Konu hakkında yazan katılımcılarımız: 
(Alfabetik sıra ile)

A. Esra Demiröz, A.ypşaşe, Ademey Ahmet, Akın Arslan, Altıd, Babug Güven, Bırine, Birant Safet, Civan Göksel, Dali, Dzibe Yahya Özen, F. E., Faruk Çerkes, Ferruh, Frag Nicht, Fuat Aydemir, Göktürk, Gubate, Guğoj Sami, Gupseuh, Ğış Mehmet Demircan, Hajkasım Erdoğan, K. Dokuz, Kafkaskartalı, Kara Emilyano, Mahmut Bağ, Marje, Mustafa Kaplan, Neg'uç, Özgür Yıldız, Özlem Alagöz, Ragıp Mete, Semra Ademey, Seras, Serdar Eren, Tremko, Vedat Merzey, Yusuf Arslan, Z. Yücel, Zeynep Emine Yılmaz
                     
CircassianCanada Notu: Aşağıda yayınlanan metinler Denetim Kurulu Üyelerimizce denetlenip yayına verilmiştir.



İlyas Bey

Çerkeslerle ilgili yazıları internet sayfalarında okuyorum. Bazı sözleriniz, bazı yazılarınız sanki ayrı insanlarmış gibi göstermeniz; ayrıcalık istiyormuş gibi. Bende böyle bir his doğdu.

Bu ayrımcılık değil midir?

Türkiye'nin bütünlüğünü korumak ve çocuklarımızı bu yönde yetiştirmek bence daha anlamlı olur. Türkiye'de bütün insanlar birbirine karıştı. Kız alıp, kız verdiler. Türkiye'nin PKK derdi varken; birde sizlerin böyle yazıların yazması, ayrımcılık kokan yazıların sözlerin söylenmesini hiç hoş karşılamıyorum.

Benim atalarım, Acaristan topraklarında gelme. Şimdi, bende mi sizin gibi ayrımcılık yapayım?

Bu hiç hoş değil. Tasvip etmiyorum.

Bence yanlış yoldasınız. Benim ailemde her türlü insan var. Hatta Çerkes var ama onlar sizin gibi ayrımcılık yapmıyorlar. Herkesle uyum sağlamış, vatan sever insanlar.

En dikkatimi çeken; Çerkes olan insanları çalıştırmak için iş bulmaya çalışmanızla ilgili olan yazınız. Çerkes olmayan insan nasıl iş bulsun? Bu size hiç yakışmıyor.

Lütfen ayrımcılık yapmayın.

Size son sözüm: Ne mutlu Türk'üm diyene.

Saygılarımla.


Gubate
11.05.2006

Sayın İlyas,

Önce şunu belirteyim. Çerkesler zaten etnik köken olarak Türk değillerdir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdırlar.

"Türkiye'nin bütünlüğünü korumak daha anlamlı olur'' demişsiniz. Bizler emin olun en az sizin kadar, -muhtemeldir ki, sizden daha da fazla- ülkenin bütünlüğünü koruma taraftarıyız. Tarihi biraz incelerseniz bunu çok net görürsünüz. Bizleri PKK ile aynı kefeye koyma cüretinizi de hayretle karşıladım. Bu cesaretiniz beni şaşırttı.

Görüyorum ki; etnik grupların tarihini tam ayıramıyorsunuz.

Bizler, bu topraklara sürgün edilmiş insanlarız. Yani isteyerek gelmedik. Bu topraklardan ayrılıp, toprak almak gibi bir derdimiz olamaz. Ayrımcılık yapma lüksümüz yoktur. PKK dediğiniz örgütün yandaşları ise asırlardır bu topraklarda yaşamışlardır. Bu toprakların kendi toprakları olduğunu iddia ederler. Yani Türkiye'nin belli bir bölgesinin anavatanları olduğunu söylerler. Bizim ise anavatanımız Kuzey Kafkasya'dır. Bu farkı iyi tahlil etmenizde fayda var.

Kendileri hakkında fazla bilgiye sahip olmadığınız insanları, etnik gurupları, ayrımcılıkla suçlamak; öncelikle kanunen suç, ahlaken de çok yanlış bir davranıştır. Bizim derdimiz kültürel yok oluş sürecine girmemek veya girdik ise bunu önlemektir.

Sizin ayrımcılık diye nitelendirdiğiniz söylem ve eylemler, yaşadığı ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olan, kültürünü yaşatmaya çalışan insanların doğal refleksleridir.

Son bir bilgi olarak size şunu söyleyeyim. Ankara'da, Atatürk ile birlikte vatan savunmasında gösterdikleri üstün gayretten dolayı onere edilen ve özel bir şehitlik hazırlanan, hepsi özenle seçilmiş yüz (100) kişiden bilin bakalım kaçı Çerkes'tir? Hepsi tümen ve üstü birliklere kumandanlık etmiş olan altmış üç (63) Çerkes yatmaktadır orada.

Vatanın kurtuluşunda en fazla gayret gösteren yüz (100) kişi seçiliyor ve onların altmış üçü (63) Çerkes!

Bu bile sizin yapmış olduğunuz ağır ve asılsız ithamın cevabı olmaya yeter kanısındayım...


Ğış Mehmet Demircan
15.05.2006

Kusura bakmayın ama aslında cevap yazmaya bile değmeyecek bir yazı olmuş.

Bir toplumun dilini, kültürünü yaşatmaya çalışması ne zamandır ayrımcılık oldu?

Çerkesleri hiç tanımadığınız apaçık ortada. Biz bu vatan için en çok can veren bir milletin torunlarıyız. Kurtuluş Savaşı önderlerinin kökenlerini incelemenizi tavsiye ediyorum. PKK adının burada geçmesi beni çok rahatsız etti. Forum yöneticilerinin böyle art niyetle ve bilgisizce yazılmış bu yazıyı yayınlamamalarını isterdim.

Ne mutlu Çerkes'im diyene.


A.ypşaşe
17.05.2006

Maf,

Bu ve benzeri yazılar daha önceki forum sayfalarımızda da yer aldı bu hepimizce bilinmekte. Daha önceki başlıklarda çok güzel cevaplarda verilmesine karşın, büyük bir azimle yeniden soruldu sormaktan usanmayanlara aynı sabırla cevaplar da verildi.

Birileri gelip kasıtlı mı sorar yoksa hakikaten mi böyle düşünülür orası da meçhul. :)

Kim ne derse desin, bu kültür yaşayacak ve biz bize ait olanı yaşarken; bugüne kadar kimseye zarar vermedik, vermeyeceğiz. Bu gayet açık ve net. Hiç kimse boşuna çabalamasın. Başkalarıyla karıştırıp aynı kefeye koymaya özellikle kalkışmasın bu çok büyük bir hata olur.

Saygılarımla.


Ferruh
17.05.2006

Sayın Gubate,

Önce şunu belirteyim. ''Çerkesler zaten etnik köken olarak Türk değillerdir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdırlar. Türkiye'nin bütünlüğünü korumak daha anlamlı olur. Bizler emin olun en az sizin kadar, muhtemeldir ki, sizden daha da fazla ülkenin bütünlüğünü koruma taraftarıyız'' demişsiniz.

Yazık 100 yıldır bu topraklardasınız, hepimiz bir yerlerden sürülmüşüz, bizde 55 yıl önce sürülmüşüz, sürüldüğümüz ilk günden beri Türk'üz Türk olduk. 100 yılı aşkın bu topraklardasınız Türk değiliz diyenler nasıl Türk vatandaşı olurlar. Bir söylediğiniz diğerini tutmuyor.

''İsteyerek gelmedik. Bu topraklardan ayrılıp, toprak almak gibi bir derdimiz olamaz'' demişsiniz. İsteyerek gelmediyseniz, neden 100 yılı aşkın bir süredir Türkiye'desiniz?

Neden bu forumlarınızı okuyan insanlar hep aynı düşünceye kapılıyor?

Ayırımcılık yaptığınız ortada. Neden çuvaldızı kendinize batırma cüretini göstermiyorsunuz?

Yüksekten bakarken size de yüksekten bakan Allah'ın olduğunu unutmayınız.


Semra Ademey
17.05.2006

Fesapş Sayın Ferruh,

Bir önceki forum sayfalarında size defalarca bazı gerçekler anlatıldı. Çerkeslerin ayrı bir millet olduğu, Türk asıllı olmadığı vs ile ilgili. Yine Çerkeslerin kendi dili ve kültürü olduğu tekrar tekrar dile getirildi. O kadar şartlanmışsınız ki, size ne anlatılsa boş.

Sayın Ferruh, bir ülkenin vatandaşı olmak ayrı, hakim olan millete ait olmak ayrı. Bu gün Yunanistan'da yaşayan Türk asıllı insanlar neden biz Türk’üz derler, hiç düşündünüz mü? Sizin mantığınıza göre onlar Yunan olmalı. Yine Irak Türkmenleri sizce nedir?

Sayın Ferruh, siz sonsuza dek Türk olun size kimsenin bir şey dediği yok. Bizim Türklerle de bir sorunumuz yok. Fakat başlığı açan kişi ve sizin gibi düşünenler iyice bilsin ki, biz Çerkes'iz ve Türk değiliz. Bizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız.

Türkiye de yaşıyorum diye Çerkesliğimi inkar mı edeyim? Bu gün dünyanın hiçbir yerinde Çerkesler kimliğini inkar etmedi. Neden bunu demokratik Türkiye vatandaşından istiyorsunuz? Sizin bu hakkınız var mı?

Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti'nin menfaatlerini düşünmek sizin tekelinizde de değildir. Bizler bu ülke için yaptıklarımızı söylerken de laf olsun diye 100 kişinin 63’ü Çerkes demiyoruz. Biz nasıl düşünüyor, yorumluyor ve ortaya gerçek koyuyorsak; sizde zahmet edip düşünün ve yorumlayın.

Lütfen mantıklı şeyler söyleyin.

İnanın, siz istediniz diye biz Türk'üz diyemeyeceğiz. Bir insanın aslını inkar etmesini nasıl beklersiniz? Bu ayıp ve günah. Kısaca bizim bir dilimiz ve kültürümüz var.

Biz yaşadığımız ülkelerde vatandaş olarak, ülkemiz menfaatine olan sorumluluklarımızın bilincini her zaman taşıdık, taşırız da. Sizlerden müsaade almak aklımıza dahi gelmez.

Bu konu konuşulmasın demem, tam tersine sonuna kadar konuşulsun. Diğer forum sayfalarında defalarca anlattık ve halen “neden” soruları geliyor ise bizim bunlara cevap vermemiz lazım. Bizler 120 yıl uyumuşuz demek ki. İçerisinde yaşadığımız toplumlar halen bilmiyor ise biz anlatamamışız ya da onlar anlamak istememiş. O halde bıkmadan anlatalım. Gerçi verilen cevaplar iyice algılanabilse sorun kalmayacak ama sağlık olsun.

Tham Figapsou.


Ademey Ahmet
17.05.2006

Sayın Ferruh ve Ilyas,

Çerkesler hakkında hiçbir şey bilmediğiniz yazılarınızı okuyan herkesin anlayabileceği kadar bariz. Lütfen bence siz önce biraz Çerkesleri araştırın, sonra bizim ne demek istediğimizi anlamaya çalışın ya da bu sitede bizim ne yaptığımızla ilgili yorumlar yapın .

Lütfen


Seras
17.05.2006

Bu konular Türkiye'de sadece kahvehane köşelerinde konuşuluyor sanıyordum, öyle değilmiş sanala da taşınmış.

