ZAVALLI “ÇERKESYA GENÇLİĞİ”…

Dr. MEŞFEŞ’Ü Necdet Hatam

ZAVALLI “ÇERKESYA GENÇLİĞİ”…

Büyük laflar ettikçe, küçük girişimlerini çok büyük özveri gibi sundukça büyüdüklerini sanan zavallı Çerkesya Gençliği. Ve de kendisini bulunmaz Bursa kumaşı sanan UNIFON Başkan Yardımcısı Sayın Psımıt Kübra…

Evet “Çerkesya Gençliğinin” (karıştırmayalım lütfen Çerkes Gençlerinin değil) de en güzel yaptığı şey yol göstericileri büyükleri Tarık Topçu gibi, dile getirdikleri ya da girişimde bulundukları konuları, daha önce hiç konuşulmamış, daha önce kimseler girişimde bulunmamış ve kimseler başaramamış gibi sunmak… Özetle “…mış gibi” yapmak ve gerçek niyetlerinin “Rusya Federasyonu’nun kendilerini nasıl engellediği” sanrısının altını çizmek.

Sanrı mı ne? “Diğer insanların inanıp inanmamasına bakmadan sürdürülen inanış ve düşüncelerdir. Kişide bir muhakeme bozukluğunun olması bir sanrı belirtisidir yani sebep sonuç ilişkisinin mantıksız kurulması sanrının belirtilerindendir.”

İşte bizim de sanrı dememizin nedenlerinden biri de Sayın Psımıt’ın kurduğu mantıksız sebep sonuç ilişkisidir. Hemen örneğini de verelim. Kübra hanım dönüş mücadelesi ve engellendiği sanrısını bakın nasıl sunuyor:

Geri Dönüş İçin Bir Adım Atmak: ‘Öğrencilik’ – Psımıt Kübra (infocherkessia.com)

“Vatan’la irtibatı olan, gidip görmeyi hevesle bekleyen, hatta bir adım daha yukarı çıkıp oraya yerleşmeyi planlayanlarımız var içimizde. Biraz zor, biraz kolay olduğunu düşündüğüm belirli yöntemlerle geri dönüş için bir şeyler yapabiliriz aslında yavaş yavaş, ama ne kadar olur, ne kadar olmaz bilmiyorum. 

Ben öğrenci olarak gitmenin kolay olduğunu ve orada kalıcı bir şekilde düzen kurabileceğini düşünen kişilerdenim. Bu sebeple 2022 – 2023 Eğitim Öğretim dönemi için Rus Kültür Evi’nin vermiş olduğu Burs için başvuruda bulundum. Bu süreçte izlediğim yol daha önce başvuru yapan ve kazanan arkadaşlardan tüyolar almak olmuştu. 

Öncelikle burs için okumak istediğimiz bölüm ve üniversite için bir başvuru formu oluşturdum. 20 – 24 Aralık tarihleri arasında da mülakata çağırıldım. Bu yıl Türkiye’den 100 öğrenciye burs hakkı tanımışlardı ki bu kontenjan geçtiğimiz günlerde 150’ye çıkarıldı, bunu iyi değerlendirmem gerektiğini düşünerek mülakata katıldım. 

Mülakatta Çerkes olduğumu belirterek kendimi tanıttım. Neden gitmek istediğim sorulduğunda ise kalıcı olarak dönüş yapmak istediğimi, iki ülke arasında güzel projeler üretebilmek adına çalışmalarda bulunacağımı, hem Türkiye’de hem Rusya Federasyonu’nda arkadaşlarım olduğu için arada bir köprü oluşturabilecek noktalar bulabileceğimi anlattım. 

Dil konusunda problem yaşayıp yaşamayacağım sorulduğunda ise dile zaten aşina olduğumu, alfabeyi yeterli seviyede bildiğimi, arkadaşlarımın yardımıyla kolaylıkla öğrenebileceğimi dile getirdim. (Böylece bir dilin alfabesini, yeterli seviyede bilince dile aşina olunabileceğini ve arkadaşı olanlar için dil kurslarının gerekli olmadığını da öğrenmiş olduk. NH) Ailemin destek olup olmadığı soruldu ve ben destek olmasa mülâkata da izin vermeyeceğini söyledim. Bu şekilde mülâkatı tamamlamış bulunduk.

