Tharkaho
Wumar
Ş'ü
Mafeş'üx,
''Yok Olmak’’
Telaffuzu güç, düşünmesi ürpertici, hissetmesi acı!
Hiç kendinizi yok olacak gibi hissettiniz mi? Bir varmış, varken
birdenbire yok olmuş denildiğini size, hayal ettiniz mi korkarak?
Duyduğunuz sesleri gürültü sandınız mı? ‘’Konuşuyorlarmış meğer’’
dediniz mi sonradan? Gürültü gibi geldi mi hiç; yeşil gözlü, suratı
hafiften kavlamış çocuğun, yaşlı dedesinin öğrettiği, tekerlemeleri
bağırarak p'çen (aşık) oynaması? Arnavutların çalgısıymış gibi baktınız
mı akordeona/pşıneye? Klarnete Sulukulelilerinmiş gibi?
Yokluğunuzun aynı zamanda bir dilin, dolaylı olarak da kültürün sonu
olduğunu düşünürken canınız acıdı mı? Hiç kalabalık bir ortama
girdiğinizde ayağa kalkanlara aval aval baktınız mı, ne yapıyor bunlar
diye?
Neden bu adamlar ilk kez gördükleri birinden bu kadar çok şey
bekliyorlar diye sordunuz mu?
Hayatı tarlada geçmiş, yorgun vücudunun altında ezilen yüreğine,
gözlerine baktınız mı birinin? Ne gördünüz baktıysanız? Hissedebildiniz
mi acısını, korkularını, kaygılarını, isteklerini ve her şeye rağmen
geleceğe umutla bakışını?
Hiç üstündeki elbiseler taze/markalı olmayan, hatta biraz sökük olmasına
rağmen tertemiz, başı dik insanlara garajda köye gidecek otobüsü
beklerken rastladınız mı? Hayatlarını başkalarına adayan insanların
mutluluğunu hissedebildiniz mi, çatlamış nasırlı ellerini size uzatıp,
tokalaştığınızda?
Nedir diye sordunuz mu? Nedir sizi bu kadar kaygılandıran? Maddi
sıkıntılar mı diye tahmin de bulunduğunuzda size alaylı bir gülümseme
atmasını yadırgadınız mı? Hiç düşündünüz mü babasının onlara hiç neden
oğlum demediğini? Babasının adını okula başladıklarında öğrenen şaşkın
çocuklar gördünüz mü?
Tahmin edebilir misiniz, harmanda dedesiyle hasattan elde edilen ürünü
torbalayan, aynı zamanda dedesinin bir anlık uzaklaşmasından
faydalanarak, bakkala nereden gideceğini hesaplayan çocuğun heyecanını?
Siz hiç yok oldunuz mu?
Masalların ütopikliğinde bir kahraman daha yaratabilir misiniz ''Faşe''
giymiş?
Acaba Anka kuşu gerçek midir ki? Kaf Dağı'ndan savrulan külleri midir
yoksa asıl gerçek olan?
Siz Hiç gerçek Anka gördünüz mü?
Dızereleğun.
A.ypşaşe
11.05.2006
Maf Tharkaho Ömer,
’’Şimdi ayak seslerinizi duyduğumuz gençlerimiz’’ demişti bir büyüğümüz,
sözünü yeniden hatırlattın bizlere. :)
Bu güzel anlatım, ifade tarzı, sorgulamalar bu donanım gerek bize ait
olanı gerekse genele ait olanıyla mükemmel bir görüntü sergilemekte ve
bu bizlere gurur vermekte bilmenizi istedim.
Ben okurken çok keyif aldım. Eminim sizlerde beğenmişsinizdir diyor ve
sözlerimi noktalarken forumun güzelliklerinden (bir şeyler anlatma
kendini içindekileri ifade etme ve bu güzelliği paylaşma) birini daha
görmenin mutluluğunu yaşıyorum.
Saygılarımla.
Uzunyaylalı
16.05.2006
Eline, diline, yüreğine sağlık sigoş.
Ademey Ahmet
16.05.2006
Wepsev siğoş.
Adige'ydi
21.05.2006
Teşekkürler Tharkaho.
Anlatımın ve hissettiklerin birbirine gayet uymuş ama okurken acı
duydum.
Neden mi?
Çünkü sanırım ben yok oldum.
Naci Taylan
29.05.2006
Yaklaşık 15 yıldır yurt dışında yaşıyorum. Etrafımda bir Allah’ın kulu
Adige değil. Ben hala ADİGE’yim.
Şükür iznimi kullanmak için şu an Türkiye'deyim. Etraf tabiri caizse kum
gibi Adige kaynıyor.
Şükür, çok şükür...
Burası görmeyeli ne kadar da siyaset kokmaya başlamış. "Adige’ydi"
nickli arkadaşın kim olduğunu bilemek hiç te zor değil. Üstelik bu
arkadaş hatırladığım kadarı ile nickle yazılanlara karşıydı. Amaç nedir
anlamış değilim.
İki mantık yürütebilirim ayak üstü, fazlası beni de sizleri de yorar ve
sıkar.
1) Eski form da bir yerlerde bir davası yarım kalmış ve mesaj veriyor
olabilir.
2) Site de Form başlığı prim yapabilsin diye...
Şahit olmuştuk bu tarz mevzulara... Bir kişi hala yok olduğunu SANIYOR
ve bunu acı (!) hissederek de dile getiriyorsa ne denir ki?
Herkese selam ve mutluluklar dilerim.
Sadece bir seste ben edeyim dedim. Amacım kavga gürültü değil. Dikkatimi
çekti ve yazmak istedim. Sitenin sessiz okurlar tarafından takip
edildiğini ve kimin ne yazdığını veya yazabildiğini biliyor olduğumuzu
ve yok sayılmamamız gerektiğini düşündüğüm için. Takip edilmeye devam
edileceksiniz.
Saygılar.
Ali Taylan
05.06.2006
Merhaba Naci amca
Yazını görünce hem sevindim hem üzüldüm.
Sen bize Francis Bacon’un ‘’bilgi azaptır’’ sözünü hep söylersin. Bu
tartışmayı bende hatırladım. Bazıları çaldığım düdük havasında. Yok
olanlara selamet olsun. Gaipten mi konuşur bunlar?
Ne yaparsın vizyon ve misyon yokluğunda bazıları kahraman olmaya
çalışıyor. Bu kültürü bu oportünistlerden temizlemek lazım.
Naci amca yazmanı çok isterim. Seni görünce biraz cesaret aldım. Burada
iyi bir ortam olabilecek.... Ucuz popülerlik peşinde koşanlar
Çerkesliğin neresinde aman sorma.
Amca lütfen katıl ve bizleri umutlandır.
Saygılar.
Ediz Hun
06.06.2006
Naci Bey Merhaba,
Uzun süredir özel durumlarım nedeniyle siteye girme durumum olmuyordu.
Bu gün bir boşluk buldum ve girince değerli büyüğüm Hatice ablamın
annesinin vefatını öğrendim ve çok üzüldüm. Daha sonra bu konu başlığı
dikkatimi çekti. Açıkçası yazınızdan çok etkilendim.
Naci bey ben yok olmayacağımıza inanan bir Çerkes’im. En kısa zamanda bu
konuyla ilgili çok güzel çalışmalara başlayacağız ama şu anki özel
durumum nedeniyle biraz ara vermek durumundayım. Sizinle daha detaylı
konuşmak veya yazışmak isterim.
Sevgi ve saygılarımla.
Tharkaho
11.06.2006
Sadece hissettiklerimi söylemek, aklıma gelen bir kaç cümleyi karalamak
bazılarına fazlaca siyaset malzemesi kazandırmış...
CC yetkililerinden bu konunun ve benim yazımın tamamen kaldırılmasını
istiyorum... Belki Francois Bacon'da kendinizi bulursunuz... Böyle masum
yazılarda değil de...
Thaşxom Adiğağer Yereğopseuw...
Keç Süleyman Yavuz Notu: Sayın Tharkaho, yazılarınızın devamını
bekliyoruz. Maçhujun.
A.pşaşe
12.06.2006
Maf Tharkaho,
Bence de devam. Bu kadar çabuk demoralize olmaya ve bu güzellikten bizi
mahkum etmeye kimsenin hakkı yok!
Sevgilerimle.
Jaledeyle
12.06.2006
Sayın Tharkaho,
Yazınız çok güzel. Yazmaya devam.
Yok olmadığımızı söyleyenler bana göre hayal görüyor. Biz yok
olmayacağız demekle yok olmak engellenemez. Çerkesler nasıl bir durumda
anlamak için alim olmaya da gerek yok. Kıyamete kadar "Çerkes" ismi
olacak ama Kafkasya’da yani dışarıdakiler ya Arap ya Türk ya İngiliz vs
vs olarak kalacak. Kafkasya’da da Rus olacaklar diyenler vardır şimdi.
Daha soru gelmeden cevap vereyim."Kafkasya’da Adige, Kabardey, Abhaz vs
diye toprakları olacak. Yani Kafkasya’da yok olmak imkansız.
Saygılarımla.
Ali Taylan
12.06.2006
Arada fark olmalı ve var. Yok olmayı geciktirelim ya da zaten yok olduk
ne kaldı ki kül olduk gibi inançsızlığı, kararsızlığı, hatta aymazlığı
önümüze bir yokolmuş gibi koyanlarla ‘’biz yok olmayacağız’’ diyen kesin
inançlılar arasında bir fark olmalı.
Bu fark çok açık.
Zaten yok olduk diyenler geniş bir hareket alanına sahip. Onlar
oportünisttir. Yaptıkları her olumsuz tavrın her absürd düşüncenin
dayanağı var. O da ‘’ee ne yapalım yok olduk’’tur.
Ey yok olanlar… O halde terk edin bu platformu.
Ey dirayetsiz Çerkeslikle uğraşanlar… Hayal bile kurarak bu kültürü
pespaye etmeyin. Hayalinizdeki Kaf dağı, xaşe sizden rahatsız. Yok
olduysanız, neye dönüştüyseniz ya da neye inanıyorsanız o zeminin
görüşlerini savunun. Safınız belli olsun.
