Konu hakkında yazan katılımcılarımız:  
(Alfabetik sıra ile)

A.ypşaşe, Ademey Ahmet, Adige'ydi, Ali Taylan, Ataol, Bğej, Bir Adige, Cerpecej, Ediz Hun, Erhan Eren, Fuat Aydemir, Gubate, Hajkasım Erdoğan, Hakkı Özdemir, Hak'un Murat, Hatice Ünal, Jaledeyle, K. Dokuz, Karaemilyano, Mefaybzu, Mehmet, Meshpev, Murat Cancan, Naci Taylan, Necdet Özarslan, Noumezeağ (Ufuk Ölmez), Semra Ademey, Serdar Eren, Şhafit, Şıwan, Uzunyaylalı, Zri.
 


Tharkaho Wumar

Ş'ü Mafeş'üx,

''Yok Olmak’’

Telaffuzu güç, düşünmesi ürpertici, hissetmesi acı!

Hiç kendinizi yok olacak gibi hissettiniz mi? Bir varmış, varken birdenbire yok olmuş denildiğini size, hayal ettiniz mi korkarak? Duyduğunuz sesleri gürültü sandınız mı? ‘’Konuşuyorlarmış meğer’’ dediniz mi sonradan? Gürültü gibi geldi mi hiç; yeşil gözlü, suratı hafiften kavlamış çocuğun, yaşlı dedesinin öğrettiği, tekerlemeleri bağırarak p'çen (aşık) oynaması? Arnavutların çalgısıymış gibi baktınız mı akordeona/pşıneye? Klarnete Sulukulelilerinmiş gibi?

Yokluğunuzun aynı zamanda bir dilin, dolaylı olarak da kültürün sonu olduğunu düşünürken canınız acıdı mı? Hiç kalabalık bir ortama girdiğinizde ayağa kalkanlara aval aval baktınız mı, ne yapıyor bunlar diye?

Neden bu adamlar ilk kez gördükleri birinden bu kadar çok şey bekliyorlar diye sordunuz mu?

Hayatı tarlada geçmiş, yorgun vücudunun altında ezilen yüreğine, gözlerine baktınız mı birinin? Ne gördünüz baktıysanız? Hissedebildiniz mi acısını, korkularını, kaygılarını, isteklerini ve her şeye rağmen geleceğe umutla bakışını?

Hiç üstündeki elbiseler taze/markalı olmayan, hatta biraz sökük olmasına rağmen tertemiz, başı dik insanlara garajda köye gidecek otobüsü beklerken rastladınız mı? Hayatlarını başkalarına adayan insanların mutluluğunu hissedebildiniz mi, çatlamış nasırlı ellerini size uzatıp, tokalaştığınızda?

Nedir diye sordunuz mu? Nedir sizi bu kadar kaygılandıran? Maddi sıkıntılar mı diye tahmin de bulunduğunuzda size alaylı bir gülümseme atmasını yadırgadınız mı? Hiç düşündünüz mü babasının onlara hiç neden oğlum demediğini? Babasının adını okula başladıklarında öğrenen şaşkın çocuklar gördünüz mü?

Tahmin edebilir misiniz, harmanda dedesiyle hasattan elde edilen ürünü torbalayan, aynı zamanda dedesinin bir anlık uzaklaşmasından faydalanarak, bakkala nereden gideceğini hesaplayan çocuğun heyecanını?

Siz hiç yok oldunuz mu?

Masalların ütopikliğinde bir kahraman daha yaratabilir misiniz ''Faşe'' giymiş?

Acaba Anka kuşu gerçek midir ki? Kaf Dağı'ndan savrulan külleri midir yoksa asıl gerçek olan?

Siz Hiç gerçek Anka gördünüz mü?

Dızereleğun.


A.ypşaşe
11.05.2006

Maf Tharkaho Ömer,

’’Şimdi ayak seslerinizi duyduğumuz gençlerimiz’’ demişti bir büyüğümüz, sözünü yeniden hatırlattın bizlere. :)

Bu güzel anlatım, ifade tarzı, sorgulamalar bu donanım gerek bize ait olanı gerekse genele ait olanıyla mükemmel bir görüntü sergilemekte ve bu bizlere gurur vermekte bilmenizi istedim.

Ben okurken çok keyif aldım. Eminim sizlerde beğenmişsinizdir diyor ve sözlerimi noktalarken forumun güzelliklerinden (bir şeyler anlatma kendini içindekileri ifade etme ve bu güzelliği paylaşma) birini daha görmenin mutluluğunu yaşıyorum.

Saygılarımla.


Uzunyaylalı
16.05.2006

Eline, diline, yüreğine sağlık sigoş.


Ademey Ahmet
16.05.2006

Wepsev siğoş.


Adige'ydi
21.05.2006

Teşekkürler Tharkaho.

Anlatımın ve hissettiklerin birbirine gayet uymuş ama okurken acı duydum.

Neden mi?

Çünkü sanırım ben yok oldum.


Naci Taylan
29.05.2006

Yaklaşık 15 yıldır yurt dışında yaşıyorum. Etrafımda bir Allah’ın kulu Adige değil. Ben hala ADİGE’yim.

Şükür iznimi kullanmak için şu an Türkiye'deyim. Etraf tabiri caizse kum gibi Adige kaynıyor.

Şükür, çok şükür...

Burası görmeyeli ne kadar da siyaset kokmaya başlamış. "Adige’ydi" nickli arkadaşın kim olduğunu bilemek hiç te zor değil. Üstelik bu arkadaş hatırladığım kadarı ile nickle yazılanlara karşıydı. Amaç nedir anlamış değilim.

İki mantık yürütebilirim ayak üstü, fazlası beni de sizleri de yorar ve sıkar.

1) Eski form da bir yerlerde bir davası yarım kalmış ve mesaj veriyor olabilir.
2) Site de Form başlığı prim yapabilsin diye...

Şahit olmuştuk bu tarz mevzulara... Bir kişi hala yok olduğunu SANIYOR ve bunu acı (!) hissederek de dile getiriyorsa ne denir ki?

Herkese selam ve mutluluklar dilerim.

Sadece bir seste ben edeyim dedim. Amacım kavga gürültü değil. Dikkatimi çekti ve yazmak istedim. Sitenin sessiz okurlar tarafından takip edildiğini ve kimin ne yazdığını veya yazabildiğini biliyor olduğumuzu ve yok sayılmamamız gerektiğini düşündüğüm için. Takip edilmeye devam edileceksiniz.

Saygılar.


Ali Taylan
05.06.2006

Merhaba Naci amca

Yazını görünce hem sevindim hem üzüldüm.

Sen bize Francis Bacon’un ‘’bilgi azaptır’’ sözünü hep söylersin. Bu tartışmayı bende hatırladım. Bazıları çaldığım düdük havasında. Yok olanlara selamet olsun. Gaipten mi konuşur bunlar?

Ne yaparsın vizyon ve misyon yokluğunda bazıları kahraman olmaya çalışıyor. Bu kültürü bu oportünistlerden temizlemek lazım.

Naci amca yazmanı çok isterim. Seni görünce biraz cesaret aldım. Burada iyi bir ortam olabilecek.... Ucuz popülerlik peşinde koşanlar Çerkesliğin neresinde aman sorma.

Amca lütfen katıl ve bizleri umutlandır.

Saygılar.


Ediz Hun
06.06.2006

Naci Bey Merhaba,

Uzun süredir özel durumlarım nedeniyle siteye girme durumum olmuyordu. Bu gün bir boşluk buldum ve girince değerli büyüğüm Hatice ablamın annesinin vefatını öğrendim ve çok üzüldüm. Daha sonra bu konu başlığı dikkatimi çekti. Açıkçası yazınızdan çok etkilendim.

Naci bey ben yok olmayacağımıza inanan bir Çerkes’im. En kısa zamanda bu konuyla ilgili çok güzel çalışmalara başlayacağız ama şu anki özel durumum nedeniyle biraz ara vermek durumundayım. Sizinle daha detaylı konuşmak veya yazışmak isterim.

Sevgi ve saygılarımla.


Tharkaho
11.06.2006

Sadece hissettiklerimi söylemek, aklıma gelen bir kaç cümleyi karalamak bazılarına fazlaca siyaset malzemesi kazandırmış...

CC yetkililerinden bu konunun ve benim yazımın tamamen kaldırılmasını istiyorum... Belki Francois Bacon'da kendinizi bulursunuz... Böyle masum yazılarda değil de...

Thaşxom Adiğağer Yereğopseuw...

Keç Süleyman Yavuz Notu: Sayın Tharkaho, yazılarınızın devamını bekliyoruz. Maçhujun.


A.pşaşe
12.06.2006

Maf Tharkaho,

Bence de devam. Bu kadar çabuk demoralize olmaya ve bu güzellikten bizi mahkum etmeye kimsenin hakkı yok!

Sevgilerimle.


Jaledeyle
12.06.2006

Sayın Tharkaho,

Yazınız çok güzel. Yazmaya devam.

Yok olmadığımızı söyleyenler bana göre hayal görüyor. Biz yok olmayacağız demekle yok olmak engellenemez. Çerkesler nasıl bir durumda anlamak için alim olmaya da gerek yok. Kıyamete kadar "Çerkes" ismi olacak ama Kafkasya’da yani dışarıdakiler ya Arap ya Türk ya İngiliz vs vs olarak kalacak. Kafkasya’da da Rus olacaklar diyenler vardır şimdi.

Daha soru gelmeden cevap vereyim."Kafkasya’da Adige, Kabardey, Abhaz vs diye toprakları olacak. Yani Kafkasya’da yok olmak imkansız.

Saygılarımla.


Ali Taylan
12.06.2006

Arada fark olmalı ve var. Yok olmayı geciktirelim ya da zaten yok olduk ne kaldı ki kül olduk gibi inançsızlığı, kararsızlığı, hatta aymazlığı önümüze bir yokolmuş gibi koyanlarla ‘’biz yok olmayacağız’’ diyen kesin inançlılar arasında bir fark olmalı.

