Konu hakkında yazan katılımcılarımız:  
(Alfabetik sıra ile)

Abdullah, Abdurrahim Atçı, Abregeyapşaşe, Abregkızı, Ademey, Adige, a-e, Ahmet Güçlü, Akabba Tarık, Alabazfaz, Ali Demir, Ali Ihsan Mihci, Asetin, Avrupa'da Bir Kafkasyalı, Aytekin, Azmi Berberoğlu, Baykaldı.H, Behçet Güz, Besney Hakan, Beyaz Atlar, Bjjıha, Bülent Atcı, Cantek Çetin, Cerpecej, Cihan, D.M.T., Demircan Muharrem, Dijan, dM, Durgut, Elif, Emin Coşkun,  Erdoğan Eser (Hajkasım), Eren Tambay, Erkan Batır,
Ersin Koyuncu, Ethemıst, Fatih Özdemir, Ferda Hune, Fuat Aydemir, Furkan Yılmaz, Guğoj Sami, Gujan Ceyhan, Gupseuh, Gürbüz Yalçınkaya, H. İbrahim Ölçüm, Hakan, Hakan Ceylan, Hakan Demir, Halit Atila, Halit Kip, Hami Atcı, Hatice Ezer, Hatice Ünal, Hatice Yılmaz,  Jade Wumar, Janberk, Janbot, Jankat Güven, Kabardey Kızı, Kağan Akdoğan, Kamelya Acba, Kanşat Özkan, Keç' Yasin Durmaz, Kudret Yaşar, Kübra, Lezgi Ömer, Madina Tsey, Mahmut Yılmaz, Marine, Memduh T., Meretko Yusuf, Mesut, Metin Zoloytı, Misafir, Misafir2, Misse Berslan, Muratt, Musa Ademey, Mustafa Keten, Nart, Natho, Nebahat Aksoy, Onur Keskin, Ömer, Ömer Bayrak, Ömer Meryemko, Ömer Muhtar, Psklg, Shamil, ShuZago, Sigusipse, Sinemis, Smerch, Şahin Kartal, Şhalaxhue, Şimal, Tolga Gençer, Toros, Tume Zeki, Tülay Temiz, Tyttowgo, Ufuk Güler, Uğur Demirbaş, Vasfi Doğançay, Veysel Yorulmaz, Wiracocha, Wubıh/Wuıcshe Berzeg, Y. Kurt, Yakup Çerkez, Yavuz Yılmaz, Yegerey, Yegey, Yusuf Yorulmaz, Zeki Yücel, Zevş Taner.

.

                    
Hatice Yılmaz

Merhaba,

Ben kültürünü ve dinini beraber yaşamaya çalışan bir Kabardey kızıyım. Ait olduğum Çerkes kültürünün muhteşem bir dengeye sahip olduğunun bilincindeyim. Aynı zamanda İslamiyet'inde tek doğru din olduğu inancındayım. 17 yaşındayım ve kafamda bu iki kavramı bağdaştıramıyorum. Çünkü kurallar bir birine ters düşüyor. Yardımcı olursanız sevinirim. Ben Adige kültürü ya da İslamiyet'ten birini seçmek zorunda mıyım?

Teşekkürler.
Memduh T.
08.08.2005

Merhabalar

Kur'an ile Adigelik birbiriyle çelişen değil örtüşen kutsal bilgilerdir. Bugün doğruluğu tartışmalı pek çok hadis ve güya dini bilgi veya yorum havada uçuşuyor. Size Kur'an-ı Kerim'i esas almanızı öneririm. O zaman herhangi bir seçim yapmanız gerekmediğini fark edeceksiniz.

Dinimizde keskin hatlar yoktur. İslam zorlaştırmaz, kolaylaştırır. Kafanıza takılan konuları daha net ifade ederseniz yardımcı olabilirim.

Saygılar.
Natho
09.08.2005

Merhaba,

İslamiyet'in çelişmediği gerçek var mı? Şunu kimse unutmasın; Adigeler İslamiyet'ten öncede vardılar. İslam dini bozulmuş olan toplumlara gönderilmiş olabilir ama Adigelere gönderilmiş değildir. Bizde din sözcüğünün karşılığı bile yokken, ''ADİGELİK Mİ YOKSA İSLAMİYET Mİ?'' diye soru soran arkadaşımıza; sadece ''siz olacağınızı olmuşsunuz'' diyebiliyorum. İSLAMİYET ADİGELİKLE ÇELİŞMEZ diyen arkadaşlarımıza da sadece şaşırıyorum.
Akabba Tarık
10.08.2005

Merhaba Hatice hanım,

Dediğiniz gibi bu iki kavram (İslamiyet ve Adigelik) hiçbir şartta bağdaşmıyor.

Bizim toplumumuzda bağlayıcı unsur günah işlemekten çok ayıp yapmamaktır. Dolayısı ile önceliğimiz yaşadığımız toplumdur. Din genel olarak bizim kültürümüzle uyuşmaz hatta bu Arap toplumunun yarattığı bir din ise.

Örneklersek bizim toplumumuzda akraba evliliği kesinlikle yasaklanmış ve cezası oldukça ağırdır. (Toplumdan dışlanmak.) Biz aynı sülaleden olanlarımızı kardeş görürüz ve kardeşçe yaşarız. Hatta aynı köyden evlenmek bile ayıplanmaktadır. Bu şartlarda akraba evliliğini destekleyen (neden desteklendiğini şöyle açıklayayım; en büyük ve örnek insan Hz. Muhammet olduğu inancından yola çıkarsak, kendi akrabası ile evlenmiştir) bir din bizim kültürümüzde nereye koyulmalıdır? Bu soruya samimi cevap verebiliyorsanız seçiminizi özgürce yapabilirsiniz.

Ayrıca lütfen din eksenli karşı görüşte düşünen arkadaşlara şunu hatırlatayım. Siz özgürce inandığınızı yazıp aktarabiliyorsanız, başkalarının fikirlerine de saygılı olmalısınız.

Sizin için dileğim bu kavramları bağdaştırıp yaşayabiliyorsanız mutlu olmanızdır..

Saygılar.
Hakan Ceylan
11.08.2005

Sevgili Hatice,

Bizim kültürün temelinde sağlam değerler var. O nedenle dünyanın dört bir yanına dağılmamıza rağmen bu toplum hala varlığını koruyor. Senin doğumundan ölümüne kadar ihtiyaç duyduğun her şeyi kendi öz kültüründe bulabilirsin. Başka toplumlarda bunu aramana gerek yok. (Kişisel görüşüm.)

Şimdi; senin şu sorulara vereceğin cevaplar, huzurlu olmanı sağlayacaktır. (Vereceğin cevapları İslam ve Adige kültürü açısından değerlendir.)

1) Kaşenlik senin mantığına ters geliyor mu?
2) Evine gelen misafirlerle tokalaşıyor musun? Sence doğru mu?
3) Bir akraban ile evlenir misin?
4) Düğünlerde wuig yapmak doğru mu?
5) Birbirine nikah düşen gençlerin aynı ortamda eğlenmesine nasıl bakıyorsun?

Bu ve buna benzer sorulara vereceğin cevaplar senin yaşamına yön verecektir. (Önemli olan senin düşüncen.)

Sevgiyle kal...
Adige
11.08.2005

Adetler neden vardır? Toplum hayatını düzenlemek için.

Din neden vardır? Toplum hayatını düzenlemek için.

Onun için iki anayasa ile bir topluluk yönetilmez. Birleştirmeye çalışmayın olmaz.

Ya o ya bu.
Memduh T.
11.08.2005

Saygılar Efendim,

"Hakkında biraz bilginiz olan şeyleri tartıştınız. Peki hakkında hiç bir bilginiz olmayan şeyde niye tartışıyorsunuz." Ali Imran suresi 66.ayet

İslamiyet'le Adigeliğin çeliştiğini söyleyenlerin aklına şaşarım.

Akraba evliliklerini dillerine dolayanlar, akraba evliliği İslam'ın bir şartı değildir. Kuzen olanların birbirleriyle evlenmesine müsaade edilmiştir. Bu uyulması zorunlu bir kural değil ki.

Neyin çığırtkanlığını yapıyorsunuz. Namaz kılmayanlar dahi Müslüman olmaktan çıkmıyor iken ben çelişki değil, iyi niyet ve affedicilik görüyorum.

Hatice Yılmaz kardeşime Mevlana'nın şu dizeleri belki yardımcı olur.

Her ne istiyorsan kendinde ara!
Senin canının içinde bir can var, onu ara!
O'nu senden dışarıda değil,
Kendi nefesinde ara!

Kur'an'ın sonsuz rahmet ve bereketinin hepimizi kucaklamasını diliyor, sevgi ve iman sahiplerinin tümüne selam olsun diyorum.
Natho
12.08.2005

Sayın Memduh,

"...hakkında bilgi sahibi olduğunuz şeyleri tartışınız" derken ''İslam'ı sadece ben bilirim'' demek istiyorsunuz herhalde... Üstelik bunu derken İslam'da düğünlerin, keşenliğin, zeheslerin,vb. serbest olduğunu mu söylüyorsunuz? Bakın İslam nasıl yatmamız gerektiğinden, nasıl yememiz ve neyi yiyeceğimize kadar aklımızın almadığı pek çok şeye karışır.

Böyle giderse amcalarımızın kızlarıyla bile haram olduğu için konuşamayacağız. Şuna inanın ki, Rusların bile yok edemediği bu kahraman halkı; kültürümüzdeki pek çok öğeyi haram, mekruh vb kılan İslam dini yok edecektir. Bunu görememek beni hem çok üzüyor, hem de çok kızdırıyor...

Saygılarımla.
Memduh T.
12.08.2005

Merhabalar,

İslam’ın sadece Araplara indiğini söyleyen zihniyet, eksik biliyor demektir.

Kuran'ı yalnız ben bilirim demiyorum. Herkesin evinde vardır, açıp okuyun güzel kardeşim. Yeri gelmişken beş yaşımdan beri beni dizinin dibinde oturtup, Kuran'dan nasiplendiren, ezberleten hocam ve babam Hafız Mevlüt T.'yi şükranla anıyorum.

Beyefendi ben sizi anladım. Ancak içinde bulunduğunuz durumun adına etnisite denir ve ulaşılması, övülmesi gereken değil, aşılması gereken bir olgudur. Kırın artık kabuklarınızı.

Biliyoruz ki, xhabzelerimizde evlenen kadının artık düğünlerde pasif bir seyirci konumunda olması gerektiği ya da eşinin izni olmadan akrabası dışındaki erkeklerle görüşmemesi gerektiği, evlenen kadının kayınpederiyle ayni evde yaşalar dahi belli bir süre konuşmaması gibi kurallar vardır. Siz onları ne kadar uygulanır buluyorsanız, diğerleri de pekala belli ölçülerde uygulanabilir.

Değinmek istediğim bir diğer konu da, günah ve ayıp kavramlarıdır. Günah Allah'a karşı sorumluluktur, ayıp ise topluma karşı. Basit bir örnek olacak ama başkalarının yanında esnerken elimizle ağzımızı kapatırız. Çünkü öyle ağzını açarak esnemek ayıptır. Fakat tek başımıza isek buna gerek görmeyebiliriz. Dolayısıyla "ayıp" her durum ve şartta geçerli olmayan bir kavramdır. Günah ise tek başımızayken bile uymamız gerekenleri ifade eder.

Benim dileğim ayıplanmaktan çekinerek veya günah islemekten korkarak güzel eylemlerde bulunmaktan ziyade kendi gönlümüzden geldiği için iyi insan olalım.

Saygılarımla
Tülay Temiz
12.08.2005

Merhaba,

Önce bu çok önemli bir konu ve sizin bu yaşta bu farkı görmenizden dolayı tebrik ediyorum. Akıllı bir Çerkes kızı olduğunu ve bazı olayların farkında olduğunu düşünüyorum.

Doğru söylüyorsun. İslamiyet ve Çerkeslik birbirleri ile pek bağdaşmıyor. Bende bu yüzden bir tercih yaptım. Ve tabi ki hak yolu Allah'ı tercih ettim. Çerkesliğimi unutmadım. Fakat seninde de dediğin gibi birbirleri ile hiç de örtüşmüyorlar. Bence güzel olan Çerkes örf ve adetleri değil Allah yolu. Tek ve en güzel yoldur. Sana yolunu seçmende bir ışık da ben tutayım dedim. Fikirlerime katılıyorsan senden cevap beklerim. Olumlu yada olumsuz hiç fark etmez. Seninle görüşmek ve tanışmak isterim. Bu arada ben Kayseriliyim. Kendine iyi bak. Allah'a emanet ol. Allah'ı hiç bir şeye ortak koşma. Ve ondan vazgeçme. Seni Çerkeslikten atsalar bile..

Saygılarımla.
ShuZago
12.08.2005

Selamlar,

İslamiyet mi? Hıristiyanlık mı? Çerkeslik mi? (E) Hiçbiri mi ?

İnsanız her şeye bir pencereden bakmak fıtratımıza aykırı, fikirsel agorafobilerimizden sıyrılıp yaradılışımızın özüne bakarsak zaten kavimler halinde ayrı ayrı yaratıldığımız gerçeği bize tebliğ edilmiş; ‘’aslını inkar eden bizden değildir’’ denmiş.

Çerkes veya herhangi bir millet olmak sizin elinizde değil ama din konusunda tercih yapma hakkı verilmiş irade verilmiş, akıl verilmiş. Kendi aklınız ve fikirleriniz çerçevesinde İslamiyet’i Hıristiyanlığı, Paganizm'i Zerdüşizm'i Budizm'i v.s seçebilirsiniz ve bunların hepsiyle Çerkesliği bağdaştırmanız mümkün. Ama bağdaştırmaktan kasıt kırılmış bir cismin iki parçası gibi birbirine oturan ve kavuşan bir şey ise bu mümkün değil.

İslamiyet’in ilk zamanlarını hatırlarsak yeryüzünde İslamiyet ile bağdaşmayacak en uzak kültürlerden biri Arap kültürü idi ama yer yer tolere edilerek bugünkü İslamiyet’e kadar uzanan hakim bir Arap kültürü oluştu.

Örneğin Hz.Muhammed (S.A.V) sahabeleri ile gezinirken bir düğün olduğunu görüyor ve düğündeki sessizliğe anlam veremiyor. Düğün evine doğru yöneliyor ve düğün sahibini bulup soruyor: ‘’Bu düğünde neden tef çalınmıyor?’’. Düğün sahibi heyecanla artık kendisinin İslam’ı seçtiğini İslam’da müziğin haram olduğunu söylüyor. Hz.Muhammed (S.A.V) bunun sınırlarının olduğunu tef çalınarak eğlenilmesinde bir sorun olmadığını dile getirip düğün sahibinden güzel bir düğün yapmasını rica edip ayrılıyor.

İşte bu örnekte; İslamiyet’in veya bir başka dinin insanların sosyal hayatını da dikkate aldığını gösteren örneklerden biridir. İnsanın 24 saatini bedensel ve ruhsal sınava tabii tutan mistisizm içeren bazı dinlerde farklılık gösterebilir (Budizm, Zerdüştlük gibi) ama semavi dinlerin hepsi insanın sosyal hayatını dikkate alarak tebliğ edilir. İnsanın kendisiyle, çevresiyle, akrabaları ve dostlarıyla, ticaretle ilimle uğraşmaları bildirilir.

Din hatları fazilet olan geniş bir şablon sunar ve bunun içini doldurmayı kısmen ferde bırakır. İnsana akıl verilmiş ve erdemi bu yolla bulması istenmiştir. Verilen buyruklar birer anayoldur bu yolların arasındaki tali yolları belirlemek insanoğluna bırakılmış, belirlerken ona verilen aklı ve iradeyi kullanması istenmiştir. Özünde erdemi ve insanlığı öneren her tür dinde Çerkeslikten bir parça bulursunuz zaten

Bence ‘’sakız çiğnerken merdiven çıkmak’’ ne kadar zorsa Çerkezlikle İslamiyet’i ya da Hıristiyanlığı bağdaştırmakta ancak o kadar zordur. Herkes uhrevi (*) tercihini yapabilir kimi de uhreviyata inanmaz ama bizi birbirimize bağlayan bir sebep var ki, uhrevi tercihlerimizi arada engel yapmamız en başta yaradılışımızdaki kavim olgusuna terstir.

Hayata sınav amaçlı geliyorsak da yaşamamız gerektiği gibi yaşamakta gerekir Çerkesliği İslamiyet veya Hıristiyanlıkla bağdaştıramamak ve mutlaka vazgeçmek istemek, bakkalda manavda alışveriş yaparken parasını verip alacağınız 1 kilo domatesi seçerken gördüğünüz ilk domatesi beğenip heyecanla sadece onu alarak koşa koşa eve gitmek gibi bir şeydir.

Din adına seçim yapmayı önermek inanın en az Çerkesliğe verdiği kadar zararı dine de verir. Kimse kimseyi seçim yapmamaya zorlamamalı (bu konuda).

Bunun en bariz örneği Shapsugh bölgesinde M.Emin’in ve Zanıgo Sefer Bey’in kışkırtmalarıyla Pagan Shapsughlar ve Müslüman Shapsugh-Abzeghler arasında dökülen kardeş kanıyla yaşanmıştır Üstelik pagan Shapsughlar Müslüman olmasalar da özgürlük mücadelesine katılacaklarını bildirmişlerdi. Ama maalesef Sayın Jan Paçal’ın tabiri ile, kralların krallığından kral seçemeyen krallar ithal kralların kışkırtmalarıyla krallıklarında kardeş kanı döktüler.

Üstelik özgürlük mücadelesinin en şiddetli döneminde.

1800’lü yıllarda forum sayfaları yoktu. Bir Shapsugh kalkıp, ‘’Paganlık mı? Adigelik mi?’’ diye bir şey yazmamıştı. Çünkü onlar yaşamaya çalışıyordu ‘’bizim gibi’’ oturdukları yerden klavye tıkırdatmıyorlardı. Sadece yaşamak yaşamayacaklarsa onurlarıyla ölmeye çalışıyorlardı. Düşmanları birdi derken o durumda bile bu tehlikeyi göz ardı edebildiler.

Ve sonuç; düşmana çekilmiş kılıçları birbirlerine yöneldi. Onlar bile buna engel olamamışsa, biz ne oluruz? Allah bilir.

Hayır kimse birbirine kılıç çekmez onlar gibi hayatımızı noktalamak kim, biz kim?

Biz onlar gibi olamayız çil yavrusu gibi dağılıyoruz. Çil yavrusu gibi dağılırız yine ve biraz daha hızlı dağılırız. Sadece ve birbirimize hiçbir şey dayatamayacak kadar uzaklaşırız;

Hiçbir şey paylaşamayacak kadar,
Hiçbir şey konuşamayacak kadar,
Milli zombiler diyarına iltica ederiz,
Kimimiz irtica ederiz
Uzaklardan birbirimize rica ederiz
Şu Çerkesliği uzatır mısın? Benimki bitmiş.

Ah gülüm be! Olsa, inan dükkan senin.

Selametle
Wuzınsheuw

(*) Uhrevi: Öbür dünya ile ilgili, ahiret ile ilgili, dünyevi karşıtı (CC)
Lezgi Ömer
12.08.2005

Sayın ShuZao

Değerli kardeşim. Yazının başından sonuna okudum ve seni tebrik ediyorum.

Benim merak ettiğim üç konu var.

1) Bu din eğer Araplara inmediyse niye tolere edile edile hakim Arap kültürü oldu? Din nasıl tolere ediliyor? Tolere ediliyorsa biz Çerkesler tolere niye edemiyoruz? Kendi dilimizde selam vermek yerine Arap dilinde selam veririz?

2) Hz Muhammed düğün sahibine ''tef çalın'' diyor, ardından da ekliyor ''sınırları var''. Bu sınırlar nedir? Hz Muhammed bizim zegeslere gelmiş olsaydı deju ve kızlı erkekli eğlencemizin sınırı için ne diyecekti? ''Tamam mızıka çalabilirsiniz. Mızıkayla eğlenmenin sorun çıkarmaz ama kızlı erkekli olmaz’’ mı derdi? Bu konuda net bilgi verirseniz memnun olurum.

3) Yazınızın genelinde şöyle bir neticeye varılıyor. Yanılıyorsam düzeltin. Semavi dinler insanlara hatları fazilet olan geniş bir şablon sunuyor, bunun içini de kısmen insan dolduruyor. Dolayısıyla dinler yokken atalarımız faziletsiz olarak mı yaşadılar?

Saygılarımla.
Akabba Tarık
12.08.2005 18:28:52

Merhabalar,

İnsanlar için bazı kavramlar kabullenilmesi güçtür ve zaman alabilmektedir.

Kafkas kültürünü yaşamak isteyen bir kişi din yaptırımları ile karşılaşmakta ve bocalamaktadır.

Kolaycılığa kaçarak İslam dini akıl dinidir der ve konu kapatılabilir.Bu da her zamanki gibi hiçbir soruya cevap vermez.

1) İlk olarak İslam dininin Arap dini olmasının nedenini basit bir örnekle açıklayalım. İslam dini Arap adet ve gelenekleri ile şekillenmiştir. Örneğin domuz eti kolay bakteri üretmekte, kesildikten sonra hemen tüketilmelidir. Arap çöllerinde bu et türü sıcak vs. nedenlerle bekletilip tüketildiğinde zehirlenmelere ve hastalıklara neden olmaktadır ve Kuran’da yasaklanmıştır. Bugün dünyanın 5/4 bu eti gayet sağlıklı şekilde (steril ortamlarda kesilip hemen şoklanarak) tüketmekte ve zararını görmemekteler.

2) Bence en önemlisi ve bizim kültümüzle uyuşmaması nedenini tekrar açıklayalım. (Yetkili arkadaşlar bu yazıyı lütfen törpülemeyin açıklayıcı olmuyor). İnsanlık tarihinin en yüce ve en ulu insanı Hz. Muhammet’tir, İslam inancına göre. Peygamberin yaptıkları doğrudur ve izlenmesi gerekmektedir (Sünnet inancı). Bu durumda kendi kuzenleri ile evlenmek hatta 9 yaşındaki kız çocukları ile evlenmek caizdir hatta tavsiye edilmektedir (Peygamber yapmış sünnet). Biz kendi akrabalarımız ve kuzenlerimizi kardeş olarak addederken bu xhabzemizle ne kadar uyuşmaktadır? Soru bu ve lütfen buna cevap verebilirseniz sevinirim.

3) Diğer arkadaşların belirttiği gibi, bizim toplum yaşantısını belirleyen xhabzelerdir. Toplum yaşayış kurallarıdır. Kuran hükümleri de insan yaşamını düzenlemekte ve yol göstermektedir. Bu iki kavram arasında var olan farklılıklarda hangi yolu seçilmelidir? Xhabzeyi seçmek günah olmakta mıdır? Bilerek işlenen günah affedilebilir mi? İslam kurallarını seçtiğimiz zaman bu inanca dahil olmayan insanları toplum içinde nereye koymalıyız?

4) Kadının toplumdaki yeri göz önüne alındığında nasıl bir yaklaşım sergilenmeli? Kadınlara ikinci sınıf varlıklar olarak yaklaşım nasıl değerlendirilmeli (Gereğinde dövmek ve birden den fazla kadınla evlenilmesi)? Xhabzedeki yeri nedir?

5) Dinler dogmadır ve sorgulamayı yasaklar. ‘’Allah var mı’’ sorusunu sormak dinden çıkarabilir ve insanlık gelişiminin önündeki en önemli kavramı soru sormayı yasaklar. Toplumsal kurallar, zaman içerisinde kendini yeniler ve zamanın şartlarına uyumlu hale gelebilir. Yani dinamiktir. Bu bağlamda xhabze zaman içerisinde kendini yeniler ve geliştirir.

Bu yazdıklarım zamanla benim vardığım sonuçlar ve tabi ki, herkes tarafından kabul görmesini beklememekteyim ve kesinlikle hiçbir inancı zedelemek gibi bir düşüncem yok. Her yazımdan sonra bunları belirtmemin nedeni de kendi ailem de dahil olmak üzere inançları sorgulamanın ters karşılanması, tepki toplamasıdır.

Saygılar.
ShuZago
12.08.2005

Sayın Lezgi Ömer,

Öncelikle selamlar.

Lise dönemlerinden herkes hatırlar. Klasik ‘’istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?’’ cümlesi vardır bende 3.sorunuza biraz içerlediğim için istediğim sorudan başlamak istedim.

3) Galiba bu konu ile ilgili anlatımım yetersiz kalmış (bunu kinaye olarak almayın gerçekten böyle düşünüyorum). Anlatmak istediğim, din insanlara fazilet verir anlamında değildi. Din insanlardan yaradılışlarındaki akıl ve mantığı kullanarak edindikleri fazileti uygulamalarını ve devamını ister. Karşılığında öbür dünyada mükafat veya ceza olduğunu bildirir. Dinsiz bir insan faziletsiz değildir. Uhrevi anlamda sorumluluk hisseden insanlar uygulama alanı olarak dini seçer. Bunu hissetmeyen, uhrevi kaygıları olmayan insanlarda faziletli olmayı örflerinden ananelerinden, çevrelerinden, mensubu olduğu milletin yüzyıllardır süregelen sosyal birikiminden belirleyici noktaları dikkate alarak yaşamaya çalışır. Onunda uygulama alanı sosyal çevresi, toplumu, mahallesi ve cemiyetidir. Kendisini sadece bu saydığım etkenlerden dolayı sorumlu hisseder. Bu kurallar ve değerler ona toplumsal hafıza ve kültür birikiminin ona yansımasıdır ve hepsi tarihi olaylardan edinilmiş sosyal tecrübeler bütününden çıkarılmış; akıl erdem, fazilet, insaniyet gibi kavramların belli başlı belirleyici bağlayıcı bakiyeleridir.

Örneğin ‘’xhabze’’; xhabzeye dinlerin etkisi olmuşsa da xhabzeyi din olarak tanımlayan insanlara katılmıyorum xhabze tamamen bir sosyal oluşumdur. Bunun içinde din tarih, savaşlar, sosyo-ekonomik durum, coğrafi konum feodalizm v.s gibi birçok etken sonrası oluşmuş bir toplumsal birikimdir. Şimdi böyle bir olguyu meydana getiren insanları; şu veya bu dinden ya da dinsiz olmalarından dolayı faziletli kabul etmemek mümkün mü?

Önceki yazılardan birinde xhabze kelimesinin açılımı yapılarak xexın (seçmek) kelimesinden ‘’Xa’’ bze (dil kelimesiyle birleşmesinden ''seçilmiş dil'' gibi bir sonuç çıkarıldı. ''Seçilmiş Dil =Din'' tespiti bence yanlış bir yaklaşımdır. Kaldı ki, buradaki ‘’Xe’’ sesi Xexın (seçmek fiiline işaret etmez ‘’seçilmiş’’ kelimesini karşılaması için ‘’xexa’’ olması gerekmektedir. ''Xe'' kelimesini ayırmak anlam bozukluğu oluşturur. Örneğin ‘’bıçak’’ kelimesinin ‘’bıç’’ hecesi yalnız başına anlamsız kalması gibi bir hal alır.

Xe bire bir yer ve bölgeye işaret eder. Xe (Bölge) ‘’Xa(bp e’’ (arazi,alan), Xame (yabancı, yere bölgeye yabancı) xade (ekilen alan, bostan) xedze-xedzen (bir alana bir şey atmak) xesen (bir alana, yere, bir şey saplamak).

ÖRNEĞİN : Şıble mague di ‘’xe’’r zezıxome. Yıldırım sesi yerimizi (yurdumuzu) sarsan. Dolayısıyla ‘’xhabze’’; ''yerin bölgenin dili (kuralı)'' anlamındadır. (Her zamanki gibi, bence)

Neyse konumuz bu değildi ama önceki yazımdan atalarımızın faziletli olmadığını ima ediyormuşum gibi bir sonuca varmak biraz ‘’zor olanı başarmak’’gibi geliyor bana.

Böyle bir şey söylemek ‘’kendi açımdan’’ intihar etmek gibi bir şeydir.

SORU-1'e gelecek olursak; din elbetteki Araplara inmedi ama indiği bölge Arap’tı. Hakim kültür Arap kültürüydü ve o bölgeye özel çeşitli alışkanlıklar tolere edildiği kadarda yasaklanmıştır. Kız çocuklarının diri diri gömülmesi sert bir şekilde yasaklanmıştır.

Örneğin akraba evliliği tavsiye edilmemiş ama nüfus ve nüfus kaygıları sebebiyle serbest bırakılmıştır.

(Yazı uzadıkça uzayacak.) Yani bunların çoğu o an için Kuran’da belirtilmemiş olmasına rağmen daha çok yeni bir devlet siyaseti gibi meydana gelmiş ve sosyal oluşumun sağlanması için gerekli yasaklar, serbestlikler dini yayan insanların devletleşmesi ile dini otoritenin kuralları olduğu için dini kurallar gibi benimsenmiştir.

Benim için tek bağlayıcı başvuru kaynağı Kuran’dır. Kuran’da ne müzik yasaklanmıştır ne türban emredilmiştir ve daha çok siyasal duran bazı kurallar zamanla yayıldıkça çıkış menşei istikametinde dini vecibelere dönüşmüştü (yine bence). İslamiyet kendisini son din olarak nitelemiş kıyamete kadarda hiçbir şekilde güncelleme yapılmayacağını tek korunacak şeyinde Kuran olduğunu belirtmiştir. Zamanla güncelleniyor olsa belki şu an bize dini zorunluluk olarak benimsetilen birçok şey zamanın şartlarına göre değişecek ya da komple kalkmış olacaktı.

Arap dilinde selam vermeye gelince ben kendi dilimde selamlaşıyorum, bu iyi bir şey. Kendi dilim dışında bana verilen selamı hangi dille cevapladığım çok önemli değil. Maksat selamla yanına varılacak başka insanlarda olsun.

SORU 2: Hz.Muhammed (S.A.V) bir zexese gitse diye başlayan bir cümle hiç düşünmedim, bu konuda beni hazırlıksız yakaladınız desem yeridir. :)) Bilmiyorum ne diyeyim. :)) Beni terlettiniz. Buna verebileceğim tek cevap yine 1. cevaptaki güncellenme örneği olabilir.

Aklıma gelen ilk şeyi söylemeyi; ‘’aman renk vermeyeyim’’ demeye yeğlediğim için 2.sorunuzu cevaplayacak ehliyeti kendimde görmüyorum. Cevaplasam bile cevabım en az sorunuz kadar ilginç olur. :)) Yani bu konuda benden istediğiniz ‘’NET’’ bilgiyi veremiyorum.

Bu soruyu cevaplayabilecek olanı da ‘’Herkese Birkaç Sorum Var’’ başlıklı konuda sorulan;

1-Çerkes Evliya var mı?
2-Çerkes Ermiş var mı?

Sorusuna cevap olarak yazacağım ‘’Evet var’’diye. :)) (Sayın KEÇ Süleyman Yavuz’un hoşgörüsüne sığınarak tabi)

Aslında siteye katılmaya başlıyalı din konulu hiçbir yazıda yazmamaya gayret gösteriyordum ama neyse sağlık olsun. Bu arada Sayın Lezgi Ömer fikirlerimi paylaşma ve fikirlerinizi belirtme nezaketinizden dolayı teşekkür ediyorum. (2.soru dışında. :))

Selametle
Wuzınsheuw
Meretko Yusuf
12.08.2005

İslamiyet mi? Adigelik mi?

Ben bu soruda bir mantık hatası olduğunu düşünüyorum. Zira soru böyle sorulunca insanın doğal olarak iki seçenekten birini tercih etmesi gerektiği gibi bir izlenim doğuyor. Dinini seçmek insanın iradesinde olan bir husustur. Halbuki milliyet tamamen irade dışı doğuştan gelen bir özelliktir. İnsan kendisine din olarak istediğini seçer veya dinsizliği tercih eder ancak bu durum onun milliyeti üzerinde hiçbir etkisi olamaz zira insan istese de milliyetinden istifa edemez.

Ayrıca konunun yanlış bir zeminde tartışıldığını da düşünüyorum. Zira iki farklı kategoride değerlendirilmesi gereken kavramalardır. Din ve milliyet. İslam dinini başka bir dinle mukayese edebilirsiniz veya Çerkes kültürünü başka bir kültür ile mukayese edebilir, değerlendirmede bulunabilirsiniz. Ancak bir din ile milliyetin kıyaslanması bana göre konunun yanlış zeminde tartışılmasıdır.
Bana göre konu şu şekilde tartışılabilir; İslam dinin Çerkes kültürüne etkisi veya Çerkes örf ve adet kuralları (xhabze) İslam dini ile ne kadar bağdaşır? Bu sorulara verilecek cevaplar da farklılık arz edecektir.

Bütün dinlerde olduğu gibi İslam’da da toplum hayatına ilişkin kurallar vardır. Tartışma konusunu da burada başlamaktadır. Din kuralları ile xhabze çatıştığında kişi hangisine uyacaktır. Bu soruya verilecek cevap da kişinin ne kadar dindar olduğu ile alakalıdır.

İslam dininin hiçbir şekilde Çerkeslik ile çatışmadığını söyleyen arkadaşlarımız olduğu gibi tam tersini söyleyen arkadaşlarımız da olmuştur. Ben iki yoruma da katılamıyorum. Ben dinini her Müslüman'ın bilmesi gerektiği kadar bilen birisi olarak; dinimizin bazı emirlerinin örf ve adetlerimizle ters düştüğünü biliyorum. Ancak bence bunlar büyütüldüğü kadar fazla değildir. Nitekim dinimizin Çerkeslik ile çatıştığını düşünen arkadaşların verdikleri örnekler hep aynıdır. (Kaşenlik, wuig v.b) Çerkeslerin toplumsal yaşam kuralları olan xhabze binlerce kuraldan ibarettir. Bunlardan birkaç tanesini öne çıkarıp İslamiyet Çerkeslere göre değildir demek insafsızlık olur kanaatindeyim. Kaldı ki, kendisine Müslüman'ım diyen hiç bir kimse örf adetime ters düştü o zaman dinimi değiştireyim bari demeyecektir. Bu durum yalnız Müslüman olan bir kimse için değil Hıristiyan veya başka bir dine mensup kişiler için de böyledir. Aksini iddia etmek kişinin inancını çok hafife almak, kişinin neye ve ne için inandığını bilmediğini düşünmek olur.

İnsanı Çerkesliği ve dini arasında seçim yapmaya zorlamak çok yanlıştır. Böyle bir gereklilik de yoktur. Pekala bir Çerkes Müslüman olabilir. Dinin gereklerini de yerine getirebilir, Çerkesliğin de. Çok dindarsa wuigde yapmayıversin. Kimse de ona; sen mükemmel Çerkes değilsin, Çerkeslikten çıktın diyemez.

Saygılarımla.


Nebahat Aksoy
12.08.2005

Sayın katılımcılar,

Xhabzeyle T.C. kanunları örtüşmüyor.

''Sizce kanunları uygulayıp iyi bir vatandaş mı olsam, yoksa kanuna karşı gelen bir Çerkes mi?'' sorusu ne kadar tarafsız ve akla yatkınsa, ''Çerkeslik mi, İslam mı?'' sorusu da o denli makul.

Saygılar.
Natho
13.08.2005

Sayın Memduh,

"İslamiyet'in yalnızca Araplara gönderildiğini söyleyen zihniyet eksik biliyor demektir" derken haklısınız. Ama siz İslamiyet'in bütün insanlığa kanatlı bir melek tarafından vahi yoluyla gönderildiğini söyleyeceksiniz ve benimde bunu söylememi isteyeceksiniz. Üstelik ben bunu sizin istediğiniz gibi söylediğim zaman İslamiyet'i biliyorum olacağım...

Bakın Memduh bey, varlığınızın temeli kanatlı bir melek tarafından gönderilmiş vahiler ise ben sizinle bilimsel konuşamam. Diyorsunuz ki, kabuğunuzu kırın. Bence kabuk içerisinde yaşayan sizsiniz. (Aslında sizi kırmak istemiyorum.) Bence siz başka bir ülkede doğmuş olsaydınız ve anne ve babalarınız başkaları olsaydı büyük bir ihtimalle iyi bir Musevi ya da Hıristiyan olurdunuz. Tabi ki tesadüfen Müslüman bir çevrede doğduğunuz için iyi bir Müslüman oldunuz! (Ayrıca ben ETNİSİTE kavramını kullanmanızın nedenini gereksiz ve anlamsız buldum.)

Ben sizin gibi düşünenlerin her gün çoğaldığını görüyorum. Üstelik bunun nedenini toplumda bilincin körleşmesi ve yokoluş olarak nitelendiriyorum. İslamiyet'i yaşamak istiyorsanız yaşayın ama Adigelere yaşatmaya kalkarsanız ve bunda başarılı olursanız sadece ÜMMET olursunuz.