Nedir yani bu tür söylemleri, bırakın bunları. Ayrımcılık falan yapan yok.

Bizler zaten çok ayrı farklı bir milletiz. Türkler içlerinde yaşayan etnik gurupları aynı kefeye koymaya devam ettikçe sorunlar çözülmeyecek. İşte sizin yaptığınız gibi hamasi nutuklar atılmaya devam edilecek, bu tür söylemlerle mutlu olmaya devam edin.

Saygılar.


Ferruh
18.05.2006

Denetim Kurulu Notu: Sayın Ferruh Bey. Yazınızın güncellenmesi uygun görülmedi.


Hajkasım Erdoğan
19.05.2006 09

Denetim Kurulu Notu: Sayın Hajkasım Erdoğan. Yazı içeriği salt kişileri hedef aldığı ve konu tamamen kişiselleştiği için yazınız uygun görülmemiştir.


Marje
28.05.2006

Ben kendimi bildim bileli Türklük Çerkeslik mevzusu sürüp gider.

İnsanların anlamakta ısrar ettikleri nedir, yola çıkış şekilleri o kadar garip ki bazen anlatmak zorunda mıyız diye de düşünmüyor değilim.

Arkadaşlar bu konu bir Türkmenlik, Çerkeslik konusudur. Yani şu benzetme umarım biz Adigeleri daha iyi anlamanızı sağlar.

Yıllar önce Türkiye'den şartlar bunu gerektirdiği için memleketini bırakıp, kalkıp Almanya'ya gidenler oldu. Orada günlük hayatın içinde olabilmek için Almanca öğrendiler. Tabi ki kendi dillerini yani Türkçe'yi de unutmadılar. Yine evliliklerini kendi içlerinden kendi memleketinden olan insanlarla yaptılar. Almanya'da Türk mahalleleri kurdular, onlar da kendi milletlerinden bir insanla karşılaşınca gözlerinin içi parladı. Bunları doğal karşılıyorum, çünkü onları anlıyorum.

Siz, ayrımcılık kavramına takılıp kalmışsınız. Evet biz genelde Türkmenlerden kız alıp, kız vermeyiz. Her gördüğümüz sarışın, yeşil gözlüye Çerkes olup olmadığını sorarız. Bu sitelerde bir araya geliriz. Bir paylaşım kendi öz değerlerini korumadır, bu kimseye zarar vermeden kimseyi rahatsız etmeden ama nedenini hiç anlayamadığım bir şekilde Çerkes olmayanların bu durumlardan bir şikayeti var.

Bir şeyi kimse unutmamalı. Bence bizim bu ülkeye gözardı edilemeyecek kadar çok yararlarımız oldu. Bırakın da kendi sitemizde kendi milletimizden olan insanlarla rahatça konuşabilelim. Bunun size bir zararı olmaz ama bize yararı çok olur. Çünkü ancak o zaman biz olabiliriz.

Konuyu benzetmeme bağlayarak bitirmek istiyorum. Sayın Ferruh  siz Almanya'ya yerleşen Türklerden olsaydınız Alman'ım mı diyecektiniz?

Saygılar.


Dali
30.05.2006

Ayrımcılıkla ilgili bende şunu söyleyeyim. Ayrımcılık insanlara bir şey kazandırmaz, aksine kaybettirir. Bende Bulgaristan göçmenlerindenim ve Çerkeslerin içinde yaşıyorum. Ayrımcılık ne kadar olmasa da var. Ancak bunlar olağan şeyler. Çünkü Çerkesler de kendi örf ve adetlerini korumak ve yaşatmak zorundalar. Başka türlü ayakta kalmaları mümkün değil, zaten yaşadığımız şu koşullarda herkes geçim derdine düşmüş, örf ve adetleri takan fazla insan kalmadı.

Bizlerde elimizden geldiği kadar kendi kimliğimizi korumak zorundayız. Bunun için Çerkeslere de fazla bir şey söylemek ayıp olur.

Saygılarımla.


A.pşaşe
31.05.2006

Maf,

Toplumun her kesimi ile uyum içersinde yaşıyoruz. Kendi içimizde kendi tarzımızda yaşamak da en doğal hakkımız. Buna söz söylemek haynape olur. :)

Saygılarımla.


Faruk Çerkes
12.07.2006

Ferruh ve İlyas beyler gibi kişilerin sanıyorum niyeti başka. Onlar galiba macera peşinde. Burada kimsenin ayırımcılık yaptığı yok. Hiç bir kimse kendini başka bir kimseden üstün tuttuğu yok.

Buraya gelip, ne güzel fikirlerinizi yazabiliyorsunuz, tartışıyorsunuz. Bundan güzel bir şey olamaz. Demokratik ortamda bunu da yanlış yönlere saptırmayınız ve burada tüm adilerin fikir ve düşüncelerine saygılı olunuz.

Burada iki satır yazı yazıp; başka maksatlar, niyetler aramayın.

Lütfen dikkatli olalım arkadaşlar. Bu gibi kişilerin amaç ve niyetleri başka.

Sizlere daha ağır bir dille ithamlarda bulunmak isterim ama lütfen böyle hatalar yapmayalım.

Teşekkür eder, herkese saygı ve selamlarımı sunarım.


A.pşaşe
12.07.2006

Maf,

Burada bu forumda böyle başlıklar çok oldu ve bu başlıklarda en güzel cevapları aldılar ama yılmadılar. :) Demek ki amaçlı olarak yazıyorlar. Bilerek isteyerek özellikle demek lazım ve hiç bakmamak lazım buraya.

Saygıyla.


Z. Yücel
12.07.2006

Çerkes'im, mutluyum.
Türkiye'de yaşıyorum, mutluyum.
Anavatanım Kafkasya'ya hasretim.


Akın Arslan
12.07.2006

Merhabalar,

Ben bu olayı bir türlü anlamıyorum. Biri çıkıyor; durduk yerde 'siz niye ayrımcılık yapıyorsunuz gardaş' tarzı şeyler yazıp kayboluyor. Gerçekten anlamıyorum. Birileri bizi sınamaya mı çalışıyor, oyun mu oynuyor?

Allah'tan, değerli katılımcılar sağduyulu davranıyor. Ayrımcılık yapıyor muşunuz, yaptırmaaam... :)

Saygılar.


Altıd
12.07.2006

Bakınız bu insanların kaygılarını anlayabiliyorum. Gerçekten ülke bütünlüğü gibi bir problemleri var. Kendilerinin değindikleri problemleri birer realite.

Ancak bizim bu tavırlarımız çok yanlış. Biz yarası olan insanlar değiliz. Biz bu topraklara ve bu bayrağa kimi Türklerden daha çok sahip çıktık. Ancak kimi oluşumlara kapılıyoruz ve bu konu başlığı altında söylemek uygun olur mu bilmiyorum, ancak kimi insanlarımız bizim bölücülükle suçlanmamıza ortam hazırlıyor. Bu bir tehlikedir. AB bir tehlikedir. Bunlar imajımız için tehlikeli oluşumlar. Birileri kendilerine gelecekte yer ayarlamakta.

İnanın milliyetçiliğimizin ve kültürümüze bağlılığımızın kurbanı olabiliriz. Bunları küçümsemeyelim. Bir anda her şey tersine dönebilir. Bir karikatür için insanlar ölmedi mi? Dünya inanın çok hızlı dönüyor ve bizim planladıklarımız tüm halkımızın ömrünü utançla tamamlamasına sebep olabilir!

Dikkate davet ediyorum...

Saygılar.


Bırine
12.07.2006

Sayın Altıd,

İnsanları bu kadar kaygılandıracak ne oldu? Hiç yoktan neden ortamı geriyorsunuz. Ekonomik kaynaklı veya diğer projelerde ne zarar göreceğinizi umuyorsunuz. Lütfen geleceğe bu kadar endişeyle bakmayınız. Dünya çok hızlı değişim içinde, neden gelişen teknolojiden yararlanmayalım?

Bugün dünyanın her yerinde yaşayan milletler, kendileri için dünyanın her yerine ulaşan yayın organları var. Bunlar ne yapıyor? Uluslararası yayın yapan kanalların kime ne zararı var, çok mu tehlikeli? Kültürümüz adına, asimilasyon adına, bir şeyler yapılıyorsa lütfen olaylara objektif bakalım. Olmadık yerde tehlike sinyalleri vererek bu topluma zarar vermeyelim, engel oluşturmayalım.

Saygılarımla.


Altıd
13.07.2006

Sayın Birine,

Fikirlerinize saygı duyuyorum ve aynısı bekliyorum sizden.

Benim ortamı germek gibi bir maksadım yok. Bunu belirtmek istedim. Elbette bir çok millet kendi yayın organlarını kullanarak teknolojiden faydalanıyorlar ancak onlar Anadolu'da ikamet eden milletler değiller. Anadolu'da kendi yayınlarını sergileyen gurupların amaçları kültürlerini yaşatmak değildir. Bunun farkındasınız eminim.

Biz Adigelerin bu guruplar içinde tertemiz ve apayrı bir yerimiz var. Ben bu imajın sarsılmasından endişeliyim. Bu konuyla ilgili sayfalar açmaya çalıştım bu forumda, ancak sanırım bundan tek kaygı duyan benim!

Biz elbette kültürümüze sahip çıkacağız. Ancak bunu yaparken dayanak noktamız Adigelik olmalı!

Bu noktada endişelerim başlıyor. Çünkü bize kültürümüzü yaşatmamız konusunda destek olanlar dünya kültürlerine savaş açmış, çıkar merkezleridir! Biz bu devlete asker veriyor, kazandırdıklarımızla övünmüyor muyuz? Kurtuluş mücadelesinden beri yaptıklarımızı sicilimizde bir onur, kimliğimizde bir artı olarak görmüyor muyuz? Eğer bu böyleyse çok dikkatli olmalı ve kimsenin oyununa alet olmamalıyız. Diğer sayfalarda da bu endişelerimi belli başlıklar altında somut olarak ve isim vererek belirttim. Umarım kaygılarımı anlarsınız.

Saygılar.


Bırine
14.07.2006

Sayın Altıd,

Ben de sizin fikirlerinize saygı gösteriyorum, bunun tersini algılamanızı istemem, niyetim de o değil.

Haklısınız bugüne kadar yaşadığımız ülkelerde olumsuz sicil almadık, ben inanıyorum ki bundan sonra da almayacağız. Ancak, böyle kendimizden korkarak yaşamanın anlamı da yok, faydası da.

Dün akşam bir düğündeydik, inanın bir daha kendimizden gurur duydum. Şehir merkezinde dışarıda gece geç vakitlere kadar düğün yapılıyor ve kimseden ses yok, hatta çevreden de ilgiyle izleniyor. Bunlar bizim için güzel şeyler, elbette kıymetini bilmek lazım.

Sayın Altıd, bu toplum bizi çok iyi tanıdı, bizlerden zarar gelmeyeceğine de bizden çok onlar inanıyor. Bizler diğer etnik kökenlerle mukayese bile kabul etmez. Onlarla aynı platformda olabiliriz ama aynı yöne bakmıyoruz, aynı yönde yol almıyoruz. Ama dilimiz için xhabzemiz için böyle kalmamalıyız, onu ileriye, gelecek nesillere taşımak için yerimiz de durmakla da olamayacak. Benim de endişem bunlar.

Sizin de bu bağlam da iyi niyetinizden hiç şüphem yok ama dilerim endişeleriniz de yanılırsınız.