Bu fark çok açık.

Zaten yok olduk diyenler geniş bir hareket alanına sahip. Onlar oportünisttir. Yaptıkları her olumsuz tavrın her absürd düşüncenin dayanağı var. O da ‘’ee ne yapalım yok olduk’’tur.

Ey yok olanlar… O halde terk edin bu platformu.

Ey dirayetsiz Çerkeslikle uğraşanlar… Hayal bile kurarak bu kültürü pespaye etmeyin. Hayalinizdeki Kaf dağı, xaşe sizden rahatsız. Yok olduysanız, neye dönüştüyseniz ya da neye inanıyorsanız o zeminin görüşlerini savunun. Safınız belli olsun.

Yazık çok yazık.

Bizim en büyük düşmanımız işte bu zihniyet. O zihniyet binlerce Çerkes’i nereye götürmek istiyor bilen var mı? ‘’Yok olmadık, yok olmayacağız’’ cümlesini dahi hazmedemeyen zihnen mağlup,tavren perişan bu zihniyetle ne yapılır ki? Ancak bu bir azınlık, hem de çok azınlık ‘’yok olmayacağız, olmadık’’ diyenlerin ilk işi -o baştan perişan- zihniyeti acele tasfiye etmektir. Hem de ivedilikle ve de maliyeti ne olursa olsun tasfiye etmelidir.

Tatlı su Çerkeslerinden kurtulunmalı. Yoksa gerçekten yok olacağız...


A.pşaşe
12.06.2006

Maf Sevgili Tharkaho,

Yukarıdaki sözlerimi lütfen oku dediğim gibi, biz burada olmanı ve bu başlık altında bize yine güzellikler sunmanı isteyen katılımcı soydaşların olarak senden yazılarının devamını rica ediyoruz. :)

Sayın Jaledeyle dönmemiz şart diyorsunuz sanırım, ben yanlış anlamadım değil mi?

Saygılarımla.


Jaledeyle
12.06.2006

Sayın A.Pşase,

Ben kesin dönüş demiyorum. Desem de zaten dönemeyiz. Kafkasya’nın hepimizi alacak bir durumu ne yazık ki yok. Fakat anavatan ile bağları daha güçlü kılmadığımız sürece de asimilasyon kaçınılmaz. Her geçen günde yok olmaya doğru gidiliyor.

Asıl tatlı hayalleri kuranlar; laf cambazlığı yapıp da emek vermek isteyenlere söz söyleyenler.

Buyurun beyler. Oturun evinizde, işinizde, mahallenizde hatta köyünüzde ve hiçbir şey yapmadan Çerkesliğinizi koruyun yaşatın. Bu nasıl olacak? Asıl hayal bu değil midir?

Ben yaz aylarında 15-20 günlüğüne köyüme giderim. Dilini konuşan çocuklarımız yok ortada. Sen Çerkesce konuşunca sana Türkçe cevap veren ya da ‘’anlamadım ki’’ diye boynunu büküp gülümseyen çocuklar var artık meydanlarda.

Şimdi bana yok olmayacağız diye hiçbir şey yapmadan yok olunmayacağının mantığını anlatmaya kimse kalkmasın. Yok oluyoruz aman dikkat, neler yapılabilir, bakın şu projeler var buyurun destek verin diyenlere sırf ‘’YOK OLUYORUZ’’ dedikleri için laf söyleyenler, acaba Çerkesliğin neresinde de laflarını esirgemiyorlar? Neden derneklerde yıllarca hizmet vermiş, bu kültür adına yıllarca çalışmış kişiler ‘’YOK OLUYORUZ’’ diyor. Bir bildikleri olabilir mi, onlara kulak verilemez mi?

Tez zamanda bir şeyler yapılamaz ise yok olacağız. Şayet Kafkasya ile daha güçlü bağlar kurulamaz ise zaman alacak fakat eninde sonunda yok olacağız diyorum. Aksini savunan buyursun gelsin.

Bu arada sayın A.Pşase sizin gibi hassas kişilerin her geçen gün artmasını istiyorum. Siz emek verdiniz ve bir güzel çalışma ortaya koydunuz. Yok olmayacağına inananlar acaba neler yapıyor bilmek isterim.

Saygılarımla.


A.pşaşe
13.06.2006

Maf Sayın Jaledeyle,

Bir gün anavatana dönmek düşüncesi bazı nedenlerden ''ütopya ''halini almaya başladı hakikaten. Kafamızın karışıklığı, yapılan işlerin altında sürekli bir şeyler aramamız, yapılacak işlere destek vermek yerine eleştirmek, çağrılara kulak tıkamak ya da buyurun sizde önerinizle gelin dendiğinde ben çağrılmadığım yerde bulunmam gibi ifadelerle hırçınlaşmak.

Bütün bunlar bizi yıpratıyor ve yapılacak işlere ket vuruyor. Dilerim bir gün aramızda her konuda anlaşmaya varır ve hep birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmeyi başarırız. :)

Güzel sözlerinize teşekkür ederken hassas insanlar olan bizlerin hakikaten ''bizsek'' bu biz kelimesinin kapsamı genişse bizi ilgilendiren her şey ''ise'' amaç hepimizin o doğrultuda hareket etmesi dileğiyle.

Saygılarımla.


Tharkaho
15.06.2006

Hepinize özellikle de forumun (CC forum) kalıcı ve etkin olmasını sağlayan herkese teşekkürler. İltifatları için de A.pşaşe ye yürekten sevgi, selamlar.

Önceliklerimizi gözden geçirip,değerlerimize öncelik vermemiz dileğiyle.

Dızereleğun.


Naci Taylan
19.06.2006

Konu başlığı veya içerisinde “Çerkes kızı”, “Çerkes peyniri”, “anavatana dönüş” kelimeleri geçen her mevzu prim yapmaya adaydır. Hele ki, eteğine çamur sıçramış kimseler bu konuyu nedense vatan- millet meselesi yapıp kendilerinin de anlayamadıkları garip bir kaosun sancılarını yaşarlar.

Uzun lafın kısası “treni kaçıranların” popülaritesini arttıracak yegane, vazgeçilmesi güç, baş döndürücü bir atmosferdir.

Ediz bey, konuyu kişiselleştirmenize bir anlam veremedim. Bu form başlığında veya diğer başlıklarda istediğiniz konuyu bilgi ve becerileriniz ölçüsünde konuşup tartışabiliriz.

Kültürüne sahip çıkmayan, diline hakim olmayan ve yabancı evliliklere meyilli her toplum global düzende yok olmaya mahkumdur. Bu konuda ciddi bir çalışmanız veya icraatınız mevcut mu? Sizinle Adigece konuşabilecek miyiz? Evinizde xhabzenin ne kadar uygulanır veya siz ne kadarını yaşarsınız?

Semra hanımı yeri gelmişken tebrik etmek isterim. İzlediğimiz kadarı ile Gubsege de iyi bir yöneticiydi. Halen TV ile ilgili güzel projelerin lokomotifi görevinde. Herkes konuştu, icraatta samimi niyetli insanları görmek ise ayrıca sevindirici. Başkalarının yazıları ve düşünceleri üzerinden pirim yapma zamanı geçti. Bu yüzden kendimize ait kimlik geni oluşturmalı ve kişiliğimizi yaşamalıyız.

Saygılarımla.


Mefaybzu
19.06.2006

Sayın Naci Taylan,

Neden tarzınız bu kadar keskin? Hatta -kusura bakmayın ama- kaba.

Yeğeniniz bize katılırsanız umut edebileceğimizi taahhüt etti. Sanırım bize her katılışınızda sıcak havalardan kaynayan kanımızın tarzınızla buza kesmesinden başka bir umut vaat etmiyorsunuz bana. Sizden mail adresinizi isteyen ve size kısmen hak verdiğini söyleyen bir insana kırıcı kelimelerle cevap veriyorsunuz. Sakinleşip yazabilecekseniz ters parende de atabiliriz buyurun. Rica ile söylüyorum biraz sakin olunuz.

Nickli bir kullanıcı. (Tanıdığınız veya üzerine şöyle biriydi veya buydu şeklinde tahmin yürütmek zorunda olmadığınız biri. Zayıf noktalarınla ben ileride karşınızda olacağım. Umarım rencide edecek bir nokta bulursunuz.)


Naci Taylan
20.06.2006

Nick ile yazan son arkadaşı özellikle dikkate almıyorum. Havanda su dövüyorsunuz.

Bu siteyi Ocak 2004 tarihinden itibaren izliyorum. Size benzemez kimler geldi- geçti. Müsaade buyurun kimin ne yazabileceğini, hangi cümlelerin kime ait olduğunu tanıyalım.

Saygılar.


A.pşaşe
20.06.2006

Maf ,

Tüm samimiyeti ve içtenliği ile yazan sadece yazmakla kalmayan, boş konuşmaların altında imzasını asla göremeyeceğimiz icraatları belli olan kişilere ''parende'' yakıştırması. Bir evin içinde birileri güzel bir şey yaptığında ya da sadece fikir söylediğinde takdir ve tebrik görür karşılık olarak. Yapmak için giriştiğinde ise tek kişilik değilse iş, yardım alır. :)

Tabi büyük ve kalabalık bir evde ben başınızdayım görüyorum yaptıklarınızı yapmadıklarınızı ona göre! diyen biride lazım hatta gerekli. :)

Saygılarımla.


Şhafit
21.06.2006

Lütfen bazıları kendi yapıp ettiklerine, yapamadıklarına hatta artık asla yapamayacaklarına baksın.

Ben çok merak ediyorum kim bu boş yazmayanlar. Bir istisna var o da dolu dolu yazanlar artık yazmıyor. Ama bazıları klavye bağımlısı, bunlar alakalı alakasız her konuda yazı yazarlar ve birbirlerini ilgili ilgisiz tebrik edip boş boş konular gündeme getirirler.