Yazık çok yazık.
Bizim en büyük düşmanımız işte bu zihniyet. O zihniyet binlerce Çerkes’i
nereye götürmek istiyor bilen var mı? ‘’Yok olmadık, yok olmayacağız’’
cümlesini dahi hazmedemeyen zihnen mağlup,tavren perişan bu zihniyetle
ne yapılır ki? Ancak bu bir azınlık, hem de çok azınlık ‘’yok
olmayacağız, olmadık’’ diyenlerin ilk işi -o baştan perişan- zihniyeti
acele tasfiye etmektir. Hem de ivedilikle ve de maliyeti ne olursa olsun
tasfiye etmelidir.
Tatlı su Çerkeslerinden kurtulunmalı. Yoksa gerçekten yok olacağız...
A.pşaşe
12.06.2006
Maf Sevgili Tharkaho,
Yukarıdaki sözlerimi lütfen oku dediğim gibi, biz burada olmanı ve bu
başlık altında bize yine güzellikler sunmanı isteyen katılımcı
soydaşların olarak senden yazılarının devamını rica ediyoruz. :)
Sayın Jaledeyle dönmemiz şart diyorsunuz sanırım, ben yanlış anlamadım
değil mi?
Saygılarımla.
Jaledeyle
12.06.2006
Sayın A.Pşase,
Ben kesin dönüş demiyorum. Desem de zaten dönemeyiz. Kafkasya’nın
hepimizi alacak bir durumu ne yazık ki yok. Fakat anavatan ile bağları
daha güçlü kılmadığımız sürece de asimilasyon kaçınılmaz. Her geçen
günde yok olmaya doğru gidiliyor.
Asıl tatlı hayalleri kuranlar; laf cambazlığı yapıp da emek vermek
isteyenlere söz söyleyenler.
Buyurun beyler. Oturun evinizde, işinizde, mahallenizde hatta köyünüzde
ve hiçbir şey yapmadan Çerkesliğinizi koruyun yaşatın. Bu nasıl olacak?
Asıl hayal bu değil midir?
Ben yaz aylarında 15-20 günlüğüne köyüme giderim. Dilini konuşan
çocuklarımız yok ortada. Sen Çerkesce konuşunca sana Türkçe cevap veren
ya da ‘’anlamadım ki’’ diye boynunu büküp gülümseyen çocuklar var artık
meydanlarda.
Şimdi bana yok olmayacağız diye hiçbir şey yapmadan yok olunmayacağının
mantığını anlatmaya kimse kalkmasın. Yok oluyoruz aman dikkat, neler
yapılabilir, bakın şu projeler var buyurun destek verin diyenlere sırf
‘’YOK OLUYORUZ’’ dedikleri için laf söyleyenler, acaba Çerkesliğin
neresinde de laflarını esirgemiyorlar? Neden derneklerde yıllarca hizmet
vermiş, bu kültür adına yıllarca çalışmış kişiler ‘’YOK OLUYORUZ’’
diyor. Bir bildikleri olabilir mi, onlara kulak verilemez mi?
Tez zamanda bir şeyler yapılamaz ise yok olacağız. Şayet Kafkasya ile
daha güçlü bağlar kurulamaz ise zaman alacak fakat eninde sonunda yok
olacağız diyorum. Aksini savunan buyursun gelsin.
Bu arada sayın A.Pşase sizin gibi hassas kişilerin her geçen gün
artmasını istiyorum. Siz emek verdiniz ve bir güzel çalışma ortaya
koydunuz. Yok olmayacağına inananlar acaba neler yapıyor bilmek isterim.
Saygılarımla.
A.pşaşe
13.06.2006
Maf Sayın Jaledeyle,
Bir gün anavatana dönmek düşüncesi bazı nedenlerden ''ütopya ''halini
almaya başladı hakikaten. Kafamızın karışıklığı, yapılan işlerin altında
sürekli bir şeyler aramamız, yapılacak işlere destek vermek yerine
eleştirmek, çağrılara kulak tıkamak ya da buyurun sizde önerinizle gelin
dendiğinde ben çağrılmadığım yerde bulunmam gibi ifadelerle
hırçınlaşmak.
Bütün bunlar bizi yıpratıyor ve yapılacak işlere ket vuruyor. Dilerim
bir gün aramızda her konuda anlaşmaya varır ve hep birlik ve beraberlik
ruhuyla hareket etmeyi başarırız. :)
Güzel sözlerinize teşekkür ederken hassas insanlar olan bizlerin
hakikaten ''bizsek'' bu biz kelimesinin kapsamı genişse bizi
ilgilendiren her şey ''ise'' amaç hepimizin o doğrultuda hareket etmesi
dileğiyle.
Saygılarımla.
Tharkaho
15.06.2006
Hepinize özellikle de forumun (CC forum) kalıcı ve etkin olmasını
sağlayan herkese teşekkürler. İltifatları için de A.pşaşe ye yürekten
sevgi, selamlar.
Önceliklerimizi gözden geçirip,değerlerimize öncelik vermemiz dileğiyle.
Dızereleğun.
Naci Taylan
19.06.2006
Konu başlığı veya içerisinde “Çerkes kızı”, “Çerkes peyniri”, “anavatana
dönüş” kelimeleri geçen her mevzu prim yapmaya adaydır. Hele ki, eteğine
çamur sıçramış kimseler bu konuyu nedense vatan- millet meselesi yapıp
kendilerinin de anlayamadıkları garip bir kaosun sancılarını yaşarlar.
Uzun lafın kısası “treni kaçıranların” popülaritesini arttıracak yegane,
vazgeçilmesi güç, baş döndürücü bir atmosferdir.
Ediz bey, konuyu kişiselleştirmenize bir anlam veremedim. Bu form
başlığında veya diğer başlıklarda istediğiniz konuyu bilgi ve
becerileriniz ölçüsünde konuşup tartışabiliriz.
Kültürüne sahip çıkmayan, diline hakim olmayan ve yabancı evliliklere
meyilli her toplum global düzende yok olmaya mahkumdur. Bu konuda ciddi
bir çalışmanız veya icraatınız mevcut mu? Sizinle Adigece konuşabilecek
miyiz? Evinizde xhabzenin ne kadar uygulanır veya siz ne kadarını
yaşarsınız?
Semra hanımı yeri gelmişken tebrik etmek isterim. İzlediğimiz kadarı ile
Gubsege de iyi bir yöneticiydi. Halen TV ile ilgili güzel projelerin
lokomotifi görevinde. Herkes konuştu, icraatta samimi niyetli insanları
görmek ise ayrıca sevindirici. Başkalarının yazıları ve düşünceleri
üzerinden pirim yapma zamanı geçti. Bu yüzden kendimize ait kimlik geni
oluşturmalı ve kişiliğimizi yaşamalıyız.
Saygılarımla.
Mefaybzu
19.06.2006
Sayın Naci Taylan,
Neden tarzınız bu kadar keskin? Hatta -kusura bakmayın ama- kaba.
Yeğeniniz bize katılırsanız umut edebileceğimizi taahhüt etti. Sanırım
bize her katılışınızda sıcak havalardan kaynayan kanımızın tarzınızla
buza kesmesinden başka bir umut vaat etmiyorsunuz bana. Sizden mail
adresinizi isteyen ve size kısmen hak verdiğini söyleyen bir insana
kırıcı kelimelerle cevap veriyorsunuz. Sakinleşip yazabilecekseniz ters
parende de atabiliriz buyurun. Rica ile söylüyorum biraz sakin olunuz.
Nickli bir kullanıcı. (Tanıdığınız veya üzerine şöyle biriydi veya buydu
şeklinde tahmin yürütmek zorunda olmadığınız biri. Zayıf noktalarınla
ben ileride karşınızda olacağım. Umarım rencide edecek bir nokta
bulursunuz.)
Naci Taylan
20.06.2006
Nick ile yazan son arkadaşı özellikle dikkate almıyorum. Havanda su
dövüyorsunuz.
Bu siteyi Ocak 2004 tarihinden itibaren izliyorum. Size benzemez kimler
geldi- geçti. Müsaade buyurun kimin ne yazabileceğini, hangi cümlelerin
kime ait olduğunu tanıyalım.
Saygılar.
A.pşaşe
20.06.2006
Maf ,
Tüm samimiyeti ve içtenliği ile yazan sadece yazmakla kalmayan, boş
konuşmaların altında imzasını asla göremeyeceğimiz icraatları belli olan
kişilere ''parende'' yakıştırması. Bir evin içinde birileri güzel bir
şey yaptığında ya da sadece fikir söylediğinde takdir ve tebrik görür
karşılık olarak. Yapmak için giriştiğinde ise tek kişilik değilse iş,
yardım alır. :)
Tabi büyük ve kalabalık bir evde ben başınızdayım görüyorum
yaptıklarınızı yapmadıklarınızı ona göre! diyen biride lazım hatta
gerekli. :)
Saygılarımla.
Şhafit
21.06.2006
Lütfen bazıları kendi yapıp ettiklerine, yapamadıklarına hatta artık
asla yapamayacaklarına baksın.
Ben çok merak ediyorum kim bu boş yazmayanlar. Bir istisna var o da dolu
dolu yazanlar artık yazmıyor. Ama bazıları klavye bağımlısı, bunlar
alakalı alakasız her konuda yazı yazarlar ve birbirlerini ilgili ilgisiz
tebrik edip boş boş konular gündeme getirirler.
Ben Hatamları, Yedicleri, Jade Wumarları, Şenvarları göremiyorum. Artık
Adığabze yazanda yok. Hangi yazı dolu doluymuş acaba babalar günü mü?
Yok yok o değilse büyük bir ailede oturuyorum bende sizi izliyorum deyip
üstü kapalı tehditte bulunmak mı çok içerikli?
Ben Gupsege tartışmalarında konu açmıştım. Görüyorum ki, değişen bir şey
yok. Asıl thamade yok olmayı geciktirelim diyor, ikinci thamade ‘’hayır
yok olmayacağız’’ diye itiraz ediyor ve gizli savaş yeni forumda da
sürüyor. Bu mu dolu içerikli yazı yazmak.