Saygılar.


Altıd
14.07.2006

Sayın Birine,

Sizinle aynı fikirdeyim, umarım yanılırım ama gidişat hiç hoşuma gitmiyor. Birileri iyi niyetle kültürümüz için bir şeyler yapmaya çalışıyor ama bazı çıkar merkezleri bunu kullanıyor bence. Size tavsiyem tarih sayfasındaki ''Ne Esirdim Ne de Satıldım'' başlıklı yazıyı okumanız.

Türk milletinin idrakinden şüphem yok, ancak kimi aydınlar aleyhimizde propagandaya başladılar. Bu konuyu çok yakından takip ediyorum inanın ve bu millet çok kolay gaza gelir biliyorsunuz..

Saygılar


Özgür Yıldız
16.07.2006

Merhabalar;

Bu forum hakkında yazılan yazıları, düşüncelerinizi okuduktan sonra bir eklemede bulunma ihtiyacı duydum. Bu ülkede yaşayan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı aynı haklara sahip, aynı olanaklara sahipken eğer bu devlette sizler gibi milletlere ayrı tavır takınmak isteseydi; şu millet için farklı bir okul açalım, şu millete iş olanakları sağlayalım, şu milletin kültürünü koruyalım gibi yaklaşımlarda bulunsaydı, bu yaklaşımdan en fazla getiri sağlayan Türkler en az fayda sağlayan Türk kökenli olmayan insanlar olacaktır. Fakat bu devlet bunu yapmıyor, vatandaşlarını ayırmıyor, sadece Türklere iş vermiyor, sadece Türkleri okutmuyor, sadece Türklerin kültürünü korumaya çalışmıyor.

Kültürünüzün korunmadığından yakınacak olursanız, bu ülkede Türk kültürü dahil hiç bir kültür korunmuyor, Kültür Bakanlığı, son müze soygunları bunun en büyük kanıtıdır.

Şöyle bir cümle kurulduğu anda, "yalnız Tükler, yalnız Çerkesler, yalnız Kürtler, vs. için şunu yapmalı ya da yapmalıyız" sadece ırkçılığı ifade eder...


Marje
17.07.2006

Bu cümleleri kuran insanlar Çerkesleri hiç tanımıyor ve tanımaya da çalışmıyor. Çünkü at gözlüklerini çıkaramıyorlar. Bir türlü bizim çabamızı anlayamıyorlar.

Bize dair; yani bu siteler, şenlikler, dernekler her şey asimile olmamak, kendi kültürümüzü yaşatmak dilimizi unutmamak için. Hiç bir bölücülük amacı gütmeden, biri lütfen bana açıklasın artık hangi hareketimiz ayrımcılık ya da bölücülük içeriyor?

Ne yaptık biz bu ülke için, devletin hangi kademelerinde bulundu insanlarımız, ne çabalar harcadık? Türk kökenli insanlarla hangi savaşlarda omuz omuza bu ülkeyi savundu atalarımız? Biriniz eline bir kitap alsın bizimle ilgili ve okusun. Boş boş konuşmak herkesin kolayına gidiyor. Burada bizim sinirlerimizi germekte belli ki hoşlarına gidiyor insanların.

Ben Türk kökenli değilim, Kafkas kökenliyim. Bunu unutmamı inkar etmemi kim bekleyebilir benden? Ancak, Türkiye'yi çok seviyorum. Türkleri de seviyorum. Türkler bana Çerkes derken bu ayrımcılık olmuyor da ben onlara Türk deyince mi ayrımcılık, ırkçılık oluyor? Yapmayın Allah aşkına...


Dzibe Yahya Özen
08.08.2006

12 Ağustos 2006 tarihinden itibaren vatani görevimi yapmak amacıyla 6 ay süreyle aranızdan ayrılmak zorundayım. Burdur'dan inşallah yazılan yazıları takip etmeye çalışacağım. Tüm CircassianCanada katılımcılarına saygı ve sevgilerimi sunarım.

Hakkınızı helal edin.


Gupseuh
09.08.2006

Sevgili kardeşim,

Sana hayırlı teskereler diliyorum. Sen askerdesin diye biz artık geceleri rahat uyuyacağız. :))))

Saygılarımla.


F. E.
09.08.2006

Sayın Yahya Özen,

Eşimde orada kısa dönem askerliğini yapmıştı. Burdur güzel bir yer. Şanslısınız. Hayırlı Teskereler.


A. Esra Demiröz
09.08.2006

Hayırlı teskereler diliyor, saygılarımı sunuyorum.


Ragıp Mete
09.08.2006

Hayırlı teskereler.


Birant Safet
09.08.2006

Güle güle gidip, güle güle gelmeni diliyorum. Şimdiden hayırlı teskereler.


Semra Ademey
18.08.2006

Fesapşh,

Her zaman şansınız bol olsun. Hayırlısı ile askerden geldiğiniz günü de sevgi içinde paylaşmayı diliyorum. Hayırlı teskereler.

Tham Wigapsou.


Guğoj Sami
18.08.2006

Maf, Hayırlı teskereler dilerim.


Janset
20.09.2006

Bence Sayın Altıd'ın korktuğu şey Çerkeslik imajından öte kendi şahsi menfaatleri; yoksa burada bu kadar abartılacak bir mesele yok. Sonuç da her insan kendi örf ve adetleri gereğince yaşamak ve bunu yaşatmak ister.


Yusuf Arslan
23.09.2006

Biz Çerkesleri ayırımcılık yapmak veya buna kalkışma niyetiniz var, diye suçlamaya kalkanlar ya cahilliklerinden ya da yukarıdaki arkadaşların birinin söylediği gibi kasıtlı yapıyorlar...

Çok şükür insanlarımız aklı başında cevaplar veriyorlar, belki çileden çıkıp yorum yazanlar olsa da yayınlanmıyor sanırım.

Okul yıllarımı hatırlıyorum. Lisedeki arkadaşlar bunlar Çerkes, bunlar şöyle, böyle, dertleri başka diye niza çıkarır; ilk etapta kendileri bizi ayrı kabul ederlerdi. Çerkes olduğu için okul birincisi yapılmayan arkadaşım oldu maalesef.

Neyse bu konular sonu gelmez tartışmalar açar. Benim en can dostlarım içinde Kürt, Afşar, Türk, Rum asıllılar bile var...


Serdar Eren
23.11.2006

Bir devlet içinde farklı etnik kökenden gelen varsa ve o devlet kökeni farklı olanlara olması gereken haklarını sağlıyorsa; bu o devletin yüceliğini gösterir. Bu hakları kullananlarda o devleti daha çok severler ve kötü niyetli ya da cahilleri önce onlar engellerler. Devlet haklar konusunda cimri olursa vatandaşta vasat olur devletini sevmez. Bir arada yaşamı becermeli ve sevmeliyiz herkesle her şeye rağmen.


Frag Nicht
27.11.2006

Sayın Ferruh,

Avusturya, Almanya, İngiltere, Hollanda, Danimarka, Fransa, İsveç vatandaşı olup, 60 yıldır o ülkelerde yaşayan, o ülkelerin ekmeklerini yiyen Türkler nasıl Alman vs olmuyor, Türk kalıyorsa, Türk'üm diyorsa, işte aynen o şekilde, Türkiye'deki Çerkesler de resmiyette Türk vatandaşı oluyor ancak Çerkes kalıyor. Emin olun, yaşadıkları ülkenin kendilerine getirdiklerine çok daha fazla layık oluyorlar, hakkını veriyorlar. (Kurtuluş Savaşı'yla ilgili ayrıntıları arkadaşlarımız anlatmış zaten.)

"İsteyerek gelmedik diyorsunuz o halde neden 100 yıldır buradasınız" şeklindeki cümleniz ise bugüne kadar okuduğum en ilginç yorumlardan biri. İstemeyerek gelen, ülkesinden sürülmüş,ve başka bir ülkede düzenini kurmak zorunda kalmış insanların neden o ülkede yaşadığını sormuşsunuz, farkında mısınız? Şaka gibi bir şey.

İlla da bu cümlenin cevabını başkasından duymak isterseniz, ülkesinde SÜRGÜN olmadığı halde halde Avrupa'yı, Amerika'yı, Avustralya'yı kaplamış olan Türk kardeşlerimize bakınız belki anlarsınız derim. Bizimkisi de Çerkes versiyonu bir nevi ama çok daha vahim koşullar söz konusuymuş, farkımız bu.


Civan Göksel
28.11.2006

Şimdi bir yurttaş olarak Kafkas kökenli yurttaşlarımız genel itibariyle ülkemizin en sevilen kesimlerinden. Bana Türk milliyetçiliğini aşılayan da bir Adige olan Ziver öğretmen. Aman bu tür tartışmalarla bu duruma zarar vermeyelim. Benim anavatanım da Ortaasya ama oraya koysalar 15 gün sonra Kayseri Kayseri diye ağlarım. Memlekette kalıtım çok değildir çünkü. İnsan gördüğünü bildiğini arar. Hangi Adige'yi de koysanız Kuzey Kafkasya'ya; ya marş diyecek 15 gün sonra, ya Emirdağ, ya Uzunyayla.


Babug Güven
28.11.2006

Sayın İlyas,

Öncelikle PKK benzetmenizden dolayı sizi kınıyorum!

Bizler sürgün bir halkın çocuklarıyız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız ve bu vatan için sizler gibi lafla değil, canla başla çalışıp, çabalarız ama bu bizim etnik gerçeklerimizi değiştirmez sanırım ne dersiniz?

Size tavsiyem; birileri hakkında konuşmadan önce onları tanıma ve anlama zahmetine katlanın. Bizlerin neler yazdığı değil ama sanırım siz ve sizin gibilerin ne anladığınızı sorgulamak gerekiyor.

Kendimizi ifade edemiyoruz ya da sizlerin anlama yetinizde bir sorun var.

Saygılarımla.


Hajkasım Erdoğan
02.12.2006

Sayın İlyas,

Bu memlekette, yüzlerce Çerkes köyü var. Çok şükür hiçbir köyün mezarlığında, vatan haini ve PKK'lı hain mezarı yoktur. Tam tersine vatanı ve bayrağı için şehit olan yiğitlerin mezarı bolca göze çarpar.

Herkes kendi kapısının önünü süpürsün.


Fuat Aydemir
02.12.2006

Merhaba,

Sayın İlyas, sen hiç "İstanbul'a sürülen, İzmir'e sürülen, Bursa'ya sürülen" devlet memuru gördün mü?

Türkiye'yi öncelikle Osmanlı-aşırı milliyetçi zihniyet bölmektedir. PKK'yı yaratan, gelişmesine neden olan bu zihniyetin politikalarıdır. Çerkeslere gelince; hiç derdin olmasın.

Biz, birbirimizi yemekten zaten kafamızı kaldırıp ne olup bittiğine bile bakamıyoruz etrafımızda. İçin rahat olsun.

Saygı ve sevgiler.


Mustafa Kaplan
06.12.2006

Vatanın bütünlüğünü bozacak herkes benim düşmanımdır. Etnik köken fark etmez, bu kişi Türk olsa bile...


K. Dokuz
08.12.2006

Sayın Kaplan,

Bu vatanı bölmeye kalkışanların içinde, etnik kökenli vatandaşlarımızı ve değişik kültürlere ait toplumlardan insanları arama. Sana sadece bu ülkede değil, dünyanın tüm bölgelerinde bu işi becerebilecek tek bir devlet var. Onlarda ara. Diğer tüm unsurlar ise birer oyuncak ve bak bizi ne kadar devletini seven bir insan yapıyor bir çırpıda bu devlet.

