmaların çoğunluğunun küçük ve orta boy işletmeler olduğu görülmektedir.

Yabancı firmaların Rusya’daki faaliyetlerini kaderi büyük oranda bölge yöneticisine bağlıdır. Yabancı firmaların bölge sorumlusunun Rusya pazarının kendine has özelliklerini bilmesi oranında yabancı firmanın veya pazarlanan ürünün Rusya’daki başarısı veya başarısızlığını belirleyen en büyük etken olmaya devam etmektedir.

Geçtiğimiz 14 yıl boyunca, yabancı firmaların Rusya’daki yönetici kadro portresinde oldukça büyük değişikler olduğu görülmektedir. Yönetici portrelerindeki bu değişikler; Rusya’nın kendine özgü sosyal hayatına ticari faaliyetlerinden daha fazla zaman ayıran maceracı yöneticilerin yerlerini yabancı lisan bilisine sahip profesyonel yöneticilerin almaları şeklinde olmuştur. Yabancı firmaların yönetici kadrolarının da yer alan Rus vatandaşı oranı her geçen gün daha da artarken, özellikle bilişim alanında yönetici kadrolarının büyük bir kısmının Rus vatandaşlarından oluştuğu görülmektedir.

Rusya’da yatırım da dahil olmak üzere, ticari bir faaliyete giren büyük firmaların Rusya’daki faaliyetlerine ayırdıkları sermaye, toplam sermayelerinin en az %10’nu teşkil ettiği görülmektedir. (Burada SSCB’nin dağılmasının ardından Rusya’da sunmuş olduğu oldukça yüksek karlı inşaat faaliyetleri neticesinde ülkemizden Rusya’ya gelerek, inşaat işleri ile uğraşmaya başlayan bazı inşaat firmalarını hariç tutmak gerekir.)
Rusya Federasyonu’nun ticari altyapısı, 1991 yılından itibaren hızla gelişmeye başlamıştır. Sovyetler Birliği dönemi boyunca ülkede batıda bilinen anlamıyla dağıtım ağı oluşturulmamıştır. Üreticiler, firmalar ve son kullanıcılar arasında bir bağ yoktur. Perestroyka ile birlikte, zaten yetersiz olan mevcut üretim ve dağıtım ağı da felce uğramış ve pek çok Rus tüketici boş raflarla ve temel malların yokluğuyla karşılaşmıştır. Bu durumun yarattığı sıkıntılar sonrasında  piyasa mantığına göre çalışan üretim ve dağıtım sistemi oluşmaya başlamıştır. Günümüzde, Rusya Federasyonu’nda dağıtım genellikle ithalat ile doğrudan uğraşmayan yada uğraşmak istemeyen, millileştirilmiş malı depolardan konsinye alım da dahil olmak üzere, satın alma yolunu tercih eden küçük ve orta büyüklükteki toptancı firmalar tarafından yapılmaktadır. Bu nedenle, ürünlerini Rusya Federasyonu’na satmak isteyen yabancı firmaların birçoğunun deposu bulunmaktadır.

Devlete ait mağazaların özelleştirildiği ve tüketicilerin ithal edilen malların büyük bir kısmını iç piyasaya sunan toptancılarla doğrudan ilişki kurma şanslarının yaratıldığı günümüzde, ihracatçı firmaların ithal edilen mallara sertifikasyon ve lisans prosedürlerini sağlayan firmalarla doğrudan ilişki kurmalarında büyük yarar vardır. Rus ticari firma ile ortaklık kurulması doğrudan satış için iyi bir alternatiftir. Doğru zamanda doğru seçilmiş Rus ortak  gerekli araçlar ve uygun eğitimli yerel işçilerin temini ile hukuki işlemlerde büyük kolaylıklar sağlamaktadır.

Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta da Rusya Federasyonu’nda kadınların hem aile içerisinde hem de iş hayatındaki etkinlikleridir. 143,5 milyonluk nüfusunun yarısından fazlasını kadınlar oluşturmaktadır. Özellikle II. Dünya savaşı sırasında erkek nüfusunun önemli bir kısmını kaybeden Rusya, iş gücü açığını Rus kadınının iş yaşamındaki rolünü artırarak çözümleme yoluna gitmiştir.