Sayın Naci Kemal bey "parende atmak" demiş.Tam isabet olmuş. Artık
dönelim diye diye asla dönemeyecekleri dinlemek yok.
Sayın Keç gibi, sayın Kip gibi, sayın Şhalaxho gibiler yazmıyorsa bunu
bir düşünün bakalım. Gerçekten dolu dolu yazıları okumaktan yazmaya
gerek mi duymuyorlar?
Naci Kemal bey, sizin zor şartlarda bile Avrupa’da aile yaşantınızı
bildiğim için yazınıza dolu dolu diyebiliyorum. Yazdıklarınız konusunda
asla taviziniz yok. Ama bazıları burada sanal ortam Çerkesliği
geliştirdi. Bunlar sizi anlamaz sayın Naci Kemal pardon düzeltiyorum
sizi isteseler de anlayamazlar. Burada ön cephe karışık burada Çerkes
olmak için Çerkes müziği dinliyorum deyip ayda yılda bir kere Çerkes
pastası özledim demek yeterli. Sayın Şenvar, sayın Yavuz gibi hayatını
Çerkesliğe adamışlar burada sivil savunma ekibi vazifesi yaparlar.
Tesadüfen CC ortamını bulup ‘’kimimle evlenirsen evlen, dili hiç bilme
arada bir Adige falan de büyük Çerkeslik egon gelişir’’ diyen bir gurup
türedi. Bunlara itiraz eden olursa önce faşist gerici falan denir, tabi
bu bir sonuç getirmez ama bazıları hayatlarında hiç olmamış Çerkeslik
konusunda eleştiri aldıklarında üzülürler.
İkide bir ayrıldım artık yazmayacağım, diye kapris yaparlar. İşte
bunlara tedavi ve ilk yardım Çerkesliğin son kalesi olan Keçler,
Şenvarlar pansuman yaparlar. İsim verdiğim için üzgünüm ama gelecek
nesillere bu isimler ezberletilmeli. Yoksa puslu hava fırsatçıları hep
burada.
Yeniler, gençler vitrindekilere kanabilir. Bu vitrin tasfiye edilene
kadar Çerkesliğin tavizsiz hadimleri yüce kelam olarak anılmalı. Yoksa
birbirinin pohpohçusu birkaç adet boş vakti çok burada birbirini
pohpohlarken bizlerin umut ışığı büyüklerimiz unutulmamalı.
İki fırça, bir kutu boya ile Çerkeslik gündeminde boy gösterenler beni
yanıltmadı. Gelinen noktada ne kadar haklı olduğumu bir kez daha
anladım. Gupsege’den kim kaldı aklımızda? Bunlar sadece iki kişi miyidi?
Hayır. Diğerlerini niye hiç duymadık? Neden hiç duymadık?
Onlara teşekkür edelim. Lider ve yardımcısı hariç diğer bütün Gupsege
elemanları için bütün geçmiş eleştirilerimi geri alıyorum. İstisnayı da
belirttim.
Bu arada buranın gerçek emektarları hiç bir iddiası olmadığı halde
gerçekten dolu dolu yazanlar nerde? Sayın Kopsirgen, sayın Mehmet Emin,
sayın Hatam, sayın Şhalaxo, sayın Mezağo, sayın Turan, sayın Jade Wumar
nerede?
Yazık çok yazık. Meğer bu tarihi CC fırsatı bir kaç zoraki CC gediklisi,
Çerkeslik batırıcısı tarafından harcanacaksa yukarıda adını yazdığım bir
çok şahsiyet tarihe bir gün hesap vermek zorunda kalacak. Boşluk bir
şekilde doldurulur yazması gerekenler yazmazsa.
Bende kalabalığım. İzliyorum babalar günü falan diye. Saldım çayıra, kim
kayırırsa kayıracılarca boşluk doldurulur. Sonuçta seviyesizlik
çukurunda birbirini kanıksamış bir güruh oluruz.
Bu arada sayın denetim kuruluna başarılar dilerim. Bu kurul tam isabet
olmuş. Özellikle sayın Kip gibi bir bayan çok ama çok sevindirici.
Saygılar.
Semra Ademey
21.06.2006
Fesapşh Sayın Şhafit,
Gubsege geçen yıl çalışmasını yaptı ve ben grup thamadesi olarak yer
aldım. Benim thamadeliği orada ayrıldığımız gün bitti. Ben thamade
değilim, olmak gibi bir derdimde yok.
Ediz ile farklı kelimeler kullanarak konuştuk. Ediz de haklı "önce hayal
etmeden bir şey yapamayacağın gibi, kafanda bitireceğin bir olaya da
sahip çıkamazsın" bu anlamda söylediği yerinde. Fakat bende üzerine basa
basa söylüyorum ki, "acilen bir şeyler yapılamaz ise varlığımızı devam
ettirmemiz imkansız".
Aslında çok karışık bir durum değil. Geçen ay ben, Ediz ve Esra'nın
misafiri olarak Adapazarı'na gittim ve orada da konuştuk. Sonuçta sıkı
bir şekilde çalışmamız gerektiğine inancımız daha da perçinleşti. Sayın
Hatam, sayın Şenvar, sayın Mete, sayın Yavuz benim için ne düşünürler,
az çok biliyorum. Amacımın ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Sayın Yavuz
ile hiç konuşma şansı bulamadım ama diğer değerli büyüklerimiz her zaman
destek olurlar. Onların ve yazılarını okuduğumuz bir çok değerli
büyüğümüzün varlığı bizim için her zaman büyük bir mutluluktur. Biz de
üzerimize düşeni alıyoruz. Hiç merak etmeyin. Ben boş durmuyorum,
duramıyorum. Ediz de durmuyor. Bu sene yeni bir Gubsege ekibi
oluşturuyor. İnşallah hep birlikte 2. Gubsege çalışmasında göreceksiniz.
Ben boş olur ya da dolu söylediğim her sözün arkasındayım. Sözün sahibi
belli olsun diye kendi adımı kullanıyorum. Ne yapayım bu yaştan sonra
adımı inkar mı edeyim? :))) Boş işler boş yazılar olarak bakabilirsiniz.
Yapabileceğim hiçbir şey yok. Bende buyurun boşlukları siz doldurun
derim ama bir günde benim içinde olmadığım dolu dolu bir yazınızla.
Benim söylediklerimi nasıl isterseniz öyle alın. İnanın yapabileceğim
hiçbir şey yok. Adına popülarite deyin, şov deyin, boş deyin, zavallı
deyin, deyin de deyin... Yapabileceğim hiçbir şey yok.
Ben sadece inandığım işler için bu sayfayı kapatır, çalışmaya devam
ederim. Bir gün yapılan çalışmalar ile ilgili detaylı bir yazı bu
sayfalarda yer alacak merak etmeyin. Sizlerde göreceksiniz.
Beğenirsiniz, beğenmezsiniz yine yapabileceğim bir şey yok.
Ben sanal kahraman oldum, boş kafalı oldum, popülarite peşinde koşan
zavallı oldum, daha daha neler.
Üzüldüm mü? Hayır.
Beni anlayanlarda elbet çıkacak, çıkıyor da. Ben sanal kahraman, boş
kafalı, popülarite peşinde koşan zavallı Semra Ademey...
Saygılarımla. Tham Figapsou.
Şhafit
21.06.2006
Denetim Kurulu Notu: Sayın Şhafit. Konular içinde yer alan "Forum
Kuralları" başlıkta yazıda belirtilen "Denetim Kurulu olarak; hangi
konuda olursa olsun, konunun özünden çıkarak artık kişiselleşmiş olan
yazılara müsaade edilmeyecektir" kuralına istinaden yazınız yayına uygun
görülmemiştir. Saygılarımızla
A.pşaşe
21.06.2006
Denetim Kurulu Notu: Sayın A.pşaşe. Konular içinde yer alan
"Forum Kuralları" başlıkta yazıda belirtilen "Denetim Kurulu olarak;
hangi konuda olursa olsun, konunun özünden çıkarak artık kişiselleşmiş
olan yazılara müsaade edilmeyecektir." kuralına istinaden yazınız yayına
uygun görülmemiştir. Saygılarımızla
Ediz Hun
21.06.2006
Değerli Büyüğüm Sayın Naci Taylan,
Yazınızı okuduktan sonra özür dileyerek bir kaç soru sormak istiyorum.
Yazılanlara göre bizlerden büyük olduğunuzu düşünüyorum. Kendimi savunma
düşüncesinde değilim yanlış anlamayın. Xhabzeyi tam olarak bilmesem de,
bir büyüğümüz bizlerin hatasını görmüşse düzeltmek ve tecrübesinden
yararlanmak isterim.
Çoğu konuda haklısınız Adigece bilmiyorum ve etrafımdaki çoğu arkadaşım
ve büyüklerimde bilmiyor, ailemde ve çevremde tam olarak xhabze
yaşanmıyor, çoğu Çerkes’ten dil ve xhabze konusunda çok gerilerde
olabilirim.
Bir küçüğünüz olarak tüm içtenliğimle soruyorum, bir büyüğümüz olarak
tüm içtenliğinizle cevap vermenizi rica ediyorum. Sizce bu durumda ne
yapmalıyız? Yok olduğumuzu kabul etmeli miyiz? İçimizdeki milli bilinci
bu olumsuzluklar yüzünden köreltmeli miyiz? Adigece bilmemek, xhabzenin
tam anlamıyla yaşanmaması sizce kimliğimizi unutturmalı mı?
Sizin bilgi ve becerilerinizden yararlanmak isteriz. Aydın bir büyüğümüz
olarak lütfen bizlere ne yapmamız gerektiğini söyler misiniz?
Sevgi ve saygılarımla.
