Kuban Paul Seauhmann
06.09.2003

Vatan denilince ne anlıyoruz? İlk yanıt genellikle; “uğruna savaşılan, sınırları ve bayrağı olan toprak” olarak verilir. Oysa vatanı vatan yapan o sınırlarda yaşayan insanlardır. Ne bayrak, ne de üzerinde akıtılan kan vatanı vatan yapamıyor.

Peki vatanı vatan yapan ne? Yanıtı çok basit, üzerinde yaşayan insanların durumu.

Biz neden vatan olarak Kuzey Kafkasya’yı görüyoruz? Çünkü orada çok daha az asimile olmuş Çerkesler yaşıyor onun için. Şöyle düşünün. Bize Konya ovasını verdiler ve dediler ki sizin vatanınız burası. Eğer orada xabzeye uygun bir yaşam yoksa sizin için sadece karnınızı doyurabilecek bir toprak parçası haline dönüşür.

İnsanlar vatan kavramını birlikte yaşadıkları insanlara göre şekillendirirler. Bu durumda gerektiğinde bu insanlarla birlikte yaşama uğruna canlarını da verirler. Yani kutuplarda da olsa eğer birlikte yaşamak istediğiniz insanlarla beraberseniz sorun yok. Kutuplar size cennet gibi gelecektir.

Değerli bir okuyucumuz var.  Esra Demiröz hanım. Forumda yazılarını okuyabilirsiniz. Doğru tespitler yapan bir hanım kardeşimiz. Özellikle son yorumunda son derece güzel değerlendirmeleri yapmış. “Bu tarz mevzular için ne Müslüman Çerkeslerin ne de Hıristiyan Çerkeslerin ve yahut Budist Çerkeslerin kalbini kırmaya gerek var mı?” diyor. Ne denilebilir? Elbette hayır. Peki, bunu gerçekleştirmek olası mı? Ne yazık ki, buna da yanıtımız hayır olacak?

Aynı toprak üzerinde yaşayacaksak Esra hanımın dediğini uygulamamız gerekiyor. Vatan topraklarında birlikte yaşamak eğer bize mutluluk verecekse elbette herkes buna uymalı. Tek taraflı olduğu zaman birlikte yaşamanın pek bir anlamı da kalmamış olacak.

Şimdi şöyle bir örnek versek ve sizin yorumunu istesek acaba ne düşünürdünüz? Hıristiyan Çerkesler kurdukları bir vakıfta Kuzey Kafkasya’dan getirdikleri 50 öğrenciye İngilizce dili öğretip, Hıristiyanlıkla ilgili temel dini bilgiler verse ve bu sayıyı da arttırmak için bir Alman kilisesine 30 kız öğrenci gönderip ücretsiz okutmayı taahhüt etse sizce ne olur?

Yer yerinden oynar. Misyonerlikten bölücülüğe kadar suçlanmadığınız hiçbir şey kalmaz.

O zaman sevgili Esra kardeşimizin iyi niyetli tespitini diğer insanlarımız nasıl değerlendirilecek?

Vatanı vatan yapan üstünde yaşayan insandır.  O zaman vatan için didinen insanların yaklaşımlarını iyi gözlemek gerek.

Yine Esra hanımın bir tespitini daha alalım. “Bu konular bizi oyalamamalı ve birbirimizden koparmamalıdır. NE KADAR İYİ ÇERKES’İZ; muhasebesi yapılması gereken konu budur ve bu olmalıdır.”

Doğru söze ne denir?

Biz elden geldiğince burada, asimilenin temel nedenlerini anlatmaya çalışıyoruz. Çerkeslik nasıl yok ediliyor, bunu gösterme çabası içerisindeyiz. Anlattıklarımız çok yalın ve net. Eğer herhangi bir dine mensup olan bir hemşehrimiz, inancı nedeniyle xabzeden vazgeçiyorsa bu ayıplanacak ya da kınanacak bir şey değil. Ancak bu inancını bilinçli olarak tüm Çerkeslere yayarak xabzenin yok olmasına neden oluyorsa o zaman durum farklılaşır.

Kritik nokta bu.

Açık yüreklilikle; her grup (siyasi, dini, sosyal) xabzeye zarar vermediklerini Çerkeslere ispatlamalıdırlar.

Vatan o zaman vatan olacaktır.

SonSöz
Çerkes, thamadeler dans ederken ayağa kalkandır. (Kuban)