Ayrıca, Rus pazarına arz edilmesi düşünülen ürünler için Rus halkının yaşam tarzının yaşanılan şehre göre değişiklikler gösterdiğini göz önüne alarak, bu çerçevede hedef alınan şehirlerin, büyük şehirler ve küçük şehirler olarak ikiye ayrılmasında fayda bulunmaktadır. Belli bir seviyenin üzerinde gelire sahip olan Rus tüketicinin tüketim alışkanlığı ve tarzı, yaşadığı şehre göre önemli farklılıklar gösterebilmektedir.

Toplu taşımada metronun çok yaygın ve etkin olarak kullanıldığı Rusya Federasyonu’nda Moskova ve S.Petersburg gibi büyük şehirlerde günlük hayatın çok büyük ölçüde şehiriçi ulaşım ağına dolayısıyla metro sistemine endeksli olduğu, hane halkı ve kişisel tüketime yönelik ürünlerin metro içerisinde veya yoğun olarak metro çıkışlarında kurulan büfe ve sabit pazarlarda satıldığı görülmektedir. Bu tür pazarlar maliyet avantajları ile son yıllarda bir biri ardına açılan süper ve hipermarketlere göre % 10-15 oranında daha ucuz mal ve ürün pazarlayabilmektedirler. Açık pazarlar olarak da nitelendirebileceğimiz bu tip pazarlar genellikle tekstil, inşaat malzemeleri, elektronik eşya ve gıda gibi belli ihtisas alanlarında faaliyette bulunmaktadırlar. Bu pazarlarda perakende satışların yanı sıra, genellikle diğer küçük şehirden gelen küçük toptancılara toptan satışlar yapılmaktadır.

Yukarıda bahsedilen pazar türleri genellikle alt ve orta düzeyde gelire sahip Rus tüketicilere hitap etmektedir. Orta ve ortanın üzerinde gelire sahip Rus tüketici ise özellikle bu pazarlardan daha pahalı olan ve ‘Cash&Carry’ tarzı mağaza ve süpermarketlerden alış veriş yapmayı tercih etmekte ve sayıları her gün artan bir kitle de bu tip alış-veriş merkezlerine yönelmektedir. Kesin olarak bilinememekle birlikte, Moskova’daki süper ve hiper marketlerin tüketim pazarındaki toplam payları halen  % 14-16 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Alış-veriş merkezlerinin Moskova’daki toplam alanı Ocak 2004 tarihi itibariyle bir milyon metre kareye yükselmiştir.
Rasyonel tüketici tercihinin yanı sıra giderek yaygınlaşmaya başlayan yeni bir kavram da genç nesil arasındaki marka özentisidir. Giderek artan kaliteli mal ve ürün beklentisinin yanı sıra marka özentisine hitap edecek alternatiflerin de sunulmasında büyük yarar bulunmaktadır. Ancak, tanınmış markaların taklitlerine de piyasada sıklıkla rastlanılmaktadır.
Ulaşım ağına büyük şehirlerdeki kadar bağımlı olmayan küçük şehirdeki Rus tüketici klasik tarzda ve pazar yerlerinden alış veriş yapma alışkanlığını sürdürmektedir. ‘Cash&Carry’ tarzı marketlerin yavaş yavaş küçük şehirlere girmeye başlamıştır.  A.T. Kearney danışmanlık şirketinin

2003 yılında yaptığı bir araştırmada, 30 gelişmekte olan ülke arasında Rusya Federasyonu gıda ürünleri perakende satış zincirleri gelişimi bakımından ilk sırayı aldığı ve uluslararası market zincirlerinin 145 milyonluk nüfusu ve 1 milyondan fazla nüfusu olan  13 şehri ile en fazla rağbet gösterdikleri ülke olduğunu ortaya çıkardı. Söz konusu araştırmaya göre, Rusya Federasyonu’nun gıda ürünleri pazarı yaklaşık olarak 58 milyar ABD Doları ile Avrupa’nın en büyük pazarı konumunda. Rus vatandaşları aylık gelirlerinin yaklaşık olarak %80’nini gıda ve temel tüketim maddelerine harcadığını gösteriyor. Rusya gıda ürünleri pazarının gelişmeye açık olmasına rağmen, altyapı eksikliği, kayıt dışı ekonomi ve yoğun rekabet ortamı gibi bazı sorunların olduğu görülmektedir.

