|
|
|
|
|
"DEMOKRATİK YENİDEN YAPILANMA”
|
15.11.2009 |
|
|
Dr. MEŞFEŞŞU
Necdet Hatam |
|
|
"Demokratik Yeniden
Yapılanma” sürecine çağrı gerçekten aktif mi?
CC Forum sayfamızda bir duyuru bir imza kampanyası…
İlginçtir hiç ilgi görmeyen bir imza kampanyası:
''Demokratik Yeniden Yapılanma” Sürecine Aktif
Katılım Sürecine Aktif Katılım Çağrısı imza
kampanyası bugün dördüncü gününü doldurmuş bulunuyor.
Yanıt sayısı, henüz sadece bir. Neye yormalı… Bu sonuca
sevinmek mi üzülmek mi gerektiğine de karar veremiyorum
bir türlü.
Kampanyanın ilgi görmeyişinin nedeni, deplasman
severlik, Türkiyeli Çerkes çemberi ise eğer, üzülmek
gerekir diye düşünüyorum. “Ağzı su dolu olmak” bu kadar
ileri boyutlarda olabilir mi? Eğer bu kadar ileri
boyutlarda ise üzülmemek mümkün mü? Adresi tıklıyorum
bildiriyi destekleyen sayısını öğrenmek amacı ile. 15
Kasım 2009 tarih ve saat 21:35 itibarı ile imza veren
sayısı 828. Şimdi bu sayıyı ne ile oranlayalım?
Türkiye’deki Çerkes nüfusu ile oranlarsak devede kulak
bile değil. İyisi mi derneklerimizin üye sayısı ya da
yönetici sayısı ile oranlayalım ki, kampanyanın birazcık
olsun önemsenmiş olduğu havas verilebilsin. Aslında en
iyisini arkadaşlar düşünememişler. Hal bu ki, ne yapıp
edip dernek başkanlarının imzasını alsalardı, “şu kadar
milyon Çerkes’in temsilcileri diye” bir de güzel hava
atmazlar mıydı? Özetle olaya böyle yaklaştığımızda
üzülmemek mümkün değil…
Ancak ya metne imza koymama gerekçesi benim gerekçemle
aynı ise? Çünkü imza için özelimde de çağrı almış ve
imzalamamıştım. Nedeni mi? Onu da bugün görüşüp biraz
dil üzerinde çalıştığımız, hazırlamakta olduğu sözlük
üzerine konuştuğumuz AÇÜMIZ Hilmi kardeşimizin sözleri
ile dile getireyim: “Arkadaşlarımız, hiçbir şey
söylemeyen bu metni yazabilmek için kim bilir ne kadar
zorlanmışlar.”
Evet desteğin bu denli az olmasının gerekçesi metinde
somut hiçbir şeyin olmaması ise eğer, “halkımız, 'mış'
gibi yapılanları artık fark ediyor ve önemsemiyor” diye
düşünülmez ve sevinilmez mi?
Bomboş bir çağrıyı köşeme taşımamın nedeni de çağrıya
ilişkin görüşlerimi sizlerle paylaşmak. İmza
kampanyasını desteklemediğim ve neden desteklemediğim
sizlerce de bilinsin, tarihe de not düşülsün istedim.