Hatice Ünal
22.06.2006
Sevgili Ediz;
Uzun süredir sağlık sorunları ve diğer özel üzüntülerim nedeniyle tüm
forumlardan çekilmiştim. Ama bu sütunu okuyunca sana yanıt vermek gereği
duydum. Bence yanlış kişiye yöneltmişsin soruları. Tek görevi sitelere
ya da gruplara girip provakatif yazılarıyla 'büyük Çerkes bilgesi'
geçinen (ki kimliğini de biliyoruz, daha önce yeşil kuşak projesi
savunucusu, bugün neyi savunduğu da belli olmayan, çevresiyle beraber
hayatında görmediği kişilere çamurlar bulaştıranlara' sormalısınız. 'Bir
bilen'dir kendileri.
Bizi son demde onaran Kaya Bbey ve Kec beyler varmış. Buna da şükür.
Netice de, kendisi gibi tedavisi imkansız olmakta söz konusu olabilirdi.
Salt nick yazdığım için kişisel saldırı denilecekse sunu belirtmek
istiyorum, isim belirtmeden yapılan saldırılar eğer sürüyorsa, yanıt
hakkımızda olmalıdır.
Naci Taylan
22.06.2006
Sevgili Kardeşim Ediz,
Yazınızı büyük bir dikkatle okudum. Çok samimi buldum ve teşekkür
ederim. Ancak yazınızın ve yazınızda belirttiğiniz şeylerin hiç bir şeye
çözüm olmadığı gerçek değil mi? Yanıtınızdan sizin söylemlerinizin nasıl
bir içerik sorununa sahip olduğunuzu bizzat siz kendiniz ifade
ediyorsunuz. Bu durumunuzu ayrıntılandırmak istemiyorum. Zira eleştiri
ve saygı sınırları konusunda size saygım sonsuz. Ancak bazı soruları
benim değil sizin yanıtlamanız gerekli.
Örneğin; bazı eksikliklerinizi belirtip, buna rağmen kimliğimi unutayım
mı diyorsunuz. Çok talihsiz bir durum sizin adınıza. Bende soruyorum:
Siz kimliğinizi unutmamak adına ne yaptınız? ‘’Kimliğimizi
unutmayacağız, yok olmayacağız’’ söyleminiz mi çözüm?
Bana ne yapacağınız sorunuza inanın ki bilerek yanıt vermiyorum. Bu
türde temel konuda bir noksanınız olmamalı eğer varsa yok olmayacağız
söyleminiz bile havada kalır.
Aslında gerçeği söylemek gerekirse; daha önceki forumda zevkle okuduğum
bir kaç yazınız vardı. Nedense ardını getirmediniz. Hatta beni çok
şaşırtarak buradan bana özellikle sizi zor durumda bırakacak yanıtlar
konusunda çağrı yapıyorsunuz.
Anlayamıyorum. Hiç bir şey bilmeden mi bugüne kadar ikinci thamade
olarak görev yaptınız?
Bu arada yeri gelmişken hangi töreye göre ikinci thamade oldunuz? Hadi
siz kendi ifadenizle töreyi bilmiyordunuz da grubunuzda hiç xhabze bilen
yok muydu? Çok ama çok şaşırtıcı bir durum. Eğer ölçülerinizde ya da
eylemlerinizde gerçekten Çerkeslik ya da o anlamda bir kaygınız yoksa;
lütfen, yok olmamak gibi çok yüksek idealler ortaya koymayın. Lütfen
söyleminiz doğrultusunda icraat yapınız ki, bizde gerçekten doğru bilgi
yanlış muhasebenizi yapabilelim.
Bugüne kadarki eylem ve söylem bütünlüğünüz çok eksik. Bu yetmezmiş gibi
bilgi ve becerilerinizden yararlanmak isterim diyorsunuz. Üzgünüm ama bu
durumunuzla isteseniz de benim ya da bir başkasının tecrübe ve
tavsiyelerinizden yararlanamazsınız.
Saygılarımla Ediz bey.
Erhan Eren
22.06.2006
Bir bilge Adige büyüğümüzden dinlemiştim. Kafkasya bölgesine İslamiyet’i
tebliğ etmek için bir peygamber görevlendirilmiş. Ekibi ile birlikte
gitmiş Kafkasya'ya. Dinini bizim thamadelere anlatmış. Uzlaşılmış. Bir
çok değer zaten ortakmış orada da. Bir iki ay yaşamış ve Arap
yarımadasına tekrar dönülmüş ve peygambere hitaben ‘’Ey Allah’ın
peygamberi gittiğim yerde bir kavme rastladım. Senin dinini anlattım,
kabul ettiler. Çok asil, çok misafirperver bir kavim. Ancak üç kişiye
kadar anlaşabiliyorlar. Aralarına dördüncü kişi ve fazlası gelince
tartışıp kavga ediyorlar’’ demiş.
İşte o millet biziz.
Saygılar.
Mehmet
22.06.2006
Durum Ne?
"Kelin ilacı olsa kendi başına sürer" olayı mı?
Yoksa, "Rabbena hep bana" durumumu.
Ya da bir Adige atasözümüzdeki gibi "Dolu silah bir kişiyi, boş silah
iki kişiyi korkutur" olayı mı?
Hangisi?
Saygılarımla.
Semra Ademey
22.06.2006
Fesapşh Sayın Taylan,
Gubsege grubunda thamade olarak ben görev almak zorunda kaldım. Gurup
içerisinde tabi ki xhabzeyi bilenler vardı. Shomaxo Hakan, Weşmuğ Şule,
Hıdeuğ Hakan gibi. Fakat Shomaxo kendi memleketinde thamadelik yapmayı
kabul etmedi. Yine Ediz kendisinin de dediği gibi xhabze kurallarına çok
hakim olmadığı için kabul etmedi. Grupta da benden daha büyük biri
maalesef yoktu.
Bizim xhabzeye göre en büyük erkek thamade seçilir doğrudur, fakat
zorunlu durumlarda bayanlarda sorumluluk alır diye biliyorum. Burada da
bazı istisnai durumlarımız vardı. Belki hata ettik ama ilk çalışma
olacağı ve Göksun gibi halen xhabzesini yürüten bir memlekette
olacağımız için, bizim son derece dikkatli olmamız gerekiyordu. En ufak
bir yanlış anlaşılmaya sebep vermemeliydik.
Benimde hatalarım mutlaka olmuştur. Fakat kullanılmayan her parça
körelir, maalesef bende 20 yıldır Çerkes toplumundan uzak yaşıyorum ve
çok şeyleri bende unutmuşum, daha doğrusu tam olarak öğrenemeden Çerkes
toplumundan ayrılmışım. Bu ilk çalışmada eksiklerimizin neler olduğunu
gördük. Yanlışları bildik. Bundan sonra, bunlara fırsat vermeyeceğiz.
Saygılarımla. Tham Figapsou.
Ediz Hun
22.06.2006
Beni köşeye sıkıştırdınız sayın Naci Taylan, ne söyleyeceğimi
bilemiyorum. Zekanıza hayran kaldım. Bu tutumunuzdan dolayı sizi tebrik
etmekten başka bir şey yazmak istemiyorum.
Saygılarımla.
Naci Taylan
22.06.2006
Yılların getirdiği yegane hazinedir tecrübeler. İnsanoğlunun deneme-
yanılma taktiği ile öğrendiği her mevzu en kalıcı öğretidir beyinlerde.
Tecrübeler ve birikimler ortak bir mix oluşturduklarında bir adım öteyi
görmek kolay olur.
’’Ben Çerkes töresini bilmiyorum’’ diyenlerin vitrin önünde top
koşturdukları, kendi egoları uğruna arkadaşlarını ve arkadaşlıklarını
kurban edebileceklerini öğretiyor zaman. Yavaş yavaş izletiyor akabinde
öğretiyor. Hayattan öğrenilecek çok şey var. Yenilikler büyük sanılan
beyinlerde, eskilerde nohut etkisi yapıyor. Her yenilik eskinin hükmünü
yıkıyor.
Dürüst müyüz?
El cevap: Hayır.
Kendimize bile mi dürüst olamıyoruz?
El cevap: Evet. Olamıyoruz.
Türkiye dışına çıkmazdan önce, el memleketlerde oksijen yok nefes
alamayız sanırdım. İnsan oğlu çiğ süt emmiş, ilk üç ay sonrasında zor da
olsa alışmıştım nefes almaya. Ardıma baktığımda ise on beş yıl duruyor.
Köklerimse hala xhabzeye takılı.
Sevgili Ediz, yerini değiştirmediğin müddetçe, aynı yerde kalacaksın.
Birilerinin seni ittirmesini beklersen yanılırsın. Seninle alakalı değil
genel olarak söylüyorum, kimsenin seni arkandan ittirmesini bekleme.
Madem ki, ‘’Değerli Büyüğüm’’ (!) dedin saygı ifadesi kullandın, lafının
ardında dur ki, yaşam bana senin adet- töre- anane- dil bilmese bile
centilmen olduğunu öğretsin. Öğrenmenin yaşı yok maalesef.
Kim bilir, önceki formda zevkle okuduğum bir kaç yazının zeka izlerini
görmek istedim belki de...
Çerkes olmak zor iş. Taşıyabilene.
Dostça kal sevgili Ediz.
Noumezeağ (Ufuk Ölmez)
30.06.2006
Adigeler tarihten öncede vardı. Son noktasında da varolacaklar. Adigelik
saygıyla yaşamak değil, saygısız yaşayamamaktır. Tarihimizin en büyük
hatası olarak kabul edilen birlik kuramamak ve sürgün yaşamak bu dünya
şartlarının gereği ise; doğarken ırkını seçme hakkı bulunmayan
insanoğlunun ırkı için savaşması dinen yalnızca basit bir zaaftan
ibarettir.
Gerçek Adigeler asla Adigelik için savaşamaz. Çünkü Adigelik savaşarak
kazanılamaz. Her insan Adige doğabilir. Lakin Adige olarak ölebilmek
maharettir.
Adigeliği savaşarak korusaydık bir ömür sürerdi. Adigeliği yaşayarak
koruyarak nesillerce sürdürüyoruz. Bilerek ya da bilmeyerek aslen doğru
olanı yapıyoruz.
Saygılarımla.
