|
|
................... |
|
................... |
BUNLARI BİLİYOR
MUSUNUZ? |
ŞERCES Ali
Çeviri:
BABUG Ergun Yıldız |
|
|
................... |
|
................... |
Aşağıda eski Çerkeslerde bir zaman mevcut geleneklerin
bazılarından örnekler bulacaksınız. Bu geleneklerin bir kısmı
günümüzde uygulanmıyor olsa da bizim geçmiş kültürümüze dair
ipuçları vermesi bakımından önemlidir.
Bir toplumun yaşam biçimini, yaşama bakış ve algılayış biçimini
anlayabilmenin en kestirme yolu, o toplumun geleneklerini anlamaya
çalışmaktır.
Bu nedenle aşağıdaki kısa gelenekler bizlere ecdadımızın yaşadığı
dönemdeki anlayışı, değer yargıları ve cemiyet yapısı hakkında
fikir verecektir.
Bu şekilde hem unutulmuş gelenekleri hatırlamış, hem o geleneği
yaratan düşünce biçimi hakkında bir kez daha düşünmüş olalım.
Дарс – Dars:
Eskiden Çerkeslerin kullandığı para birimi.
1 bakır dars 1 şayt (ne olduğu anlaşılamadı) değerinde, 1 altın
dars ise 5 gümüş dars değerindeydi.
Yine bir altın dars’ın değeri 80 bakır dars ediyordu. 1 gümüş dars
ise 16 normal dars değerindeydi.
Дыщырыс – Dışşırıs:
Eskiden Çerkeslerde genç kızın nikahı kıyıldıktan sonra 1 yıl
daha baba evinde kalırmış. Bunun amacı ise 1 yıllık süre içerisinde
gelini alan ailenin düğün hazırlıklarını tamamlaması ve başlık
parasını tedarik etmesi imiş. İşte bu şekilde genç kızın nikahı
kıyılmış olarak baba evinde kalmasına verilen isimmiş Dışşırıs.
ЖьакIэупс ЗэкIуж – J’ak’ewups zek’uj:
Eskiden arasında kan davası olan taraflardan suçlu olan
mahkeme(yaşlılar heyeti) huzurunda oturtulur ve mağdur tarafa
keskin bir bıçak veya ustura verilerek düşmanını traş etmesi
istenirmiş. Eğer bu kişi düşmanını öldürmeden traş ederse onların
barıştığına ve kan davasının kalktığına karar verilirmiş. Eğer traş
eden kişi kanlısını öldürür veya keserse kan davası iki aile
arasında devam edermiş.
Гъасэ – Ğase:
Buğday ile Arpa arasında her ikisinden de farklı bir tahıl
türüdür.Kuraklıktan da etkilenmeyen ve bol yetişen bir üründür.
Adigeler eski çağlardan beri ektikleri bu tahıl türü yüz yıl
savaşları sırasında unutuldu ve kayboldu.
Fakat 10 yıl kadar önce Adige araştırmacı Hakun Barasbiy bu ürünü
Dağıstan’ın küçük bir köyünde bu tahılın tohumunu buldu ve geri
getirdi. Ürün yeniden halk arasında yayılmaya başladı.
Къурагъ еупсей - Qurağ yewupsey:
16 – 17 yaşına gelmiş delikanlılar için yapılan bir yarışmanın
adıymış qurağ yewupsey… Bu gelenek, o yaşa gelmiş gençler için
Çerkes gelenek görenek ve yaşam biçimi konusunda hangi seviyede
olduklarının sınandığı bir bir nevi imtihanmış.
Bir bölgede kalan birkaç köyün gençleri veya bir beyin etrafındaki
köylerin gençleri bir araya getirilir yarıştırılırmış.
Buna soylu bey ayrımı yapılmaksızın her genç katılırmış.
Hatta Atalıqlar tarafından yetiştirilen gençler de bu sınavlara
sokulurmuş ki o Atalıq için de kendisine emanet edilen o genci
nasıl yetiştirdiğini gösteren bir nevi imtihan olurmuş.
Seçilen yaşlılar heyeti, katılan gençlerin hangi dallarda
yarıştırılacağını tespit edermiş öncelikle. Söz gelimi at binme,
at oynatma, at koşturma , kamçı tutma, yaşlının yanından atla
geçme, misafir karşılama, misafir uğurlama, yaşlı sofrasında
hizmet etme, thamade quedze olarak görev yapma, cenaze haberi
vermeye gitme, başsağlığı dileme ve buna benzer geleneğe dair bir
çok konuda sınanırmış gençler.
Taş atma, ağırlık kaldırma, nişancılık gibi bir çok konu varmış
bu yarışmalarda.
Bu yarışmalarda asıl amaç hangi gencin hangi konuda daha yetenekli
daha iyi durumda olduğunu sınamakmış yoksa çocukları birbirine
kırdırmak değil.
