YIKICI ELEŞTİRİ

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Şarkısı ümitsizlik, bestesi çaresizlik olanları tanırız hepimiz.
Çoğu, hemen yanı başımızdadır, eşimiz dostumuzdur.
“Biz yapamayız!” korosunun güçlü bir solisti, bazen de koro şefidir bunlar.
Bunların hayatlarında sanki pozitif davranışa hiç yer yok gibi.
Doğru örnek, güzel emek ve harika eser yoktur o bakış açısında.
Böyledir benim toplumum, negatif eleştiri yoğunluğu içinde yaşar gideriz.

OLAYLARA ELEŞTİREL BAKMAK
Tabii ki negatif olmamak kaydıyla olaylara eleştirel bakmak güzel şey.
Niyet, üslup ve metot yanlışlarıyla dolu eleştiriler, sadece zihinleri bulandırmaya yarar.
Dolayısıyla herkesin her şeyi insafsızca eleştirdiği bir ortamda ne sevince ne heyecana ne de ideal düşünmeye mecali kalır insanın.
Etrafımızı dinlediğimizde sıklıkla duyarız:
“Yanlışların, eksiklerin, olumsuzlukların anlatılmasından bıktım inanın, doğruların, güzelliklerin söylenmesine hasret kaldım!” diyenleri.
Ne olurdu yani, hep yanlışları, yanlış anlaşılmanın örneklerini konuşacağımıza biraz da doğru örnekleri, güzel emekleri ve harika eserleri konuşsaydık!
Hem bu sayede onlardan faydalanmış hem de kafamız ve gönlümüzün gücü nispetinde kendimizi ve toplumumuzu ileriye götürmüş olurduk.

BİZ YAPAMAYIZ KOROSU
Ne iyi olurdu, “Biz yapamayız!” korosu sussa artık!
“Biz neden yapamayalım ki!”
“Ne güzel yapıyoruz işte!”
“Biz, çok daha güzeline layığız!” korosu başlasa.
O zaman toplum olarak enerjimiz artacak, sinerjimiz çoğalacak, moralimiz düzelecektir.
Yeter, artık, ümide, birlikteliğe dair besteler yapılsın!
Güzel geleceği seslendiren şarkılar söylensin.
Sevgiyi, hoşgörüyü, birlikteliği anlatan türküler dinlensin.
Buna muhtacız!
Ümitsizliğe, moralsizliğe, sataşmaya, saldırmaya, karalamaya, karartmaya gerek var mı?
Toplum olarak bizim, “kayma ve çürüme noktamız” ümitsizliğimiz ve olumsuz eleştirilerimizdir.
“Biz yapamayız korosu”
“Ümitsizler grubu”
“Negatifçiler ekibi”
“Hiçbir şeyi beğenmeyenler ekolü” susarsa güzellikler konuşmaya başlayacaktır.
Nedir bunların amacı?
Şüphesiz, onların çoğu da iyi niyetli.
Ama bilmezler ki tavırları ideali hançerliyor.
Bilmezler ki; sislere, karabulutlara, girdaplara onlar vesile.
Anlaşılan, ilmî, fikrî, ruhî olgunluğa sahip kişilere çok görev düşüyor.
Bilinçle, sabırla, sevgiyle, hoşgörüyle yapılacak çok iş var.