Şıwan
03.07.2006
Adige olarak ölebilmek için Adigeliğin ne olduğunu yani hangi değerlere
sahip olunması gerektiğinin bilinmesine bağlı. En azından dürüstçe bir
şeyler bilmediğini itiraf edenler var ve bunları saygıyla selamlıyorum.
Ama kendi kültürünün hiç bir yönünü bilmeyip kendini Adigelik olmazsa
olmazı görenlere ne demeli?
Herkes her şeyi bilemez ama insan hiç olmazsa bir şey bilmediğini bilir
değil mi? Dil; hak getire, xhabze; aman kaldı mı ki, evlilik; aa özelime
karışmayın eşim benim Çerkes’im dememe müsaade ediyor zaten eşim Çerkes
köyüne komşu köyde büyüdü, thamade; bana kimse karışamaz; anavatan, aaa
dönmek lazım bende döneceğim. İşte icraatın içinden özet bu kadar. Dil
xhabze kültür eş seçimi bunların hepsinin önemi yok. Ardından bir şey
dendi mi hemen Çerkes saygı duyandır falan...
ÇERKES ÇERKES OLANA ÇERKES GİBİ SAYGI DUYAR. ÇERKES OLMAYANA DA BUNDAN
DOLAYI SAYGISIZLIK YAPMAZ.
Ancak bazıları saygımızı bile kendi emellerine alet ediyor. Ölçüler
belli, ölçülere uymayanlar Çerkes gibi saygı göremez. Bu saygısızlık
görecekleri anlamına da gelmez. Ancak Çerkesliği kendi konumu kendi
tercihleri uğruna kullanmamak kaydıyla. Yazılacak çok şey var ama
bazıları için önemi yok.
Bu CC sitesine bir çok konuda gerçektende çok çok teşekkür etmek lazım
ama bir konuda da üzülüyorum. O da CC Çerkesleri türedi başımıza. Bu iyi
mi oldu kötü mü oldu bilemiyorum ama CC’den önce Çerkes oldukları hiç
bir eylemlerinde akıllarına gelmeyenler, esen C.C rüzgarları ile Çerkes
olduğunu hatırladı. Burası iyi ama bunlar sonradan bir şey
öğrenmedikleri gibi öğrenme heveslisi de değiller. Boş vakti çok CC
Çerkesleri gerçektende bu işle uğraşan bir çok Çerkes’i de buradan
kaçırttı.
Nerde o bir çok eski katılımcılar. Nerede?
Onlara da hak vermek lazım, bıkkınlık geldi onlara da. Ne yapsınlar?
‘’Ooo çok iyi bravo katılıyorum’’dan öte icraatları olamayanlar baydı
artık.
Toplantıya katılıp, bir iki alakasız konuda yazı yazdın mı hemen aynı
kategoridekiler birbirini çekiyor. Bunlara günlük meşgaleler yeterli.
Siyasi Çerkeslik, kültürel Çerkeslik bunları korkutur. Zaten dilleri
olmadığı için asla Çerkeslik mentalitesini anlayamazlar.
Ne yaparsın bu saatten sonrada taşıma su ile değirmen bu kadar döner. CC
yetkilileri bazı özel konularda bazı katılımcılara special (özel) yazı
yazdırmalı ve ayrı bir kategori oluşturmalı.
Teşekkürler ve iyi günler.
Naci Taylan
13.07.2006
Tebrikler Sayın Şıwan.
Ataol
14.07.2006
Naci Bey,
Ben sizden yaşça küçüğüm ve kesinlikle tartışmaya girecek cüretim yok.
Sayın Shafit'in bahsettiği büyüklerimizle de tanışma imkanı bulamadım.
Ama siz madem büyüksünüz belli bir birikiminiz var ve çok güzel
öngörünün ve olgunluğun gereklerini açıklıyorsunuz; bu durumda sizin
birikimlerinizi buradaki belli ki sizden genç insanları sindirmek, ezmek
maksadıyla kullanmanız doğru mu?
Sizi tanımıyorum, ilkelerinizden ve fikirlerinizden haberdar değilim
ancak Adigeliği savunuyorsanız burada bir araya gelen bir avuç insana
‘’Adigecilik oynuyorsunuz’’ demeniz büyüklük değildir.
Farkında mısınız bilmiyorum ama her Adige genci artık bir kazanç oldu.
Benim yetiştiğim ortamda Adige yoktu ama bana ailem evimde bzeyi de
xhabzeyi de öğretti. Şimdi bende akranlarımı çevremdeki xhabzeden uzak
insanları mantıklı tahlillerle, Zekamı (!) kullanarak sindirip,
aşağılayım mı?
Şüphesiz kimliğim ve kültürüm için onlardan çok şey yaptım ama bu emek
değildir. Bu doğaldır. Yani ben ekstra bir şey yapmadım. Adige’yim ve
bunu öğrenip, yaşamaktan başka bir şey yapmadım.
Eleştirdikleriniz elbette eksik ve yanlış şeyler yapmışlardır ama bu
bizim için bir kayıptır. Ben onlardan üstün değilim.
Afedersiniz ama sizde öyle değilsiniz.
Saygılarımla.
Cerpecej
24.07.2006
Anka kuşu görmedim ama hani yok olma korkusu içinde olanları çok gördüm.
Birde çok gençlerimizin kültürümüzden uzaklaştığını gördüm. Uzaklaşma
gibi bir sorun yok diyorsanız; o zaman ben ve benim gibiler Çerkes
kültürünü geçmişini adet ve geleneklerini yanlış şekilde yorumlayıp;
yanlış kişilerden duyup veya yanlış yayınlardan öğrenmeye çalıştık.
O ZAMAN BIZ NEYE ÖZLEM DUYUYORUZ?
Necdet Özarslan
01.08.2006
Bir konuyu ortaya atıp konuşmak veya bu konuyu çekelemenin bir şey ifade
ettiğini düşünmüyorum. Sonuç olmayınca gereksiz oluyor.
Birileri yok oluyor... Birileri seyrediyor…
Hajkasım Erdoğan
02.08.2006
Değerli katılımcılar,
Bu sayfadan bir kaç kişinin yaşantılarını çok merak ediyorum. Gerçekten
bir ADİGE gibimi yaşıyorlar, yoksa klavyede mi bir kudret var?
Bu değerli katılımcılarla bir Adige toplumunda karşılaşmayı çok
isterdim. Eminim ki, Adigelik hususunda bu değerli insanlardan
öğreneceğimiz çok şey vardır.
Bazen isyan ediyorum. Neden ben böylesi Adigelerden mahrumum, ben neden
yaşadığım ilçede, tek başımayım?
Ömrümüz geçip gidiyor böyle Adigeliği şiir gibi yazıp, okuyan Adigelerle
neden karşılaşamadım?
Ben Uzunyaylalıyım. Şu konuda şanslıyım, Adigeliği layıkıyla, xhabzeyi,
bzeyi, yardımlaşmayı, birliği beraberliği kısacası ÇERKESLİĞİ şiir gibi
yaşayan insanların arasında doğdum, yaşadım son derece mutluyum. Bu
insanların çoğuna iki satır yazı yazdıramazsınız ama ömrünüzün sonuna
kadar Adigeliği layıkıyla yaşayabilirsiniz.
Yaşamak lazım, Allah herkese de bunu nasip etmez. Çerkeslik lafla, sözle
olmuyor, yaşamayla oluyor. Dilini, xhabzesini, yaşayanlara, yaşatanlara,
yaşatmaya uğraşanlara saygılar sunarım.
Tharkaho
02.08.2006
Eski forumda konu başlığını tam hatırlayamıyorum; benim Uzunyayla'yı
''Kuzeybatı Kafkasya'ya açılan kapı'' olarak nitelendirmem işte tam da
bu nedendendi sayın Erdoğan.
Kültürünü yaşatma/koruma mücadelesi veren bütün soydaşlarımızın önünde
saygıyla eğiliyorum.
Hajkasım Erdoğan
08.08.2006
Değerli katılımcılar,
Ben bu konuyu takip ediyorum,bana yardımcı olacak bir Adige çıkmadığı
için tekrar yazma gereği duydum.
Bu değerli insanlarla tanışmak istiyorum.MSN’den sesli olarak görüşmek
istiyorum. Ben yazı ile kendimi pek ifade edemiyorum.
Özellikle Naci beyle tanışıp, sesli görüşmek; hatta yüz yüze görüşmeyi
çok isterim. O derin bilgilerinizden beni mahrum etmeyeceğinize eminim.
Sizden öğreneceğim çok şeyler olduğuna inanıyorum. Mümkünse Türkiye ye
döndüğünüzde, (yazılarınızdan Avrupa’da olduğunuzu tahmin ediyorum)
misafirim olun. Sizinle Uzunyayla’da, Kayseri’de bir düğüne gidelim, bir
Adige toplumuna beraber girelim ve yaşayarak, şahit olarak, bir şeyler
öğreneyim istiyorum. Beni mahrum etmeyeceğinizi umut ediyorum.
Ben Kabardey’im, Uzunyaylalıyım, bir Adige toplumuna girip sülalemi
temsil edebilecek kadar, bzeyi, xhabzeyi bildiğime inanıyorum. Ama
sizlerden öğreneceğim çok şeyin olduğuna inandığım için bu çağrıyı
yapıyorum Öğrenmenin yaşı yoktur diye düşünüyorum. Umarım beni yanlış
anlamaz ve yazıma cevap verirsiniz...
Çerkesliği yaşayanlara, yaşatmaya uğraşanlara sonsuz saygılar sunarım.
Murat Cancan
08.08.2006
Asla yok olmayacağız bu dünya döndükçe içimizden birileri yaşayacak,
bizim yerimize de yaşayacak, bizleri de yaşatacak. Bu karamsarlıktan
kurtulalım.
Saygılar.
Fuat Aydemir
09.08.2006
Merhaba,
Daha önceki tartışmalarda da belirtmiştim. Çerkes olmak farklı, Çerkes
gibi yaşamak farklı, diye. Çerkes gibi yaşamaya değinmek gerekiyor
sanırım.