Saygılar, sevgiler.


Mahmut Bağ
24.12.2006

Selamlar!

Burada kendi benliğini korumak isteyen biz Çerkeslere yöneltilen ayrımcılık suçlamasının haklı olmadığı bir çok örneklerle gösterildi. Bazı katılımcılarda bu vatana sadakatlerini birilerine ispatlama çabalarına bile girdiler.

TC'de ayırımcılığın olduğu bir gerçektir. Bir tarafta kendi anadilini her şekilde kullanabilen, kimliğiyle övünebilen, her türlü hakki bulunan ayrıcalıklı Türkler ve diğer tarafta benliğini ifade etmesi bile yasaklanan diğer halklar. Eleştirilmesi, düzeltilmesi gereken bu durumdur. Böyle bir sisteme kendini feda etmeye hazır, benliğini kaybetmiş unsurlar Çerkesler için asla örnek teşkil edemezler.

Başkalarına kendilerinin sahip olduğu hakları çok görenler böyle bir fedakarlığı ve sadakati asla hak etmemektedirler. Biz Çerkeslerin, aleyhimize yapılan bir ayırımcılığın mevcut olduğu bir sisteme kendimizi feda etme ya da birilerine sadakatimizi ispatlama gibi bir kaygımız asla olamaz. Birilerinden yiyeceğimiz damgalara hiç aldırmadan haklarımıza ve benliğimize her koşulda sahip çıkacağız.

Sevgi ve saygılarımla.


Kafkaskartalı
25.12.2006

Sayın Bağ,

Aynen katılıyorum. Çok güzel bir yazı yazmışınız. Fakat benim anlamadığım; zaman zaman aramızdan bazi Çerkeslerinde Çerkesler açısından olumlu düşüncelerde içeriksiz kelimelerle muhalefet etmeye, köstek olmaya çalışması. Herhalde aşırı derece asimile olmuş olmak veya devlet tarafından takibe uğramak korkusu bir neden olabilir.


K. Dokuz
25.12.2006

Sayın Civan, sordunuz da söylüyorum; sen şöyle bir aşağılara Güney'e bir inde gör bakalım Çerkes ve Arap düğünleri nasıl basılıp, dağıtıldığını. Şu günlerde olmuyor. Allah'tan olsa gerek.

Sevgi ve saygıyla kalın.


Zeynep Emine Yılmaz
25.12.2006

Çok yanlış bir tutum içindesiniz. Ayrımcılık konusunu tartışabilmek için doğru yerdesiniz. Çerkesler, Abazalar yani Kafkasya'dan göç eden bir milletiz. Fakat Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşıyoruz.

Bizim amacımız Kafkasya'dan göç eden atalarımızın yaşadıkları kültürü devam ettirmek ve bu yolda tüm Çerkes, Abaza ve Kafkasya'dan göç eden insanlarla bu sitelerde bir araya gelebilmek. Bu ayrımcılık değil; adet, gelenek, göreneklerimizin devamlılığını sağlamaktır. Özür dileyerek sizi bu tutumunuzdan ötürü ayıpladım. Çerkes, Abaza olan her bireyin Türk, Laz, Arnavut vs milletlere mensup kişilerle diyalogu vardır.

Rica ediyorum bazı ibareleri kullanırken dikkatli olun.


Civan
25.12.2006

Sayın K.Dokuz,

Faşizmin ne olduğunu gör ve insanların ayrışmasının ne denli tehlikeli olduğu dersini çıkar o düğün basmalardan. Ancak, benim sorularımın yanıtı bu değil. Onlar da gaza gelenin önde gideni demek ki, düğün basıyorlar. Onların geçerli sebepleri sana nasıl görünüyorsa, sorumun cevabına muhatap düşüncenin geçerli cevabı da bana öyle görünüyor.

Bizi bize bırakın lafını her grup söylüyor ve bu laflar, bazılarının, hem de 15-16 yaşlarındaki çocukların kin ve nefretle büyümelerine, ülkelerine katkı yapmaz ya da yapsa da içi atmayarak yapar haline getirilmelerine yol açıyor.

Ben diyorum ki, bu taze beyinleri idealler göstererek sömürenlerin karşısında her yurttaş gereken mücadeleyi vermelidir. Kimseyi bu beyin avcılarının eline bırakmamalıdır. Aksi takdir de kimi düğün basar, kimi Allahu Ekber der boğaz keser, kimi de ülkesinin kaderinden elini eteğini çeker.

Biz nasıl Ortaasya'ya gitmeyeceksek, sizde Kafkasya'ya gitmeyeceksiniz. Belki ilkel vasıtalarla geldi, belki yalınayak atalarınız. Ama şimdi 3-5 saatlik yol orası ve giden hani? Bilet mi alamıyor gitmek isteyen?

Gitmeyecek büyük çoğunluk belli. O zaman bunu bahane edip, yurttaşlıktan kaytarırsanız, gerçek azınlık olursunuz ve bazı topluluklar gibi sevilmez konuma geçersiniz. Bu kaçınılmaz.

Lütfen sizi organize edenleri mantık çerçevesinde sorgulayın. Tesadüf müdürler, duygusal mıdırlar? İçten görüşlerimin samimiyetine inanın.

Saygılarımla.


Kafkaskartalı
26.12.2006

Sayın Civan,

Çerkesleri kim organize ediyormuş? Gerçekten merak ettim. Ayrıca; sizce, biz Çerkesler nasıl olmalıyız?


Civan
26.12.2006

Sayın Kafkaskartalı,

Öncelikle fikirlerimi beğenmediğiniz halde (ya da bana öyle geldi), fikirlerimi açmamı nezaket sınırları içerisinde istediğiniz için memnuniyetimi bildirmek isterim.

İkinci sorunuzun cevabı, aslında soruyu sorarken başlamış durumda. Çerkesler nasıl olmalı sorusunu, sizin sorunuzun akışında cevaplarsam, kendimle çelişirim, ayrımı kabul etmiş olur. Zaten iddiam olan da bu değil mi? İddia ettiğim ve ikna edemeyeceğimi de tahmin ettiğim organizatör güçler de herkese bir rol, misyon vermiyor mu? Şimdi ben de Çerkesler şu şekilde davranmalı desem, aynı çanağa çalışmaya devam etmiş olmaz mıyım?

Benim düşünceme göre bu coğrafya, bu kadar farklı misyonu ya da ayrımcı iş bölümlerini kaldırmaz. Bizi Irak'tan, Kafkasya'dan, Yugoslavya'dan şanslı kılan da bu değil midir? Ben size, ülkenin sahipliğindeki payınızı başkalarına bırakmamanızı öneririm. Ben nasıl, dindarlığı cemaatçilere bırakmıyorsam, onları kendimden daha Müslüman görmüyorsam, aynı mekanizmayla. Belki de ya da büyük olasılıkla öleceğiniz yer burası.

Bir kişinin gelip de size kendince ev sahibi triplerinde hoşgörüyle yaklaşmasını, küstahlık olarak kabul etmen bana normal gelir ama tatilin son günü gibi... Kabul edeceğinize, tatilin son günü de tatil köyünden ayrılacak havasında, ne hakkınız varsa bırakıyorsunuz. Bu haklar bir gün elden gidince, o zaman görün sıkıntıyı. Anlatabiliyor muyum bilmiyorum ya da bana niye dert oluyor diyorsunuzdur ama bana gerçekten dert oluyor.

Kim bu organizatörler? İnanın bilmiyorum. Bilen de çok yaşamıyor zaten. Ancak varlıkları kesin, organizasyonlar ortada. Bugün Türkiye'ye Sevr'i hoş gösteren, Kıbrıs'ın gitmesini olağanlaştıran, Amerika'nın BOP'unu halka enjekte eden, teröristleri besleyip yetiştiren, din organizasyonlarıyla ipleri elinde tutan, Türk büyüklerini gerici ve dogma gösteren organizasyonlar var. Ama var. Amaç aynı. Türkiye bize kalmayacak kadar güzel diyor bu adamlar.

Tek şansımızı çoktan kaybettik gibi düşünüyorum. Yani amaç ve duygu birlikteliğimizi. Bir örnek vereyim; sizce Karadeniz'deki misyonerlerin derdi nedir? Tüm Hıristiyan alemi kurtuldu da, bizim Rizelilere, Trabzonlulara mı geldi sıra? ''Siz Rumsunuz, asimile oldunuz'' diye niye geziyorlar? Sizce Ermeniler niye uğraşıyorlar? Bence atalarının kanını toprağa çevirmeye çalışıyorlar. Sizce bu Türkiye'den gelen kaçak mallarla yaşayabilen ülke bunu tek başına mı başarma derdinde. Ekumenlik, PKK ve hatta Yezidilere kadar karşımıza dikiyorlar. Derdim bu. Yoksa giden gitsin, gelen gelsin. Kültürünüzü yaşatmanız harika bir şey. Çünkü o artık hepimizin ortak değeri ve saf olarak, katışıksız yaşatılmalı. Benim kendi kültürüm de güzel. Ama benim icat etmediğim o kadar zenginliğim var ki. Sizde bunun tadına varın.

Saygılarımla.

Not: Lütfen, "Hakarete Göz mü Yumacağız?" konulu foruma girip, NEG'UÇ imzalı yazıları okuyun. Benim mantık zorlayarak yazmaya çalıştıklarımı, o yaşayarak yazmış


Mahmut Bağ
27.12.2006

Sayın Civan gibi bir takım katılımcıların söz kalabalıklarıyla konuyu başka noktalara çekmeye çalışarak Türk olmayan insanlara yapılan haksızlıkları örtbas etmeye çalışmaları, bu haksızlıkları haklı gösterme çabaları, asla zihinlerimizi bulandırmamalı. Biz kendi benliğimizi her koşulda korumaya çalışacağız ve bunu yaparken de haklarımızın Türklerden daha az olmasını hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz.

Bugüne kadar yapılan haksızlıklar sonucu uğradığımız asimilasyonun maddi ve manevi telafisini de talep etme hakkımızda insanlığın bir gereğidir.

Sevgi ve saygılarımla.


Kafkaskartalı
28.12.2006

Sayın Civan,

Öncellikle sorumu cevaplandırdığınız için bende size teşekkür ederim.

Sorumun amacı; ''acaba biz Çerkesler yanlış bir şeyler mi yapıyoruz veya yaptıkta sizin hakkımızda endişelere kapılmanıza sebebiyet veriyoruz'' sorularının yanıtlarını öğrenmekti.

Yazınızda çok geniş konulara girmişiniz. Fakat açıklamalarınızla Çerkesler için en büyük hedef olabilecek kültür koruma faaliyetleri arasında bir bağlantı kuramadım. Organizatörlerden vs, bahsettiniz, çok şaşırdım. Elbette dünyada bir sürü çıkar oluşumları var ama Çerkeslere böyle oluşumlar tarafından bir rol verildiği düşüncesi gerçeklerle kesinlikle bağdaşmıyor. Zaten o organizatörlerin böyle bir niyeti olsa bile sadık Çerkes milleti Türkiye aleyhtarı bir oluşumda kimsenin oyununa gelmez.

Dolayısıyla bu konu doğrultusunda kimse içinde gereksiz kuruntuların oluşmasına izin vermemeli.