Ben Hatamları, Yedicleri, Jade Wumarları, Şenvarları göremiyorum. Artık Adığabze yazanda yok. Hangi yazı dolu doluymuş acaba babalar günü mü? Yok yok o değilse büyük bir ailede oturuyorum bende sizi izliyorum deyip üstü kapalı tehditte bulunmak mı çok içerikli?

Ben Gupsege tartışmalarında konu açmıştım. Görüyorum ki, değişen bir şey yok. Asıl thamade yok olmayı geciktirelim diyor, ikinci thamade ‘’hayır yok olmayacağız’’ diye itiraz ediyor ve gizli savaş yeni forumda da sürüyor. Bu mu dolu içerikli yazı yazmak.

Sayın Naci Kemal bey "parende atmak" demiş.Tam isabet olmuş. Artık dönelim diye diye asla dönemeyecekleri dinlemek yok.

Sayın Keç gibi, sayın Kip gibi, sayın Şhalaxho gibiler yazmıyorsa bunu bir düşünün bakalım. Gerçekten dolu dolu yazıları okumaktan yazmaya gerek mi duymuyorlar?

Naci Kemal bey, sizin zor şartlarda bile Avrupa’da aile yaşantınızı bildiğim için yazınıza dolu dolu diyebiliyorum. Yazdıklarınız konusunda asla taviziniz yok. Ama bazıları burada sanal ortam Çerkesliği geliştirdi. Bunlar sizi anlamaz sayın Naci Kemal pardon düzeltiyorum sizi isteseler de anlayamazlar. Burada ön cephe karışık burada Çerkes olmak için Çerkes müziği dinliyorum deyip ayda yılda bir kere Çerkes pastası özledim demek yeterli. Sayın Şenvar, sayın Yavuz gibi hayatını Çerkesliğe adamışlar burada sivil savunma ekibi vazifesi yaparlar.

Tesadüfen CC ortamını bulup ‘’kimimle evlenirsen evlen, dili hiç bilme arada bir Adige falan de büyük Çerkeslik egon gelişir’’ diyen bir gurup türedi. Bunlara itiraz eden olursa önce faşist gerici falan denir, tabi bu bir sonuç getirmez ama bazıları hayatlarında hiç olmamış Çerkeslik konusunda eleştiri aldıklarında üzülürler.

İkide bir ayrıldım artık yazmayacağım, diye kapris yaparlar. İşte bunlara tedavi ve ilk yardım Çerkesliğin son kalesi olan Keçler, Şenvarlar pansuman yaparlar. İsim verdiğim için üzgünüm ama gelecek nesillere bu isimler ezberletilmeli. Yoksa puslu hava fırsatçıları hep burada.

Yeniler, gençler vitrindekilere kanabilir. Bu vitrin tasfiye edilene kadar Çerkesliğin tavizsiz hadimleri yüce kelam olarak anılmalı. Yoksa birbirinin pohpohçusu birkaç adet boş vakti çok burada birbirini pohpohlarken bizlerin umut ışığı büyüklerimiz unutulmamalı.

İki fırça, bir kutu boya ile Çerkeslik gündeminde boy gösterenler beni yanıltmadı. Gelinen noktada ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anladım. Gupsege’den kim kaldı aklımızda? Bunlar sadece iki kişi miyidi? Hayır. Diğerlerini niye hiç duymadık? Neden hiç duymadık?

Onlara teşekkür edelim. Lider ve yardımcısı hariç diğer bütün Gupsege elemanları için bütün geçmiş eleştirilerimi geri alıyorum. İstisnayı da belirttim.

Bu arada buranın gerçek emektarları hiç bir iddiası olmadığı halde gerçekten dolu dolu yazanlar nerde? Sayın Kopsirgen, sayın Mehmet Emin, sayın Hatam, sayın Şhalaxo, sayın Mezağo, sayın Turan, sayın Jade Wumar nerede?

Yazık çok yazık. Meğer bu tarihi CC fırsatı bir kaç zoraki CC gediklisi, Çerkeslik batırıcısı tarafından harcanacaksa yukarıda adını yazdığım bir çok şahsiyet tarihe bir gün hesap vermek zorunda kalacak. Boşluk bir şekilde doldurulur yazması gerekenler yazmazsa.

Bende kalabalığım. İzliyorum babalar günü falan diye. Saldım çayıra, kim kayırırsa kayıracılarca boşluk doldurulur. Sonuçta seviyesizlik çukurunda birbirini kanıksamış bir güruh oluruz.

Bu arada sayın denetim kuruluna başarılar dilerim. Bu kurul tam isabet olmuş. Özellikle sayın Kip gibi bir bayan çok ama çok sevindirici.

Saygılar.


Semra Ademey
21.06.2006

Fesapşh Sayın Şhafit,

Gubsege geçen yıl çalışmasını yaptı ve ben grup thamadesi olarak yer aldım. Benim thamadeliği orada ayrıldığımız gün bitti. Ben thamade değilim, olmak gibi bir derdimde yok.

Ediz ile farklı kelimeler kullanarak konuştuk. Ediz de haklı "önce hayal etmeden bir şey yapamayacağın gibi, kafanda bitireceğin bir olaya da sahip çıkamazsın" bu anlamda söylediği yerinde. Fakat bende üzerine basa basa söylüyorum ki, "acilen bir şeyler yapılamaz ise varlığımızı devam ettirmemiz imkansız".

Aslında çok karışık bir durum değil. Geçen ay ben, Ediz ve Esra'nın misafiri olarak Adapazarı'na gittim ve orada da konuştuk. Sonuçta sıkı bir şekilde çalışmamız gerektiğine inancımız daha da perçinleşti. Sayın Hatam, sayın Şenvar, sayın Mete, sayın Yavuz benim için ne düşünürler, az çok biliyorum. Amacımın ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Sayın Yavuz ile hiç konuşma şansı bulamadım ama diğer değerli büyüklerimiz her zaman destek olurlar. Onların ve yazılarını okuduğumuz bir çok değerli büyüğümüzün varlığı bizim için her zaman büyük bir mutluluktur. Biz de üzerimize düşeni alıyoruz. Hiç merak etmeyin. Ben boş durmuyorum, duramıyorum. Ediz de durmuyor. Bu sene yeni bir Gubsege ekibi oluşturuyor. İnşallah hep birlikte 2. Gubsege çalışmasında göreceksiniz.

Ben boş olur ya da dolu söylediğim her sözün arkasındayım. Sözün sahibi belli olsun diye kendi adımı kullanıyorum. Ne yapayım bu yaştan sonra adımı inkar mı edeyim? :))) Boş işler boş yazılar olarak bakabilirsiniz. Yapabileceğim hiçbir şey yok. Bende buyurun boşlukları siz doldurun derim ama bir günde benim içinde olmadığım dolu dolu bir yazınızla.

Benim söylediklerimi nasıl isterseniz öyle alın. İnanın yapabileceğim hiçbir şey yok. Adına popülarite deyin, şov deyin, boş deyin, zavallı deyin, deyin de deyin... Yapabileceğim hiçbir şey yok.

Ben sadece inandığım işler için bu sayfayı kapatır, çalışmaya devam ederim. Bir gün yapılan çalışmalar ile ilgili detaylı bir yazı bu sayfalarda yer alacak merak etmeyin. Sizlerde göreceksiniz. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz yine yapabileceğim bir şey yok.

Ben sanal kahraman oldum, boş kafalı oldum, popülarite peşinde koşan zavallı oldum, daha daha neler.

Üzüldüm mü? Hayır.

Beni anlayanlarda elbet çıkacak, çıkıyor da. Ben sanal kahraman, boş kafalı, popülarite peşinde koşan zavallı Semra Ademey...

Saygılarımla. Tham Figapsou.


Şhafit
21.06.2006

Denetim Kurulu Notu: Sayın Şhafit. Konular içinde yer alan "Forum Kuralları" başlıkta yazıda belirtilen "Denetim Kurulu olarak; hangi konuda olursa olsun, konunun özünden çıkarak artık kişiselleşmiş olan yazılara müsaade edilmeyecektir" kuralına istinaden yazınız yayına uygun görülmemiştir. Saygılarımızla


A.pşaşe
21.06.2006

Denetim Kurulu Notu: Sayın A.pşaşe. Konular içinde yer alan "Forum Kuralları" başlıkta yazıda belirtilen "Denetim Kurulu olarak; hangi konuda olursa olsun, konunun özünden çıkarak artık kişiselleşmiş olan yazılara müsaade edilmeyecektir." kuralına istinaden yazınız yayına uygun görülmemiştir. Saygılarımızla


Ediz Hun
21.06.2006

Değerli Büyüğüm Sayın Naci Taylan,

Yazınızı okuduktan sonra özür dileyerek bir kaç soru sormak istiyorum. Yazılanlara göre bizlerden büyük olduğunuzu düşünüyorum. Kendimi savunma düşüncesinde değilim yanlış anlamayın. Xhabzeyi tam olarak bilmesem de, bir büyüğümüz bizlerin hatasını görmüşse düzeltmek ve tecrübesinden yararlanmak isterim.

Çoğu konuda haklısınız Adigece bilmiyorum ve etrafımdaki çoğu arkadaşım ve büyüklerimde bilmiyor, ailemde ve çevremde tam olarak xhabze yaşanmıyor, çoğu Çerkes’ten dil ve xhabze konusunda çok gerilerde olabilirim.

Bir küçüğünüz olarak tüm içtenliğimle soruyorum, bir büyüğümüz olarak tüm içtenliğinizle cevap vermenizi rica ediyorum. Sizce bu durumda ne yapmalıyız? Yok olduğumuzu kabul etmeli miyiz? İçimizdeki milli bilinci bu olumsuzluklar yüzünden köreltmeli miyiz? Adigece bilmemek, xhabzenin tam anlamıyla yaşanmaması sizce kimliğimizi unutturmalı mı?