Saygılarımla.
Hatice Ezer
13.08.2005

Merhaba,

İslam'da zorlama yoktur. Örneğin peygamberimiz akraba evliliği yaptı diye bizde mi yapacağız. Yok böyle bir şey. Senin, benim fikrimi aşan şeyler var.

Bence öyle şeyler söyleniyor ki, akıllara zarar. Kendi içinde kırk tane mezhebe ayrılmış, üç tane tanrısı olan, aynı çatı altında ibadet bile edemeyen, zengini ayrı yoksulu ayrı, zencisi ayrı kiliselerde. İbadette bile sınıf ve ırk farkı gözeten bir dinin köleleriyle aynı sofraya oturan bizim milletimizin uyuşabileceğini düşünenleri tebrik etmek gerek. Allah ile kul arasına papaz efendi giremez. Dileklerimi direkt ondan isterim. Büyükler büyüğü Tha'dan büyüğünden başkasına boyun eğmeyen bir Adige gibi...

Saygılarımla.
Hatice Ezer
13.08.2005

Merhaba,

Yazımda bir takım eksikler gördüm, bu tamamlama olacak. Sonuç olarak eğer İslam dinine mensup bir Adige isek yapabildiğimiz kadarını yapar, yapamadıklarımız içinde bağışlaması bol bol Tanrı'mızdan af dileriz. Bu kadar basit. Her milletin kendine özgü adet ve gelenekleri var. Herkes bu tartışmalarla oyalanıp durursa yaradılışı gereği bir Tanrı'ya, maneviyata ihtiyaç duyan insan hep bir boşlukta sallanır durur.

Saygılarımla.
Memduh T.
13.08.2005

Sayın Natho,

Siz Çerkes ırkından bahsetmek istiyorsanız etnisite söylemim; kabul ediyorum ki yersiz. Yok eğer "Çerkes ırkı" yerine "Çerkes milleti"nden bahsedelim diyorsanız bana hak vermeniz gerekir.

Milleti millet yapan kavramlar ırkla sınırlı değildir. Bunu merkeze alırsak, bunun adı o hoşlanmadığınız kavrama denk düşer. Yok eğer ırkın yanı sıra din birliği de sağlanmışsa millet olma yolunda daha fazla yol alınmış demektir.

Kanatlı melek tanımınıza gelince; yanlış. Bir ayetten hareketle "Eksik bildiklerinizi ya da bilmediklerinizi tartışmayın"la söylemek istediğim buydu. Allah'ın izniyle, Hz. Peygamber'imizin kalbine, inananlara yol göstermek için vahiy indiren, Cebrail'dir. Kuran'da Cebrail'in kanatlarından falan bahsedilmez. Sanıyorum seyrettiğiniz Hollywood filmlerinin etkisindesiniz ya da kilise duvarlarını süsleyen ikonların...

Saygı ve hürmetlerimle.
Memduh T.
13.08.2005

Sayın Natko

Bilimimin, Tanrı'nın varlığını veya yokluğunu ispatlamak gibi bir derdi olmadığını kavramaktan uzaksınız.

Sizin kabullenemediğiniz İslamiyet, Kafkasya halklarının toplumsal yapıları üzerinde çok olumlu tesirler bırakmıştır. Batı Kafkasya’da aristokrasinin zayıflamasına ve toplumsal tabakalar arasında eşitlik düşüncesinin gelişmesine vesile olmuştur. İslamiyet ile Adigeliğin yüzyıllardır bir arada yaşamayabildiği nicedir ortada.

Son olarak farklı bir ülkede ve farklı koşullarda yasaydım iyi bir Hıristiyan ya da iyi bir Yahudi olabileceğimden dem vuruyorsunuz. Sizin akıl yürütmenizi size uygularsak: Başka bir coğrafyada başka ana babalardan doğsaydınız ihtimal siz de Çerkeslikten, xhabzeden bihaber geleneklerine bağlı iyi bir Çinli olabilirdiniz.

Saygılarımla.
Natho
13.08.2005

Sayın Memduh,

Ben geleneklerine bağlı bir Çinli olabilirdim doğru!. Ancak burada yanlış bir şey yok ki. Değiştiremeyeceğim şeylere yani milliyetime ve geleneklerime bağlı olmak güzel bir şey. Bende sizden bunu istiyorum zaten ama siz milliyetinizi ümmete çevirecek, geleneklerinizin bir kısmını haram kılacak, bir kısmını mekruh kılacak vb. doktrinlere hizmet etmemizi bekliyorsunuz.

Siz öyle değil diyeceksiniz ama aynen öyle. Neden anlaşamıyoruz bilmiyorum ki? Kuran'ın sözleri inananlar için Allah'ın sözleri değil mi? Kuran yapmamız ve yapmamamız gerekenleri açıkça emretmiyor mu? Durum böyleyken (en azından sizin için); siz bana diyorsunuz ki İslam Adigeliğe ters değil. Yahu; benim şimdi bir Adige düğününde oynamam, boza içmem, kaşen bulmam, zeheslerde kızlarla konuşmam, İslam'da hoş karşılanır mı?

Bakın yaşadığım yerde beş yıl kadar önce bir Çerkes komşum amcasının kızıyla evlendi. Biz bir Adige olarak bu durumu ayıpladığımızda; komşumun tek savunması, "ben İslamiyet'in yasakladığı hiçbir şey yapmadım" demesi olmuştur. İşin ilginç yanı bu savunmaya orada pek çok kişinin destek vermesidir. Şimdi çevremde akraba evliliği yapan birkaç Çerkes aile daha var! Artık buralarda kadın, erkek ilişkilerinde oluşan şaibeyi ve güvensizliği kim yok edecek? Biz artık akrabalarımızla rahatlıkla görüşmemizi; onlarla el ele, kol kola olmamızı yabancı komşularımıza anlatamıyoruz.

Şimdi siz diyeceksiniz ki, ''İslamiyet ille de akraba evliliği yapın demedi ki canım.'' İyide canım kardeşim bir bu örnekle sınırlı değil ki sınırlı olsaydı, biz hadi derdik Adigelerde akraba evliliği yapsın ne olacak?

Bir başkası da zehesleri yasaklayalım çünkü zehesler İslam'a uygun değil derse onu da yasaklar ve böylece kendi kültürünü yasaklayan nadir ama belki de size göre ölümden sonraki dünyada cenneti garantilemiş bir topluluk olurduk.

Bugün her milliyet şöyle veya böyle bir dine inanıyor veya inanıyormuş gibi yapıyor. Ancak, şu bir gerçek ki yine her milliyet inanacağı dini kendi geleneklerine göre biçimlendiriyor. Peki bizim Adigeler ne yapıyor? Bizimkilerde sağolsun zaten yok olmakta olan kültürümüzü kanatlı veya kanatsız meleklerin getirdiği iddia edilen dine veya dinlere tercih ediyorlar.

Gelelim İslamiyet'in Kafkasya'da toplumsal yapıda meydana getirdiği değişikliklere: "İslamiyet aristokrasinin etkisini kırarak toplumsal yapıda eşitlik düşüncesini ortaya çıkarmıştır" öyle mi canım kardeşim!..

Kafkasya'da toplumsal yapının en bozuk karakteri kölelik sistemiydi canım kardeşim. Oysa İslamiyet'te kölelik kaldırılmış mıdır? İslam dini belki kölelerimize iyi davranmamızı söyler ama asla köleliği yasaklamaz niye? Öyle ya niye yasaklasın ki? Onlara iyi davranırız olur biter. Nasıl olsa Adigelerde yüzlerce yıl sonra kölelik sisteminin yol açtığı derin toplumsal yaraları yine İslamiyet düzeltti diyebilecek arkadaşlarımız olacak...

Saygılarımla.
Memduh T.
14.08.2005 

Natho Kardeşim,

Zehesler İslam'a uygundur derim çünkü: Zehesler bugün eski anlamından uzaklaşmış olmakla beraber, gençleri birbirini tanımasına yöneliktir ve Kur'an kadınla erkeğin evlenmeden önce birbirlerini tanımalarını öğütler.

Bu sorgulayıcı tavrınızı xhabzelerimize de uygularsanız, sizin düşünce yapınızla uyuşmadığını göreceksiniz. Çünkü: evlenmeden önce kızlarımıza verilen geniş özgürlükler, evlilikle birlikte büyük oranda ortadan kalkıyor. İtiraf edeyim ben xhabzeleri eşime uygulayacak olsam herhalde benden boşanırdı. Çünkü kadının hayati kendi kararlarından ziyade eşinin iznine bağlanmıştır. Oysa benim eşim herhangi bir akraba, komşu ya da arkadaşına giderken benden izin almaz. Çünkü ben kendimi nasıl biliyorsam sevgili eşimi de öyle bilir ve güvenirim. Kur'an bu konuyla ilgili yine akraba ve komşu ziyaretleri yapılmasını salık verir.

Aslında bu nüansların dışında büyük anlamda xhabzelerimiz ve İslam birbirleriyle örtüşür.

Çerkesler ve evlilik konulu tartışmada Çerkes olmayanlarla evlenenlerin adeta Çerkeslikten aforoz edildiğine şahit olduk. Şimdi de mevzu dini vecibelerini yerine getirenlerin Çerkeslikten uzaklaştığına kadar verdirildi. Yakın zamanda tek Çerkes siz kalacaksınız zannımca.

Siz tüm cevapları buldum ve huzurluyum diyorsanız, bildiğiniz gibi yaşamaya devam edin.

Ben bu tartışmaya kendi adıma burada son veriyorum.

Sağlıcakla kalın.

Saygılar.
Shamil
14.08.2005

Salam Aleyküm,

Burada bir kaç kişinin yazılarını okudum.. Tabi ki buraya yazanlar kendi bildiklerini doğru olarak kabullenmiş ve yazmışlar ellerine sağlık... Bir kardeşimiz Can Yücel diyor ki; diğeri başka başka... Yani herkes kendi doğrularını savunuyor ve örneklendirmeler yapıyor. Ben soruyorum Can Yücel öyle dediyse doğru o mudur? Fark ettim ki kimse Hz.Muhammed'den (S.A.V) örnek vermemiş hadis yazmamış işte gerçek doğrular onlardır. Diyelim ki Adigelik ve İslamiyet örtüşmüyor o zaman tercih ne olacak? Tabi ki Allah'ın ayetlerinde de belirttiği gibi bir tek milliyetçilik vardır oda İslam’dır. Bunun dışındaki bütün milliyetçilikleri İslam dini ret eder. Çelişkisi olan kardeşime tek tavsiyem araştırmasıdır. İşte o zaman inşallah doğru olanı görecektir. Bence Adigelik ve İslamiyet çelişmiyor, çelişmedi ve çelişmeyecek. Başka bir yere gitmeden Kafkasya’dan örnek verecek olursak; sizce oradaki Çeçenlerin katledilme sebepleri nedir? Tek suç Müslüman olmaları değil. Etrafımıza baktığımızda göreceğiz ki kim ne için ölüyor ve kim ne için öle bilir? Kimileri bu kutsal din için ölümü göze almışken, bizim burada o Allah'ın benim dinim dediği kutsal dini tartışıyoruz. İnşallah herkes doğru olanı bir gün görecektir. Allah'ın ayetinde de belirttiği gibi bir gün güneş Batı’dan doğacak ve onu gören herkes iman edecekler ama iş işten geçmiştir artık.

Şayet benim için Adigelik ve İslam çelişiyorsa elimin tersiyle itiyorum Adigeliği. Doğrunun ne olduğunu anlayabilmek için bence kimse güneşin Batı’dan doğmasını beklemesin.

Saygılarımla.
Musa Ademey
15.08.2005

Sevgili Shamil kardeşim,

Umarım senin için Adigelik İslam'la çelişiyordur. Çünkü senin bundan sonra Adigeliğe vereceğin her şey zarardan ibarettir.

Sevgiyle kal.
Abregkızı
15.08.2005

Sayın Shamil,

İslamiyet ne kadar gerçek ise mensubu olduğunuz halk da o kadar gerçek ve de her ikisinin de sanatkarı belli.

Saygı ve Sevgilerimle.
Furkan Yılmaz
19.08.2005

Merhabalar,

Bir çok yorum okudum ama sanırım en net olanı Memduh Bey'e ait olan. Kur'an'ı esas alırsanız ortada bir çelişme kalmaz. Nitekim Çerkesler İslamiyet'i çok sonradan öğrenmiş bir toplum ve İslam kültürü ile Çerkes kültürü arasında çelişkiler olması gayet normal.

Saygılarımla.
Kübra
23.08.2005

Sayın Natho;

Düşünceleriniz çok ilginç, bir o kadar da acı verici. Çerkesler, evet çok asil bir millettir; ancak görünen o ki, sahip oldukları güzel vasıflar bazılarımızda var olan kibirden hiç bir şey götürmemiş. İslam dini yalnız bozulmuş olan Arap toplumuna değil, tüm dünya insanlarına gelmiştir. Bunu bilmemek ya da farkında olmamak büyük eksikliktir. Adigeliğin İslam diniyle kaynaşmasından doğacak sonuçlardan korkuyor olmaksa ayrı bir garipliktir. Zira İslam'ın bir toplumu bırakın geriye götürmek, alıp nerelere çıkardığını görmek için Türk Milleti'ne bakmanız yeterli olacaktır. İslam'la buluşmasında önceki kahramanlıklarıyla, düşmanlarına korku salmış bu asil millet, İslamiyet'le birlikte Osmanlı Devleti'nde de görülen, eskiye nazaran çok daha büyük başarılara imza atmıştır.

Şimdi size soruyorum; bunu nasıl görmüyorsunuz? Ayrıca dikkatimi çeken başka bir konu da, İslamiyet'i bilimle bağdaştıramamanız. Şu anda bilim dünyasındaki bir çok gelişmenin mimarı Müslüman bilim adamlarıdır (bunu da bilmediğinizi söylemeyin). Dünyanın dört bir yanındaki Hıristiyan ya da başka dinlerin mensubu, hatta ateist olan bilim adamları buldukları bilgilerle her gün biraz daha Tanrı'ya yaklaştıklarını itiraf etmekten çekinmezken, Müslüman olarak doğmuş nice insanın O'nu kaybetmek için elinden geleni yapması, ne kadar yazık değil mi? Rus devlet adamlarından birinin Osmanlı'yla ilgili olarak yazdığı gizli bir mektup vardır bilir misiniz? O mektupta Türklerin bir an önce dinlerinden soğutulması gerektiği, başarının ancak bu yolla elde edilebileceği yazılmıştır. Demek istediğim o ki, bir millet dinine sahip çıkmakla hiç bir şey kaybetmez, aksine çok şey kazanır.

Şimdi siz "ama İslam bizim dinimiz değil, hiçbir zaman da olmadı" diyeceksiniz ve korkarım tekrar başa dönmek zorunda kalacağız. Din tabii ki insanın kendi vicdanına kalmış bir meseledir; ancak bazı gerçekleri görmemek de çok büyük bir kayıptır; zira sonradan çok büyük pişmanlıklar duyulabilir. Önemli olan kendimize şu soruyu sorup aldığımız cevaptan tatmin olup olmadığımıza bakmak: Ben düşüncelerimi oluştururken ne kadar okudum, ne kadar düşündüm? Gerçekten her şeyi biliyor muyum ya da bilmek için ne yaptım?

Konuya tekrar dönecek olursak, bence böyle bir soruya hiç gerek yoktur. Çerkeslik sadece kaşenlikten, düğünlerden ibaret değildir. Başka birçok güzelliği vardır; saygı kavramı, toplumda kadına verdiği yer gibi. İsteyen istediğini alıp İslam'la sentezleyebilir. Bence gayet de güzel olur. Çerkesler gibi üstün bir millete ancak en üstün din olan İslamiyet yakışır...

Dipnot: Yine de her şeye rağmen unutmamak gerekir ki, yolumuzun elbet düşeceği bazı yerlerde (!) hangi milletten olduğumuzu değil, yaşarken ne yaptığımızı sorarlar. :)

Her türlü sınavdan alnımızın akıyla çıkmamız dileklerimle...

ve tabii ki sevgiyle. :)
dM
23.08.2005

Merhabalar.

Çerkeslik mi, İslamiyet mi? Sorusu tıpkı elmayı mı seversiniz yoksa pıshaliweyi mi seversiniz, sorusu kadar mantıksız gelmekte bana. İki kavram da çok ayrılar. Bu yüzden insanların kendi içlerindeki seçimleri mantıklı olanıdır. Her ne kadar dini açıdan kökenimiz Hıristiyanlığa dayansa da.

Saygılarımla.
Kudret Yaşar
23.08.2005

Hatice hanım,

(CC’nin Notu: Sayın Kudret Yaşar’ın yazdıklarında bazı cümle bozuklukları var. Konu hassas olduğu için düzeltmeye çekindik. Çünkü anlamı değişebilir. O nedenle yazısını aynen yayınlıyoruz.)

Sizin cevap vermenizi beklemeyeceğim. Bunu size yazmıyorum. Zira sizin iyi niyetinizden de şüphe ediyorum açıkça (C.C. burayı makaslamayın). Çünkü siz maksadınız üzüm yemek değil bağcıyı dövmek misali, bu kararı vermenizde yardımcı olmamız değil bir birimiz nasıl yediğimiz görmek veya İslamiyet hakkında insanların hezeyanlarını söyledikleri bir platform oluşturmak (iyi niyetli olsanız en azından insan bir kere yazılanlar hakkında cevap verirsiniz) bu saatten sonra cevap vermeniz benim için önemli değil ama daha fazla bazıların Çerkes kültüründen dem vurum İslamiyet’i Arap kültürü adı altında taşlamasına ve benim gibi müslüman Çerkesleri rencide etmesine göz yumamayacağım.

Birde beni üzen bazıların Çerkes kültüründen dem vurum İslamiyet’i Arap kültürü adı altında taşlamasına ve benim gibi müslüman Çerkesleri rencide etmesine göz yumamayacağım.
Burada yazan (yazılanlardan anladığım kadarı ile) insanların hemen hemen hepsi azı müstesna İslamiyet’e kendisini uyarlamak yerine İslamiyet’i kendisine göre uyarlama çabası içerisinde.
Bir kere Çerkeslik İslamiyet’ten önce olduğunda dolayı İslamiyet’e uymayan gelenek ve görenekleri olması çok doğal aynı Araplarda, Türklerde, Kürtlerde ve diğer ırklarda olduğu gibi. Fakat İslamiyet’in amacı ve doğasından dolayı bu toplulukların kendisi ile çelişen şeyleri (buna ister kültür deyin ister başka bir şey ) kendisinde olan doğrularla değişmesini ister. Bu bütün dinlerde var hristiyanlık, Yahudilik vs.. dinlerin hepsinde bu gayet normal. İnsan bu değişimi yaptığında (yani mensup olduğu veya olmak istediği dinin doğrularını aldığında ve hayatına tatbik ettiğinde) kendim için söyleyeyim Çerkeslikten çıkmam. Sizde çıkmazsınız. Sadece kültürlerin oluşumunda olan normal süreç işler (müslüman Çerkes kültürü veya hristiyan Çerkes kültürü veya başka bir şey oluşur) ama insan bu değişimi yapmazsa o dine mensup olmaz olamaz. Çünkü onun doğrularını kendi doğruları kabul etmemekle bu da bu dini ihtiyacı olmadığı anlamına gelir ve bu dinin o hususta yanlış olduğu anlamına gelir (İslamiyet için haşa yani bu şey asla söz konusu olamaz). Bir dini kabulü için bu söz konusu değildir. Yanlış olan dinle insanın işi olamaz.

Burada insanın soracağı doğru soru ben müslüman (Çerkes kültürünün ile İslamiyet’le çelişen İslamiyet’in doğrularını kabul edip) Çerkes mi olacağım yoksa Çerkes kültürünün İslamiyet’ten önceki (İslamiyet’le çelişen kültüründe sabit kalıp) kültürde ısrar edip inanç olarak bu konularda (İslamiyet’le çelişen noktalarda) İslamiyet (haşa) yanlış deyip İslamiyet’ten ayrılıp başka İslamiyet’ten önceki Çerkes kültürüne mensup mu olacağım (çünkü İslamiyet’in Çerkes kültürü ile çeliştiği noktalar Kuran’ı Kerim’in ayetleri ile sabit olan şeyler olduğu için).

Bu soruya cevap verecek yegane kişi kişinin kendisi artıların ve eksiklerini iyi düşünüp ona göre kişi karar vermeli. Ben açıkçası bu siteye girmeden önce Çerkeslerle ve Çerkes olmamla iftihar ediyordum. Zira aklıma hep hristiyan Ruslar karşı müslüman Çerkeslerle Şeyh Şamil’in ve talebelerinin vermiş olduğu destansı direnişi aklıma geliyordu ama anladım ki bir zamanlar Çerkeslere kan kusturan hristiyan Ruslarla aynı ortak düşüncelerde olan Çerkesler de varmış dünyada. Çerkesliğimle iftihar ediyorum ama (ne kadar safmışım) dünyadaki Çerkeslerle aynı iftiharı artık paylaşmıyorum.

Bundan böyle elimden ve dilimden geldiği kadarı ile İslamiyet’e karşı hezeyanları yazılan yazı miktarı dozajında cevap vereceğim. Artık değneksiz dolaşamayacaklar burada tabiri caizse. İslamiyet’in müslüman Çerkes bir (bekçisi) var.
Şamil
24.08.2005

Selam,

Pek anlayamadım demek istediğinizi özür dilerim. Ama anladığım kadarıyla ben de su soruyu yöneltiyorum size, sizce İslam diğer Müslüman kültürlerde de tarz olarak ufak tefek farklılıklara sahip değil mi? Ben İngiltere’de yaşıyorum ve işim gereği bir çok farklı milletlerden Müslümanlar ile karşılaşma olanağı buluyorum ve bu farklılıkları görebiliyorum. Adigelik ile İslam arasında çok keskin farklılıklar yok. Belki kültürümüzdeki bazı noktalar radikal Müslümanlar için ya da bazı mezhepler için yanlış olabilir hepsi bu.

Hoşçakalın.
Kudret Yaşar
24.08.2005

Sayın Şamil kardeşim,

Müslüman olan diğer kültürlerin başka bir Müslüman kültürlerle farklılığı olabilir bu normal ama bu farklılık Kuran-ı Kerim’in kesin nasları ile çelişmemesi lazım. Çeliştiğinde bu farklı konu başlığına girer.

Birde radikal ve bazı mezheplerden kastettiğiniz şeyleri merak ediyorum. Bu sorunuza o şekilde cevap vermeye çalışacağım, çünkü İslam’ı tam manası ile yaşamaya çalışan insanları kendilerine uymadıkları için (genelde İslam’ı eksik yaşayan diğer Müslümanlar diyor bunu) kendilerinin eksikliğini ortaya çıkarmasın diye radikallik veya gericilikle suçlandığını çok gördüm ve duydum.

Bence biz Çerkeslerin İslamiyet’le çelişen bir çok örf ve ananesi var. İsterseniz size bunu çeliştiği ayet ve hadisleri dillendirebilirim.

Saygılar.
Bjjıha
24.08.2005

Saygı değer arkadaşlar,

Bu soruya şu ana kadar birçok cevap verildi. İslamiyet'i seçenler var, Adigeliği seçenler var. Düşünüyorum İslamiyet'i seçenler kendi öz benliklerinden ödün vermişler gibi görünüyor, şüphesiz de öyle. Adigeliği seçenler ise İslamiyet'ten ödün vermişler gibi ama burada tereddütlerim var. Her insan hayatını kendi yaşar yolunu kendi çizer.

Bir arkadaşımız der ki, ''İslamiyet'i seçmeyenler aşırı radikal uç gruplardan dem vuruyor deyip serzenişte bulunuyor''. Bunu diyenler bence haklı. Akrabalarım var dinini çok güzel bir şekilde yaşıyorlar ama Adige kültüründen de kesinlikle ödün vermiyorlar. İslamiyet yaşanacaksa dört dörtlük olmalı ama şu anda dünyamızda dinini dört dörtlük yaşayan ne kadar insan var Müslüman, Hıristiyan, Musevi, ne kadar din varsa.

Müslümanlık Adige kültüründen önce yoktu. Bizlerde Müslüman olmuşuz Hıristiyan olmuşuz vs. Bana göre bir din bir kültürü yok edemez.

Kısacası İslamiyet tek başına yaşanır.

Adigelik tek başına değil toplumla yaşanır.

Benim fikrim budur, herkesin fikrine de saygılıyım.

 
Ali Ihsan Mihci
24.08.2005

Sayın Kübra(!),

Demişsiniz ki, son uğradığımız yerde hangi hangi milletten olduğumuz sorulmayacak...Yanlış Efendim...

Bir kere orda; gobuz çalabiliyor musun? Goşara oynayabiliyor musun, Adigabze biliyor musun diye soracaklar.

Bilemedin direk aşağıya... Bu arada burnuma yanık kokuları geliyor. Ocakta yemeği mi unuttun ne yaptın? Sen yemeğe bakarken ben de yeğenlerimin gözlerinden bol bol öpüyorum.

Herkese bolca selamlar......

Çalışmalarınızda başarılar diliyorum, görüşmek üzere...


Kübra
24.08.2005

Sayın Ali İhsan Mihci;

Sanırım beni başka bi Kübra'yla karıştırdınız.

Gideceğimiz yerde hangi milletten olduğumuzu sorduklarını bilmiyordum, anlattıklarınıza göre siz tecrübe etmiş gibisiniz. Aydınlattığınız(!) için teşekkürler. Bir şeyler yazıp yazıp siliyorum. Artık hiç bir şey söylemenin gereği yok galiba. Herkes nasıl biliyorsa, nasıl hissediyorsa öyle davransın. Benim için bu konu burada kapanmıştır.

Saygı ve sevgilerimle... (Yemeği falan yaktığım yok ama galiba buraya bir şeyler yazayım derken gerçekten çok vakit kaybetmişim.)
Şamil
25.08.2005

Sayın Yaşar,

Ben sizden çokta farklı düşünmüyorum ve Müslüman'ım gurbette yaşayan Çeçen kökenli bir Türk vatandaşı olarak bunu da elimden geldiğince sürdürmeye çalışıyorum (önyargınız varsa bunu azda olsa değiştirmek için söylüyorum).

İslam’a burada kimsenin saygısızlığı olduğunu sanmıyorum fakat ben Müslüman'ım diyen bir çok insan ve devlet yöneticilerine karşı eleştirilerim bulunuyor. Günümüz Ortadoğu’sunda ki politik ve son zamanlarda artan sıcak gelişmelerde en kabahatli milletin Araplar olduğunu düşünüyorum ve bu Arap devletlerinin başındaki insanların İslam’ı kendi politik güçleri için kendi halklarına karşı kullandığını düşünüyorum. Mesela Suudi ailesinin (USA’deki yatırımları, araştırın) vs.

Eminim sizde biliyorsunuz ki Müslümanlığı kullanarak çıkar sağlamaya çalışan bir çok insan var.

Bizler ise böyle çıkarlardan haberdar olmayan sadece asimilasyona karşı çırpınan insanlarız.

Ha, şu aklınıza gelebilir ve su soruyu sorabilirsiniz: Bunun için ne yapıyorsun? Bu kendi kendime sorduğum soruyu şöyle cevaplıyorum. 'Kendi çabalarımızla Çeçen yetimlere yardım ediyor, onların eğitimleri için küçük çaplıda olsa arkadaş çevremizde organize oluyoruz'.

Peki ben soruyorum; siz Müslüman yetim Çeçen çocukları için ne yapıyorsunuz ve hiç Türkiye’deki mülteci kamplarını ziyaret ettiniz mi? Müslümanlık adına diyorum Çerkeslik değil sizin açınızdan.

Bizler bunu yaparken de Kafkasyalılığımızı unutmuyor sahip olduğumuz değerleri başka sahip olduğum değerlerle uyumlu bir şekilde yürütüyoruz.

Hal böyleyken genelde kendi halinde yaşayan bulundukları toplumlara zarardan çok katkıda bulunan Çerkeslerin kültürlerini bir Arap’ın, Pakistanlının , Boşnak’ın, Malezyalının yaşadığı gibi yaşaması benim için İslam’a karşı gelmek değil ama benim için ırkçı düşüncelere karşı Kafkasya kültürünü yaşatma mücadelesi (ırkçı Ruslar vs). Bu sadece sahip olduğumuz kültürün yok olmaması için yapılan bir çalışma.

Saygılar.
Kağan Akdoğan
25.08.2005

Merhabalar,

Gerçekten ilginç bir konu ve akla başka sorular da getiriyor. Forumda yazanlardan tamamen bağımsız olarak şöyle sorular da sorulabilir kanımca.

Örneğin bir X şahsı, Müslüman ve Türkiye gibi muhafazakarlığın üstüne şekilci bir Batıcılığın boca edilmesinden doğan karmaşık yapı ve ilişkilerin meydana geldiği bir ülkede yaşıyor. Bu durumda da günlük hayatta inancıyla çelişen pek çok durumla karşı karşıya gelebiliyor.

Merak ediyorum, acaba "İslamiyet'le gündelik hayat çelişiyor, acaba hangisini tercih etmeliyim" gibi bir soru geçer mi aklından? Yani kültüre gösterilen özen, inanca da gösteriliyor mudur? Sanırım iki ihtimal var, ya inandığın gibi yaşarsın ya da yaşadığına inanırsın. (Allah bunu anlar örneğinde olduğu gibi.)

Bence din ve kültür, bizi biz yapan en önemli öğeler ve aynı derecede vazgeçilmezler. (İnananlar için tabii ki.) Eğer aralarında bir çelişki varsa da uzun vadede ortadan kalkar gibime geliyor.

Türkleri ele alalım, bugün İslam'dan bağımsız bir Türk kültüründen bahsetmek çok da mümkün olmasa gerek. Bu o kadar öyle ki yurt dışında "Türk" ve "Müslüman" sıfatları sıklıkla birbirinin yerine kullanılabilmekte. Yani etnik kimlikle din belli bir zaman diliminden sonra birbirinden ayırt edilmez bir şekilde iç içe geçebiliyor ve ikisi de varlığını muhafaza edebiliyor.

Biraz fazla uzatmış olacağım belki ama değinmek istediğim bir kaç nokta daha var.

İslam'ı Arap kültürü olarak tanımlamak kadar haksız bir düşünce olamaz. Bizzat Kuran'a baktığımızda, mesajın muhatabının (ey Araplar gibi ifadeler hiç geçmez, ey inananlar, ey insanlar gibi ifadeler kullanılır genel olarak ya da akletmez misiniz, düşünmez misiniz gibi sorgulamalarla)tüm insanlık olduğu açıktır ve getirdiği kurallar tüm zaman ve mekanlar için geçerlidir.

Bunu böyle ifade ederken bir şeyi ifade etmek gerekli, hiç bir şey zaman ve mekandan bağımsız olarak düşünülemez. Dolayısıyla "Hz. Muhammed bizim zegeslere ne derdi" gibi bir soru, içerdiği anakronizmden ötürü geçersizdir)

Sonuç olarak inananlar, inandığı gibi yaşamakla mükelleftirler. Ama bu sanıldığı gibi kültürden taviz verme ya da onu yozlaştırma anlamına kesinlikle gelmez.

Kölelik konusuna gelince, İslamiyet'in köleliği yasaklamadığı doğru. Ama onun, evrimci mahiyetini düşünürsek böyle bir yaklaşımın daha isabetli olduğunu anlarız. (Sözgelimi içki yasağı 4 aşamada gerçekleşmiştir.)

Çünkü o devirde kölelik, yalnız bir toplumsal yapı değil, aynı zamanda bir üretim tarzıydı. Dolayısıyla bunu kökten kaldırmak o an için ciddi sorunlara yol açabilirdi. Ne var ki İslam, insanları kulluk düzeyinde eşitlemiş ve kölelerin azat edilmesini sıkça tavsiye etmiştir.

Çerkes toplumundaki köleci yapının İslam'la pekiştiğini söylemek de çok doğru olmaz kanımca. Geç dönem Osmanlı toplumsal yapısındaki örneklerse İslam'dan ziyade iktidar ilişkilerinin bir ürünü olsa gerek.

Fazlaca uzun oldu galiba, sabrınız için teşekkürler.
Kabardey Kızı
25.08.2005 13:28:09

Eski çağlardan beri, sadece tartışmayı ilerleten ama noktayla bitmeyen konuları tartışana kadar gelin, kültürümüzü daha iyi bir geleceğe taşımak için beyin fırtınası yapalım..

Din, siyaset bunlar göreceli olduğu için kimseyi ikna edemezsiniz ve konuyu güzel bir şekilde sonlandıramazsınız.. Gelin güzel "nokta"lar koyabileceğimiz konuları tartışalım..

Saygılarımla.
Zeki Yücel
25.08.2005

Sayın Natho,

İslamiyet milletlere değil tüm insanlığa gönderilmiştir. Bunu bile ayırt edemeden insanlara öğütler vermenizi doğru bulmuyorum.
Kudret Yaşar
25.08.2005

Sayın Şamil bey,

İsminiz çok severim hata eğer ilerde bir çocuğum olursa Şamil koymayı düşünüyorum.

İslam devleti yöneticilerine yaptığın eleştirilere katılıyorum İslamiyet’i rant için kullanan insanlar olabilir (ama bu eleştiriyi senden başka yapan yok. Ben görmedim senden başka bunu dillendiren) ama benim söylediklerim bu ranta destek vermiyor.

Aynı çıkarı Çerkesliği veya Çeçenliği kullanarak kullanan yok mu sizce? Şamil bey Çeçen mülteci kamplarından Çeçen yetimlerden bahsettiniz. Benim Çeçenler için yaptıklarımı burada anlatacak değilim ama ben olsam mesela bu ‘’Köy Projesi’’ne harcanan emeğe, maddiyata ve sinerjiye (gerçi benim değil ama daha çok ihtiyaçlı olanlar varken Çeçen yetimler gibi) onun yerine Çeçen yetimlere yardım veya mülteci kamplarına yardım edilse daha iyi olmaz mı (Ruslar bana kızacak yine)?

Bizler ne kadar çırpınsak ta bütün ırklar (evliliklerden dolayı) ve kültürleri de değişime uğrayacak. Bu bir süreç kardeşim (çünkü kültürleri oluşturanlar bizleriz bizlerde sürekli başak kültürlerle alış verişteyiz) ve Çerkes kültürü değişecek. Şimdi dersiniz bu asimilasyon diyeceğiniz ama bence değil. Çünkü bu dünyada yaşıyoruz ve bu dünyanın gerçeği bunun karşısında durabilmek. Bence gerek yok. Çünkü hangi kültürde yaşayacağımı benden başkası karar vermemeli. Eğer ben kaşenliği, zeğesi başka kültürlerle değiştireceksem bunu ben bilirim. Birileri bana bunu dayatamaz. Çünkü bunu değiştirdiğimde Çerkeslikten çıkmam. Çerkes olmamın sebebi Çerkes ana babadan doğmam bu sebepten dolayı Çerkes kültürü bana dayatılan Çerkes kültürü değil de benim yaşadığım kültürdür, Çerkes kültürü. Çünkü bana Çerkesliği veren kültür değil Çerkesliğimdir

Saygılar.
Muratt
25.08.2005

Saygılar,

Öncelikle isteğimi kırmayan yetkililere teşekkür ederim. Yazımın ne kadarının elinize geçtiğini bilmediğim için baştan derliyorum.

Yazıma şu soru ile başlamıştım: Sahip olduğunuz kimlikler sadece bunlar mı? Çerkes ve Müslüman.

Bir birey yaşadığı ortamla ilgili o kadar çok şekillendirici ile kuşatılmıştır ki, bazılarına önemsiz gibi görünen "nüanslar", bazıları için "hayatın anlamı"dır. Cebinizde taşıdığınız nüfus cüzdanından tuttuğunuz takıma, siyasi görüşünüzden yaşadığınız şehre, vs. kadar birçok neden, kendi bilincinizde işlendikten ve özümsendikten sonra değişik sonuçlara dönüşür.

Yasalarla belirlenmiş hareket alanlarına rağmen, zaman zaman birimler arasında bile "yetki" tartışmalarının yaşandığına tanık olmuşsunuzdur ya da duymuşsunuzdur. İşin işine bir de düşünce ve özellikle duygularla örülmüş karmaşık bir mekanizma girince, soru işaretlerinin belirmesi, ikilemlerin yaşanması çok "doğal" bence. Ayrıca xhabze ve şeriata (İslami kurallar bütünü olarak kullanıyorum bu kelimeyi. Tartışma başka yönlere kaymasın diye belirteyim) karşı insanların durduğu değişik mesafeler, kişilik oluşumunda "pozitif bir farklılık" yaratır. Tabi demokratik bir kültürde yaşayan, "hoşgörü" sahibi insanlar için bu saptamalar. Yoksa bu konu ile ilgili standartlar koyup, sonra oturup yemek tarifleri ile görüşleri geyiğe çeviren ka"K"ılımcılar çıkacaktır. (İfadenin yazımında yanlışlık yok redaktör arkadaşlar: Kakılımcı)

Bu iç içe geçmişlik içinde "kantarın topuzu" işlevini, insanın vicdanı yerine getirir. Siz xhabzeye uygun bir eylemden "günah" olduğu için rahatsızlık duyuyorsanız ya da bazı dini vecibeleri "haynape" olarak görüyorsanız; yapmazsınız. Sonuçlarına katlanmak şartıyla.