Çerkeslerin haklarını kaybedebileceğine dair bir açıklamada bulundunuz. Hangi halklardan bahsettiğinizi tam olarak çözemedim. Olmayan azınlık haklarından mı bahsettiniz, yoksa vatandaşlık haklarını mı kastettiniz? Sanırım vatandaşlık haklarından bahsettiniz, sizce yapmak istediğimiz tek faaliyet olan kültür, dil koruma çalışmalarını tatbik edersek mi kaybederiz o hakları?

Saygılarımla.


Göktürk
30.12.2006

Sayın Mahmut Bağ,

Yazılarınızı okudum. Eğer ki, bazı gerçekleri bilmiyor olsaydım sanki Türkiye'de Çerkeslere zulüm var, haksızlık var zannederdim. Hak talep etmişiniz. Neyin hakkını istiyorsunuz, ne istiyorsunuz anlayamadım. Türkiye Cumhuriyeti; laik, demokratik bir hukuk devletidir. Kanunlar önünde; ırk, mezhep, renk, dil, din ayırt etmeksizin tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları eşittir. Türkler ve devleti hakkındaki yorumlarınıza dikkat ediniz lütfen...


Civan
30.12.2006

Sayın Kafkaskartalı,

Size hitaben yazdığım yazı sitede yer almadı.

Saygılarımla


Neg'uç
30.12.2006

Sayın Mahmut Bağ!

Türk ve Türkiye düşmanlığı yapan sözlerinize dikkat ediniz lütfen! Burası bölücü örgüt sitesi DEĞİL! Rusya iki milyon Çerkes'i sürgün ederken, kendisi de aç olan Türk milleti bizlere kapısını açtı, sofraya bir kaşık da bizim için koydu, toprağının bir kısmını bize de verdi, her şeyini paylaştı.

Bugün Türkiye'deki Çerkeslerin sahip olduğu mal varlığı, Kuzey Kafkasya'da ki hemşehrilerinden kat be kat fazladır. Talep ettiğin maddi ve manevi asimilasyon tazminatını tek suçlu Rusya'dan iste. Çerkes soykırımı yapanda Rusya'dır, bizi sürgüne gönderende Rusya'dır. Son 450 yıldır Çerkes soykırımı yapan Rusya'dır. 1864, 1865, 1905, 1936, 1937, 1943, 1944 Kuzey Kafkasyalı soykırımlarının tamamının sahibi Rusya'dır. Maddi ve manevi tazminat isteyeceksen, hakkını arayacaksan Rusya'da ara! Ata topraklarını Rusya'dan geri iste.

Son bir söz: Türkiye'yi beğenmiyorsan, sevmiyorsan, Abhazya, Adigey ve Kabardey-Balkar'da geri dönüş yasası mevcut. Geri dönenlere arazide veriyorlar. Buyur dön. İnan ki, önüne kimse durmayacak.


Vedat Merzey
30.12.2006

Sayın
Civan,

Kişilere yönelik olan direk cevaplarınız dahi olsa konu başlığı kişiler olamaz. Bu şekilde gelen yazılar yayınlanmayacaktır .

Bilginize

Vedat Merzey
Denetim Kurulu Üyesi


Mahmut Bağ
30.12.2006

Bazı katılımcıların tarih bilgisinden yoksunluklarının kendi benliklerini kaybetmelerine, her şeye Türkleşmiş olarak bakmalarına sebep olmaktadır. İlkel duyguları tatmin etmenin ötesine geçip, gerçekle yüzleşmeye cesareti varsa, tarih sayfalarını çıplak gözle okunması halinde, başımıza gelenlerden kimlerin ne kadar sorumlu olduklarını, haklarımızın nerelerde nasıl çiğnendiğini gayet iyi görülebilir.

Bu kişilerin yazılarına baktığımızda, herhangi bir sorunumuza çözüm üretemeyecekleri Rus düşmanlığı yapmaktan başka bir becerilerinin olmadığı anlaşılmaktadır. Kendi benliğini yitirmiş kişilerin böyle istedikleri için değil, kendim istediğim için uzun süredir yaşadığım, vatandaşı olduğum Almanya'dan vatanıma döndüm ve burada yaşıyorum.

Bu kişiler boşuna heveslenmesinler, zihinlerimizi asla bulandırmayacaklar.


Kafkaskartalı
30.12.2006

Sayın Göktürk,

Mahmut beye hitaben ''Türkler ve devleti hakkındaki yorumlara dikkat ediniz'' dediniz. Sizce Türkiye sadece Türklerin devleti mi? Türkiye'de yaşayan ve uğruna şehit olan milyonlarca Çerkes, Kürt, Laz ve diğer milletler Türkiye'nin sahipleri değiller mi?

Saygılarımla.


Serdar Eren
30.12.2006

Sayın Civan ve benzer düşüncede olanlara seslenmek istiyorum: Birçok Avrupa ülkesinde İsrail'de hatta Ürdün'de (krallık) farklı milliyetlere öğrenim imkanı veriyor. Hem de parasız vatandaşı oldukları için. Şaşırdıysanız o ülkeleri uyarın bölünürler maazallah.

Şahsen benim böyle bir talebim yok ama insani bir hak değil mi (örneğin Cemevi istiyorlar). Bu insanlar vergilerini de ödüyorlar. Çerkesler bölücü olmaz korkma. Arkadaşlar bu yola baş koymuş, bir yerlere de taş koymuş, üzülme senin arabana taş koymaz onlar yazdıklarından çıkardığım iyi insanlar.


Civan
30.12.2006

Sayın Serdar Eren,

Benim Çerkeslerin bir gün, bir aşamaya gelip de bölücü olabileceğini hiç düşünmedim. Herhalde birçok fikrimi aynı anda söylediğimden, örneklerim ve fikirlerim iç içe geçen manaları doğurmuş. Sizin yazınızdan sonra kendi yazılarımı tekrar okudum. Ayrıca anadilde eğitim meselesinden söz ediyorsunuz.

1) Bugün Türkiye'de kaç anadil olduğunu bir düşünün. Türkiye'nin bırakın kırsalını, büyük şehirlerin hemen dibindeki yerleşim yerlerinde, Türkçe dahil herhangi bir dilde eğitim kurumu bulamıyorsunuz ya da gerekli personel olmadığından birleştirilmiş sınıflarda eğitim veriyorsunuz.

2) Temel eğitimi kastediyorsunuz sanırım. Yoksa her dilde ayrı diş hekimliği, hukuk vb. fakültelerinin imkansızlığı ve anlamsızlığını hesap etmişsinizdir.

3) Kimin anadili? Kabardeylerin mi, Wubıhların mı, Çeçenlerin mi, Osetlerin mi ya da her birine ayrı eğitim mi?

4) Daha sonra bu soyların yarışmalarını, çekişmelerini nasıl önleyeceksiniz? ''Kabardeyler hakim okulda, yok bizim oğlan anlamıyormuş anlatılanı, hem niye anlasın ki, Kabardey gibi konuşmak zorunda mı, benim oğlum anlı şanlı bir Asetin vs.''demezler mi? (Hayal ürünü ama benzer hesaplara girdiniz mi hiç? Ben girdim.)

5) Ya Lazlar, Gürcüler, Zazalar, Kürtler, Araplar, Süryaniler, Boşnaklar, Ermeniler, Rumlar ve diğerleri. Hangisine yardım etmezse eksikyapmamış olur bu devlet? Kurs açıp, dernek kurup, gönüllü organizasyonlar yapmak daha mı zor? Yoksa rağbet yok, zorunlu olursa belki daha iyi olur diye mi düşünüyorsunuz? s

Son olarak: Taş koymalar vb. bunları yazmak zor değil. Kırmayı çocukta yapar ama yapmak ustanın işidir.

Saygılarımla.


Serdar Eren
30.12.2006 s

Sayın Civan,

Kendinizi Türkiye Cumhuriyeti'nin yerine koymanız belki psikolojik olarak size iyi geliyor ama bırakın sizin o düşündüklerinizi devlet düşünsün. Yeterince polisi askeri hapishanesi var. Ama biz aklı da olmasını bekliyoruz. Mali ve teknik imkansızlıkları bende görüyorum. Mesele insan hesabına alınmak. Hakkın kullanılması teferruat. Saygısızlık niyetim yoktur.


Civan
30.12.2006

Sizin ne demek istediğinizi az çok anladım sayın Eren. Keşke bu duyguya (hesaba alınmamak) ne koşullarda sahip olduğunuzu da anlayabilsem. Belki de benim dışarıdan göremediklerimi görüyorsunuz ama anlamaya çalışan ben bile göremiyorum ki, siz anlamak istemeyenle uğraşıyorsunuz.

Soru şu: Ya ortada anlaşılması gereken bir şey yok ya da anlaşılması zor bir şey var. Ortada bir hesaba alınmama var ama bu sorun hepimiz için ortak. Bizler bir gün herkesi hesaba alan bir ülke için mücadele verelim derim. Bayramınızı ve yeni yılınızı kutlarım.


Özlem Alagöz
14.01.2007

Ben Çerkes'im. Bunu değiştiremezsiniz.

Yorumunuza kesinlikle katılmıyorum. Bizler asla ayrımcı ve bağnaz insanlar değiliz. Farklı oluşumuz aşikar. Tıpkı sizinde farklı bir etnik gruba ait olduğunuz gibi. Bizler yalnızca ırklarına, örf adetlerine vatanlarına ve birbirlerine sonsuz ve kayıtsız şartsız bağlanmış değerlerine sahip çıkan insanlarız.

Amacımız ayrımcılık yapmak olsaydı; Türkiye'yi de tıpkı kendi vatanımız gibi savunmazdık. Hatırlatırım ki, kurtuluş Savaşı'nda bu vatanı tıpkı kendi vatanımız gibi savunmak için en çok kaybı yine diğer etnik gruplara oranla biz verdik.

Böyle bir yargıya varmadan önce bizim tarihimizi araştırmanızı beklerdim. Çünkü böyle bir araştırmayı yapmış olsaydınız bu kanıya varamazdınız. Şunu bilmelisiniz ki, PKK yalnızca Türk vatandaşlarına ait bir sorun değildir. PKK'yı yok etmek için savaşan bu uğurda canlarını bile hiç çekinmeden ortaya koyan kahraman Mehmetçiklerin arasında da Çerkesler var.

Size bir olay anlatmak istiyorum, kararı siz verin. Bu benim bizzat yaşamış olduğum bir olaydır. Biz Çerkesler farklı bir yüz ve kemik yapısına sahip insanlarız. Bu çok net anlaşılır. 2 yıl önce ulu önder Atatürk’ümüzün ölüm yıldönümünde bende her Türk vatandaşı gibi saat 09:05'te yolda saygı duruşunda bulundum. Ama ırkçı olduğuna kati suretle inandığım bir Türk vatandaşı telaffuz etmeye bile utandığı hakaretler sarf ederek bizim Türk olmadığımızı bu saygı duruşuna hakkımız olmadığını bu ülkede bulunduğumuz için ülkenin gidişatında düzensizlikler olduğunu, bu ülkeyi tıpkı bizim gibi etnik kökeni farklı insanların mahvettiğini söyledi. Halbuki her ikimize de sormuş olsalardı hanginiz Ata'yı daha iyi tanıyor ve bu ülkeye kattığı değerlere saygı gösteriyorsunuz diye, büyük bir gurur içinde onun ben olduğumu söylerdim. Çünkü ben ulu önder Atatürk’ten ırkçılık yapmamayı ve bu ülkeyi kendi vatanımmış gibi kayıtsız şartsız korumayı öğrendim bir Çerkes olarak doğmuş ve tüm varlığımla kültürümü korumaya çalışıyor olsam da.