143,5 milyonluk nüfusu ile dünyanın en önemli pazarları arasında yer alan Rusya Federasyonu’nun 2003 yılındaki toplam 74,8 milyar Dolarlık  ithalatı içerisinde ülkemiz ihracatının yaklaşık %3’lük  bir paya sahip olması, coğrafi yakınlığın ticaret üzerindeki olumlu etkileri göz önüne alındığında, ülkemiz firmaları tarafından gerçekleştirilen ihracatın oldukça yetersiz olduğu görülmektedir. Rusya Federasyonu Çalışma ve Sosyal Gelişim Bakanlığı verilerine göre, 2000-2003 yıları arasında Rus halkının reel geliri yıllık ortalama %10 oranında, 2003 yılında ise %14,5 artış göstermiştir. Rusya Federasyonu  Emekli Fonu  2004 yılında emekli maaşlarına %15,2 oranında zam yaparak ortalama emekli maaşını 2.022 Rubleye yükseltmiştir. Diğer taraftan, 2003 yılında 1.800 Ruble olan Moskova’daki asgari ücret miktarı 01 Ocak 2004 tarihinden itibaren 2.500 Rubleye yükseltilmiştir. Moskova’daki ortalama maaşlar ise ayda 12.360 Ruble civarında bulunmaktadır.

Yerel Partner ve Temsilci:

Diğer yabancı ülkelerde olduğu gibi, yerel bir partner ya da temsilci ile çalışmak kayda değer bir öngörü ve ticari tecrübe sağlamaktadır. Yerel bir temsilci, özellikle güçlü bir ticari bilgi ağının mevcut olmadığı Rusya Federasyonu’nda  çok daha yararlı olmaktadır. Yabancı firmaların Rusya’daki faaliyetlerini kaderi büyük oranda bölge yöneticisine bağlıdır. Yabancı firmaların bölge sorumlusunun Rusya pazarının kendine has özelliklerini bilmesi oranında yabancı firmanın veya pazarlanan ürünün Rusya’daki başarısı veya başarısızlığını belirleyen en büyük etken olmaya devam etmektedir. Yabancı firmaların yönetici kadrolarının da yer alan Rus vatandaşı oranı her geçen gün daha da artarken, özellikle bilişim alanında yönetici kadrolarının büyük bir kısmının Rus vatandaşlarından oluştuğu görülmektedir.

Doğrudan pazarlama, Rusya’da çok  yeni bir kavramdır. Ülkede doğrudan pazarlamanın gelişiminin önündeki en önemli engel, hemen hemen tüm ticari işlemlerde nakit kullanılıyor olmasıdır. Doğrudan pazarlama yönteminin geliştirilmesi ve detaylandırılması için Rusça hazırlanmış promosyon ürünleri kullanılmalıdır. Sanayi ürünlerinde pazarlama, büyük ölçüde distribütör büyük mağazalar, sergiler, ticari showlar, son kullanıcıya postalanan kataloglarla yapılmaktadır. Sanayi ürünleri piyasası büyük bölümü itibariyle yabancı krediye bağımlıdır ve bu piyasada ticaretin artırılması için barter işlemlerinin yapılması gerekebilir.

Satış Teknikleri ve Ürün Fiyatlandırılması:

Rusya piyasasına girmeden önce her Türk firması Rus tüketicinin zihninde bulunan  çelişkinin farkında olmalıdır. İlki batı ürünlerine olan ilgi ve istek, ikincisi ise yerli ürünlerin daha fazla güvenilir olduğu inancıdır. İkincideki  olumsuz kanaatin nedeni, orijini belli olmayan kalitesiz ithal malın ülkeye  çok miktarda girmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Ortalama bir Rus tüketiciyi bilgilendirmek ve güven oluşturabilmek için reklam ve promosyon uygulamalarının çoğunlukla olumlu sonuçlar veren uygulamalardır. Satışı yapılacak ürünün ambalajı üzerinde Rusça olarak ürünün bileşimi, üretim / son kullanma tarihleri, orijini  ve ürün tanımına yer verilmesi zorunlu bir uygulama olup, ürün çeşidine göre muhtelif sertifikalar alınması gerekebilmektedir.