Aradan geçen bir kaç günden sonra sonuçlar açıklandı. Kendimden emindim, “kesin giderim, tavırları çok olumluydu, herhangi ters bir durumla karşılaşmadım” dediğim mülâkatın yedek listesinde bile yoktum. 

Yaşadığım hayal kırıklığını kelimelerle tarif etmeye kalksam başaramam. Belki doğru bir düşünce, belki de yanlış bilmiyorum, ama bu durum ‘Kendi topraklarımdan yeniden kovulmuşum.’ hissi yarattı içimde. Aylardır sabırla mülâkatını beklediğim, büyük bir heyecanla hayaller kurduğum, planlar yaptığım bursu kazanamamıştım.

Yaşadığım hayal kırıklığını arkadaşlarımla paylaşırken sebebini öğrenmek istedim ve bursu veren kültür evini aradım. Sebebini belirtemeyeceklerini söylediler. Daha sonra sosyal medya hesaplarından yazdım. Eksiğim neyse bilmek hakkımdı çünkü. (Sanırsınız ki yaşadıkları ülkede karşılaşılan her uygulamanın nedeni niçini kendilerine hep açıklanıyor gibi. NH) Yanlış yaptığım noktanın ne olduğunu bilmek istedim. Aldığım cevap ‘diğer kişiler sizden daha ikna ediciydi demek ki’ gibi bir cevap oldu. (“diğer kişiler sizden daha ikna ediciydi” yeterince bir açıklama değilmiş gibi. NH)

Buna bir türlü anlam veremedim. Yeterince ikna edici olmak? Bu cümlenin altından çok farklı sonuçlar çıkarabilirim, fakat bunları burada dile getirmek ne kadar doğru olur ondan emin değilim. Ben söylenilen cümleyi size aktarayım, neden olumsuz bir dönüşle karşılaştığımı zaten anlayacaksınızdır. (Keşke açıklasaydınız da “sanrı” teşhisimizin ne kadar yerinde olduğu daha bir ortaya çıksaydı. NH)

Kendi ülkesine öğrenci olmak için bile dönmesine izin verilmeyen bir milletin bireyiyim ben. Benim gibi birçok kişi var bu durumda olan ve ileriki dönemlerde daha çok isim duyacağız, gitmek istedi ama gidemedi, olmadı denilen. (Demek ki sayın Kubra bütün milletin kendisi imiş ve burs verilmemesi de dönüşüne izin verilmediği anlamına geliyormuş. NH)

*****

Peki bu, “sebep sonuç ilişkisinin mantıksız kurulması” değildir de nedir? Oysa başkan yardımcısı olduğu UNIFON açıklamasında bakın ne deniyor):

UNIFON – Geleceğe Umut Ol! (infocherkessia.com)

UNIFON, Çerkesya Gençliği tarafından 2021 yılından itibaren hayata geçirilmiş, kurulum aşamalarının hala devam ettiği, akademik çalışmalara katkı sunmayı gaye edinmiş bir akademi kuruluşudur. 

Çerkesya Gençliği ise 2019 yılından itibaren pek çok alanda faaliyet gösteren, dünyanın her yanından farklı alanlarda öğretim görmekte olan ve çalışan genç temsilcilerden oluşmaktadır. 

Çerkesya Gençliği, UNIFON Koordinatörlüğü’nü kurarak vatanda eğitim görmek isteyen gençlere burs verecek; konaklama, kitap-kaynak yardımı yapacak; geliri fona aktarılmak üzere etkinlikler, yardım-destek faaliyetleri yürütecektir. 

Üniversite eğitimine başlayan öğrencileri, maddi-manevi desteklerken onları yakından izleyecektir. Hedefimiz çağdaş akademik ve ekonomik hayatı tanıyan, başarılı öğrencilerin, akademisyenlerin ve iş adamlarının yetiştirmesine destek vermektir.

Rusya Federasyonu, her yıl belli bir sayıda öğrenciye burs vermekteyken, kendi imkanlarıyla öğrenim görmek isteyen öğrenciler için bir sınırlama yoktur. 

Bu doğrultuda UNIFON, Rusya Federasyonu’nun sağladığı burs imkanından yararlanamayacak öğrenciler için maddi ve manevi olarak destek vermek istemektedir. 

Başvuruda bulanacak öğrencilere kayıt süreçlerinden, yerleşim süreçlerine ve eğitim sürecinden, mezuniyet sonrasına kadar pek çok aşamada destek sağlayacaktır. 