Şimdi birileri bana söylesin; bizim ırkçı ve ayrımcı olduğumuza halen inanmakta mısınız? Sizi bir kez daha bizleri yargılamadan önce düşünmeye ve anlamaya davet ediyorum. Çerkes'im ve bununla sonsuz derecede gurur duyuyorum ve bu hep böyle kalacak sonsuza dek. Türk vatandaşıyım bunu da kimse değiştiremez. Bu ülkede doğdum ve bu ülke benim ikinci vatanım oldu tıpkı asıl vatanım Abhazya gibi ikinci vatanım olan Türkiye'yi de gerekirse kanımın son damlasına dek savunacağım. Buna ise kimsenin itiraza hakkı olamaz.

Çerkes olan olmayan herkese sonsuz saygılarımla.


Civan
14.01.2007

Yazılanlardan ortak fikirler çıkıyor. Aslında çoğunlukla ayrımcılığa karşı olanlar var sayfada. Yine de gündemi ayrımcılarla ilgili mevzular belirliyor.

Atatürk, kimine göre Avrupa devletlerinin istikrarlı yapılarından (öz. Fransa) etkilenerek oluşturduğu ulus devletini yaşatmak için eğitimin önemini çok iyi biliyordu. Çünkü o cumhuriyeti kurduğunda buna inanan tek kişi yine kendisiydi. Yanındaki en bilinçli kişi bile onu desteklerken ne demek istediğini tam manasıyla kavramış değildi. Kısacası bu halka "halk idaresini" zorla verdi. Ama kendi siyasi ömrüyle sınırlı bir girişimdi bu. Topal Osman onu öldürebilseydi mesela, ne cumhuriyet olacaktı, ne şapka inkılabı, ne de Latin alfabesi. ''On yılda 15 milyon genç'' dendiği gibi bir zaman sonra cumhuriyete kendisi gibi inanan bir eğitim kadrosu yetiştirildi.

Yaşı 30'un üzerinde olanlarımız genel itibariyle bu politikanın yetiştirdiği öğretmenlerce eğitildik. Ama Demokrat Parti'nin yaptığı karşı devrim sonuçlarını verdi. Onlara göre bu kurumlar komünist yuvasıydı. Kapattılar.

Yeni nesil; okumayan, kulluk vasıfları önde, öğrencilerini sınıflayan, derinliksiz öğretmenler yetişti. Ama eski kuşağın devamı da yok değildi. Atatürk'ü anlamaktan yoksun, üstelik savunur görünen. Ulus devleti, laikliği özümsememiş öğretmenler. Ulus devleti savunmak, korumak bir grup insanın omzuna bırakıldı. Resmi ideoloji vs denerek küçümsendi yaptıkları.

Bakın Antalya'da Atatürk'ün en temel ilkesini nasıl da çiğniyor adam, Özlem hanımın örneğinde. Atatürk orada olsa ne derdi ona kim bilir? Türkiye 30'lu ve 40'lı yıllarda bu ırkçılarla çok mücadele etti. Gerek Atatürk, bilhassa İnönü... Ama maalesef varlar ve olacaklar. Milliyetçiliğin içinde küçük lekeler olarak hep göze çarpacaklar. Bizlerin ülke sevgisini hep gölgeleyecekler. Atatürk'ün kemiklerini hep sızlatacaklar.

Bu bağlamda büyük sorundurlar, ancak genele bakarsa, sorunlarımızın içinde vızıltı bile sayılmazlar. Hiç değil cumhuriyete karşı değiller, bölücülük karşıtılar. İstemeden ve bilmeden bölücülerden daha bölücü durumdadırlar, o ayrı mesele. Ülke silahla vs. bölünmez. Oluşturulan nefretle bölünür. Esas olan ucube fikirlerin yayılmasına mani olmaktır.

70'li yıllarda alay konusu olan bazı akımlar (dini istismar) ırk ayırmadan hepimizi sarmış durumdadır mesela. Üstelik temel değerlerimize rakip düşüncelerle... Bugün Türkiye'nin esas sorunu, aklıselimin sesinin az duyulmasıdır. Ülkemizin erksin gayretine ihtiyacı varken, Bizanslılar gibi meleklerin cinsiyetini tartışıyoruz.

1) Ermeni diasporasının dünyada bizi düşürdüğü durum,

2) Kürt ırkçıların, büyük devletlerin rüzgarıyla kendi vatanına saldırmaları,

3) Komşularımızın en büyük şehirlerimizi bile kendilerinin sayması,

3) Cumhuriyet kadrolarının ve halkın Amerikan tarzı İslamiyet'e giderek teslim edilmesi,

4) Türk halkının ayrımlarının ön plana çıkarılıp sorunlara dirençli karşılıklar veremez hale getirilmesi,

5) Zenginin horozunun bile yumurtlar durumda olması,

6) Ülkesini savunanların, halkını savunanların bizzat halk tarafından kötü görülmesi, dışlanması,

7) İmajımızı tüm dünyada bozan etkenlerle mücadelede zayıf kalmamız.

8,9,10,11...) Biz hep beraber, her türlü ayrımcılığı (ayrımcılığa maruz kalsak bile) tüketmek için çabalamalıyız.

Saygılarımla.


Kara Emilyano
15.01.2007

Ulus devlet insanlık tarihinin belli bir aşamasında ortaya çıkmıştır. Yine belli bir aşamada ortaya çıkan krallıklar imparatorluklar nasıl ortadan kalktıysa, ulus devletler de ortadan kalkacaktır. Bazıları için zaten yoktur.

Dünya da eskiden uluslararası idi simdi uluslarüstü oldular. Şirket sayısı hayli arttı. Şirket evliliklerini duyuyorsunuz herhalde.

Bizim gibi -mazur görün- alttakiler içinde milliyetçilik ve mezhepçilik savunusu ya da eleştirisi mi kalmış? Ulus devlet sonrası ne olacak ona bakalım. Sermaye zaten serbest insani değerler nereye kadar serbest olacak genişletelim. Asıl ayrımcılık orada olacak. Son bir Kızılderili ata sözü: "Toprak bizim değil, biz toprağınız."

Saygılar, sevgiler.


Civan
15.01.2007

Haklısınız, bir gün şartlar çok değişecek. Belki polis, asker, sınır ve sahipsiz çocuklar kalmayacak. Kim bilir belki terörist olmayacak, belki kapılara kilit gerekmeyecek ya da sizin dediğiniz gibi (ya da benim çıkardığım sonuç) kapitalizmin vahşi yüzü bizi savuracak, öyle savuracak ki ne ulus devlet, ne xhabze, ne ideoloji tutunabilecek. Ama biz bugündeyiz ve sınırlar hala var. Sınırları bizim düşündüğümüzün ötesinde silahsız aşan sermaye de var. Bu sermaye çok aç ve eti, deriyi, kemiği, her şeyi yiyor. Kim bu istilaya direnemezse sömürüp atıyor orayı.

Küreselleşme deniyor ama içinde kardeşlik yok. Herkes evinin kapısını açıyor ama misafir odasına değil, kilere giriyor gelenler. Eğer doğru anladıysam, esas mücadele buna karşı olmalıdır. Ulus devlet, bir ihtiyaçtır.
Avrupa bundan vazgeçmemiştir. Amerika uluslaşabilmek için iç savaşı da içeren mücadeleler vermiştir. Çağımızın iştahlı sömürücülerine direnmenin en güzel yoludur. Sömürmenin en güzel yolu da bunu sarsmaktır. Bu ise ortak değerlerin yerine popüler, yararsız, ama albenili değerler koymakla mümkündür.

Bir gün sınırlar olmayacak ve insanlar kardeşliğe sevgiye yönelecekse, ilk bizim sınırlarımız kalksın razıyım ama dünya bu aşamada değil. Hala Hıristiyanlığı üstün kılma, hala petrol için ülkelere saldırma, hala stratejiler için ülkeleri parçalama...

Ayrıca güzel Türk deyişleri de var: Mal da yalan, mülk de yalan, var birazda sen oyalan.

Saygılarımla.


Tremko
17.01.2007

Yukarıda "ulus devlet emperyalizme karşı ihtiyaç olarak görülmüş", "ya da kapitalizmin vahşi yüzü savuracak, ulus-devlet falan kalmayacak" tarzında görüş var.

Ben mi yanlış biliyorum acaba?

Ulus devlet olgusu kapitalist sürecin bir ürünüdür. Halen de bu sistemin ideologları tarafından desteklenir. 21. yy'da ulus-devletlere yeni şekiller vermek adına dünya bankası ve pek çok emperyalist kuruluş çalışmalar yürütmekte. Stratejik önemi olan bölgelerde yeni ulus devletler inşa edilmekte yada eskileri tadilatta. Buraların önde geleni, burnumuzun dibi Ortadoğu ve Kafkasya. Kuzey Irak'ta adım adım kurulan Kürt devleti ya da Kafkasya'da Gürcistan'a verilen destekler, askeri yardımlar ve bunların Türkiye eliyle yürütülmesi vs. bu tezleri doğruluyor gibi.

Bu pencereden bakınca kime düşman kime dost olacağınızı da şaşırıyorsunuz. Gürcüler sitelerinde kendi pencerelerinden bakarak Abhazya'yı kendi toprakları ilan etmiş, Rusya elini çeksin oradan diyor. Bunu derken de büyük emperyal gücün ne şekilde arkalarında olduğunun izahını yapmıyor.

Öbür tarafta tarihi düşman Rusya ile yakın duran Abhazlar-Adigeler. Abhaz-Gürcü savaşında Abhazlar yanında savaşan Çeçenler de Rusya'yla kanlı bıçaklı ve muhtemelen şimdi de Gürcülerin safında. Türkiye'de yaşayan Çerkesler de tam bir bölünmüşlük. Kavram ve olaylar iç içe geçmiş durumda ve bunların ayırtına varmak için epey kafa patlatmak lazım. Çözüm için adım atılamıyorsa belki de bu bölünmüş ve kararsız kafa yapıları nedeni.

Türkiye'ye gelince, bölünme sendromuyla yaşayıp giden bir ulus devletin verebilecekleri bellidir. AB süreci ve demokratik adımlar, bölücülüğe giden yolun basamakları gibi görülüyor. Mevcut emperyal politikalar göz önüne alınırsa haksız sayılmayacak görüşler bunlar. Bu anlamda insanların hassasiyetini de anlamak lazım. Tabi bazılarının da korku ile yaşayıp gidilmeyeceğini, sorunları dış dayatmalarla değil samimiyetle, saygıyla, farklılıkları yaşatarak destekleyerek ve en önemlisi insanına güvenerek çözmeyi anlaması gerek herhalde.


Kara Emilyano
17.01.2007

Ayrımcılık nerede önlenir?

Vatan Arapça olduğundan yerine konan yurtta çadır anlamına geldiğinden hepimizi bir çadıra sokmak için aralarında yarışırken yurtçuklar! Bilmeliyiz ki, hangi milli aidiyete vs aidiyete ait olduğumuz onları çokta ilgilendirmemekte. Kendilerine olan yakınlığımıza göre değer biçilmekte. Iyi ki Ermeni değiliz diyesim geliyor, kusura bakmayın.

Arjantin'de doğup, hayır ben aslında Moğol'um demek istisna ve kahramanlık çoğu yerde.

Rejimleri kabaca 2'ye ayırmak mümkün. Toplumun devlet içinde eridiği rejimler. Bunlar genellikle faşizan otoriter rejimlerdir.