Sizin bilgi ve becerilerinizden yararlanmak isteriz. Aydın bir büyüğümüz olarak lütfen bizlere ne yapmamız gerektiğini söyler misiniz?

Sevgi ve saygılarımla.


Hatice Ünal
22.06.2006

Sevgili Ediz;

Uzun süredir sağlık sorunları ve diğer özel üzüntülerim nedeniyle tüm forumlardan çekilmiştim. Ama bu sütunu okuyunca sana yanıt vermek gereği duydum. Bence yanlış kişiye yöneltmişsin soruları. Tek görevi sitelere ya da gruplara girip provakatif yazılarıyla 'büyük Çerkes bilgesi' geçinen (ki kimliğini de biliyoruz, daha önce yeşil kuşak projesi savunucusu, bugün neyi savunduğu da belli olmayan, çevresiyle beraber hayatında görmediği kişilere çamurlar bulaştıranlara' sormalısınız. 'Bir bilen'dir kendileri.

Bizi son demde onaran Kaya Bbey ve Kec beyler varmış. Buna da şükür. Netice de, kendisi gibi tedavisi imkansız olmakta söz konusu olabilirdi. Salt nick yazdığım için kişisel saldırı denilecekse sunu belirtmek istiyorum, isim belirtmeden yapılan saldırılar eğer sürüyorsa, yanıt hakkımızda olmalıdır.


Naci Taylan
22.06.2006

Sevgili Kardeşim Ediz,

Yazınızı büyük bir dikkatle okudum. Çok samimi buldum ve teşekkür ederim. Ancak yazınızın ve yazınızda belirttiğiniz şeylerin hiç bir şeye çözüm olmadığı gerçek değil mi? Yanıtınızdan sizin söylemlerinizin nasıl bir içerik sorununa sahip olduğunuzu bizzat siz kendiniz ifade ediyorsunuz. Bu durumunuzu ayrıntılandırmak istemiyorum. Zira eleştiri ve saygı sınırları konusunda size saygım sonsuz. Ancak bazı soruları benim değil sizin yanıtlamanız gerekli.

Örneğin; bazı eksikliklerinizi belirtip, buna rağmen kimliğimi unutayım mı diyorsunuz. Çok talihsiz bir durum sizin adınıza. Bende soruyorum: Siz kimliğinizi unutmamak adına ne yaptınız? ‘’Kimliğimizi unutmayacağız, yok olmayacağız’’ söyleminiz mi çözüm?

Bana ne yapacağınız sorunuza inanın ki bilerek yanıt vermiyorum. Bu türde temel konuda bir noksanınız olmamalı eğer varsa yok olmayacağız söyleminiz bile havada kalır.

Aslında gerçeği söylemek gerekirse; daha önceki forumda zevkle okuduğum bir kaç yazınız vardı. Nedense ardını getirmediniz. Hatta beni çok şaşırtarak buradan bana özellikle sizi zor durumda bırakacak yanıtlar konusunda çağrı yapıyorsunuz.

Anlayamıyorum. Hiç bir şey bilmeden mi bugüne kadar ikinci thamade olarak görev yaptınız?

Bu arada yeri gelmişken hangi töreye göre ikinci thamade oldunuz? Hadi siz kendi ifadenizle töreyi bilmiyordunuz da grubunuzda hiç xhabze bilen yok muydu? Çok ama çok şaşırtıcı bir durum. Eğer ölçülerinizde ya da eylemlerinizde gerçekten Çerkeslik ya da o anlamda bir kaygınız yoksa; lütfen, yok olmamak gibi çok yüksek idealler ortaya koymayın. Lütfen söyleminiz doğrultusunda icraat yapınız ki, bizde gerçekten doğru bilgi yanlış muhasebenizi yapabilelim.

Bugüne kadarki eylem ve söylem bütünlüğünüz çok eksik. Bu yetmezmiş gibi bilgi ve becerilerinizden yararlanmak isterim diyorsunuz. Üzgünüm ama bu durumunuzla isteseniz de benim ya da bir başkasının tecrübe ve tavsiyelerinizden yararlanamazsınız.

Saygılarımla Ediz bey.


Erhan Eren
22.06.2006

Bir bilge Adige büyüğümüzden dinlemiştim. Kafkasya bölgesine İslamiyet’i tebliğ etmek için bir peygamber görevlendirilmiş. Ekibi ile birlikte gitmiş Kafkasya'ya. Dinini bizim thamadelere anlatmış. Uzlaşılmış.  Bir çok değer zaten ortakmış orada da. Bir iki ay yaşamış ve Arap yarımadasına tekrar dönülmüş ve peygambere hitaben ‘’Ey Allah’ın peygamberi gittiğim yerde bir kavme rastladım. Senin dinini anlattım, kabul ettiler. Çok asil, çok misafirperver bir kavim. Ancak üç kişiye kadar anlaşabiliyorlar. Aralarına dördüncü kişi ve fazlası gelince tartışıp kavga ediyorlar’’ demiş.

İşte o millet biziz.

Saygılar.


Mehmet
22.06.2006

Durum Ne?

"Kelin ilacı olsa kendi başına sürer" olayı mı?

Yoksa, "Rabbena hep bana" durumumu.

Ya da bir Adige atasözümüzdeki gibi "Dolu silah bir kişiyi, boş silah iki kişiyi korkutur" olayı mı?

Hangisi?

Saygılarımla.


Semra Ademey
22.06.2006

Fesapşh Sayın Taylan,

Gubsege grubunda thamade olarak ben görev almak zorunda kaldım. Gurup içerisinde tabi ki xhabzeyi bilenler vardı. Shomaxo Hakan, Weşmuğ Şule, Hıdeuğ Hakan gibi. Fakat Shomaxo kendi memleketinde thamadelik yapmayı kabul etmedi. Yine Ediz kendisinin de dediği gibi xhabze kurallarına çok hakim olmadığı için kabul etmedi. Grupta da benden daha büyük biri maalesef yoktu.

Bizim xhabzeye göre en büyük erkek thamade seçilir doğrudur, fakat zorunlu durumlarda bayanlarda sorumluluk alır diye biliyorum. Burada da bazı istisnai durumlarımız vardı. Belki hata ettik ama ilk çalışma olacağı ve Göksun gibi halen xhabzesini yürüten bir memlekette olacağımız için, bizim son derece dikkatli olmamız gerekiyordu. En ufak bir yanlış anlaşılmaya sebep vermemeliydik.

Benimde hatalarım mutlaka olmuştur. Fakat kullanılmayan her parça körelir, maalesef bende 20 yıldır Çerkes toplumundan uzak yaşıyorum ve çok şeyleri bende unutmuşum, daha doğrusu tam olarak öğrenemeden Çerkes toplumundan ayrılmışım. Bu ilk çalışmada eksiklerimizin neler olduğunu gördük. Yanlışları bildik. Bundan sonra, bunlara fırsat vermeyeceğiz.

Saygılarımla. Tham Figapsou.


Ediz Hun
22.06.2006

Beni köşeye sıkıştırdınız sayın Naci Taylan, ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Zekanıza hayran kaldım. Bu tutumunuzdan dolayı sizi tebrik etmekten başka bir şey yazmak istemiyorum.

Saygılarımla.


Naci Taylan
22.06.2006

Yılların getirdiği yegane hazinedir tecrübeler. İnsanoğlunun deneme- yanılma taktiği ile öğrendiği her mevzu en kalıcı öğretidir beyinlerde. Tecrübeler ve birikimler ortak bir mix oluşturduklarında bir adım öteyi görmek kolay olur.

’’Ben Çerkes töresini bilmiyorum’’ diyenlerin vitrin önünde top koşturdukları, kendi egoları uğruna arkadaşlarını ve arkadaşlıklarını kurban edebileceklerini öğretiyor zaman. Yavaş yavaş izletiyor akabinde öğretiyor. Hayattan öğrenilecek çok şey var. Yenilikler büyük sanılan beyinlerde, eskilerde nohut etkisi yapıyor. Her yenilik eskinin hükmünü yıkıyor.

Dürüst müyüz?

El cevap: Hayır.

Kendimize bile mi dürüst olamıyoruz?

El cevap: Evet. Olamıyoruz.

Türkiye dışına çıkmazdan önce, el memleketlerde oksijen yok nefes alamayız sanırdım. İnsan oğlu çiğ süt emmiş, ilk üç ay sonrasında zor da olsa alışmıştım nefes almaya. Ardıma baktığımda ise on beş yıl duruyor. Köklerimse hala xhabzeye takılı.

Sevgili Ediz, yerini değiştirmediğin müddetçe, aynı yerde kalacaksın. Birilerinin seni ittirmesini beklersen yanılırsın. Seninle alakalı değil genel olarak söylüyorum, kimsenin seni arkandan ittirmesini bekleme. Madem ki, ‘’Değerli Büyüğüm’’ (!) dedin saygı ifadesi kullandın, lafının ardında dur ki, yaşam bana senin adet- töre- anane- dil bilmese bile centilmen olduğunu öğretsin. Öğrenmenin yaşı yok maalesef.

Kim bilir, önceki formda zevkle okuduğum bir kaç yazının zeka izlerini görmek istedim belki de...

Çerkes olmak zor iş. Taşıyabilene.

Dostça kal sevgili Ediz.


Noumezeağ (Ufuk Ölmez)
30.06.2006

Adigeler tarihten öncede vardı. Son noktasında da varolacaklar. Adigelik saygıyla yaşamak değil, saygısız yaşayamamaktır. Tarihimizin en büyük hatası olarak kabul edilen birlik kuramamak ve sürgün yaşamak bu dünya şartlarının gereği ise; doğarken ırkını seçme hakkı bulunmayan insanoğlunun ırkı için savaşması dinen yalnızca basit bir zaaftan ibarettir.

Gerçek Adigeler asla Adigelik için savaşamaz. Çünkü Adigelik savaşarak kazanılamaz. Her insan Adige doğabilir. Lakin Adige olarak ölebilmek maharettir.

