SÜLEYMAN YANÇATORAL’DAN ESKİ BİR MEKTUP

Dr. YEDİC Batıray Özbek
18.05.2010

Sayın okuyucular,

Bundan sonraki yazılarımın konusunu arşivimdeki önemli bulduğum mektupları belge ve anılarımı yayınlayacağım. İlk yazım ya da mektubum değerli kardeşim Çoban Sülü’nün kaleminden çıkmaktadır. Bu yazıyla kendisini bir kez daha hatırlıyoruz saygı ve sevgiyle anıyorum.

Merhaba Dost

Çok zaman oldu görüşmeyeli. Görüşmeyi bırak yazışamadık bile. Neden mi? Neden bir çok. Bireysel, toplumsal ve bir yığın politik engeller. Amma galiba en büyük etken yazışma alışkanlığımızın olmayışı ve biraz da ihmal etmek. Fakat zaman bu etkenleri önemsemiyor, akıp gidiyor.

Daha dün gibi anımsıyorum Almanya’ya gidişini. Orada olağan üstü bir çabayla geldiğin düzey her türlü taktirin üstünde. Burada kalsaydın eminim bizim içinde bulunduğumuz yapı içerisinde, bir sağa bir sola yalpalanıp dururdun. Seni zaman zaman videolarda izlerken, yaptıklarını bir daha taktir ediyorum. Bir çok güçlüklere ve dezavantajlı ortam içerisinde bizler kendimize düşen görevleri tam anlamıyla yapabildik mi? Etrafta tüm olumsuz şartlara rağmen, bir takım şeylere direnen aydınların varlığı insanı sevindiriyor ve umutlandırıyor. Fakat artık kent toplumunun doğal asimilasyonu ortamındaki Çerkesleri; bir kaç aydının iyi niyetli çabalarının yönlendirebileceğini sanmıyorum.

1980 sonrası politik yapı çok şeyi aldı götürdü. Daha önceki yıllarda sağlam bir yapıda oluşturulamayan kültürel yapı, ufak bir engelde tahribata uğradı. Toplumun çoğunluğunun köylerde yaşadığı dönemlerde yapılamayan bir çok kültürel çalışmaların acısını şimdi daha iyi anlıyoruz. Köyler süratle kentlere doğru boşalıyor. Kentleşen toplumlarda gözlenen tüm toplumsal özellikleri yaşıyoruz. Kent toplumlarında kültürel ihtiyaçları karşılayacak toplumsal dayanışma örgütleri olması gereken dernekler, küçük burjuva aydınlarının günlük tartışmalarının yapıldığı bir yer konumundan öteye bir türlü gidemiyor. Kabuğumuzu bir türlü kıramıyoruz. Bir hata yapıyoruz amma nerede?

Bütün bu karamsar tabloya karşın, çalışan, özveride bulunan, toplumun yararına işler yapanlarda var. Her şeye rağmen inançla yollarına devam ediyorlar. Dernek sayısı yine çoğalıyor. Ama temelsiz, hedefsiz. En ufak bir engel de toz duman olabilecek yapıda.

Bütün umudumuz ülkenin biraz daha demokratlaşması ve kendimizi toparlama süresinin verilmesidir. Türkiye-Sovyet ilişkisindeki değişme ve gelişmeler, kültürel ilişki bazında işimizi kolaylaştırıyor. Her geçen gün gelip gidenler çığ gibi büyüyor. Gelen her insan buradakileri biraz daha yakınlaştırıyor.

Bu süre yaptığımız en önemli etkenlik 125. yıl anma ve değerlendirme çalışmasıdır. Kafkas kültür sitesinin temelini attık. Bir çok imkansızlıklar rağmen inşaat sürüyor. Gerekli maddi destek sağlandığı taktirde bu yıl yeni binamıza taşınacağız.

125. yıl etkinlikleri tarafımdan planlandı ve organize ediliyor. Hazırlanan program geniş bir katılımla tartışıldı ve karara bağlandı. Derginin Mart- Nisan sayısında programı okuma imkanın olacaktır.

Özdemir’e yazdığın mektupta etkinliklerdeki katkını sormuşsun. Kuşkusuz çok katkın olabilir. Hazırlanan program ilk bakışta yetersiz görülebilir. 125. yılın daha görkemli anılması istenebilir. Fakat mevcut yasal şartlar ve eldeki imkanlar maalesef böyle bir program olanaklı kaldı. En önemli engel para. Kitap basımlarıyla birlikte 3-4 milyara çıkabileceğini düşündüğümüz etkinlik için eldeki olanaklar çok sınırlı. Bütün kaynaklar sitenin yapımına seferber edildi. Şimdi sağdan soldan yardım almaya çalışıyoruz.

21/28 Ekim tarihleri arsında bir haftalık etkinliklerde ağırlık sürgün tüm boyutlarıyla irdelenecek. Sunulan konferanslar birleştirilerek bir kitap haline getirilecek. Ayrıca şu kitapların basılması düşünülüyor:
Özdemir Özbay’ın Nartlar ve Mitoloji.
Cahit Tutum, İngiliz belgelerine göre sürgün yılları.
Nihat Berzeg, Sürgün adlı incelemeleri.

Senin bu çalışmalardaki katkına gelecek olursak:
1) K. Kafkasyalıların kültürel-toplumsal sorunlarını ve çözüm yollarını irdeleyen 30-40 sayfalık bir çalışma.
2) 124. yıl anma ve değerlendirme komitesinin açılış ve kapanış bildirgelerinin kaleme alınması.

Açılış bildirgesinde :
        a) K. Kafkasyalılar kimdir?
b) Toplumsal sosyal yapıları (geçmişte)
c) Sürgünün neden ve sonuçları.
 d) Bugünkü durum (muhaceret-anavatan ilişkileri.)

Kapanış bildirgesinde;
  a) Somut şartların tahlilinden hareketle kültürel toplumsal
talepler.
      b) Dünya ülkelerinden başta SSCB politik talepler (çağdaş bir
yaklaşım)
     c) Bu amaçlar için insanların demokrat dünyanın desteke
çağrılabilir.

Çizilen bu sınırlar mutlak değildir. Değişebilir. Adige kültürünün tüm boyutlarını çağdaş bilimsel anlamda irdeleyen bir insan olarak senin için bu bildirgenin (3-4 sayfalık) kaleme alınması zor olmasa gerek.

Ayrıca bu yılın anısına uygun hazırlayabileceğin bir konferansın teyp, videokaset şeklinde buradakilere ulaştırabiliriz.

Bu katkıların yanı sıra oradaki çok güvendiğin arkadaşlardan bu etkinliklerde kullanmak üzere biraz katkı olabilirseniz çok memnun oluruz.

Toplumsal çalışmalar bu kadar değil. Yığınla konu var. Zamanla yazarız.

Herkese dostça selamlar.

Süleyman Yançatoral