Birde devletin toplum içerisinde eridiği rejimler vardır ki, demokratik sosyal, bireyin haklarının çoklaştığı devletin küçüldüğü. Ayrımcılıklar da sanıldığının aksine otoriterliğin olduğu yerde artar. Özgürlüğün olduğu yerde azalır.

"Kurbağa kendi batağından çıkmamışken, ben ona nasıl denizden söz edebilirim? Kendi yöresinde kalan yaz kuşuna, buzdan nasıl söz edebilirim? Bilge kendi öğretisinin tutsağı ise eğer ona nasıl yaşamdan söz edebilirim?"
Chuangtse

''İçindeki vahşet duygusunu yenmemiş toplumlar katillerine canilerine hayranlık besler."
Andre Malraux

"Ne varsa düne dair, dünle beraber gitti. Artık yeni şeyler söylemek lazım." Mevlana

İlyas kardeşim ayrımcılık suçlamanı kabul etmem mümkün mü?


Civan
17.01.2007

Yanlış bilmiyorsunuz.

Belli bir dönemin sosyal yapısında kapitalizm olgusu, ulus devletten ve otoritenin baskın olduğu rejimlerden beslenmiştir. Ancak bir kavram bir ülke için ifade ettiğini, bir başka ülke için ifade etmeyebilir. Silah tutan için ayrı, doğrultulan için ayrı şeyler ifade eder. Ulus devlet de öyle. Güçlü devletler için gereklidir. Asla taviz vermezler. İngiltere devletinin ihtişamı hiç kaybolmaz örneğin. Amerika en son anayasasını ne zaman yapmıştır ve filmlerinde göklerde bayrakları dalgalanırken başrol oyuncusu ve yanındakiler (Bir Afrika kökenli, bir İrlandalı vs.) hangi duyguları yansıtırlar izleyenlere…

Ulus devleti bitti, bitiyor, devri kapandı ama küçük devletler için. Çünkü kimse istemiyor, elini uzatamadığı sınırlı parçaları. Örneğin kocaaa Anadolu'da bir devlet ve tezkerelerin takılacağı tek bir meclis. Örneğin biz ulus devletimizi koruyamazsak, bizden birkaç ulus devlet çıkarılabilir. Daha yönetilebilir, biri birine karşı kullanılabilir, biri he demezse öbürüyle iş halledilebilir. Etnisiteye, inançlara göre çok güzel modeller halinde …

Avrupa birliği ile ilişkilerimizi temel kitapları okuyarak anlayamayız, çünkü dinamik bir süreç. 1972 yapımı Ertem Eğilmez filmi olan “Sev Kardeşim” filmini izlediğimde AB-Türkiye ilişkisiyle film arasında bir paralellik kurdum. İzleyenler düşünsünler bakalım, bir çağrışım olacak mı? Ayrıca Irak ulus devleti olamadığı için şimdi biri birini yiyor. Kafkasya'da da benzer durum. Konjonktüre göre, orada kimin kiminle yandaş olacağını ya da tersini bir belirleyen olacaktır. Kimse kayaları taşımak istemez. Parçalayıp taş yaparlar.


Tremko
18.01.2007

Irak ulus devlet olamadığı için birbirini yiyiyor. Peki Türkiye ulus devlet olarak da 80 senedir rahat huzur içinde mi yaşıyor?

Sorun bizim yönetim anlamında bir Fransa, İngiltere, Almanya olamayışımız. Onlarda Korsikalı, Galli, İskoç ile yaşamışlar aynı sorunları, bakmışlar milli benlik kaybolmuyor, silinmiyor çok kültürlü birer ulus devlet olmaya evrilmişler. Şimdi devlet eliyle bu kültürler-diller desteklenip yaşatılıyor.

Biz de daha düne kadar yok sayılanlar, bıçak kemiğe dayanınca tanınmaya başlıyor. Ama bunda da ne bir samimiyet ne de güven duygusu görmek mümkün değil. Bir tarafta AB süreci ile yaşanan bu gelişmeler, diğer yanda bu gelişmelere ulus-devlet elden gidiyor diye feryat figan yaklaşanlar...

Anlamamız gereken bir şey var: Her musibet dışardan gelmiyor. Başınızı yıkayıp ayaza çıkarsanız yüzde 99 nezle olursunuz. Zamanında bu demokratik açılımları yapmayarak soruna zemin hazırlıyorsanız, şimdi dış mihrak söylemine sarılmamalısınız. Sorunları yok saydıkça o mihraklar hep varolmaya devam edecek.

Sonuçta ulus-devlet, şu veya bu devlet her ne şekilde olursa olsun yeter ki, vatandaşın üstünde değil hizmetinde, çok kültürlülüğe saygılı, koruyucu, geliştirici, hukuka önem veren, adaleti toplumun her kesimine eşit yayan demokratik bir model olsun.

Ama nerdeee.


Civan
19.01.2007

Türkiye'de ulus devletin yaşamasını kim istedi ki, 80 yılda rahat huzur görelim. Kimi oradan çekti, kimi buradan. Kimse sahip çıkmadı devletine.

Tekrar tekrar söylüyorum; kendini veya temsil ettiği kitleyi ayrıcalıklı görenler, bir tek yurttaşlık hakkıyla tatmin olamazlar. Kimse yurttaşlık bilincinde olmazsa, olacağımız Ortadoğu ve Kafkaslardakilerden farklı değildir.

Siz sanıyorsunuz ki, bu Batılı devletlerin tek derdi bu bölgedekilere demokrasi, huzur, özgürlük getirmek. Çünkü kendi işleri tıkırında, tek kaygıları bizim Güneydoğu vs. kaldı. Yapılan tek şey, herkes için var olan olumsuzlukları, sırf sizeymiş gibi göstermek. Zulüm gören inanalar var mesela. Sırf bu zulmü ortadan kaldırabilmek için örgütlendiler. Eğer onlar devleti elde ederse bu zulüm bitecek.

Peki hangi zulüm?

Soru bu.

Milyonlarca insanı devletine, tarihine, insanına küstüren bu zulüm nedir? Neden Batı destekler bu mücadeleyi alenen? Hangi zulüm? Kısıtlanan nedir? İbadet yapamayan mı var, ibadeti horlanan mı var ki bir cihat ihtiyacı var?

Bin yıldır tek bir beylik bile kurmayan Kürt halkının devletleşme azminin tarihiyle, enerji ve su sıkıntısının tarihi nasıl oluyor da üst üste biniyor. Çerkeslerin Türk olmadığını, kökeninin farklı bir ırk olduğunu söyleyen öğretmenine saldıran bir öğretmen okulu öğrencisi duymuştum. 1950'li yıllarda.

Vatanını yanlış bilgiye dayansa da bunca benimseyen nesil, nasıl oluyor da "annem Türk babam Çerkes ama yanlış anlamayın ben Çerkes'im" diyecek kadar bir tarafa yönleniyor? Kendinizi asimile oluyor hissediyorsanız; unutmayın ki, bunun sorumlusu devlet değildir ve fikrim şu ki; kültürel manada en ufak detay atlanmamalı, bir günlük gibi tutulup unutulmamalıdır. Unutulacak olan da desteklenmemelidir. Eğer desteklenmese halk oyunlarının büyük kısmı tarihe karışır.

Kültürel manada her kültüre yer ve gerek vardır ama siyasi manada işler farklıdır. Kültürü öne sürerek siyasi paylar kapma yarışları, kültürün korunmasına vurulan en büyük darbedir. Siyasi İslam gibi.

Siyasi kültür olmaz. Siyasi manada hepimiz Türk vatandaşıyız ve yasama, yürütme, yargı bizim kültürümüzü görmez. Kültürü öne sürerek, siyasi ayrılıklar yaratmakta ahlaki, yenilir yutulur, rasyonel değildir. Bugün Devlet Halk Dansları Topluluğu Çerkes danslarını yeterince önemsemiyorsa, buna itiraz eden haklıdır. Yok İskoçya, yok Galler... Siz asimile olmaktan mı korkuyorsunuz, yoksa yurttaşlık bağlamında korkularınız mı var? Her yurttaşın eşit olması yetmiyor mu? Her Kürt meclise giremiyor mu ki, Irkçı DTP baraj altında kalınca anti-demoratik oluyor? Saysınlar kaç Kürt görev başında. Lafa gelince kültür özgürlüğü istiyorlar ama esas istenen siyasi ve ayrımcı, bölücü.

Şu an silme Kürtlerin olduğu bir yerde yaşıyorum. Aleviler, Kürtler ve bir eksiklik görmedim, bir baskı hissetmedim yaşayışlarında. Bu eksikliği kim, nerede yaşıyor acaba? Neyi isterken, yok deniliyor. NEYİ? Acaba 1000 yıldır olup da son 100 yıldır eksilen nedir?

Bu insanların bir eksikleri var. O da terör öncesi yaşantıları. Çok zarar görmüşler ama yine aynı taktik. Bu insanlara, bu işin sorumlusu devletmiş gibi gösteriliyor. Yani Nasreddin hocanın dediği gibi; Hırsızın hiç mi suçu yok?

Akıllar başa gelip de şu ülke gidince ne olur, öncelik nerededir, Batılılar çok istiyorlarsa önce parçaladıkları Yugoslavya'ya, Irak'a; karıştırdıkları Kafkasya'ya huzur ve demokrasi getirseler ya.

Ne kadar severlermiş Türkiye'yi de, ne kadar inandırmışlar sizi. Şunu söyleyeyim; kimse ırkım kötü, demez. Irkım iyidir romantizmi vardır ama o kadar. ''Irkım iyidir''i abartırsanız, neden sonuç ilişkilerini anlayamazsınız ve yanlış yol doğruya ancak tesadüflerle çıkar.

Şimdi yeni yazılan yazılardan birinde bir büyüğümüz, sülalesini arıyor yana yana. Çocuklarına miras bırakacak, onları kendisi gibi defolu değil, tam Çerkes yetiştirecek böylece (yarısı Türk'müş. Bu utancı çocukları yaşasın istemiyor.)

Saygılarımla.

Düzeltme: Yukarıdaki yazımda "unutulacak olan da desteklenmelidir", olacak. Desteklenmemelidir yazmışım galiba.


Tremko
19.01.2007

Hakkını aramayı bilmeyen, vur ensesine al lokmasını ve yıllardır da cehaletle boğuşan Anadolu insanı devletine sahip çıkmadı demek? 90 bin evladını hiç yoluna göz göre göre kara kışa teslim ederken ''vatan sağolsun'' diyebilen bir halktan bahsediyoruz, sorumlu kişi şu an İstanbul'da bir yerde iade-i itibar ile yatarken, bazıları da hain olarak yad ellerde, 90 bin Anadolu çocuğu ise Allahu Ekber dağlarında toplu mezarlarda yatıyor.

Bunun gibi yüzlerce fedakarlık örneği ile dolu mazi. Bu tablodan, rahatsızlık duyduğunuz bu günlere gelindiyse oturup devletin işleyişini konuşmak lazım herhalde.

Batılı devletlerin ucuz ayak oyunlarının herkes farkında, yazdık ta bunu, tekrar hatırlatmanıza lüzum yok. Bilmediğimiz şeyler değil zira. Hatta bu anlamda vatansever insanların kaygılarını anladığımızı da yazdık. Çünkü bizler de vatanseveriz müsaade ederseniz. Bu da anti-parantez önemli konudur. Devleti, politikaları eleştirene iyi gözle bakılmaz. Potansiyel hain kontenjanına dahil edilir bizde.