Tartışılan konuda kimsenin orta yol bulamayacağı, daha doğrusu herkesin orta yolunun farklı olduğu, konu ile ilgili bir başka hanımefendinin bilmem kaç ay önce açtığı "İslamiyet’in Vereceği Artılar" başlıklı sayfaya hala görüş aktarıldığından belli zaten. Bu yüzden uzatmanın anlamı yok.

Bu yılki Uzunyayla Kafkas Festivali'nde, stantları dolaşırken sadece Beşiktaş takımının şapkalarının satıldığı dikkatimi çekti. Fenerli bir arkadaşla bir satıcının yanına yaklaşıp şakalaşmaya başladık. Satıcı arkadaş, Beşiktaş'ın kurucularının Çerkes olduğu konusuna girip, onun için Beşiktaş'ı tutmamızı öğütlediğinde bu telkinin üstünde fazla durmamıştık ama konunun ciddiyetinin farkına şimdi varıyorum. Bu konudan da bir forum konusu olur herhalde:

Adigelik mi, Galatasaray mı?
Hatice Yılmaz
25.08.2005 20:46:49

Ben, okumuş olduğum 58 farklı fikirden cevabımı pekala aldım. Fakat benim tekrar yazmamamın sizi neden bu kadar ilgilendirdiğini anlamadım, konu bu değil ki.

Siz sadece tartışmak istiyorsunuz. İlk yazınızı ciddiye almadım ama bana hakaret etmeye hiç hakkınız yok! zaten her yorumcu kendi seviyesini gösterdi. Size tavsiyem; amacınız yol göstermekten ziyade tartışmaksa size uygun başka siteler var.

Bana cevap verme zahmetine katlanan diğer tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Kafamda bazı şeyler netleşti.

Özellikle sayın Memduh T., M. Emin ve Sayın Tülay Temiz'e teşekkürlerimi sunarım.

Not:
Sözlerim tamamen Sayın Kudret Yaşar beye. Diğer katılımcılara hiç bir eleştirim yok.
Musa Ademey
25.08.2005 21:17:36

Sayın Kudret Yaşar,

Eğer izin verirseniz size bir sorum olacak. Hepimiz Müslüman Çeçenistan'daki savaşa aynı hassasiyette üzülüyoruz. Peki bu savaş Hıristiyan Osetya'da olsaydı aynı Çeçenistan'daki gibi sizde üzüntü yaratır mıydı?

Ayrıca "Köy Projesi"nin amacını anlayarak mı eleştirdiniz?

Saygılarımla.
Kudret Yaşar
25.08.2005

Musa bey kiminle savaştığına göre değişir. (Gelip bizimle Türkiye ile veya Müslüman üçüncü bir toplulukla savaşırsa değişir.)

Ama ne şartla olursa olsun, çocuk ve masum (savaşla alakası olmayan) kadın ve yaşlılara üzülürüm ve her nerede savaş olursa olsun üzülüyorum.

Bu soruyu niye sorduğunu öğrenebilir miyim.

Hoşgeldiniz Hatice Hanım,

Sonunda teşrif ettiniz ben kimseye hakaret etmedim eğer öyle anladıysanız, hakaret anladığınız bütün sözleri üzerime alıyorum ancak

...boş verin zaten sizin amacınızda yol öğrenmek olmuş olsaydı bu cevapları en başta yazardınız ve bu forum daha derli toplu olurdu, birde forumun manasına lütfen lügate bakın tartışma hususunda nereye ve kimin gideceğine sonra karar verelim.

Kağan Bey,

Yazınıza katılıyorum ve yazınızla ilgili (saat geç olduğu için) uzun bir yazı daha sonra yazacağım inşallah.
Natho
26.08.2005

Sayın Kübra

Düşüncelerimin ilginç olduğunu söylemeniz çok ilginç ama acı verici olduğu doğru!

Ben bir ÇERKES olarak sadece AdigeTha'ya inanırım, kim neye inanırsa inansın. Bu yüzden kibirliyimdir.

AdigeTha ölümümüzden sonra sadece Adigeleri hesaba çekecek ve ilk şu soruyu soracaktır. Hayattayken davranışlarınızı biçimlendiren neydi?

Sizin gibi düşünenler muhtemelen; biz biraz Müslüman, biraz Türk, biraz laik, biraz bilimsel, biraz gelenekçi, biraz reformcu, biraz Adige özelliği gösteriyoruz diyeceklerdir.

"Vay geldi onların haline..."
Kübra
26.08.2005

Sevgili Natho;

Size hitaben yazdığım bir önceki yazımda biraz sert bir dil kullanmış olabilirim. Eğer bundan rahatsız olduysanız tüm samimiyetimle özür dilerim. Çünkü öncelikle bir insan olduğunuz için sizi seviyorum, tıpkı diğer insanları sevdiğim gibi.

Ne diyebileceğimi gerçekten bilemiyorum. Bazı anlar var ki; artık söyleyebilecek hiçbir şey kalmıyor maalesef, eğer varsa da ben bunları ifade edecek düzeyde değilim sanırım.

Şimdi yazdıklarım sadece size hitaben değil, benim genel olarak sizin gibi düşünen insanlar karşısında hissettiğim şeyler. Şu anda düşündüklerimi ifade etmek ne kadar zor. Bunların sizde nasıl bir etki bırakacağını hesap etmek ve büyük ihtimalle hiçbir şekilde dikkate alınmayacağını bilerek yine de bir şeyler anlatmaya çalışmak.

Müslümanlık bir millet değildir. Bu yüzden "biraz Müslüman, "biraz Adige" olmak gibi bir düşünce bana çok anlamsız geldi. Ben eğer istersem hem tam bir Müslüman, hem de tam bir Çerkes olabilirim. Zira birini seçmek için diğerinden vazgeçmek gerekmez. Din insanların hayatlarını çekilmez hale getirmek için değildir ki; aksine toplum hayatını bir düzene sokmak, yaşamımızı anlamlı kılmak için vardır. Yani gerçekten söyledikleriniz bana çok anlamsız geliyor. Eğer bir Çerkes için Müslüman olmak bir engelse, neden diğer milletler için de öyle olmasın ki? E o zaman İslam ya da din kavramı nerden çıktı, ne diye hayatımıza karışıyor değil mi? Sizin düşündüğünüz gibi düşünürsek eğer böyle bir sonuca varmamız da çok normal. Merak ettiğim şey şu; siz din kavramına mı karşısınız, yoksa İslam'a mı? Yani eğer burada insanoğluna nerdeyse sınırsız bir hayat vaat eden Hıristiyanlıktan bahsediyor olsaydık yine böyle bir tepki mi verirdiniz?

Son olarak haklısınız sevgili Natho; Müslümanlıktan bu kadar haberdar, bu kadar onun içindeyken, hala hayatımda o kadar eksik var ki; şu anda bile size bir şeylerden bahsederken ne haddime diyerek hicap duyuyorum. O yüzden son derece haklısınız; "Vay geldi benim halime..."

Sevgiyle...
Hatice Yılmaz
26.08.2005

Sayın Kudret Yaşar, hoşbulduk efendim.

Size öncelikle baştan beri rahatsız olduğunuz noktayı açıklamak istiyorum: Bu siteyi yeni gördüm ve uzun zamandır kafama takılmış olan bu konuya sadece böyle bir sitede cevap bulabileceğimi anladım. Tabi aynı zamanda benim gibi Çerkes arkadaşların bu konudaki fikirlerini öğrenmek istedim. Ancak sorumu siteye yazdığım dönem benim için çok karışık ve zor bir dönemdi. Planlarım haricinde gelişen bir nedenle uzun süre internete giremedim. Yinede her durumda sorumun cevabına bakabileceğimi biliyordum. Nitekim öyle de oldu.

Konu hakkındaki tüm görüşleri eninde sonunda okumuş oldum. Neden cevap yazamadığım hakkındaki düşünceleriniz değişmiştir umarım. Sayın Yaşar, eklemek istediğim bir cevap daha var: Ben İslamiyet ve Adigelikten birini seçmek zaten istemiyorum. Sorum belki de birçok kişi tarafından yanlış anlaşıldı. Bu iki kavramı birbirinden ayırmak da zaten saçmalık olur benim için. Sadece çelişen yönleri ve ne yapabileceğimi sordum büyüklerimden. Zaten benim büyüttüğüm kadar büyük bir çelişki de yokmuş. Elhamdülillah Müslüman'ım ve Çerkesliğimden de gurur duyuyorum.
Natho
26.08.2005

Sayın Kübra,

Düşüncelerinizden samimi ve iyi niyetli bir insan (Adige) olduğunuz hissine kapıldım.

"Din toplum hayatını düzene sokmak için vardır" diyorsunuz doğru... Bende diyorum ki hangi toplumu kimin istediği gibi bir düzene sokmak için!

Bugün hayatımızı düzene sokan din var ya! (Ortadoğu’da bunun her çeşidinden bolca bulunur). Gittiği her yerde sağ olsun mükemmel bir düzen oluşturuyor. Zaten Ortadoğu halkları bu dinler coğrafyasında dünyanın en mutlu halkları gibi yaşıyorlar!

Aslında güzel sorular soruyorsunuz ve diyorsunuz ki, "E o zaman İslam veya din kavramı nereden çıktı, ne diye hayatımıza karışıyor?"

Canım kardeşim bu soruyu ben sorsam daha iyi olurdu.

"Din kavramı" insanların bilinemeyene karşı korkularından ortaya çıkartılmış olup, toplumsal sürecin gelişimine göre yönetenler tarafından farklı amaçlar doğrultusunda kullanılmıştır ve hala kullanılmaktadır.

Benim tepkim İslam’a veya Hıristiyanlığa değil canım kardeşim .
Benim tepkim sadece Adige olarak yaşayabileceğimize inanmayanlara.
Benim tepkim arkalarına Hıristiyanlığı, İslam’ı vb. dinleri alarak ve onları yücelterek Adigeliğe hizmet ediyormuş gibi yapanlara.

Benim tepkim ADİĞETHA'dan korkmayanlara!

Sayın Şhafit,

Şıble sadece AdigeTha'nın bir uzantısıdır. Adigeleri korkutmak gibi bir amacı yoktur. O sadece Adigeleri uyarır ve yol gösterir.

Anlaşılan siz Tanrı kavramından sadece korkuyorsunuz.

Sayın Kudret Yaşar,

"ADİGETHA" sadece Adigelerin Tanrı'sıdır. O diğer Tanrılar gibi adından pek bahsettirmez. O kompleksleri olan bir Tanrı değildir. Onun bir din göndermek gibi bir derdi yoktur. (Zaten Adigece "din" sözcüğünün karşılığının olmaması da bundandır.) O sadece Adigeleri korur. Adigelerden Adige gibi yaşamalarını ister. Bu isteğini de Adigelere hissettirir. Zaten bunu sadece gerçek Adigeler hisseder.
Kudret Yaşar
27.08.2005

Milliyetçi bir Tanrı o da Adige mi? Ona Adige dışındakileri Cehennemi'nde yakacak mı? Bir din göndermedi ise sen nerden biliyorsun sana mı vahiy ediyor? Üç semavi din hariç (Müslümanlık, Yahudilik ve Hıristiyanlık dışında) hiçbir dini kabul edemem ve hoşgörü göremem). Bunları açıklarsan sevinirim. İlginç bir konu insanın boşlukta olunca nelere inandığının bir misali.

Sayın Natho,

Ortadoğu'daki barış ortamını olmamasını İslami alaylı bir dil kullanarak ifade etmenizden çok rahatsız oldum. Eğer bu dili değiştirmezseniz bende üslubumu size karşı değiştireceğim bunu bilin. Siz garip bir inanca sahip olduğunuz gibi, tarih de bilmiyorsunuz. Ortadoğu, Osmanlı yıkıldıktan sonra böyle barıştan yoksun ve orada üç dinin barış içinde yaşadığı dönem İslamiyet'e mensup Osmanlı dönemidir. Oradaki kargaşanın sebebi İslami adaletin tesis edilememesinden (kabul etmesiniz de bu böyle tarih bunu ispatlıyor).

Saygılar.
Kübra
27.08.2005

Sevgili Natho;

Öncelikle tartışma çerçevesi içinde bana yaklaşımınızdan ötürü teşekkür ederim. Anlamadığım bir şekilde bu forumdaki herkes Çerkes olduğu halde birbirlerine çok ağır hitaplarda bulunabiliyorlar. Amaç Çerkes kültürünü yaşatmakken bu tür bölünmeler bana çok saçma geliyor.
Din "bütün toplumları", "Allah'ın" istediği bir düzene sokmak için vardır.

Sadece Adige olarak yaşayamamak diye bir şey söz konusu tabii ki olamaz, isteyen elbette öyle de yaşar. Ama hayatında koskocaman bir parça da eksik kalır.

Dini sadece toplumsal bir kavram olarak ele alıyorsunuz, biraz da bireysel olarak değerlendirin. O zaman daha farklı sonuçlara varacağınızı tahmin ediyorum.

Din kavramı insanlar tarafından uyduruldu diyelim. AdiğeTha kimin ürünü o halde? Sonuçta onu da insan olan Çerkesler uydurmuştur ve muhtemelen sizin diğer dinler için söylediğiniz sebeplerden ötürü. Zaten din göndermek gibi bir derdi olmayan bir Tanrı bizleri ne kadar önemsiyor olabilir sizce? Mesela siz söyleyene kadar benim ondan haberim dahi yoktu. Eğer o bana yol gösterecek bir Tanrı'ysa öncelikle kendini bana buldurması gerekmez mi?Ben bir Tanrı'dan bunları beklerim. Siz peygamberi, kitabı daha doğrusu varlığını kanıtlayıcı hiçbir desteği olmayan bir Tanrı'ya mı inanıyorsunuz?

Sevgiyle...
Natho
28.08.2005

Sayın Kudret Yaşar,

Neden sana göre semavi saydığın dinlerin dışında olan dinlere hoşgörü gösteremezmişsin. Örneğin "Buda"ya inananlara saygı göstermeyecek misin? Ya Şintoizm'e, Şamanizm'e inananlara saygı göstermeyecek misin?

Zaten saygı gösteriyor musunuz?

Biz Adigeler birkaç yüzyıldan beri yeni yeni İslamiyet’i tanıdık. Ya öncesi biz ne idik? Ruslar Hıristiyandı bizim nasıl bir dinimiz vardı. Belki de atalarımız saygıyı hak etmiyordu.

Şimdi siz semavi olarak adlandırdığınız dinlere inanmayan herhangi bir Çerkes'e saygı göstermeyeceksiniz mi?

Bak canım kardeşim sen okuduğunu anlamıyorsun herhalde .

Ortadoğu’da var olan kargaşanın nedeni senin gibi bir semavi dine inanan Siyonistlerdir. Benim hiç bir zaman İslamiyet’i alaycı bir şekilde ele almam söz konusu olamaz. Benim yazım Kübra arkadaşımıza bir cevaptı sadece. Kübra arkadaşımız dinlerin düzen ve huzur sağladığını ifade edince, bende haklı olarak ve bütün dinleri kastederek bu düzen ve huzur Ortadoğu’da neden yok dedim...

Alay etme bunun neresinde? Ayrıca siz tarih bilmiyorsunuz demek, ne demek..!

Osmanlı’nın neresi İslami! Birde saygı göstermediğiniz insanlardan açıklama beklemeyin.

Sayın Kübra,

Bu forumdaki herkes Çerkes olmayabilir. Hatırlatmak isterim. Size katılıyorum amaç Çerkes kültürünü yaşatmak olmalı ama bana öyle geliyor ki katılımcılardan bazıları Çerkes kültürünü yaşatmak yerine, kültürümüzde kalan sayılı güzelliklerin bir kısmını daha din adına silmek istiyorlar. Üstelik bunu bilinçli ve bilinçsizce yapanlar açıkça belli oluyor.

Diyorsunuz ki: "Din bütün toplumları Allah’ın istediği bir düzene sokmak için vardır." Burada iki şey var:

Birincisi: Eğer Allah bir din indirmiş ise söylediklerinizin tamamına eksiksiz katılıyorum.

İkincisi: Siz buna inanıyorsanız ve Müslüman'sanız Adige kültürünü hiç yaşatmaya çalışmayın, çünkü olmaz.

Dini bireysel olarak ele aldığımızda bende sizin daha önce ifade ettiğiniz gibi boşlukta kalıyorum (ayrıca inanmadığım şeye zorla inanamam ki). Fakat daha sonraki yazınızda siz önceki söylediğinizin tersini ifade ederek boşluğu sadece din doldurur diyorsunuz. Anlaşılan iyi ve tam bir Müslüman olmanıza karşı hala boşluktasınız.

Gelelim AdigeTha'ya. O nereden çıktı değil mi? Açıkçası onu ben uydurdum. Peki niye mi uydurdum? Çünkü canım öyle istedi. İstesem ona bir kitap, hatta iki kitap beş tanede peygamber uydurabilirdim. Hele bir kaç bin yıl önce olsa herkesi de inandırırdım.

Bu sitede en çok sizi sevdim.

Sağlıcakla kalın.
Musa Ademey
28.08.2005

Sayın Kudret Yaşar,

Benim öğrenmek istediğim de buydu siz olayı sadece İslami esas çerçevesinde değerlendiriyorsunuz biz ise genel olarak değerlendiriyoruz.

Saygılar.
Kudret Yaşar
28.08.2005

Evet sayın Natho,

Saygı göstermeyeceğim , anladığım kadarı ile siz bir Ateistsiniz çünkü ancak bir Ateist din hususunda bu kadar pervasızca konuşabilir. Semavi dinlerin dışındakiler semavi dinler bence saygıyı hak etmiyor. Çünkü hepsi insanların kafasında uydurduğu dinlerdir. Sizin yapamaya çalıştığı gibi neden saygı duymamamı beklediğiniz anlayamadım (semavi dinlerin dışındakilere çok güzel uydurdukları için mi?

Atalarıma gelince; şahsen ben insanın ölçüsü yaşantısıdır derim. Yani bir insanın saygıyı hak etmesi lazım. Sırf benim akrabalığım olduğu için bir insana görü görüne saygı göstermem. Hele birde o insanları hiç görmedi isem yaşantılarında habersiz isem (kaldı ki öz ve öz benim canımdan kanımdan olan insanların yanlış düşünce, davranışlarını ve sözlerini duyduktan sonra dedemin dedesinin dedesine gelene kadar yani atalarıma gelene kadar hiç kimse hiçbir şeyi garanti edemez). Bu sizin içinde geçerli belki o çok övündüğün ataların bir hırsız ve ya katil veya çıkarcının teki. Aynı şeyler benim atalarım içinde geçerli olabilir. Şimdi ben nasıl atalarımın yaptı diye bana dayatılan şeyleri kabul etmemi beklersiniz.

Çerkes’in semavi dinler dışındaki dinlere inanları sırf Çerkes oldukları için mi elbetteki saygı duymam. O zaman her yanlışı yapan Çerkes’i sırf Çerkes olduğu için bağrımıza basalım (ama tahammül edebilirim sonunda ölüm var çünkü herkes hesabı ayrı olacak). Şahsen bende senin gibi din uydurmaya kalksam en sonunda sözü böyle bağlardım.
Hatice Yılmaz
28.08.2005

Kendimi bölücü gibi hissetmeye başladım nedir bu? Sadece yakınımda kimseden alamadığım fikirleri alabileceğimi düşünmüştüm fakat bu arada alabileceğim eleştirileri hesaba katmamışım şaşırdım.

Diğer konu başlıklarında birileri tarafından dahi ismim hiç de hoş olmayan şekilde zikredilmiş. Yine de şöyle garip bir durum var: ben bu sitedeki herkesi (beni eleştirenler dahil) çok sevdim. Hani kan çeker ya onun gibi bir şey. Olumsuz gördüğüm tek durum ise şu: olaylar ve konudan ziyade şahıslara takılıyoruz. Ben kendi adıma bu konuyu açarak kırdığım ya da kırılmasına neden olduğum biri var ise gerçekten çok özür dilerim.

Sayın Kudret Yaşar, belki size de haddim olmayan sözler sarf ettim, polemiğe girdiğim tek kişi siz olduğunuz için sizden özel olarak özür dilerim. Ağabeyinizi de, sizi de çok ciddi söylüyorum, çok sevdim.
Kudret Yaşar
28.08.2005

Musa bey,

Aradaki farkı anlatır mısınız ve hangisi olması lazım?
 
 
Kübra
29.08.2005

Sevgili Natho;

Sizi temin ederim Allah bir din göndermiştir. Umarım şimdi inanıyorsunuzdur. :)

Müslüman'ım elhamdülillah ama bunu Çerkes kültürünü yaşatmaya bir engel olarak görmüyorum. Ben de vaktim oldukça derneğe gidiyorum, düğünlere katılıyorum (eğer Çerkeslik denilen buysa). Daha çok vaktim ve fırsatım olsa dilimizi öğrenmeye de çalışırdım. Ben de bir gün Kafkasya'ya ulaşmak istiyorum. Bu saydıklarım bir Müslüman için mümkün değil mi sizce?

Bence din zaten sadece bireysel olarak ele alınmalı. Zaten toplumsallık ardından gelecektir. Mesela siz kendinizle baş başa kaldığınızda sizi gerçekten seven, O'nun gözünde gerçekten özel olduğunuz, sizin için peygamberler,kitaplar gönderen bir Tanrı'nın olduğu düşüncesinin size ne hissettirdiği önemli. Ben bunu düşündüğümde hiç kimsenin bana O'nun kadar değer vermiş olamayacağını hissediyorum ve bu da beni son derece mutlu ediyor. İşte bu yeterli benim için. Sizin de dediğiniz gibi Tanrı sadece "korku" değildir. Bunun böyle olduğunu söyleyenler de kara cahil dediğimiz türdendir. Tanrı, esasında yalnızca sevgidir...

Bir yanlış anlaşılma oldu sanırım ya da ben anlatmayı beceremedim desem daha doğru olur. Önceki yazılarımı karşılaştırdım ama çelişen bi yer bulamadım ama siz var diyorsanız vardır herhalde. Ancak şunu belirteyim; hayatımız bir puzzle diye düşünürsek din de onun parçalarından biridir ve parçalardan biri eksikse o puzzle beş para etmez.

Açıkçası ben kendimi iyi bir Müslüman olarak göremiyorum, olmaya çalışıyorum sadece. Bu yüzden de zaman zaman boşluklara düştüğüm, kötü zamanlarımda neden ben diye isyan ettiğim çok olmuştur. Ancak o zamanları da seviyorum, çünkü o boşluktan çıkıp normale dönüş cidden muhteşem oluyor, dilerim bir gün siz de yaşarsınız.

AdigeTha konusunda tebrik etmekten başka bir şey düşmüyor bana. :) Düşüncelerinizi güzel ifade ediyorsunuz. Bir kaç bin yıl önce insanları bu konuda kandırabilirdiniz evet, bu da doğru. Keşke insanlar inanmak ya da inanmamak için gerçekten yeteri kadar düşünse değil mi? Eminim siz de buna katılacaksınız.

Sevgiyle...
Kudret Yaşar
29.08.2005

Sayın Hatice hanım,

Sizin hakkınızda kötü ifadeler kullandıysam haddi aşan kelimeler ifade ettiysem daha öncede söyledim üzerime alıyorum ve özür diliyorum hakkınız helal
edin. :)))

Natho bey,

Sizin için aynı şeyleri diyemeyeceğim, ancak dindar insanları rencide etmeyi bırakırsanız bende size karşı üslubumu yumuşatırım. İnanmayabilirsiniz, saygıda duymayabilirsiniz ama rencide edemezsiniz yoksa rencide olursunuz. :(((


CircassianCanada’nın Notu:

Değerli kardeşimiz Kudret Yaşar,

Emin beye yazdıklarınızı ne yazık ki yayınlayamıyoruz. Bizi bu konuda anlayışla karşılamanızı rica ediyoruz. Sizin samimi ve dürüst bir insan olduğunuz konusunda hiçbir kuşkumuz yok. O nedenle yazdıklarınızı yayınlamanın daha iyi olacağını düşündük. Siz değer verdiğimiz bir hemşehrimizsiniz; bundan emin olmanızı rica ediyoruz.

Saygılarımızla.


Hakan Ceylan
31.08.2005

Mointegne’nin şu sözü çok hoşuma gitmişti. ’Nice insanlar, kendilerinden olmayan inanışlar için başkalarından aldıkları; ne olduğunu dahi bilmedikleri düşünceler için ses çıkarmadan diri diri yanmışlardır.’

Gerçekten de insanı diğer canlılardan ayıran en önemli unsur kendi kafası ile düşünmesidir. Dogmatik düşünceler bizi bir yere getiremez. Bize ait güzellikleri yaşamaya yaşatmaya çalışmalıyız. Biz bunu yapmak yerine başka toplumların kölesi oluyoruz. Bugün aynı kültürü paylaştığımız insanlarımız kendi kültürlerini merkeze almaları gerekirken; yozlaşan, günümüz yaşam koşullarına uygun olmayan başka düşünceleri yaşam merkezlerine koyuyorlar. Kültürümüzün önündeki en önemli engel bu.

Bir örnek; Çerkes kızları evleninceye kadar herkesle görüşme hakkına sahip. Evinde arkadaşlarını misafir etme hakkına sahip. Bu ve buna benzer hakları Çerkes kültürü kızlarımıza tanımıştır. Ama yozlaşan insanlarla dolu bir toplumda bunları yapamayan kendi kültürünü yaşayamayan kızlarımız var. İslam yozlaştırılmış olabilir. Ama sonuçta uygulamalar ortada. Adigelik mi İslam mı diye soran arkadaş sen cevabını bulduğuna inandığın bu soruyu kendini geliştirdiğine inandığın zaman tekrar sor? Belki o zaman doğru cevabı bulursun.

Sevgiler...
Kudret Yaşar
31.08.2005

Hakan bey,

Mointegne’nin yazdığını pek anlamadım. Kendilerinden olmayandan kastı ne biraz daha açar mısınız. Bu Çerkes kültürü için neden geçerli olmadığını anlatır mısınız? Zira bir düşüncenin kendisine ait olup olmadığının kıstası nedir? Kişinin kendi doğruları mı yoksa anne babasının kabul etmesi ve uygulaması veya dedelerinin uygulaması mıdır?

Çünkü insanlar anasının karnından bir düşünceye sahip doğma, (İslam fıtratı içinde doğar diye biz Müslümanlarda bir inanç var) yani kendisine ait bir düşüncesi yoktur. Hep birileri doğru yanlışı gösterir ve düşünceler oluşur. Durum böyle olunca yukarıda sizin nakil ettiğiniz söze herkes girmiyor mu?

Birde dogmatik düşünceyi her yerde duyuyorum. Açıkçası tam manasını pek anlamadım. Bunu da açıklarsan sevinirim. Çünkü bazı kelimeler manalarının dışında çok kullanılıyor. Buna siz şahit olmuşunuzdur.
Hatice Yılmaz
01.09.2005

Sayın Hakan Ceylan,

Biz insanlar sosyal varlıklarız. Bazen kimsenin bizden beklemeyeceği yanlışları yapan, bazen de herkesi şaşırtacak kadar olgun olabilen varlıklarız ama en önemlisi düşünen ve danışan varlıklarız.

Bazen bazı şeyleri danışmamız düşünmediğimiz anlamına gelmez. Aksine düşündüğümüzün kanıtıdır. Doğru bir tane de olsa, her yeni fikir bizi doğruya yaklaştıran köprüdür.

Benim fikrimin aksini tartışmak beni yanlışa götürmez. Bende bunu yaptım. Bir çok fikir gördüm ve yine ben düşünerek doğrumu buldum. Kimse bir şeyleri zorla kafama sokmadı.

Sizin aksinize ben yaşadığım hiçbir değerin yozlaşmış olduğuna inanmıyorum. Fakat şu konuda haklısınız. Kendimi geliştirmem lazım, 10,20,50 yıl sonrada geliştirmem lazım. Hiçbir zaman her şeyi biliyor olmayacağım ama en azından bilmediğimi biliyorum ve bu yönde çalışıyorum.

Peki siz, bu oyunda hangi karedesiniz?
Bülent Atcı
02.09.2005

Sayın Katılımcılar,

Hangi İslam? 4 halifeden sonra günümüze kadar siyasallaşmış İslam bence Arap kültürünü İslam'ın içine katarak bir Arap kültürü dünyaya yayılmış İslam'a giren toplumlar hızla Araplaştırılmıştır.

İslam'ın yegane kaynağı Kuran'dır. ''İslamiyet mi Adigelik mi?'' Bence bu soru yanlış. Neden derseniz benim atalarım İslamiyet'i tanımadan evvelde xhabzeleri ile mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürmüşler.

Günümüzde xhabze ile İslamiyet çelişiyor söylemine katılmıyorum. Xhabzeyi iyi bir şekilde yaşatabilsek aslında İslam'ın tarif ettiği insan tipidir hiç kimse merak etmesin xhabzeye bağlı İslamlaşmamış atalarımız nasıl atları ile dört nala sırat köprüsünü geçip Cennet'e gittilerse aynı şey bizler içinde geçerlidir.

Yeter ki xhabzelerimize bağlı kalalım.

Hepinize saygılar.
Cantek Çetin
02.09.2005

Merhaba,

Adigaga dediğimiz ve içinde yaşamın her konusunda her alanında etkin olan kurallar barındıran olgunun nedense yaşayanlar tarafından çok iyi anlaşılamadığını bir kez daha gördük. Bence sence onca diğerince derken aslında ne kadar farklı düşünen insanlar olduğumuzu daha doğrusu temelde farklılıklar gösteren düşüncelerimizin olduğunu gördük.

Benim özellikle dikkatimi çeken İslamiyet'le Adigaga arasında en çok vurgulanan çatışmanın zegesler olduğu. Ben gençlerimizi kendilerine saygılarını yitirmeyen, kendilerini insan yapan özelliklerinin farkında olan varlıklar olarak gördüğümden dolayı onların bir arada oturup muhabbet etmelerini (yani zegesleri); birbirlerini tanımalarında, hayatta aslında neler isteyip neleri istemediklerini anlamalarında ve böylece daha iyi birer insan olmalarında yardımcı olan önemli bir etken olarak görmekteyim. İslamiyet insana güvenmeyin demiyor aksine insana hak ettiği kadar güvenin diyor. Bizim kültürümüzde insanları hep bir arada tutuyor. Bu nedenle güvenilecek ve güvenilmeyecek insanı anlamak aslında kolaylaşıyor.

Toplum içinde ağza alınmayacak sözler sarf eden, bayanların yanında farklı bir kişiliğe bürünen, düğünlerimizde kendine olan güvenini iki damlada bulduğunu söyleyen az insanla karşılaşmadım. Ama bu insanları uyarma kısmında hiçte eskisi gibi cezalandırıcı olamadığımızı gördüm. Bence kişi kendinden bilir işi.

Toplum içinde güvenemediğimiz birileri varsa bunu neden açıkça söyleyip insanlarında bu konuda düşüncelerini almıyor, kendimizce güvenilmemesi gerektiğini düşünmemize sebep olan davranışlarını yüzüne söylemiyor ve ona bunları düzeltmediği sürece bir daha aramıza giremeyeceğini iletmiyoruz. Kusura bakmayın ancak olayın İslamiyet yada Adigaga ile çokta bağlantısı yok. Ateşle barut bir arada durmaz diyenler bilmezler mi ki ne ateşin nede barutun kendini yakmak yada tutmak gibi bir şansı yoktur. İnsanın insan yapan özelliklerden en önemlisi aynı zamanda Adigaga içinde en önemli unsurdur. Umarım ne demek istediğimi anlayanlar olmuştur.
Nart
02.09.2005

Bence öğrendiklerim kadarıyla İslamiyet'le Adigeliğin çelişen yönleri var. İslam'da caiz olmayan birçok Adige xhabzenin içinde yer alıyor. Din kişinin kendi tercihi sonrada değiştirilebilir ama Adigelik öyle değil doğuştan kazanılan ve değiştirilemeyen bir kavram. Mademki burada bulunmamızın amacı Adigelik için bir şeyler yapabilmek bunları burada tartışmak gereksiz bence.
Hakan Ceylan
02.09.2005

Sevgili Hatice,

Mutluluklarımız, sevinçlerimiz, üzüntülerimiz hep bu kültür içinde şekilleniyor. Hepimizin ortak paydası bu aslında ama hepimizin kendi iç dünyamızdaki düşünceleri yaşama bakışları farklı. Yani aynı soruyu cevaplarken verdiğimiz doğru cevaplar farklı.

Aslında senin bana yaptığın eleştiri, benim de sana yaptığım eleştiri; bizlere öğrenme ve kendimizi geliştirme fırsatı veriyor. Yazdığım yazıya bu gözle bakmanız beni sevindirir. Sahip olduğumuz değerler hayatımıza neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösterir. Başkasına ihtiyaç duymadan doğruları bulabiliriz. Yeter ki, görmesini bilelim.

Yazılarından anladığım kadarı ile sen bunları görecek gözlere sahipsin. Bu arada yaşam herkes için bir oyun, herkes kendi yaşamında başrolde oynar. Başkasının oyununda ise figürandır.

Sevgi ile kal…
Natho
03.09.2005

Sayın katılımcılar,

Cennet, Cehennem, melek, peygamber, cin, peri, Sırat Köprüsü, huri, bizim Nuri, şeytan vb değerlere inanan çaresizlere selam eder, bu tip hayali değerleri Adigeliğe bulaştırıp kurtuluşu onlarda arayan ve Adigeliğe katkıda bulunduğunu zanneden herkese iyi rüyalar diliyorum.

"Uyuklayanlara ne mutlu! Yakında kendilerinden geçecekler."
 
 
Kudret Yaşar
03.09.2005

Sayın CC yetkilileri ve çok muhterem fırçacı ağabey M. Emin Yaşar. :)))

Bu yazıya daha cevap vermedim. Bu yazıya karşı cevaplarınız bekliyorum. Ona göre cevap yazacağım. Sonra beni suçlamayın ''çok sert yazılar'' yazıyorsun diye.

Sayın Natho, insanların inandığı değerlere, özellikle benim inandığım değerlere hayali diyorsun ve inanan insanların hepsine çaresiz diye hakaret ediyorsunuz. Ben öyle anladım, sizden özür bekliyorum ve açıklama bekliyorum.
 
 
Hatice Yılmaz
03.09.2005

Sayın Natho,

Merak ediyorum sen kurtuluşu nerede arıyorsun? Cevap verirsen çok mutlu olacağım. Çünkü bu sorunun cevabını gerçekten çok merak ettim.
 
 
Nart
03.09.2005

Bu konu farklı yerlere çekilmeye başlandı sanırım. Kimse sizin görüşlerinize karşı bir saygısızlık yapmıyorsa sizinde diğer başkalarının inançlarına karşı öyle bir tepki vermeye hakkınız yok. Kimsiniz ki siz sayın Natho, bu hakkı nerden buluyorsunuz?
 
 
Behçet Güz
03.09.2005

Selam

Arkadaşlar burada ''Çerkes kültürü için ne yapmalıyız'' sorusuna cevap bulmalıyız. Din tartışması bizi zayıflatır, lütfen artık bir kenara bırakalım. Şimdi faaliyete geçme zamanı...

Din değil ama kültür elden gidiyor. Çünkü artık gençlerimiz bir Çerkes gibi davranmıyorlar. Xhabze artık sadece hayallerde yaşıyor. Biz tükenmeden ele ele verelim.

Saygı ve sevgilerimle.
 
 
Kudret Yaşar
03.09.2005

Sayın Behçet Bey,

Gerçekten haklısınız dinleri tartışırsak din bizi zayıflatır zayıflatıyor da. Mesela ben yukarıdaki soruyu sormak zorunda bırakılırsam ve bırakılıyorum ben hiç gözümü kırpmadan İslamiyet derim ve diyorum. Muhakkak Çerkeslik diyenler de çıkacak ve çıkıyorlar.

Benim düşüncem, kültürler dinamik bir süreçtir, sürekli diğer insanlarla girdiği ilişkiden dolayı kültür alışverişi oluyor kimse şunu iddia edemez, Çerkes kültüründeki Zexes , kaşenlik ve benzeri şeyler Çerkeslerin var olduğundan beri var , bir süreç içerisinde insanların ve toplumların kendi hayatında benimsediği şeylerdir çünkü insanı Çerkes yapan şey kültür değil, Çerkes doğmasıdır. Yani bizim yaptığımız hayatımızda benimsediğimiz şey Çerkes kültürüdür yoksa bize sunulan kültür sadece Çerkes kültürü değildir (size soruyorum Çerkes kültürünü benimseyen bir Türk veya Kürt, Çerkes olabilir mi veya reddeden bir Çerkes Çerkeslikten çıkar mı?) .