Türk mallarını Rusya’da pazarlamada etkili olabilecek faktörlerden birisi de temsilci ve/veya distribütörün iyi seçilmesidir. Bir  Rus firma  ile uzun dönemli bir ticari ilişki kurulmak isteniyorsa, firma  hakkında bilgi sahibi olmak faydalı olacaktır. Ülkedeki yerel firmalar Türk mallarının pazarlanabilirliğini ciddi olarak etkileyecek olan yüksek karlılık prensibi üzerine kuruludur. Rusya pazarı ile ilgilenen firmalar, olumlu sonuçlar elde edebilmek için esnek ve işbirlikçi bir politika izlemelidirler.
Yerel bir firmanın borçlanma ve kredi kullanma imkanı, yüksek faiz oranları ve kısa vadeli paraya olan talebin fazlalığı nedeniyle oldukça sınırlıdır. Yeni ürünlerin tanıtımı ve personelinin eğitimi için gerekli parayı harcamaktan kaçınan, orta büyüklükteki Rus firmalarla iş yapabilmek için onlara esnek bir kredi politikası sunmak önemlidir.

Yüksek gümrük vergisi oranları, (01 Ocak 2001 tarihinden geçerli olmak üzere, RF Gümrük Tarife Cetvelinde bulunan 11.600 kalem maldan yaklaşık 3.500 kalem malın gümrük vergisi oranları yeniden belirlenmiştir. Genel anlamda % 5-10 indirim yapılmış olup, ülkemizden Rusya Federasyonu’na yapılan ihracatta önemli yer tutan şekerli mamuller, domates salçası, deterjanlar, tekstil ürünleri, deri giyim eşyaları, ayakkabı gibi ürünler de gümrük indirimi yapılan kısımda yer almaktadır.) katma değer vergisinin varlığı piyasaya özgü bazı nedenlerden dolayı Rusya pazarında fiyatlar yüksek seviyede bulunmaktadır.

Piyasaya Çin, Ortadoğu ve eski Doğu Bloğu ülkelerinden düşük kaliteli ucuz mallar akın etmektedir. Ancak yüksek fiyatlara rağmen bireylerde kaliteli malları almak için artan bir eğilim vardır. Batı yapımı, kaliteli malların satışını yapan firmaların çoğunluğu fiyatları yüksek tutabilmektedir. Çünkü, bu firmalar elit tüketicilere, ülkedeki yabancılara ve yeni yeni ortaya çıkan zenginlere yönelik satış yapmaktadır. Bu yüksek karlılık, kaliteli malları pazarlayabilme imkanını ciddi şekilde artırmaktadır. İhracatçı firmalar, fiyat belirlerken Rus bir tüketicinin ortalama satın alma gücünü de dikkate almalıdırlar. Asgari gıda maddeleri sepeti maliyeti Rusya ortalaması 1 Nisan 2004 tarihi itibarıyla 1.142 Ruble olarak (40 Dolar) belirlenirken,  söz konusu sepetin bazı şehir ve bölgelerdeki  maliyeti ise şöyle: Moskova 1.411Ruble (49 Dolar), St.Petersburg 1.262 Ruble (44 Dolar), Kamçatya 2.611 Ruble (91 Dolar), Magadan 1.856 Ruble (65 Dolar), Saha (Yakutistan) 1.696 Ruble (59 Dolar), Tataristan 934 Ruble (32 Dolar), Kalmıkya 937  Ruble (32 Dolar), Tambov 940 (33 Dolar), Lipetsk 941 Ruble (33 Dolar), Kabardin Balkar Cumhuriyeti’nde 957 Ruble (33,5 Dolar)

Ülkemiz ihracatında önemli yere sahip olan trikotaj ürünleri üretimi RF’de 2002 yılında 2003 yılına oranla % 43.6, ayakkabı üretiminin de % 12.4 artış göstermiş olması dikkat edilmesi gereken bir husustur. 2004 yılında da bu trendin devam etmekte olduğu görülmektedir. 