Okumamış olanlarını için işte metin:
“DEMOKRATİK YENİDEN YAPILANMA” SÜRECİNE AKTİF KATILIM
ÇAĞRISI
Tarihimizle ve kendimizle barışmak için;
Kendimizi anlatmak ve diğerlerini anlamak için;
Demokratik yeniden yapılanma sürecinin, sadece belirli
bir etnik grubun siyasi ve kültürel hakları konusuna
indirgeyen algıdan kurtarılıp, tutarlı argümanları ile
olması gereken boyutuna çekilmesi için;
Süreci adeta bir mevzi kazanma veya kaybetmeme savaşına
dönüştürmeden, ülkemiz ve halkımız için bir yenilenme ve
yeniden yapılanma fırsatı yaratmak için;
Çocuklarımıza, kendilerini daha güvende hissedecekleri,
daha mutlu yaşayabilecekleri ve sömürünün, çatışmanın,
güvensizliğin değil; ikramın, barışın, eşitliğin,
sevginin egemen olduğu bir ülke ve bir dünya bırakmak
için;
Süreçten kapabileceklerimizi değil, sürece
katabileceklerimizi konuşmak ve aramak için;
Biz aşağıda imzası bulunan farklı dünya görüşlerine
sahip Çerkesler;
Yüzlerce yıllık geçmişinde farklı etnik yapılarla iç içe
yaşaması sebebiyle kimliklere saygıyı içselleştiren,
Çok farklı inançların harmanlandığı coğrafyası sebebiyle
inanç ve ifade özgürlüğünden yana olan tavrını kolektif
hafızasına kodlamış olan,
Bireysel özgürlüğü yaşamının önemli şartı sayarak,
tercih hakkına saygıyı kültürünün en önemli ögesi haline
getiren Çerkesleri ve tüm örgütlü yapılarımızı, duyarlı
fertleriyle Demokratik Yeniden Yapılanma sürecine daha
aktif katkı yapmak üzere “Biz de Varız” demeye davet
ediyoruz.
Bu sürecin ülke ve toplum lehine sonuçlanması için
çalışmak, tüm toplum kesimleriyle birlikte elbette ki
biz
Çerkeslerin de görevidir.
Demokratik Yeniden Yapılanma’ya evet, ayrıcalık ve
halklar hiyerarşisine hayır diyoruz.
Yok sayarak var olunamaz!
Özgür ve demokratik bir toplum için Çerkesler hazırdır!
Yea Marje!
DEMOKRASİ İÇİN ÇERKES GİRİŞİMİ
Grup Sözcüleri: Yalçın Karadaş - Hulusi Üstün”
Şimdi bu metin ile bu hafta CC sitemizin “Yeni
Dokümanlar” bölümünde yer alan, ünlü yazar Yaşar
Kemal’in sözlerini bir karşılaştırın ve değerli destan
yazarının Çerkeslere küsüşüne gelin de hak vermeyin:
“Bir gün yürüyordum gölün kenarında, 5-10 kişilik bir
kalabalık var ve bir kamyon duruyor. Gittim baktım,
Çerkes oyunlarını biliyorum. Şöyle böyle yaptım
tanımasınlar diye, aralarına girdim. Hiç kimse tanımadı
beni. Ondan sonra ben ayrıldım, bitiyor diye. Meğer
herkes beni tanıyormuş, ‘bizimle gel’ dediler.
- Peki niye geleyim,
- Biz Çerkes’iz,
- Allah güzellik versin, ben size küsüm,
- Niye?
- Siz istemediniz, hiçbir zaman kendinizi, kültürünüzü
istemediniz. Çerkes’siniz, sizin büyük bir kültürünüz
var. Yazık size. Niye istemiyorsunuz dilinizi? Niye okul
istemiyorsunuz dilinize? Ben size küsüyorum,
konuşmuyorum işte..
- Yaşar abi yapma!
- Küstüm! dedim ve küstüm!”
Bunları okuyunca da Sayın Hapae’nin yıllar, yıllar önce
yazdığı ve “yamçı”da yayımlanan dörtlüğünü, çok şey
söyleyen dörtlüğünü anımsamazlık edemedim:
“Bazen
öyle durumlarla karşılaşır ki insan
susarsa…
yalan söylemiş olur şüphesiz.
koca bir asrı yalan söylemekle geçirdik
demek biz.”
Daha önce de sorduğum soruyu da bir kez daha sormaktan
kendimi alamıyorum:
“Şuije psi değexhuağa? Ağzınız suyla mı dolu?”
Ağzınız suyla mı dolu? >>>
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|