SÜRGÜN HİZMETÇİLERİ

GHUNEKHO K. Özbay

Çerkesler ırksal yapıları gereği kıskançlık, hasetlik bilmezler ve içinde bulundukları milletlere çabuk kaynaşırlar. Kendilerine verilen görevleri de bir şeref kabul edip görevi de yerine getirirler. Türkiye’de bir çok makamda görev alanlarımız vardır ki, gerçek Türklerden de Türkçüdürler. Bu uğurda da canlarını verirler ama kendi kimlikleri de devamlı sömürülmektedir, ruhlarından koparılmaktadırlar.

Çerkeslerin vatanı bi şekilde istila edilmiş olsa da vatandan ayrılmaları da bir o kadar hataydı, kabul edilemezde. Çünkü gittikleri ülkelerin insanıyla, dilleriyle hiçbir bağlantıları yoktu. Aradaki bağ sadece dindi. Çerkeslerdeki din sömürüsünü de, Osmanlı dini misyonerleri kaşımışlardır ve onların kışkırtmalarıylada göç çoğaltılmış, hızlandırılmıştır. Şayet vatanda kalsaydılar, bir şekilde orada yaşayıp milli varlıklarını idame ve muhafaza edebileceklerdi. (1)

Geriye dönüp yazıp, yazılabilecek çok şeylerimizin olduğu kesin. Bunlara sığınmak geleceğimiz içinde ayakbağı olur ki, bizler bu bu günlerde bunun sıkıntılarını yaşamaktayız. Şimdilerde dönüş, kalış tartışmaları üzerine politikalarımız belirlenmeye çalışılmakta. Bakış, Türkiye bakışıdır ama başka ülkelerdeki soydaşlarımızı hiçte düşünmeyiz. Suriye, Libya, Mısır, Ürdün Çerkesleri geçmişte balkanlarda olduğu gibi bir çatışmanın içindeler. Bunlar kabile yöneticilerine mi yoksa, demokrasi adı altında geliştirilen Arap milliyetçiliğine mi hizmet edecekler. Bu tehlike Türkiyedede hissedilmektedir. Bunların her ikisi de bizler için tehlikelidir. Bizlere düşen, dönüş, kalış, özgürlük gibi kavramlardan sıyrılıp Çerkeslerin anavatana göçü sağlamaktır. Hiç değilse, başkalarının geleceğini değil de, kendimizin ve topraklarımızın geleceğini belirlemiş oluruz.

21 MAYISÇILARI

Çerkes sürgününün anma etkinlikleri bu yıl iki ayrı yerde yapılmaktadır. Birinci gurup Taksimde ve katılımcılar, Çerkes inisiyatif hareketi, Çerkesya yurtseverleri, Birleşik Kafkasyalılar ve bireysel hareketçilerdir. İkinci gurupta Beşiktaş’ta, bir merkezi kimliğe sahip, örgütlü ve Çerkeslerin geleceğinin anavatan olduğunu savunanlardır. Doğal olarak her iki gurupta söylemlerinde haklı olabilirler ama eylemde bazılarının şunu bilmesini isterim. Ben ne kadar özgürüm, dilimi, kültürümü, sosyal yaşantımı yaşıyorum derseler de desinler, bunların hiçbiri vatansız olmaz.

Oğlum sorduğu için soruyorum, sizce bu vatan neresi?

Sürgün toprakları mı?

Yoksa Adigey mi?

Not: Oğlumun yanıtı ise “Nahıjhır şıwome nahıchem yımıghuagh-Yaşlının hatası, gencin belasıdır!”

DİPNOT:
1) 
Kafkasyada Adigeler. İsa Nuri Ançukh. 1937 Halep