2004 Yılında Rusya Sanayi Ürünleri Üretiminde %6,1 Oranında Artış

Rusya Federasyonu Devlet İstatistik Ajansı verilerine göre 2004 yılı Rusya sanayi ürünleri üretimi %6,1 oranında artış gösterdi. Rusya Federasyonu Devlet İstatistik Ajansı tarafından izlemeye alınan 15  sanayi kolundan 11’inde üretim artışı yaşanırken, 4 sanayi kolunda üretimin azaldığı görülmektedir.

2004 yılında  en çok üretim artışı kaydedilen sanayi kolları sırasıyla; Cam ve Porselen Ürünler Sanayi (%16,3), makine ve metal işleme sanayi (%11,7), yakıt sanayi (%7,1), ), petro-kimya sanayi (%7,4), inşaat malzemeleri (%5,3), demir-çelik üretimi (%5,0), gıda sanayi (%4,0), demir dışı madenler (%3,6), ormancılık ürünleri (%3,0), poligrafi (%2,3), elektrik enerjisi (%0,3). Üretim azalması yaşanan  sanayi kolları ise; hafif sanayi ürünleri (-%7,5), mikrobiyoloji (-%7,5), medikal sanayi (-%3,9), Un ve hububat üretimi (-%2,7).

2003 Yılında Durum Nasıldı? 2003 yılında Rusya Federasyonu’nda sanayi  ürünleri üretimi %7 oranında artış göstererek, 8 trilyon 498 milyar Rubleye ulaştı. (1$:29,4 Ruble) Rusya Federasyonu Devlet İstatistik Ajansı tarafından izlemeye alınan 15  sanayi kolundan  12’inde üretim   artışı yaşanırken, 3 sanayi kolunda üretimin azaldığı görülmektedir. En çok üretim artışı kaydedilen sanayi kolları sırasıyla; makine ve metal işleme sanayi (%9,4), yakıt sanayi (%8,2), demir-çelik üretimi (%8,9), demir dışı madenler ve seramik üretimi (%6,2), Cam ve Porselen Ürünler Sanayi (%6,0), inşaat malzemeleri (%6,4),gıda sanayi (5,1),  petro-kimya sanayi (4,4), medikal sanayi (%2,5), ormancılık  ürünleri  (%1,5), elektrik enerjisi (%1,0). Üretim azalması yaşanan  sanayi kolları ise; mikrobiyoloji
(-%18,8), poligrafi (-%3,7) ve hafif sanayi ürünleri (-%2,2)

Rusya’daki üretim artışları oldukça değişken olup, büyük gelişme potansiyeline sahip olan gıda sanayi hariç olmak üzere, sadece enerji/yakıt sanayi üretiminin önümüzdeki beş yıl içerisinde aynı gelişme hızına erişebileceği söylenebilir. Hafif sanayide yaşanan üretim artış hızının azalmasının özellikle halkın reel gelirinin artığı bir döneme rastlamasından, reel gelirinde artış görülen Rus halkının yeniden daha pahalı ancak daha kaliteli yabancı mallara yönelmiş oldukları sonucu çıkarılabilir.

Rusya’da ana sermayeye yapılan yatırım artışı hızı 1998 yılında yaşanan ekonomik krizin ardından 1999 yılından başlamak üzere, artmaya devam etmektedir. Nitekim, ana sermaye yatırımları  2000 yılında %18,1, 2001 yılında %10,5, 2002 yılında %3,0 ve 2003 yılında %12,5 oranında artış göstermiştir. Ana sermaye yatırımları önceki yıllarda da olduğu gibi, başta enerji/yakıt sanayisi olmak üzere doğal kaynak çıkarım alanlarında yoğunlaşmıştır. Enerji/yakıt sanayi alanına yapılan sermaye yatırımları toplam yatırımların % 30’nu oluşturduğu görülmektedir.  Diğer taraftan 2003 yılında yabancılar tarafından Rusya Federasyonu’na yapılan doğrudan yatırım miktarı 6,5 milyar ABD Dolar’ını geçmiştir.