Yarışmalarda kazananlar veya iyi durumda olanlar belirlenir, fakat
hiçbir zaman aşırıya kaçan şekilde onlar yüceltilip öne
çıkartılmazlarmış.
Yarışmacıların çoğu kez sadece sözlü cevapları ile yetinilmez, bu
söylediklerini ne kadar yapabildikleri uygulamalı olarak da
sınanırmış.
Bu yarışmalarda kazanamayan gençler cesaretlendirilir teşvik
edilir ve bir dahaki seneye iyi hazırlanmaları tembihlenerek iyi
yaptıkları şeyler övülerek incitilmeden gönderilirmiş.
Kazanan genç için yaşlılar X”uex”u söyler, büyükleri genci tebrik
ederlermiş.
Yarışmanın en önemli bölümü ise, kazanan gence bj’e verilmesi yani
kadeh kaldırma izni verilmesi imiş.Bu sadece sembolik bir şeymiş
yoksa o kadehte öyle önemli miktarda içki olmazmış.
Daha sonra bu kazanan gencin ailesi bir sofra donatır, yaşlıları
davet eder ayrıca gençler için de ayrı bir sofra açarmış.
Bütün bunların sonunda yarışmalar düğün ile son bulurmuş.
Kazanan genç, kendisinden büyük ağabeyi olsa bile sadece orada bir
kez düğüne girmesine ve oynamasına izin verilirmiş.
Bilindiği gibi Çerkes geleneğinde büyüğü evlenmemiş olan genç
düğüne giremez.
АкIэ - Ak’e:
Eski Çerkes geleneğinde bir genç artık erkek oldu savaşçı oldu
denilecek bir yaşa gelmişse, onun kafasında başın tam arka
kısmının tepesinde bir parmak kadar saç bırakılır başı traş
edilirmiş.
Bu saçı erkek tüm yaşamı boyunca kesmezmiş, ta ki o kişi artık
savaşlara katılamayacak duruma gelir ve silah bırakırsa o zaman
Ak’e tx’alheıu denilen bir ayinle bu saçı kesermiş ve o andan
sonra da silah alıp dağa çıkmazmış, sefere gitmezmiş bir daha.
Bunun dışında, bir nedenle çok büyük azap duyan veya yaptığı bir
eylemden pişmanlık duyan kişiler de bu saçı kesip silah
bırakırlarmış. Fakat onlar için Ak’e txelheıu denilen ayin
yapılmazmış.
Вэрывэж – Verıvej:
Ailedeki çocukta suçiçeği benzeri bulaşıcı bir hastalık varsa
çocuk iyileşinceye kadar arkadaşlarının komşu çocuklarının onunla
görüşmesine izin verilmezmiş...
Hasta çocuk iyileştikten sonra, üzerinde çocuğun üç parmağının izi
olan halhame pişirilir (çerkes mutfağında yuvarlak kesilmiş ince
hamurdan bir yiyecek) komşu çocuklara ve arkadaşlarına
götürülürmüş ki bu çocuğumuz iyileşti artık çocuklarınız gelebilir
demekmiş.
Емынэ уз бэракъ ф1ыц1э – Yemınewuz beraqf’ıts’e:
Çerkeslerde bulaşıcı hastalık olmuş ailenin evinin çatısına
bir siyah bayrak dikilirmiş.
Böylece insanlar o evde bulaşıcı hastalık olduğunu bilir,
yaklaşmadan ve hastalığı kapmadan korunurlarmış.
КъуажэкъехуэкI – Quajeqehuek’:
Eskiden hırsızlık yapan kişi, mal sahibi veya mahkeme heyeti
tarafından çaldığı şey ile birlikte köyün içinde gezdirilirmiş ve
her girdiği mahallede işlediği suç bağırarak insanlara
duyurulurmuş...buna къуажэкъехуэк1 deniliyormuş.
Къуным – Qunım:
Eski Çerkes köylerinde her aileden belli miktarda bir para
veya erzak alınırmış.
Bununla köye gelen önemli misafirler veya heyetler ağırlanır,köyün
ortak misafirleri için harcanırmış bu toplanan şeyler.Bu amaçla
toplanan erzağa veya paraya da Qunım denirmiş.
Шэбэз – Şebez:
Mezdegu (Mozdok) Adigelerinde genç bir kız evlenirken ,
ailesinden ayrılmadan evvel son bir defa bir akrabası ile
oynatılırmış.Bu oyun esnasında düğüne gelenler arasında genç kız
için para toplanır, bu işi de gelini götürmek üzere gelenler
arasından bir kadın yaparmış.
İşte bu şekilde toplanan paranın adıymış Şebez.
Devamı >>> |
|
|
|
|
|
|
|