Adigeliği savaşarak korusaydık bir ömür sürerdi. Adigeliği yaşayarak koruyarak nesillerce sürdürüyoruz. Bilerek ya da bilmeyerek aslen doğru olanı yapıyoruz.

Saygılarımla.


Şıwan
03.07.2006

Adige olarak ölebilmek için Adigeliğin ne olduğunu yani hangi değerlere sahip olunması gerektiğinin bilinmesine bağlı. En azından dürüstçe bir şeyler bilmediğini itiraf edenler var ve bunları saygıyla selamlıyorum. Ama kendi kültürünün hiç bir yönünü bilmeyip kendini Adigelik olmazsa olmazı görenlere ne demeli?

Herkes her şeyi bilemez ama insan hiç olmazsa bir şey bilmediğini bilir değil mi? Dil; hak getire, xhabze; aman kaldı mı ki, evlilik; aa özelime karışmayın eşim benim Çerkes’im dememe müsaade ediyor zaten eşim Çerkes köyüne komşu köyde büyüdü, thamade; bana kimse karışamaz; anavatan, aaa dönmek lazım bende döneceğim. İşte icraatın içinden özet bu kadar. Dil xhabze kültür eş seçimi bunların hepsinin önemi yok. Ardından bir şey dendi mi hemen Çerkes saygı duyandır falan...

ÇERKES ÇERKES OLANA ÇERKES GİBİ SAYGI DUYAR. ÇERKES OLMAYANA DA BUNDAN DOLAYI SAYGISIZLIK YAPMAZ.

Ancak bazıları saygımızı bile kendi emellerine alet ediyor. Ölçüler belli, ölçülere uymayanlar Çerkes gibi saygı göremez. Bu saygısızlık görecekleri anlamına da gelmez. Ancak Çerkesliği kendi konumu kendi tercihleri uğruna kullanmamak kaydıyla. Yazılacak çok şey var ama bazıları için önemi yok.

Bu CC sitesine bir çok konuda gerçektende çok çok teşekkür etmek lazım ama bir konuda da üzülüyorum. O da CC Çerkesleri türedi başımıza. Bu iyi mi oldu kötü mü oldu bilemiyorum ama CC’den önce Çerkes oldukları hiç bir eylemlerinde akıllarına gelmeyenler, esen C.C rüzgarları ile Çerkes olduğunu hatırladı. Burası iyi ama bunlar sonradan bir şey öğrenmedikleri gibi öğrenme heveslisi de değiller. Boş vakti çok CC Çerkesleri gerçektende bu işle uğraşan bir çok Çerkes’i de buradan kaçırttı.

Nerde o bir çok eski katılımcılar. Nerede?

Onlara da hak vermek lazım, bıkkınlık geldi onlara da. Ne yapsınlar? ‘’Ooo çok iyi bravo katılıyorum’’dan öte icraatları olamayanlar baydı artık.

Toplantıya katılıp, bir iki alakasız konuda yazı yazdın mı hemen aynı kategoridekiler birbirini çekiyor. Bunlara günlük meşgaleler yeterli. Siyasi Çerkeslik, kültürel Çerkeslik bunları korkutur. Zaten dilleri olmadığı için asla Çerkeslik mentalitesini anlayamazlar.

Ne yaparsın bu saatten sonrada taşıma su ile değirmen bu kadar döner. CC yetkilileri bazı özel konularda bazı katılımcılara special (özel) yazı yazdırmalı ve ayrı bir kategori oluşturmalı.

Teşekkürler ve iyi günler.


Naci Taylan
13.07.2006

Tebrikler Sayın Şıwan.


Ataol
14.07.2006

Naci Bey,

Ben sizden yaşça küçüğüm ve kesinlikle tartışmaya girecek cüretim yok. Sayın Shafit'in bahsettiği büyüklerimizle de tanışma imkanı bulamadım. Ama siz madem büyüksünüz belli bir birikiminiz var ve çok güzel öngörünün ve olgunluğun gereklerini açıklıyorsunuz; bu durumda sizin birikimlerinizi buradaki belli ki sizden genç insanları sindirmek, ezmek maksadıyla kullanmanız doğru mu?

Sizi tanımıyorum, ilkelerinizden ve fikirlerinizden haberdar değilim ancak Adigeliği savunuyorsanız burada bir araya gelen bir avuç insana ‘’Adigecilik oynuyorsunuz’’ demeniz büyüklük değildir.

Farkında mısınız bilmiyorum ama her Adige genci artık bir kazanç oldu. Benim yetiştiğim ortamda Adige yoktu ama bana ailem evimde bzeyi de xhabzeyi de öğretti. Şimdi bende akranlarımı çevremdeki xhabzeden uzak insanları mantıklı tahlillerle, Zekamı (!) kullanarak sindirip, aşağılayım mı?

Şüphesiz kimliğim ve kültürüm için onlardan çok şey yaptım ama bu emek değildir. Bu doğaldır. Yani ben ekstra bir şey yapmadım. Adige’yim ve bunu öğrenip, yaşamaktan başka bir şey yapmadım.

Eleştirdikleriniz elbette eksik ve yanlış şeyler yapmışlardır ama bu bizim için bir kayıptır. Ben onlardan üstün değilim.

Afedersiniz ama sizde öyle değilsiniz.

Saygılarımla.


Cerpecej
24.07.2006

Anka kuşu görmedim ama hani yok olma korkusu içinde olanları çok gördüm. Birde çok gençlerimizin kültürümüzden uzaklaştığını gördüm. Uzaklaşma gibi bir sorun yok diyorsanız; o zaman ben ve benim gibiler Çerkes kültürünü geçmişini adet ve geleneklerini yanlış şekilde yorumlayıp; yanlış kişilerden duyup veya yanlış yayınlardan öğrenmeye çalıştık.

O ZAMAN BIZ NEYE ÖZLEM DUYUYORUZ?


Necdet Özarslan
01.08.2006

Bir konuyu ortaya atıp konuşmak veya bu konuyu çekelemenin bir şey ifade ettiğini düşünmüyorum. Sonuç olmayınca gereksiz oluyor.

Birileri yok oluyor... Birileri seyrediyor…


Hajkasım Erdoğan
02.08.2006

Değerli katılımcılar,

Bu sayfadan bir kaç kişinin yaşantılarını çok merak ediyorum. Gerçekten bir ADİGE gibimi yaşıyorlar, yoksa klavyede mi bir kudret var?

Bu değerli katılımcılarla bir Adige toplumunda karşılaşmayı çok isterdim. Eminim ki, Adigelik hususunda bu değerli insanlardan öğreneceğimiz çok şey vardır.

Bazen isyan ediyorum. Neden ben böylesi Adigelerden mahrumum, ben neden yaşadığım ilçede, tek başımayım?

Ömrümüz geçip gidiyor böyle Adigeliği şiir gibi yazıp, okuyan Adigelerle neden karşılaşamadım?

Ben Uzunyaylalıyım. Şu konuda şanslıyım, Adigeliği layıkıyla, xhabzeyi, bzeyi, yardımlaşmayı, birliği beraberliği kısacası ÇERKESLİĞİ şiir gibi yaşayan insanların arasında doğdum, yaşadım son derece mutluyum. Bu insanların çoğuna iki satır yazı yazdıramazsınız ama ömrünüzün sonuna kadar Adigeliği layıkıyla yaşayabilirsiniz.

Yaşamak lazım, Allah herkese de bunu nasip etmez. Çerkeslik lafla, sözle olmuyor, yaşamayla oluyor. Dilini, xhabzesini, yaşayanlara, yaşatanlara, yaşatmaya uğraşanlara saygılar sunarım.


Tharkaho
02.08.2006

Eski forumda konu başlığını tam hatırlayamıyorum; benim Uzunyayla'yı ''Kuzeybatı Kafkasya'ya açılan kapı'' olarak nitelendirmem işte tam da bu nedendendi sayın Erdoğan.

Kültürünü yaşatma/koruma mücadelesi veren bütün soydaşlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum.


Hajkasım Erdoğan
08.08.2006

Değerli katılımcılar,

Ben bu konuyu takip ediyorum,bana yardımcı olacak bir Adige çıkmadığı için tekrar yazma gereği duydum.

Bu değerli insanlarla tanışmak istiyorum.MSN’den sesli olarak görüşmek istiyorum. Ben yazı ile kendimi pek ifade edemiyorum.

Özellikle Naci beyle tanışıp, sesli görüşmek; hatta yüz yüze görüşmeyi çok isterim. O derin bilgilerinizden beni mahrum etmeyeceğinize eminim. Sizden öğreneceğim çok şeyler olduğuna inanıyorum. Mümkünse Türkiye ye döndüğünüzde, (yazılarınızdan Avrupa’da olduğunuzu tahmin ediyorum) misafirim olun. Sizinle Uzunyayla’da, Kayseri’de bir düğüne gidelim, bir Adige toplumuna beraber girelim ve yaşayarak, şahit olarak, bir şeyler öğreneyim istiyorum. Beni mahrum etmeyeceğinizi umut ediyorum.

Ben Kabardey’im, Uzunyaylalıyım, bir Adige toplumuna girip sülalemi temsil edebilecek kadar, bzeyi, xhabzeyi bildiğime inanıyorum. Ama sizlerden öğreneceğim çok şeyin olduğuna inandığım için bu çağrıyı yapıyorum Öğrenmenin yaşı yoktur diye düşünüyorum. Umarım beni yanlış anlamaz ve yazıma cevap verirsiniz...

Çerkesliği yaşayanlara, yaşatmaya uğraşanlara sonsuz saygılar sunarım.


Murat Cancan
08.08.2006

Asla yok olmayacağız bu dünya döndükçe içimizden birileri yaşayacak, bizim yerimize de yaşayacak, bizleri de yaşatacak. Bu karamsarlıktan kurtulalım.

Saygılar.