Perakende Ticaret:

2004 Yılının İlk Yarısında Perakende Ticaret Hacmi 87,5 milyar Dolar’ı Rusya Devlet İstatistik Ajansı tarafından 2004 yılının ilk yarısında Rusya’da perakende ticaret hacminin 2.525 milyar Ruble (87,5 milyar Dolar) olarak gerçekleştiği açıklandı. Bu rakam 2003 yılının aynı dönemine göre, Ruble bazında %21, ürün bazında ise %11’lik artışı ifade ediyor.  Rusya perakende ticaret hacminin yıl sonu itibarıyla 5,5 trilyon Rubleye (185-190 milyar Dolar) ulaşacağı tahmin ediliyor.

2004 yılının ilk yarında Rusya Federasyonu perakende ticaret hacminin %54’ünü gıda dışı ürünler, %46’sını ise gıda ürünleri ticaretinin teşkil ettiği görülmektedir.

Perakende ticaretin %78’lik (geçtiğimiz yılın aynı döneminde %76) bölümü mağaza, market, süpermarket ve alış-veriş merkezlerinde gerçekleşirken, perakende ticaretteki açık pazarların payı %22 (geçtiğimiz yılın aynı döneminde %24) olarak gerçekleşmiştir. Açık pazarların perakende ticaret hacmindeki payları 1999 yılında %35 civarındaydı.

Kaynak : RF Devlet İstatistik Komitesi verileri ve çeşitli süreli  dergi/gazetelerden derlenmiştir.

Farklı  gelirlere sahip zümrelerin bulunduğu Rusya Federasyonu’nda halkın tüketim talebi gelir farklılıklarına paralel olarak çok geniş bir ürün yelpazesini kapsamaktadır. Bu itibarla, her gelir düzeyine hitap edebilecek geniş bir ürün yelpazesiyle Moskova bölgesiyle sınırlı kalmayarak zengin doğal kaynakları ve sanayi potansiyeli bulunan Novosibirsk, Krasnodar, Rostov na Donu, Samara, St.Petersburg, Novorossisk şehirleri ile Tataristan, Başkırdistan gibi cumhuriyetler de dahil olmak üzere, tüm bölgeleri kapsayacak şekilde Rus pazarına, direkt ihracatın yansıra, bölgede kurulacak depo-antrepo-mağaza gibi dağıtım kanalları vasıtasıyla doğrudan tüketiciye hitap edecek şekilde yapılanma ihracatımızın çeşitlendirilerek arttırılması açısından oldukça önemlidir.  Moskova’da çeşitli mamulleri bulmak mümkünken, daha uzak bölgelerde hemen hemen böyle bir imkan yoktur. Rusya nüfusunun yaklaşık % 93’ü Moskova dışında yaşamaktadır. Yine aynı şekilde, Rusya Federasyonu sanayi üretiminin % 94’ü, tüketim mallarının % 91’i, yatırımların % 90’ı, ithalatın % 80’i ve ihracatın % 91’i Moskova dışında kalan bölge ve şehirler tarafından yapılmaktadır. İş adamlarımızın Moskova’nın dışında da faaliyet göstermeleri gerekmektedir.

Fiyatlandırma politikasını oluştururken firmalar, kullanıcılar arasındaki yaş ve bölge farkını da dikkate almalıdırlar. Batı mallarına talep büyük ölçüde genç nesilden gelmektedir. Batı ekonomilerinde görülen eğitimli insan ile kaliteli mal talebi arasındaki korelasyon, birçok eğitimli insanın düşük gelir grubunda bulunmasından ötürü Rusya Federasyonu’nda geçerli değildir. Ayrıca, batıda üretilen tüketim mallarının fiyatlandırılmasında pek de göz önünde bulundurulmayan bölgesel farklılıkların dikkate alınması gereklidir.

Rusya pazarı doymamış yapısından ötürü firmalara önemli fırsatlar sunmaktadır. Böyle bir pazarda başarılı olmak için, firmalar satış sonrası hizmetler ve tüketici desteği konusuna özen göstermelidirler. Kaliteli mal ve tüketici desteği hizmetlerine yönelik giderek artan talep, firmaları satış sonrası servis, diğer satış hizmetlerini sağlamaya zorlamaktadır. Satılan ürünün ambalajının ve kullanma kılavuzunun Rusça olarak hazırlanmasında büyük fayda bulunmaktadır.
Rusya pazarında başarılı olmanın bir anahtarı da, satılan mallar için satış sonrası destek merkezleri ağı kurmaktır. Ev alet ve gereçleri, telekomünikasyon araçları, tüketim malları da dahil birçok endüstride bu merkezlere sahip olunması özel önem arz etmektedir.