Muhakkak şuan bize gelen Çerkes kültürü, Çerkeslerin yaptığı şeylerdir ama bu demek değil ki bu kültür sorgulanamaz doğru , değişemez ve değişmeyecek nitekim değişiyor kim ne derse desin. Mesela Çerkesler İslamiyet'le , Hıristiyanlıkla veya başka dinlerle karşılaştılar ve bunları kabul eden oldu, etmeyen oldu.

Bunlardan çeşitli kültür alışverişleri oldu, olacakta bu kaçınılmaz ve Müslüman Çerkes kültürü, Hıristiyan Çerkes kültürü vb. kültürler oluştu şimdi biz bu insanlara, “sen kardeşim Hıristiyan olma veya Müslüman olma şu şu şeyler bizim atalarımızda gelen kültüre ters” diyemeyeceğimize göre, ortak noktada buluşmak zorundayız, bütün farklılığımızla, kimse bu farklılık sebebi ile birbirimizi kırmadan ve birbirimizi kabullenerek.

Eğer gayemiz Çerkeslerin birlikteliği ise, ama amaç benim gibi olmayan Çerkes, Çerkes değildir zihniyeti ise, bu sorularla bunu başarıyoruz (Hatice hanım, inanıyorum bu maksatla sormamıştır) daha çok birbirimizi yeriz ve bu birlikteliği rüyamızda dahi göremeyiz...

Mesela bu birlikteliğe bu site ön ayak olur ve bir katkıda bulunur diye "Din Bölümündeki Yazılar Taraflı Yazılmış " bölümüne, din hususunda birkaç öneride bulundum fakat aldığım cevap beni çok üzdü bu birlikteliğin bu zihniyetle bir hayal olduğu korkusu sardı.

Saygılarımla.
 
 
Bülent Atçı
04.09.2005

Sayın Natho,

Sizin ne demek istediğinizi ben anlıyorum ancak tepkinize biraz daha dikkat etmelisiniz.

İnsanların inançlarını lütfen önemseyiniz. Adige, aynı zamanda insana saygı, inanca saygı, doğaya saygı demektir.

Saygılar.
 
 
Metin Zoloytı
04.09.2005

Sevgili Hatice Kardeşim,

Sizi tebrik ediyorum. Sayenizde oldukça ciddi bir konuda yaklaşık bir aydır insanlar tartışıyor.

Saygılarımla.



Metin Zoloytı
04.09.2005

Sevgili Hatice,

Sizi tebrik ediyorum. Sayenizde oldukça önemli bir konuda bir hayli söz söylenmiş..

Tartışmanın tamamını okuyamadım ama gelenekleri dinin önüne çıkaran bir anlayışla, geleneklerin dinin temel ilkeleri ile çakışmaması gerektiğini söyleyenler var. Gerçekten Kafkasya’nın önünde bu anlamda zorlu açmazlar var. Çünkü her boyun Müslüman ve Hıristiyan olanları var. Yaklaşık bir ay önce Osetya gezisi yapmıştım Asetinler çoğunluğu Hıristiyan olan bir halk. Ülkenin tamamında Hıristiyan sembollerini yoğun şekilde görebilirsiniz. Burada gördüğüm pek çok Asetin geleneği aslında sistemli şekilde benimsetilen temel Hıristiyan ritüellerinden başka bir şey değil. Bununla ilgili pek çok örnekte verebilirim arzu edilirse.

Saygı ve sevgiyle.
Cabax vo ta fedar lavveta.
 
 
Tülay Temiz
05.09.2005

Hatice,

Bu öyle bir konu ki, ucu bucağı yok. Buna cevap vermek isteyen de çok insan var.
 
 
Hatice Yılmaz
05.09.2005

Sayın Tülay Temiz,

Daha önce size ulaşamayacağımı düşündüğüm için size karşılık yazamadım ama şimdi anlayışınız ve ilginiz için çok teşekkür ederim. Dediğiniz gibi bu konu uçsuz bir konu istemediğim üzere inanışlar arası çatışma yaşandı, oysa ben sadece İslamiyet’in Adigeliğe etkisinden bahsetmek istedim. Araya ateistlik dahi girdi. Artık bu konunun daha fazla deşilmemesi hepimiz adına daha iyi olur düşüncesindeyim.

Sayın Tülay hanım sizinle görüşmek bende çok isterim. Bu arada yakınız üstelik, Sivaslıyım. Eğer yazarsanız mail adresim: purple55@mynet.com

Tülay hanım mailinizi görürsem çok mutlu olacağım.


CircassianCanada Notu: Sayın Hatice Yılmaz, izninizle bir tek değerlendirmenizde hata olduğunu belirtelim. İnanışlar arası bir çatışma yaşanmadı. Forumlarımızda Hıristiyan Çerkesler asla bu tartışmanın içine girmemiştir. Dolayısıyla yazı yazmamış bir inanç diğer inançla nasıl çatışmaya girebilir? Bu yanlış değerlendirmenizi belirtmek istedik. Saygılarımızla.
 
 
Hatice Yılmaz
05.09.2005

Sayın Metin Zoloyti,

Öncelikle size de çok teşekkür ederim. Haklısınız biz Çerkesler çok çeşitli inanışlara sahibiz. Belki de bu yüzden birleşemiyoruz. Benim Hıristiyan Çerkes kardeşlerime ya da diğerlerine herhangi bir sözüm yok, olamaz, saygı duyarım. Lakın problem bu saygı hususunda başlıyor. Ben ineğe de tapsam saygı görmem lazım, tabi senin inancına laf etmediğim surece. İnanç çok ince ve hassas bir konudur, alay edilecek en son mevzudur. Maalesef bu konuda farklı düşünceler var ama inanıyorum ki saygı sınırının aşıldığı yerde her şey biter. Bu sitede de birkaç arkadaş bu sınırı aştı. Buna üzüldüm. Aynı dedelerin evlatlarıyız.

Sayın Zoloyti bu sözlerim ‘’kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla’’ atasözüne döndü ama sizi yakın bulduğum için bir kaç problemi açtım. Umarım anlaşılmışımdır, teşekkür ederim.
 
 
Asetin
05.09.2005

Deveye ''inişi mi seversin, çıkışı mı seversin'' diye sormuşlar.

Deve de "düz yere gıran mı girdi" diyerek cevaplamış bu soruyu.

Adigelik ''puta tapın mı diyor da, Adigeliği bırakıp İslam'ı seçeceksiniz? Yok ya aslında tamam biz Adigeyiz de adetlerimiz ile İslamiyet'in bazı kuralları uyuşmuyor. Bu nokta da soru mantıklı olabilir.

Bir zamanlar üniversite de okurken sınıfımdaki kız arkadaşlarımla bile konuşmazdım içinde bulunduğum dini grubun etkisi ile. Şimdi düşünüyorum da o kız arkadaşlar ''ne yobaz, bağnaz insandı'' diye herhalde düşünmüşlerdir, akıllarına gelince de öyle anıyorlardır. Dinle ilgili çok şey yazabilirim bunda da baya bilgi sahibi olduğumu da söyleyebilirim.

Ama Çerkes xhabzesi (buna dar olarak Adige xhabzesi de diyebilirsiniz), gayet ölçülüdür. İnsanları gayet normal insan yapar ve insana kişilik verir. Bu çocukluktan itibaren yetiştiriliş olarak böyledir. Kimse size kol kola girip wuig oynayın demiyor. Zaten sembolik olarak folklor yapanlardan başka kimsede wuig oynamıyor. (Hatta wuig Çırağan Sarayı'nda evlenen şeriatla yönetilen Suudi Arabistan'ın petrol bakanının kızının düğünündeki eğlenceden daha ölçülüdür). Bugün birbiriyle konuşarak evlenen insanların evleniş tarzından çok farklı bir şey midir kaşenlik? Bugün kalkıp kaşenliği de eş seçme olarak vs. olarak basite indirgemek de yanlış. Kaşenlikte kadına değer vermek var, ölçülü konuşmak var, karşınızdaki insanı etkileyebilmek için hitabetinizi geliştirmek vs. var. Yok kaşenlik İslam'a uymaz vs.

Bugün İslam'ın birinci kaynağı Kuran'ı Kerim'dir ve Kuran'ı Kerim haricindeki özellikle hadisler peygamber efendimizden 200 sene sonra derlenmeye başlamıştır. Siz düşünün ki, 200 sene sonra derlenen hadislere neler katılacağını, neler uydurulacağını.

"İlim Çin'de de olsa gidip alınız" hadis değilse bile kabul görür bir gerçeği ifade ediyor. "Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir" hadis değilse bile şefkat, merhamet duyguları uyandıran bir gerçeği ifade ediyor ve evrensel kabul görür. Ama siz akla mantığa yatmayan şeyleri hadis der sonra da buna uymazsanız şöyle böyle derseniz. O zaman insanlara İslamiyet akıl mantık dini diyemezsiniz.

İmam Buhari bile 700 bin hadisten 7 bin tanesini almıştır. Gerisini de uydurma diye atmıştır. Ama bu attığı uydurmalar ortalıkta hadis diye geziyor. Buhari'nin kitabına sahih adını vermesi de hadisi kimlerden aldığını zincir olarak gösterebilmesindendir. Yoksa kitapta yazan hadis kesin hadistir diye bir durum yok.

Tabi sorudan istifade İslamiyet düşmanı olanlarda bir şeyler yazmışlar, bunlarla tartışmaya girmeye gerek yok. Burası Çerkeslik için fikir üretme platformu. Din tartışması dinin aslında ne güzel olduğunu anlatma platformu değil. Öyle bir sürü site var ve orada bunlar tartışılabilir.Bugün Emeviler döneminde İslam'da olmayan bir sürü şey İslam'daymış gibi İslamiyet'in içine katılmıştır. Sonra da bazı uydurmalar sanki öyleymiş gibi algılanmıştır. Yani bugün dinsiz, münafık vardı da o gün yok muydu? O gün ki insanların hepsi dini bütün insanlar mıydı?

İslamiyet'te Müslüman'ım derseniz, tamam size Müslüman derler. Ama münafıksanız bunu Allah bilir ve İslamiyet'te kaide zahire (dışa) bakmaktır. Ve bazı kurallarda böyledir. Kadınlarla erkekler pek bir arada olmazlar. Sebebi de bellidir.

Şimdi resim, heykel yapmak yasak deniliyor.

Neden çünkü insanlar eskiden bunlara tapıyorlardı. Peki siz şimdi resminizi çektirip onu asıp karşısına geçip kendinizi haşa ilah ilan edip tapıyor musunuz? (Tabi bu resim olayının İslam'a nasıl girdiğini Hz.Ali resimlerinde görebilirsiniz.) Tabi ki hayır. Fatih Sultan Mehmet'ten tutun da bir sürü evliya olduğu söylenen padişah niye resmini yaptırıp astırmış. Acaba yoksa onlarında Fivarun gibi ben insanlara hakimim padişahlıktan sonra tanrılık iddia etmek gibi düşünceleri mi varmış. Hayır.

Kısacası Adige xhabzesinde mükemmel bir ölçü vardır. Bu yüzdendir ki, aynı köyden olan insanlar bile birbirlerini kardeş kabul edip aynı köyden evlenmemişlerdir (Kafkasya'da bunun böyle olduğu bilinen bir gerçektir ve bazı Çerkes köylerinde bile hala devam edebilmektedir).

Yok ya bu kadarı da fazla biz akraba evliliği yapabilirmişiz derseniz inanın bunu (İslamiyet zaten akraba evliliği yapın diye emretmiyor) sadece sınır çiziyor şu sınırlar arası evlenebilirsiniz diyerek. Siz de tutar akrabanızla evlenirseniz sonra da toplumun ayıplamasından çekinirseniz lütfen İslam'ı işe katmayın. Bu işten sıyrılma yönteminden başka bir şey değildir.

Bugün at etinin bile caiz olacağı söyleniyor ama kimse de at eti yemiyor kolay kolay.

Saygılar.
 
 
Metin Zoloyti
06.09.2005

Kafkas halkları içerisinde farklı dinlere mensup hatta pagan inançları olanlar var. Mesela Asetinler, mesela Kabardeyler, Abzeghler. Her ne kadar da dini inanışları farklı da olsa hepsinde benzer olan Asetinlerin Axdav Adigelerin xhabze dedikleri evrensel nitelikte olduğu ile övündüğümüz gelenekler bütünlüğü var. Ama buna rağmen o küçücük bölgede köy köy bile birbirinden çok farklı başkalarında göremeyeceğiniz gelenekler var.

Kafkasyalılar olarak güzel olarak kabul gören axdavlarmıza sahip çıkmalıyız. Ama unutmamalıyız ki, bizler tek kimlikli halklar değiliz. Öğündüğümüz geleneklerimiz bizim diğer kimliklerimizin bize verdiği özelliklerle bir kıyas meselesi değildir. Bize de başkaları karşısında üstünlük getirmez. Kaldı ki; gurup içerisinde insanları bile incitebilecek şekilde ''İslam kime ne verdi ki'' tarzında yaklaşımlar hiçte doğru değildir.

Kentlileşme süreci üzülsek de ahlansak da pek çok şeyi değiştirecektir. Yok oluşun önüne geçebilmek için olması gereken yeter gerek şart anadilinizi muhafaza etmek, hanelerimizde konuşmak ve de çocuklarımıza illa ki öğretmek.
 
 
Bülent Atcı
06.09.2005

Sayın katılımcılar,

Şu din meselesi biraz fazla uzadı sanırım. Metin arkadaşın tespitine katkı için Kabardey'de ve Abhazya hem Müslüman hem Hıristiyan kardeşlerimiz var. Ben oraya gidip kalmış biri olarak gözlemlediğim şudur: O kardeşlerimiz bir birlerini Müslüman veya Hıristiyan olarak değil sadece Adige olarak görüyorlar, hatta Hıristiyan olanlar kendilerinin xhabze konusunda daha iyi olduklarını iddia ederlermiş.

Günün birinde Hıristiyan veya Müslüman misyonerler oraya gidip dinsel farklılıklarını istismar etmezse din faktörünün onlar için detaydan öte değil. Sadece Adige olmak önemlidir onlar için. Umarımda öylede kalır.

İnşallah.
 
 
Zevş Taner
19.09.2005

Değerli arkadaşlar, Kafkasyalılar,

Bu siteye çok önceleri üye oldum ama ana sayfanın sol tarafındaki "din" bölümüne her baktığımda çok garip şeyler gördüm. Sürekli bir Hıristiyanlık propagandası ve hemen sonrasında İslam’ın yerilmesi. Bu konuyu iletişime de yazdım. Din bölümünde biz üyelerin katılımlarına izin var mı? Demokratik şekilde fikirlerimizi söyleyebiliyor veya din konusunda bilgi bazında bir katkı yapabiliyor muyuz? Orada Maykop'taki kutsal evler adı altında sadece kiliselerin fotoğrafları var. Tek kutsal ev kiliseler mi? Bu işte bir gariplik var! Pek çok Çerkes sitesinde din bölümü diye bir şey yok. Herhalde olsaydı bile, bir dinin yerilmesi görülemezdi. Sanki Kafkasya’dan çıkmak ve gerçek sahipleri Çerkeslere bırakmak istemeyen Rusların ya da orada planları olan bazı Batılı gizil güçlerin bir oyunu, projesi gibi. Hıristiyanlık propagandası ne Çerkesliğe bir fayda sağlar ne de site sahiplerinin sandığı gibi Çerkesler arasında Hıristiyan nüfus ve nüfuzunu arttırır. Bu yazımı okuyan site sahibi ve yöneticilerine tekrar söylüyorum; ya bu duruma son verin ya da üyeliğimi iptal edin. Çünkü hala Adige kardeşlerim mail adresimi buradan öğrenip bana mail atıyorlar. Kardeşlerim www.abrek.net ya da www.nartajans.net sitelerinde bu Kanadalı soydaşlarımız (galiba)'dan daha fakir ama Adigelik ruhu, yaşayışı, dünya görüşü çeşitliliği açısından çok daha zengin insanlarımız var. Bilgilerinize...


CircassianCanada’nın Notu:

Sayın Taner,

Din Bölümü üyelerimize açık değildir. Görüşlerinizi şu anda olduğu gibi forumlarımızda dile getirebilirsiniz.

Maykop'taki Kutsal Evler bölümüne iyi bakarsanız, orada cami fotoğrafının da olduğunu göreceksiniz. Biraz daha ön yargısız bakınız.

Din bölümünde İslam yerilmiyor. İslam adına yapılanlar yeriliyor. Bu konuda yazılanları bir kez daha özenle okumanızı öneriyoruz.

Sitemizin yayın politikasında bir değişiklik olmayacaktır. O nedenle üyeliğiniz silebilmemiz için; üye olurken kullandığınız ad ve soyadı bildirirseniz arzunuz yerine getirilecektir.

Saygılarımızla.
 
 
Yegerey
19.09.2005

Sayın Taner,

Sizi burada bağlayan sebep camiler ise çok zaman kaybetmeden gidin. Yolunuz açık olsun. Bu ne bağnazlık, bu nasıl bir düşünce?

Dikkat edin madem bu kadar ilgilisiniz Kafkasya hangi noktada nasıl kaybetti bir araştırın. Bu gün kırıcı yapınızla savunduğunuz düşüncelerin bizi yurdumuzdan ettiğini göreceksiniz. Ama lütfen objektif olarak bakın.

Neden sizin dediğiniz gibi olacak anlamış da değilim?

Size neden şöylesin neden böylesin diyen mi oldu? İşte o kadar ön yargılısınız ki, sizi ne hale getirmişler ki ağzınızdan güzel bir söz dahi çıkamıyor.

Saygılar.
 
 
Yegey
19.09.2005

Sayın Taner,

Verdiğiniz site adresleri tabi ki güzel ziyarette ederiz. Ama sizin gibilerse yaa? İşte o zaman nasıl olacak? Hem nezaketten, hem Adige ruhundan bahsedesin, hem bir yerlere buyur edesin ama bir o kadar da kaba olasın.

Amacınız çok belli. Size cevap vermek istemezdim ama burada ki değerli insanlara laf söyleme hakkınız olmadığını da size birinin söylemesi gerekiyordu.

Güle güle. Ciddi anlamda sizinle ortak konumuz olmayacak bu bir gerçek. Daha ilk yazıda zehir zemberek kime ne ispatlamak amaç? Amaç belli aşırı derece hazımsızlık.

Saygılar.
 
 
Misafir
20.09.2005

Sayın Arkadaşlar,

Kimse su içerek doymaz ya da ekmek yiyerek susuzluğunu gidermez, farklı kimyasal yapılar birbirine alternatif olamaz...

Din ahret hayatını adetler sosyal hayatı şekillendirir.

Din: Yaratıcı - kul arasında, adetler: Kişi - toplum arasındadır...

Bu iki kavram tabi ki kesişebilir ama 'ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin' sertliğinde bir karara veya seçime gerek yoktur, küçük tavizlerle bu durum aşılabilir. İşte önemli olan tavizin hangi cepheden verileceğidir ki, bence bu insanın rengini belli eder

...ben dini seçiyorum.
 
 
Ademey
21.09.2005

Ben Müslüman bir Adige’yim ikisinin gereklerini de yerine getirmeye çalışıyorum. Belki ikisini de tam olarak yaşayamıyorum ama bugüne kadar da çok büyük bir problemle karsılaşmadım. Bir de merak ediyorum birbirinden ayrı iki kavramı neden hep aynı kefeye koyup birinden vazgeçmek zorunda olduğumuzu sanıyoruz ki?
 
 
Misafir
22.09.2005

Merhabalar,

Ben Çerkes değilim, öncelikle bunu belirteyim. Çerkeslik ve İslamiyet konusunda birkaç şey bende söylemek istiyorum. Buradaki yorumları okuduktan sonra izninizle, size de yol gösterici olacaktır. İslamiyet’in Türklere yaptığı kötülüğü başka hiçbir din yapamazdı, gördüğüm öyle manzaralar var ki Arap toplumunda mı Türk toplumunda mı yaşadığımı bazen ben bile karıştırıyorum. İslam her zaman siyasi idi, toplum ve devlet hayatına hep karıştı ve bütün dinler ve dogmalar gibi gerici bir rol oynadı. İlk çıktıkları topluma göre ileride olabilirler ancak dogmalardan örülü din veya hangi görüş olursa olsun gericileşmeye mahkumdur.

Atatürk’ün modern Türkiye’sini tarikatları ile kirli din bezirganlıkları ile geriye götürmeye çalışanlar var, İslam’ın dayattığı yaşamla modern yaşam bugün kavga halinde Türkiye’de (türban sadece bir örnek) bizim köylerimizdeki nenelerimiz başlarını güzel süslü tülbentler ile örterdi, sıkbaşlı değildi hiçbiri. Maalesef din diye satılan Arap kültürüdür ülkemde ve görüyorum ki Çerkeslerde etkilenmiş bundan. Türkler bile Sünni ve geleneksel dinsel yobazlığa karşı Alevilik gibi aksiyoner bir kültürel koruma tarzı geliştirmiş. İnanç yapısına ve bugün burada Müslümanlık hakkında ne kadar güzel olduğuna dair sözler sarf eden Çerkesler, Sünni diyanetin Alevileri yok sayan, kendi inancını dayatan baskıcı yapısını görmezden gelip sahiplenmeye başlamış.

Ezilenden yana değil de ezenin kültürünü, güçlü olanın kültürünü benimseme yaygındır toplumlarda, çünkü dünyaya bilimsel katkısı olmayan toplumlar sadece güce taparlar ve bulundukları toplumun inançlarına. Kadınla erkeğin aynı ortamda aynı havayı solumasını bile zina sayan bir din ne kadar moderndir ve ne kadar tüm insanlığa gelmiştir sorarım size? Bu kafa ile dünyada Müslümanlık asla yükselemez, sadece fakir halkların sığındıkları bir liman işlevi görür. O da bunları içinde bulundukları kör karanlıktan kurtarmaz. Kurtarmadığı da görülmüştür.

Din bir inanç şeklidir, şekilcilikten uzak kalben yaşarsan istediğin her şey ile bağdaştırabilirsiniz, hatta zorlanırsa bilimle bile bağdaştırabilirsiniz. Bu yüzden bağdaşır diyenlere bir şey demeyeceğim. Ancak ben, amcamın kızının babamın elini öpemediği gün amcamın kızını sildim akrabalıktan. Ne kadar acıdır ki bunu bize yaşatan akılcı olduğu söyleyen bir din ve taraftarları, bunları eleştirdiğinde de dinlerine sövmüş oluyorsun. Çok uzadı sözlerim, kültürü olmayan bir milletin dini olması fark etmez. Onları bir Arap’tan, bir Türk’ten, bir Alman’dan veya başka bir milletten ayıran tek unsur kültürleridir. Bunu da dinsel inancına terk eden bir insanın ne Türklüğü ne de Çerkesliği kalır. Bu da benim düşüncem…

Hepinize saygıları sunuyorum…

Aydın, çağdaş, akılcı Çerkesleri canı gönülden selamlıyorum…
 
 
Ersin Koyuncu
22.09.2005

Saygıdeğer Tülay TEMİZ;

Bu yazılara bir hukukçu dili ile yaklaşmanızı beklerdim.

ERSİN KOYUNCU
(ersinkoyuncu@mynet.com) Yazabilirseniz sevinirim.
 
 
Abdullah
22.09.2005

Selamlar

Öncelikle sadece soruyu ve birkaç yorumu okuma fırsatım oldu. "Natho"nun fikrine ters düşüyor benim fikirlerim, bir buçuk milyar insan gibi... Belki daha ziyade. Soruyu soran "Hatice" ve "Natho" ile yazışmak isterim. Burası oldukça karışmış. İlgilenen arkadaşları da beklerim. Yeni bir portal oluşturabiliriz.

Bir daha buraya gelememe ihtimalimden dolayı müspet ya da menfi eleştirilerini mail olarak bekliyorum:

aliakkent@mynet.com

Saygılar, selamlar.
 
 
Misafir
25.09.2005

Bu forumun konusunu ''Hıristiyanlık mı Adigelik mi'' olarak genişletsek nasıl olur acaba sayın katılımcılar?
 
 
Misafir2
25.09.2005

Sayın misafir;

Sizin gibi okumadan, etmeden ezbere kafasını çalıştıran insanlar oldukça bu ülke daha çook yerinde sayar. Kadınla erkeğin aynı ortamda aynı havayı solumasını hangi din kime haram kılmış? Müslümanlığa sadece fakir halklar sığınıyor öyle mi? Açıkçası bu lafın üzerine ben sizin Osmanlıların bir torunu olduğunuzdan şüphe ederim ki, bu sizin için daha hayırlıdır; çünkü kendi kültürünün gelişiminden bihaber olan bir insan o kültüre ne kadar faydalı olabilir?

Lütfen herhangi bir kaynağa dayanmayan, görüşlerinizi bildirerek insanların kafasını daha fazla karıştırmayın.

Saygılarımla...
 
 
Misafir
17.10.2005

Misafir2 rumuzlu arkadaşıma,

Bilesin ki, amacım kafa karıştırmak değildir, bu bir. Bilimi de dinide en iyi ateistler bilir bu da 2. Dinden çıkmak irade işidir dindar olmaksa olan iradeye uyum sağlamaktır ki, herhangi bir akıl ve çabada gerektirmez, nedir egemen din anlayışı kabullenir, yaşar gidersin buna ben karışmam bu da 3. Osmanlının torunu değilim cumhuriyet çocuğuyum bu da 4.

Osmanlı’dan öncede atalarım vardı beni Osmanlı ile sınırlayamazsın asla. Müslümanlıktan öncede atalarım vardı. Kısaca ben evrenselim, yok sayılanım, ezilenim, hor görülenim. Dinine bağlı Sünni bir ailenin ateist çocuğuyum. İsyankarım ve kul olmayacağım hiçbir güce, hiçbir iktidara sırtımı dayayıp yaşamayacağım. Ülkemde şeriatçılar ülkemde Sivas katliamını yaptıklarından beride asla inanmayacağım. Ben dinim olmadan da bir karıncayı incitmiyorum. Bugün din diye topluma dayatılan koyu bir karanlıktır. Bilimden uzaktır yobazlar zorlama yorumlarla bilime yamanmaktadır tüm yorumları. Çarşaf giymenin akılcı bir tek nedenini gösterin bana ondan sonra bu din dünyaya gelmiştir diye anlatın.

Gösteremezsiniz, anlatamazsınız. Atatürkçü, özgür, demokrat bir Türkiye’de tüm halklarla kardeşçe yaşamak istiyoruz. Bütün halklara ve kültürlerine de saygım büyük. Çingene, Boşnak, Çerkes, Kürt, Gürcü ve Türk, bu toprağın bütün kültürünü seviyorum. Kapalısını da seviyorum, ancak bana ve çocuklarıma kendi anlayışını dayatmadığı sürece.

Ayrıca zenginlik, kahramanlıkla, işgal ettiğin ve ganimetini aldıklarının büyüklüğü ile değil, bilimde fende insanlığa verdiklerinle alakalıdır. Osmanlıda bilim ise sadece yerlerde sürünmektedir. Einstein e=mc2 yi bulurken senin ülkende eğitim ne halde idi bir öğren istersen. Hıristiyanlık aydınlanmasını yaptı dinle, dünya hayatını ebediyen ayırdı, bizde yapacağız. Devrimci Türk gençliği devrimlerin bekçisidir, koruyucusudur.

Saygılarımla gününüz aydın, günleriniz bilimle dolsun..

HAYATTA YOL GÖSTERİCİ EN HAKİKİ MÜRŞİD İLİMDİR, FENDİR, GERİSİ KOCA BİR YALANDIR.
 
 
Fatih Özdemir
17.10.2005

Yaklaşık 2 saattir siteyi inceliyorum. İslamiyet’le ilgili güzel bir söz ya da etkileyici bir makale bulamadım. Sanırım bu sitenin kuruluş amacı Çerkesler arasındaki Hıristiyanlığın arttırılması ve hedef kitle Türkiye’deki Çerkesler. Çok tehlikeli bir oyun bu.

Sayın site kurucusu ve yöneticilerinin dini inançlarını merak ediyorum…

Saygılarımla.

CircassianCanada Notu: Sayın Özdemir, sitemizde; Hıristiyan, Müslüman ve ateist arkadaşlarımız görev almaktadır. Saygılarımızla.
 
 
Tume Zeki
18.10.2005

Merhaba,

Sitenizi zaman zaman takip ediyorum. En hararetli tartışmalar din konusunda yapılıyor. (İlginç değil mi?)

Neden din konusunu bu kadar ilgi çekiyor?

Site sahiplerinin yaygın Çerkes sitelerinden farklı olarak Müslüman olmamaları siteye olan ilgiyi de arttırıyor. Öncelikle kafaların karışık olduğunu görüyorum. Kavramlar birbirine giriyor. Bir kaç sorunun cevaplanması gerektiğine inanıyorum.

1- Adigelik sadece amca çocuğu ile evlenmemek, wuig yapmak ve kadın erkek; kaç, göç olayı olmadan mı yaşamaktan mı ibaret?
2- Kültür nedir?
3- Din nedir?
4- İslamiyet nedir?
5- Adigelik bir din midir?
6- Adigelik eğer çelişiyorsa sadece İslamiyet ile mi çelişmektedir? Diğer dinlerle problemi yok mudur? Örneğin site sahiplerinde rica ediyorum (Hıristiyan ve ateist olanlarından) Adigeliğin Hıristiyanlık ve ateistlik ile çelişen yanları yok mu?
7- Değişin dünyada Adigelerin kültürünü oluşturan en önemli öğe olan feodal kültürün izlerini modern yaşama nasıl adapte edeceksiniz?
8- Farklı ülke ve şehirlerde yaşayan Adigeler yaşadıkları farklı kültürlerden kendilerinden km uzaktaki diğer Adigeleri bir yanlış yaptıklarında nasıl ayıplayarak denetim altına alacaklar?
9- Diğer dinler; örn. Hıristiyanlık, Yahudilik, Budizm vs. akraba evliliğine karşı mı çıkıyorlar? Onların dine kuzenleriyle evlenemez diye bir kural mı koyuyor?
10- Feodal kültürden bugüne taşıdıklarımıza tamamına sahip çıkacaksak yeniden kölemi edinmeliyiz veya kölelerimizin çocuklarını cariye olarak saraylara mı satmalıyız?
11- Wuneutları ve onların soyundan gelenleri ne yapacağız?
12- Ümmet olmanın Çerkesliğe ne gibi zararı vardır? (Şimdiye kadar ne gibi zararı olmuştur?)
13- Kaşenliğin sınırları ne kadar ve nereye kadar flörtle kesişmektedir? Farklılık nerede başlayıp nerede bitmektedir? Modern zamanlarda Adigelerin "kaşenlik" adı altında kaç Çerkes genci flört (sınırları sonuna kadar götürülen) yapmaktadır.
14- Modern zamanlarda Adige geleneklerinin evlilik öncesi olanları geçerli de evlilik sonrası artık yürürlükte değil mi?
15- Adigeler İslamiyet’ten önce hiç dine sahip olmadılar mı? O dinler gelenekleri nasıl şekillendirdi?
17- ‘’Adigelik mi? İslamiyet mi’’ sorusunu bir de ‘’Adigelik mi? Hıristiyanlık mı?’’, ‘’Adigelik mi? Budizm mi?’’ veya ‘’Adigelik mi Ateizm mi?’’ diye sorsak, cevaplar ne olurdu acaba?
16- Bu soruların ‘’Materyalist misin? Anti-meteryalist misin?’’ sorusundan farkı nedir.?
17- Bu sorunun neden c şıkkı yoktur? Olamaz mı?
18-"Türk solu" Alevilikten ne kadar etkilenmiştir?
19- Çerkes solu, Tür solundan ne kadar etkilenmiştir?
20- Sahip olduğumuz ideolojilerimizi neden illaki etnisitemizin karşıtı olarak görmek zorundayız?
21-İslamiyet’in Çerkesliğe karşı olduğunu söyleyen "sağ" ve "İslamcı" Çerkeslerin ne kadar İslamiyet’in Türk yorumundan etkilenmiştir.

Soruları uzatmak mümkün. Her birine verilecek cevap; bizim modern zamanlarda Çerkesliğin ne olduğu Adigeliğin ne olduğu, ne olması gerektiği, bu günden yarına kültürü nasıl ve ne şekilde taşıyabileceğimiz konusu burada dinin/lerin yaşadığımız ülke kültürlerinin rolünün ne olduğu/olacağı ve en önemlisi bir kültürün yaşayabilmesi için insan unsuruna insanın da toprağa ihtiyaç duyduğu gerçeğini nereye oturtmamız gerektiği, ekmek derdine düşerek dünyanın her bir yerine çil yavrusu gibi dağılmış Çerkeslerin kaç nesil daha Çerkes olarak kalacağı sorularının da önünü açacaktır.

Hepinize en derin saygılarımı sunuyorum.
 
 
Abdurrahim Atçı
19.10.2005

Sayın Hatice Yılmaz,

Bu ikilemde bulunan ilk siz değilsiniz. Ben size kısa bir cevap vereceğim. Eğer iki şey arasında seçim yapmak zorundaysan ve bunlardan bir tanesi zaten diğerini kapsıyorsa onu seçmeni tavsiye ederim.

Senin de bildiğin gibi İslamiyet bütün evreni kapsayan bir silsileler bütünüdür. Sadece Arapları değil.

Saygılarıma.
 
 
Yavuz Yılmaz
19.10.2005

Tabi ki İslamiyet, böyle bir şeyi sormak çok yanlış bir şey. İslamiyet'i hiçbir şeyle karşılaştıramazsın.
 
 
Elif
21.10.2005

Selamlar,

Biraz bilimsel yaklaşmaya ne dersiniz? Başkaları hesabına çalışmaktan, yerine getirilmeyen isteklerden ve yalnız bırakılmışlıktan yılmış halk kitleleri üzerine her yerde büyük ağırlıkla yüklenen ruhsal baskı biçimlerinden biri dindir. Doğaya yenik düşen ilk insanların tanrılara, şeytanlara, mucizelere ve benzeri şeylere inanmasına yol açışı gibi, sömürülen sınıfların sömürenlere karşı mücadeledeki yetersizliği de kaçınılmaz olarak ölümden sonra daha iyi bir yaşamın varlığına inanmalarına yol açar.

Din, bütün yaşamı boyunca çalışan ve yokluk çekenlere, bu dünyada azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umudunu sürdürmeyi öğretir. Oysa yine din, başkalarının emeğinin sırtından geçinenlere bu dünyada hayırseverlik yapmayı öğreterek, sömürücü varlıklarının ceremesini pek ucuza ödemek kolaylığını gösterir ve Cennet'te de rahat yaşamaları için ehven fiyatlı bilet satmaya bakar. Böylelikle din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir. Din, sermaye kölelerinin insancıl düşlerini, insana daha yaraşan bir yaşam isteklerini içinde boğdukları bir çeşit ruhsal içkidir.
İnsanoğlunun insanlığın başlangıcında çok büyük olan göreli güçsüzlüğünü, ne anlayabildiği ne de egemen olabildiği doğa karşısındaki güçsüzlüğünü, sınıf baskısına, perspektiflerden yoksun oluşuna, toplumsal bilincin zayıflığına bağlı olan, ne anlayabildiği, ne de hükmedebildiği toplumsal olaylar karşısındaki güçsüzlüğünü ifade eder, anlatır ve yansıtırlar. Herkes bilir ki, dinsel uygulamalardan, iyi olan sonucu sağlamaları, "işlerde başarı" dahil, başarıyı, hasma karşı zaferi, sonsuz mutluluğu vb. sağlamaları beklenir. Şu halde din, insanlar için amaçlarına varmanın bir aracı olarak, mutsuzluğun nedenlerini bilmemesine bağlı, aynı zamanda, mutluluğa karşı duyulan belirsiz, bulanık özleme bağlı bir uygulama gibi ortaya çıkar. (Georges Politzer Felsefenin Temel İlkeleri.)

Sevgiyle.
 
 
Ferda Hune
21.10.2005

Sayın Elif,

Bilimsel olarak kaleme aldığınız yazılar için teşekkürler. Çok güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık.

Sevgiyle kalın.
 
 
Ömer Muhtar
21.10.2005

Elif hanım, bilimsel yaklaşım adı altında bize ateist filozofların fikirlerini aktarmışsınız. :) Şimdi birisi de size merhum Haluk Nurbaki'nin bu konu hakkındaki görüşlerini yazsa; bu da bilimsel ama taban tabana zıt bir fikir aktarımı olur. Demek ki neymiş? Herkesin bilimden anladığı şey farklıdır. Yine de teşekkürler emek verip yazmışsınız. Bilgi bilgidir en nihayetinde.

Saygı ve sevgilerimle
 
 
Abdürrahim Atçı
21.10.2005

Evet çok bilimsel(!) olmuş. Demek ki, bilim de göreceli bir kavram oldu.