Fuat Aydemir
09.08.2006

Merhaba,

Daha önceki tartışmalarda da belirtmiştim. Çerkes olmak farklı, Çerkes gibi yaşamak farklı, diye. Çerkes gibi yaşamaya değinmek gerekiyor sanırım.

Günümüz koşullarında Çerkesce’yi bilmek, Çerkes geleneklerine sahip olarak yaşamak yetmemeli bence. Artık Çerkesler için bir şeyler yapma zorunluluğu var. Asimilasyon canavarıyla mücadele için birlikteliğin, dayanışmanın gerekliliği aşikar.

Yazmakla bitmemeli, tartışmalarla kalmamalı vaatler. Bir iş sahibi isek ve eleman seçerken ille de Çerkes eleman diyebiliyorsak, bir ev sahibi isek ve ille de ev, yurt arayan Çerkes öğrencilere kapıları açabiliyorsak, doktor isek ve Çerkes hastalara indirim yapabiliyorsak ve daha da önemlisi ille de "Nasıl bir Çerkes’e yardim edebilirim acaba" diye zorlayabiliyorsak kendimizi iste o zaman 1-0 öndeyiz demektir asimilasyon canavarına karşı.

Diğer kültürden insanlara olan saygımızla, kendi kültürel değerlerimize sahip çıkarak, en önemlisi saygıyı elden bırakmadan o yüce değerimiz olan "anlayış" ile "hoşgörü" ile yaklaşabilirsek insanlarımıza yok olmayız diyorum…

Saygı ve sevgiler...


A.pşaşe
09.08.2006

Maf,

Suya sabuna dokunmalıyız, deniyor. Olur mu hiç? Sahip çıkmak; hem kendimize hem diğer milletlere saygılı olmak gerek. Daha kendi içimizde saygılı olamadıksa, birbirimize saygılı olamadık ise fikir ve düşüncelere hiç bilmiyorsak kendimizi dil uzatıyorsak, kendimizi bilmez halimizle başkalarına nasıl saygılı oluruz?.

’’Boy, sülale farkı var. Ben daha üstünüm’’ diyebiliyorsak. Çapımız kadarsa beynimizdekiler. Henüz dışardan bakamadıksa kendimize atamadıksa at gözlüklerini yok olmamak için atmadık bir adım demektir işimiz zor demektir. Alkışlamayı çok seviyorum böyle zamanlarda. :) Hiç çekinmeden de alkışlıyorum doğru sözleri doğru atılan adımları. Biz için bizim için olduğu yerden seslenmeyip bir adım atanlara o adımların sesleri var ve o adımlara yetişmek için bahanesiz koşanlara ne mutlu.

Saygılarımla.


Hajkasım Erdoğan
10.08.2006

Sayın Kıp,

Sadece bze ve xhabze ile yetinmeyip, sizin olunsun yapılsın dediğiniz şekilde yapan yaşayan o kadar çok Çerkes var ki inanamazsınız. Sadece reklam yapmıyorlar. Bizim insanımız gururludur reklamı sevmez.


Necdet Özarslan
11.08.2006

Düğünlerde ortalığı kimseye bırakmadan çiftetelli oynayanlar mı yok olmadıklarını savunuyorlar? Dilini hiç bir şekilde bilmeyenler mi? Töresini bilmeyen ve uygulamayanlar mı? Çerkes Töresine yabancı ve meraklı gözlerle bakanlar mı? Truva’yı esir eden, yok eden, Truva atı hilesiydi. Bizi de ‘’aaa ama ben Çerkes’im’’ hilesi yok etti. İşine geldiğinde Çerkes kimliğine bürünüp, işine geldiğinde kimliğini bir kenara egolarının yanına bırakanlar mı yok olmayı engelleyecek?

Güldürmeyin Allah aşkınıza beni akşam saatlerinde. Yok olmayacağız mücadelesi verenler şu saatte sıcak yuvalarında hangi televizyon programını izlemekteler? Dışarıda kalan Çerkesler yok oluyor.

Azizim başınızı pencereden dışarı çıkartın.


Hajkasım Erdoğan
12.08.2006

Pehlivan, mindere çıkarken rakibine bakıp, ben bunu yıkamam, derse mindere çıkmasına bile gerek yoktur. Çünkü o baştan yıkılmıştır. Bari arkasındaki pehlivanlara kötü örnek olmasa, onların arasında dile getirmese.


Zri
13.08.2006

Mis te nıgi zri kabğapselaş. Wua gup, çır kamıskeawu kamıske Adigelır kavğaskenu arame ziwuj fitır fıkopsce. Şıtkhuri, guepri, bınri fızri, akhşeri bokhşeri zimıoh Adigelır kıfhuehutenım fıkırimıpsce. Hapscey şakue figuğa mır. Mıfe jıfexer kenkeguakuexer zşağedeu kojıkhş.Mıdey şıdğeyınua şııkım. Xame wune xeğarey hade şıvağağeyınkım. Fıkiğaguğame mess amrame fışım, fımışa, fımğakha fımuate, fiotejıper fzekuelejınu çapejraş, mıkhume bejapsca afere ğaş mıgemıpscewu fıkızxenejınş. Yemıkur yemukş, yıa siwuredır dzıhıpem palhanu şıtmi sıser sısem jıdıvğaıt, arş ğune kıthuizıler, kiğaguğer şakue tewuven zerıhueyri yıreşej, kimğaguğar dihaneğune krremıhaxe.

WZINŞEWU.

Denetim Kurulu Notu: Yazı üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan güncellenmiştir.


K. Dokuz
14.08.2006

Sayın Necdet bey,

İnsan yok oluyorsa asimilasyon oluyorsa, dejenere oluyorsa, ilk önce kendisinde aramalıdır suçu. Daha sonra etkenleri. Bu yok oluşu engellemek isteyen çok kıymetli canlarımız dillerinin döndüğü kadar, kalemlerinin yazdığı kadar tüm iyi niyetleriyle dile getiriyorlar daha ne yapacaklar?

Bu canlarımız yemek yemeyecek, televizyon izlemeyecek, çocuklarıyla ilgilenmeyecek, öyle mi? Sen yok olacaksan olursun. Pencereden baksa ne olur bakmasa ne olur?

Hoşçakalın. Ruhunu Çerkesliğe adayanlara selam olsun.


Semra Ademey
14.08.2006

Fesapşh,

Değerli katılımcılar, bir ara "Adige TV için acilen bir şeyler yapalım en azından bizim kullanamadığımız dilimizi ve unutmaya başladığımız kültürümüzü evimize taşıyalım. Kafkasya’dan evimizin içine bir bağ kuralım ve yok oluşumuzu engelleyelim" demiştim. O zaman sanırım çok iyimserdim.

Biz yok oluyoruz kısmını düzeltiyorum. Biz yok olduk. Bunu çok rahat görebiliriz.

Dilini bilen yaşadığı sürece fırsat buldukça kullanır, xhabzesini bilen de öyle. Derneklerimizin kapısı da sonsuza dek açık kalacak. Yine aidat ödemeyen insanların üzerine bıraktığı yılgınlık ile birileri kapıları açık tutacak. Dil bitecek bir nesil sonra dil diasporada bitecek. Bunları söyleyerek belki şimşekleri üzerime çekeceğim çokta önemli değil ama HAYIR diyeni yüz yüze görüşmeye çağıracak kadar bu konuda haklı olduğumu iddia ediyorum.

Yapılmak istenenler kim için, ne için? Geleceğimiz olan çocuklarımız için değil mi? Biz onlara ne veriyoruz, ne verebildik? Kaç aile benim çocuklarım diline, kültürüne hakim diye ortaya çıkar? Aman aman araştırmalara gerek yok sadece çevrenize bakmanız yeter. Sahi Çerkeslik nedir, Çerkes’i Çerkes yapan özel bir şeyler var mı? Sonuçta insanız yeter de artar.

Saygılarımla.


Gubate
15.08.2006

Değerli katılımcılara selamlar,

Bu konu başlığını uzun süredir takip ediyorum. Bende Semra hanımın son görüşlerine katılıyorum. Yok olmadık, olmayacağız, asimilasyona uğramadık, uğramış isek de buna direniyoruz, direneceğiz. Aslında içinde bulunduğumuz bu durum asimilasyon değil dejenerasyon, entegrasyonun bir döngüsü vb. gibi bir çok kendini kandırma teraneleri artık geçerliliğini kaybetmiştir. Asimilasyon artık tamamlanmış ya da tamamlanmasına ramak kalmıştır.

Kimler bunu engelleyecek merak ediyorum. Düğünlerinde davul zurna çalıp, köçek oynatanlar mı? Bunu engelleyelim diye teklif sunan aydın gençlere, toplumumuz bunların kaldırılması için henüz hazır değil, bunları kaldırmak için toplumsal mutabakat lazım diyen büyüklerimiz mi?

Ortak kültürümüzü koruyup geliştirelim maksadı ile açılan sanal odalarda birbirlerine, hatta bir bayana bile küfür edebilecek kadar haysiyet yoksunu kalabalıklar mı? Her yeniliği din engeline oturtan büyük asil Adigeler mi?

Aynı şekilde her yeniliği yaparken bunu başkalarının inançlarını hiç umursamadan bunları yapmaya kalkan yenilikçi görünümündeki sabit fikirliler mi? Benim şu anda yaptığım gibi! klavyesi başında, sanal ortamda ahkam keserek koskoca bir kültürü kurtarmaya çalışanlar mı?

Kimler kurtaracak bu nadide kültürü?

Tanrı’dan dileğim birileri bu işi yapabilsin. Fakat benimde Semra hanım gibi pek umudum yok. Umarım büyük yanılgı içindeyimdir. Benim gibi düşünenler yanılırlar. Biz Adigeler inancı, ideolojisi, hayat görüşü ne olursa olsun kucaklaşmalı, farklılıklara saygı göstererek bütün bu olumsuzlukları yenmeliyiz. Bunları yaparken de eleştirmeye başkalarından değil, kendimizden başlarsak uygun olur.