Rusya  Pazarındaki Zorluklar:

Rusya Federasyonu, bu ülke ile iş yapmak isteyen girişimciler açısından pek çok fırsatla birlikte çeşitli risklerin de bulunduğu bir ülkedir. Risklerin çoğu, yasal izinlerle ilgili ve uygulamada karşılaşılan risklerdir. Rusya yasa, kural ve düzenlemelerine ilişkin yorumlardaki farklılıklar bireylerin bu düzenlemeleri anlamalarını hemen hemen imkansız kılmaktadır. Bu nedenle, Ruslar dahi yasal geçerliliği olan bir kontrat düzenleyebilmek için çoğu zaman bir avukat ya da muhasebeciye ihtiyaç duymaktadırlar.

Ayrıca artan rekabet ortamı, firmaların kaynaklarını işletmecilik fonksiyonları arasında farklı bir şekilde dağıtmalarını gerektirmektedir. Piyasada ürün yokluğu döneminde pazarlama ve satış faaliyetleri ciddi miktarda finans ve insan kaynağı gerektirmezken artık bugün öne çıkan müşteri tatmini gereğiyle birlikte daha fazla pay ister duruma gelmiştir. Sağlıklı ortamlarda depolama, perakendeciye teslim, ürünlerin vadeli olarak verilmesi ve reklam gibi faktörler gümrük ve depo alanları için ihtiyaç duyulan kaynakların bu fonksiyonlara aktarılmasını gerektirmektedir.
Önceki dönemden farklı olarak, ithal edilen malın satışı esnasında mala ait faturaya gümrük beyanname numarasının yazılması zorunluluğu getirilmiştir. Gümrüklerin merkezi otoritenin denetimine geçmiş olması ve Rusya Federasyonu’nun her yerinde satış faturasında yer alan beyanname numarası ile vergi takibatı yapılabilmesi toptancıların yukarıda yer alan sistemin kullanılmasını zorlaştırmıştır.

Bir çok ülkeden farklı olarak, Rusya Federasyonu’nda ticari olarak faaliyette bulunmak için Ticaret ve Sanayi Odalarına kayıt olma zorunluluğun bulunmaması, firmaların mali durumları ve güvenilirliğine yönelik veri tabanı oluşturulmamasına yol açarken, Rus firmalarla iş yapmayı düşünen iş adamlarımızın firma hakkındaki bilgileri genellikle kişisel görüş ve değerlendirmelerden ibaret kalmaktadır.
Rusya Federasyonu’nda bankacılık sisteminin henüz istenilen düzeye çıkamamış olması ve bazı Rus firmalarının mali gelir ve giderlerini gizleme eğilimi içerisinde bulunmalarından dolayı uluslararası alım ve satımda akreditif oldukça sınırlı olarak baş vurulan bir ödeme şeklidir.

Rusya pazarında karşılaşılan en büyük zorluktan birisi de alışılan rekabet ve çalışma koşullarının firmalarımız diğer pazarlarda alışkın olduğu tarz ve sistemden farklılıklar arz eden bir pazar olmasıdır.

Diğer taraftan, özellikle son yıllarda yabancılara karşı ırkçı saldırıların sayısında artış yaşandığı da göz önünde bulundurulması gereken bir olgudur.
Uluslararası Danışmanlık Şirketi Mercer Human Resource Consulting tarafından Moskova Doğu Avrupa’nın en tehlikeli şehri seçildi. Danışmanlık şirketine göre, Moskova gerekli tedbirleri almazsa, Moskova’ya ve Rus ekonomisine yatırım yapmayı planlayan yabancı yatırımcıları kaçıracak.