Saygılarımla


Elif
21.10.2005

Selamlar,

Felsefenin, evreni, doğayı açıklamak istediğini ve genel sorunları incelediğini biliriz. Daha az genel olan sorunlar, bilimlerce incelenir. Öyleyse felsefe. Sizin düşüncenizin aksine BİLİMLERİN BİR UZANTISIDIR. Yani felsefe; bilimlere dayanır ve onlara bağlıdır. İdealizm, bilimsel olmayan anlayıştır. Materyalizm ise, bilimsel dünya anlayışıdır.

Felsefeyi, genel bir biçimde, dünyayı, evreni açıklama çabası olarak tanımlarsak, insanlığın bilgi düzeyine göre, bu açıklamalar değişmiştir ve insanlık tarihi boyunca dünyayı açıklamak için iki tutum benimsenmiştir: Bunlardan biri, bir ya da birkaç üstün ruha, doğaüstü güçlere başvuran bilime karşı tutumdur. Öteki ise olgulara ve deneylere dayanan bilimsel tutumdur. Bu tutumlardan biri idealist filozoflarca, öteki ise materyalistlerce savunulur. Bunun içindir ki, materyalizm hakkında edinilecek ilk fikrin, bu felsefenin evrenin bilimsel açıklanışı olduğudur.
Hatice Ünal
21.10.2005

Merhaba,

Felsefe bilimlere bağlı değildir. Felsefe düşünce bilimidir. Dünya’da ilk insan yaşamaya başladığından itibaren felsefe var olmuştur. Bilimlerden önce yani. Her şeyin bir felsefesi vardır. Matematikten astronomiye; yemekten dine kadar.

Bilimler felsefeye bağlıdır ve felsefenin ürünüdür. Sokrates felsefenin babası sayılsa da ondan önceki felsefeciler de presokrat olarak tanımlanır.

Kavram karmaşası yapmamakta yarar var.
Küçük bir açıklama yapmak gereği duydum.

Saygıyla.
Elif
22.10.2005

Selamlar Hatice hanım,

Kavram kargaşası yarattığımı sanmıyorum. Yukarıyı okursanız arkadaşlarımın felsefeyi (materyalizm) bilimsel görmemelerine cevap olarak materyalizmin bilimselliğinden bahsettim.

Sizin yazınızda çelişkiler gördüm. ''Felsefe bilimlere bağlı değildir, düşünce bilimidir'' demişsiniz. Bu durumda bilimsel olduğunda hem fikiriz. Kategori belirtme gereği duymadım. Zaten kategorisi belli. (Siz belirtmişsiniz. Bu arkadaşlarım için faydalı olur sanırım.)

Diğer konu; felsefe mi önce gelir, diğer bilimler mi? Bu apayrı bir konu başlığı olur. Çünkü; ben, birinin diğerinden önce geldiğini iddia etmedim. Felsefenin bilimlerin uzantısı ve dayanağı olduğunu dedim ki, zaten düşünmeyen insan üretemez, bulamaz. Düşüncenin (felsefenin) bilimden önce geldiğini bilmemek ayıp olur zaten.

Sevgiyle
Hatice Ünal
22.10.2005

Merhaba Elif hanım;

Bağlı olmak bir şeyin ardında olmak demektir. Benim söylemek istediğim de zaten felsefenin başlı başına bir bilim olduğudur. Sizin yazınızda ben tek başına bilimdir ifadesini görmediğim için yazdım. :)

Materyalist felsefe somutu kabul eder. Bu söylediğiniz doğrudur. Benimsesek de benimsemesek de bilimdir.

Siz dinin soyut olması nedeniyle kabul edilebilir görülemeyebileceğini sanırım vurgulamak istiyorsunuz.

Dünyada her şeyi somut verilerle açıklayabilmek zordur. Bilimler de çoğunlukla yüzde yüz doğru olan veriler değildir. O an için doğru kabul edilendir.

Ben din konusunda yazmama kararındayım. Bu nedenle bu sütunu genelde kullanmıyorum. Dinle ilgili boyutu bu nedenle yazmayacağım.

Saygıyla.
Elif
22.10.2005

Selamlar,

Bu sizin yazınız Sayın Fatih. ''Yaklaşık 2 saattir siteyi inceliyorum. İslamiyet’le ilgili güzel bir söz ya da etkileyici bir makale bulamadım. Sanırım bu sitenin kuruluş amacı Çerkesler arasındaki Hıristiyanlığın arttırılması ve hedef kitle Türkiye’deki Çerkesler. Çok tehlikeli bir oyun bu. Sayın site kurucusu ve yöneticilerinin dini inançlarını merak ediyorum…'' Fatih bey şu yazdıklarınıza bir bakın Allah aşkına. İki yazınız iki ayrı hava.

Son yazınız da ise İslamiyet ile Çerkesliği aynı anda yazmanın mantığını aramışsınız. Sitede İslami yazılar olmadığını ardında İslam'la Çerkesleğin alakasını sormuşsunuz. Siz kendinizden bir şey anladınız mı? Ben anlamadığım için dinlerin nedenlerini niçinlerini anlattım size anlamsız gelen anlamak istemediğiniz doğrularda kaybolmuş olmanız olmasın!

İstemeden de olsa hazır sizinle muhatap olmuşken söylemeden geçemeyeceğim. Siteye yönelttiğiniz suçlama çok çirkin. Burada kimseye hiç bir dayatma yok. Bakın sizde buradasınız bende! Değişmekten mi korkuyorsunuz farklı fikirler duyduğunuzda? Her yerde sizin önünüze İslamiyet mi çıkarmak gerekiyor? Eğer böyle bir arzunuz varsa bu yönde yayın yapan Çerkes siteleri de var.

Sayın Hatice hanım,

Felsefe, bilimlerin uzantısıdır. Yani felsefe; ''bilimlere dayanır ve onlara bağlıdır'' demişim. Burada belki dikkat etmezsek gözden kaçırabileceğimiz bir nüans hatası olmuş olabilir. Ancak söylenilmek istenen felsefenin bilim olduğudur. Diyalektik materyalizmin ise gerçek verilere dayandığı ve soyut değil de somut bilgilerden oluştuğunu bilmeyen yoktur ama kabul etmek istemeyenler vardır. Dinlerle ilgili bende çok fazla açılmak istemiyorum. :))

Uyarınız için teşekkürler sevgiyle.
Ufuk Güler
03.11.2005

Marjinallik adına bir sürü yorum yapılmış. Çoğu da saçma. Genelini okudum. Çoğu kelime oyunundan ibaret. Hatice kardeşim, Allah insana akıl diye bir şey vermiş. Genç bir insansın senin kültürün, örfün, ananen ayrıdır; din farklıdır. İkisini yan yana koyma lütfen.
Janberk
05.11.2005

Sevgili Hatice Kardeşim,

Öncelikle bir seçim yapmak zorunda değilsin. Eğer kendini ille de böyle bir seçimin içerisinde görüyorsan elbetteki İslamı seçeceksin. İnsanın yaradılış gayesine bakarsak ve hayatın salt bu dünyadan ibaret olmadığına inanıyorsan bu soruyu kendine sormana gerek yok. Ancak sana yardımcı olur mu bilmem ama Kazanuko Jabağı'yı okursan insanların kafasında oluşan soru işaretlerini yok edecek bilgilere ulaşabilirsin. İslamiyet'in Arap toplumu tarafından oluşturduğunu yazan arkadaşımızın sana hiçbir şekilde faydası dokunacağını sanmıyorum sana değil kimseye faydası olamaz. Ayıp ve günah kavramını işleyen arkadaşımıza sormak isterim. Hepimiz biliriz ki ayıp günahın fersah fersah önündedir. Ama günah olup da ayıp olmayan ne var kültürümüz de?

Son olarak sevgili Hatice bunun gibi fikirler sadece insanların bu iki değer arasında kalarak birinden kopmalarını amaçlamaktadır. Bence aklı başında bir insan olarak bu iki değeri ortak paydada birleştirmendir. Ne İslam'dan vazgeç ne de Adigelikten.

Saygılarımla.
Yusuf Yorulmaz
05.11.2005

Merhabalar,

Ben sana samimi bir cevap vereyim. Dedelerine ya da nenelerine sor bakayım akraba evliliği önceden yapılmış mı yapılmamış mı? Onlarda diyecek ki o zaman fakirlik vardı o eskidendi falan. Sen kendi kendine samimi ol. Fıtratınla ters düşme, samimi ol. Emin ol bir anlık bile olsa şeytan aklını karıştırmıştır.

Saygılar.
Yusuf Yorulmaz
05.11.2005

Merhabalar,

Kanala ikinci girişim. Din bölümündeki propaganda aslında her şeyi açıklıyor. Bazı arkadaşlar dinsizliklerine ve değişik inançlarına (istedikleri gibi inanabilirler) Çerkesliği maske yapıyorlar ve insanlarımızın milliyetçilik duygularını kötüye kullanarak, onları kışkırtmaya çalışıyorlar. Herhalde bazı güçler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yeni bir tarantula ağı hazırlamanın peşinde. Bunun içinde biz Çerkesleri kullanmak istiyorlar. Lütfen kimsenin oyununa gelmeyelim. Bazı milletler gibi İngiliz’in veya diğerlerinin kuklası olmayalım.

Saygılarımla.
Uğur Demirbaş
09.11.2005

Pardon Tülay hanım. Kişiyi Çerkeslikten atacak bir güç mü var benim bilmediğim. Kiliselerin aforoz sistemi bizim ya da en azından benim bilmediğim bir şekilde Çerkes kültür sisteminde de mevcut mu? Eğer mevcutsa nasıl işler ve kim verir bu kararı, lütfen beni aydınlatır mısınız?
Erkan Batır
10.11.2005

Teorik olarak din mi Adigelik mi şeklinde bir sorunun bana göre anlamı yok. Şöyle ki; hayatın bütün alanlarını kapsayıcı ya da kapsayıcı olduğu iddiasındaki düşünce sistemleri/inanış biçimleri ya da felsefelerin birbirleri ile çatıştığı alanlar inanışa ilişkin mistik/zihinsel yanlarından çok insan ilşkileri/ticaret/evlilik/kadın- erkek ilişkileri benzeri günlük yaşamımıza dair konular. Bu konulara ilişkin olarak da bireyler kendileri için daha hakim/vazgeçilmez buldukları parametreden hareketle günlük yaşantılarını sürdürmektedirler.

Yani hayatımızın her anında bu tercihi zaten yapmaktayız. Örneğin Adigeliğin düzenlediği akraba evliliği yasağının kapsamı ile İslamiyet'in öngördüğü akraba evliliği yasağının kapsamı aynı değil. İslamiyet'in uygun görüp akraba saymadığı iki kişi Adigelik çerçevesinde akraba olabiliyor ya da Adigeliğin belirlediği selamlaşma biçimi kimi İslami yorumlara göre dinen uygunsuz kabul edilebiliyor. İşte sayıları istendiği kadar artırılabilecek bu çatışma alanlarında otomatik olarak her birey daha vazgeçilmez gördüğü parametre çerçevesinde zaten tercihini yapıyor.

Yalnız bu konudan bağımsız olarak şunu belirtmeliyim ki dinlerin günlük hayatı düzenleyen yönüne ilişkin yukarıda örnekleri zikredilen çatışma alanları kentliliğin ileri aşamalarında yok olmaktadır/yani geçicidirler. Zira kentlilik otomatik olarak günlük hayatın sekülerleşme dinden kopma sürecini tetikliyor. Bu bağlamda dinler kentli bir birey için eninde sonunda bireysel bir inanış biçimi olmaya indirgeniyor. Orta vadede bahsedilen çatışma sorun olmaktan çıkacaktır. Sorun Adige kültürünün kent koşullarında ne şekilde sürdürüleceğidir?

Akraba ilişkilerinin çözüldüğü ve çekirdek aileye hapsolunan bir yaşamın içerisinde , kültürümüzün hayat bulacağı yeni kamusal alanlara ihtiyacımız var sanırım. Ben umutluyum. İnterneti yoğun olarak kullanmaya başlamamız sevindirici mesela. Televizyon , radyo , süreli yayınlar ve etkin örgütler(anadilimizde eğitim ve sair) konusunda biraz daha mesafe katedebilir isek sanırım daha somut şeyler konuşabileceğiz...

Saygılarımla.
Elif
11.11.2005

‘’İslamiyet mi Adigelik mi’’ aslında sorulması gereken bir soru. O kadar da abes değil. Çünkü İslamiyet’i kabul etmişseniz; kayıtsız, şartsız gereklerini yerine getirmelisiniz. Herkes kendi kültürüne göre uyarlarsa dinleri o zaman işte ortaya başka başka İslam modelleri çıkar ve sizlerinde kabul ettiği gibi Adigexhabzeyle İslamiyet pek zıt birbirine. Durum böyle olunca evet birinden vazgeçilmek zorunda. Çünkü sizler emredileni yapmak zorundasınız. Her birey kendine göre uyarlayamaz emredilenlere uymazsanız da zaten imanlı bir Müslüman olmazsınız.

Sevgiyle
Hatice Ünal
11.11.2005

Maf Elif;

İmanlı Müslüman olmaz demişsiniz. :) Bir kişinin gerçekten nasıl bir Müslüman olduğuna karar verecek tek yetkili merci Allah'tır.

Amentuyu okuyan ve inanan kişi Müslüman'dır. Uygulamalarda aksama varsa günahkardır. Bunu affetmek veya affetmemek (kul hakkı dışında, en büyük günah kul hakkıdır) Allah'ın takdiridir. Dinden çıkmaz ama hiç kimse de o kişinin bunu niye yapıp, yapmadığını sorgulama hakkına sahip değildir.

Kendisi ibadet yaptığı için kibirlenip, başkasına sen cehennemliksin dediği anda o ibadetin yok sayılabileceğini, kalp kırmanın en büyük günahlardan olduğunu biliyor musunuz?

Sevgiler.
Elif
11.11.2005

Maf Hatice hanım,

Kişinin Müslüman olup olmadığına karar verecek tek otorite Allah'tır elbette. Çünkü kuralları o koymuştur ve imtihana tabi tutan odur. Fakat ALLAH Muhammed aracılığıyla Müslümanlara olmazsa olmazlar bildirisi göndermiştir. Bu bildiriyi Müslümanlara yorumlayan Allah'ın elçisi der ki; İslam'ın, imanın şartları şunlar. Bunları yerine getirmeyi baştan kabul ederek Müslüman olunur. Yani bir kimse amentüyü okursa Cennet'e girer (size göre) fakat bu arada Cehennem'e de uğraması gerekir. Çünkü belirtilen emirler var bunlara uymayarak günah işlemiş birazını kabul ederek sevap yapmış olursunuz. Hiç yoktan iyidir derseniz bilemem fakat kesinlikle Cehennem'e yolu düşecek herkesin. :)))))

Sevgiyle
.
Hatice Unal
11.11.2005

Maf Elif Hanim;

Ben Cehennem'lik olduğumu biliyorum.

Allah'tan tek dileğim, sadece benimle doldursun Cehennem'i, başkasına yer kalmasın. :)

Ben anneyim. Çocuklarıma kıyamıyorum, ne yaparlarsa yapsınlar.

Bizleri yaratan o yüce varlığın da bir anneden daha merhametli olduğuna inanıyorum. Affeder diye düşünüyorum. Benim inandığım Allah bir anneden müşfik, bir sevgiliden daha çok seven ve affetmeye hazır bir yaratan.

Bağışlayın, dayanamadım, belki özele girdi ama ben böyle algılıyorum yaratıcımızı.

Sevgiyle.
Ali Demir
12.11.2005

Dinsel kimliğimizi ön plana çıkartmak asimilasyonun bir numaralı yardımcısıdır.
 
Elif
12.11.2005

Selamlar,

‘’İnsanlar dinsel kimliğini ön plana çıkarırlarsa asimilasyon kaçınılmazdır’’ diyen arkadaşlarıma derim ki; insanların inançları, inançsızlıkları onların yaşam biçimlerini etkiler. Sohbetlerini, yazılarını, giyimlerini, insanın bütün aktivitelerini etkiler. Bunu ön plana çıkarmamak gibi bir olasılığımız olamaz zaten. Bizler dinleri tabu görmeye devam ettiğimiz sürece konuşulduğu an ‘’aman dokunmayın hassas bölge’’ dediğimiz sürece ayrıştırıcı yönüyle hep etkili kalacak. Bir dine mensup kişinin tabularını, diğer dine mensup olan kişi kabul etmediği ve kendi inancı dışındaki inançların tümünü yok saydığı sürece etkisini zararlı biçimde sürecek. Siz kapatmaya çalışarak, geçici bir çözüm uygulamış olursunuz. Oysa kalıcı çözümün yolu konuşmaktan ve dinlerin tabu olmasını ortadan kaldırmakla mümkün. Bir Müslüman bir Hıristiyan'a hesap sormaması gerektiğini öğrenmediği sürece. Bir ateiste ‘’kafir’’ dememeyi öğrenmediği sürece istediğiniz kadar yapay ve geçici suskunluklarla kapatmaya çalışın bu etkisiz olacaktır.

Sevgiyle
.
Madina Tsey
13.11.2005

Herkese selamlar. Arkadaşlar lütfen din ile Çerkesliği asla karıştırmayın. Ne demek seçim yaptım? Siz önce Adige, Adıgaghe ne demek bana anlatın. Sizden bir ricam var, tarihi önce iyi okuyun.

Saygılarla
.


Abregeyapşaşe
13.11.2005

Maf soydaşlarım,

Evet aynı yerlerde dönüp duruyoruz diyebiliriz. Bu çaresizlikten mi yoksa yok oluşun endişesinin verdiği acımı bilemiyorum ama lanetlenen Ad kavmi olmadığımız kesin. Sayın Ünal onlar yok oldular. Bakın biz eksilmiş de olsak, yaralanmış da hala ortak ağıtlarımız varsa biz buradayız ve birlikte ağlıyoruz halimize. Gelin o halde şu en büyük düşman, nefreti yok edelim bir kenara bırakalım onu. Kabile farkları asil köle sınıfları bizim toplumumuzdaki hiyerarşiyi Kafkasya’da bıraktık biz gelirken (asillerle köleler bir sofraya oturup yemek yermiş orada bunu da dip not olarak düşelim).

Birbirimizi Müslüman, Hıristiyan, ateist, sosyalist, faşist diye ayırmayalım, sorgulamayalım. Bunlardan herhangi biri için birbirimizden vazgeçmeyelim. İnanç ve düşünce özgürlüğümüzü birbirimizin elinden almaya birbirimizi yaralamaya kalkmayalım. Dinlerin inanışların temelinde sevgi vardır. O halde birbirimizi sevelim. Bu sevgi bize saygıyı getirsin. Birbirimize saygıyı. Bütün renkler güzeldir. En güzel uyum ve gösterişte kontrast yani zıt renklerle yapılır.

Bir araya geldiğimizde renklerimizden bir gökkuşağı oluşsun.Umutlarımızı besleyelim tüketmeyelim. Olmazları oldurmak azimli bir umudun neticesidir.

Benim hala umudum var insanlara, inancım ve sevgimde. Dünya denen bu sahnede bizden geriye asla kararsız bir replik kalmayacak...

Sevgiyle.
Uğur Demirbaş
13.11.2005

Genel anlamda İslamiyet’in şartlarına bakacak olursak;

İslam’ın şartları
1. Kelime-i şahadet getirmek.
2. Namaz kılmak.
3. Oruç tutmak.
4. Zekat vermek.
5. Hacca gitmek

İmanın şartları
1. Allah'a iman etmek
2. Kitaplara iman etmek
3. Peygamberlere iman etmek
4. Meleklere iman etmek
5. Ahiret gününe iman etmek
6. Kaza ve kadere iman etmek

Bu şartlardan hiçbirinde Çerkes olmamak diye bir kavram yok. İşin aslı Çerkeslikle dinin karşılaştırılması bana yanlışmış gibi geliyor. Yanlış bir sorunun, doğru cevabı olmayacağı gibi bu sorununda net bir cevabı olmadığı düşüncesindeyim. Çünkü kültür ve din farklı kavramlar.

Türk Dil Kurumu’nun yayınladığı sözlüğe bakacak olursak;

Kültür: Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin.

Din: Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet.

Kültür manevi değerleri de kapsayan bir üst kimlik. Din kişinin kendi seçeceği bir kurum ve kültürümüzde bu konuda bir kısıtlama yok diye biliyorum. (Yanlışım varsa değerli thamadelerimizden bu konuda yorumlarını öğrenmek isterim.)

Bu sebeple herhangi bir karşılaştırma yapmak yersiz ve yanlış diye düşünüyorum. Bu konuyu irdeleyecek olursak, Çerkeslik mi Hıristiyanlık mı, Çerkeslik mi ateistlik mi, Çerkeslik mi Musevilik mi, Çerkeslik mi Budistlik mi, vb, gibi daha bir yığın konu karşımıza çıkacaktır.

Velev ki bu sual bir çözüme kavuştu, ondan sonra çözümlenmesi gereken farklı sualler karşımıza çıkabilir; Çerkeslik mi Müslümanlığın Şafii mezhebi mi, Çerkeslik mi Müslümanlığın Hanefi mezhebimi vb. gibi.

Saygılarımla…
Ömer Meryemko
13.11.2005

Sevgili Hakan Ceylan,

Hatice arkadaşımızın sorusunda çok güzel bir noktaya değinmişsiniz; demişsiniz ki, Adige kültüründe doğumdan ölüme kadar ihtiyaç duyduğunuz her şey mevcut.

Çok güzel haklısınız. Pekiyi; ya ölümden sonrası?

Hatice kardeşim sana yazılan cevapların tümünü okudum...

Maalesef vardığım kanı şu; Adigeler dinlerinden çoook uzaktalar. Dinle, ırk tamamen farklı kavramlar. Eğer mutlu bir Ahret hayatı istiyorsak bazı Adige adetlerinden vazgeçmemiz gerekir. Unutmayalım ki, bizim kurallarımızı insanlar, İslamiyet'in kurallarını da yüce Allah koymuştur...

Sence hangisi daha doğru?
Mahmut Yılmaz
14.11.2005

Tartıştığınız konu çok yanlış. Elma ile armut toplanmayacağı gibi; Çerkeslikle din de tartışılmaz.

Çerkesliği kimsenin seçme hakkı yok. Kimse Çerkesliği kendisi seçmemiştir. Ama din öyle mi? İnsan istediği dini benimseyebilir. Genellikle Müslüman ülkelerde doğup büyüyen Çerkesler Müslüman, Hıristiyan bir toplumda doğup büyüyen Çerkesler de Hıristiyan olurlar. Bu çevrenin etkisiyle oluşur. Onun için din konusu ile Çerkesliği birbirine karıştırmamak lazım.
Ali Demir
16.11.2005

Tabi ki Adigelik.
Azmi Berberoğlu
16.11.2005

Sevgili Arkadaşlar,

Kanımca bütün sorulara gerek vardır, bu noktadan hareketle bakıldığında bu sorunun gerekli olduğunu kabul edebiliriz.

Öte yandan her soru mantıklı mıdır! diye sorguladığımızda bu soru için evet diyemiyoruz. Peki neden? Açıklamaya çalışayım.

ADİGE: Irksal bir kavram olup, genetik olarak devam eder, dolayısıyla sonradan edinilemez. Kabule dayalı değildir, isteğe bağlı olarak sonradan değiştirilemez.

DİN (İslamiyet vb.): İnançsal bir kavramdır, aile ve çevre faktörleri dolayısıyla edinilir. Kabule dayalıdır, kişinin isteğine bağlı olarak sonradan değiştirilebilir.

Sonuç olarak birbirleriyle farklı yapıdaki bu iki kavram arasında YAŞAM kuralları itibariyle farklılıklar söz konusu olabilir, bunun çözümlenebilmesi insanların kültür ve eğitim düzeyleri ile yönetim kadrolarının basiretleriyle doğru orantılı olarak sağlanabilir. (Kolay ve zor olma olasılıkları vardır).

SEKÜLERIZM (Laisizm) esas itibariyle bu ve benzeri noktalardaki çatışmaları önlemek amacıyla oluşturulmuştur.

Bizler dünyanın değişik bölgelerine dağılmış olarak yasayan AYNI IRK mensubu insanlarız. Bulunduğumuz ortamlar itibariyle farklı DİN'lere mensup olmamız son derecede doğaldır. Ortak PAYDA'mız IRK'ımız olduğuna göre birlikte ve beraberce AKIL ve GÖNÜL birliği yapabildiğimiz sürece çözümlenemeyecek herhangi bir sorun yoktur.Yeter ki, kimse bir diğerine kendi görüş ve düşüncelerini DAYATMASIN.

Saygılarımla.
Wiracocha
16.11.2005

Anlaşıldı. Burada bu konuyu tartışanlar iyi birer Türk olmaya aday. Hiç ‘’Almanlık mı Hıristiyanlık mı’’ diye bir tartışma duydunuz mu?

Bazılara Adığaghe eksikliklerini bazı şeyleri yücelterek giderebileceklerini mi zannediyor? Önce bir Adige olun sonrası kolay. Adigelik öncedir demekle bir şey olacağını düşünmek ironidir. Buyurun hangi Adigelik değeri kalmış ki, belirtesiniz bu bir kompleks duygusunun bilinç altından sızma durumudur. Dilini kültürünü bilmeyenler bu eksikliğini marjinal söylemlerle giderebileceklerini sanıyor. Hayırlı olsun…
Abregeyapşaşe
18.11.2005

Merhaba,

Ben bu konunun özeti olarak Sayın Azmi Berberoğlu'nun sözlerini alıyorum ve bu konu başlığını bir daha ziyaret etmiyorum.

Saygı, sevgi, anlaşma ve dayanışma dolu günler dileğiyle...

Hoşçakalın.
Gupseuh
18.11.2005

Selamlar,

İnsanları mensubu olduğu din ile milliyeti arasında tercih yapmaya zorlamak bence çok mantıksız. Kişi inançları doğrultusunda her ikisini de asgari düzeyde yaşayabilir. Bu soruyu sormak ve bu tartışmayı devam ettirmek bence bölücülüğe sebep olur.

Kişi yaşamış olduğu dini ile sadece Allah’a karşı sorumludur. Buna hiç bir güç karışamaz.

Saygılarımla.
Uğur Demirbaş
18.11.2005

Sayın Wiracocha,

"Anlaşıldı" derken anlaşılan nedir ve bu forumda tartışanların Türk olma adaylığını hangi kriterlere göre belirlediniz. Sizden ricam foruma yazanların isimleri ile hangilerini Türklüğe kabul edeceğinizi yazarsanız bizde bilelim. Hangimiz Türk olmayı hak ettik (!), hangimiz sınıfta kaldık... :)

Saygılarımla.
Gupseuh
18.11.2005

Sayın CC yetkilileri,

Neden yazdıklarım kısaltılıp yayınlandı? Bir açıklama lütfen.

Saygılarımla


CircassianCanada Notu: Maf Gubseuh, forumlarımızda din propagandası yapılmasına izin vermiyoruz. Yazınızdan çıkarılan bölümler din propagandasına giriyordu o nedenle çıkarıldı. Bilgilerinize. Machu Nıbjeghuxer
Jade Wumar
19.11.2005

"Bere ziwnaşö pşş'ıghem şüime pewu" ya'oagh Adığejjme."

Konu nereye varacak çok merak ediyorum. Her geçen gün değişik fikirler ortaya atılıyor. Acaba bu soru insanları aydınlatmak için mi yoksa kafaları karıştırmak için mi soruldu?

Konuya hakim olmayan şahısların bilgisiz yorumları ortalığı karıştırmaktan başka bir fayda getirmiyor.

Bu konu Adigeler arasında sorun olmayan bir konudur. Ben öyle insanlar tanıyorum ki, ne İslamiyet’ten ne de Adigelikten ödün vermeden huzur içinde ömürlerini geçirmektedirler. Büyüklerimiz bu konuları çoktan aşmış oldukları için Adigelik bu günlere kadar gelebilmiştir.

Ayrıca Adige adetlerinin içinde İslamiyet’e uymayanların olduğunu sanmıyorum varsa da sonradan ilave edilmiş olabileceğini düşünüyorum.Laisizm (laiklik konusu) apayrı bir konudur. Bence bu konuyla alakası yok.

Büyüklerimin ve işin ehli olan değerli bilginlerimizin affına sığınarak bu sorunun kesinlikle yanlış sorulduğunu düşünüyor saygı ve sevgiyle bütün Adigeleri selamlıyorum.

Tham şüighepsow...
Besney Hakan
20.11.2005

Sevgili Hatice,

Size öncelikle yanlış bir karşılaştırma yapmakta olduğunuzu belirtmek isterim. İslamiyet ve Adigelik karşılaştırılabilecek iki kavram değildir. İslamiyet bir dindir. Adigelik ise bir sosyal kimliktir. Nasıl Müslüman bir Endonezyalı olabiliyorsa, Müslüman bir Adige de olabilir. Ben bir din bilgini değilim, size yanlış bir bilgi vermek istemem. Bu nedenle size en iyi önerim bu tür konularda forum tarzı platformlarda bilgi aramaktansa güvenebileceğiniz bilgi kaynaklarından (kitap, bilgin kişiler, doğru bilgi içeren internet siteleri) bu bilgileri elde etmektir. Burada sizin de gördüğünüz gibi sonsuz bir tartışma başlamıştır ve öyle devam edecektir.

Herkes çok farklı düşüncelere sahip olabilir ama önemli olan her kişinin yorum yapacağı konuya gerçekten hakim olması gerektiğidir. Bu nedenle bu forumda yazılmış, gerçekle alakası olmayan, cehalet ve bağnazlık ürünü bilgileri, sizin elde edeceğiniz doğru bilgilerden ayırt edebileceğinizi umuyorum.

Bunu başardığınızda göreceksiniz ki, dininizi yaşamak isterken de, Adigeliğinizi yaşamak isterken de aynı şey için uğraşıyor olacaksınız: Ahlaklı ve erdemli bir insan olmak. Fakat uygulamada bazen çelişen durumlar olacaktır. Bunlara karar vermek de sizin hakkınızdır. Kimse sizin için karar veremez.

İslam ya da Adigelik seçimine dönersek bunlardan birini seçmek zorunda olmadığınızı tekrar ediyorum ve ekliyorum. Bunların birini üst kimlik olarak tercih edebilirsiniz. Bu da sadece sizin sosyal çevrenizle alakalı bir durumdur.

Yazıma başlarken sadece size yanıt vereceğime dair söz verdim kendime. Sözümü tutuyorum.
Şhalaxhue
21.11.2005

Şşıpkhece şüıme pıwuğ seue seri. Ar zıguete rexhun jade llıxhujj.

Bjapexemççe bli wıuççeşt bgejji bleğuşt. Bğejjır mebıbı bler mettselhequalle. T'uri bjapem ziplheğuşt nememi bğejjım bler yewşequı.

Ttsıfı yipşşhape zıguerem tiriguışaeme xhuna? Xhunep nibji...
Cihan
25.11.2005

Sevgili kardeşim,

Bende bir Müslüman ve Çerkes genci olarak bu konuyu çok düşündüm, kendi fikrimi de şöyle sunayım: HAYAT bir matematik denklemi gibidir, X küpler, X kareler vardır, vs. İslamiyet, kültür, sosyal yaşamda birer X’lerdir. İnsanin görevi, bütün bu X’leri bilip, tanıyıp, bir sıralamaya koymasıdır; en önemlisinden en "önemsizine" doğru.

Bütün bunları dengelemesi lazım ki mutluluğa ulaşsın, çünkü bütün bunların yani dinin, kültürün, işin asıl amacı MUTLULUKTUR !!! ( no details :)= detaya gerek yok )

Yani bu matematik fonksiyonun gitmesi gereken yer mutluluktur yani X ( yahut zaman gibi T deyim ama akıllar karışmasın :) ) ==> sonsuzluğa gidince ( sonsuzluk yoktur lol) hayat fonksiyonu mutluluğa doğru gitmesi gerekir. Böyle olması içinde maneviyata önem verilmesi gerekir, çünkü insan için en önemlisi maneviyattır ( maneviyat en kuvvetli X dir, x^10 000 000 belki lol). Maneviyatı eksik tutarsan aşağıya gidersin, moral diplerin karanlıklarında durur, yüksek tutarsan yukarı gidersin, moralde göklerde kuş gibi süzülür!

Diğer X lere önem vermekte önemli, yani Çerkesliğe, bizi biz yapan o şanlı Kafkas kanımıza! Ama en önemlisinin akılda kalma şartıyla!

Son olarak şunu ekleyeyim.
Dinimiz zaten kolay, kültürümüzde çok doğru (dürüst) kurallara dayanıyor; bu ikilinin beraber gitmesi de çok mümkün bence.

(Türkçe hataları için ve matematik kıyaslaştırmaları için üzgünüm :))

Sevgiler, saygılar.
Jankat Güven
28.11.2005

Ali Demir kardeşimize katılıyorum. Tabi ki Adigelik.

Çünkü Adigelik dünyanın bence en modern kültürlerinden biridir. İçinde bulunduğumuz yüzyıla rağmen hala bazı şeyleri aşamayışımızdan ve gurur duyduğumuz bu mükemmel kültürü bu asil varlığı eski Arap gelenekleriyle bozduğumuz için üzüntü duyuyorum.
Gupseuh
29.11.2005

Sayın Jankat Güven,

Bende iyi bir Kabardey olarak koyu bir Çerkes’im. Aynı zamanda Müslüman'ım ve dinim gereklerini yerine getirmeye son derece gayret ediyorum ama şu ana kadar Çerkesliğim ve Müslümanlığım bir çelişkiye düşmedi. Çok ufak nüanslar hariç. Mesela ben alkol almam ama bizlerin milli içeceği maxime alkollü bir içki. Ben Müslüman olduğum için hiç Araplar gibi yaşamadım. Şalvar ve etek giymedim. Sarık takmadım. Arapça konuşamam. Eşime bir Arap erkeği gibi saygısız davranmadım. vs.vs.

İslamiyet=Arap kültürü demek, kusura bakmayın ama son derece saçma ve yobazca bir düşünce. Bu İslam dinini son derece küçük düşürücü bir terim. İslam dininin Arap yarımadasından çıkmış olması buna mazeret olamaz. Bugünkü Arap kültürü İslam dininin çevresinde gelişmiş bir kültürdür. Yoksa İslam dini Arap kültüründen çıkma değildir. Bunu pek çok örnekle açıklayabiliriz ama daha fazla uzatmak istemiyorum.

Kültür kavramı ile din kavramı birbirine ne kadar çok uzak görünse de birbirine çok bağlantılıdır. Din eğer inanan bir insansanız sizin şuan yaşadığınız dünya hayatı ile bir sonraki hayatınızı düzenler. Kültür ise bu dünyadaki hayatınızı düzenler.ikisini ayırmak bence çok zor.

Asgari müştereklerde buluşup her ikisinden de mümkün olduğu kadar faydalanmakta fayda var. Hele biz Çerkesler gibi mükemmel bir kültüre sahipseniz.

Saygılarımla.
Baykaldı.H
29.11.2005

Sayın Jankat Güven,

Kültürümüzdeki eski Arap geleneklerinden bahsetmişiniz. Bana bir tane örnek verebilir misiniz? İyice irdelerseniz, kültürümüzde Arap kültüründen ziyade daha çok Avrupa ve Türk kültürü yaygındır. Bugün bakarsanız, düğünlerimizde davul, zurna çalıyorsak, damadı kız evine götürüyorsak, salonlarda Avrupa kültürüne has danslar, diskolar, çiftetelliler sergiliyorsak bunu kabahatini başka yerlerde aramamak gerek. Eskiden dediğiniz zamanda bile büyüğe saygı, dil, düğün her şey vardı ama şimdi bakınız birkaç yer dışında kalmadı. Hızla oralarda da yok olmaya başladı. Sadece isimlerimizi Çerkesce koymakla Çerkes olunamayacağını anlamamız gerek.

Saygılar.
Cankat Güven
29.11.2005

Sayın Gupseuh, sayın Baykaldı,

Öncelikle din ve Tanrı konusunda inançlarımız belirttiğiniz gibi farlı olabilir o yüzden İslamiyet’in doğruluğu vb. konulardan olaya bakacak olursak işin içinden çıkamayız. Ancak şunu bilin ki, siz İslamiyet ve Adigeliğin tamamen örtüştüğünü söylüyorsanız; ya Adigeliği dosdoğru yaşamıyorsunuz ya da İslamiyet’i...

Ben de bir Kabardey çocuğuyum ve koyu bir Çerkes’im. Adigeliği de İslamiyet’i de hayatım boyunca en iyi şekilde gözlemledim. Adigeliği hepimiz bilebiliriz ama sorun İslam’ın yorumlanışında çıkıyor galiba. Bir Arap ülkesinde ki İslamiyet’le, Taliban’ın İslamiyet’iyle, Türkiye’nin İslamiyet anlayış biçimi aynı mı? İslamiyet o kadar çeşitli şekillerde yaşanıyor ki, bu yüzden -yobaz aşırı dinci- dediğimiz kesim ile ılımlı İslamcı dediğimiz kişiler Adigelikle İslamiyet’i farklı noktalarda örtüştürüyor ya da örtüştüremiyor.