Günümüz koşullarında Çerkesce’yi bilmek, Çerkes geleneklerine sahip
olarak yaşamak yetmemeli bence. Artık Çerkesler için bir şeyler yapma
zorunluluğu var. Asimilasyon canavarıyla mücadele için birlikteliğin,
dayanışmanın gerekliliği aşikar.
Yazmakla bitmemeli, tartışmalarla kalmamalı vaatler. Bir iş sahibi isek
ve eleman seçerken ille de Çerkes eleman diyebiliyorsak, bir ev sahibi
isek ve ille de ev, yurt arayan Çerkes öğrencilere kapıları
açabiliyorsak, doktor isek ve Çerkes hastalara indirim yapabiliyorsak ve
daha da önemlisi ille de "Nasıl bir Çerkes’e yardim edebilirim acaba"
diye zorlayabiliyorsak kendimizi iste o zaman 1-0 öndeyiz demektir
asimilasyon canavarına karşı.
Diğer kültürden insanlara olan saygımızla, kendi kültürel değerlerimize
sahip çıkarak, en önemlisi saygıyı elden bırakmadan o yüce değerimiz
olan "anlayış" ile "hoşgörü" ile yaklaşabilirsek insanlarımıza yok
olmayız diyorum…
Saygı ve sevgiler...
A.pşaşe
09.08.2006
Maf,
Suya sabuna dokunmalıyız, deniyor. Olur mu hiç? Sahip çıkmak; hem
kendimize hem diğer milletlere saygılı olmak gerek. Daha kendi içimizde
saygılı olamadıksa, birbirimize saygılı olamadık ise fikir ve
düşüncelere hiç bilmiyorsak kendimizi dil uzatıyorsak, kendimizi bilmez
halimizle başkalarına nasıl saygılı oluruz?.
’’Boy, sülale farkı var. Ben daha üstünüm’’ diyebiliyorsak. Çapımız
kadarsa beynimizdekiler. Henüz dışardan bakamadıksa kendimize atamadıksa
at gözlüklerini yok olmamak için atmadık bir adım demektir işimiz zor
demektir. Alkışlamayı çok seviyorum böyle zamanlarda. :) Hiç çekinmeden
de alkışlıyorum doğru sözleri doğru atılan adımları. Biz için bizim için
olduğu yerden seslenmeyip bir adım atanlara o adımların sesleri var ve o
adımlara yetişmek için bahanesiz koşanlara ne mutlu.
Saygılarımla.
Hajkasım Erdoğan
10.08.2006
Sayın Kıp,
Sadece bze ve xhabze ile yetinmeyip, sizin olunsun yapılsın dediğiniz
şekilde yapan yaşayan o kadar çok Çerkes var ki inanamazsınız. Sadece
reklam yapmıyorlar. Bizim insanımız gururludur reklamı sevmez.
Necdet
Özarslan
11.08.2006
Düğünlerde ortalığı kimseye bırakmadan çiftetelli oynayanlar mı yok
olmadıklarını savunuyorlar? Dilini hiç bir şekilde bilmeyenler mi?
Töresini bilmeyen ve uygulamayanlar mı? Çerkes Töresine yabancı ve
meraklı gözlerle bakanlar mı? Truva’yı esir eden, yok eden, Truva atı
hilesiydi. Bizi de ‘’aaa ama ben Çerkes’im’’ hilesi yok etti. İşine
geldiğinde Çerkes kimliğine bürünüp, işine geldiğinde kimliğini bir
kenara egolarının yanına bırakanlar mı yok olmayı engelleyecek?
Güldürmeyin Allah aşkınıza beni akşam saatlerinde. Yok olmayacağız
mücadelesi verenler şu saatte sıcak yuvalarında hangi televizyon
programını izlemekteler? Dışarıda kalan Çerkesler yok oluyor.
Azizim başınızı pencereden dışarı çıkartın.
Hajkasım Erdoğan
12.08.2006
Pehlivan, mindere çıkarken rakibine bakıp, ben bunu yıkamam, derse
mindere çıkmasına bile gerek yoktur. Çünkü o baştan yıkılmıştır. Bari
arkasındaki pehlivanlara kötü örnek olmasa, onların arasında dile
getirmese.
Zri
13.08.2006
Mis te nıgi zri kabğapselaş. Wua gup, çır kamıskeawu kamıske Adigelır
kavğaskenu arame ziwuj fitır fıkopsce. Şıtkhuri, guepri, bınri fızri,
akhşeri bokhşeri zimıoh Adigelır kıfhuehutenım fıkırimıpsce. Hapscey
şakue figuğa mır. Mıfe jıfexer kenkeguakuexer zşağedeu kojıkhş.Mıdey
şıdğeyınua şııkım. Xame wune xeğarey hade şıvağağeyınkım. Fıkiğaguğame
mess amrame fışım, fımışa, fımğakha fımuate, fiotejıper fzekuelejınu
çapejraş, mıkhume bejapsca afere ğaş mıgemıpscewu fıkızxenejınş. Yemıkur
yemukş, yıa siwuredır dzıhıpem palhanu şıtmi sıser sısem jıdıvğaıt, arş
ğune kıthuizıler, kiğaguğer şakue tewuven zerıhueyri yıreşej, kimğaguğar
dihaneğune krremıhaxe.
WZINŞEWU.
Denetim Kurulu Notu: Yazı üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan
güncellenmiştir.
K. Dokuz
14.08.2006
Sayın Necdet bey,
İnsan yok oluyorsa asimilasyon oluyorsa, dejenere oluyorsa, ilk önce
kendisinde aramalıdır suçu. Daha sonra etkenleri. Bu yok oluşu
engellemek isteyen çok kıymetli canlarımız dillerinin döndüğü kadar,
kalemlerinin yazdığı kadar tüm iyi niyetleriyle dile getiriyorlar daha
ne yapacaklar?
Bu canlarımız yemek yemeyecek, televizyon izlemeyecek, çocuklarıyla
ilgilenmeyecek, öyle mi? Sen yok olacaksan olursun. Pencereden baksa ne
olur bakmasa ne olur?
Hoşçakalın. Ruhunu Çerkesliğe adayanlara selam olsun.
Semra Ademey
14.08.2006
Fesapşh,
Değerli katılımcılar, bir ara "Adige TV için acilen bir şeyler yapalım
en azından bizim kullanamadığımız dilimizi ve unutmaya başladığımız
kültürümüzü evimize taşıyalım. Kafkasya’dan evimizin içine bir bağ
kuralım ve yok oluşumuzu engelleyelim" demiştim. O zaman sanırım çok
iyimserdim.
Biz yok oluyoruz kısmını düzeltiyorum. Biz yok olduk. Bunu çok rahat
görebiliriz.
Dilini bilen yaşadığı sürece fırsat buldukça kullanır, xhabzesini bilen
de öyle. Derneklerimizin kapısı da sonsuza dek açık kalacak. Yine aidat
ödemeyen insanların üzerine bıraktığı yılgınlık ile birileri kapıları
açık tutacak. Dil bitecek bir nesil sonra dil diasporada bitecek.
Bunları söyleyerek belki şimşekleri üzerime çekeceğim çokta önemli değil
ama HAYIR diyeni yüz yüze görüşmeye çağıracak kadar bu konuda haklı
olduğumu iddia ediyorum.
Yapılmak istenenler kim için, ne için? Geleceğimiz olan çocuklarımız
için değil mi? Biz onlara ne veriyoruz, ne verebildik? Kaç aile benim
çocuklarım diline, kültürüne hakim diye ortaya çıkar? Aman aman
araştırmalara gerek yok sadece çevrenize bakmanız yeter. Sahi Çerkeslik
nedir, Çerkes’i Çerkes yapan özel bir şeyler var mı? Sonuçta insanız
yeter de artar.
Saygılarımla.
Gubate
15.08.2006
Değerli katılımcılara selamlar,
Bu konu başlığını uzun süredir takip ediyorum. Bende Semra hanımın son
görüşlerine katılıyorum. Yok olmadık, olmayacağız, asimilasyona
uğramadık, uğramış isek de buna direniyoruz, direneceğiz. Aslında içinde
bulunduğumuz bu durum asimilasyon değil dejenerasyon, entegrasyonun bir
döngüsü vb. gibi bir çok kendini kandırma teraneleri artık geçerliliğini
kaybetmiştir. Asimilasyon artık tamamlanmış ya da tamamlanmasına ramak
kalmıştır.
Kimler bunu engelleyecek merak ediyorum. Düğünlerinde davul zurna çalıp,
köçek oynatanlar mı? Bunu engelleyelim diye teklif sunan aydın gençlere,
toplumumuz bunların kaldırılması için henüz hazır değil, bunları
kaldırmak için toplumsal mutabakat lazım diyen büyüklerimiz mi?
Ortak kültürümüzü koruyup geliştirelim maksadı ile açılan sanal odalarda
birbirlerine, hatta bir bayana bile küfür edebilecek kadar haysiyet
yoksunu kalabalıklar mı? Her yeniliği din engeline oturtan büyük asil
Adigeler mi?
Aynı şekilde her yeniliği yaparken bunu başkalarının inançlarını hiç
umursamadan bunları yapmaya kalkan yenilikçi görünümündeki sabit
fikirliler mi? Benim şu anda yaptığım gibi! klavyesi başında, sanal
ortamda ahkam keserek koskoca bir kültürü kurtarmaya çalışanlar mı?
Kimler kurtaracak bu nadide kültürü?
Tanrı’dan dileğim birileri bu işi yapabilsin. Fakat benimde Semra hanım
gibi pek umudum yok. Umarım büyük yanılgı içindeyimdir. Benim gibi
düşünenler yanılırlar. Biz Adigeler inancı, ideolojisi, hayat görüşü ne
olursa olsun kucaklaşmalı, farklılıklara saygı göstererek bütün bu
olumsuzlukları yenmeliyiz. Bunları yaparken de eleştirmeye başkalarından
değil, kendimizden başlarsak uygun olur.
Hakkımızda hayırlısı olur umarım.
Bütün katılımcılara saygılar sunarım...