Hakkımızda hayırlısı olur umarım.

Bütün katılımcılara saygılar sunarım...


A.pşaşe
17.08.2006

Maf,

Gelinen bu noktadan sonra söylenecek söz kalmamış. Herkes aynı şeyleri söyleyip duruyor ama nafile tekrar tekrarı doğuruyor bir kısır döngü bir tıkanış belki. Şöyle kafamızı kaldırıp bakalım kimseler yok hani şu foruma gelip siz ne kadar kendisini beğenen bir toplumsunuz diyenler falan hepsi yok oldular. Nedeni gayet açık herkesin bildiği gibi ''Bunlar zaten birbirlerine sevgiyi yitirmişler''. Sevginin olmadığı yerde saygı hak getire gerisi Tha'ya kalmış...

Sevgi ve saygıyı besleyelim, bakımlı tutalım yüreklerimizi tıpkı bir dağlının yüreği gibi bakımlı zira yolumuz uzun.

Saygılarımla.


Meshpev
20.08.2006

Ben çok yok oldum Hajumar.

Yaşamadığı şeyler anlatıldığında anlatılmaya anlamak katamadan fildişi kulelerden Francis Bacon’u derdine derman edenlerin 19-20 yaşındaki bir gencin kalbine düşen umutsuzluk gölgesinin aslında halkına duyduğu ışık gibi sevgiden kaynaklandığını anlamayanları gördüm.

Güneş olmasa nasıl gölge olabilir ki? Ben her gün yok oluyorum Hajumar. Şarkı mırıldanırken lazım oluyor artık bana dilim, belki karanlıktan korktuğum içindir. Ben her gün mangaldan sorduğun Anka’nın küllerini boşaltıyorum Hajumar "siyaset yapıyorum".

Zaten kimse gerçek anlamda halkı için endişelenemez, şiirsel yazı yazacağında bahsedebilir ya da öyle görülmek ya da gösterilmek istenir. "Bilgi ızdırabında, halkına ilgisizliğin genişliğini ve konforunu yaşamak en "cool" duruş Hajumar. Anka kuşu da yabancı sayılmaz o da Kaf dağından tanıdık ben her gün görüyorum, hikayeside tanıdık geliyor bir yerlerden. Bir de yavruları varsa çıktıkları yumurtayı beğenmeyen, e bu kadar olur tesadüf’’ diyeceğim.

Hajumar, Anka kuşunun şıpsı nasıl olur merak ediyorum, bol sarımsaklı. Ged-şıps yiyen Francis Bacon’dan anlamayan yerel Adige’yim ben bahsettiğin şeyleri kaybettiğimi kafama kafama vurur gibi hatırlatırken ne sofistike Çerkeslerin entelektüel kaygıları umurumdaydı ne de ne dedikleri.

Komün hayatta şirinleri oynayan ufku gelişmemiş olarak nitelendirilmekte umurumda değil. Klasik olacak ama "yüreğinin götürdüğü yer" derler ya orayı özlettin bana. Mark Twain, Simone De Bevoir hatta abartıp Freud desem iki kitap daha karıştırıp iki isim daha yazsam derdime çare olacak mı? Veya köy otobüsünün garajdaki bekleyişine kendimi de içine katarak hayal ettirdiğin tasvirinin boğazımda düğümlenip kalmış hali o otobüsün içinde kaybettiği şeylerle kucaklaşmak isteyen adam hayali bu isimleri yalayıp yutmuş adamdan neden daha cazip geliyor bana Hajumar.

Ben ve sen fıkralara konu olacak adamlarız aslında. Üstelik birimiz Hatukuay birimiz Kabardey. Ama aklıma altı düşmüş uçakta asılı duran yolcuların alkış yapmaya niyetlendiği fıkra geliyor nedense bu hepimizin fıkrası olsun Hatukuay, Kabardey ayırmadan (yok olmuyoruz. -Alkışşş!-) Hatukuay, Kabardey yazarken uluslar arası bir yazılım olan bir markanın ofis programında bizim adımızın sanki böyle bir kelime yokmuş gibi altının kırmızı çizilmesi de deli ediyor beni.

Gürcü ya da Ermeni yazarken tanıyan bu ''word'' denen hacet gavur icadı olduğu için mi böyle yapıyor diyeyim de ‘’Çerkes Gericiliğine’’ de bir örnek olsun (iddia sahibi arkadaşların örnek ihtiyacı görülmüş olsun, zira zorlanıyorlardır).

Ben her gün yok oluyorum Hajumar. Senin gibi gerek tahsil durumu gerek milli hassasiyetleri ve kişisel duruşuyla umut vadeden gençlerimiz bu tür tahammülsüzlükler ve yargılamalarla yıldırılıp cemiyet ve toplumdan uzaklaştırıldıkça kimden eksiliyor sanıyorsun? Benimle birlikte yok olan insanlarla aynı ismi yok etmekten sıkıldım Hajumar. Tepe tepe yaşayacak kadar kalmış kimliğimiz. Zaten bizimki sadece köy otantizmi! Hajumar, tkhu gaveja içine batırılmış halgoane mesafesinde yakınız benliğimize kimilerince. Senin dilini konuşabilen son nesillerden olduğun kimin umurunda biz köy peyniri üzerinden "parende" atan ve atabilecek eğitilesi adamlarız.

Benim hiç yeğenlerini etrafına toplayıp mütemadiyen "bakın çocuklar bilgi ızdıraptır der Francis Bacon" diyen amcam olmadı Hajumar. Senin de olmamıştır. Kuran Kursu’na gitmediğim için dirgenle kovalayan amcamdan, yeri geldi üç nesil önce sevdiğiyle evlenememiş bir kızın ızdırabını anlatan ağıdını öğrendim ve onun sesinden "Adige ghıbze" dinleme şansına sahip oldum. Yakılan Labe’nin ağıdını duydum.

Beni ilgilendiren ızdırap buydu Hajumar. Yüzlerce yıl önceden çığlık gibi kulağıma çalınan yok oluşu sezmiş keramet etmiş sesler tüylerimi ürperttikçe daha bir telaşla sevdim benim olanı ve doğal olanı. Kimin ne bildiği ona ızdıraptır Hajumar benim ki bana yeter hatırlattıklarında cabası. Ama en azından ne kaybettiğini biliyorsun bunu anlamak istemeyen kimseye anlatman mümkün değil ne kaybettiğini bilmek ne arayacağına emin olmaktır.

Geç değil Hajumar.

Neyse Hajumar bende de bizde de şikayet bitmez. Üstelik takip edilmeye devam edilecekmişiz. Sanırım bu yüzden, Francis Bacon’u bilmeyen yerel Adigeler olarak kendi kendimize kuruntu yapmaya devam etmemiz gerekiyor. Bir taraftan "yok olmuyoruz alkışşş" sesleri gelse de.

Ben nickle yazıyorum Hajumar sen kim olduğumu biliyorsun o yeter. Sevgilerle sigoş. Yeni nickiyle Meshpev, popüler tabirle eski bir katılımcı, kimin ne yazdığının muhasebesini tutanlara duyurulur.

Yerış, wugiymgoet. Bjedıdder wui pejs.


Tharkaho
21.08.2006

Maf,

Korkmayın konu başlığını oluşturan yazı kadar çok soru sormayacağım, bu sefer.

Tek soru: Beykın'ın ünü kadar yüreği olan birini gördünüz mü hiç? Gerçekten çok sevindim senin yazını gördüğüme eski katılımcı. :))  Emin ol Beykın yazsa bu yazıyı bu kadar sevinmezdim!

Sevgiler Mesphev&Adiğağe Emekçileri


Bğej
22.08.2006

Bitmez tükenmez hazine sevgi. O kadar ki her türlü çirkefe, kendini bilmezliğe, oportünizme sevgi ne güzel değil mi?

CC Çerkesleri ortaya çıkalı; eldeki, dildeki bitmez tükenmez hazine sevgi. Ne adına Çerkeşimsi, Çerkesvarilere sevgi, oh ne güzel. Sevgiyle sarılalım onlara, sevelim onları. Onlar yabancı evlilik yapmıştır ama onlar en hızlı dönüşçüdür. Sevelim onları.

Bakmayın siz tartışmalara biri yok olmayı geciktirelim der, diğeri yok olmayacağız der ama farkları yoktur. Sadece CC’nin verdiği fırsatı değerlendirmek tanınmak popüler olmaktır amaçları. Onları da sevelim. Bilmediklerini bilemeyenleri sevelim. Olsun öğrenmeye niyetleri yoksa da sevelim.

Vakitleri yok onların onlar yeterince popüler olunca Çerkeslik elbisesini o zaman çıkarmamacasına giyecekler. Onlar xhabzeye şimdilik ihtiyaç duymazlar. Zaten Türkçe çok iyi. Dertlerini -pardon fikirlerini- anlatıyorlar. Onları hep sevelim. Yontup anlaşılmaz haline getirdikleri Çerkesliğin şimdilik önemi yok.

Onlar şimdi ÇERKES GERİCİLİĞİ İLE MEŞGULLER. ARKALARINDAKİLERİ DÜŞÜNÜYORLAR. ÖYLE ÖNEMSIZ DİL XHABZE ILE UĞRAŞAMAZLAR.

Eski katılımcı, bunlar çok önemli bunlar.


Hakkı Özdemir
22.08.2006

Bir itirafla başlamak istiyorum. Altmış iki yaşımdayım ve emekliyim. Türkçe’yi ilkokulda öğrendim, on bir yaşımda kasabamdan çıktım, gençliğimi kalabalık bir akraba çevresinin içinde geçirdim. Eşim Adige değil. Bir yabancıyla evlendim, yurtdışına çıktım, çalışmakla geçen yılların ardından yurduma döndüm. Üç çocuk babasıyım.