Sayın Gubseuh demek ki, sizin yaşadığınız İslamiyet’le de Adigeliğin örtüşmeyen noktaları var ki, bazı itiraflarda bulundunuz. Ancak yukarda bazı yorumlarda da gördüğünüz gibi İslamiyet kültürünü tamamen yaşadığında Adigelikten kopanlar 'Çerkeslikten atılma’yı kendi deyimleriyle göz önüne alanlar var.

Size tavsiyem eğer koyu bir Müslümansınız İslamiyet’i derinlemesine inceleyin bütün İslamiyet kültürünü hayatınıza yansıtın o zaman bakın bir kültür çatışması oluyor mu olmuyor mu? Çünkü İslamiyet’i yarım yamalak anlayıp her şeyle de bağdaştırabilirsin. İtiraf ettiğiniz gibi; mesela sayın Gubseuh içki konusu göz ardı edilecek bir konu değildir. İnancınız sağlamsa hiç içmeyin ya da Adigeliği bu yönden eleştirin. Ancak İslamiyet kültürünü iliklerine kadar sindirmiş kişilerde sizin nüans diye tabir ettiğiniz şeylerin sayısı bayağı bir artıyor. Eğer adam gibi Müslüman olmak da İslamiyet’i iliklerine kadar sindirmekse Adigelik ile İslamiyet arasında büyük bir kültür farkı doğacaktır.

Beni, sizin yaşadığınız İslamiyet’in Adigelikle bağdaşması ilgilendirmez, İslamiyet’in kendisinin Adigelikle bağdaşıp bağdaşmadığını sorguluyorum ben. Bu arada Adigeliği de hakkıyla yaşadığınızı varsayıyorum.

Dediğim gibi inançlarımız farklı olabilir. Ben her zaman Adigeliği benimsemiş bir insan olarak yaşayacağım. Onu diğer kültürlerle harmanlayıp bozmayacağım. Çünkü Adigelik dünya cehalet devrini yaşarken de moderndi, şimdi de. Söylediğiniz gibi; sadece ismi Çerkes olmakla, Çerkes olunmaz sayın Baykaldı ama Adigeliği anlamadan hiç olmaz bunu da bilin.

Saygılar...
Baykaldı.H
29.11.2005

Sayın Cankat Güven,

Adigeliği bırakın yaşamayı, iliklerime kadar hissediyorum. Bende Çerkes olarak yaratıldığım için şükrediyorum. Adigelikten çıkardığınız kasıt nedir bilmiyorum ama şunu da anlamanız lazım ki; her millet, kendi kültürüyle, kendi ırkıyla gurur duyar. Bu sadece bizim millete has bir şey değil. Çingene çingeneliğiyle, Kürt Kürtlüğüyle, Afrikalı Afrikalılığıyla, Arap Araplığıyla, Türk Türklüğüyle övünür.

Hangi millet kendi milletini, kendi insanını kötüler, münferit düşünceler dışında. Adigeliği yükseltmekte haklısınız ama bizim kültürümüzde de geçmişte çok büyük yanlışların olduğunu da unutmayın. Bizim kültürümüz sütten çıkmış ak kaşık gibi değil. Burada yapılan pek çok yanlışlığı sıralayacak değilim, en azından yanlış anlaşılma çekingenliği vardır. Biraz öğündüğümüz kadar eleştirmesini de bilmeliyiz.

Şu sözünüzü açmanızı da istiyorum. ‘’ADİGELİK, DÜNYA CEHALET DEVRİNİ YAŞARKEN DE MODERNDİ, ŞİMDİ DE.’’

Ayrıca Adigelik kavramından çıkardığınız nedir, kıstasınız nedir? Adigeliği yaşamak nasıl oluyor? Sabahtan akşama kadar ben Çerkes’im diyerek, düğünlerde oynayarak, kafayı çekerek, kaşenler bularak, iki cümle Çerkesce konuşarak geçirdiğiniz ömür mü, Adigelik dediğiniz? Yanlış anlaşılma olması, siz bunları yapıyorsunuz demiyorum. Sadece Adigeliğin içeriğini Abrek-2 gibi merak ettim o kadar.

Saygılar.
Gupseuh
30.11.2005

Sayın Jankat Güven,

Ben daha önceki yazımda İslamiyet ile Adigeliğin örtüştüğünü iddia etmedim. Zıtlaştığı yönler tabi ki var. İslamiyet 1400 yıldır var ama Çerkeslik 4000 yıldır. Dolayısı ile birebir örtüşmesi mümkün değil ama ben bunun için ne Adigeliğimden vazgeçerim nede dinimden. Dediğim gibi asgari müşterek benim için yeterli. Bu gün İslamiyet alkolü yasaklıyorsa ben alkol almam. Dolayısı ile maximeyi de içmem. Bu beni Adigelikten çıkarır mı? Tabi ki hayır. İllaki ikisinden birini seçmek gibi bir zorunluluk niye olsun ki? Kaldı ki, Adigelik de sütten çıkmış ak kaşık gibi masum değil. Mesela hırsızlık bizim Adigelerde son derece yaygındı. Hatta insanlar yaptıkları hırsızlıkları ile övünürlermiş. Hırsızlık iyi bir şey mi? Hayır? İslamiyet hırsızlığı yasaklamış mı? Evet. Siz olsanız hangisini seçersiniz? İlla Adige'yim diye hırsızlık yapmalı mı?

Saygılarımla.
Baykaldı H.
30.11.2005

Sayın Gupseuh,

Buradaki bir teriminize katılamayacağımı belirtmeliyim. Hırsızlık, Çerkesler arasında asla olmadı. Bu terim yerine gasp ve talan diyelim, belki de bunlarda tam olarak karşılamaz ama ben yine konuyu açarsam daha iyi anlaşılır.

Hırsızlık, kimsenin haberi olmadan, birinin parasını veya eşyasını gizlice çalmaktır. Oysa gasp, zorla, birinin rızası olmadan elindekileri almaktır. Mesela Uzunyayla'daki büyüklerimiz anlatır.

Eskiden Çerkes gençleri gezerlerken yolda rastladıkları birinin atını beğenmişse o ata muhakkak sahip olmalıydı. Sahibinden isterde vermezse muhakkak arbede çıkardı. Tabi bu gasp işi sadece AT olduğu zaman gerçekleşmiştir. Yoksa para veya başka bir şey için asla olmamıştır. Gerçi günümüzde gasp'ın cezası hırsızlıktan daha ağır sanırım. At Çerkesler için kutsal olduğundan dayanamıyorlardı.

Saygılar.
Şahin Kartal
01.12.2005

Merhabalar,

Ne kadar saçma bir soru: Adigelik mi? İslamiyet mi?

Taa ilkokul 3. sınıfta öğretilen temel bit bilgi vardır matematikte. İşlem yaparken aynı türler arasında işlem yapabilirsiniz, diye. Bir defa Adigelik ne, İslam ne? Biri kültür, diğeri din. Hani deseniz Adigelik mi, Rusluk mu ya da Adigelik mi, Amerikanlılık mı diye anlarız ve konuşuruz ya da İslam mı, Hıristiyanlık mı deseniz yine tartışılır. Çünkü türler aynı. İslam, o zamanın en bozuk yaşayış tarzında hayatlarını devam eden Arap toplumunda çıkan bir din. Bugün İslam’ın kuralı denen ve insanların yaşantılarında uygulamaya çalıştıkları kuralların bazılarını gerçekten Hz. Muhammed, insanlara birer referans olsun diye ortaya koymuş, mutlaka böyle olacaktır dememiştir. Diğer çoğu kurallar ise Hz. Muhammed den sonra çıkartılmış abuk sabuk şeylerdir.

Saygılarımla
Durgut
01.12.2005

Merhabalar,

Bu forumda mı okumuştum acaba; "soru soruluyorsa, demek ki bir ihtiyaç vardır ve cevaplanmaya değerdir" anlamında bir cümleydi. Bence yerinde bir tespit.

Ancak, bu (yerinde) tespit ile, "ama sorudan da maksat/maruzat anlaşılmalı" gerçeği sakıt (*) olmuyor. Demek ki öncelikle soruyu doğru sormalıyız. Doğru soruyu bulmaya çalışıyorum kendimce.

"İslamiyet mi Adigelik mi?" Evet ilk bakışta bizi elma/armut çarpıklığına götürecek kadar yanlış bir soru. Peki ikinci, üçüncü ve sonraki bakış açılarında ve bu forumda da dillendirildiği şekliyle gördüğümüz gibi aslında niyet belli değil mi? Peki ne öyleyse niyet ne?

Açık olarak gördüğümüz ve yaşadığımız şu ki, pek çoğumuz İslamiyet’le Adigeliği aynı potada eritemiyoruz galiba. Hayatın içinde ikisi yan yana poz verdiği zaman bazı rötuşlar mı yapmak gerekiyor yoksa? Peki hangisine rötuş yapma hakkımız var? Hangisinden başlamalıyız düzeltmelere ya da hiçbirine dokunmamalı mıyız? "Dokunulmaz" konular mıdır bunlar? Varsa dokunma hakkımız nereye kadardır?

Yukarıdaki sorulardan şunu çıkarabildim ancak: Sorun çözme anlamında yeterince kıvrak bir zekavete (**) sahip olan Adigeliğin böyle bir dokunulmazlıktan ne çekincesi var ne de böyle bir dokunulmazlığa ihtiyacı var. Peki İslamiyet? Evet İslamiyet’in (mensupları için) böyle bir dokunulmazlığı/nasları (***) var (Bu cümlenin böyle kısacık yazılamayacağını biliyorum ve bu kadarını belirtmekle yetiniyorum). ANCAK, İslamiyet’in kendi öğretisine göre (öğreti yerine daha uygun bir kelime seçilebilir belki) hayatın bidayeti (****) bir soru ile başladığından, İslamiyet’in sorulardan da bir çekincesi KESİNLİKLE yok. Kaldı ki, dinin kaynağı soru. Öyleyse forumun başında sorulan sorunun (sorudan maksat edilen bir maruzatın) sorulmasında bir mahsur yok.

Kimse aslında Adigeliği bir din ya da dini -özelde İslamiyet’i- de bir soy/kültür/gelenek/üst-kimlik/vb. olarak değerlendirmeye çalışmıyor aslında. Böyle bir şey abesle iştigal olur ve çözmeye çalıştığımız sorun -bulmaya çalıştığımız çözüm- ölü doğmuş bir çocuktan öteye gitmez.

(Yazının sonunda "doğru soruyu bulamayacağım" evhamı ağır basmaya başladı!)

"İslamiyet mi Adigelik mi?" Bence, tam da milliyetçilik duyguları ve kimlik arayışı çabaları ile dini duyguların da kabarmaya başladığı bu eş zamanda (bu zamanda) içine düşülen bir iç ızdırap var bu soruda ve bunu herkes soruyor kendine zaman zaman. Bu soru işte bu ızdırabın sordurttuğu "köşeli" bir soru. Kimliğinden vazgeçemeyiş, onu bir yere koyamayış; "dinimi nasıl sorgulayabilirim" sancısının alt kümesi, dini yanlış algılama vs. vs...

Yazının sonunda "şöyle kallavi bir soru gelecek galiba" beklentisini boşa çıkartacağım için üzgünüm… Belki de "hah, bir yanlış soru daha" diyeceksiniz... Foruma katılan bazı arkadaşlara göre yanlı olacak ama (yukarıda belirttiğim ızdırabı çekenler için yanlı olmayacağını düşünüyorum) doğru soru bana göre şu:

Şehr-i İslam'da Adige mahallesi nasıl imar olur?

Saygılar.

(Kırık dökük -ama samimi olduğunu düşündüğüm- cümlelerim için herkesten özür diliyorum; zira bilgisayarda yazı yazmak alışılmadık geliyor. Bu yüzden okuyanların anlayışına sığınıyorum.)

(*) Sakıt: Hükmü kalmamış, eski önemini yitirmiş. Düşen, düşmüş. (CC)
(**) Zekavet: Çabuk anlama ve kavrama, zeyreklik. (CC)
(***) Nas: Açıklık, açık ve kesin yargı. Dogma. (CC)
(****) Bidayet: Başlama, başlangıç. (CC)
Psklg
02.12.2005

İkisinin de en önemli özelliği yaşanıyor olması:) Burada düşünülmesi gereken;insanın, bunları yaşarken en fazla hangisine ihtiyaç duyduğudur? Bu soruyu, algılamak zorunda kaldığın islamiyet için sordun bence! Bir de iyi bilinen islamiyet ve adigelik vardır. Bu noktada da, yine bence, islamiyet ve adigelik, çok az farklar dışında, tamamen birbirlerini yaşatabilecek iki kavram...Gerçek islamiyetin manasını kavramak, bu sorunun yanıtı olacaktır!!!

Teşekkürler...
Fuat Aydemir
07.12.2005

Ne kadar saçma bir soru diye yazmış çoğu arkadaş ama çok ince ve önemli bir konu bence. Hem de 18 yaşında olup birebir yaşayıp da kaleme dökmek isteyen bir genç arkadaşımız tarafından. Tüm yazılanları okudum ve İslamiyet’in insanımızda bıraktığı etkilerin farklılığına tanık oluyor insan.

Nasıl ki, İslamiyet’in algılanması ve hatta kurallarının uygulanmasında farklılıklara rastlanması gibi. Ben de her insanin aslında ayrı bir tanrısı olduğuna, hatta her birimizin ayrı bir dini olduğuna inanmışımdır. Yaratanın tek oluşu ortak payda sanırım. Ben Müslüman'ım ama namaz kılmam, oruç tutmam diyen veya ben Müslüman'ım ama içki içerim ya da başımı örtmem ve daha birçok sayacağımız örnekler. Kuran’ın çok iyi ve anlayacağımız bir dille okunması gerekiyor bence ve günümüz koşullarıyla karsılaştırılması.

Bu inceleme ve değerlendirmeler yapıldığında zıtlaşmalarla karşılaşılacaktır. Din olgusu hiçbir zaman birleştirici olmadı biz Çerkeslerde. Aksine her gün parçalayıcılık özelliğiyle çıkıyor çoğu alanda karşımıza. Herkesin kendinedir inancı, sevap ve günah bireyin kendisindedir söylemi sarsılıyor artık. "Müslümanlaştırma" ki, Kuran’da bunu belirtir, gelenek-görenek tanımıyor belli bir noktadan sonra. Adige gelenek ve göreneklerimiz yaşamın içinden çıkmıştır ve kural koyucular toplumun tecrübe anlamında ileri gelenleriydi. Zamanla kurallar yaşam koşullarına paralel çoğu kesiminde pozitif anlamda değişikliklere uğrayarak günümüze kadar gelmiştir. Ancak Müslüman din adamları Kuran’daki ayetleri aynen korumuşlardır ve iyi incelendiğinde birçok ayetin sadece o günün koşullarına uygun olduğu görülecektir. Oysa Kuran’da geçen birçok ayet gayet çağdaş, birleştirici, tamamen insan sevgisine dayalı öğeler ve kurallar bütünüdür.

İslam bilim adamlarının bir araya gelerek yapacakları değerlendirmeler ışığında ortaya çıkarılacak kurallar bütünü yeni bir kitap eminim hem insanlığın onunu açacak hem de birçok zıtlaşmayı ortadan kaldıracaktır. O zaman İslam thamadeleri ile Adige thamadeleri arasında herhangi bir farkın olmayacağını düşünüyorum. Değişmeyen tek şey değişmektir...

Saygı ve sevgilerimle...
Azmi Berberoğlu
07.12.2005

Değerli arkadaşlar,

Biraz yoğunluk, birazda projeler nedeniyle sizlerden ayrı kaldım, ancak görülen o ki, bu konudaki tartışmalar sürecek.

DİN ve ADİGELİK kavramlarını geçen yazıda kısaca açıklamaya çalışmış ve farklı olgular olduklarını belirtmeye çalışmıştım. Sanırım biraz daha AÇMAK gerekli.

DİN olgusu, esas itibariyle TÜM insanlığı kavramayı amaçlar ve bu nedenle LOKAL kültür ve geleneklerle ÇATIŞMASI kaçınılmazdır. Bu nedenle örneklemelerle belirtilen bazı gelenek ve göreneklerimizle de doğal olarak ÇATIŞIR.

Sayın Jade kardeşimiz, her ne kadar LASİZM'in, bu konu ile ilişkisi yok dese de, LAİSİZM esas itibariyle DİN ile YÖNETIM ve yaşam biçimi arasındaki ilişkileri ayırmayı ve DİN kurallarının, YAŞAM FORMlarını ve KÜLTÜR'leri yok etme olanağını azaltmayı hedeflemiştir. Zira DİNler MİLLET kavramını YOK sayar, tüm insanlar birer KUL, kısaca ÜMMET mensubu şeklinde tanımlanır.

Saygılarımla.
a-e
07.12.2005

Selamlar

Bir konuda düzeltme yapma ihtiyacı duydum, umarım yanlış anlaşılmam.

Zira DİNler MİLLET kavramını YOK sayar, tüm insanlar birer KUL, kısaca ÜMMET mensubu şeklinde tanımlanır.

Bütün dinler millet kavramını yok saymazlar.

Yahudi dininin iki özelliği vardır:

1) Ulusçu bir dindir ve sadece İsrailoğullarına seslenmiştir, zaman zaman başka uluslardan katılanlar olsa da Yahudi dini İsrailoğullarına özgüdür, bir tek millete gelmiştir, milliyetçidir.
2) Tek bir peygamber tarafından değil bir çok peygamber tarafından gelmiştir.

Bazı dinler sadece bir tek millet için çıkmıştır. Yahudilik bir tek ulusa seslenirken, Hıristiyanlık herkesin tüm insanların Tanrı’nın çocukları olduğunu derken, Müslümanlık tüm insanların Tanrı’nın kulu olduğunu demiştir.

Her dinde insanın Tanrı’ya karşı duruşu farklıdır.

Sevgiyle.
Hami Atcı
07.12.2005

Arkadaşlar,

İslamiyet mi Adigelik mi? Neden bu konuda kendinizi sorgulama gereği duyuyorsunuz anlayamıyorum. Ayrıca; İslamiyet’i Adigeliğe uzak sayanlar acaba hangi dini bize yakıştırıyorlar? İslam dini üzerine anti fikir üretenler ne kadar Adigeliği yaşıyorlar veya İslam dinine ne kadar vakıflar? Bence burada daha önemli konuları paylaşalım.
Azmi BERBEROGLU
08.12.2005

Maf,

Bir önceki yazımın son paragrafındaki -ler- eki fazlalık olarak yazılmıştır (yorgunluğumuza sayınız lütfen). Bu detayı yakalayıp bizi uyaran arkadaşımıza da teşekkür ederim. Cümle dikkatlice okunduğunda burada kastedilen DİNin İSLAMİYET olduğu, KUL ve ÜMMET kavramlarının da yine İSLAMİYET'e ait kavramlar olduğu da açıkça görülmektedir. Öte yandan TEK Tanrılı DİNlerin temel felsefesi belirtildiği gibidir.

Sadece farklılık gösteren ŞERİATlarının uygulama noktasındaki biçimselliktir.

Bir yazımda tüm NİCK kullanan kardeşlerimize, bundan böyle NİCK kullanmaları halinde kendilerini muhatap almayacağımızı belirtmiştim (kişisel kararımdır). Bırakınız bir THAMADEsinden gelmeyi, bir büyüğünden dahi bir talep geldiğinde bir ÇERKES kardeşimizin yapması gereken, bu isteme uymaktır. Bu konuda ikinci bir uyarıya gerek görmüyorum.

Kişisel olarak konuların geniş bir katılım sağlanarak tartışılmasından, hepimizin yararlanacağını, faydalı ÇIKARIMLAR yapabileceğimizi düşünürüm ( DİL-DİN-IRK fark etmez) . Ancak kurallarımız kişilere göre değişiklik göstermez, ortamda bulunmak isteyenler uymalıdır.

Sonuç olarak; İSLAMİYET talepleri itibariyle, zaman zaman gelenek ve göreneklerimizle ÇATIŞIR, önemli olan kişinin konuyu çözüp çözmeme yönündeki iradesidir. Bu konuda yıllarca yazılar yazmak mümkündür, ancak inanıyorum ki, yazılan hiçbir yazı İÇERIK olarak. bir yenilik getirmeyecek. Fasit bir dairede anlamsızca dönülecektir.

Eğer gerçekten DİN konusu tartışılmak isteniyorsa, bunu doğru bir mantıkla yapmayı öneririm. Örneğin; DİNler ve ULUSAL KÜLTÜRlere etkileri şeklinde bir başlık altında
rahatlıkla ve verimli olarak tartışılabilir. Mevcut haliyle başlığı okuyan, sanki yazılı İKİ kavramdan birini tercih etmek durumundaymış gibi bir sonuca ulaşıyor ki, bu kesinlikle doğru değildir, ADİGE herhangi bir dine mensup olabilir.

Bu arada bugün elime geçtiği için yeni okuyabildiğim JINEPS
adli gazetemizden, söz etmeden geçemeyeceğim. Hazırlayan ve emek veren tüm kardeşlerimi yürekten kutluyorum. Gazetede GUPSEGE grubunun "Köy Projesine" ilişkin resimli bir haber yapılmış olması da ayrı bir sevinç kaynağı olmuştur. Gençlerimize de teşekkür ve başarılar diliyor, yola devam diyorum.

Esen kalın
.


Halit Atila
13.12.2005

Katılıyorum. Tartışılması bile çok saçma...
 

Demircan Muharrem
14.12.2005

Bir büyüğümüzün bir sözü var “diğer milletler sonuca ulaşmak için Çerkesler tartışmak için tartışır” din mi ırk mı gelenek mi? Yani birini seçmek zorunda mıyız? Bunların hepsi bir arada yürümez mi? Ayrıca Adige gelenekleri İslam'la o kadar da çakışmıyor. Ne diyor Kuran "ameller niyetlere göredir" hangi Adige terbiyesi almış biri ortamdaki bayanlara (ya da baya) karşı yanlış niyet besler. İkincisi peygamberimiz Kuran ve sünnette yeri olmayan konularda geleneklere göre kara vermiştir. Atmıyorum. Buna bir sürü örnek var. Arkadaşlar kafa karıştırmayalım. Daha önemli konular var.
 

D.M.T.
26.12.2005

Ben de katılıyorum. Aynı sorunu ben de yaşıyorum.
 

Gupseuh
26.12.2005

Maf sayın Demircan,

Yazdıklarınıza virgülüne kadar katılıyorum. Bu tür tartışmalar hem dinimize hem de Çerkesliğimize zarar vermekten başka bir işe yaramıyor.

Saygılarımla
 

Guğoj Sami
26.12.2005

Sayın Demircan,

Konuyu kısa,net ve sade bir şekilde özetlemişsiniz. Tebrik ederim. Bilgi sahibi olmadan herhangi bir konuda kulaktan dolma yazı yazmak gerçektende kafaları karıştırır. Aslında formda dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan birisi budur. Yoksa hiç bir konu netleşmez.

Saygılarımla Maf Nıbjeuğu
 

Gujan Ceyhan
26.12.2005

Merhabalar,

Ben Eskişehir'den yazıyorum. Aslen Amasyalıyım. Şunu söyleyeceğim arkadaşlar sizlere: Eğer biz Adigeler olarak Adigeliğimizi tam anlamıyla yaşatırsak dine gerek kalmaz. Adigelik zaten bütün bir şekilde bizim hayatımızı düzene sokuyor. Bundan başka yazılacak bir şey yok bence.

Saygılarımla.
 

Tolga Gençer
27.12.2005

Selamlar,

Arkadaşlar sanırım kavram kargaşası yaşamaktayız. Öncelikle şunu ortaya koymak gerek, İslamiyet bir dindir ve bunun kuralları hiç bir tartışmaya meydan vermez, veremez. Yani dogmatik kurallar bütünüdür, dinin kurallarını hele İslam dininin kurallarını hiç tartışamayız. Netice itibari ile 1500 yıldır değişmemiştir, değiştirilemez de. İnanan insan sadece inanır ya kabul eder ya da etmez, ederse Müslüman etmez ise ya dinsiz olur. İnsanın yaradılışı itibariyle bir şeylere inanmak zorundadır, ateist diye tanımlanan insanlar dahi bir şeye inanmak durumundalar. İlahsızlığa inanırlar, ancak onlara göre bile muhakkak bir yaradılış senaryosu vardır, neyse uzun lafın kısası İslam bir din iken tartışılamaz ve değiştirilemez iken, Adigelik bir milliyet kimliğidir, yaşam tarzı ile kültürü ile dili ile bir bütündür. Ancak kültürler değişime maruzdur, 1500 yıl öncesini bırakın 100 yıl önce Adigelerin giymiş olduğu kıyafetler, günlük yaşam tarzı, dilleri dahi değişime uğramıştır ve bu doğal kültür değişimidir, dogmatik değildir yani. Ancak 1500 yıl önceki İslam dini Allah birdir diyor ve bugün de bu değişmemiştir, 1500 yıl önceki Müslümanların namaz kılması ile günümüz Müslümanların namaz kılması da aynıdır, değişim söz konusu değildir, olamaz da....

Yani buradaki tartışmalarımız elma ile armudun karşılaştırılmasına benzemektedir, din tüm insanlığı kapsar, bunun içine Adigeler de girer, İngilizler de Fransızlar da. Bir insan doğumundan sonra İslamiyet’i seçebilir din olarak, ancak doğumu sırasında milliyetini seçemez Adige olarak doğar, ancak Adige gibi yaşayıp yaşamayacağı kendi bileceği bir iş ama Adige olarak yaşamaması onu Adigelikten aforoz edemez ama Müslüman gibi yaşamaz ise o Müslüman değildir.

Saygılarımla
 

Eren Tambay
28.12.2005

Sitenizdeki bu bölümü ilk defa inceledim. Maalesef tartışmalar gösteriyor ki, çok üzüntü verici. Hala İslamlık, Hıristiyanlık, yani dinlerle uğraşıyoruz ve bizlerde gün be gün eriyip gidiyoruz Arkadaşlar gelişmiş ulusların uzaydaki kent projelerini hayat geçirmelerine çok az bir süre kaldı.

Biz kendi kültürümüzü koruyup geliştireceğimize elin diniyle neden uğraşıyoruz? Neden hala sorguluyoruz dini? Biliyorum bulunduğumuz sosyal ve siyasal koşullara göre biçimleniyor bizlerinde düşünce ve inançları ama aşmamız gerekmiyor mu? Bence gerekiyor ve inanın bizim kültürümüz ve adetlerimiz tüm dinlerde 2000 yıl önde. Ancak biz farkında değiliz ve bir araya gelemiyoruz. Kendimize sahip çıkamıyoruz, örgütlenmiyoruz, kendimizi ifade edemiyoruz...

Herkese mutlu yıllar.
 

Toros
28.12.2005

Merhaba, Bu siteyi ilk defa ziyaret ediyorum ve de anladım ki, bizler hala, yüzeysel şeylerle uğraşıyoruz. Osmanlı çöküş döneminde meleklerin erkek mi,dişi mi olduğunu tartışırmış… Sonuç ortada, ne olduğunu öğrendiler… Şimdi, kaçımız gittik anayurdu gördük oranın havasını ciğerlerimize doldurduk? Burada yapılan, fikir mücadelesi olmamalı, burada hedefler ve varma yolları olmalı, burası bir buluşma kaynaşma yeri olmalı… Tamam herhangi bir konu da fikir sorulur ve de bu işte uzman bir heyet karar verir… Sonra da kişi akıl vicdan ve bazı değerlerine göre karar verir. Yazık bence bunca zamana.
 

Jade Wumar
30.12.2005

Değerli Adigeler,

Merak ediyorum acaba bu soru niçin soruldu? Bu sorudan cevap olarak beklenen nedir?

Böyle bir konu kesinlikle böyle ortamlarda konuşulmayacak gereksiz bir soru diye düşünüyorum. Konu hakkında şüpheleri, beklentileri öğrenmek istedikleri olanlar bence işi bu konuda hakkında bilgi ve yorum yapabilme kabiliyetine sahip kişilerden öğrenseler daha iyi olur.

Sayın Fahri HUVAJ bu konuya açıklık getirebilecek değerli Adigelerden biridir bence ve ona danışılmasında yarar vardır.Yorumları bu soruya ışık tutabilir. Aslında cevap basittir. Özellikte İslamiyet’te kesin olan bütün dünya yaşantısının, örf ve adetlerin İslamiyet’in müsaade ettiği çerçevelerde yapılmasıdır. Yani bir Müslüman için Adige olsa dahi önce dini yaptırımlar söz konusudur. Sonra ırk ve özellikleri adetleri gelenekleri gelir. Ben Müslüman bir Adige olarak huzur içinde yaşamaktayım...

Süetxhej...
 

Ahmet Güçlü
30.12.2005

Merhabalar Sayın Jade Vumar,

düşüncenize tamamen katılıyorum. Bu soruyu soran kişinin asıl düşüncesini bilemeyiz, ancak yorum yapan birçok kişi düşünüp te dile getiremediği bu konuyu rahatlıkla konuşma fırsatı buldu. Ben Çerkes delikanlısıyım ve İslamiyet’le Çerkesliği beraber yaşıyorum.

Sağlıcakla kalın...
 

Dijan
13.01.2006

Kesinlikle Tümay Temiz'e katılıyorum. Tek gerçek Allah’tır. Zaten şimdi eskisi gibi Çerkes adetleri kalmadı. Yani en azından şehirlerde kalmadı. Çerkeslikle İslamiyet’i bağdaştıramayanları da kınıyorum. Doğruyu bulmalı ve O'na inanmalı...

Saygılarımla.
 

H. İbrahim Ölçüm
19.01.2006

Öncelikle Hatice arkadaşımızın samimi sorusundan dolayı teşekkür ediyorum ve bu soruyu çıkmaza götürenlere her zamanki gibi sadece gülmekle yetiniyorum... Adige olmak bir milliyettir, İslam ise dindir... Bunlar birbirinden farklı yollardadır… Adige kültürünü ve İslam’ın kurallarını yaşamak arasında bir seçim yapmana gerek yok bence Hatice, çünkü Adigeliğin İslam’la çelişen yanı yoktur. İslam, millet ırk renk vb.. ayırımı yapmaz, kültürünü kaybetmiş milletlere değil tüm insanlığa gönderilmiştir. Eğer Adigelikle İslam’ın aynı kulvarda gidemeyeceğini hala düşünenler varsa onlara tek tavsiyem İmam Şamil’in hayatına baksınlar… Orada gerçekleri göreceklerdir. Bugün adet diye yaptığımız birçok şeyin adetle falan alakası olmadığını onun hayatını okuduğunuz zaman göreceksiniz...

Bugün Çeçenistan’da Adigelik değil Cihad savaşıyor… Sizlerin adet diye gösterdiğiniz şeyler uydurma ve safsatadan ibarettir. Hatice hanımın yazdığını istismar ederek İslam ve Adigeliği karşı karşıya getirenler utansınlar...

Siz kabul etseniz de etmeseniz de Adigelik ve İslam aynı paralellikte yürüdü, yürüyor ve yürüyecek!

Tzereleğun
 

Tolga Gençer
19.01.2006

İbrahim arkadaşımız bana göre son noktayı koymuş. Daha önce yazdığım gibi, İslam ve milleti bir birinden ayrı etmek gerek, milletlerin yazılı olmayan yasaları vardır ki, bunlar adet ve töreleri oluşturur, cebren yaptırımı yoktur ama içerisinde bulunduğunuz yaşamakta olduğunuz toplum sizi bu kurallara uymadığınız zaman dışlayarak yaptırım uygulamış olur. Adet ve töreye uymadığınız takdirde yazılı kurallardaki yaptırımlara maruz kalmazsınız.

Somut örnek verecek olursak İslamiyet’te amcanızın kızı/oğlu size namahrem olduğu için elini dahi tutamazsınız, tokalaşamazsınız yani ama biz Kafkas milletlerinde bu yadırganacak bir durumdur, amcanızın kızı/oğlu ile tokalaşmayı bırakın hoş geldin/güle güle derken resmi durmanız dahi sizin ayıplanmanıza neden olur. Toplumsal yaptırım harekete geçer yani. Amma unutulmamalıdır ki İslamiyet’te ameller niyetlerle sabittir. Kuran’dan yola çıkacak olursak ''biz sizleri kavimler halinde yarattık ki, birbirinizi daha iyi tanıyasınız'' yani bizi renk dil ırk, millet olarak yaratan gün geldiğinde mahşer alemi kurulduğunda yine elbet bu ayrımı yapacak ve yüzeysel baktığınızda İslam’a ters görünen adetlerimizin hiç de ters olmadığı anlaşılacaktır, millet olarak olaylar derinlemesine ve bilerek bakmayı öğrenmeliyiz bence. İslam ve Adigelik bir arada yürür yürümüştür,yürüyecektir de...

Saygılar.
 

Vasfi Doğançay
19.01.2006

Merhabalar,

Bu konunun bitmemesinin en büyük sebeplerinden biri bence İslamiyet’in Çerkeslikle bağdaşmadığının ispatıdır. Tabi ki din ile milliyet ayrı. Bunu 10 yaşındaki çocukta bilir. Burada ortaya konan; dinin Çerkes kültürünü yok edip etmemesidir.

Sayın Ölçüm, Hatice hanıma Adigeliğin İslamiyet’le çelişen yanı yoktur demiş. Ardından da millet, ırk, renk ayrımı yapmaz diye eklemiş. Buna da kimsenin itirazı yok. İtiraz olunan yanı, İslamiyet’in girdiği yerde kendi kültürünü de birlikte soktuğudur. Saçından sakalından, yemek yeme şekline, aile ilişkilerinden akraba ilişkilerine kadar her alanda Arap kültürünü getirmektedir. Çünkü Muhammed Arap’tı ve herkes bilir ki, Muhammed gibi yaşamak İslamiyet’te en önemli kurallardan biridir. Yanılırsam düzeltin, onun gibi sakal uzatmak, onun gibi yemek yemek, onun gibi giyinmek vs. sünnettir. O zaman nasıl oluyor da Adigelikle çelişmiyor? Muhammed Arap kültürünü yaşayan biri, onun gibi yaşamayı ibadet sayan bir anlayış Adigelikle nasıl çelişmez? Çelişen o kadar çok şey var ki, neredeyse tümü. Burada yapılmaz istenen şey, İslam kurallarını yavaş yavaş Adigeliğe şırınga etmek.

Mesela Tolga bey ne demiş yukarda. İslamiyet’te amcanızın kızı/oğlu size namahrem olduğu için elini dahi tutamazsınız’’ Neden tutamaz çünkü namahrem. Tabii tolga bey ardından ‘’Amma unutulmamalıdır ki, İslamiyet’te ameller niyetlerle sabittir’’ diye kusuru örtmeye çalışmış. Bunların faydası yok. Ne yazarsanız yazın Adigelik ile İslamiyet çelişmektedir. Hem de hayatın her alanında. Bu sebeple zaten Adigeler hiçbir zaman tam anlamıyla Müslüman olmamışlardır.

Dünyanın hangi Müslüman milletinde görürsünüz, dua okuyup ardından amin deyip ardından içkiyi içen bir kültür? Benim tahminim Adigeler zaten sırf Ruslara inat din değiştirmiş bir millettir. Bu sebeple de hiçbir zaman dini önemsememişlerdir. İslamiyet ve Adigelik bir arada Adigelerin arzu ettiği şekilde yürümüştür, yürüyecektir.
 

Janbot
20.01.2006

Bütün yazılanları okudum. Farklı düşünsem de sayın Natho'nun yazıları çok açık, çok acı ama hepsi de gerçek... Kendisini farklı düşünmemi sağladığı için kutluyorum.
 

Tolga GENÇER
21.01.2006

Sayın Doğançay,

İslamiyet ile Çerkesliğin aynı kulvarda olamayacağını anlatmaya çalıştım, biri milliyet öteki din, daha basite indirgersek biri elma biri armut, bu nedenle ikisini aynı kefeye koyup tartamazsınız. Ayrıca dua edip amin deyip arkasından içki içmeyi Adigelik saydığınıza göre, Hacı Murat'ı, Şeyh Şamil'i, Cavhar Dudayev'i, Aslan Mashadov'u, Abrekleri, Nartları ya hiç okumadınız veya okuduysanız da yaşantılarını, dinlerini, Çerkeslik ve İslamiyet sentezini, dünya görüşlerini,ne için mücadele ettiklerini, anlayamamışsızınız. Ayrıca dediğiniz gibi Adigelik içki içmek ile sabit olsaydı, biz Kafkasyalıların yaşam tarzı ilahsız yaşantıya daha uygun olsaydı, şu an bunları konuşmuyorduk belki de.