A.pşaşe
17.08.2006
Maf,
Gelinen bu noktadan sonra söylenecek söz kalmamış. Herkes aynı şeyleri
söyleyip duruyor ama nafile tekrar tekrarı doğuruyor bir kısır döngü bir
tıkanış belki. Şöyle kafamızı kaldırıp bakalım kimseler yok hani şu
foruma gelip siz ne kadar kendisini beğenen bir toplumsunuz diyenler
falan hepsi yok oldular. Nedeni gayet açık herkesin bildiği gibi
''Bunlar zaten birbirlerine sevgiyi yitirmişler''. Sevginin olmadığı
yerde saygı hak getire gerisi Tha'ya kalmış...
Sevgi ve saygıyı besleyelim, bakımlı tutalım yüreklerimizi tıpkı bir
dağlının yüreği gibi bakımlı zira yolumuz uzun.
Saygılarımla.
Meshpev
20.08.2006
Ben çok yok oldum Hajumar.
Yaşamadığı şeyler anlatıldığında anlatılmaya anlamak katamadan fildişi
kulelerden Francis Bacon’u derdine derman edenlerin 19-20 yaşındaki bir
gencin kalbine düşen umutsuzluk gölgesinin aslında halkına duyduğu ışık
gibi sevgiden kaynaklandığını anlamayanları gördüm.
Güneş olmasa nasıl gölge olabilir ki? Ben her gün yok oluyorum Hajumar.
Şarkı mırıldanırken lazım oluyor artık bana dilim, belki karanlıktan
korktuğum içindir. Ben her gün mangaldan sorduğun Anka’nın küllerini
boşaltıyorum Hajumar "siyaset yapıyorum".
Zaten kimse gerçek anlamda halkı için endişelenemez, şiirsel yazı
yazacağında bahsedebilir ya da öyle görülmek ya da gösterilmek istenir.
"Bilgi ızdırabında, halkına ilgisizliğin genişliğini ve konforunu
yaşamak en "cool" duruş Hajumar. Anka kuşu da yabancı sayılmaz o da Kaf
dağından tanıdık ben her gün görüyorum, hikayeside tanıdık geliyor bir
yerlerden. Bir de yavruları varsa çıktıkları yumurtayı beğenmeyen, e bu
kadar olur tesadüf’’ diyeceğim.
Hajumar, Anka kuşunun şıpsı nasıl olur merak ediyorum, bol sarımsaklı.
Ged-şıps yiyen Francis Bacon’dan anlamayan yerel Adige’yim ben
bahsettiğin şeyleri kaybettiğimi kafama kafama vurur gibi hatırlatırken
ne sofistike Çerkeslerin entelektüel kaygıları umurumdaydı ne de ne
dedikleri.
Komün hayatta şirinleri oynayan ufku gelişmemiş olarak nitelendirilmekte
umurumda değil. Klasik olacak ama "yüreğinin götürdüğü yer" derler ya
orayı özlettin bana. Mark Twain, Simone De Bevoir hatta abartıp Freud
desem iki kitap daha karıştırıp iki isim daha yazsam derdime çare olacak
mı? Veya köy otobüsünün garajdaki bekleyişine kendimi de içine katarak
hayal ettirdiğin tasvirinin boğazımda düğümlenip kalmış hali o otobüsün
içinde kaybettiği şeylerle kucaklaşmak isteyen adam hayali bu isimleri
yalayıp yutmuş adamdan neden daha cazip geliyor bana Hajumar.
Ben ve sen fıkralara konu olacak adamlarız aslında. Üstelik birimiz
Hatukuay birimiz Kabardey. Ama aklıma altı düşmüş uçakta asılı duran
yolcuların alkış yapmaya niyetlendiği fıkra geliyor nedense bu hepimizin
fıkrası olsun Hatukuay, Kabardey ayırmadan (yok olmuyoruz. -Alkışşş!-)
Hatukuay, Kabardey yazarken uluslar arası bir yazılım olan bir markanın
ofis programında bizim adımızın sanki böyle bir kelime yokmuş gibi
altının kırmızı çizilmesi de deli ediyor beni.
Gürcü ya da Ermeni yazarken tanıyan bu ''word'' denen hacet gavur icadı
olduğu için mi böyle yapıyor diyeyim de ‘’Çerkes Gericiliğine’’ de bir
örnek olsun (iddia sahibi arkadaşların örnek ihtiyacı görülmüş olsun,
zira zorlanıyorlardır).
Ben her gün yok oluyorum Hajumar. Senin gibi gerek tahsil durumu gerek
milli hassasiyetleri ve kişisel duruşuyla umut vadeden gençlerimiz bu
tür tahammülsüzlükler ve yargılamalarla yıldırılıp cemiyet ve toplumdan
uzaklaştırıldıkça kimden eksiliyor sanıyorsun? Benimle birlikte yok olan
insanlarla aynı ismi yok etmekten sıkıldım Hajumar. Tepe tepe yaşayacak
kadar kalmış kimliğimiz. Zaten bizimki sadece köy otantizmi! Hajumar,
tkhu gaveja içine batırılmış halgoane mesafesinde yakınız benliğimize
kimilerince. Senin dilini konuşabilen son nesillerden olduğun kimin
umurunda biz köy peyniri üzerinden "parende" atan ve atabilecek
eğitilesi adamlarız.
Benim hiç yeğenlerini etrafına toplayıp mütemadiyen "bakın çocuklar
bilgi ızdıraptır der Francis Bacon" diyen amcam olmadı Hajumar. Senin de
olmamıştır. Kuran Kursu’na gitmediğim için dirgenle kovalayan amcamdan,
yeri geldi üç nesil önce sevdiğiyle evlenememiş bir kızın ızdırabını
anlatan ağıdını öğrendim ve onun sesinden "Adige ghıbze" dinleme şansına
sahip oldum. Yakılan Labe’nin ağıdını duydum.
Beni ilgilendiren ızdırap buydu Hajumar. Yüzlerce yıl önceden çığlık
gibi kulağıma çalınan yok oluşu sezmiş keramet etmiş sesler tüylerimi
ürperttikçe daha bir telaşla sevdim benim olanı ve doğal olanı. Kimin ne
bildiği ona ızdıraptır Hajumar benim ki bana yeter hatırlattıklarında
cabası. Ama en azından ne kaybettiğini biliyorsun bunu anlamak istemeyen
kimseye anlatman mümkün değil ne kaybettiğini bilmek ne arayacağına emin
olmaktır.
Geç değil Hajumar.
Neyse Hajumar bende de bizde de şikayet bitmez. Üstelik takip edilmeye
devam edilecekmişiz. Sanırım bu yüzden, Francis Bacon’u bilmeyen yerel
Adigeler olarak kendi kendimize kuruntu yapmaya devam etmemiz gerekiyor.
Bir taraftan "yok olmuyoruz alkışşş" sesleri gelse de.
Ben nickle yazıyorum Hajumar sen kim olduğumu biliyorsun o yeter.
Sevgilerle sigoş. Yeni nickiyle Meshpev, popüler tabirle eski bir
katılımcı, kimin ne yazdığının muhasebesini tutanlara duyurulur.
Yerış, wugiymgoet. Bjedıdder wui pejs.
Tharkaho
21.08.2006
Maf,
Korkmayın konu başlığını oluşturan yazı kadar çok soru sormayacağım, bu
sefer.
Tek soru: Beykın'ın ünü kadar yüreği olan birini gördünüz mü hiç?
Gerçekten çok sevindim senin yazını gördüğüme eski katılımcı. :)) Emin
ol Beykın yazsa bu yazıyı bu kadar sevinmezdim!
Sevgiler Mesphev&Adiğağe Emekçileri
Bğej
22.08.2006
Bitmez tükenmez hazine sevgi. O kadar ki her türlü çirkefe, kendini
bilmezliğe, oportünizme sevgi ne güzel değil mi?
CC Çerkesleri ortaya çıkalı; eldeki, dildeki bitmez tükenmez hazine
sevgi. Ne adına Çerkeşimsi, Çerkesvarilere sevgi, oh ne güzel. Sevgiyle
sarılalım onlara, sevelim onları. Onlar yabancı evlilik yapmıştır ama
onlar en hızlı dönüşçüdür. Sevelim onları.
Bakmayın siz tartışmalara biri yok olmayı geciktirelim der, diğeri yok
olmayacağız der ama farkları yoktur. Sadece CC’nin verdiği fırsatı
değerlendirmek tanınmak popüler olmaktır amaçları. Onları da sevelim.
Bilmediklerini bilemeyenleri sevelim. Olsun öğrenmeye niyetleri yoksa da
sevelim.
Vakitleri yok onların onlar yeterince popüler olunca Çerkeslik
elbisesini o zaman çıkarmamacasına giyecekler. Onlar xhabzeye şimdilik
ihtiyaç duymazlar. Zaten Türkçe çok iyi. Dertlerini -pardon fikirlerini-
anlatıyorlar. Onları hep sevelim. Yontup anlaşılmaz haline getirdikleri
Çerkesliğin şimdilik önemi yok.
Onlar şimdi ÇERKES GERİCİLİĞİ İLE MEŞGULLER. ARKALARINDAKİLERİ
DÜŞÜNÜYORLAR. ÖYLE ÖNEMSIZ DİL XHABZE ILE UĞRAŞAMAZLAR.
Eski katılımcı, bunlar çok önemli bunlar.
Hakkı Özdemir
22.08.2006
Bir itirafla başlamak istiyorum. Altmış iki yaşımdayım ve emekliyim.
Türkçe’yi ilkokulda öğrendim, on bir yaşımda kasabamdan çıktım,
gençliğimi kalabalık bir akraba çevresinin içinde geçirdim. Eşim Adige
değil. Bir yabancıyla evlendim, yurtdışına çıktım, çalışmakla geçen
yılların ardından yurduma döndüm. Üç çocuk babasıyım.