Kültürel haklar, derken bunun içine dilin de girdiğini kabul ediyorsunuz herhalde. Devlet halk dansları varsın Çerkesce oynamasın ama dil konusunda baştan savma uygulamalarla insanlara gidilmesin. Dil en önemli hazinedir. Onu kaybettiğin zaman benliğinin yarısı gitmiş demektir. Bu anlam da verdiğimiz Gal ve Korsika gibi örnekler o devletin halkına karşı olan samimiyetinin ifadesidir. Zamanında belki bizde de bu adımlar atılsa orada 30 bin şehit verilmez, şimdi çok daha sağlam bir iç huzurla yürüyor olurduk.

Asimile olmaktan korkuyoruz. Evet burada çok da yazılıp çizilen konudur. Zaten yönetenlerin istediği de bu değil midir? Türkiye'de homojen bir Türk milleti. Etnik çatışma derdi tasası yok. Oh ne güzel. Bunun için bizde yapılan uygulama yok sayma ve eritme uygulaması yıllardır. Bu uygulama baskıdan daha etkilidir. Etkili olmadığı yerde baskıya da dönüşür.

Düne kadar Türkçe harici yayın çıkarmak, tv yayını yapmak mümkün müydü? Tabi Çerkesler ya da ne bileyim Boşnaklar için asimilasyonun vebalini tümden devlet politikalarına bağlamak da haksızlık olur. Tercihler de olmuştur bu yönde.

Boşnaklar etnik anlamda Türk olmamakla beraber Türklüğü gönüllü olarak seçmiş kabul etmiştir. Çerkeslerden de vardır bu yolu seçen.

Son paragrafta yine Batılıların oyununa geldiğimizden dem vurulmuş. Söylediklerimizin zıddını alıp, bizim düşüncemiz olarak lanse etmeyin. Aynı şeyi elli kez yazmayalım.

Bunun cevabı verildi ama tekrar edelim. Başkaları adına değil Çerkesler adına yazıyoruz. Çerkesler oyuna gelmeyecek kadar uyanık, vatansever ve sağduyu sahibi bir halktır.

Son yazınızla gerçek düşünce yapınız belirginleşti. Resmi söylemden başka söyleyecek bir artı sözünüz yok. Öyle ki, belki tesadüfen gördüğü bu sitede Çerkeslik adına kaybettiklerini arayan bir insan bile sizi sıkıntıya sokmuş.

Defodan rahatsız olan o değil, onun Çerkeslik arayışları sizi rahatsız etmiş. Unutmadan bende o büyüğümüzün pozisyonundayım. Çerkes'ten çok ta Türk çevrem ve arkadaşım vardır. Ama insan kendini ne hissediyorsa odur. Tıpkı yukarıdaki Boşnaklar, Çerkesler gibi. Her ırk kendini yüceltir. Burada da yapılır bazen. Ancak kantarın topuzu kaçmamıştır hiç. Bunu hak eden platformlarda dile getirmek lazım. Burası yeri değil.


Karaemilyano
19.01.2007

Sayın Civan,

Yazınıza bir şey yazma gereği duymuyorum. Lütfen önceki yazıma bakınız.


Civan
20.01.2007

Anadolu insanı gerçekten tanımladığınız gibi. Yüzyıllardır savaşlara sürüldü. Bundan 60 yıl önce Türkiye’deki hiçbir evde pasta yapacak imkan yoktu. Eve gelen misafire pasta ikram edenler, ancak yabancı büyükelçilerin eşleriydi. 4 çuval unu olan ağa sayılıyordu. Köylerinize baktığınızda, özellikle eski evlere ve çok değil, şu an 50 yaşının üzerinde olanlara sorduğunuzda sefaleti zaten görüp duyuyorsunuzdur. Anadolu insanı gerçekten açtı, mağdurdu. Şimdi aynı mağduriyet boyut değiştirdi o ayrı konu. Ama vurup lokmalarını aldıkları gibi, eğitim haklarını, aydınlanma haklarını da aldılar. Köy enstitülerini, halkevlerini kapattılar. Oralardan çıkacak aydın gençlere ”Haydi tekrar tarlaya, koyun otlatmaya” dediler adeta.

Sonra?

Sonra kapanın elinde kaldı o gençler. Gelişmediler. Cumhuriyeti benimsemediler. Aşırıların insan kaynağı oldular. Kimi ırkın peşine düştü, kimi şeriatın. Hep şikayet ettiler. Evet baskıcıydı resmi tutum. İnsanlarını efendi yapmak istedi hep. Zorlanın dedi. Gelişin dedi. Okuyun, cumhuriyetinize siz sahip çıkın dedi. Bunun için zorladı. Engel olmak isteyene sert oldu, bazen kantarın topuzu kaçtı bile. Buna engel olmak isteyen şeriatçılar; değiştirmek isteyen komünistler, yamultmak isteyen Turancıların yanında, bu sınıflara sokulan sayısız insan ve kuruluş bu sertlikten nasibini aldı. Halka ulaşmayı engelleyen her şey ve beraberinde halk... Ama halk meseleyi kavrama aşamasına getirilemedi.

Siyaset konusunda karanlıktalardı ve enformasyona ulaşmaları zordu. 1950’de gerçekleşen karşı devrim, Atatürk yolunu bitiremedi ama ivmesini aldı. Artık cumhuriyetçilerin sayısı 1’den daha fazlaydı. O dönemde yetişenler diğerlerini de yetiştirdiler. Ancak karşı devrim daha hızlı ve çok odaklıydı. Olan, halkın desteğiyle yine halka oluyordu. Her birinin bir yeni yolu oldu. Hiçbir geçmişi olmadan türkü dinletip, döner dağıtan, uçsuz bucaksız atmasyona dayalı söylemli siyasal oluşumlara bile %7 oy çıktı sandıklarından.

Sonra şikayet ettiler hep. Herkes mağdurdu bir şekilde. Herkesin bir hayal kırıklığı vardı. Hep politikacıları, dış güçleri (ben de sıkça bu gruptayım), siyasi akımları ve birbirlerini suçladılar. Kendilerine hiç bakmadılar. Birlikleri ve dirlikleri gitti avuçlarından. Yine suçladılar. Kimse onları suçlamadı. Halk hep iyisini bilir dediler ama bunun gerçeği yansıtmadığını da hep bildiler.

Anadolu halkı şu an Arap milliyetçiliğine sarılmış İslamiyet diye. Tek dertleri o. Sanmayın hepsi Hrant Dink’i tahlil ediyor. Birçoğu ilk defa duydu bu ismi. Şimdi onlara 3-5 cümleyle anlatacaklar olayı ve onlar da
bilecek (?).

Dil konusunu defaatle yazdım sayfaya. Anadili, insanın düşünürken kullandığı dildir. Sanırım rahatsızlık buradan başlıyor. Neredeyse Çerkeslerin yarısından çoğu, beki daha fazlası Türkçe düşünüyor, kendi aralarında bile Türkçe konuşuyor. Bu benim tahminim, işin aslını siz daha iyi bilirsiniz. Bu size, dilinizin diğer kuşaklara taşınamayacağı fikrini veriyor. Dilinizin kaybolacağı fikri de sizi rahatsız ediyor ve üzüyor. Bu doğal ve meşru bir kaygı. Ama ne yapılabilir. Çocuk, hayatının ilk yıllarında hangi dili öğrenirse, o dille konuşup, düşünüyor. Sonradan öğretseniz de, lazım olmadıkça kullanmıyor. Koleje giden, ya da yurtdışında yıllarca kalanları düşünün. Dil derslerine özel teşebbüslerle ilgi sağlanamıyor. İnsanlar zaten İngilizce'ye mecbur. Aile içinde kullanmadığı dile hafta sonlarını verip gitmiyor.

Zorlamak lazım düşüncesi doğunca da devlet okulları geliyor akla. Devlet zorlar ya! Bu mesele de eğitimde birliğe aykırı gibi görünüyor. Salt Çerkes mahalleleri olmadığı için ancak seçmeli olarak verilebilir. Aksi takdirde okulları da ayırmak gerekecektir. Çerkes okulu, Zaza okulu, Boşnak okulu... Ayrıca tek kriter de dil dersi olmayacaktır bu durumda… Birkaç tür okula daha ihtiyaç olacaktır aynı mahallede. İyimser bir bakışla, aynı kriterleri karşılayan öğrenciler, aynı okullarda birleştirilebilir. Zaza yatılı bölge okulu vs. Ama seçmeli ders olabilir. O zaman diğer etnik gruptan arkadaşlarıyla karışık sınıflarda okuyabilirler. Seçmeli derse giderken ayrılırlar o zaman. Bu da, daha önceden yazmıştım, yeni sorunlar getirebilir.

Kabardeyler mi esas alınacak, Wubıhlar mı, Abhazlar mı, Çeçenler mi… Birbirini anlamakta zorlanan o kadar Kafkas boyları var ki. Hakim dil kimin ki olacak? Bu yeni ayrımlar yaratmayacak mı ya da, devlet her yere okul açtı da, her dersi verdiriyor da bir de Çerkes boylarının dil yarışını mı düzenleyecek? Kim devletin esas Çerkes'i olacak da diğerleri ona tabi olacak?

Devletin attığı ya da atamadığı adımların 30.000 insana mal olduğu fikriyle bağdaşmam, sizin düşündüğünüz yönden bağdaşmam, zor görünüyor. Kürtler de Anadolu halkı ve belki de karanlığa en çok maruz kalanlardan. İstanbul veya Ankara gibi büyük şehir görmemiş hiçbir Kürt'ün siyasi kültürel bir kaygısı yok. Şu an içlerinde bir yerdeyim. Bu bir ideolojik durum. Bazı geleneklerini çok şükür, bazı geleneklerini de maalesef özgürce yaşıyorlar.

Ben Türkiye’nin herhangi bir konuda devamlı ve etkin politikası olduğu inancında değilim ki, asimilasyon politikası olsun. Bulunduğu toplumla benzeşmenin doğal ve pasif bir süreç olduğunu düşünüyorum. Etnik çatışma olmaz, doğru, ama tadı tuzu da olmaz. Nasıl olsa bir sebep bulunur. Maksat çatışma olsun.

Batılıların oyunundan haberdar olmanız ve bunlara karşı uyanık olmanız güzel. Ama bu oyunlardan tüm Türkiye olarak haberdar olduğumuzu sanmıyorum. Bunun Çerkeslikle vs. alakası yok. Tüm halkın sorunu bu. Maraş olayları, Sivas olayları, ülkücü-devrimci çatışmaları, 6-7 Eylül olayları… Bunların bir kısmında da dış kaynak olduğu fikri var bende.

Ben Çerkesliği arayan düşünceden değil, annesinin Türklüğünü özür sayan düşünceden rahatsız oldum. Ben arayacak olsam insani değerleri arardım. Çocuğuma dürüstlüğü, vicdanı bırakmakla manen tatmin olmuş hissederdim. Bu ne kadar mümkün benim için ayrı konu. Türklüğü ara, tüm güzellikler orada yaşanır demezdim herhalde. Büyüğümüzdür, tecrübesi fazladır, benim düşüncemle çelişmesi, haksız olduğunu göstermez. Üstelik iyi niyeti, onun torunlarına manen güzellikler bıraktığını düşündürebilir bize. Sülalesini bulsa da olur bence bulmasa da.

Bu ayrı bir konu.

Çok uzun oldu.

Saygılarımla.