Artık gençken hayal kurduğum bir hayatın içindeyim. Çocuklarım dışarıda, eşim yanımda. Benim gençliğimde Adigelik için şimdiki gibi çalışan insanlar yoktu ya da vardı da benim çevremde yoktu. Zaten beş yıl üst üste aynı yerde durmadım. Çocuklarımın benim köklerimle ilgili hiç bir bilgisi yok. Gelinlerimden birisi Fransız. Bu sebeplerle aslında uzun zamandır takip ettiğim sitede bir şeyler yazmak istememe rağmen cesaret edemedim. Kendimde konuşmak hakkı görmüyordum. Ama bütün günümü internet başında Adigelerle ilgili yazılanları okumakla geçiriyorum da diyebilirim. Okuyor ve üzülüyorum. Keşke bizim zamanımızda bu imkan olsaydı da bizler de bir şeyler yapsaydık.

Bu forumda yazılanları eşim okudu ve bu başlığın altına bir şeyler yazabileceğimi söyledi. ‘’Siz hiç yok oldunuz mu’’ sorusuna verecek cevabım var.

Evet ben yok oldum.

Bunu benden iyi hiç kimse bilemez. Çocukken ana dilim olan kelimelere yabancılaştım. Çerkesce konuşamıyorum. Ama bunun dışında dört dil konuşuyorum. Diplomalarım, başarı plaketlerim var, fakat başarısız olduğum bir tek konu bu.

Bir çok ülke gördüm ama anayurdumu görmedim. Mızıka sesini ancak internetten duyuyorum. Artık beni bağlayan bir şeylerin kalmadığı memleketimde de bu kültürün öldüğünü görüp üzülüyorum.

Evet mutlu bir evliliğim oldu ama eşim Adige olsaydı daha mutlu olurdum. Çocuklarım asıllarını bilseydi daha mutlu olurdum.

Yok olmak bu dönemden sonra engellenir mi? Bu konuda sizleri gördükçe, okudukça ümitleniyorum. Keşke ben de bir şeyler yapsam diyorum. Kendim için, çocuklarım için yapacak bir şeyim kalmasa da belki bundan sonrakiler için bir şeyler yapabilirim. Bütün halklar kültürleriyle dilleriyle var oldular. Bir şekilde dili kullanmak, bir şekilde bir araya gelmek gerek. Bu nasıl olur bilmiyorum ama bir araya gelmek için vesileler aramak gerek.

Bizler siyasetin böldüğü kuşağız. Görüyorum ki, şimdiki gençler arasında da siyasetin böldükleri var. Ama hem azlar, hem de tutarsızlar. Küçük halkları siyaset ihya etmez, onların yok oluşunu hızlandırır. Bu gerçekten tecrübeyle sabit bir bilgidir. Var olmak için hayatı işlemek gerek. Edebiyat oluşturmak, müziği geliştirmek, oluyorsa TV açmak, kültürü muhafazakarlık ederek değil geliştirerek yaşatmak gerek. Bu da aydınlarla olur, gördüğüm o ki Çerkeslerin hala yüreği var ama aydını yok, olması gereken şekilde ışık saçan aydını yok. Var olan bir kaç kişiye sahip çıkmak, onları yüceltmek gerek.

Zaman o kadar hızlı akıyor ki, on yıl önce bugünleri düşünmek mümkün değildi. Bugün de on yıl sonrayı düşünemeyiz. On yıl sonra baktığınızda geriye siz de yok olmanın acısını hissetmeyin. Çünkü elinizde ne olursa olsun, ne kazanırsanız kazanın bu yok olma sizi üzecektir.

Sizlere çalışmalarınızda başarılar dilerim. Siz var oldukça Adigelik de var olacaktır.


Bir Adige
06.09.2006

''...Bütün halklar kültürleriyle dilleriyle var oldular. Bir şekilde dili kullanmak, bir şekilde bir araya gelmek gerek. Bu nasıl olur bilmiyorum ama bir araya gelmek için vesileler aramak gerek. Bizler siyasetin böldüğü kuşağız, görüyorum ki şimdiki gençler arasında da siyasetin böldükleri var. Ama hem azlar, hem de tutarsızlar. Küçük halkları siyaset ihya etmez, onların yok oluşunu hızlandırır. Bu gerçekten tecrübeyle sabit bir bilgidir. Var olmak için hayatı işlemek gerek...'' Bu paragraftan çıkarılacak çok şey var. Kendi adıma bu sözleri çok doğru buluyorum .Yazınız için teşekkürler.

Saygılar.


Jaledeyle
08.09.2006

Sayın Bğej,

Değişik rumuzlarınız ve entelektüel söylemleriniz dışında siz Çerkeslik için neler yapıyorsunuz sormak lazım. Bir toplumu bir araya getirmek birlikte çalışmaktan üretmekten geçmez mi? O popüler olmak için can atan kişiler var ya işte onlar, her taşın altına ellerini koyuyorlar.

Dikkat ettiniz mi onlar çalışıyor, siz bir bayan- bir bay rumuzu ile kıvrandıkça kıvranıyorsunuz.

Merak ettim nedir bu kişilerden sizin alıp vermediğiniz. Neden canınızı bu kadar yakıyorlar? Bir gün sizde onlar ile birlikte çalışmayı deneyin isterseniz. Sizin de sırtınızdan ter aksın sizde vasıflarınızı yükseltin, sizde popüler olun biz razıyız. Ne yapmalarını bekliyorsunuz. Aktif olarak yer aldıkları çalışmalarda sizin gibi rumuzla mı dolaşsınlar?

Sayın Özdemir size saygılarımı sunuyorum. Yazınızı içimde fırtınalar koparak okudum. Anlamak isteyenler için son derece samimi ve düşündürücü bir yazı. Siz ve sizin gibi değerli büyüklerimiz ve rumuzlu şahsiyetlerin hazmetmekte sıkıntı duyduğu (onların deyimi ile) popüler kardeşlerimiz sayesinde taşlar yerine oturacak.

CC kısa zamanda çok büyük ve düşündürücü işlere imza attı. İlk olarak Gubsege, ardından Adige TV imza kampanyası ve son olarak da Kefken projesi. Bu popülarite düşkünü kardeşlerimiz bunların hepsinde emek verdi. Toplumu bir araya getirecek olan şeyler bu gibi çalışmalar değil midir?

Sayın Özdemir sizi saygı ile selamlıyorum.


Hajkasım Erdoğan
08.09.2006

Hayret...

Nelere inanıyormuşuz Jaledeyle. Sayenizde bir şey daha öğrendik.

Sağolun sikoeşş.


Karaemilyano
10.02.2007

Bu başlık çok hoşuma gitti. Bir zamanlar bu dünyada benim hiç kimsem yokmuş duygusunu(yanılgısını) yaşamış biriyim. Hep acılar çekmiş yaşlı Çerkes akrabalarımı düşündüm güç bulmuştum o zaman. Büyük acılar çekmiş bir ecdadımız olması duygusu bile yok olmamamıza yeter motivasyonu sağlar bence.


Serdar Eren
11.02.2007

Bu başlığa ilgi duyanlar Google'dan 'simurg'a lütfen girin Kaf dağına uçan kuşlar yok olmuş mu?


Hajkasım Erdoğan
11.02.2007

Sayın Emilyano,

Geç kalıyoruz, zaman daralıp gidiyor. Baka baka bitiriyoruz, en güzel değerlerimiz, dilimiz, adetlerimiz yavaş yavaş yok oluyor. Bizlerde izledikçe kahroluyoruz. Bizim kuşağımız şanslı idi. Köylerde, kalabalık Çerkes toplumunun içinde yaşadık ve yaşayarak öğrendik.şimdiki gençliğimiz, çocuklarımız bu konuda çok şanssızlar.

Gençlerimizde, öğrenmek ve yaşamak için büyük çaba var ama şehir hayatında ne kadar başarılı olabilirler bilemiyorum. Bir şeyler yapmaya mecburuz ama neyi nasıl yapacağımızı, nereden başlayacağımızı bilememenin ezikliği var bizde de. Allah sonumuzu hayır etsin.

Saygılar.


Hak'un Murat
13.02.2007

Değerli Büyüklerimiz,

Sayın Arkadaşlar ve Sevgili Gençlerimiz,

Başlarken sayın Erdoğan ağabey, sayın Naci bey gibi büyüklerimize ve diğer tüm katılımcılara, son derece samimi ve hiçbir politik ya da menfi çıkar olmadan sormak istiyorum: Diaspora Adigeleri bittik bitiyoruz deyip inim inim inlerken, derneklerde ya da özel dil kurslarında Adige dilinin öğretilmesi sizce de mi! ülkemiz dışında dil demiyorum, xhabze demiyorum, köy otantigi ya da büyük şehir entel şiirleri de demiyorum, VARLIGIMIZ’ı devam ettirebileceğimize inanıyorsunuz ya da düşünüyorsunuz.

Aklın yolu birdir değil mi? Bilimsel, siyasi, toplumsal ve ekonomik olarak ispatlanan bir halkın kendi ülkesi dışında varlığını devam ettirmesi imkansız olduğu halde bizler -müsaade isteyerek, neden ülke insani ve Diaspora insaninin el ele verip ortak paydaları daha ilerletmelerinin yollarını daha da doğrusu ülkenin dışında başka somut bir alternatifin  olmadığını kabul etmek istemeyiz. %100’müz hiçbir zaman geri dönmeyecek, -bu iddia da olan da yok-, sizce de bu daha gerçekçi ve yapıcı değil mi?

Saygılarımla.


Hajkasım Erdoğan
17.02.2007

Güzel Kardeşim Murat,

Seni anlıyorum ve katılıyorum. Ben çok şey yazmak isterim ama içimden geldiği gibi yazamıyorum. Senden ricam Multi sohbette Çerkesler odasına gel orada, bu konuyu masaya yatıralım. Benim yaş grubum da, benden de yaşlı çok değerli büyüklerimiz var. Orada güzelce bir konuşalım.

Selamlar.