Mart 2003’te Mercer Human Resource Consulting (MHRC)  tarafından yapılan dünya şehirlerinin güvenlik sıralamasında Moskova 184. sırada yer aldı. 2002 yılında Moskova’da işlenen suçların sayısında 2001 yılına göre yaklaşık olarak %30 oranında artarak, 163,4 bine ulaştı. Moskova’da suç işlenmesine karşı etkin önlemler alınmaması yabancı sermayenin Moskova’ya ve Rusya’ya gelmesini olumsuz yönde etkilemektedir.

MHRC tarafından “siyasi ve sosyal durum”, “ekonomik durum”, “bankacılık”, “kişisel güvenlik”, “suç oranı”, “yasalara saygı” ve “siyasi ve ekonomik istikrar” gibi 39 adet kriterde değerlendirilen dünya şehirleri sıralamasında, dünyanın en güvenli şehri 133,5 puanla Lüksemburg olurken, 126,5 puanla Zürih, Cenevre ve Bern ilk sıraları alan diğer şehirler oldular. Söz konusu değerlendirmede Moskova 48 puanla 184. sırada yer aldı.

Mercer Human Resource Danışmanlık Şirketinin geleneksel olarak her yıl  yaptığı dünyanın en pahalı şehirleri araştırmasında 2004 yılında Moskova dünyanın en pahalı üçüncü şehri seçildi. Tokyo ve Londra’nın ardından üçüncü sırada yer alan Moskova 2003 yılında aynı şirket tarafından yapılan araştırmada ikinci sırada bulunuyordu. Dünyanın önde gelen 114 şehrinde yapılan ve 200 adet ürün ve hizmetin fiyatının  baz alınarak hesaplanmasıyla teşkil edilen dünyanın en pahalı şehirleri listesinde St.Petersburg şehri 10. İstanbul da 18. sırada yer alıyor.

İhracat Potansiyeli Olan Sektörler:

Tarım ürünleri ticareti, gıda işleme, otomotiv sektörü, otomotiv yan sanayi, paketleme ve tekstil/giyim sektörleri büyüme potansiyeli olan alanlardır. Ancak, bu potansiyel hükümetin anılan sektörlere gereken ciddiyeti göstermesine bağlıdır. Enerji sektörü de yüksek derecede yatırım ve ticaret potansiyeline sahip bir başka sektördür. Diğer taraftan, yüksek teknoloji, telekomünikasyon, bilgisayar yazılımı alanları da diğer önemli gelişme potansiyeli olan sektörlerdir. Büyüyen ekonomilerin bir diğer karakteristik özelliği inşaat sektöründeki gelişmedir. Yeni binaların yapılması ve eski binalardaki onarım faaliyetleri, kaliteli inşaat ürünleri, onarımda kullanılan el cihazları gibi ürünlere olan talebi artırmıştır. 

İnşaat araç ve gereçleri sektöründe 1991 yılından itibaren yerli üretimin toplam pazar içerisindeki payı yaklaşık yüzde 30’a düşmüş ve yaşanan son enerji krizi neticesinde de yerli ürünlerin fiyatı belirgin bir şekilde yükselmiştir. Yerli ürünlerin düşük kaliteli olması kaliteli ithal mallara yönelik talebi artırmaktadır. Rusya yapı araç ve gereçleri hakkında resmi istatistikler bulunmamasına rağmen, bu sektörde yıllık 15 milyar Dolar’lık satışın gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Diğer taraftan, Rusya Hükümeti  Konut Politikaları Komisyonu’nun: 2010 yılına kadar 3 kişiden oluşan Rus ailelerini 3 yıl çalışarak, 54 m2’lik  konut satın alabilmelerine imkan sağlayacak “Federal Konut  Programı” işlerlik kazanması konusunda ciddi hazırlık içerisinde bulunduğu hususunun müteahhitlik firmalarımız ile inşaat malzemeleri alanında faaliyette bulunan firmalarımız tarafından göz önünde bulundurulmasında fayda bulunmaktadır.

İlaç ve eczacılık  ürünleri sektörleri de gelişmeye açık diğer bir alanlardır. Rusya Federasyonu’na ihracat yapmayı düşünen ülkemiz eczacılık firmaları dikkatlerini ülkenin sağlık otoriteleriyle sıkı bağları bulunan özel bölge distribütörlerine yönlendirmelerinde fayda bulunmaktadır.