Artık gençken hayal kurduğum bir hayatın içindeyim. Çocuklarım dışarıda,
eşim yanımda. Benim gençliğimde Adigelik için şimdiki gibi çalışan
insanlar yoktu ya da vardı da benim çevremde yoktu. Zaten beş yıl üst
üste aynı yerde durmadım. Çocuklarımın benim köklerimle ilgili hiç bir
bilgisi yok. Gelinlerimden birisi Fransız. Bu sebeplerle aslında uzun
zamandır takip ettiğim sitede bir şeyler yazmak istememe rağmen cesaret
edemedim. Kendimde konuşmak hakkı görmüyordum. Ama bütün günümü internet
başında Adigelerle ilgili yazılanları okumakla geçiriyorum da
diyebilirim. Okuyor ve üzülüyorum. Keşke bizim zamanımızda bu imkan
olsaydı da bizler de bir şeyler yapsaydık.
Bu forumda yazılanları eşim okudu ve bu başlığın altına bir şeyler
yazabileceğimi söyledi. ‘’Siz hiç yok oldunuz mu’’ sorusuna verecek
cevabım var.
Evet ben yok oldum.
Bunu benden iyi hiç kimse bilemez. Çocukken ana dilim olan kelimelere
yabancılaştım. Çerkesce konuşamıyorum. Ama bunun dışında dört dil
konuşuyorum. Diplomalarım, başarı plaketlerim var, fakat başarısız
olduğum bir tek konu bu.
Bir çok ülke gördüm ama anayurdumu görmedim. Mızıka sesini ancak
internetten duyuyorum. Artık beni bağlayan bir şeylerin kalmadığı
memleketimde de bu kültürün öldüğünü görüp üzülüyorum.
Evet mutlu bir evliliğim oldu ama eşim Adige olsaydı daha mutlu olurdum.
Çocuklarım asıllarını bilseydi daha mutlu olurdum.
Yok olmak bu dönemden sonra engellenir mi? Bu konuda sizleri gördükçe,
okudukça ümitleniyorum. Keşke ben de bir şeyler yapsam diyorum. Kendim
için, çocuklarım için yapacak bir şeyim kalmasa da belki bundan
sonrakiler için bir şeyler yapabilirim. Bütün halklar kültürleriyle
dilleriyle var oldular. Bir şekilde dili kullanmak, bir şekilde bir
araya gelmek gerek. Bu nasıl olur bilmiyorum ama bir araya gelmek için
vesileler aramak gerek.
Bizler siyasetin böldüğü kuşağız. Görüyorum ki, şimdiki gençler arasında
da siyasetin böldükleri var. Ama hem azlar, hem de tutarsızlar. Küçük
halkları siyaset ihya etmez, onların yok oluşunu hızlandırır. Bu
gerçekten tecrübeyle sabit bir bilgidir. Var olmak için hayatı işlemek
gerek. Edebiyat oluşturmak, müziği geliştirmek, oluyorsa TV açmak,
kültürü muhafazakarlık ederek değil geliştirerek yaşatmak gerek. Bu da
aydınlarla olur, gördüğüm o ki Çerkeslerin hala yüreği var ama aydını
yok, olması gereken şekilde ışık saçan aydını yok. Var olan bir kaç
kişiye sahip çıkmak, onları yüceltmek gerek.
Zaman o kadar hızlı akıyor ki, on yıl önce bugünleri düşünmek mümkün
değildi. Bugün de on yıl sonrayı düşünemeyiz. On yıl sonra baktığınızda
geriye siz de yok olmanın acısını hissetmeyin. Çünkü elinizde ne olursa
olsun, ne kazanırsanız kazanın bu yok olma sizi üzecektir.
Sizlere çalışmalarınızda başarılar dilerim. Siz var oldukça Adigelik de
var olacaktır.
Bir Adige
06.09.2006
''...Bütün halklar kültürleriyle dilleriyle var oldular. Bir şekilde
dili kullanmak, bir şekilde bir araya gelmek gerek. Bu nasıl olur
bilmiyorum ama bir araya gelmek için vesileler aramak gerek. Bizler
siyasetin böldüğü kuşağız, görüyorum ki şimdiki gençler arasında da
siyasetin böldükleri var. Ama hem azlar, hem de tutarsızlar. Küçük
halkları siyaset ihya etmez, onların yok oluşunu hızlandırır. Bu
gerçekten tecrübeyle sabit bir bilgidir. Var olmak için hayatı işlemek
gerek...'' Bu paragraftan çıkarılacak çok şey var. Kendi adıma bu
sözleri çok doğru buluyorum .Yazınız için teşekkürler.
Saygılar.
Jaledeyle
08.09.2006
Sayın Bğej,
Değişik rumuzlarınız ve entelektüel söylemleriniz dışında siz Çerkeslik
için neler yapıyorsunuz sormak lazım. Bir toplumu bir araya getirmek
birlikte çalışmaktan üretmekten geçmez mi? O popüler olmak için can atan
kişiler var ya işte onlar, her taşın altına ellerini koyuyorlar.
Dikkat ettiniz mi onlar çalışıyor, siz bir bayan- bir bay rumuzu ile
kıvrandıkça kıvranıyorsunuz.
Merak ettim nedir bu kişilerden sizin alıp vermediğiniz. Neden canınızı
bu kadar yakıyorlar? Bir gün sizde onlar ile birlikte çalışmayı deneyin
isterseniz. Sizin de sırtınızdan ter aksın sizde vasıflarınızı
yükseltin, sizde popüler olun biz razıyız. Ne yapmalarını bekliyorsunuz.
Aktif olarak yer aldıkları çalışmalarda sizin gibi rumuzla mı
dolaşsınlar?
Sayın Özdemir size saygılarımı sunuyorum. Yazınızı içimde fırtınalar
koparak okudum. Anlamak isteyenler için son derece samimi ve düşündürücü
bir yazı. Siz ve sizin gibi değerli büyüklerimiz ve rumuzlu
şahsiyetlerin hazmetmekte sıkıntı duyduğu (onların deyimi ile) popüler
kardeşlerimiz sayesinde taşlar yerine oturacak.
CC kısa zamanda çok büyük ve düşündürücü işlere imza attı. İlk olarak
Gubsege, ardından Adige TV imza kampanyası ve son olarak da Kefken
projesi. Bu popülarite düşkünü kardeşlerimiz bunların hepsinde emek
verdi. Toplumu bir araya getirecek olan şeyler bu gibi çalışmalar değil
midir?
Sayın Özdemir sizi saygı ile selamlıyorum.
Hajkasım Erdoğan
08.09.2006
Hayret...
Nelere inanıyormuşuz Jaledeyle. Sayenizde bir şey daha öğrendik.
Sağolun sikoeşş.
Karaemilyano
10.02.2007
Bu başlık çok hoşuma gitti. Bir zamanlar bu dünyada benim hiç kimsem
yokmuş duygusunu(yanılgısını) yaşamış biriyim. Hep acılar çekmiş yaşlı
Çerkes akrabalarımı düşündüm güç bulmuştum o zaman. Büyük acılar çekmiş
bir ecdadımız olması duygusu bile yok olmamamıza yeter motivasyonu
sağlar bence.
Serdar Eren
11.02.2007
Bu başlığa ilgi duyanlar Google'dan 'simurg'a lütfen girin Kaf dağına
uçan kuşlar yok olmuş mu?
Hajkasım Erdoğan
11.02.2007
Sayın Emilyano,
Geç kalıyoruz, zaman daralıp gidiyor. Baka baka bitiriyoruz, en güzel
değerlerimiz, dilimiz, adetlerimiz yavaş yavaş yok oluyor. Bizlerde
izledikçe kahroluyoruz. Bizim kuşağımız şanslı idi. Köylerde, kalabalık
Çerkes toplumunun içinde yaşadık ve yaşayarak öğrendik.şimdiki
gençliğimiz, çocuklarımız bu konuda çok şanssızlar.
Gençlerimizde, öğrenmek ve yaşamak için büyük çaba var ama şehir
hayatında ne kadar başarılı olabilirler bilemiyorum. Bir şeyler yapmaya
mecburuz ama neyi nasıl yapacağımızı, nereden başlayacağımızı
bilememenin ezikliği var bizde de. Allah sonumuzu hayır etsin.
Saygılar.
Hak'un Murat
13.02.2007
Değerli Büyüklerimiz,
Sayın Arkadaşlar ve Sevgili Gençlerimiz,
Başlarken sayın Erdoğan ağabey, sayın Naci bey gibi büyüklerimize ve
diğer tüm katılımcılara, son derece samimi ve hiçbir politik ya da menfi
çıkar olmadan sormak istiyorum: Diaspora Adigeleri bittik bitiyoruz
deyip inim inim inlerken, derneklerde ya da özel dil kurslarında Adige
dilinin öğretilmesi sizce de mi! ülkemiz dışında dil demiyorum, xhabze
demiyorum, köy otantigi ya da büyük şehir entel şiirleri de demiyorum,
VARLIGIMIZ’ı devam ettirebileceğimize inanıyorsunuz ya da
düşünüyorsunuz.
Aklın yolu birdir değil mi? Bilimsel, siyasi, toplumsal ve ekonomik
olarak ispatlanan bir halkın kendi ülkesi dışında varlığını devam
ettirmesi imkansız olduğu halde bizler -müsaade isteyerek, neden ülke
insani ve Diaspora insaninin el ele verip ortak paydaları daha
ilerletmelerinin yollarını daha da doğrusu ülkenin dışında başka somut
bir alternatifin olmadığını kabul etmek istemeyiz. %100’müz hiçbir
zaman geri dönmeyecek, -bu iddia da olan da yok-, sizce de bu daha
gerçekçi ve yapıcı değil mi?
Saygılarımla.
Hajkasım Erdoğan
17.02.2007
Güzel Kardeşim Murat,
Seni anlıyorum ve katılıyorum. Ben çok şey yazmak isterim ama içimden
geldiği gibi yazamıyorum. Senden ricam Multi sohbette Çerkesler odasına
gel orada, bu konuyu masaya yatıralım. Benim yaş grubum da, benden de
yaşlı çok değerli büyüklerimiz var. Orada güzelce bir konuşalım.
Selamlar.
|