Yani sürgün yaşamazdık, kanlarımız ile suladığımız topraklarımızdan koparılıp atılmazdık. Uzun lafın kısası, Şamil’i, Dudayev’i, Hacı Murat’ı, hepsinden önemlisi SÜRGÜN yıllarını tekrar gözden geçirmenizi tavsiye ediyorum, hala aksini iddia ederseniz hiç birimizin ''sürgün edebiyatı'' yapmaya hakkımız kalmayacaktır, keza bu tutumunuzdan ''turistik gezi için gelip Anadolu’yu çok beğenip yurt edinmişiz'' anlamı çıkacaktır.. Saygılar...
 

Vasfi Doğançay
21.01.2006

Sayın Gençer,

Yazdığım yazıyı bir daha okursanız ilk başta ben de sizin söylediğinizi yazdım. Aynen şunu yazdım: ''Tabi ki din ile milliyet ayrı. Bunu 10 yaşındaki çocukta bilir. Burada ortaya konan; dinin Çerkes kültürünü yok edip etmemesidir.'' yazım yukardadır, kontrol edebilirsiniz. Dolayısıyla elma ile armut toplanmıyor. Tam aksine birbirlerini etkilemesinler diye ayrı sepetlere koymaya gayret ediyorum. Dua edip içki içmeyi Adigelik saydığımı da nereden çıkardınız? Ne alakası var? Sizde elmaları armutlarla toplamışsınız. Yazımı bir daha okuyunuz.

En hassas noktaya geldik. Senelerce bizi Hacı Murat'ın, Şeyh Şamil'in, Cavhar Dudayev'in, Aslan Mashadov'un Adige olduğunu söyleyerek uyuttular. Bu adamların Adigelikle, Adige kültürüyle alakaları yok. Kimi Avar, kimi Çeçen Adigelikle ne alakası var? Bunların tek derdi şeriattı. Başarılı da OLAMADILAR. Kafkasya'da din yaşanamaz. Xhabze bin yıldır buna engel oldu, hala da oluyor. Ben en ince detayına kadar SÜRGÜN YILLARINI incelediğim için zaten yukarıdaki yazdıklarımı yazıyorum. Esasında sizin iyi incelemeniz lazım.

Sürgün anında cepheyi terk etmeleri ve Osmanlı'ya biat etmelerini söyleyenler bu mollalar değil miydi? Millet açlık ve susuzluktan kırılırken bunlar değil miydi ''padişahım çok yaşa'' diyen? Tarihi iyi okuyalım sayın Gençer, sürgün öncesi Adigelerin başına çorap ören mollalar, şimdilerde Çeçenlerin başına çorap örüyor. Bizimkiler ayamadılar, temennim Çeçenler ayarlar.
 

Misafir
21.01.2006

Sayın Doğançay;

Adigelerle, Avarlar ve Çeçenler arasındaki farkı belirtmeniz mümkün mü acaba? 'Adige diye uyuttular' gibi bir deyimi kullanabilmenizin gerekçesini de hiç anlayabilmiş değilim. Uyutup da ne yapmışlar size? Açıklamanızı bekliyorum.

Saygıyla.
 

Guğoj Sami
21.01.2006

Maf,

Allah (c.c) insanlara akıl ve irade vermiş. Her birey yolunu seçmekte özgürdür. Bir başkasının saygı duyduğunu kimsenin küçümsemeye hakkı yoktur. Herkesin dini ve inancı kendine göre kutsaldır. Fikir yürütmek için bilgi sahibi olmak gerekir. Elhamdülillah Müslüman’ım ve Adige'yim.

Maf Nıbjeuğxer
 

Tolga Gençer
23.01.2006

Sayın Doğançay,

Yazınızı sanırım sizin tekrar incelemeniz gerekmekte, ''dünyanın hangi Müslüman milletinde, dua edip amin deyip arkasından içki içen bir kültür görürsünüz'' aynen aldım yazınızı, bu bizim kültürümüz mü? Birleşik Kafkasya idealinde bir Kafkasyalıyım ben, ütopya olarak algılasa da bunu bazı soydaşlarımız ben bu ideal uğrunda mücadele etmekteyim, o molla diye nitelendirdiğiniz, Kafkasya’yı olmadık sıkıntılara soktuğunu iddia ettiğiniz zatlar (Şamil, Dudayev vs) benim de mensubu olduğum bu ideal uğruna savaştıklarına inanıyorum. Aksini de kimse iddia edemez, en azından bizden bir adım öndeler. Bu uğurda ata yurdumuzda savaşmaktalar, savaşmışlar ve hayatlarını bu yolda harcamışlar.

Ben de bir Karaçay’ım, Adige değilim. Size göre bunları bu site de yazmaya benimde hakkım yok öyle ise. Ben bu konu başlığını tüm Kuzey Kafkas halklarının adet ve töresi ve İslamiyet veya başka bir din olacak algıladım ve bu doğrultuda konuşmaktayım. Günümüz Adige bayrağındaki yıldızların anlamını ve temsil ettikleri Kafkas toplumlarını belki de ben yanlış biliyorum (!) Adige olduğumu iddia etmiyorum Karaçay’ım. Ancak Adige bayrağını mensubu olduğum idealin Bağımsız Birleşik Kuzey Kafkasya'nın yıldızların anlamları bağlamında, simgesi olarak görmekteyim. Bu açıdan konuya baktığımda ise konu başlığını İSLAMİYET Mİ KAFKASYALILIK MI olarak algıladım. Benim bu algıladığım şekilde algılarsak sanırım hem fikiriz, ancak mikro anlamda sadece Adigelik olarak algılarsak tarih de göstermektedir ki siz haklısınız. Nalçik olaylarını bir başka başlıkta Kayseri Derneği’nin kınama yazısını düşünürsek siz haklısınız. Tarihte Kabardey Prensesi Setanay Guaşe’nin Rus Çarı ile evlenebildiğini düşünürsek siz haklısınız. Tarihler boyu Çerkezlik ve İslamiyet bir arada yaşamıştır, yaşayacaktır. Çerkezliğin ve ya Adigeliğin istediği için değil şahısların istediği gibi yaşandığı da olmuştur.

Saygılar...
 

Kamelya Acba
23.01.2006

Merhaba Hatice,

Anlamadığım nokta neden seçmek zorundasın, Adige bir din mi? Hayır değil. Örf ve adetlerini yaşamakta ne kusur var? İslam buna hayır mı diyor? Ben Adige değilim ama dinimi, ecdadımın örf ve adetleri ile bağdaştırmayı gayet rahat gerçekleştirebiliyorum. Bunda hiç bir zorluk görmüyor ve hissetmiyorum.

Saygılar.
 

Keç' Yasin Durmaz
25.01.2006

Ne İslam’ın getirdiği imanı ne de akla mantığa uygun geleneklerimizi terk edemeyiz! JEBAĞI.
 

Tyttowgo
28.01.2006

İslam dini ve halkların örfü iç içedir. Müslüman bütün toplumla da Arap, Türk, Kürt, Afgan millet fark etmez, kültür ve din arasında bir sentez söz konusudur. ANCAK DİN İNSANIN DÜNYAYA GELİŞ GAYESİDİR. BU YÜZDEN DİN VE ÖRFÜN ÇAKIŞTIĞI NOKTADA, ÖRF ORTADAN KALKAR. HERHANGİ BİR ÇAKIŞMA YOKSA, ZATEN SORUN YOK DEMEKTIR.
 

Yakup Çerkez
29.01.2006

Bu konuyu tartışmanız bile mantığımın sınırlarının zorlanmasına yetti. Ya nasıl böyle bir şeyi tartışırsınız hala aklım almıyor? Ben YAKUP ÇERKEZ olarak böyle bir şeyin tartışılmasından dolayı sizleri esefle kınıyorum.

Eğer Çerkeslik mi Müslümanlık mı diyorsanız, tabi ki Müslümanlık derim ve bu konuda da Çerkesliğimi ezer, geçerim.

Selametle Müslüman Çerkesler.


Mesut
29.01.2006

Sevgili kardeşim,

Önce Müslümansız sonra Adige'yiz. Yanlış şeyler düşünme bence.
 

Y. Kurt
29.01.2006

Maf,

Konuyu açan sayın Hatice Yılmaz'dan artık ses soluk gelmiyor. Neden acaba? Sadece soru sormayı mı seviyoruz? Sadece soru sormak için sorulur mu? Bu kadar cevap yazan olmuş. Zaten çoğu başlığı açanlar neredeyse pişman hale geliyor, nereden başlayıp nerelere geliniyor. Konuyu açan ve sadece sorup giden kardeşimiz okumayacak ama ''bilgece cevap istiyorsan akıllıca soru sor'' diye boşuna mı söylemişler? [Bir sayın büyümüz gibi döverek sevmiş
oldum. :))]

Yaşının henüz 17 olduğunu kendisi yazmış ki, yazmasa da tahmin edilebilirdi. Saygıdeğer kardeşim [kulakların çınlasın sayın büyüğüm. :)], sen büyük ihtimalle okumayacaksın ama bu başlık altında zaman harcayıp durumdan vazife çıkaran sayın büyüklerim, sadece bir katılımcı din ile Adigeliğin farklı olduğunu söylemiş.

Basit bir soru. Farz edin Afrika kıtasında yaşanlara soruldu. ''Din mi zencilik mi?' 'Hadi buradan buyurun bakalım şimdi. Rahmetli Nasrettin Hoca hayatta olsa o bile çıkamazdı işin içinden. :))

Değerli katılımcılar, annemiz babamız ve onlarında anne babaları Adige ise ve Adige kültürünün içinde yetişmiş isek Adige’yiz. Diyelim 50. ya da 100. kuşağız (sadece örnek olsun diye verdim) şu an ki kuşağı temsil ediyoruz yani, atalarımız Adige. Ben bu gün vazgeçtim yarın sabah itibariyle Japon oldum desem, Japon mu olacağım? Din başka, kültür, ırk başka şeyler. Örneğin tüm zenciler, Japonlar, beyaz ırktakiler aynı dine mi mensup ya da öyle bir mecburiyet mi var? Irkını seçmek insanın iradesinde değil, çünkü kendi ana-babamızı seçmek gibi bir durum söz konusu olamaz ama din konusunda, buluğdan sonra insan tabii ki kendi iradesiyle din değiştirebilir ya da ailesinin dininde kalabilir. Nasıl ki, zenci ya da beyaz ırktan farklı dinlere mensup olanlar var ya da aynı ırktan aynı dine sahip olanlar varsa.

Saygılarımla.
 

Ömer
5.02.2006

Evet parçalamak için sınıf yaratalım. Müslüman Çerkesler - Hıristiyan Çerkesler - Budist Çerkesler - Diğer Dindeki Çerkesler Bunla da tatmin olmazsak: Sol Elini Kullanan Çerkesler, Sağ Elini Kullanan Çerkesler. Yetmezse daha da bölebiliriz. Amacımız ayrılık yaratmak mı birlik sağlamak mı sizler önce bunun kararını verin lütfen. Ortak noktamızın ne olduğunu düşünün lütfen. Müslüman olmama rağmen dinin birleştirici olduğu düşünmüyorum.
 

Gupseuh
06.02.2006

Maf nıbjoğxer,

Sevgili Ömer bey, neden ayrılık olsun ki? Sonunda Çerkes yazıyor olduktan sonra siz insanları ayırır mısınız? Bu site orijinali Hıristiyan ÇERKESlere ait olmasına rağmen biz Müslüman ÇERKESlerde yazı yazıp ortak kültürümüzü paylaşabiliyoruz. ÇERKES gibi ÇERKES olduktan sonra Hıristiyan’mış, Müslüman’mış, Budist’miş ve hatta ateistmiş bence fark etmez. Yeter ki Çerkes olsun.
 

Alabazfaz
07.02.2006

Mışbziyla,

Burada tartışılan konunun mantığını anlamak zor... Bir şeye olan sevgimiz, onun dışındaki şeylere karşı hissettiğimiz düşmanlıkla ölçülmemeli. Çerkes olmak, Çerkes olmayanlardan uzak durmakla eş değer tutulmamalı. Aksi halde milliyetçilik sınırını aşıp "kafatasçılık" yapmakla eleştirdiğimiz ırkçı insanlardan ne farkımız kalır? Sevgimizi yahut samimiyetimizi milli kimliğimiz için gösterdiğimizi gayretle ispatlayabiliriz.

Din ve milliyet kavramlarını aynı seviyede algılayarak önem sırasına koymayı dogmalaştırmaya çalışmak çok mantıksız bir konu. Eğer ben dindar bir insan isem yani ölüm sonrası hayata dair bir takım beklenti ve inançlarım varsa kuşkusuz dinin önünde hiçbir kimlik tanımam. Öte yandan dini folklorik bir renk olarak gören yahut dini tamamen reddeden bir dünya görüşüne sahipsem; tabi ki, dine son sırada yer verebilirim.

Sonuç olarak altını çizmek istediğim noktalar:

1) Karşılaştırma yahut sıralama aynı türden olgular arasında yapıldığı takdirde bir önem arz eder. 2) Dünya görüşümüze göre bir önem sıralaması çizip bunu insanlara dayattığımız sürece bir sonuç elde edemeyiz.

Saygılarımla... Bziyla
 

Ömer
12.02.2006

Maf Nıbjoğxer,

Ne güzel söylemişsiniz, bizler Çerkes'iz. Başında veya sonunda bir kelime olmaksızın; sadece Çerkes.
 

Halit Kip
16.02.2006

Evet sevgili arkadaşlar,

İlle de birini seçmek gerekirse tabii ki, İslamiyet. Bazı arkadaşlar işine gelmediği için olsa gerek İslamiyet ile Adigeliği bir türlü birleştiremiyor. Oysa ki, isteyen insan ikisini birlikte çok güzel yaşar ve çevresindekilere gayet güzel örnek olurlar. Bu bağlamda din bilgisi eksik ya da hiç olmayan insanlar ya da xhabzeyi bilmeden dinle karşılaştırmak isteyen insanlar olabilir. Kimsenin etkisi altında kalmadan ikisini de araştırıp nasıl olur da ikisini bir yaşayabiliriz. Bunu öğrenmek en güzeli olsa gerek.

Teşekkürler CircassianCanada.
 

Ömer Bayrak
17.02.2006

Bu dünyaya bir imparatorluk geldi Osmanlı diye. Bütün dünyayı sarstı, kavurdu. O kadar sağlam bir kültürü vardı ki, o devlet İslam kültürüyle yoğrulmuştu. Peygamberimizin hayatını okumanı söylemek isterim sana. Bu dünyada bir tek kültür vardır o da İslam kültürü. Bütün devletler yaşadığı dinden etkilenir. Eğer Osmanlı İslamiyet’le yönetilmeseydi ben Osmanlı soyu olmaktan utanırdım ama o cihanşümul devlet hep İslamiyet kültürü aşıladı insanlara ve unutma eğer şimdi devletler kan ağlıyorsa bunun nedeni Osmanlı’ya yapılan ihanettir. İslamiyet’ten başka yol gösteren mi var ki başka bir kültür söz konusu. Çeçen kardeşlerimin böyle saplantılara girmesi bizi çok üzer. Biz sizi cihat eder sanıyorduk, umarım öyledir.
 

Ömer Bayrak
17.02.2006

Kardeşim sende mi Yahudi tuzağına düşenlerdensin. Siz Çeçen veya Çerkes hangisi olursanız olun, önemli olan İslamiyet’tir. Demek sen Hıristiyan bir Çeçen’i Müslüman bir Türk’e tercih edenlerdensin. Peygamberimiz bunu mu diyor ya da öbür dünyada Cennet’e Çeçenleri mi alıyorlar. Bu dünyaya milliyetimizi yaşamaya mı geldik dinimizi mi? Yoksa Allahu teala Çeçenleri Müslümanlardan daha mı çok seviyor? Bütün vatanının Yahudi olduğunu düşün ve sende onların içinde tek Müslümansın. Sana dinini yaşatırlar mı kardeşim? Biz Türkler Çeçenistan’a yardım gönderiyorsak bunun tek sebebi dindir. Çeçenlere hayran olduğumuzdan değil. Şeyh Şamil’i örnek alın tarihinizi okuyun. Şeyh Şamil Çeçenistan için çarpışmadı, dini için çarpıştı. Sizin adınıza üzüldüm ya. Bizim mücahit dediğimiz insanlar dinlerini yaşamayalı çok olmuş. Helal olsun Yahudilere ya. Sizi de almışlar özünüzden kardeşim
 

Gürbüz Yalçınkaya
18.02.2006
 
Bütün katılımcılara Merhabalar;

Yaklaşık iki aydır siteyi takip edemedim ve iki ay sonra baktığımda biz halen aynı şeyleri tartışıyoruz. Basit bir mantık yürütürsek hiç kimse bir diğer insanın inancını sanal ortamdan değiştiremez.

Hangi din olursa olsun o dine inanan bir insanın inancını etnik kimliğinin önüne koyamazsınız. Aklı selim bir ateist dahi böyle bir görüşü öne sürmez. Dini, din ile mukayese etmek belki bir nebze hoş görülebilir ama ırk ile dini bir seçenek olarak sunmak ve üzerinde tartışmak normal bir davranış şekli değildir. Saygılarımla...
 

Marine
18.02.2006

Kabardey olarak doğdum ve öyle öleceğim ama din değiştirilebilir. Neden "din" denen bir maske altında Arap gelenekleri yaşatmaya çalışılır? Xhabzeden daha mı güzel?
 

Cerpecej
18.02.2006

Fesapş,

Anlam vermek istediğim tek şey şu, İslamiyet olmazsa Çerkesliği daha iyi mi yaşayacağız? Yoksa yine çoğu zaman yaptığımız gibi maksat muhabbet mi olsun? Her şeyi artısı ve eksisiyle değerlendirmek zorunluluğumuzun farkına varmalıyız sanki? Yani bir olayda, bir şahısta hata ararsan bulursun... Önemli olan elimizden geldiğince durumumuzdan iyi sonuçlar çıkarıp yarın için adımlar atmaktır sanırım...

YOLUNUZ AÇIK OLSUN...
 

Ömer Bayrak
18.02.2006

Hayır, Cerpecej.

Önemli olan hataların üstünü örtüp geçmek değil hatalarımızdan ders almaktır.
 

Wubıh/Wuıcshe Berzeg
21.02.2006

Selam sevgili kardeşim,

Önemli olan sentez yapabilmektir. Sen ne kadar çok Adige olursan İslam’dan uzaklaşır ne kadar da İslam’a yaklaşırsan Adigelikten uzaklaşırsın. Önemli olan ikisinin de doğrularını almaktır. Benim de Adigelikte bazı tasvip etmediğim şeyler var. Alkole olan düşkünlük, serbestlik gibi. Bunlar insana hoş gelmekte ama İslam değerleriyle oynamaktır. Ben de müspet bir insanım ama Adigeliğimle gurur duyuyorum.

Sevgilerle...
 

Hakan
23.02.2006

Sayın Marine,

Din kavramını yanlış bir şekilde yorumlayarak yanlış sonuçlara ulaşıyorsunuz. Semavi bir din olan İslamiyet Hz.Allah (CC) tarafından insanlara gönderilmiştir, Peygamberi de Hz. Muhammed (SAV)'dir. İslam, günlük hayattaki kuralları bahsettiğiniz kadar operasyonel seviyede düzenlemez, yani bu sizin dediğiniz gelenekler oluyor. İslam daha makro bir yapıdan yol gösterir. O nedenle de evrenseldir, her toplumun yaşam biçimine uygundur.

İkinci olarak da önyargılı davranıyoruz hep hayatta ama bir düşünelim bakalım: Hayatınızda kaç Arap ile karşılaştınız? Arapları nasıl tanıdınız? Araştırmanız var mı bu konuda? Bunları yapmadan kimseyi kötülemeyin. Seçimlerinize saygılıyım ama lütfen bu dediklerinizi sizi hiç tanımayan, belki de hayatınızda hiç karşılaşmayacağınız ama sizin iyiliğinizi isteyen biri istediği için bir düşünün. Düşünün ki, neden böyle biri sizin iyiliğinizi istesin. Anlamaya çalışın, onun bahsettiği iyilik ne demek...
 

Marine
24.02.2006

Sayın Hakan,

Bu evrenselliği ben göremiyorum. Küçük bir örnek: Gorlanda´da yaşayan bir Müslüman kış aylarında 3 ay güneşin doğmadı, yazın 3 ayın güneşin batmadığı bir yerde nasıl oruç tutacak? 5 yıl Araplarla birlikteydim, düğünlerine, ağıtlarına, bayramlarına, her şeylerine katıldım ve çok iyi tanıyorum. Bu önyargı değil. Ben Arapları veya kültürlerini kötülemedim, sadece Arap kustururun İslam dini üzerinde çok büyük bir etkisi olduğunu söylemek istedim. Her kültür kendince güzeldir.
 

Mustafa Keten
24.02.2006

Merhaba,

Ben İmam-Hatip Lisesi mezunuyum. Aynı soruyu hocalarıma sordum. Bana şunu dediler: İstersen Çerkesliğin İslamiyet’le çelişen adetlerini yerine getirirsin. Diğer dünyada cezasını çekersin ya da İslamiyet için adetlerinden vazgeçersin! Ancak, bunu demelerine rağmen tamamen adetlerimden vazgeçebilmiş değilim. Sınırları aşmayacak kadar ve İslam’ın kurallarını da küçümsemeden yaparsak inşallah Allah affeder.
 

Ethemıst
26.02.2006

Ben size kesinlikle katılmıyorum. Siz ilk önce İslamiyet mi vardı, Adigelik mi bu konuyu araştırın. İslamiyet her hangi millete veya ırka değil tüm insanlara gelmiştir. ALLAH KATINDA üstünlük milliyetçilikte değil TAKVADADIR. Bence bu konu kesinlikle tartışılmaz. Bende Adige'yim ama Önce ISLAMIYET Adigelik en son. Çünkü dünya FANİ.
 

Emin Coşkun
26.02.2006

Bu konuda düşünecek hiç bir şey yok. Allah biz insanları yalnızca ona ibadet etmemiz için yaratmıştır. Tabi ki de insan kendi kültürünü de yaşamalı ama İslami kurallar çerçevesinde.
 

Misse Berslan
02.03.2006

Adige olmak için Hıristiyan, Müslüman, Yahudi v.s. olmak gerekmez. Tam terside aynı şey için geçerli Müslüman olanda Hıristiyan olanda Yahudi olanda Adige olabilir. Adigelik ile dini aynı safa koymayınız lütfen. Hiçbir din Adigeliği ret etmez ve gene Adigelik bütün dinlere açıktır. Bizim xhabzemiz erdemden yanadır. İslamiyet’te erdemlikten yanadır. Adigelik ile İslam’ın çelişmediği şeyler nedir? Siz kendinizi sorgulayın; ben neyim, nereden geldim, ne olarak geldim, ne yapmalıyım? İsterseniz Hıristiyan, isterseniz Müslüman olursunuz. Siz Adige olarak doğdunuz, Adige olarak öleceksiniz bunun için İslam ile Adigeliği aynı safta yarıştırmamak gerekir...
 

Onur Keskin
06.03.2006

İlk başta söylemem gereken İslamiyet’le Adigeliğin karşılaştırılmasının bile kökten yanlış olduğudur. Her şeyden önce birisi Allah’ın insanlara göndermiş olduğu din; bir diğeri ise etnik köken bir ırk, bir kültür yani... Bu ikisi arasında seçim yapamazsınız ki zaten. Adigelikle İslamiyet’in tamamen karşıt olduğunu düşünen arkadaşlar var. Tabi ki herkesin düşüncesine saygım var ama bana göre yanlış düşünüyorlar. Aksine birçok kesişen noktası var. Örneğin bir söz vardır bizde ayıp günahtan önce gelir diye. Eeee bunun İslamiyet’le karşıt yeri nere? Bizim ayıp saydığımız birçok şey İslamiyet’te günah sayılan şeylerdir. Büyüğe saygısızlık, insanlara yardım etmeme, misafire kötü davranma vs... örnekler uzayıp gidebilir.

Diğer bir konuda; bir arkadaşımız bizde kaşendik var, demiş. O İslamiyet’e aykırı. Bizde oturup evlenme çağındaki erkekler ve kızlar sohbet eder. O İslamiyet’te yok demiş ve Rusların yıkamadığı Çerkesleri İslamiyet yıkacak, demiş. Yazık demekten başka bir şey demiyorum. İslamiyet kesinlikle erkekle kızın konuşmasını ve ya tokalaşmasını falan yasaklamıyor. Onlar Batılıların kökten dinci diye tanımladıkları, bizim ise yobaz dediğimiz insanlardır.

Yani anlatmak istediğim İslamiyet’le Adigelik arasında bir seçim yapmaya hiç mi hiç gerek yok. İkisi de birbirinden farklı şeyler. Biri din diğeri toplum.
 

Beyaz Atlar [Abhaz]
09.03.2006

Yahu ne alakası var? Bunu nasıl bağdaştırmaya çalışıyorsunuz anlamıyorum. Gerçekten bu iki konu arasında seçim yapmak gibi saçma bir saplantınız varsa; ya aldığınız eğitimi unutup sil baştan öğrenin ya da kafa yormayın boşuna...
 

H. İbrahim Ölçüm
10.03.2006

Bu konu gerçekten olmadık yerlere varmaya başladı, ben ilk yazdığım mesajın ardından tekrar mesaj yazmama kararı almıştım (cevap verilmesi gereken onca şey olmasına rağmen) ama bağlayıcı olması açısından son bir mesaj gönderiyorum. Din elbetteki kişilerin kendi inisiyatifindedir. Herkes dinini seçmekte ve yaşamakta özgürdür. Beni üzen Adige adet ve törelerinin İslam dışıymış gibi gösterilmesi. Dini olgularda fetva verir derecede ahkam kesilmesidir. Ayrıca Hz. Muhammed (s.a.v) için Arap adeti töresi yayan bir kişi imajı oluşturmuşlar! (Bkz. Vasfi Doğançay'ın mesajı.) Sizi Adige olarak nitelendirmiyorum, sizin Şeyh Şamil'i kabul etmediğiniz gibi.. Bunlar çok saçma şeyler...

Kimse dini konularda oturduğu yerden ahkam kesmeye kalkmasın... Din sizin yorum yapıp insanlara yayınlayacağınız bir olgu değildir. Allah aşkına siz kimsiniz? Bir arkadaşım derdi her Çerkes eline klavyeyi aldığında kendini profesör sanır diye... Meğer az bile demiş... Bu konularda bu kadar saygısız ve saçma düşünen ve kendini Adige diye nitelendirenleri ben Adige olarak görmüyorum. Onlar kendilerini Adige sanıyorlar, ayrıca o kadar ileri gitmişler ki, Şeyh Şamil'i Adige kabul etmiyorlar! Şeyh Şamil'de çok uğraşmıştı siz beni Adigeliğe kabul edin diye... Bu zihniyetle nereye kadar gidebiliriz Allah aşkına veya bu zihniyetle nereye geldiniz? Oturup bunu tartışalım.
 

Erdoğan Eser (Hajkasım)
18.03.2006

NATHO, Akabba Tarık, Lezgi Ömer,

Siz olacağınızı olmuşsunuz zaten. Bir şeyin tadını alabilmek için, yaşamak lazım, ben elimden geldiği kadar İSLAM’ı ve Kabardeyliği yaşıyorum. Ben bu ikisinin çeliştiği yere rastlamadım, çok mutluyum. İsmini zikrettiğim bu üç arkadaşa sesleniyorum. Üçünüzün de net olarak dilinizi bilmediğiniz kanaatindeyim. Çerkeslik, sadece kaşenlik, woerşer, ceug demek değildir. Woerşer ortamında bol çene çalmak, çıkıp ta iyi bir Çeçen oynamak, Çerkeslik için yeterli değildir. Güzel kardeşlerim, bu iki güzel şeyi Adigelik ve İslam’ı yaşamanızı tavsiye ederim. İslam hakkında her şeyi konuşurum dersem yalan olur ama Adigelik hakkında her şeyi, her ortamda aklınıza gelebilecek her ortamda dilediğiniz şekilde tartışırım. Yüce ALLAH'ıma her zaman şükrederim. Beni Müslüman ve Kabardey yarattığı için.

Saygılar sunarım.
 

Avrupa'da Bir Kafkasyalı
18.03.2006

Merhaba Arkadaşlar

Çok komik bir konu yani bu platforma çok uzaklardan ya da maksatlı bakan biri olsam direk bu konuyu açan arkadaşı provakator olarak nitelendirirdim. Sanki konuştuğumuz konularda ehilmişiz gibi referans noktası bizmişiz gibi imammışız ya da thamadeymişiz gibi fetva makamıymışız gibi mangalda kul bırakmamışız yine. Acaba su sorunların cevabını kendimize sorup ta elimizi vicdanımıza koyup net bir karara vardık ben bunları tam olarak biliyorum ya da bilmiyorum diye?

İslamiyet nedir ve kimler Müslüman’dır? Adigelik nedir ve kimler Adige’dir ? Xhabze ve İslam birbiriyle nerede çakışır? Tam anlamıyla İslamiyet’i ya da xhabzeyi yaşıyor muyuz? Birini birine tercih etmek gerekliliği hangi aklı selimliğin ürünüdür? İslamiyet ve Adigelik birbirine ne getirmiştir, birbirinden ne götürmüştür? Birde bir kaç arkadaşa bir kaç sorum olacak lütfedip cevaplarlarsa mutlu olurum.

Sayın Jade, Fahri Huvaj imam mıdır? Zira kendisinin bir araştırmacı yazar olduğunu biliyorum din konusunda uzman olduğunu bilmiyordum. Sayın Vasfi sizleri kim uyuttu bilmem ama gerçekten çok komiktir yazdıklarınız. Avarları ya da Çeçenleri tanır mısınız? Aranızda dilinizden başka ne gibi farklılıklar var acaba bize söyleyebilir misiniz? Sayın Marine Arap gelenekleri dediğiniz gelenekleri biraz açıklar mısınız? İslamiyet’i nasıl Araplara endeksliyorsunuz? Arkadaşlar din tebliğ edilen halklardan sorulur ve Adigelere tebliğ edilmiştir. Uyarsınız, uymazsınız orası sizin bileceğiniz iş ama bilmediğimiz bir konuda yanlış hükümlerde bulunarak komik durumlara düşmemeliyiz. Sonra başka bir arkadaşımın dediği gibi yaşamış en büyük Çerkes thamadelerinden birisi olan Jabagi görmezlikten gelmeyelim. Herkesin inancına saygı duyulmalıdır ama din kıldan ince kılıçtan keskin bir konudur. Bırakalım aramızda uzman kişiler varsa onlar konuşsun yoksa hataya düşmeyelim derim.

Saygılar Sevgiler.
 

Vasfi Doğançay
18.03.2006

Sayın Avrupa’da Bir Kafkasyalı,

Benim yazdığımı komik bulmanız enteresan. Avarları da Çeçenleri de çok iyi tanırım. Bu sebeple bizi yıllarca Hacı Murat'ın, Şeyh Şamil'in, Cavhar Dudayev'in, Aslan Mashadov'un Adige olduğunu söyleyerek uyuttular. Siz bile hala uyuyorsunuz ki yazdıklarımı komik buluyorsunuz. Bu adamların Adigelikle uzaktan yakından alakaları yok. Azcık kitap karıştırırsan bunları çok rahat görür uyanırsın. Bu adamlar Kafkasya’ya şeriatı getirmeye kalkan aklıları sıra tebliğ eden birkaç molladır. Burada hep şişirildikleri için çok büyük kahraman sanılırlar. Bunun da alakası yok. Savaş çıkınca milleti ortada bırakıp ilk sıvışan bunlardır. Bu adamlara en güzel cevabı da Adigeler vermiştir. Neyse herhalde uyanmak için bu yazdıklarıma cevap yetiştirmeden birazda dincilerin yazdığı kitapların dışındaki kaynakları da okursun. Yoksa hiç uyanamayacaksın. Bir daha iddia ediyorum. Bu adamların hiçbiri Adige değildir ve Adige halkı tarafından her zaman reddedilmişlerdir.

Xhabze ve İslam birbiriyle nerede çakışır, demişsiniz sayın Kafkasyalı, çakışmayan yeri mi var da bunu soruyorsunuz? İslamiyet’le Adigelik her şeyiyle birbiriyle çakışır. Sen sormadan birkaç tane yazayım:

1. İslamiyet’te akrabayla evlenebilirsin. Amca kızınla bile. Xhabzede evlenemezsin.
2. İslamiyet’te Allah adına adam öldürebilirsin. Xhabzede öldüremezsin.
3. İslamiyet’te Cennet anaların ayağının altında deyip, ardından kadını kusuru olursa dövebilirisin (kuranda yazar uydurmuyorum). Xhabzede kadının kılına dokunamazsın.
4. İslamiyet’te saçının telini gösterirsen Cehennem’de cayır cayır yanarsın. Xhabzede saçını herkese gösterebilirsin.
5. İslamiyet’te kızla erkek ateşle baruttur. Xhabzede iki mükemmel insandır.
6. İslamiyet’te 2-3-4 kadınla evlenebilirsin. Xhabzede evlenemezsin
7. İslamiyet’te ibadetini Arapça yaparsın. Xhabzeyi Adigece yaşarsın
8. İslamiyet’te çocuğunun adını Muhammed ve sülalesinin adlarını koyarsın. Xhabzede Adige adı koyarsın.
9. İslamiyet’te gayri ahlaki durumda kadını erkeği beline kadar toprağa gömüp taşlayarak öldürürsün. Xhabzede toplumdan dışlarsın.
10. İslamiyet’te kadına boş ol boş ol boş ol diyerek boşarsın. Xhabzede ölünceye kadar boşanamazsın.
11. İslamiyet’te dine inanmayanları kafir deyip kıtır kıtır kesebilirsin. (kuranda yazar uydurmuyorum) Xhabzede kimseyi inancından dolayı kesemezsin.
12. İslamiyet’te kendi yaptıklarına tebliğ, başkaları yaptığında Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmam dersin. Xhabzede tebliğ de yaparsın salyangoz satana da karışamazsın.
13. İslamiyet’te domuz yiyemezsin. Xhabzede yiyebilirsin. (bkz. Evliya Çelebi Seyahatnamesi)
14. İslamiyet’te benim kurallarıma herkes uyar ben başkalarını kuralına uymam dersin (misal: ben oruç tutarım sen karışamazsın dersin, oruç yiyene saldırırsın.) Xhabzede oruç tutana da tutmayana da karışamazsın.

Sayın Kafkasyalı örnekler o kadar çok ki. Neresinden tutsan xhabzeyle İslamiyet iki zıt kutup. İstediğin kadar zorla aynı kefeye sokamazsın.

Saygılarımla.
 

Avrupa'da Bir Kafkasyalı
18.03.2006

Arkadaşım sen uyuduysan o senin sorunun. Ben hiçbir kitapta ne Şamil’in, ne Hacı Murat’ın, Ne Cavhar Dudayev’in, ne de Aslan Mashadov’un Adige olduğunu okumadım. Büyüklerinden dinlediğini tarih sanıyorsan o senin yanılgındır. Kaldı ki Şamil Avar’dır Gimrili’dir, Hacı Murat Avar’dır Hunzakhli’dir, Covkhar ve Aslan Vainakhtir Nohcoydur. Siz bile uyuyorsunuz yazdıklarımı komik buluyorsunuz derken bile komiksiniz sayın Vasfi.

Emin ol senden çok kitap karıştırmışımdır. Elbette Adigelikle alakası yok. Yukarıda yazdım kim olduklarını. Bu adamlar Kafkasya’ya şeriatı getirmeye kalkan aklıları sıra tebliğ eden birkaç molladır.

Peki Kafkasya’da kahraman kimdir sayın Gusar bize anlatında bizde dinleyelim. O şişirilmiş dediğiniz adamların hakkında yazılanları okuyun birde Adigeler hakkında yazılanları okuyun var mı dünyaca tanınmış bir kahramanı Adigelerin? Varsa buyurun söyleyin de bizde tanıyalım. Şimdi yalanlarınıza bir yenisini daha eklemişsiniz sizi milyon kere tebrik ederim. O adamların hiçbiri sıvışmamıştır. Şamil teslim olmuş eceliyle ölmüştür. Diğerlerinin hepsi şehit olmuştur (ya da öldürülmüştür size göre) Sıvışanların kim olduğunu biz çok iyi biliyoruz. Diasporaya bakarsanız kimin ne kadar sıvıştığını nüfus oranlarıyla çok rahat tespit edersiniz.