UNIFON Koordinatörlüğü, Türkiye’den gelen öğrenciler için önceden hazırlık yapacak, onlara kalacak yer ayarlayacak, yol gösterici olacak, her konuda destek verecek ve danışmanlık yapacaktır. Ayrıca öğrencilerin hangi bölümde okuyacaklarını dikkate alarak kitap, ders notları hazırlayacak, dil öğreniminde ve bölüm derslerinde onlara yardımcı olacaktır. 

Öğrencilerin sosyal ihtiyaçlarına da cevap vermeye çalışacak, genel olarak Rusya Federasyonu’ndaki, özelde ise Adığey, Karaçay Çerkes ve Kabardey Balkar Cumhuriyetlerindeki yaşama entegre olmalarına destek olunacaktır. Oturum başvurusu yapmak isteyen bursiyerler, ek destek için UNIFON’a dilekçe ile talepte bulunabilecektir.

Çerkesya Gençliği, UNIFON aracılığıyla vatandaki üniversitelerde faaliyetlerini yürütebileceği topluluklar kurmak istemekte ve kurulacak olan bu topluluklarda bursiyerlerimizin aktif sorumluluklar almalarını beklemektedir. Böylece bursiyerlerimiz diaspora ile vatanımız arasında yeni köprüler kurabilecektir. 

Çalışmalar gönüllülük esasına bağlı olarak yürütülecek olup, ihtiyaç olması halinde bu çalışmalara katılan bursiyerler UNIFON tarafından maddi olarak da desteklenecektir. Ancak çalışmaların başarıya ulaşması için daha çok kişiye ulaşmak yerine nitelikli kişilere erişmek ve bu kişilerin kariyer planlamasına destek olmak istenmektedir.  

Bu nedenle burs başvuruları sonrasında bursiyerlerimize UNIFON Koordinatörlüğü tarafından online mülakat yapılacaktır.

UNIFON KOORDİNATÖRLÜĞÜ

Kübra Hanım devam ediyor:

UNIFON bu noktada önemli hepimiz için. Vatana dönüp orda okumak ve oraya yerleşmek isteyen öğrenci/öğrenciler için bir basamak olmayı hedefliyoruz. Yürütmeye başladığımız, ilk basamaklarını çıkmaya çalıştığımız bu merdiven aslında hepimizin geleceği. 

Türkiye şartlarında birçok öğrenciye derneklerimiz tarafından burs verilirken, Vatan’da okuyan kaç öğrenciye burs veriliyor? Orada kalması için ne kadar destekleniyor? İstihdam edilmek üzere ne kadar yardımcı olunuyor? 

Bu ülkede Çerkes olmak çok garip ve ezici bir duygu hissettiriyor, bunu kabul etmesek de. Yaşamış olduğumuz toprakları ne kadar benimsemiş olsak da bu topraklar ve buradaki insanlar bizi yeterince benimseyememişken, biz halen burada kalmak için çaba harcıyoruz.

Haklı ya da haksız sebeplerimiz var elbette ki kalmak için, ama geri dönüşü de göz ardı etmemeliyiz. Azınlık sıfatının bize çok görüldüğü, okullarda kendi dil derslerimizi aldırmak için seksen kapıya doksan değnek mottosuyla ilerlemeye çalıştığımız bu ülkenin geleceği biz Çerkes halkına ne kadar açık? 

Bunu sorgulamalıyız ve geri dönüş adımlarını atmaya/attırmaya başlamalıyız.

Psımıt Kübra
Çerkesya Gençliği UNIFON Başkan Yardımcısı

*****

Şimdi gelin de Türkiye genelinde burslu olarak seçilen 150 kişiden biri olamayınca kendi imkanları ile gitmeyi denemeyen, Dönüşünü burslu öğrenci olmak ile sınırlayan, burslu öğrenci kabul edilmemeyi, dönmüş yerleşmiş binlerce Çerkes’e karşın, RF’nin Çerkeslerin dönüşünü istemediği gibi yorumlayan Kübra Hanımın dönüşçü olduğuna inanın.

Peki, anavatan aşığı, Türkiye’den çok sıkılmış, artık Türkiye’de rahat edemeyeceğini dile getiren kendi başkan yardımcısına bile burs vermeyen, UNIFON’un söylediklerinin ne kadarına inanalım dersiniz?

Evet, vah zavallı “Çerkesya Gençliği” vah.

Ama ne mutlu bizlere ki bunlar Çerkes Genci değil!