ÜMİTLER VE HAYALLER…

Doç. Dr. ENGANOY Erol Yıldır
08.04.2006

“Kule, içinde yaşayanına ayrıntılardan arınmış sade bir yaşam sunar”

Bugün bakıyorum da; Bir zamanlar kulemin penceresinde oturup düşündüğüm ya da tasarladığım o an ki hayallerim-ümitlerim, kaygı ve korkularım şimdi, kimisi canlı, kimi ise artık varlığını bile unuttuğum o kadar farklı gerçeklere dönüşmüşler ki!
Zaman, yıllar sonra geriye baktığımızda yaşamın tüm ayrıntılarını törpülüyor, ona çekidüzen vererek, sade bir görüntüye kavuşturuyor. Hepimiz sonunda, bu sade görüntünün ilhamından yararlanarak “ah biraz daha erken bu bilince varsam da şunları gerçekleştirebilseydim” diye düşünüp hayıflanacağımız günlere ulaşıyoruz.

Bir anda, yaşamın bizler için dizginlerinden boşalmış ışıltılar saçan beyaz bir Arap atı hızında geçip gittiğini kavrıyoruz. Geçmişte bıraktığımız ve yaşarken nice anlamlarla yüklediğimiz türlü kırılganlıklar, acılar, üzüntüler, sevinçler, öfkeler, hüzünler kısacası tüm insani duygularımız artık bir anlam ifade etmeden, pişmanlıklara da bulaşarak giderek silikleşip bulanıklaşıyorlar. Geride bir şey bırakmadığımızın ürpertili gerçeğiyle baş başa kaldığımızda, “asıl olan nedir?” diye düşündüğümüz o anlarda, hayıflanmaların ve pişmanlıkların pençesinden kurtulmak, kader dediğimiz kendi özel yaşamımızın ayrıntılarla dolu labirentleri içinde kaybolmamak için yaşamın bizlere kazandırdığı en değerli hediye olan deneyimlerimizden yararlanarak, doğru çalışmaları doğru şekilde sürdürmemiz gerektiğini de idrak ederek telaşa kapılmadan yeni hayallerin yeni ümitlerin peşine takılmamız gerekiyor.

Gerçekleşme olasılığı hiç olmayan ütopyalara da dönüşse ümit ve hayallerimiz en zayıf anlarımızda bizlere destek olan, yaşamamızı sağlayan en büyük dayanağımız oluveriyor.