Hezeyandasın, figandasın, alelacele yangından mal kaçırır gibi yazdığın yazında senin kadar tutarsız Vasfi bey. Temcit pilavı gibi durmadan söylediğin lafların sana tartışılmaz bir haklılık getireceğini mi sanıyorsun. Burada kim dedi ki bunlar Adige’dir diye? Adige halkının reddetmediklerini de biliyoruz biz Prens Bekovic Çerkeski Rus Çarı’na gelin verdiğiniz Kabardey kızları gibi Haji Granduk Berzeg gibi David Urughart gibi James Bell gibi Longworth gibi Osmanlı’da paşalık rütbesine vatanlarını satanlar gibi haremleri dolduranlar gibi. Kırım hanlarına neleri vergi diye verdiğinizi de bilir herkes. Xhabze ve İslam birbiriyle nerede çakışır, demişsiniz sayın Kafkasyalı, çakışmayan yeri mi var da bunu soruyorsunuz?

1. Ben size amca kızıyla evlenmiş bir sürü Çerkes genci göstereyim şimdi ayıp mıdır bu? Ne demek xhabzede evlenemezsin. Evlenenler nasıl evleniyor?
2. Xhabzede de Psi adına öldürüyorsun. Buna ne diyeceksin?
3. Şimdi dünya yaratılalı beri hiçbir Adige kadına el kaldırmadı öyle mi? Öyle kuranda yazar deyip geçiştirme madem çok okudun çok bildin ayeti yaz görelim bizde.
4. Bakın yine sap ile samanı karıştırmışsınız sayın Vasfi Adige gibi yaşarım dersen buyur göster Müslüman gibi yaşarım dersen gösterme kim karışır?
5. Bakın beyefendi hangi xhabzeden bahsediyorsunuz anlamıyorum ama kız ile erkek yüreklerinde hiçbir kötülük yoksa İslam’da da xhabzede fark etmez aksi takdirde ikisinin de bağlayıcılığı kalmaz.
6. İslamiyet’te sadece gerekiyorsa ve bakabileceksen evlenirsin. Elbette en güzeli tek eşli olmaktır. 2 kadınla evli Adige yok mudur varsa bu adamları ne yapmak lazım?
7. Xhabzenizi başkalarına Sanskritce anlatmaya kalktığınızda tüm kelimelerin anlamlarını ve tüm sesleri kelime anlamlarını bozmayacak şekilde anlatabiliyor musunuz veya Kuran-ı Kerim’i Wubıhca’ya çevirinde görelim nasıl becereceksiniz.
8. Ne alakası var sayın Vasfi kaç Adige’nin adı Yeresten, Duguj, Sinemis, ve Kusuk’tur? İslamiyet’te çocuğunuza Müslüman adları koyun diyor. Başka bağlayıcı hiçbir hüküm yok. Uydur uydur söyle.
9. Toplumunun neredeyse yarısı kan davalarına, namus cinayetlerine kurban gitmiş bir halkın çocuğu olarak ne kadar da iyimsersin sayın Vasfi.
10. Boşayamazsın evine gönderirsin. Yok böyle bir hüküm xhabzede. Sabah uykusundan uyanan xhabze uydurmasın. Aç Cerase Tembot’un tek Atlı kitabını oku bak bakalım boşamak var mı yok mu?
11. Maşallah sen Kuran’ıda okumuşsun anlaşılan yaz bakalım şu ayeti veya sureyi bizde görelim nasıl kesecekmişiz. 1830’lu yıllardan hacdan dönen 70 Kabardey’i kıtır kıtır kesen Abazalar mıydı Araplar mıydı merak ettim şimdi. Aç oku Bir Rus Subayının Kafkasya Anıları.
12. ?????? Ne diyeyim bilmem ki hala uyanmadın galiba Vasfi kardeş bir yıka elini yüzünü ne olur bu kadar da olmaz ki.
13. İslamiyet’te domuz haramdır evet. Ama nacar kaldığında yersin. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’ni bilirim orada domuzu yiyenler Kabardeylerdir. Kaldı ki yine yukarıda yazdıklarıma geliriz. Xhabzenin bağlayıcılığı nasıl ki insanın vicdanıyla alakalıysa İslam’ında aynıdır. İkisinde de bir şekilde cezanı çekersin. Yani inandığın gibi yaşar nimetinden de cezasından da nasibini alırsın.
14. Beydendi üç beş çapulcunun yaptığını İslamiyet’te vardır diye sabahtan beri savullayıp duruyorsunuz. İslamiyet’in özünde yoktur bu yalandır sizde yalancısınız. Asri saadet döneminde kimseye oruç tutmadığı için saldırılmamıştır. 600 sene dünyaya hükmeden Osmanlı gayri Müslimler ve orucunu tutamayanlar için lokantaları ve meyhaneleri Ramazan aylarında kapatmamıştır. Sayın Kafkasyalı örnekler o kadar çok ki.

Nihayetinde tekrar ediyorum: İnsanlar inandığı gibi yaşamalıdır lakin başkalarının inancına da kendininkine benzemiyor diye sövmemelidir. Gerçek İslamiyet bu günkü yasadığımız İslamiyet değildir ki gerçek xhabzede bu günkü yaşanan xhabze değildir. İkisinin de temelinde sevgi ve hoşgörü vardır. Herkes cefasını cezasını inandığını yaşarken yaşadığı gibi alacaktır. Xhabzenin bağlayıcı olduğu tüm konular tartışılır. Kaldı ki xhabzenin de İslamiyet’inde gerçek manada bu gün yaşandığını kimse iddia edemez. Dünyaya kendi penceremizden değil doğrunun, hakkın, bilimin penceresinden bakarsak daha az yanılırız. Sayın Vasfi günaydın inşallah biraz uyanmışsınızdır.

Saygılarımla.


Hatice Ünal
18.03.2006

Dirilerimizden de vazgeçtik ama artık ölülerimizden elinizi çekseniz ve bir parça olsun şu ünlü 'Adige saygı'nızı bize ispat etseniz...
 

Tamer
18.03.2006

Sayın Vasfi,
Uydurmadığınızı (ayetin adını veya malini yazmanızı istiyorum) söylüyorsun, hangi şartlarda kıtır kıtır inanmayanları kesiyormuşuz? İslamiyet’in doğuştan itibaren, Kudüs'te Yahudi-Hıristiyan-Müslüman bir arada yaşamıştır. Bütün söylediklerinizi tek tek çürütmek gerekiyor ama uzatmayacağım. Sizi inanca saygıya davet ediyorum. Gerçek inanan karıncayı bile incitmez. Her şeyi yaratandan ötürü sever.

Saygılarımla
 

Vasfi Doğançay
19.03.2006

Sayın Avrupa’da Bir Kafkasyalı,

Üslubunuz çirkin, bu sebeple sizinle tartışmamı sonlandırıyorum.

Sayın Tamer, Yazdıklarımı uydurmadığımı size Kuran’dan ayetler vererek ispatlayacağım. Kısa bir not ekleyeyim. Ben İmam Hatipliyim ve İlahiyat Fakültesini de kendi arzumla yarıda bıraktım. Yani okullu olarak bazı konulara vakıfım.

Gelelim uydurmadıklarıma. 3. İslamiyet’te Cennet anaların ayağının altında deyip, ardından kadını kusuru olursa dövebilirisin (Kuran’da yazar uydurmuyorum). Xhabzede kadının kılına dokunamazsın, demiştim. İşte ispatı (Türkiye’deki Müslümanların ortak kabul ettikleri Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinden): NISA- 34 - Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. Iyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine ÖĞÜT verin, YATAKLARINDAN AYRILIN. Bunlar da fayda vermezse DÖVÜN. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür. 11. İslamiyet’te dine inanmayanları kafir deyip kıtır kıtır kesebilirsin. (kuranda yazar uydurmuyorum) Xhabzede kimseyi inancından dolayı kesemezsin, demiştim NISA-89 - Onlar, küfür işledikleri gibi, sizin de küfür işleyip kendileriyle bir olmanızı arzu ettiler. Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün; Onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinmeyin. NISA-91 - Diğer birtakım kimseleri de bulacaksınız ki; hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak isterler. Fitne için her davet olunuşlarında onun içine baş aşağı dalarlar. Eğer bunlar sizden çekinmezlerse, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün. İşte bunlar aleyhinde size açık bir ferman verdik. TEVBE-5 - Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Son olarak sizin söylediğinize kısaca değineyim. İslamiyet’in doğuştan itibaren, Kudüs'te Yahudi-Hıristiyan-Müslüman bir arada yaşamıştır, demişsiniz. Demek ki okumamışsınız. Ben sizin için sizi yalanlayan Kuran’dan ayeti de yazayım. MAIDE-51 - Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları DOST EDINMEYIN. Onlar birbirlerinin dostudurlar. SIZDEN KİM ONLARI DOST EDİNİRSE, ŞÜPHESIZ O ONLARDAN OLUR. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez.

Beni inanca saygıya davet etmişsiniz. Ben Kuran ne diyorsa onu yazdım ve xhabzeye uymadığını söyledim. İspatı da yukarıda.

Saygılarımla.
 

Tamer
19.03.2006

Sayın Vasfi,

Diğer başlıklarda her zaman yazdım, yalvardım; din, siyaset bu siteye taşınmasın bizi böler birbirimizi kırar, üzer diye ama ısrarla taşınıyor yine iddiaların kırıcı ve dehşet verici kıtır kıtır kesmek cevabını kendine ver, dini inanışlardan doğru kıtır kıtır kesilenler var mı? Varsa kesin Müslüman’dır. Dün Çanakkale şehitleri anıldı. Cezayir, Filistin, Bosna, Çeçenistan, Irak, Afganistan. Bizi hiç dost gördüler mi zannetmiyorum sömürülmesi gereken barbarlardık onlar için on birinci yüzyıldaki İslami hoşgörüyü bu dünya bir daha bulursak dünyada barış o zaman kesin olur.

Samimiyetimle söylüyorum kimseden nefret etmiyorum yaratandan dolayı her şeyin bir sebebi olduğuna inanıyor ve seviyorum. Hiç kimseyi de öldürmeye niyetim yok. Anne ile aldatan kadın arasında bağlantı kuramadım. Ayetlerin mealine bakacağım ezberim sizinki kadar iyi değildir. Bugün dört beş kez yazdıklarımı sildim cevap vermemeyi düşündüm ama vermem gerekiyordu. Bildiğinizden eminim tefsir=yorumlamadır. Konu ile ilgili bütün ayetleri okumanız gerekiyor. Hangi şarlarda insan öldürüyor. Maddeye tapanlar bin bir hile ile insanları birbirine düşürür keselerini doldururlar. İddiamı yineliyorum yakın tarihe kadar Kudüs, Beyrut, İstanbul birer hoşgörü şehriydi. İslamiyet’te insan öldürmek haramdır. Caiz olması için bazı şartlar gerektiriyor. Siz biliyorsunuzdur. Saygılarımla.
 

Vasfi Doğançay
19.03.2006

Sayın Tamer,

Bu başlık açıldığından beri izliyorum. Ne zaman konu kapansa kendini Müslüman diye tanıtan bir arkadaşımız yazı yazıyor. Konu yeniden alevleniyor. Bence bunu da bilerek yapıyorlar. Gayeleri ya sizinde dediğiniz gibi birbirine düşürmek veya propaganda yapmak.

Bakın ben en son yazımı 21 01 2006 tarihinde yazmışım, aradan iki ay geçmiş. H. İbrahim bey dayanamadım yazdım, diye sataşan bir yazı yolluyor. Gönderdiği yazının tarihi 10 03 2006. İki ay sabretmiş arkadaşımız. Hadi onu da geçelim ardından yine kendini Müslüman diye adlandıran iki kişi daha yazmış. Ben ilahiyat okumuş sonradan ateist olmuş bir kişiyim. Dinlerin insanları her açıdan sömürdüğüne, kültürlerini yok ettiğini görüyorum ve bunun içinde bir din propagandası yaptığında ben de cevabını veriyorum. Bundan sonrada vereceğim. Eğer bu konunun tartışılmamasını istiyorsanız, kapanmış konuyu deşenlere söyleyin deşmesinler. Bu forum sadece onların değil.

Sayın Tamer iyi niyetinize inandığım için sizin en son yazınıza cevap yazmayacağım. Konuyu burada kapatacağım. Fakat eğer yine bu konuyu deşenler olursa bende yazacağım. Özgürlük sadece Müslümanlara verilmiş bir hak değil. Bende bu hakkımı kullanacağım.

Saygılarımla
 

Hajkasım Erdoğan
19.03.2006

Vasfi Bey,

Ben bir şeyler öğrenmek istiyorum, sadece Çerkeslik adına, sizinle muhabbet etmek istiyorum. Dini konular buradaki çoğu katılımcı gibi beni de aşıyor. Onun için dini bir kenara bırakıp Çerkesliğimizi ortaya koyalım. Bu konuda samimiyim. Açık konuşayım, burada bir Çerkes toplumuna girdiği zaman nasıl bir baş sağlığı verilir, veyahut ta bir düğüne gittiğimiz zaman nasıl hayırlı olsun denir. Bu bilgilere sahip çok az kişi çıkar. Ben sizin yüksek bilgilerinize dayanarak, bu konular hakkında bu insanları aydınlatmanızı istiyorum.
 

Sinemis
19.03.2006

Hajkasım bey,

Siz Çerkesce biliyorsunuz galiba. Sizde gelip burada Çerkesce biliyorum diye ahkam kesmeyin. Önce Çerkes olun. Çerkesce’yi öğrenmişiniz ama Çerkesliği öğrenememişiniz. Ben Çerkesce bilmiyorum. Şimdi siz ahkam kesebileceksiniz, ben kesemeyeceğim öyle mi? Saygılı olun ve Çerkes delikanlısına yaraşır davranın. Siz kimsiniz ve hangi yetkiyle buraya Çerkesce bilmeyenler yazı yazmasın diyorsunuz? Site yönetimi size yetki mi verdi? Belikli Vasıf beyin yazdıklarından rahatsız olmuşsunuz. Hırsınızı bu şekilde çıkarıyorsunuz. Size aileniz ‘’misafir gittiğin yerde milleti azarlayabilirsin’’ diye mi öğretti. Sizin Çerkesliğiniz işte bu kadar. Dil bilseniz ne olur, bilmeseniz olur. Yazık Yazınızın sonunda ‘’herkese saygılarımı sunarım’’ demişiniz. Önce saygılı olmayı öğrenin, sonra saygılarınızı sunarsınız.
 

Hajkasım
19.03.2006

Maf Hajkasım,

Lütfen görüşlerinizi kişiselleştirmeden yazınız. Sizden ricamız katılımcılarımızın yazıp yazmamaları konusunda da yönlendirmelerde bulunamayınız. Forumlarımızda saygı çerçevesi içinde milliyeti, dini, dil bileni, bilmeyeni herkes görüşlerini yazabilir. Bu konuda bize yardımcı olmanızı rica ediyoruz.

Machu
CircasssianCanada
 

A.ypşaşe
19.03.2006

Maf,

Yazıyı şimdi gördüm sayın Sinemis cevaplamış sizi. Ancak ben bir şey eklemek istiyorum. Artık burada çok konuşulmuş ve çıkışlar yapılmış bir konudan dem vurmak ne yarar getirir size sayın Hajkasım? Siz ne kadarıyla donanımlısınız Çerkesliğin bilemem, öfkelenir misiniz onu da bilemem. Üzgünüm ama bizim gibilere tahammül etmeyi öğreneceksiniz ya da öğreneceksiniz bakın asla buradan gidin diyemem size.

Damarlarımdaki sizin kabullenmediğiniz o kan izin vermez aynı kanı taşıdığını bildiğim kardeşim ya da büyüğüm kabullendiğim kimseye yapmadığım gibi hangi milliyetten olursa olsun böyle bir davranışı hak etmediğini düşündüğüm tüm insanlara da yapmam bunu sizce ben xabzeden kırıntı bile olsa var mı hak ettim mi acaba Çerkes olmayı ben şimdi merak ettim inanın bir test olsa testten geçsek ve anında ortaya çıksa kırmızı ışık yansa örneğin Çerkes değil diye ya da yeşil yansa Çerkes bu gel aramıza kabilinden. :))

Saygılarımla hoşkalın hoşçakalın
 

Hajkasım
19.03.2006

Arkadaşlar bu kadar size dokunacak ne yazdım anlamadım. Burada aylardır, Çerkeslikle İslamiyet tartışılıyor. Tartışan her fertte kendini Çerkes’im diye lanse ediyor. Ben gayet samimi olarak bu tartışmanın yönünü değiştirmek istedim hepsi o. Siz isteseniz de istemeseniz de ben Çerkesliğimle gurur duyuyorum.

Ben şahsen her şeye tahammül ediyorum ama dilini bilmeyene tahammülüm yok. Ayıp mı bu? Ben bir şeyler öğrenilsin diye bu soruları sordum. Yoksa o beyefendinin ateistliği, beni hiç ilgilendirmez. Ben ona neden ateistsin diye bir soru sormadım. Hürdür ateistliği kimseyi bağlamaz. Benim sadece isteğim bu tartışma bitsin, gençlerin buradan öğrenebilecekleri bir şeyler konuşulabilir miydi? Sinemis hanımın veya A.pşaşe’nin benim terbiyemi, adabımı sorgulayıp karar vermeye güçleri olmadığına herkes inanabilir. BEN açık bir örnek vermek istiyorum. Diyelim ki, Sinemis hanımın ağabeyi evleniyor, köylerine gençler geldi, komşu köyden, bu gençler köyünüze girip çıkana kadar hangi adet, anane ve geleneklerimize uyacaklar. Hepsi bu benim istediğim. Yani bunun yanlış anlaşılacak neyi var. A.pşaşe, sizin o trafik lambası benzetmenizden de bir şey anlamadım ama bağışlayın. Sizlere neden bu kadar ağır geldi bir şeyler sormam bunu da anlamış deyilim, bu sitedeki herkes şehirde yaşamıyor. Çerkesliğin son noktasına kadar yaşandığı köyler var ve oralarda yaşıyoruz. Burada sadece klavyesi kuvvetli olanlar yazışacak ise biz aradan çıkalım. Müslüman’ım, Çerkes’im gurur duyuyorum. Dilimi de, adetlerimi de biliyorum, doya doya yaşıyorum. Yaşayamayanlara da üzülüyorum.
 

A.ypşaşe
19.03.2006
Maf Sayın Hajkasım,

İnanın bende anlamadım neden dokundu üstelik hiç tahammülü olmayan biri de değilken. :)) Tahammül de adettendir xhabze de ve de her toplumda görgü kuralıdır ayrıca. Son olarak ne haddime sizin terbiye veya eğitiminizi sorgulamak benim yazımı tekrar okuyun üstelik birde danışmışım size en mütevazı halimle. :)

Saygılarımla Hoşçakalın
 

Hajkasım
20.03.2006

A.ypşaşe,

Güzel kardeşim. Üzgünüm ama bizim gibilere tahammül etmeyi öğreneceksiniz ya da öğreneceksiniz. Bakın asla buradan gidin diyemem size. Damarlarımdaki sizin kabullenmediğiniz o kan izin vermez. Bu yazdıklarınızdan, siz ne anlatmak istediniz, ben yanlış anlamış olabilirim. Benim gibi yanlış anlayanlarda olmuştur. Biraz yardımcı olsanız da anlasam. Nedir benim kabullenemediğimi iddia ettiğiniz, sizin o damarlarınızdaki kan. Şunu da ekleyeyim. Ben Çerkes olmayan, Çerkesliğe sempati duyan insanları bile baş tacı ederim. Ama, Çerkes’im deyip ahkam kesip, can damarımız olan dilimizi, ana dilini bilmeyenleri kabullenemiyorum. Bu da benim huyum. Artık siz bunu nasıl değerlendirirsiniz, iyi veya kötü bir huy mudur, takdir sizin. Dilini bilen, öğrenmek için mücadele veren herkese saygılar sunarım.

 

A.ypşaşe
20.03.2006

Maf Sayın Hajkasım,

Güzel kardeşlerin güzel ağabeyleri olur:) diyerek başlamalıyım sözlerime sizin güzel hitabınıza karşılık. Evet, gelelim şu damarlarımızdaki kan mevzusuna. Bize daha önce de dil bilmediğimiz için Çerkes olamayacağımız sayılamayacağımız söylendi. Tabi o zamanda sessiz kalmadık bir şeyler söylendi, tartışıldı hatta ben genetik inceleme yapılsın da diyebildim o sırada bu kan mevzusu ordan kalma dil sürçmesi de deyin isterseniz sizle direkt alakalı değil yani. Sizle alakalı olan kısım tahammül edememe durumu bize tahammülünüzün olmayışı yani. Şimdi siz bu konuya açıklık getirmişsiniz bizden büyük olduğunuzun altıda çizilmiş o halde tabiki bize eleştiride bulunabilirsiniz diyorum ancak biraz sabredin ne demişler "sabreden derviş:))" Keşke baştan bu şekilde gelse idiniz bakın bir sözünüzle neler değişti sizde bir büyüğümüz olarak başımızın tacısınız. Sabrederseniz bir gün bizde dilimizi öğrenmiş olacağız zira anavatana döndüğümüzde konuşulanlara "Fransız" değil Çerkes kalmak isteriz:))

Saygılarımla hoşçakalın.
 

Hajkasım
20.03.2006

A.ypşaşe, Çoook güzel kardeşim:) Benim sizleri üzmek, bu siteden herhangi bir insanı kırmak gibi lüksüm olamaz. Benim hatam, bir şeyler yazarken, okuyan insanların benim o anki ruh halimi anlayacaklarını düşünmek. Tabi ki yanlış. Ama ne yapayım, elimde değil. Çerkesliğe tek kelime geldiğini düşündüğüm anda tabiri caiz ise tersim dönüyor. Kısacık bir şey anlatayım; İş icabı şehir değiştirdim. Şu an bulunduğum yerin ismini vermeyeyim. Buradaki Abzegh arkadaşlar üzülebilir. (açık adresim site kayıtlarında var) iş yerime bir beyefendi geldi, benimde ilk günlerim Adige bulmak için çırpınıyorum. Abi siz Çerkes’mişsiniz, sizinle tanışmaya geldim, bende Çerkes’im deyince, kucakladım içeriye aldım oturduk. Hemen sordum, hangi kabiledensiniz diye. Tabi dilim şişmiş hemen konuşmak istiyorum. Beyefendinin verdiği cevap şu; Abzegh miymişim neyim valla bilmiyorum dedi. Ben bu cevabı kabullenemedim. Böyle bir cevap verebilecek birinin Çerkes’im diye ortalarda gezmesi hoş bir şey mi? Bence hiç hoş değil. Ama dese ki Çerkes değilim, Çerkesleri severim, o zaman baş tacıdır. Benim tahammülsüzlüğüm bunlara. İnşallah beni anlamışsınızdır. Siz diyorsunuz ki sabır sabır. Ben sabrederim, benim korkum yok. Benim sabırsızlığım sizler için, zaman kalmıyor bir an evvel öğrenmek lazım. Bu da yaşamak ile olur. Çerkesce, kitaptan defterden zor öğrenilir, çok uğraştırır. Güzel kardeşim A.ypşaşe, bir an evvel şöyle güzelce dilini olabildiği kadarı ile öğrenmeni çok diliyorum. Bak benim dilim şişti:) konuşmam lazım. Buradan beni yanlış anlayan Sinemis kardeşim dahil dilini bilen, öğrenmeye çalışan herkese saygılar sunarım.
 

Guğoj Sami,
20.03.2006

Sayın Hajkasım,

Klasik bir tavır sergileyip hükmünüzü vermişsiniz. Biraz daha hoşgörü lütfen. Memleketin durumu böyle, kişisel yorumlarınız bazılarını üzebilir. Hiç kimse karar mercii değildir. Dil bilmek, bilenlere karşı üstünlük sağlamaz, bilinmesi daha iyi olursa da.

Maf
 

Hajkasım
20.03.2006

Hayretle okudum Sami bey yazınızı. Kardeşim dilimizi öğrenelim demek neden bu kadar ağırınıza gidiyor. Hata ettim kardeşim, özür dilerim, hepinizden ayrı ayrı özür dilerim, herkes hür kardeşim. Benim hiç kimseye bir üstünlük sağlamak diye bir derdim yok, olmazda. Benim cahilliğimi bağışlayın. Derdimizi bu şekilde anlatabildik. Ama klasik olmuş. Artık adını siz koydunuz, tavrımız bu. Dilimiz bu kadar dönüyor. Klasik olmayan bir tavırla bu konuyu dile getiren bir zat çıkarsa bizde öğreniriz. CC'de Adigece dil dersleri veriliyor, neden veriliyor. Bunun cevabını alabilir miyim Sami bey. Benim sorma anlatma tarzım bu, elimden bu kadar geliyor, Sami bey siz nasıl isterseniz öyle anlayın. Ayıbıyla, günahıyla kabulümdür. Benim kompleksim yok, onun için üstünlük sağlamak diye bir şey aklımın ucundan geçmedi. Onu da istediğiniz gibi değerlendirebilirsiniz.
 

Veysel Yorulmaz
20.03.2006

Tabi ki İslamiyet. Çünkü bütün güzellikler orada. Her konuda iyi niyet, kardeşlik, hoşgörü vardır. Ayrıca İslamiyet bütün çirkinliği yasaklamıştır. Yani dünyada kötü olan ne varsa İslamiyet bunların hepsini yasaklamıştır. Bunun yanı sıra İslamiyet bize bizden daha farzla önem vermektedir. Yani bizi, bizden daha fazla sevmektedir. Çünkü yasakladığı şeyler bize zarar veren şeylerdir. Örneğin içki, sigara, kumar, uyuşturucu v.s Bütün bunlar bize zarar vermesine rağmen bunları dünya kullananların sayısı oldukça fazladır. Yani sonuç olarak biz insanlar olarak bize zarar veren bu şeyleri kullanmamıza rağmen İslamiyet bunları bizim için yasaklamıştır. Bizde bizi bizden daha fazla sen inanca inanmaz onun emirlerini yerine getirmezsek ne bu dünyada nede öbür dünyada rahata eremeyiz.

Saygılarımla
 

Marine
20.03.2006

Sayın Vasfi Doğançay, Yazınız için teşekkür etmek istedim, ellerinize sağlık.


A.ypşaşe
20.03.2006

Maf Sayın Hajkasım,

Ben burada dil kursu istemiştim çok açık itiraf edeyim dersleri bir yerden sonra takip edemedim ancak en kısa zamanda tekrar alıp çalışacağım söz. Ayrıca telaffuzlarda zorlanıyorum bu doğrudur ama çok da kötü durumda değilim çünkü en azından bir kulak dolgunluğu var merak etmeyin. Birde eklemek istediğim kardeşin kardeşe sitemleri, dostun arkadaşın sözleri her zaman öfkeyle karşılanmaz niyeti anlaşıldıktan sonra mesele anlaşılmıştır benim tarafımdan içiniz rahat olsun. Inşallah en kısa zamanda diyelim. :)

Saygılarımla Hoşçakalın


Hajkasım
20.03.2006

Çok memnun oldum Aypşaşe. :))


Guğoj Sami
20.03.2006

Maf Hajkasım,

Dilin bilinmesi, xhabzenin bilinmesi, kültürümüzün korunması her Adige'yi olduğu gibi beni de sevindirir. Benim belirtmek istediğim bir şeyler bilenlerin eksik yanı olanları kabullenmemesi, belki şu an az bilenler ileride daha iyi seviyelere gelecek, bunu kim bilebilir ki? Naçizane eksiğim varsa da Adige lehçelerini Kabardeyce'de dahil biliyorum. Derdimi anlatacak kadar Abhazca, hal hatır soracak kadarda Osetçe biliyorum. Şu an bu sitede Adigece dil dersleri var, birbirimizi kırmadan yardımcı olalım. Çok tepki göstermişsiniz, sizi üzdüysem özür dilerim, size de biraz sabırlı olmanızı tavsiye ederim.

Maf Nıbjeuğxer
 

Hajkasım
20.03.2006

Huns Sami huns sikoeş. Wole zı jılem ya huriy gu galıjın, hodiz Adıyebze, seri sojem. Kı a sikoş, nigirnewuıj, dibzemge dı ğa woerşeri woere sere, dızrığa wunehuns. Ben sabrediyorum ve sabredeceğim. Buna hiç şüpheniz olmasın Sami bey ama fazla beklemeyelim. Zaman daralıyor. Şu yok olmanın önüne bir an evvel geçmeye çalışalım. Zararın neresinden dönersek kardır. Sami bey sizden bir şey isteyebilir miyim? Sakın yanlış anlamayın, bu bir imtihan falan gibi anlaşılmasın. Ne de olsa karşılıklı yazıyoruz. Hem yazalım hem bir şeyler öğrenelim diyorum. Bu bir başlangıç olsun, isterim. Daha da ilginç olacağına inanıyorum. Mesela Kabardey'iz ikimizde. Siz bu yazıya karşılık yazar iken Kabardeyce selam verin. Bende selamınızı alayım. Gayet basit. Böylece basit şeylerden başlamış oluruz. Her dilden bir şeyler sorulsun. Bizde dilimiz döndüğü kadarı ile cevaplayalım. Bilemediklerimizi araştırır cevaplarız. İyi olmaz mı? Ben bu konuda çok samimiyim. Bu olaya yaklaşımınızı sabırsızlıkla :)) bekliyorum.

Saygılar sunarım.
 

Guğoj Sami
20.03.2006

Maf, Selam Guape Hajkasım,

Kaptxaham si segağ.Vovihatır şhake selamır Kabardeyıbze sıtxas. Adigabze txın'ir psalhe fedekım. Kın's, sijağo huas. Jisen'ır Türkıbze setxıme nahıfo kıbguruonus.

Wuzınşe Maf Hajkasım, Elimizden geldiğince kültürümüz için çalışanların destekçisiyiz, sizinde kaygılarınızı anladım. Umarım her şey dilediğiniz gibi gelişir. Çalışmalarınızda başarılar diler, sağlık ve mutluluklar temenni ederim. Tham'ome Dizereleğuns.
 

Hajkasım
21.03.2006

Maf, Selam Guape Hajkasım (Wuzepeşs Sami, si nıbjouğ), OHUSAPSII. Sikoeş, ha... Si şuph ha... Si Adıge ha. Sami bey, kolay kolay yanılmam. Şu yazdıklarınızı okuduktan sonra, ben sizde kendimi görür gibiyim. Aynı ruh haline sahip gibiyiz. Bu da beni ziyadesi ile memnun ediyor. Sizde beni şöyle gözünüzün önüne getirin. Adigelik için bir şeyler yapmaya uğraşan, çırpınan, bulunduğu toplumda, yanına tek bir Adige bulamayan, tek başına bir Adige... Aynen öyleyim. Bende ne yapıyorum, buna inanın. Yanımda çalışan BZE MIU (yani Adige olmayan) insanlara Kabardeyibze öğretiyorum. Normal iş ortamında, şunu getir su ver, çay ver, çarşıya çıkıyorum, evdeyim, gibi buna benzer şeyleri günlük kullanılan şeyleri, anlıyorlar. Tabi ne demek istediğimi anlıyorlar ve tek cevapları da HUNS :) diyorlar. Her Adige gibi benim de bir dileğim var. Bir Adige toplumuna girdiğim zaman, dilini, örfünü, adetini bilen, kalkacağı yere oturmayan, utanacağı bir sözü sarfetmeyen, en önemlisi, bizim olmazsa olmazımız, güven duygumuzu, sarsmayan gençler görebilmektir. Bu da herkes gibi benim de doğal hakkımdır diyorum. Saygılar sunarım.
 

Guğoj Sami
21.03.2006

Maf Hajkasım, Kıdgruağam şhake siguapes. Anlaştığımıza sevindim, çalışmalarınızda başarılar dilerim. Wuzınşu.
 

Sigusipse
21.03.2006

Ben dili çok az bilen biri olarak ilk başlarda çok zorlanmama rağmen şimdi yazılanları anlamaya başladım. Siteye Çerkesce yazılar girdikçe daha bir merakım arttı ve hiçbir şey öğrenemem derken bir çok şeyi öğrenmiş olduğumu fark ettim. Bu yüzden siteye ve dil üzerine yoğunlaşan herkese teşekkür ediyorum. Bizler bir şekilde bu güzel kültürü yaşatmak ve bizden sonraki nesile en güzel şekli ile aktarmak durumundayız. O yüzden gösterilen hassasiyetler çok anlamlı ve çok yerinde. Herkese saygılarımı sunuyorum.
 

Hajkasım
22.03.2006

OHUSAPSI CC daxem, yı Adıge daxe, xe ben bu siteyi daha çok sevmeye başladım inanın. Burada çok güzel şeyler yapılacak, Adıgelik için inşallah. SIGUSIPSE Guğoj Sami, A.ypşaşe wuzınşe woe fışıtha. Jeş neuh dı de fı gıeyg ha... CC'em yıt Adıge'ha psome tha dı gazğa'jam figum yılh pısori gıvi'ğahul'a. WUZIŞE'WOE.


Kanşat Özkan
25.03.2006

Merhaba ben Kanşat. Kardeşim ben sana söyle söyleyeyim, İslam dinini sen seçtin ama ırkını sen mi seçtin? İnsanlar ne zaman yanlış yaparlar biliyor musun, kim olursa olsun eğer ırkını diğer ırklardan ya da dininden yüksekte görüyorsa vay o insanın haline çünkü ırkını seçen sen değilsin. Bence böyle bir ikileme düşmek bile hata İslam dini her şeyden önce gelir. Seni öbür dünyada Kürt, Türk, Çerkes diye ayırmayacaklar, dinine göre ayıracaklar. Önemli olanda öbür dünya değil mi? Bizim bu dünyada yaşamamızın sebebini iyice düşün bence kültürünü yaşatmak için mi yaşıyorsun, yoksa dinin için mi?
 

Aytekin
26.03.2006

Bayan Yılmaz,

Eğer bana sorsaydınız seçiminizi ben size üstün bir ırkınızın olduğunu bütün kalbimle söylerdim. İslamiyet çooooook sonradan seçilmiştir ama ırkınız çoook eski ve şerefli bir ırktır. Siz ırkınızın kültürünü seçin yoksa diğeri asimile edecektir sizi.

İyi günler.
 

Şimal
27.03.2006

Can mı canan mı gibi bir soru. Son bulgular hepimizin Afrika'dan dünyaya yayıldığımızı söylüyor. Bu ırk muhabbeti de ekşidi. Hele bir Çerkes olunda sonrası kolay evliliği de tartışmazsınız ırkı da, dinide. Güneş balçıkla sıvanmaz. Bal kavanozunu dışardan yalayanlar balı tarif ediyor. Aslında tarif etmeye çalıştıkları da kavanoz oluyor.
 

Hakan Demir
28.03.2006

Sayın Vasfi Doğançay,

Fikirlerinizi açıklamanıza kimsenin diyeceği bir şey yok ama Şamil, Hacı Murat kendi toplumu için önemli kişilerdir, ve o toplumun bir bireyi olarak sizden ricam eleştirilerinizde de okuyup yazan ve düşünen bir birey ağırlığı görmeyi çok arzu ediyoruz, her toplumun kültürü ve kahramanları önemlidir bilirisiniz, adınız ve çok yüksek kültürü olan toplumunuza saygı bekliyorsanız siz de öyle davranın.
 

Tülay Temiz
02.04.2006

Evet tabi ki bu da olabilirdi. Bu şekilde cevap vermektense… Kendi içten düşüncemi yansıtmayı daha uygun gördüm. Bunda herhangi olumsuz bir şey göremiyorum. Herkes nasıl cevap vereceğini bırakında kendi belirlesin. Ben bir hukukçu değilim. Uyarınızı dikkate almaya çalışırım.

Teşekkür ederim.
 

Cerpecej
02.04.2006

Ya çok özür dilerim; sözüm meclisten dışarı! Birileri Çerkesliği yaşamak istiyor da İslamiyet mi engel oluyor? Mantık lütfen...
 

Smerch
02.04.2006

Maf Smerch,

Goethe'nin sözü elbette biz rahatsız etmez. Ancak bir başka katılımcıda Salman Rüşdü'den alıntı yaparsa başlık amacından çıkar. Lütfen bize yardımcı olunuz.

Machu
CircassianCanada

 

Smerch
02.04.2006

Bu konunun bir amacı olduğunu düşünüyorsanız tebrik ederim sizi... Selamlar
 

Cerpecej
03.04.2006

Oldum olası sevmem din ve siyaset konuşmayı... Çünkü ikisi de bizi bir şekilde ayrıma götürüyor! Bırakalım isteyen istediği gibi yaşasın ama kimin ne olduğunu da bilelim! THA YIABSUOĞ YOLUNUZ AÇIK OLSUN...
 

Tülay Temiz
10.04.2006

Katılıyorum. Dediğiniz gibi bu konunun ucu bucağı yok. Olaya nerden baktığınıza, bakış açınıza bağlı bir durum. O yüzden bırakalım herkes istediği pencereden baksın hayatına. En doğrusu bu. Bunun içinde kimseyi fikirlerinden ve sorularından dolayı suçlamak çok saçma. İnsanların fikirlerine katılmasak bile saygı gösterelim değerli Çerkes dostlarım. Herkese hayatında mutluluk ve başarılar dilerim.